23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 EKÎM 1982 KÜLTÖR YAŞAM Cumhuriyet 5 Fransız basını ve Yasar Kemal Kültür Servisl Uluslararası «Cino del Duca ödülti»nün bu yıl Yaşar Kemal'e verilmesi, PYansız basınmca da değerlendirildi. Olaya en fazla yer ayıran ıki gazete, «Le Monde» ve «Le Figaro» oldu. Cuma günkü «Le Monde» gazetesinin kitaplar sayfasında yer alan, «Türk Yazarı Yaşar Kemal Uluslararası Cino del Duca ödttlü'nü aldı» başlıklı yazıda şoy le denlyor «Romancı ve ga zeteri, en biiyük ça&das Türk yazarı sayılan Yasar Kemal, kendl kendini yetistirdi. Kırsal kesim insan lannın yaşamını anlatan Kemal'in romanlarını 1975 yılından beri Fransa'da Gal limard Yavmevi yayırolıyor. Ölmez Otu 1978'de Fran sa'da En tyi Yabancı Rotnan ödülünü aldı, bn yıl da yazarm Yusufçuk Yusuf ve Yılanı ö'dürseler adlı romanları çıktı.» «Le Figaro» gazetesl yazarlarından, ünlü romancı. Le chant d'espolr| de Yachar Kemal *t* ta rrmvm rlu Vr\x 4 t nrnı momlıal < j n t del Duca d Yarhar t, rpf nıatın. Jean »VOrm**«Hl, tıu nnm riu jtıry, a pntır tf rrıt« n tttrc. ^oırı rvtrnıti rİıı ttıscours AkhiUeus'un ve Odysseus'un, Spartakus'un ve Cartouche'un, Jean Valjean'ın ve Arsen Lüpen'in mirasçısı olan înce Memed, zenginlerle baskı yanlılannın umacıM. yoksullarla ezilenlerin cfsaneleştuiş kahranıanıdır. Homeros, Hugo, dunün ve bugünün sineması, tarib bo yunca halkların dev ıığultusu sizin çağrınızla boşuna ayasra kalkmıyor... Arapron'un vc Stendbal'in, yaş lı Katolik tutucu, Vikont Chateanbriand'in. astımlı ve züppe, .Yafaudi "Harcel Proust'un yanı sıra. adınu re kabramanlarınız benim ve yeryüzündeki pek çok kisinin düşlerine kaynak oldu. Her yanda ve çeşitli maskeler ardında zorbahğın 7afer kazandığı bu kasvetli grünlerde, kitaplarınızın Toros Dağlarmm tepesinden yontulmamış bir giizellik, bir sevecenlîk, bir ffüçle lıaykırdığı. adaletin. umudun. hep yerle bîr edilpn. ama hep dirilpn özmirlügiin ve Anadolu'nun dîkenleriylp kaya'ıkları »rasmt?a retKtirme muclresini pösterdiğiniz o narin çiceğin, tnsan Onurunun eninde sonunda ııstün geleceği.» Harbiye Tiyatrosunda: "Avanak,, YAZAN: GEORGES DEAU / TÜRKÇESİ. LUT FI AY / YÖNETEN: ÇETİN İPEKKAYA Dikmen Gürün UÇABER Şehır Tiyatrolan, izleyici^ nin «gonül ferahhğını» sağ* lamak omaçıyla olsa gerek. ilk tur ojunlannda Genel Sanat Yönetmeni'nin program dergısindeki deyiştyle «Geviş getirmekten daha lü zunılu bir ihtiyaç» sayılan gülmek olayı üstünde durmuş Bundan giderek de b'r ç'rpıda bir takım sudanJ komedıleri repertuanna alı vermış. CESUR BİR YORUM Ünlü tiyatrocu Peter Brook, 1670'de «Bır Yaz Gecesi Ruyası»nı cesur bir yorumla sahnelemişti. Topluluğun iki usta oyuncusu. Sara Kestelman ve David Waller oyunun «donuşum» sahnesinde büyük başan kazanmışlardı. Ödenekli bir tiyatroda böy lesıre sıradan, böylesine gereksiz oyuniar neden oynanır ve burada tiyatronun ıçlevsel'iği hangi açıdan değerlendirilmektedir bilinmez BHinen, bu kuruluşun uzun süredir boşa kürek sailad'ğı. Muhfip Ertuğrul Tiyatro< su'nda oynanan Avanak, «yatak odası» ve «yatak» trükleriyle ondokuzuncu yüz yıl Fransız burjuvazisini bol bol güldüren Gçorges Feydeau'nun bir farsı. Yersiz rastlantılar. ters anlaşılan isimlerden doğan yanlışhk* lar, gizli buluşmalar, basıl1 malar, kaçmalar, kovalama1 calar, aldatıldıklarmı sanart eşler ve sonunda tatlıya bağ: lanan ilişkiler... Feydeau'nua yapıtlannda toplumsal bir eleştiri getirdigi söyîeniyorsa da, bu kaçma kovalamaca arasında ortada değil toplumsal, pek eleştiriye benzer bir şey kalmadıgı kuşkusuz. Yazann özelligi ters durumlardan doğan ha reket komikliklerini çok hıi lı bir aksiyon ve tempo büj tünlüğü içinde yoğunlaştır» ması. Sahne tekniği açısm j dan lyj zamanlama ve düzen leme gerektlren bir özellik.Bunun dışında. oldukça ba» sit bir kurgusu var oyunla' rmm. \ Çetin İpekkaya'nm yönet» menligini yaptığı Avanak da bu nitelikleri taşıyan bir eser İyi sahnelenmiş. trafik' lyi düzenlenmiş, dekor se1 vimli kılmmış, iyi de oyna* nıyor sayılır. Bütün bunla* ra karşm sonuç ne? Ne lşl var Feydeau'mm Şehîr TU yatrolan sahnesinde? Böy» lesine hafîf güldürülerin yerî olmamalı seyircinin sanat eğltimiyle yükümlü ödenekli bir tiyatroda. LE FÎGARO'NUN BAŞLIĞI Yaşar Kemal'in umut türküsü Fransız Akademısı üyesı ve ödülü veren vakt'ın Seçıciler Kurulundan Kont Jean d'Ormesson, gazetenin kültür sayfalarında yer alan yazısında Yaşar Kemal'den büyük bir hayranlıkla söz edlyor: «Yaşar Kemal! Hev betli gövdenizi görmek ve çın çın öten adınızı söylemek, destanlardan kopup grelen bir rüzçârın kapılarla pencereleri tuzla buz edip fırtına gibi esmeye başlama sına yetiyor... Sizi selamliyorum, Yaşar Kemal. Çok büyük bir romancı, bir dev ozansmız... t. B. Singer için Polonya Yahudisi, Jorge Amado için de Brezilya'nın kuzeydoğusunda yaşayan yoksul melez neyse, sizin için de Anadolu köyliisü n. Bu yoksul köylü size roman kişilerinizi sağlıyor, en hasta ta onlann en ürküncıi. rn büyüğü, en sevimlisi, en cömerti olan İnce Memed'i. ISVtNDE ÖLÜ BULUNDU «Büyük Beyaz Umut. ovunuyla ttne erlşen Howard Sackler. tbiza Adası'ndakl evinde ölü bulundu. Pulitzer Ödülü sahibi Howard Sackler ölü bulundu Kültur Servisl Pulitzer ödülü sahibi Amerıkalı oyun yazarı Howard Sackler. îspanya'nın Ibıza Adası'ndaki evinde olu bu lundu. 15 ekım cuma gunu olen Hovvard Sackler, «Büyuk Beyaz Umut» adh Broadvvay oyunuyla Tony Odulü de kazanmıştı. Sackler elli ıkı yaşındaydu Birinci "Milli Kültür Surası,, 23 ekimde calışmalara başlıyor Kültür Servisi Birinci Milli KUltür Şurası. I>vlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in konuşmat,ıyJa 23 ekım cumartesi gürıü başlayacak Beş gün sürecek olan Şura çahimaların da kültür politikasının esas ları yeniden saptanacak, ulusal kültürümüzle ilgili görüşler derlenecek, kültür varhğımızın korunması ve geliştirllmesiyle ilgili çalışmalar gözden geçlrilecek. Dil ve Tarıh Coğrafya Fa kültesi'nin Farabı Salonun da toplanacak Şura'nın çahşmaları 14 komisyonla sür dürülecek. Bu komisyonlar. «Geneldc Kültür ve Temel Degerler», «Türk Dili ve Edebiyatı», «Tarih», «MUzik», «Mlmarlık ve Tarihi Çevre», «Sahne Sanatlan». «Plâstik Sanatlar», «Türk Susleme Sanatlan», «Türk Halk Kültürü», «Kütuphane Belge Arşiv», «Muze», «Si nema». «Yayın», «Kültür Hizuıetlerinın Örgutlenmesi», «Dış Kuiturel Ilişkiler ve Türk Kültıırunün İçte ve Dışta Tamtılması Yayılması» adlarını taşıyor. ADLARIN SEÇİMİNDE İSABET YOK Haldun Taner'm daha ön ce bır yjiisında behrttiği gibi, daha once de benzeri «Şuralar» toplandıgı n;in neden «birinci» oiduğu anlaşılamayan «Milli Kültür Şurası» komısyonlarında, lsabetli adların yanı sıra ga ripliklere de rastlanıyor. Bu garipliklerin en garibı (!) de «Miizik Komisyonu»nda görülüyor. Bu komisyonda, birbiriyle hiç bağlantılı olmamasma karşm, klasik müzik, Türk müziğı ve Türk halk müziği temsilcileri bir arada yer alıyorlar. «Türk Dili ve Edebiyatı Komisyonu» ,da, çoğunlukla edebıyatla îlişkisinl epeydir kes miş adlardan oluşuyor. «Ya ym Komisyonu» için de aynı şey söylenebilir. özetIe, komısyonlarda yer alan kişilerin değişik görüşlerden olmasına ve böylece bir denge kurulmasına çalışıldığı belli. Ama, bunun dengeden cok dengesizlik yarattığı, adlara dikkatle bakıldığında anlaşılıyor. Eckort Plinke ülkemizden ayrıldı Kültür Servisi Geçtığimız gunlerde bır adam, w> dında bir suru dost bırakarak ülkemizden ayrıldı. Turk . Alman Kültür Enstıtüsü yönetıcısı olarak 1977 yüından berı Istanbul'da gdrev yapan Eckart Plinke'ydi bu TUrk dostu. 1923 yüında dogan. 2. Dün ya Savaşından sonra Laıın Dillerl ögreıumı goren PUnke, kısa bır süre ogretmenlık yaptı. Daha sonra Mılano'da ve ardından Brüksel' ude Alman Kültür EnstıtüsU'nü kurdu ve dokuz yıl süroyle de Madrıd'de görev yaptı ve Tiırkıye'ye geldi: Eckart Plinke, Türkiye'de kaldıgı sürece Ttirk ve Al. man toplumlannın bırbirlermı daha lyi tanmıaları ama cıyla seminerler duzenledı, kültür etkınliklerının artırılmasına çalıştı, bu çabalarıyla da TUrk aydınlarının saygısını ve sevgısinı kazandı. «Özellikle Franko Ispanyası'ndaki deneyimlerim, bende, kültürun lıiçbir zaman politikanm hizmetinde olamayscağı, tersüıe politikanın küJtürel olaylann bir parçası oiduğu görüşünü gelişürdi. Bir kuşağın potitikacılaruıın başarıları sonradan değerlendiriUrken, onlann çağlannın kültür diizevine erlşip erişmedikleri gözönüne alınır. Günliik politikanın görünürdeki iktidsr gücfi, tarlbin bu yargısını değlştlremez.» Fransa'nın Lille kentinde çalışmalartnı sürdürecek olan Eckart Pünke'run TUık dostlanna bıraktıSı en büyük armağan bu sözleri olacak. Milli Kültür Surası loplaııırken, sanatm ve sanatcının geleceği Beral MADRA Günümüzde sanatcının (*) temel gereksınlmlen guvenceli bir iş ortamı v e çok gereçli ve teknıkli bir yapıtı yaratabılecek, sergileyebilecek, tanıtabüecek bır me kan, uluslararası sanat ortamiarıyla iliçki kurabilecek yaym, iletişim, belgelik birimleriyle, donatılmış bir sa nat merkezidir. Ülkemizdeki sanatla ilgili kuruluşların. yabancı kültür merkezlerinin bu gereksinimleri karşıladıklannı söylemek güçtür. Bu nedenle yüzeysel bir karşılaştırma yapıldığında bile içenk ve sanat görüntüsü açısından uluslararası sanat gelişıminin hıç de gerisinde kalmadiğı ortaya çıkan guncel Türk sanatı koşullann elverişsizliği yü zünden adını uluslararası düzeyde vurgulayamamıştır. Sanatçılar arasında örgütlenmeye yönelik ortak değerlerin varlıgı, bunlann köklü temellere dayandığı, sanatta bir bütünleşmenin doğması tçin yeterli biriklm oiduğu kesindir. Yaratılan yapıtlan, tartışılan konuları, sorunlan. önerilen çözümleri artık kesin sonuçlara ve uygulamalara varacak bir düzende, çağcıl bır sanat merkezinde değerlendirmek uluslararası düzeydekı ereklere ulagmak için en etkın yoldur. Uluslararası sanat dergilerinde verilen sanat sergileri listelerinde Türk sanatçılarının ya da sergilerinin adlarına rastlamıyorum; bu tür listelerde yıllardır ülkemizin adı geçmemektedir. Kassela Dokümenta 7 / Nürnberg Uluslararası a. Genclik Trlennal'i / Yugoslavya 8 Uluslararası Desen Sergisi / 40 Venedik Biennal'i geçtiğimiz vaz katılma dığımız sergilerden yalniz birkacı. GünceJ Türk sanatı yurt dışında yalniz bireysel çaba gösteren, yazgısma bırakılmış birkaç sanatçı tarafından yansıtılmaktadır. Bugöne değin yurt dışma gönderilen sergiier, duyuru yoluyia toplanıp, lürlden ge çilerek va da ivedi durumlarda mü?elerden d?rlenerek olu?turulmtış çoğu kPz uluslararası sanat ortamının püncel etkinliklerinin dışında kalan mekâniarda ve 7a manlarda düzenienmiştir. Ta nıtmada en önemii öğe olan sanatcınm kendfsî bu sorgilere katıTnmamış. serginin prl deceğl ülkede gerçek sanat ortamım oluşturan kişilerle ilişki kurulmamıştır. Bunun en son örneği Atatürk Yılı dolayısıyla çeşitli Avrupa ulkelerine ve Amerika'ya gönderilen sergidir. Bu denli önemli bir olayın gördüğü llgi ve uyandırdığı yankı bilinmemektedir. Oysa bu uluslararası sergilere ka tılmak için gerekli sanat gu cü, yıl boyunca yuzlerce sergi arasında, uluslararası sergilerdeki değer ölçüleri ve yönetmelikler dikkate alınarak yapılacak bir seçimle saptanabilir. Bunun için de bir sanat merkezinin varlığı kaçmılmazdır. Türkiye'nin adlannı verdiğimiz sergiler ve daha nicelerinden oluşan sanat plat formuna katılarak güncel sanatını uluslararası niteliğe kavuşturması yarar sağlayacaktır. Evrensel sanat yaratiCTİıgmda adımız yaym ve iletişim araçlarıyla dünyaya yayılacak, sanatçı büyük oIaylara katılmanın sevincini ve coşkusunu yaşayarak yaratiCTİık gücünü besleyecek, görsel, döşünsel, işitsel alışverişinî yenileyecek, etkileyecek, etkilenecektir. Türkiye'deki sanat olayı elekten geçecek, uluslararası nitelikteki sanatçılar belirlenecek, sanat kavramlan somut değerlendirmeye girecek, güncel sanat ayncalıkh yerine oturacaktır. Sanatçı ve sanat yapıtınm önemli bir gelir kaynagı oiduğu. milyonlann söz konusu edildiği uluslararası sanat piyasasmda Türkiye de yerini alacaktır. Yenlliklerin, atıhmlann, gelişmeye yönelik girişimlerin beklentisi içinde oldugumuz şu dönemdo, bir yandan sanat egitiminin üniverslte düzeyine çıkanlması ger çekleştirilirken, öte yandan, Birinci Milli Kültür Şurası» toplanırken değindigimiz bu konulann ve daha nicelerinin sorumlu ve yetkill kay naklara iletildigi umudunda yız. Sanatin ve sanatçılarm geleceği konusunda üst düzeyde kararlar almırken. tüm sanatçılarm bu kararlan etkileyecek doğrultuda bir güç göstermesi, çıkarlarını savunması, yeni oluşum içinde daha sağlam bir yer edinmesi, günümüzün ve RP leceğln bicimleyicisi olan sanatin esenliği açısından cok önemlidir. (•) Resim, heykel, seramlk. graflk, fotoğraf. fîltn. video dallannda ya da bunlann kanşımmdan oluşan yapıtlar yaratanlar. "Gelisim Sürecinde Türk Karikatürü, bir dizi kifap oluyor Tuık kank8tıir bî'^lsngjcından alıp guııumuze getıren fienış kapsamlı bır ınccleme, ıık kez genç bır arastırmacınm uzun suren çabalan sonunda hazırlandt. Turgut Çeviköz'ün hazırladığl «Gelişim Sürccindc Türk Karikaturü» sltı kitaptan oluşacak. «Tanzimat \e İstibdat Dünemi (18671908)», «II. Meşrutiyet Dönemi (1908 1919)» ve «Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919 1923)» adlarını tasıvan ilk Uç kitap önUmüzdeki aylarda pıyasaya cıkıvor Bu üç kitaba ek olarak. çağına damgasım basmış, Nişan Berberyan, AH Fuat Bey, Cenıil Cem, Rigopnlos, Halit Bey, Sedat Dlmavi, Ahmet Rıfkı. Ranıiz Gükçe gibi çizerler için, aynca toplu albümler hazırlanacak. «Gelisim Sürecinde Türk Karikaturü», Adam Yayıncılık tarafından yayımlanıyor. Asırlık Shakespeare Tiyatrosu görkernli bir salona kavustu Kültür Servisi Dunyaca unlu Royal Shakespeare Company, Londra'daki merkezıni Aldwich Tiyatrosu'n dan yeni Barbican Sanat Merkezı'ne taşıdı 1150 kışılık bır salonu bulunan yenı bma, mımarlatla üyatroculann ışbırlıgı sonucunda. topluluk ıçm ozel olaıak yn pıldı Barbican Sanat Merkezindeld gorkemli tiyatroya taşınan Rodal Shakespeare Company, bundan yuz yılı aşkm bır zaman once çahşmalanna Stratford upon Avon'da başlamıştı Topluluk gerek Shakespeare oyunlan, gerek modern oyunlardan oluşan zen gm repertuvanyla özellikle son yirmi otuz yıldır dunya nm önde gelen tiyatro topluluklanndan biri oldu. Bu değerlı tiyatro toplulugu. Victoria çağmda da, yırminci yuzyılda da, Shakespeare oyunlannın nasıl sahnelenmesi, nasıl oynanması, giysilerin nasıl olması gerektiği konusunda birçok canlı tartışmaya kaynaklık etti. Bu tartışmaların sonuncusu 1982 mevsiminde «Macbeth ve «Kral Lear>in sahnelenişiyle ilgili olarak açıldı. Ancak bu tar tışmalar Royal Shakespeare Company için hiç de yeni de gıl. örnegin, Birinci Dunya Savaşından hemen sonra, tıyatronun başına Nigel Playfair geçtiğinde. sahnelemede önemli bir moderaleştırmeye gıdildı. Shakespeare Oî"unları alışılandan çok daha hızlı bir tempoda ovranmaya başladı. Bu yenüık, lialkın buyük tepkisıy le karşılaştı. Ama Royal Shakespeare Company zamanla kendi us lubunu seyircisine kabul et tırdi. Birçok yenilik rahatlıkla benimsenir oldu. Sözgelimi, 1962'de Peter Brook'un sahneye koyduğu ve baş rolde Paul Scofleld'ln oynadığı «Kral Lear» o sıralar birçok tartışmaya yol açmasına karşm, bugün artık bır başyapıt olarak tiyatro tarihindeki yerini almış bulunuyor. Gene Peter Brook 1970'de Shakespeare'in «Bir Yaz Ge cesi Rüyası» adh oyununu son derece değişik bir biçim de yorumlayarak ilgileri üs tune çekti. Bazılan bunun Ehzabeth çağı geleneklerine bir saldın oldugunu öne sürduler. Ama oyun gerek seyirciden gerek eleştirmen lerden büyük övgüler aldı. BU KARANLJK RuRESiVİM y^ŞuM TEKDIJZE VETEKRENKTİR, AVOINLAT1R IZGARASINO&N GÖRÜNEM GÖKyÜZÜNÜN REMSİ... Ünlü yayıncı Robert CalmannLevy öldü Fransa'nın en eski yayınevlerinden, 1836 yılında kurulmuş olan Calmann Lâvy Yayınevi'nin son yöneticisi Bobert Cal mann Lâvy seksen üç ya şında öldü Ikıncı Dunya Savaşı'mn hemen sonrasmda yayınevinın başına geçen Robert Calmann Le"vy. Raymond Aron, Art hur Koestler ve Romain Gary gibi büyük düşünür ve yazarlann yardımıyla işini canlandırmış. aynı zamanda bu üç ünlü adın ilk yapıtlarını ülkesınde yayımlamıştı. KİM KİME BehicAK Pescara'da Sait Munzur da ödül aldı... 4. Uluslararası Pescara Ka rikatür Yarışınasında, bilindiği gibi karikatür albümleri dalında Semih Balcıoğlu birincüik almıştı. Aynı yanş mada, genç sanatçılanmızdan Sait Munzur da «La Voile» ödülüne layık görüldü. Bu ödüle lâyık görülen bir başka karikatür sanatçısı da Pescara'da Hakan Derman'dı. Adana tiyatroları acılıyor ADANA (Cumhuriyet) Adana Belediyesi Şehir Tiyatrosu p°rdesını buglır. açarken, Devleî Tıyatrosu'nun da 26 Ekim günu yenı sezona gıreceğı öğrenıldi. Bugün «Hastane va, Kestane ml?» adlı oyunla perdesini aça cak olan Beledıye Şehır Tıyatrosunun bu sezon çocuk oyunlan. pandomımler ve diğer birçok oyunu sahneye koyacağı açıklandı. Devlet Tjyatrosun'm da 26 Ekim günti perdesini «Ylne Başladılar aŞrkılanna» adlı oyunla açacağı açıklandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear