Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhurıyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 EKİM 1982 oğa yasalanndan toplum yasalarm» geçiş, insanlığın evrimi ile atbaşı giden tarlhsel bir akışı sergilemektedir. Başlangıçta nesnel güce dayanan uygulamaları töresel yaptırımlara dönüştüren ilkel hukuk, insan varlığını sürdürme içgüdüsünün bir sonucu olarak doğmuştur. Bu aşamada ortaya çıkan ilkel bak kavramı, bir dizi yasaklamanın ürünüdür ve bireyin davranış özgürlüğünün kapsamı, bu olguya getirilen smırlandırmalarla belirginleşmiştir. Çlzilen sınırların zaman lçerisinde değişkenlik göstermesine karşın, ilkel haklarm günümüzdeki uzantısı olan geleneksel hak anlayışının içeriğlnde önemli gelişmeler olmamıştır. Şöyle kl, bireye, kuramsal açıdan, başkalarının ve hatta devletin el atmasının önlendiğl bir davranış alanı sağlanmış, ancak, kişinin bu haklardan yararlanabilmesl kendl özel koşullarma bırakılmıştır. Ashnda tüm haklar, başkaca bir neden aranmaksızın salt insan olmanm sonucudur. Ne var ki, bu ön koşul, temel haklardan, kişilerin gereğince yararlanabilmeleri için yeterli olmamıştır. özgürlük lerin yaşama uygulanabilmesi, bir takrnı ekonomik olanaklan gerektirmektedir. Bu olanaklara ulaşamayan kişiler, Anayasalarda güvence altında tutulsa bile, beslenme, eğitim, sağlık, dinlenme ve konut gibl, çağdaş yaşamın olağan gereksinmelerinden bile yeterince yararlanamamaktadırlar. Bu olgu, hukuka ekonomik bir öz katılması zorunluluğunu doğurmuştur. D Sosyal Hukuk Devleti GÜNÜMÜZÜN ÇAĞDAŞ DEMOKRATİK TOPLUMLARI, BİREYLERİN DAVRANIŞ ÖZGÜRLÜKLERİNİ BENİMSEMEKLE YETİNEN GELENEKSEL HAKLARA, TOPLUMSAL VE EKONOMİK GÜVENCELER KATMAK GEREĞİNİ DUYMUŞLARDIR. Güney DİNÇ Izmir Barosu Başkanı İçin, ırk, dil, renk ve lnanç ayrunı gözetmeksizin onurlu bir yaşam düzeyl amaçlayan bu anlayışa göre sosyal haklardan yararlanma, bireyin kendi olanaklan ile sınırlı bırakılmamıştır. 1789 însan Haklan Bildlrgesi'nden kaynaklanan bu akım, 1945 yılmda Birleşmiş Milletler Anlaşması ve 1948 yüında însan Haklan Evrensel Bildirgesi İle uluslararası belgeler niteliğine dönüşmüştür. Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi adıyla bilinen tnsan Haklarını ve Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi, 1953 yılında yürürlüğe girmiş, 1954 tarihli bir yasa ile, iç hukukumuza katılmıştır. Uluslararası belgelerin yamsıra, sosyal haklar, özellikle îkinci DÜnya Savaşı'ndan sonra, ulusal Anayasalarda yer almaya başlamıştır. 1964 Fransa, 1948 î talya ve 1949 Pederal Almanya Anayasaları'nda, edilgen hak tanımı yerine, etkin hak anlayışı benimsenmiş, bu haklann bireyin günlük yaşammda geçerliliğinin sağlanması için, devlete ekonomik ve toplumsal yaşamı düzenleyici yetki ve görevler verilmiştir. Gerçekten ilgi çekici ekonomik kalkmmasımn ucuz emek ürünü olduğu söylenerek bazılarınca Türkiye'ye örnek gösterilmek istenen Japonya'nm 26 Temmuz 1947 tarihinde yürürlüğe giren Anayasası'nda, «bireylerin yaşama, özgürlük ve mutluluk arama yetileri, yasaların ve yönetimin gözönünde tutacağı en yüksek ölçüt...» olarak tanımlanmıştır. Nesnel ve kültürel açıdan her yurttaşm ortalama bir yaşam düzeyl sağlamaya hakkı bulunduğu, kişilerin yetenekleri oramnda eğitim ve çalışma olanaklarından yararlanacakları kabul edilen Japonya Anayasası'nda, geleneksel haklarm yanısıra, sosyal ve ekonomik hakların varlığı da benimsenerek, Anayasal güvence altına aunmıştıt. 29 Aralık 1978 tarihinde yürürlüğe giren ve en yeni belgelerden birl olan îspanya Anayasası'nın 10. maddeslnde; «Anayasa'mn tanımış olduğu temel haklara ve özgürlüklere ilişkin kurallar, Uluslararası İnsan Haklan Bildirgesine ve bu konuda Ispanya'nm onaylamış olduğu uluslararası anlaşmalara uygun olarak yorum lanacaktır.» denilmektedir. Yeni Ispanya Anayasası'nda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin kuralların herkes için buyurucu niteliği vurgulanmakta, kişinin bu haklarını olağan yargı yoluyla koruyamaması durumunda, Anayasa Mahkemesi'nde dava yoluna başvurulabileceği bellrtilmektedir. Türkiye, 1876 yılından günümüze değin, Osmanlı feodal yapısından çağdaş devlet düzenine geçişl amaçlayan önemli Anayasa deneyimleri yaşamıştır. Ülke koşullannm ve toplumsal gerekirliliğin ürünü olarak, Türkiye Anayasaları, uluslaşma, demokratikleşme, sosyalleşme doğrultusunda gelişmlştir. Etkin hak anlayışını benimsediği içindir ki, 1961 Anayasası'nın 2. maddesi İle, «... Sosyal Hukuk Devleti...» Cumhuriyetin nitelikleri arasına ka özellikle yirminci yüzyılın lklnci yansmda, çağdaş demokratik toplumların birçoğu, bireyin davranış özgUrlUğünü benimsemekle yetinen geleneksel haklara, toplumsal ve ekonomik güvenceler katmak gereğini duymuşlardır. Böylece, sosyal hak kavramı yaygmlık kazanmıştır. Sosyal haklar, gerçekleşmesi ve yararlanılması devletin korunması altına alınan haklardır. Devlet, yurttaşlann bu haklardan yararlanabilmeleri için, etkin görevler üstlenmiştir. Böylece, soyut tanımlamalar yerine, somut nygulamalara geçilmiştir. Tüm lnsanlar tılmıjtır. 1961 Anayasası'nm sosyal devlet anlayışı, 2. maddenin gerekçeslnde, aynntılı biçimde açıklanmıştır. Gerekçede yer alan şu tümce, günümüzdeki yaklaşımlara da ışık tutacak derecede önem taşımaktadır: «SOSYAL DEVLET, fertlere yalnız klasik hürriyetleri tanımakla yetinmeylp aynı zamanda, onların insan gibi yaşamaları için zaruri olan maddi ihtiyaçlarını karşılamalarmı da kendine vazife edinen devlettir.» Gerçekten çağımızda, «yasa devleti'nden», «hukuk devletbne geçiş toplumsal haklara gereken özeni göstermekle sağlanabilmektedir. Bireyler yönünden yasalar önündeki eşitliğin en büyük güvencesinin, devletin, özellikle ekonomik alanda görünen koruyucu etkinliği olduğunda hiç kuş ku yoktur. Sosyal hakları özümleylp uygulamaya kavuşturmadıkça, hukuk devleti olunamaz. Soyut hukuk, soyut hak kavramları. artık Türkiye'nin gerl dönemeyeceği uzak yıllarda kalmıştır. Hukukun üstünlüğü, ancak sosyal devletin »gerekleri yerine getirilmekle sağlanabilir. «Sosyal Devlet Sosyal Haklar» sözcükleri bir Anayasa'da yer aldığı zaman, bunların en geniş boyutlarda uygulanması ve gelecekte de savsaklanmaması, yurttaşlar için haklı bir istem oluşturacaktır. 1961 Anayasası, en büyük açıklanndan birini. devletin ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşma ödevlerini, «ekonomik gelişme ve mali kaynakların yeterliliği» ile smırlandıran 53. maddesinde vermiştir. Yakm geçmişin tartışma ve olaylarına kısa, bir bakış içine düşülen olumsuz koşullann temelinde, sosyal devletin tüm kurum ve yükümlülükleriyle yaşama aktanlamamasınm büyük payı olduğunu anımsatacaktır. Sosyal devlet, somut bir olaydır. Yenl düzenlemede 1961 Anayasası'nın uygulamaya yönellk yetersizliklerini gidermek yerine, bu olguyu ekonomik etklnliğinden armdırıp gereksiz bir sözcük düzeyine lndirmek yeğlenirse, sunulan modele, «... Sosyal Hukuk Devleti...» adını vermek, çok güç olacaktır. Püf Noktası... eryüzü tarihinde parlamentoculuk, sanayi devrimiyle eşzamanlıdır. Parlamentoculuk deyince akla ne gelir? «Halkın seçtiği bir meclise karşı sorumlu bir hükümet» sistemin belkemiğini oluşturur. Bu tarihsel omurgayı yaratmak kolay sanümasın. însanlık, parlamentoculuğa ulaşmak İçin kapitalist endüstrl düzeninin kurulmasma dek beklemek zorunda kaldı. Y Peki, daha önce slstem neydl? Kral diye adlandınlan bir devlet başkanı tllkesini yönetirdl. Kralın yetkileri vardı, sorumu yoktu; hele halka karşı hesap vermek gibi bir kaygısı hiç yoktu. Parlamentoculuk tarlhini oluşturan anayasal eylemler, sorumsuz devlet başkanından sorumlu hükümet başkanına doğru adım adım yürüyüştür. Ne var ki çağımızda sanayi devrlmini gerçekleştlrememiş ülkelerde parlamentoculuğun yozlaşması kaçınılmaz oluyor. Yaşadığımız dünyada parlamenter demokrasinin yalnız Batı Avrupa bahçesinde çiçeklendiğini görüyoruz. 1982 Türkiye'sinde Danışma Meclisl'nln hazırladığı Anayasa tasarısının parlamentoculukla ilgisi olmadığı açıktır. Bu tasan, parlamentoya karşı sorumsuz bir devlet başkanına alabildiğine yetkiler vennektedir. Daha başka deyişle tasan parlamentoculuk tarihine ters bir mantık içinde düzenlenmiştir. Fikir özgürlüğüne kapalı çağdışı anlayışı dlle getirmektedir. Sorumsuz devlet başkanı (ya da cumhurbaşkanı) güdümünde bir yönetim süzkonusudur. 5 yıllık yaşama, 7 yıllık cumhurbaşkanlığı sürelerl saptanarak bu rejtain 1990'a dek yürütülebilmesi için zamanlama planlaması da yapılmıştır. Anayasa tasarısının miman Prof. Aldıkaçtı, gerçi beceriksiz çıkarak herşeyi yüzüne gözüne bulaştırmıştır; ama, bu bir ayrı konudur. Eldeki tasan, belirli bir planlamayı ve programlamayı amaçlamaktadır. Bu gerçeğin lyi bilinmesinde sayısız yararlar vardır. Acaba bu programm başarı olasüığı var mıdır? Bana sorarsanız halk oylamasında «evet» ya da «hayır» çıkması Türkiye'nin geleceğinde sonucu değiştirmiyecektir. Eğer İkinci Dünya Savaşmdan bu yana ülkemizde ekonomik iktidan elinde tutan özel sektör (sermaye sınıfı) az çok sağlıklı bir sanayileşmeyi gerçekleştirebilseydi, bugünkü bunalunlar ortaya çıkmaz: ordu üç kez yönetlme müdahale zorunda kalmazdı. 1990'a yaklaşık 7 yıl kalmıştır. Bu sürede Türkiye'nin sanayileşme sürecinde gerllemesi bile sözkonusudur. Amerika'dan gelerek bizim işadamlanyla «basına kapalı» toplantılar yapan Amerikalı lşadamlarınm öğütleri «kapalı kapılar» ardından basına sızmıştır. Yabancı parababaları diyorlar ki: « Sanayileşmeyi bırakın, tarıma önem verin.» Oysa, sanayileşme, parlamentoculuk dediğimlz slyasal sistemin ekonomik alt yapısıdır. , Aıilyasa tasarısı konusunda en guzel Bzetlemeyi Son Havadis gazetesinin 20 eylül 1982 günlü sayısmda çıkan başyazısında Saym Cihad Baban yapmış. Kıdemll meslektaşımız (birkaç ay önce Bülend Ulusu kabinesinde Kültür Bakanıydı) dlyor ki: Yeni tasanda sorumsuz Cumhurbaşkanma alabildiğine yetkiler vermişsiniz; ya bir solcu cumhurbaşkanı olursa? Cihad Baban'ı kutlarım. Yaşanan anayasal olayın püf noktasını nasıl da yakalamış? Aferin Baban'a... c/cıplcı/mcı HBurhanİARFAD Istanbul Sempozyumu • stanbul üzerine paneller düzenleniyor. Istanbul konulu açık oturumlar yapılıyor. • Istanbul sorunlarını çözümlemek İçin sempozyumlarda ilglnç bildiriler yayınlanıyor. tstanbul ve çevre sorunlan da sık sık gündeme getiriliyor. Konuşuluyor. Tartışılıyor. öneriliyor. Ve Istanbul acımasızca, utanmazca, barbarca yokediliyor. Bir karış topraktan daha yüklü vurgunlar sağlamak için. Istanbul Valiliğinin geçen mayıs sonunda dü«enledlği 1. îstanbul Sempozyumu'nda şehrln çirkin gerçeklerl olduğu gibi sergilendî, dlle getlrlldi. Istanbul Valisi Nevzat Ayaz'm yaptığı açış konuşması llginçti. îstanbul şehrinde nüfus yoğunlaşmasınul İnsan yığınaklarına dönüştüğünü en yetklli kişi olan Validen duyunca dehşete kapılmamak elde değil. Türkiye'de nüfus yoğunlaşması bir kilometrekarede ortalama 58 kişi olduğu halde îstanbul'da bu oran 830 klşidlr. Fakat daha korkuncu da var. tstanbul Valisi söylüyor: «Şişli ilçeslnde bu yoğunluk kilometrekareye 116921 kişidir.» Aklınız alıyor mu? Dilimleri bin metre olan bir toprak dörtgenin üstünde 116921 kişi! Yine Vali açıklıyor: «Son beş yılda İstanbul'da 120182 gecekondu yapıldı. Imar mevzuatına aykırı yapılarm sayısı da 113773. L İstanbul Sempozyumu'nda sunulmuş bildlrilerin hepsl çok ilginç. Bunların arasında Boğaziçl'nin doğa, kültür ve tarih değerlerinin korunması bölümünün özel bir önemi var. tstanbul deyince bütün dünyada ilk akla gelen Boğaziçi bildiride açık bir anlatımla ele alınıyor ve sorunlar şöyle sıralanıyor: «Doğa güzellik ve özelliklerinin bozulması. Slluet ve görünümün bozulması. Ekolojik denge bozulması. Mesire yerlerinin gittikçe yok olması. Çevre kirlenmesl. Doğa güzelliklerinin bozulması. Gecekondulaşma. Boğaz'ın kültür ve tarih değerlerinin yokedilmesi. Tarihl değerleri gölgeleyen yapılar. tmar afları. Bu bölümün aynntılannm kiml parçalannı buraya aktarmak zorundayım. öylesine çarpıcı, bilimsel ve gerçekçi: «.. Sürekli artan "tstanbul'a göç" olayı etkislyle ve particilik gayretlerinin körüklediği spekülatif girişimlerle Boğaziçi'nde sorumsuzca yapılan inşaat, yeşil alanları (koru, çayır, bahçe ve her türlü bitki örtüsü) oluşturdugu doğal zenginliği alabildiğine tahrip etmiştir.» " «Sorumsuzca yapılan kitlesel yenl binalann, yüksek istinat duvarlarının, gecekondu mahallelerinin, kaçak bina ve ilave katlarınm Boğaziçi'nin siluet ve görünümünü bozduğu ve çirkinleştirdiği hepimizin çok yakmdan blldiği bir gerçektir.» «Yeşil alanların azalması sonucu flora ve fauna zarar görmekte ve bu durum ekolojik dengenin bozulmasına yol açmaktadır. Erguvan, manolya, at kestanesi, meşe, karaağaç ve ıhlamur gibi çok çeşltli ağaçlarla kaplı Boğaz sırtlan çıplaklaşmış ve geçmişte bülbül sesi dinlemek İçin gidllen tstinye'nin koyunda bugün kulağı tumalayan çekiç sesleri hakim olmuştur.» Rumelihisarı'nın ardındaki Nafl Baba Tepesl'nde tarih ve kültür kucaklaşarak bir başka yerel renk oluşturur. Halk arasında tepeye "Dua tepesl" ya da "Evliyalar tepesi" adlan verilmiştir. Buradaki kahntüar ve taşların bir bölümü gecekondular tarafmdan tahrip edilmiştir. Tarihi ve doğal değeri çok yüksek olan bu tepe, hemen yanında yenl inşa edllmekte olan zevkslz ve hantal bir beton yığını görünümündekl işletme fakültesi binalarınca perdelenmektedir.» Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Süheyla Artemel ve Doç. Dr. Güven Alpay'ın ortaklaşa hazırladığı bildiriden çok daha uzun bölümler aktarmak isterdim. Sorumsuz ve acımasız şehircilerlmiz, belediyecilerimiz okusunlar diye. Neye yarar, diyenler olabllir. Belki de haksız değiller. Zita L îstanoul Sempnzyumu'ndan bir kaç ay sonra Boğaziçi'nde çirkin bir oyun oynandı. Yine yamaçların yeşili yokedlimiş: bitki örtüsünün yerinde beton yığınları yükseltilmiş Çubuklu sırtlarında en son yeşil örtü kalıntısı bir gecede traş edildi. Ertesl günü bir raslantıyla durumu gören vetkililer ruhsat veren Belediye sorumlusunu müfettişe verdller. Ruhsatı geçersiz saydılar. Yasalarm daha da sertleştirilmesi buyruğunu verdller. Sonra! Sonrası, bu kadar! n dokuzuncu yüzyüda söz konusu olmadığından, cinsiyetin değişimi gerek Türk, gerekse yabancı Ulkelerın yasalannda dikkate almmamıştır. Son zamanlarda ıse tıbbi müdahaielerle muayyen durumlarda cinsiyetin değişımi sağlanmış, Batıda ve ülkemizde bir çok kişiler bu yola başvurmuşlardır. Batı yaymlanna göz atüırsa yargı organlarma bir çok mliracaatların ya püdığı, farklı bir çok kararlann verildiği ve çözülmesi güç pek çok sorunlarla karşı karşıya kalmdığı gö'rUlmektedir. Bazı ülkelerin yasa koyucuları da konuya eğilmek zorun luluğunu duymuşlardır. XX. yüzyıla kadar cinsiyet kişinin dış görünUşüne göro be lirlenir ve saptanır; varılan so nuç nüfus kıltüğune kayıt edilirdi. Bu saptamada hataya dü şülmesi, bir başka deyimle hatalı bir kaydm yapüması ha linde, nüfus kaydırun duzeltılmesi söz konusu .olabüirdl. XX. yüzyıl içinde kişinin cinsiyetinin dış görünüşlerle yetinilemeyeceği ve bu hususun kromozomların özelliklerine gö rp tayininin gerektiği açıklanmıştır. Erkeğin kromozomunun XY ve kadınm XX olduğu be lirtilmiştir. Tıp sahasında yapılan araştırmalar sonucu şu hususlar ay dınlığa kavvışmuştur: a Muayyen kişilerin cınsıyetinm mut lak olarak saptanması mümkün olamamaktadır. b Muayyen ilaçlarla bünyede cinsi yetin belirlenmesıyle ilgili dikkati çeken belirli değişikiıkle rin gerçekleştirilmesi olanaK kazanmıştır. c Cinsiyet belirteoek muayyen ameliyatlara baş vurulöuğu ve olumlu sonuç almdığı gorülmektedir. ç Be denin dış görünümü dikkate slındığında cinsiyetin belırlenmesi kolaylıkla mumkün is» de, kişinin ruh haletındo beliren özellikler kişinin fark lı cinsiyet sahibi olabilecegi intibamı yaratmaktadır. Bu kişiler zaman zaman ruhsal bunahma girmekte ve cinsiyet lerini değiştirme dlleğinde bu lunmakta, kendilerine yardımcı olunmadığı takdirde, intüıara kadar gittikleri tespit edilmektedır. Tıbbi müdahale ile durumlannm kısmen olsun islshı olanak kazanır. ••• Cinsiyetin değişebümesiyle şu sorunlar ügiyı çekmektedir: 1 Cinsiyetın değişimi hususunda hekim ne zaman mti dahale edebılir? Araması gerekan koşullar neler olmalıdır?. 2 Cinsiyetin değişiminin kamu kayıtlanna inöbakı na sü olacaktır? 3 Cinsiyetin değişmesi, kl şinin, özelUkle aile nukuku yö nünden, bukuksal yapısında ne gibi sonuçlar doğurabilecek tır?.. Evli bir kişinin durumun da nasıl bir çözüm aranılmahdır?.. Batı mahkemelerinde tartışılan konular dikkate alındığında, 19. yüzyıl dünya görüşüyle kaleme alınan yasalardan faydalanılarak bir çözüm bulmanın müşkül olduğu görülmektedir Kanun boşluğuyla karşüaşılmaktadır. Ancak önerilecek hal çarelerinin tespitinde, bunların ihtiyaçlan cevaplandırmakla beraber, t;e rel yasal nizama ters düşmesıne özen göstenlmelidir. O Cinsiyet Değişimi, Yarattığı Yasal Sorunlar Av. Dr. Reşat ATABEKbulundurarak karar vermeli n Uzerinde durmak gerekir. Ba dir: u yargı organlarına intikal ea Müdahale için müracaat den davalar bize öncülük edeedenin reşit ve tam bilinçli ol bilir. ması gerekir. b Hekim mü1 Nüfus kayıtlannm dedaha lenin sonuçlan hakkında ğişimi, Erkek kadın, kadm er muracat edeni iyıce aydınlat kek olunca, bu değişlmin nünsalıdır. c Bir psikiatrın gö fus kayıtlanna yansıması do rllşü alınmalıdır. ç Bedensel ğaldır Genellıkle nüfus kayıt afızayı gidermek için müda tashihi için degil de, değişimi hale edüebileceği gibi, ruhsal için mahkemeye müracaat ebunalımlan Kısmen olsa dahi dilecektir. BU hususta çu kugidermelc amaciyle cerrahi mü rallann benimsenmesinde yadahalenın yapümasına taraf rar vardır: tanz. Ancak toplum bilıncıa Müracaat eden vaki de nin cinsiyetin değişiminde has sas olduğuna işaret etmek ye ğışlkliğln gerçekleştiğinl ıspat etmek zorunda tutulur, burinde olur. nun için de bilirkişiye gidiıTCK. 436 maddesinin 3. fık mektedir. Zorluk bilirkişinin rası uzerinde ayrıca durmak seks değişiminin gerçekleştiğida gerekir. Yasa, çocuk yap nin benimsenmesi için nelern raa kabüiyetinin yitmesi \eya önem vereceğinin tayininde top örgenden birmın tadıli ha lanmaktadır. Bu hususta gölinde 5 yıldan 10 yıla kaüar rüş birliğının temin edilemedihapis cezasını öngörmektedır. ğine işaret etmek isteriz. Kammızca hekime müracaat b İlgili müracaat etmezcden kişinin beden yapısında bir arıza olmayıp, ruhsal ya se. kamu görevlilerinin harepısında Öz8l değişiklikler mü kete geçlp geçemeyeceği huşahede edüir ve cerrahi mü susunda durmakta zorunluk dahale ile kısmen olsa dahi, vardır. Kayıtların gerçeği yan çözüm bulunabileceği tıbben sıtması, kamu düzeniyle ilgılikabullenilebilinirse, cinsiyet de dir. Bu nedenle nüfus memuğışiminin yapılması bir suç teş rvınun müracaat hakkını tanıkll etmemelidir. Vaki müdaha makta yarar vardır. le hastalığın tedavisı anlamınc Cinsiyet değişimiyle kidadır, ayrıca hekim hastanıu şinin adının değişimi de söz dileğini yerine getirmektedir. konusu olabilir. Bu husus özsllikle yalnız kadın vsya yalHukuksal Sorumlar nız erkek tarafından kullanıCinsiyet değişiminin bzel hu lan adlar hakkında düşünüiebt kuk yönünden ilginç sonuçla lir. ömeğin Ayşe adlı kişi er ADIM1 m u 6a*T«UT TuKat Matematik'ıbdıma Dızı lisdiler... matematik zevklidir %* • ADIM2 un 1 / nmt im ı m u»* İKtNd omci KWgr«HMI ADIM3 DOÖM çOMtTMAT TUNCHt MotBmotılcNbndma Cta" DerslerinizeveÜniversitey» zevklibirhazırlık için İŞTEFIRSAT! Hekimin Müdahalesi ADIM DİŞ TABİBİ MalemaMk^btdımcı Dizî Hekimin müdahalesiyle ilgili farklı görüşler savunulmuştur. Müracaat edentn dileğine karşılık verilmesinin uygün olacağı ve estetik amelıyatlarla aranan koşullarla yetınılmesi savunulduğu gibi, "o; deusel bir arızayı gidermek ıçin ancak müdabalenin yapılmasmın kabullenilebiceğl be lirtilmiş ve ruhsal bunalunla rm değerlendirilmemesi uy gım gorülmektedir. Bazı kişiler daha ileri giderek müdaha .eden önce, mahkeme karannın istihsalinin gerektiğinl açıklamışlardır. Kanımızca hekim şu hususlan ööUd CIKIYOR 150 LİRA BAYİNİZDEN İSTEYİNİZ ADIMLise3,Matematıküse3kltabınin yazarlarından D.ÇOKER tarafından hazırlandı.ADIMLİseViDoç.Dr.O.özer, ADIMLİse2'yiise Yrd.Doç.K.TAŞhazırladı. Doç.Dr.TalatTUNCER heruçdlzlnîn test leri ni veörnek çözüm lerini d ozeniedl. IstemeveyazıjmaadrBsir ARAŞTIBMAEĞİTİMEKİNYAYINLARI P.K.31SS!rkecilstanbul . ^ ORHAN TÜZÜN Bllimsel kongrelerde bulunmak üzere Avrupa'ya gıtmiştir. Sayın dost ve hastalanna duyurulur. kek olduğu takdirde, adımn de ğişmesi zorunlu olmaktadır. Nüfus kaydının tashihi sonucu, yeni cinsiyete tanman tıim haklarm kullanılması pek tabü söz konusu olacaktır. Tıbben tam erkek veya tam kadın sayılmayan hallerin var lığı kaydedılmektedir. Bu gi bi durumlarda egemen olan ni teliğto dikkate alınması gerekecektir. Ancak bu gibi kişile rin özellikleri dikkate alınarak nüfus kayıtlanna, «cinsiyeti ke sin olarak tespit edilememıştır» şerhinin düşürülmesi daha uy gundur. Böyle bir ilkenin benimsenmesi halinde konunun yasal yönden etraflı bir şekilde tespiti ve açıklığa kavuşturu.'ması gerekir. 2 Askerlik ilişldleri: Cin siyet değişimi sonucu askerlik ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi gerekir. Evvelce erkek olarak kaydediimis bulunanın kaydının silinmesi zorunludur. Tıbbi müdahale sonucu erkek olan kişinin ise, askerlik kaydı nın tesisi ve askerlik ödevinl yerine getirmesi söz konusu olacaktır. Ancak bu ödevin o güne değin yerine getirilmesinde vaki gecikmelerden dolayı, her hangi bir sorumluluk söz konusu olmamalıdır. 3 Spor yarışmalan: Spor sahasmdi» da cinsiyetin değişimi ile ilgUenılmesi gerekır, gerekli tsshihîer resen yapılmalıdır. YarışJara iştiraklar ye ni durumlara göre ayarlanmalı V9 hatta evvelce sağlanmış olan rekorlar ıptal edilmelidir. 4 Evlilik durumu: Cinsiyeti değişen kişinin evli olması haüntie uygulanması ge reken nizamın tayininde bazı görilş ayrılıkları müşahede edilmekledir. Böyle bir durumda bu günkü yasal kurallar karşısında tarâflardan her birinin boşanma veya «butlan» davası ikâme edebilecekleri ka bul edilmelıdir. Bu gibi haller de iki hususla özel şekilde ügılenilmektedir: a Savcı evliliğin iptalini talep edebilir mı?.. Kvliliğin mutlak butlan ile malul oiması halinde savcıya bu ödev M.K. 113. maddesiyle tanmmış tır. Ancak cinsiyetm değişimi, yasada açıklanan mutlak but lan nedenleri arasında yer almamıştır. Yasada bir boşluğun varlığı kabul edilerek savcınm harekete geçebileceği dü şünülabilinır. b Cinsiyetin değişimine rağmen taraflar birbirlerinden hoşnut ve evliliklerinın da vamına taraftar olurlar ise, ne gibi bir çözüm benimsenmelidir?. Batıda aynı cinsiyette ıki kişinin evlenebilmelerinin be nimsenmesi ile ilgili bazı akımlar varsa da, TürJt toplumunun bu görüşe karşı oldu ğunu, bu nedenle evliliğin so na .ermesinin gerekeceğini tahmin etmekteyiz. 5 Çocuklarm durumu: Ev li olan çiftin çocukları oluı ve eşlerd«=n binnin cinsiyetiıv de değişikllk husuie gelmişse, çocuklarm iki annesi veya ikı babası olamayacağı doğal ise de, kanjnızca şu kural benımsenmelidir: Cinsiyetin değişiminin geriye dönük hiç bir etkisi olmamalıdır. Vaki tıbbi jHÜdahale cinsiyette bir farklı * lık yaratmışsa da, bu husus geçmişte gerçekleşen durumlan etkilememelıdir. Eski bir terımle makabline şamü hükümlerin geçerliliği benimsenmemelidir. Avnı kural evlât edinme halinde de geçerli olmalıdır. XX. yüzyılda bilimin ilerle mesi kişi ve toplum yaşantısmda büvük değişiklikler hu sule getirmektedir ve yakm ge lecekte de bunlann artması beklenmelidir. Kışi ve toplum bu değişiklıklere uyarken, yasalar da süratle ayarlanmalıdır. Yüzyıllar boyunca yasa değişiminde olağan üstü ihtiyat lı hareket edilerek, kökleşmıs dağişiklikler nizamlanırken, bu sahada ayintüı bazı görüşler dile geUrilmektedir. Cinsiyet değlşim konusu bu yeni akım yer almaktadır. Cumhuriyef Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıiık ve GazeteciÜK T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürii MüesseseMüdürü Yazı Ijleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGONENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN • Yazı Işleri MüdürYardımcısı Haber Merkezı Müdurii Mizanpaj Yönetmen „ • TEMSJLdUER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ * İstanbul Haberleri:Selahattin GÜLERDış Haberler • Ergun BALCI Ekonomı: Osman ULAGAY Yurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazın : Yalçın PEKSEN Düzeltme: Konur ERTOP Araştırma: Şahin ALPAY BÜROLAR • KonurSokak No. 24/4Yenişehir ANKARA' Tel: 17 58 25 17 58 66 idare: 18 33 35 Halit Ziya Bulvarı No: 6 5 / 3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 Atatürk Caddesi, T.H.K Işhanı Kat2/13 ADANA Tel:1455019731 BasanveYayan: CUMHURİYET Matbaacıiık ve GaZetecilik T.A.Ş Tiirkocaöı Cad. 39/41, CağaloğiuİSTANBUL P.K.: 246Istanbul, Tel: 20 97 03 f5h?t) TAKVtM 12 EKİM 1982 YATSI 20.05 İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM 5.24 7.06 13.00 16.09 18.35 32X47 VE 25X35 MOTORLU PEDAL SATILIKTIR • Tekllfler 20 Ekim 1982 tarihine kadar kapalı zarf yoluyla alınacaktır. Müracaat: 28 64 56.