14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 12 20 EKIM 1982 Yabancı işçiler: Hakkımızda kararı Alman polisi veriyor ı Alman Sosyal Demokrat Partisi birçok yabancı temsilcinin katıldığı bîr seminer düzenle yerek yabancüar konusundaki politikasını tartışmaya açtı. Ulya ÜCER BONN Federal Almanya'da Sosyal Demokrat Par ti'nin yabancılar politikası konusunda duzenlediği bir toplantıda konuşan îspanyol temsilci. «Geleceğimizi burada bizimle tartışıyorsu nuz, ama gerçekte hakkımızdaki kararı Alman polisi veriyor,» dedi. Merkez Sağ koalisyonun başta Türkler olmak üzere yabancılara karşı sert bir politika izleyeceğini belli etmesiyle güncelleşen yabancılar konusunda Sosyal Demokratlar dun 5 saatlik bir toplant] düzenlediler. 4 saati kiliseden, sendikalardan, çeşitli kuruluşlardan Alman ve yabancı temsilcilerin tar tışmasına aynlan 5 saatlik toplantıyı SPD milletvekili Hertha Daeubler Gmelling açtı. SPD'nin resmî yabancılar politikasını özetleyen Gmellıng'den sonra parti Başkanı Willy Brandt, tartışmayı açtı. Toplantıya katüan konuşmacılara geldikleri için teşekkür eden Brandt. «Teşekkür ederim, çünkü iktidar değişikliği ile birlikte, yabancılar sorununu tarafsız biçimde tartışmak güçleşecek gibi görünüyor,» dedi. Daha sonra tartışma açıl dı. Söz alanlann çoğunun yabancı olması ve yabancılar içinde de Türklerin çoğunluğu oluşturduğu dikkat çekti. Türk konuşmacılar, yabancılar politikasınra iş piyasası politikası olarak gö rüldüğünü, bir Alman poliserbest dolaşım ilkesinin uy gulanmaması yolundaki ısteklere değindi. Basa, bunun yalmz Türk Alman iliskileriyle çözülemeyeceğini diğer Avrupa ülkeleriyle görüşülmesi gerektiğini soy ledi. Bu arada, yabancılar politikasının seçim kampan yalarında malzeme olarak kullanılmasından kacınılmaBu arada, yabancılann smı istedi. Alman konuşmacılann ço «konuk» statüsünden çıkanlarak, polis yönetmeliği ye ğunlugu her şeyin yabancırine, bir yabancılar yasası lardan beklenmemesi gerekhalkı nm çıkarılmasmı istediler. tiğini vurgulayarak, Konuşmacılardan biri de, aydınlatma, önyargılan giAlman hükümetlerinin res derme görevlerinin kendilemî politikada kaynaştırma rine düştüğünü savundular. nm (entegrasyon) istenme Bu konuda belediyeler düzeyinde önlemler almmasıdiği izlenimini verdiğini söy ledi, Başbakan Kohl'un bir nı istediler. demecinde, «Yabancılar olSPD tabanı adına konumasa işsizlik sorununun kal şan bazı sözcüler. «Biz damayacağı» izlenimi uyandır ha iyi bir program hazırladığmı ileri sürerek Kohl'u mıştık. ama program parti eleştirdi. yönetimi tarafından önemli Türk Büyükelçiliği Sosyal değişikllklere uğratıldı» deAtaşesi Necdet Basa, Türki diler. ye'nin AET üyeliği halinde SPD'nin yabancılar politikası konusundaki toplantısı aslında aralık ayı için iki günlük bir konferans biciminde düşünülmüştü. Ancak iç politikadaki gelismeler, 9 aralıkta Hamburg eyaletinde erken seçime gidil mesi, mart ayındaki federal erken seçimlere hazırlık nedenleriyle toplanb öne alın dı. Iktidardaki Hıristiyan Demokrat Parti'nin çarşamrildiği için bunun ayrıntıla ba günü bu konuda bir ser m a girmeye hazır değilim» miner düzenliyor ohnası da dedi. toplantuım öne ahnmasınTÜRKİYE'NİN AGlR da rol oynadı. SPD yönetiBAŞLI TUTUMU mi 1983 bahannda daha geDışişleri Bakanlığı sözcüsü niş bir toplantıyla. partinin Büyükelçi Nazmı Akıman, yabancılar politikasını yaTürk • Yunan ilişkilerinde Tür bancüarla doğrudan ilişkikiye'nin ağır başlı tutumunun, NATO'da olumlu karşüandığını deki uzmanlarla birlikte be lırlemeyi planlıyor. soyledi. Buyukelçı Nazmi Akıman, «Yunanistan hükümet üyelerinin maratoryum'a sadık kalma dıklarını, bu konuda ne düşfin düğünü» soran bir gazeteciye şu yanıtı verdi. «BUdiğiniz gibi, 3 . eknn'de İki ülke arasmdaki diyalog, Dışişleri Bakanlanran görüsmeleri ile başlanuştır. Bu ilk görüşmede, sonnç verecek hususlarda mütsbakat ha sıl olmuştur. Diyalog, bu istikamette gelişme gösterirken, yapıiacak resmi beyanlann da aynı doğrultuda olması temenni edllir. Türkiye'nin bu ağır başlı tutumu, NATO'da da o. lumln kaışılanmaktadır.» tikacmın yabancılara hoşgorüyle bakmasının kendisini seçmenleri karşısında guç duruma düşurdüğünü belirttiler. Yabancılara seçmenlik. en azından yerel seçimlerde oy hakkı verilmesini isteyen Türk konuşmacılar, çifte vatandaşhğa imkân tanmmasuıı talep ettiler. Papandreu'nun politikası ALTI KAVAL, ÜSTÜ ŞİŞHANE» 110 kişiden oluşan Hol landa grubu, kişi başına yaklaşık 6000 lira ödeyerek bir «saray gecesi» yaşadıklarını sandılar. Türk saray giysileri ve eğlenceleri konusunda hiçbir bilgileri olmayan grup «altı kaval, üstü şişhane» denebilecek kılıklar içinde asluıda «Sulukule gece klübu» karışımı bir gece yaşadılar. Giysiler, kaldıkları otel idaresi tarafından hazırlatılmış ve Hollanda Iılara armağan edilmişti.. (Fotoğraf. Erdoğan KÖSEOĞLU), "ABD üslerine karsılık » Türk tehdidi önlensin» Stelyo BERBERAKİS ATİNA Yunanistan Başbakam Andreas Papand reu, Yunanistan'dakl ABD üsleri ile ilgili görüşmelerde Yunan tarafınm üslerin devamı için ortaya atacağı temel koşullardan birinin «Türk tehdidinin önlenmesi» olduğunu söyledi. Papandreu, Amerikan NBC televizyonunun sorularına verdiği yanıtlarda yine Türk tehdidinden ve Türkiye'ye karşı Yunanistan'ın güven liğlnin sağlanmasından söz etti. Papandreu, kendisine yöneltilen «üslerin geleceğine ilişkin görüşmelerde ne gibi koşullar öne süreceksiniz?» sorusunu şöyle yanıtladı: «Eğer bunları size söy leyecek olsaydım, lyi bir mü zakereci olmadığımı kolayca anlardmız. Ancak, şunla n söyleyebilirlm: Herşeyden önce bu üsler, Akdeniz' de iyî ilişkilerimiz bulunan ülkelerle bu ilişkilerimizi tehlikeye düşürmemelidir. fkinci söyleyeceğim, ülkemi zin ulusal güvenliğiyle ilgilidir. Doğru ya da yanlış, Ege'de bir müttefikten, TUr kiye'den gelen tehditten çok endişe duyuyoruz.» Papandreu, sözlerinin bu noktasında iki ülke arasmda bir moratoryumun bulun duğunu hatırlatarak, «Şu anda iki hiikümet arasında bir moratoryum gerçekleşti Yabancı petrolcüler saray gecesinde eğlendi Hollandalı "padlşahlar,, vals ve tango yapıp, cengi oynattılar Yalçın PEKŞEN Hilton Otelinde kalan ve 110 kişiden oluşan bir Hollanda grubu önceki gece kişi başına yaklaşık 6000 lira ödeyerek bir «saray gecesi» yaşadıklarını sandılar. Türk saray giysileri ve eğlenceleri konusunda hiçbir bilgileri olmayan grup altı kaval, üstü şişhane» denebilecek kılıklar içinde aslında «Sulukule gece klübü» karışımı bir gece yaşadılar. Giysiler otel idaresi tarafından hazırlatılmış ve Hollandahlara armağan edilmiş ti. Kendileriyle konuştıığum Hollandalılar bu gi"silerin •Pariişah v e padişah eşlerine ait» giysiler olduğunu sa nıyorlardı. Oysa allı . güllü basmalardan yapılmış bu giysilerle, bazılan yeniçeri, bazıları Arap şeyhi, bazıları haçlı ordulan askeri, bir çoğu da Osmanlı koylusu kı lığında idıler. Kadınlann^eteklikleri altından sivri "topuklu, hemen hemen hepsi scn derece Iriyarı olan erkeklerin uzun eteklennm al tından da «bebek tabutu» biiyüklüğündeki ayaikabılan Ve naylon çorapları görunüyordu. Yuvarlak masalar çevresmde oturan Hollandalılar, «Şadırvan» salonuna kafayı iyıce bulmuş olarak geldiklermden, masalanna çıkıp göbek atan Sulukulell dansözleri de «Padişahlara özgü» oryantal dansözler sandılar. Vücutlarmm üst kısmı salt göğüs haline gelmiş dansözler ise. buraya gobek atmaktan çok goğüs ve kal ça çevrelerine para doldurt maya gelmiş gibi gorünüyor lardı. Tek tek butün erkekle rın yanına gelerek bir kenar larına para sıkıştırmadan yakalannı bırakmıyorlardı. Sadece iki günden beri îstanbul'da bulunduklan için Türk parasınm gücü ve değeri konusunda veterli bilsileri olmayan Hollandalılar. bu bölgelere 5 liradan başlayan ve ıoo lirava kadar varan kâğıt paralanmızı sıkıştınyorlar. buna karşılık kızların burun kıvırmalanna pek anlam veremi yorlardı. TANGO YAPAN PADİŞAHLAR Ortada dönenlere baKıIırsa Hollandalılar, saray yöntemlerimiz hakkında epey yanlış bilgiler edindiler. Osmanlı padişahlannı masada çen gi oynatan, Nat King Cole müziği eşliğinde tango ve vals yapan kişiler sandılar. Çünkü Sulukuleli dansözlerin gösterisi bittikten sonra sıra dans müziği eşliğinde yapılan klasik danslara geldi, Allahtan Hollandahlar bi r miktar da saray gecesinden ictikten sonra nerede olduklannı bile anlayacak durumdan çıkmışlardı. HEPSİ PETROLCÜ 110 kişilik Hollandalı grubun uluslararası petrol hattı inşaat şirketlerlnin genel müdürleri. sahipleri ve eşle rinden oluştuğu bildirildi. «Bolegbo Klübü» adını taşıyan bu klübün üyeleri. her yıl bir ülkeyi seçerek burada üç dört gün geciriyorlardı. Bu yıl «görülmeye değer kent» olarak İstan* bul'u seçmişler ve bu seçlmden dolayı çok hoşnut kalmışlardı. Hilton Otelinde önceki gece yaşadıklan eğlence saray yöntemlerimize uygun düsmesp bile pek önemli de&ildi. Önemli olan eğlenmekti. Hollandalılar da o gece gerçekten doyasıya eğlendiler. Ilter Türkmen aniden İran 'a gitti ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Dışişlen Bakanı Ilter Türkmen resmi bir ziyarette bu lunmaK Uzere dün sabah anıden tran'a gıttı. Dışişlen Bakanlığı, Türkmen' in ziyaretmın İran Dışişlen BaJtanı Alı Skber Velayetı'mn çağ rısı üzerıne gerçekleştirildığini, ikılı iüşkıleri konu aldığını ve İran • Irak savaşının sona erdırılmesine dönük bir sondaj nıtelığı taşımadığını açıkladt. Türkmen dün Tahran'da Velayeti :1e görüşmelerde bulunduk tan sonra Başbakan Mir HUseyın Musavl Ue de görllştü. Türkmen'in ziyareti son ana kadar basma açıklanmadı. Hareketinden sonra resmi açıklama Tahran ve Ankara'da yapıldı. Dışlşleri Bakanınm îran'a gıdişî, ani bir gelişme olarak gorülmesıne karşüık Dışişleri Bakanhğı sözcüsü Büyükelçi Naznu Akıman, ziyaretin çok once den planlanmış olduğunu bildirdi. Gazetecilerin soru yağmuruna tuttukları sözcü Akıman, bakanm Tahran'a gıdişıyle Tür kiye'nin İran Irak savaşını sona erdirmek amacıyla bir sure önc8 yaptığı tek taraflı gitışunler arasında bir ilişkı kunılmaması gerektiğini bildırdı ve «Bakan Tahran'a İran • Irak savaşı için gitmiş değil. Ziyaretin amacı ikili ilişkilerdir. Yalmz bölge sorunları görüşlürken savaşa da değinilebillr.» dedi. "Ortak hareket güvencesi verirsek Türkiye, Sovyetler'i durdurabilir, NATO'daM baa güçler Türkiye'ye bir tür güvence vermezse sergilenecek davranış boş bir cesaret gösterisinden öteye gitmeyecektir. ra Körfez stratejisınde Türkiye'ye oldukça geniş bir yer ayınyor. Turkıye'nm tu tumunu şöyle değerlendinyor Wahlstetter: «Her şey önce kendilerine tam bir müttefik olarak davranılmasını isteyen Türk ler, Batı Avrupa'nın NATO" ANKARA, (Cumhuriyet Bü rosu) Prof. Albert Wohls tetter ismi, ister istemez Körfez stratejisini çağnştınyor. Bu stratejinin önde gelen kuramcılarından Wohlstetter, Türkiye'ye özel bir önem veriyor belki onemden de 6te. Körfez stratejisinin Türkiye üzerin de kurulmasını. Türkiye'nin temel ahnmasmı öneriyor. ABD Başkanı Ronald Reagan'a yakınlığını, ABD yönetimi ve NATO çevreleri üzerindeki etkisini dikkate alarak bu stratejistin Türki ye ile ilgili görüşlerini yayınlamakta yarar görüyoruz. Prof. Albert Wohlstetter, Sovyetler Birliği'nin Körfez'e yapacağı bir saldırının, dolayh olarak NATO'nun Avrupa'daki merkezine yönelik sayılacağı göriışünde. Wohlstetter'a göre, «Körfez'deki savaş, kullanılacak kuvvetlerin miktarı açısmdan bakıldığında Avrupa'daki büyük bir savaşa kıyasla küçük gözükebilir. Ancak bu savaşın tehlikeleri Avrupa'daki bir savaştan küçük degildir. Çünkü bütün ittifakı çökertebilir. ABD'nin Batı Avrupa ve ku zey . doğu Asya'daki müttefiklerinin Körfez petrolüne bağımlılıklan degişik öl çülerdedir. ancak her durumda, bağımuhk büyüktür. Bu açıdan bakıldığında. Körfez'e olası bir saldırınin merkezi Avrupa'ya yapıiacak bir saldından da ha önemsiz olduğu düşünülemez.» NATO ANTLAŞMASINDA DEĞtŞİKÜK BÜYÜK İHTİMAL DEĞÎL Prof. Wohlstetter, Körfezdeki tehdide karşı koyma amacıyla. NATO antlaşmasında değişikliğe gidilmesi ithimalinin büyük olmadıgı nı kabul ediyor. Bununla birlikte, antlaşmada degişik likler yapılmasa bile, işlerligi olan bir ittifak stratejisinin NATO sahası Ue NATO sonımluluğu dışında kalan alanlann stratejik önemleri arasmdaki bağlantılan gözardi edemeyeceğini belirtiyor. Buradan hare ketle, ittifak stratejisinin kuzey ve güney kanatlan Ue Körfez gibi kritik bc'ge lere yönefen tehdidlere karSihk verebilecek şekilde yeni baştan düzenlenmesini savunuyor. Wohlstetter. Avrupa'ya eleştirilerinl sıraladıktan sonnun ilgi alamnın NATO Ant laşmasının sorumluluk bölgesi Ue sınırh tutulması yolundaki eğilimine katıldılar. Ancak, buna ilişkin yorumlarma açıkhk kazandırnıakta geç kaldılar. Urdün' de 1958'de patlak veren kriz de Incirlik üssünün kullanıl masına izin veren Türk'lerin, NATO'nun kaygilannın daha geniş bir şekilde yorumlanmasında önde yer alacakları konusunda önemli işaretler vardır. Nüfuz sahibi birçok Türk, Körfez pet rolünün Avrupa gibi kendileri açısından da temel olduğunu ve Sovyet saldırganlığından etkileneceklerini belirtmiştir. Bunu belirtirken, böyle bir saldırganlığın hemen yambaşlarındaki komşularım hedeflemesinden do layı bundan en fazla etkilenen NATO ülkesi olacakları nı da kabul ediyorlar. İttifakın diğer üyelerlnin Körfeze yönelen Sovyet sal dırganhğı karşısında Türkiye ile ortak hareket etmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu yolda yapılan hazır hklar sırasında NATO'daki bazı güçlerin (ülkelerin) Türkiye'ye bir tür güvence vermelerl gerekecektir. Güvence verilmezse, sergilenecek davranış boş bir cesaret gösterisinden 6teye gitmeye cektir. Bu tür bir ortak plan lama, ilk aşamada saldırgan taraftn cesaretini kıracak. inandincı bir tırmandırma streteiisinl ortaya koymahdır. Bunu gBrünce, Sovyetler, bütün müttefiklerin tam deste&ini arkasına almiş bir NATO üveslnin CTürkivel karşı tehdidine açık bir kar maşık askeri onprasyona" eirismekte tereddüt edeceklerdir.» CHP ile ilgili karar Sıkıyönetim'de inceleniyor ANKARA, (Cumburiyet Bfi. rosu) Kapatüan CHP'ye ilişkın kovuşturmaya ver olmadıği kararırun Ankara Sıkıyonetim Komutanlığı'nda ıncelenmesinin sürdüğü ögrenildi. CHP soruşturmasında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermisti Karar incelenmek üzere eylül ayı sonlannda komutanhğa iletılmişti. Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama üsul Yasası'mn 107. maddesine göre komutamn tncelemesl için 15 gün süre tanmıyor. Yasanın 107. maddesi aynen söyle: «Askeri Savcı tarafından verllen kovuştıınnava yer olraadığı ksran ile sorustunnanın eeçici olarak tatiline dalr karara karşı, suçtan zarar eören ile nezdinde Askeri Mahfeeme kurulan kıt'a komntanı veya askeri kurum amiri. karann kendüerine tebliginden İtibaren 15 erün içinde bu karan veren Askeri Savcı'mn nezdinde olduçu Askeri Mahkemeye yer itibariyla en yakın Askeri Mah kemede itiraz edebillrler.» İsvicre'de hayvanlar için halkoyuna başvurulacak Dış Haberler Servisi «Hay vanlar üzerinde acımasız deneyler ve diri diri yapılan ameliyatlar yasaklanmalı mıdır?» İsvicre'de geçen yıl altmda 150 bin imza bulunan dilekçenin konusu buydu. Şimdi, önümüzdeki dört yıl içmde, bu konuda halk oylamasına gidilmesi bekleniyor. Böyle bir girişim araştırmacılan doğal olarak kaygılandırıyor. Çünkü bu halk oylamasımn sonucu büyük bir olasılıkla bu tip araştırmalann yasaklanabilecpği yolunda olacak. Le Matin'de yayınlanan bir yazıya göre, 3 büyük firma, Universite temsilcileriyle birlikte bir komıte oluşturdu. Amaç, halka hayvanlar üstünde yapılan deneylerin neye yaradığını ve hangi koşullarda yapıldığını açıklamak. Bir yüdan berl veterinerler, bu deneyterde denetim görevl yapıyorlar. Bu denetim, araştırmacılann çalışmasuıda bir değişiklik yaptı mı? Araştırmacılann buna verdikleri yanıt şöyle: «Bir tek noktada; bizl beklenenden daha çabuk, tngiltere'de çok önceden yasaklîiıımıs olan bir yönteml (kura rizasyon) btr kenara itmeye yöneltivor.» Kurar ignesi (zehir leme iğnesi) kaslan tamamen gevşetiyor ve hayvanı uyutma dan hareketsiz hale getiriyor. Örneğm, beynin etkinliğini inceleyebilmek için bu yöntem kullanıhyor. Uyuşturucu bir ilaç beynin etkinliğini tümden etkiliyor. Ama kurarla hareket siz duruma getirilmiş hayvanın da hiçbir şey hissetmediğini kim bilebilir?. Devlet memurlarının harcırahları yıizde 1823 oranında arüyor ANKARA, (THA) 1983 mali yılbaşından itibaren devlet memurli.'rının harcırahlarırun yüzde 18.9 ile yüzde 23.1 arasında ertırıJması ongorülüyor. Maliye Bakanlığı yetldlilerinden edinilen bılgılere göre, halen Danısma Meclisi BUtçe ve Plan Komisyonun du gorüşulmekte olan 1983 mali yılı bütçe kanunu tasarısmda, MGK üyelerl, Yasama Organı Başkanı ve Başbakan'ın harcırahları 1982' ye kıyasla yüzde 20.7'lik artışla 1.450 liradan 1.750 lıraya, Genelkurmay Başkanı, Anayasa Mah. kemesi Başkanı, Kuvvet Komutanları, Orgeneraller, Oramiraller ve yüksek yargı organlanmn başkanîan ile YÖK Başkanının hsrcırahları isa yüzde 23.1'lik artışla 1.300 liradan 1.600 liraya yükseltıliyor. Tasanda, 1. derece devlet memurunun narcırahı geçen yıla kıyasla yüzde 20 oranında, 2. ve 3. derece memurlann harcırahları 18 9 oranında, 4. derece memurlann harcırahlan yüzde 13.2 oranında ve 7 ile 15 dereoeler arasmdaki memurlann harcırahlan ise yüzde 21.7 arasında artırüıyor. Bu arada, arazi üzerinde çalışan memur ve diğer personele Ödenecek günlük tazminat mik tarlan da tasanda, 1 ve 2. dere ccler için 420 lira 3 ve 4. dereceler için 360 lıra 5 ve 6. dere celer için 310 lıra ve 7 ile 15 a rasındaki dereceler için 275 li ra olarak belirlendi. Yüksek öğrenim • Salim Şenol Arslan (AÜ. Hukuk Fak.): YÖK, statik insan yetiştirmeyi amaçhyor. Düşünce tutsak kılınmak ısteniyor. Hiçbir zaman söz ve karar sahıbi olamadığımız bir yana, kazanılmış haklarımız da elimizden alınmaya kalkıldı. Eşitsiz bir eğitim slstemini de aşarak geldiğimiz yerden adeta kovuluyorduk. YÖK'ün üniversite rejiminin sonuçlan, öfkemiz için çok acı olacak. • Abdülkadir Yalçın (İTÜ tnşaat Müh. Fak): 1974'de fakülteye girdim. Kanunun verdiği haklardan yararlamp hem çalışıp hem okumak istiyordum. Ancak 1977 yümda işe girebildim. Bu sefer de okulda gece bölümü kaldınldı, gündüze intibak ettirildik. Hem çalışıp hem okumak aynı zaman aralığında mümkün olmadığına göre, bu şekilde ancak 1981 yüına kadar okumayı sürdürebildim, kaydım sUindi. Başansızlıgımdan ötürü değü, devamsızlıktan kaydım sihndi. Çahştığı için okula devam edememiş, bu yüzden vize alamamış ve kaydı silinmiş öğrencilere bir hak daha tanınamaz mı? Vaktiyle bu durumlann olacağını bUsem tercihimizi ona göre yapardık. ; • Lefter Küçükandonyadls (9 Eylü] Üni.): Yüksek öğrenim kontenjanlarmı artırma karannı Y^K politik amaçla aldı. Şu andaki kapasite bu kadar ö? nciyi kaldmnayacağı için öteki kararlan aldı ve uygulamaya kalktı. YÖK'ün kararlan uygulanacak olsa, hukuk kitaplannda birtakım düzenlemelerin yapılması eerekir. Piyanist Fenmen öldü ANKARA, (ANKA) Ünlü piyanist ve Devlet Konserva tuvan öğretim üvesi Mlthai FenmeD dün öldü Mithat Fenmen'in rahatsızlan ması üzerine önoeki akşam has taneve kaldmlarak Acil Ser vis'de tedavive alındıSı ancak kandakı üre miktannın artıçından mevdana gelen rahat «ızlıgınm Eiderilemeverek dün saat 10 30'da vaşammı vitirdiği bildirildi t s t a n b u l Haber Servisi DİSK'e bağlı Tekstil Sendıkası'nın yürütme, yönetim, onur ve denetim kurulu üyesi 28 kişı hakkında Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı 2 Numaralı Askeri Mahkem«si'ne dava açtı. Bu yöneticilerden haklarında TCK'nın 141/16, 31, 33, 173/3. maddeleri uyannca 8 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istenen 25 sanığın isimleri şöyle: Besim Vsta, Ali Aykut, Hüseyin Akduman, Hüdaverdi Ta lay, Naci Akpınar, Mahmut De mirel, tsa Kurt, Rüştü Aydoğan, Mehmet Ali Tiryaki, Muzaffer Subaşı, Ahmet Yılmaz, Selim Omay, Sadık Kızanlı, Se bahattin Eruyanık, Hasan Uzun, Kazım Doğan, tsmail Alp, Alaattin Turna, Seyfettin Anü, Asker Köroğlu, Mehmet Karabulut, Mehmet Fahri Küçüktepe, Yıhnaz Bllge, Günay Oyman, Tahsln Manarcı. Diğer samklar Mustafa Güriin, Dursun Güney ve Ahmet Hamdl Tasçı için TCK"mn 141/ 56, 31, 33, 173/3. maddeleri uyannca 5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Davaya önümiizdeki günlerde başlanacak. Tekstil sendikasının 28 yöneticisi hakkında dava arıltiı • ACIKLAMA • îlk bölümünü dün verdi^imİ7î «Barolar Birli^ Genel Kurulu'nun Ana yasa Raporuanun yayımmı yeni anayasa açık landığmdan durduruyoruz. Okuvttculanmızdan özür dileriz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear