25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EKİM 1982 KÜLTÜR YAŞAM Cumhunyet 5 haftanın sanat çizelgesi sinema Pitaş (490166) «Aşto Arayan Kız»: 12.15 14.15 16.30 18.45 21.00, Atlantik (554370) «Lady Chatterleyin Sevgilisi» Sylvia Cristel, Nicholas Clay: 11.00 13.30 16.00 18.45 21.30, Kadıköy (377400) «Çığhktt 13.15 15.15 17.30 19.45 21.45, Sur (236712) «Zafer Benimdir» James Real: 11.30 14.15 16.30 19.15 21.15, Kadıköy As H ü v ü k t e k i Nar A a a c ı YASAB KEBfflt 1Memedin karısı uçsuz b^ caksız bozkırın ortasında dikilmiş duruyordu. Eğilip toprağı eşeledi. Epey ce aradıktan sonra birkaç tohum buldu. Tohumlan eliyle yokladı. sonra dişledi. sonra cebine koydu. Kendi kendine: «Vay.» dedi, «vay garip başım. Tümü de çürümüş.. «Vay». dedi. «vay ga rip başım..» Toprağı yeniden eşelemeğe başladı. Birkaç to hum daha buldu. Gene disledi. Snnra hırsla tükürdü. «Vay». dedi. «vaaay emeciklerim.» Tarlada azıcık olsun bir yeşillik yoktu. Boydan boya uzanmış bir boz top rak. Can eseri yoktu. «ölürük». dedi, «ölürük bu yıl.. Vay,» dedi. «vaaaay dertli başım.» Sonra oturup bir topak oldu. Ucsuz bucaksız bozkıra bakıyordu. önündeki ölü tarlaya bakıyordu. Deli gibi de başı dönüyordu. Arada bir de: «Vay», diyordu. «vaaay emeciklerim..» Ta ikindiye kadar oturduğu yerden kalkama dı. Bir hoş olmuştu. Can cekişir glbi bir haii vardı. Sonra tooarlandı. yo la düştü. Gün yıkılmıştı. Eve geldl. küskün kilskün ocaftın başına oturdu Memet: «Kız», dedi. «yann de ğil. öbürsü gün gidiyoruz. Ben vanr varmaz Çu kurovaya verlrim postaya paravı. Sen dükkâncı Cemai Efendiye ben gittikten on giln sonra ukra. Onun elivien salarım parayı.» Kadın sesienmedi. Memet«•Kız.» dedi, «noldu?..» Avrat hışımla birden boşandı: «Git». dedi. «git Çukurovaya. Biderin tümü cürümüş. Biz on güne ka dar ne yiyellm?.. Tuz ksl madı. TJndan geçtik. tuz kalmadi. On güne kadar ne yiyelim?.. Biderin tümü çürümüş..» Evin ortasında İki oğ lak oynaşıyordu. Hilim hilim fistanh dört çocuk bir araya gelmişler, konuşmadan, öylecene duruyorlardı. Yalnız en kü çüğü, çıplak denecek ka dar yırtık fistanh oğlan, kocaman kocaman sümüğünü çekiyordu. Memet: «Avrat». dedi, «ala keçiyi satarız. Bir külek buğ yı. Ben bilirim Çukurova yı. Yanar,» dedi, «yanar.. Kan gibi kurtlu suyu. Her sineği bir alıcı kurt.. Bulut gibi gelir kan koymaz insanda emer. Yanar kardeş, yanar. Gelin etmeyin. Bakm halime. Gözönüne alm beni. Ge lin etmeyin. Suyu kurtlu. Ilık kan gibi.. Gitmeyin kardeş. Benim lafım size kardeş sözü. baba öğüdü. Bakın halime.. Aç ölün gene gitmeyin. Acınızdan ölün gene.. İş var, para var, ekmek var, kuş sütü de var, ne ararsan var ya, ölüm de var. Sürünmek de var. Sıtma da var. Ve rem var. Bakm halime.. Yanar Çukurova, yanar.. Gelin gitmeyin.» Hösük: «Çaresi yok, ölsek gene gideceğiz.» Memet: «Gideceğiz.» Hösük: «ölüm yokluktan 1yi. Sıtma yokluktan iyi. Verem yokluktan İyi.» Memet: Gideriz», dedi. Yusuf: «Bakm halime», dedi. «Ben gitmem. Bir daha gîdersem orada ölüm kalır. Allah göstermesin. Bir daha gitmem. Purç yer, ağaç kabuğu yer gene gitmem.» Memet: «Biz gideriz», dedi. Hösük: «ölüm yokluktan iyi. Biz gideriz», dedi. Yusuf: «Bakm halime.» Sağ eliyle boyuna karnmı gösteriyordu. Karnı gebe karıların karnı gibiydi. Boynu çöp gibi ince, kalın dudakları ya rık yuruk, yüzünde kan eseri yoktu. Üstü başı permeperişandı. Yalm ayaklarının altı kalın bir nasır bağlamıştı, otomo bil lastiği gibi. Hösük: «Ölmek var, dönmek yok» dedi. Yusuf: «Benden size kardeşçesine söz». dedi. «Her siHösük: «Allahmı seversen sus, Yusuf» dedi. Yusuf bir daha ağzım açmadı. <" • ' Dürülü yorganlan sırtlarmdaydı. Oraklannı da bellerine sokmuşlar, Memedi bekliyorlardı. Memet karısıyla konuşuyordu. Sonra: «Sağlıcaklan kal», de yip ytirüdü. göşjeri (360050) «Lady Chatterley'in Sevgilisi» Sylvia Cristel: 11. 00 13.00 15.00 17.30 21.30, Emek (448439) «Kartal Kayboldu» Alain Delon, Susan Blakly, Robert Wagner, Sylvia Cristel: 12.00 14.15 16.30 18.45 21.00, Atlas (440835> «Kör Dövüşü»: Sindbad'in Son Macerası»: 11.00 13.00 15.00 17.00 19.00 21.00, Lale (4435951 «Görgüsüzler» Gülşen Bublkoğlu, ISTANBUL konsen Ankara Italyan Kültür Heyeti ve Turizm Bakanlığının ısbırliğijle Anadolu uygarlıkları Müzesinde 27 Ekim Çarşamba günü saat 18.00'de Carlo Ambruslo gltar ve flüt konseri verecesc. # Mman Kültür Merkezi'nde 26 Ekim salı günü saat 20.00' de Orhun Tannkulu yönetimindeki Başkent Oda Orkestrası kon ser verecek. İzmlr Devlet Konservatuarında sezonun ilk resitali 27 ekim çarşamba akşamı verilecek. Mustafa Demlroğuz viyolonsel, Gülser Ergümlü piyano ile Lalo, Brahms, Boccherini, Akses Bach'ın yapıtlarını seslendirecekler. Eesital Izmir Devlet Konservatuan salonunda, saat 20.30'da başhyor. ANKARA IZMİR bale ANKARA IZMİR ISTANBUL 12.00 14.15 16.30 18. 45 21.15, Site (476547) «Gelibolu» Mark Lee, Mel Gibson 11.00 13.00 15.00 17.30 19.45 22.00, Ocak (363771) «Wanentölu» (2. ha£ta) 11.00 13.30 16.00 18. 30 21.15, İncirli (726439) «Görgüsüzler» Gülşen Bubıkoğlu, Müjdat Gezen: 11.00 13.00 15.15 17.30 19. 30 21.30, Kızıltoprak Kent (369612) «Kartal Battı» Alain Delon. Sylvia Cristel: 11.00 13.30 16.00 18 3 0 2 1 . 30, Aksaray Kristal (21.5766) «Gelibolu» Mark Lee, Mel Gibson 11.30 14.0(1 16.30 19.00 21.30, Konak (482606) «New York New York» Liza Minelli, Robert da Niro: 11.00 12.45 15. or 19.30 21.30, Dünya (499361) «Fedailer» Anthony Quirm; 12.00 14.15 16.30 13.45 21.00, Yem Melek (444289) «Eve Dönüş» Jane Ponda, Jon Voight: 12.00 14. 15 16.30 18.45 21.00, Gazi (478065) «Valentlno»: Rudolf. Nureyev: 12.00 14.15 16. 30 18 45 21.00, Müjdat Gezen: 12.00 14.15 16.30 18.45 21.15, Sine Pop (437071) «Gelibolu» Yönetmen: Peter Weil. Oynayanlar: Mark Lee, Mel Gibson TÜRK ALMAN Kültür Merkezi'nde çarşamba günü Mançurya savaşlarını konu alan 1633 yapımlı 88 dakika lık «Fluchtlinge adlı bir film gösterilecek Filmrfe Hans Albers oynuyor. TÜHK . Amerikan Kültür Derneği'nde 27 Ekim çarşamba günü saat 20.30' da yönetmenliğinı Neil Simon»un vaptığı «Elveda Gü zelim» adlı film stösterilecek FRANSIZ Kuitur Merkezi 25 ekim pazartesı pünü saat 18 30'da «Dolu Dizgin». saat 20 00'deyse «Aşk Hikâyesinde Yanılgı» filmi gösterime sunulacak 27 Ekim çarşamba gunu Frans*z Kültür Derneği'nde Clau de Sautet'nin vönetti^i. Yves Montand ve Michel Pic coli'nin oynadıkları «Vincent, Francois. Pauı ve Digerleri adlı film saat 20.30' daysa yönetmenliğini Andre Malraux'un yaptıgı «Umut» adlı film sunulacak. FRANSIZ Kültür Merkezi' nde çarşamba günü iki filme birden yer verilmekte. Saat 19.15'de baslayacak olan «Reçete İle Ölüm» adlı filmin yönetmeni Jacques Rouffio. Küçük bir taşra kasabasında, hastane ile ö?el muayenehane arasındaki rekabetin konu edildigi bu filmin ardından, saat 21. OO'de Rene Allio'nun «Pierre ile Paul adlı filmi oynayacak. ANKARA İZMİR • Ankara Devlet Opera ve Balesi 37 ekim çarşamba günü saat 19.30'da «Mikado» adlı operetf sunacak 30 ekim cumartesı günü saat 15.00'deyse Verdi'nin «La Traviata» adlı operasını sergileyeosk. YENÎ kurulan Izmır Devlet Opera ve Balesi perşembe akşamı Necdet Aydm'm hazırlayıp sunduğu «Meddah Opera» ile Ferit Tüzün'ün «Çeşmebaşı Balesinni sergileyecek. BELEDİYE Konservatuan Çağdaş Bale Topluluğu pazar günü saat 11.00'de Haendel'in «Arp Konçertosu», Beethoven'in «Ay Işığı Sonatı», A. Messager'in «tki Güvercin» ve F. Poulenc'in «Le Bifhes» adlı yapıtlarını, Cem Ertekin'in koreografısiyle sunuyorlar ISTANBUL Devlet Opera ve Balesi yartn akşam saat 20.00' de ve Cumartesi 15.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nin Biiyük Salonıında «Venedik'te Bir Oec^r, opereti'ni sahneleyecek. Jnhann Strauss'un en sevilen sahne eserlerinden birı olan «Venedik'te Bir Gece» 1H83 yıüarında bestelendi. Aynı yılın baş larında metin yazarlan Franz Zell ve Rîchard Genee ellerinde bulunan iki metni önce Johann Strauss'a önerdiler. Bunlardan birı «Kuşçu» öbiirü «Venedik'te Bir Gece» idi. Johann Strauss bunlardan ikincisini seçince metin yazarlan da dlğer yapıtı Karl Millocker'e vermiş bestecinin en ünlü aserine kapı açmışlardı Venedik'te Bir Gece metni düzeltilip, müziği onarıldıktan sonra uzun süre sahnelenmiş, «bir Rokoko çağı maskeli oynnu» ve «Yaniışhklarla dnlu bir aşk hikayesi» olarak dünya sahnele i vavı'mışti Akün: «Kadın Banker» Romy Schneider, Ses: «Toprağın Teri» Pikret Hakan, Güngör Bayrak, An: «Toprağın Teri» Pikret Hakan, Güngör Bayrak, Nergiz: «Toprağın Teri» Fikret Hakan, Güngör Bayrak, Çağdaş Sahne: «Evet Gelen Atlı» Jane Fon da, James Caan, Çankaya: «Para Hırsı» Charles Bronson, Jacqueline Bisset, Batı: «James Bond 007 Ay Harekatı» Roger Moore, Menekşe: «Jar mes Bond 007 Ay Harekatı» Roger Moore, Talip: «Kınk Bir Aşk Hıkâyes»; Hümeyra, Kadir tnanır, Kavaklıdere: «Korkusuzlar» Robert Duval, Dedeman: «Şabancık» Aydemir Akbaş, Canan Perver, Kızıhrmak: «Şabancık» Aydemir Akbaş, Canan Perver, Eti Sanat Merkezi: «Çirkinler de Sever» Müjde Ar, llyas Salman, Sanat Evi: «Julia» Jane Fonda, Vanessa Redgrave, Jason Robards Sanat Evl (2. Saîon): «Ölümü Beklerken» ANKARA ISTANBUL akan zaman.duran zaman melih cevdet anday Yetim ahit Sıtkı Tarancı'nın Insansever liğl sözde (şlirde) kalmazdı; sevgi, kardeşlık, lyılik duygulan kişiliğlnin göze çarpan özelliklerl idl, ozanlığm geregı sayıian egreti gösterişier deği İdi. Hele içki masasında büsbütün ortaya çıkardı bu. Öyle ki, onu tanımay anlar, bu duygusallığı lçklnln geçici bir ürünü sayabilirlerdi Çünkü içine kapalı idi genellikle, klmse ile, kimsenln sorunu ile ilgiJi görünınezdi Bir akşam onunla başbaşa yiyip içerken, Peyami Safa'ya atıp tutmağa başlamıştım. Peyami'nin ideolojik konulardaki saldırılannı yeriyordum. Cahit Sıtkı, önce sessiz sessiz dinledl beni, ama ben kim bilir ne denli hızlanmış olacağım ki, sonunda Cahit'in gözleri yaşardt. Konuşma böyle, adamcagız yetim, dedi. Çünkü Peyami'nin saldırganlığını da beğenmiyordu gerçekte. bu yüzden beni ancak onun «yetimllği» ile yumuşatmak yolunu tutmuştu. Oysa yaşını başını almış herkes yetlm ve öksüzdür. Cahit, o «yetim» sözcüğünü, Nazım Hikmet'in Peyami Safa lçin yaz dığı ünlü şilrdekl «Ey yetiml Safa» dizesinden esinlenerek, şaka lçin kullanmamıştı, içtenltkle söylediğl. gözlerinin yaşarmasından belliydi. Peyami Safa. Cahit Sıtki'yı ilk tutan. ilk öven yazarlardandır, ama arkadaşımın onu savunmağa kalkması. vefa duygusundan degiidl sadece. insanların birbirleriyle çatışmaya girmelerini istemediğindendi sanıyorum Peyami Safa'yı, daha şiirlerlmlzi yeni yeni yayımlamağa başladığımız günlerde. Orhan Veli ile bir tstanbul'a gldişimizde tanımıştım. Beyoğlu'nda bir meyhanede, biz, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, dört klsi buluşmuştuk Başka bir masada da Peyami Safa. bir arkadaşı İle oturuyormuş. Arada konuşmalar oldu. sonra masaları birleştirdik Cahit. Orhan'la beni tanıttı Pevami Safa'ya. O akşamki konuşmalar aklımda koşullar one sürmüş, bunlardan birinde benim çıkânlmamı öneriyormuş. kalmamış da, Peyami Safa'nın bize bir Bir gün gazeteye geldim, dostum alaturka şarkıyi öğretmege çalıştıBını ansıvorum Ahmet Raslm'in. güftesi Semih Tuğrul, sıkılarak durumu açtı bana ve, de. hestesi de kendisiniıı olan. Yarınki yazını da yaz da, hesaBen öyle trffnitllpr yafcıeı bestenigârtm bı keselim. dedi. Ben yazı makineslnin başma geçdlzesinın geçtigi. bestenlgâr makamin daki şarkısı İdi bu. Ahmet Rasim, tlm, .zımı yazmaga başladım. O sırada kapı açıldı, Peyami SaÇamlıca'daki zengin bir ailenin evîât edlndigi Bestenlgâr adında bir kıza fa, yanımda Vecdi Bürün ile lçeri girözel öğretmenlik edermiş, aşık olmuş di. Semih Tugrul ayağa kalktı, <Buyurun» dedi. Sanınm ilk karşılaşmaladerken, bu şarkıyı bestelemlş. Meyhaneden kalktığımızda, Peya rı İdi bu. Peyami Safa beni tanımadı. mi Safa. hep birllkte geneleve gitme aklmda kalrnamış anlaşılan yıllar önmizi önerdi. Yolda, biz daha Besteni ce bize Ahmet Raslm'in şarkısmı geçgâr'ı tyl ögrenmedigimiz için. cebin tigi akşam. Ben de yazmayı bıraktım. den çıkardıgı kalemle koroyu yönete onlann konuşmalannı engellememek rek ve önümüzde geri geri yürüyerek için. Derken konu bana gelmez ml! şarkıyı bir kaç kez daha geçti. Hic Peyami Safa: unııtmam, geneleve de geri geri girdi. Melih Cevdet beyln çıkanlmaPeyami Safa 11e, aradan yıllar geç tikten sonra, tstanbul'da, eski Tercü sını istememi anlayışla karşılayacağıman Gazetesi'nde bir daha karşılaş mızı umarım, dedi Semih Tugrul'a. tkt tım. Rahmetll Semlh Tugrul genel ya miz bir gazetede yazamayız. Sanınm o ym müdttrü idi gazetenin. Ben de ora da istemez bunu. Sesimi çıkarmadım. Benim ağzımda Yaşar Tellidede takma adı 11e köşe yazarheı yapıyordum. Gazetenin dan da konuştuğu için ne diyebilirdim patronu, Peyami Safa ile anlaşmış, o ki! Üstelik nezaketle söylenmiş sözlerda Tercüman'a yazmak lçin birtakım dl bunlar. C ATATÜRK Kültur Merkezi Sinema Salonu'nda, varın akşam 19.00'da Kanada yapımı «Cordelia» adlı film gösterilecek. Filnıde Joan Beaudin ve Douise Portal oynuyorlar. Çarşamba günü aynı saatteki, «Amcam Antoine» adlı yine Kanada yapımı filmin oyuncuları Clau de Jutra ve Jaccpıes Gagnon. Perşembe günü, Merkez'de îsviçre yapımı «Düğün Günü adlı film saat 19.00'da yer alıyor. Filmde Claude Goretta ve Arnold Walter rol alacaklar. Cuma günü aynı saatte gösterilecek olan «Namuslu Kiş*nin Uykusu» adlı tsviçre yapımında ise, Jacqueline Veuve oynuyor. Cumartesi ise, iki Fransız yapımı var. 16.00'daki Judith Therpauve adlı filmin oyuncuları Patrice Chereau ve Sîmone Signoret Saat 19.00'da ise, «Kötü Oğul» adlı film gösteriliyor. Bu filmde de Claude Sautet ile Patrick Dewaere'i izleyebilirsiniz. day ahrız. Gerisine de tuz alırız..» Kadm: «Sat», dedi, «sat. Sat da biriclk keçiyi, bir dam la katıktan da olalım.» Memet: «Çukurovadan dönünce iki tane alırım yerine. Dört tane alırım.» Kadm: «Sat», dedi, «sat! Sat da kuruyup kalalım.» Memet kızdı. «Satacağım,» dedi, «hem de ne güzel satacağım!» Kadm: «Sat», dedi. «sat! Sat da ölelim.» Ertesi gün Memet keçiyi öteki köydeki Duran Efendiye sattı. Evden ölü çıkmış gibiydi. Kadm hüngür hün gür ala keçi için ağlıyordu. Memet de eve gelemiyordu. Kadmm yüzüne bakamıyordu. Onun için boyuna dısarlarda geziyordu. tnce bir yel keçi gübrelerini duvar diplerine sürüklüyordu. Öteden Memet geldi. Sonra da Hösük. Bir damın duldasma oturdular. Çukurovadan konuştular. Ya ntı erkenden yola çıkacaklardı. Hösük: «Yalan söylüyorlar», dedi. «Hiç iş olmaz olur mu Çukurovada?.. Yalan.. Koskoca Çukurova bu!» Memet: «Yalan». dedi sertçe.. «Yalan. Adam bulamazlar, adam diye ölürler Çu kurovada. Yalan, Yalan. Yeter ki sen var Çukurovaya. Şimdi Çukurovada adarri diye it gibi yalvarı yorlar.» Az sonra Yusuf geldl. Ikisi birden: «Geldi». dediler. Yusuf daha oturmadan: «Duydum ki», dedi, «duydum ki bire ulan Çu kurovaya gldiyormuşsunuz Duydum ki..» Hösük: «Gidiyoruz», dedi. «Ben Memet. bir de Aşık Alîm gidiyoruz » Yusuf: «Teh.» dedi. «aklınıza şaşayım. Ölüme gidiyorsu nuz. Maraza gidiyorsunuz. Sıtmaya zıkkıma gl diyorsunuz. Aklınıza şaşayım. Çukurova bu! Gel de benden sor Çukurovayı. Benden sor derdini be lasmı Çukurovanm. Ben bilirim Çukurovayı. Deliler! Acınızdan ölün de gene gitmeyin Çukurova ya. Deliler! Yazık gençli ğinize. Bire Memet, senin de arkanda dört gül gibi çocuk var. Gel etme bunu. Giden gelmez. Ge lirse de benim gibi marazlı gelir.» Memet: «Caresl yok», dedi. Hösük: «Biliyoruz kardeş ya, çaresi yok», dedi. Yusuf: «Bilen bilir Çukurova SÜRECEK KİM KİME Çpaıklarl &$jrn yaparken aiabilâiğine . &a$kahrınâan elkiknmeyin... .. Bafe bu resımlerin ofmamıs .. Daha özGÜ&ct kötv, Cok köid BUNLARIN HİC e>İRİ bTEDİ BehiçAK fhkat orada brtane q evet.evet cok ajj Bü HARİKA BiJNDAN SONRA HEP BÖYLE CAÜSACAKSlh! TAMAMhlj İ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear