Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet 6 17 EYLÜL 1981 Universiteler ve gündemdeki tasarı Temel yanlıstık.. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi 1 Halktan yana.. Hacettepe Universıtesi öğretim üyesı Dr. Baskın ORAN S u anda MGK*nin gundemınde bırkaç bm kişlyl ılgılendırıyor gozuken, fakat Turkıye'yı çok derınden etkıleyecek bır yasa var. Bu tur yasalar gemş kıtleler!* doğ rudan ılıntılı olmadığı ıçın kıtlesel tepki gormeden hatalı olarak çıkarsa, genellıkle zararh sonuçları yıllar sonra gorulur. Oysa, Yuksek Oğretım Kanunu ıle ılgılı olarak Mıllı Eğıtım Bakanlığmın Konsey'e sunduğu tasarı sonucu hem yıllar sonra Turkıye'de tarafsız bılım (ozellıkle sosyal bı lım) üretılemedığı gorulecek, hem de daha yasamn çıkma sıyla bırlıkte bır yandan asıstanlık başvuruları hızla azalırken, dığer yandan da genç bıhm adamları kendılenne başka olanaklar aramaya başlayacaklar. Bır kez, kalkış noktası yapayanlış Doğal olarak var £ı çozumler de sakat Gorulduğu kadarıyla Tasarı ıkı y * ıiş < manıştan kaynaklanıyor 1) Anarşımn kaynağı Unıversıte dır, bu da ozerklık yuzunden boyle olmuştur, 2) Yuksek oğretımde son yıllarda kotu ışleyış akademı, unlversite, yuksek okul gıbı farklı kurum'.ar olmasından doğmuştur Fır de, galıba, yasayı hazırlayan uzmanlarm kafasmda bır şey daha var Öğrenc^lerı hocalar bu hale getırdı. Kalkış noktalarını saptayınca, aslında anlaşılmaz bır maddeler kumesı olan Tasarı birdenbıre anlaşılır hale gelı yor. Ne kadar bılımsel ozerklıkten soz ederse etsm, herşe ym ustunde bır organ olarak ortaya çıkan YÖK'te akade mısyenler azmlıkta Rektor ve Dekan'ı artık meslektaşlan seçmıyor, atamayla gelıyor. özetle soylemek gerekırse, da ha once denetımsız olduğu varsayılan (ve ışın doğrusu, ken dını ıyi denetlemeyen) unıversıtelerı denetleyeceğım der ken, yonetımle denetım bırbırme karıştırılmış Devletm unı versıtesl değıl mı, tabıı denetler de yonetır de, deyıp ışın ıçınden çıkmak mumkun değıl. Çunku devlet denılen kurum ılahî bır bıçımde kendı kendıne yurumuyor. Sıyasal paftı temelıne dayanan siyasal ıktıdarlar yurutuyor devletı. Te hocalara «Şark hizmeti» yaptırmak ıstiyor Izlenimini veren Mılh Eğitim uzmanları, ıkı simetnk yanlışı bir arada Kon sey'in onayına sunmakta: Birıncısı, gelışmemış yuksek oğretım kurumlarmda beş yıl hizmet yapan bıri, gelışmış ku rumlardakı kadroya oncelıkle atanacak. Boylece, oy avla mak ıçın Turkıye'nm altmışyedı koşesmde plansız program sız açılıvermiş olmak yuzunden kavruk kalan bu kurumla rın cılız yetışmış elemanları, buyuk kentlerın yeterlı ola naklarıyla yetışmış daha değerlı oğretım uyesıne yasa zo ruyla yeğlenecek. Zaten, sıradan bır smavla devlet burslusu olarak gıttığı yabancı ulkeden altı yılda uçuncu smıf bır doktora dıplomasıyla zor donen, adından başka hıçbır şe yını tanımadığmız doktoralıyı ekıp çahşması yapmak uzere smavsız almak zorundasınız. Onu sınavda belkı rahatça eleyecek nıtelıkte olan, kendı elınızle yetıştırıp dort yılda her yonuyle tanıdığmız oğrencıler tasanya gore sınava bı le gıremıyor Mıllı Eğıtım tasarısının eşıtlık sağlama anlayışım orta ya koyan ıkmcı simetnk hata, gelışmış unıversıteleri ıyıce koturum bırakacak kadar buyuk Bır asıstana on yıl kadar emek verıp yetıştırıyorsunuz, doçent yapıp tam kendısm den hoca olarak yararlanacağmız zaman YÖK onu zorunlu olarak başka bır unıversıteye «atıyor». Okuyan çocuğunun ve çalışan karısının ne olacağı, bunca naklıye parasını ne reden bulacağı o kadar onemlı değıl Bu genç bılım adamı nın kendını sudan çıkmış balık gıbı hıssedeceği bır ortam da ıki yıl ne hizmet vereceğı onemlı. Buyuk olasılıkla aklı arkada kalacak, durmadan gıdıp gelecek Bu da onemlı de gıl Insan turunun Adem'le Havva'dan geldıgıne lman etmış bır kulturel ortamda antropoıd maymundan nasıl soz ede cek? Ankara'aa bıle, msanların yerleşmış ınançlarını, ozel lıkle cınsel ve dınsel konulara dokunan ınançlarını soz ko nusu etmeye çekınırken, gelenekçılığın ve tutuculuğun bır bulut gıbı çoktuğu o ortamda nasıl sosyal bılım anlatacak9 Umversıte hocasının gorevı, lıse hocasının tam tersı. Tek kıtaba, tek goruşe kapılmamak, kapılmayı onlemek, oğrencıye butun gorüşlerı bılımsel ve tarafsız olarak sunmak zorunda. Yanı, gerçekten hocalık edecekse, ışı bıraz zor. Haf Dr. Nevzat EREN Y enı hazırlarmn unıversıte yasasına ılışkın oldukca kapsamlı yayın yopıldıgı ve goruş belırtıldığı soy lenebılır 12 Eylul'den bu yana uzerınde en çok durulan ve komuoyu yaratılan yasanın bu oldugu da ılerı surulebllır Tartışmaların unıversıteler yasası uze rınde olumlu katkılarını beklemek tartışmaya katılanların hakkı olsa gerektır Çunku tartışma ortamı yaratmanın ve tartışmaya katılmanın bır tek amacı vardır Yasa koyucuya yardımcı olmak ve onu olası yanılgılardan korumak Bu amacta bırleşmekle bırlıkte tartışmacıların korıuya degı şık açılardan bakabıleceklerını akılda tutmak gerek Bu de ğışıklık hem ınsanların çok ayrı olan kışılıklerınaen hem de konunun onemlı yanını ayrı algılamalarından kaynaklan maktadır Bıreysel yapı ayrımlarını tartışma konusu yap mak, doğrusu pek kolay gorunınuyor Ancak, katiımıza go re konunun onemlı yanının ne oldugunda ortak bır goruşe varma zorunluğu vardır Unıversıtelerın ışleyışı yenı baştan bıçımlendırılırken, konunun onemlı yanının ne oldugu açık seçık ortaya konamıyorsa doğrusu yenı bır yasal de ğışıklığın gereğı konusunda pek haklı nedenler olduğu soy lenemez Nedensız bır sonuç olmayacağı gıbı, nedensız bır gırışımı savunmak de pek kolay değıldır da ulkemızdekı orgut ve kuruluşların başarılılar ve az başarılılar olarak ayrılabıleceklerıdır Az başarıiı olmokıu debtek olmak, her halde bırbırlerınden ayrılmalan gereken dummlardır Terore destek olmuş olan kuruluşların, eger varsa, aslında kuruluş olarak terore destek olmadıklaıı terore desteğın bu kuruluşların yonetıcılerınce saglandığı gerçegı akıldan çıkarılmamalıdır Boyle bır durum kuşkusui suçtur Ama bu bır bıreysel suçtur, orgutlerın &ucu degıl Bu bıreylenn cezalandırılmalarına da, kımsenın bır dıyeceğı olamaz Ancak, 12 Eylul oncesınde devletın kolıuk guçleıınm usteoinden gelemedıgı terore karşı. kalemınden başka Dır sılahı olmayan unıversıte oğretım uyelerınm daha başaııiı olmalarını ıstemek ne derecede gerçekçıdır"? Bu konudakı başarıların bırbırınden ayrımının nıteliK ayrımı de gıl, olsa olsa bır nıcelık ayrımı oldugu ortadadır Dolayısı ıle unıversıtelerın ozerklık sorununa terore karşı başarı acısından bakmak, ınsaflı ve dogru bır yaklaşım oımasa gerektır Unıversıtelerımızın ozerk olup olmaması halkımız ıçın acaba bır sorun mudur 9 Bu soruya olumlu, ya da* olumsuz bır yanıt vermek elımızde bır komuoyu araştırması sonucu olmadığı surece olanaklı değıldır Ancak soruyu «Bu konu halkımız Içın bır sorun olmalı mıdır 7 » bıçımınde koyaugumuzda yanıtlama olanagı ortaya çıkar Işte bu durumda, gelışmış ulkelerın deneyımlerınden yararıanmakta, her halde yarar vardır Dolayısı ıle .haktan yana bır baskı grubu olarak unıversıtelerın onemı yadsınmaftıalı, bunu sağlayacak onlemlerı almak da, halkçılıgın gereklerınden bırı olarak duşunulmelıdır Tum dunyadakı uygulamalar ozerk olmayan unıversıtelerın şu ya da bu grubun cıkarına hizmet ettığı gerçegını sergılemektedır Gene bu uygulamalar ozerk olmanın koşullarını da, tartışmaya gerek olmayacak bıçımde ortaya koymaktadırlar. Dunyanın hıç bır ulkesınin Koklu demokratık geleneklerı olan ulkelerde baskı grup larının yonetıme yon vermesı olağan ışlerdendır Bu ulke lerde unıversıteler guçlu baskı gruplarındandırlar Bılımsel ozerklık bu unıversıteler ıçın topluma yararlı olup olmama sorunudur Ozgur bılımsel ortamda tartışılıp olgunlaşmayan goruşler unıversıtelerce savunulduğunda, ortaya toplumun yararına olmayan sonuçlar çıkabılır. Bu sonuçlor, unıversı Yasa tasarısını hazırlayan uzmanların kafasmda 'ögrencileri hocalar bu hale getirdi,, düsüncesi var melının bılım olmasını ıstedığımız Ataturk Türkıyesınde bilım ureten kuruluş olan unıversıteyı, hazırlığı baslayan olağan duzene geçıldığınde siyasal ıktıdarların oyuncağı olnıaktan kım kurtaracak yarın oburgun? Ataturk'un bıle unutulmak ıstendığı bır toplumda, zamanla Turkıye'yı kardeş mezbahası olmaktan kurtaran bugunku olağanustu donem de unutulmak ıstenebılır, ınsanların ve toplumların hamuru bu. Ustelık, Turkıye korkunç dınamık bır ulke. Onun ıçın, yonetımle denetım bırbırme karıştırılmamalı ve siyasal partılere dayalı siyasal ıktıdarların oyuncağı olabılecek bır unıversıte yaratılmamalı Mıllı Eğıtım tasarısının unıversıteyı ıç ışleyış bakı mmdan da demokratık kurumlar edınmeye lâyık gormemış olması ayrı bır elem konusu. Meslektaşlarınm seçmedığı, atanmayla gelen dekanlar bolum başkanlarım seçıyor. Fakultenın en yetkıli ve genış organı olan Fakulte Kurulundan değıl doçentler, profesorler bıle çıkartılmış. Bu bolum başkanlarının varlığı yeterlı gorulmuş Öğrencı temsılcısı bır yanda kalsın, akademısyenlerin yansmı oluşturan asıstanların bıle temsılcısı ârtık Yonetım Kurulunda yok. Özet olarak, unıversıtenın gerek dışı ne olan ılışkılerı, gerekse kendı ıçındekı ılışkıler, demokrası kavrammdan son derece uzak. Demokrası ve ozerklık olmadan, ozellıkle objektıf sosyal bılımın siyasal ıktıdar golgesı altında yapı labılmesı bıraz zor. Buna bır de Turkıye'nm ezelı bır der dını, reform ısteyen herşeyi bır tek merkezde toplamak merakını eklersenız, tablo ortaya çıkmaya başlıyor. Varliıs nedenı bır meslek ve teknık öğretmek olan yuksek okullar ve akademıler ıle, temel amacı çok yonlü ve bılımsel bır dunya goruşu vermek olan unıversıteler, ogretmen okul larına varmcaya dek aym yasa ıçınde toplanıyor. Oysa, yapılması gereken belkı de tam tersı. Yapısı tamamen tarkîı olan Tıp Fakultelerı ıçın ayrı yasa çıkarılsa çok daha mantıklı ve yararlı olurdu. Bır çerçeve yasa çıkarmak ve ozel durumları ayrı duzenlemek yerıne, ışlevleri farklı olan kuruluşları alabıldığıne ayrıntılı tek bır yasa ıçınde bırleştırmenın bır yandan bu ışlevleri saptırmasından, dığer yandan âa kaçımlmaz olarak «eşitlik»ı en aşağı duzeyde sağlamasmdan korkulur. Neden? Çünku, bıraz da oğrencüerine sahıp olamayan tada zorunlu kılınan onıki saat dersı mı hazırlar, yoksa kütuphanesız ve araçsız geçecek yılların kaybını, kaza edılen oruç mısalı, kaç yılda yakalayabıleceğını mı duşünür, bu onun sorunu. Unıversıte hocalığının teknık öğretmek değıl, herşsyden once araştırma ve yayın yapmak olduğunu hesaplamamış uzmanların hazırladığı Taslak, bu mesleğe gırmen: ısteyeceklerı yıldırmak, oğretım uyelerını de yetışmış adam bekleyen ozel gırışıme yolcu etmek sonucunu doğuracağa benzer. Pekı, dıyeceksınız, gelışmemış unıversıtelerlmız hocasız mı kalsın? Işte, butun sıstemm felsefesının en sakat noktası bu sorunun altmda yatıyor Bu sorunun yanıtı ÇOK kısa ve basıt: Taşrada Unlversite Olmaz. Çunku unıversıte okumak, yalnızca tahta sıralara otu rup «feyiz» almak değıl Sahaflarda veya Kızılay'da kıtapçı dolaşmak, yorulunca kızlı erkeklı oturup çay ıçerken ıkı konu tartışmak veya en son fılımlerı gormek de ders notları kadar onemlı. Bu gorgu ve kultur de ancak buyuk kentlerde edınılır. Irice bır kasabaya unıversıte açarak oranın ınsanım oraya mahkum etmek olacak ış değıldır. Yapılacak tek şey, bırkaç buyuk merkez dışındakı kurumları, zararın neresınden donulse kardır, deyıp hemen kapatmaktır. Yok sa, Taşraya unıversıte gotureyım derken, bılım taşralaşır. En kuçuk koyunde bıle kultur bınkımının yeterlı olduğu Batı'da da boyledır bu Unıversıteler buyuk metro pollerde kurulur Merkez az olunca, oğretım uyesımn ınsanca bılım yapması ıçın asgarı olanaklar sağlamr Oğrencıler de sıcak sudan dans pıstıne kadar sosyal tesısleu olan yurtlarda unıversıte ortamını bulur. Ankara kurulurken, bırtakım arsa spekulatorlen ture mış, kentın dort bır çevresınden ucuz arsa kapatmışlardı. Jansen Plam Bakanlıklar'ı kentin merkezınde toplamak ıs teyınce, bunlar kendı arsalarını satmak ıçın karşı çıktılar Geresçelerı, bır hava saldırısmda Bakanlıklar'ın toplu hedef olacağı ıdı Durum kendısıne yansıtılan Ataturk «Hepsini birden daha kolay savunurum» dıyerek kesıp attı. Sonuç, bugunku Bakanhklardır. Ünıver'sıte merkezlerınde anarşı olur, düşuncesi varsa Önder'ın tutumunu anımsatmakta yarar var. Dünyanın hiç bir ülkesinin hiç bir kurulusunda atamalı ozerklık sözkonusu olmamıstır telorın guçlu baskı grupları oluşları nedenıyle toplumun gunluk yaşamını da etkıler Unıversıtelerın ozerklıklerının unıversıtelerden once toplumların sorunu oluşunun temel nedenı budur Ulkemız soz konusu oldugunda, bu noktada şoyle bır soruyu sormak zorunluğu çıkıyor ortaya «Unıversıtelerımizın ozerk olmasının toplumumuz açısından onemı nedir?,. Onem bir yana, toplumumuz ıçın boyle bır sorun var mıdır?» Ulkemızde unıversıtelerın cumhurıyetın kuruluşundan bu yana, halkın yararına olmayan her hangı bır konunun savunucusu oldugu, boyle bır konuda baskı gorevı yaptıgı soylenemez. Tersıne, unıversıtelerımızın 1961 akdevrımı ıle 12 Mart ve 12 Eylul oncelerınde, demokrasıden ve halktan yana başarılı savaşımlar verdıklen bılınmektedır. Bu savaşımlarda daha da başarılı olunamayışın nedenı ozerklık uygulamaşının henuz ıstenen duzeye ulaşamamış olmasıdır Başka bır neden olarak da, genç demokrasımızde bır çok kurumun, bu arada ozerkhk kurumunun yeterlı deneyımı kazanamamış olduğu belırtılebılır Bu olumlu noktaların yanı sıra olumsuz sayılan noktaları da tartışmaya koymak gerek Bazı çevrelerın en olumsuz nokta olarak unıversıtelerımızın son yıllarda, ulusça yaşadığımız boluculuk ve teror olaylarında olumlu nol alamadıkları savını ılerı surduklerı bılınıyor Bu çevreler ozerklık konusunu tartışırken bu nok tayı temel alıyorlar Ozerklığın yanında ve karşısındakı go ruşlerı boyleoe saptadıktan sonra, onemlı bır başka soru gelmekte gundeme «Bolucuiuk ve terorle savaşımaa başarılı olan kuruluşlar var mıdır, varsa bu kuruluş ve orgutlerın başarılı olmalarının nedenleri nelerdir?» Terorle savaşımdo başarılı olmuş bazı kuruluşların bulunduğu bılınıyor Bu kuruluşların ortak ozellığı, ışleyışlerı nın temel ozellığının dısıplın ve emır komuta zıncın olmasıdır Ancak terorle savaşto hıç eksığı olmadığını flerı surebılecek bır kuruluş bulunmodığı da ortadadır. Oyle lse bu konuda soylenebılecek gerçek, teror olayları ıle savaşımhıç bır kurulusunda atamalı ozerklık soı konusu olmamıstır. Bunun nedenı olarak, Gtama makamına karşı guvonsızlık bulundugunu da duşunmemek gerekır Atama, ozerklığın doğasına aykırıdır Seçme ve seçılme nasıl demokratık yontemın temelı ıse, yonetım orgonlarını ve yonetıcılerını seçme de ozerklığın temelıdır Yakın geçmışte ulkemızde demokratık yonetım ışlememış ve çıkmaza gırmıştır Ama hıç kırnse atamolı bır demokrasıden soz etmemektedır Her halde doğrusu da budur Eğer ozerklık kurumu da, ıyi ışlememış ve aksamışso soruna doğru yanaşım ozerklıkten vaz geçmek olmasa gerektır Beş yuz yıllık geçmışı olan unıversıte ozerklığı konusunda yenı yontemler bulunacagını savunmak da olaS' değıldır Yonetıcılerının atandıgı bazı yuksek oğretım kurumlarmda bu atamaların teroru onleme yerıne terore neden olduğunu herkes bılırken, teror ve başarısızlığı onlemek ıçın bu yolu seçmek dogru bır yol olmasa gerektır Sorunu açık yürekhfık ve bflımsel yansıJıkla ortaya koymakta sayılamayacak kadar çok ydrar vardır Unıversıtelerın ozerk olmosı oğretım uyelerınm kendılenne bır yarar sağlamaz Unıversıtelerın ozerk olması, oğretım uyelerının sorumsuz kışıler olması sonucunu da doğurmaz Unıversıtelerımızın ozerklık sorunu, gerçekte unıversıtelerımızın halktan yana olup olmama sorunudur Halktan yanalık konusunda geçmışte başarılı olup olmama ıse ıkıncıl bır sorundur Yasalar geçmışe degıl, gelecege yonelık olmalıdırlar Belırtılmeye çalışıldığı gıbı, geçmışte başarılı olup olmomadan yola oıkmak bızlerı aydınlıga öıkarmayacaktır. Unıversıtelerımıze yenı bır bıçım vermenın akılcı ve haklı tek gerekçesı de olası yanılgılardan korunmanın en etkılı yolu da, bu olsa gerektır Aksaklıkların nedenlennı ozerklığın varlığında aegıl, oz denetımın etkın olmamasında aramak daha gerçekçı gorunmektedır Dana genış bır ozerklık ve daha etkın bır oz denetım, bu konuda açıklığa ve aydınlıga çıkmanın yol gosterıcılerı olmalıdır. ••• Üniversitelerin mali özerkliği sorunu Naci KIRSAÇLIOĞLU Sayıştay uzman denetçisi urk Dıl Kurumu sozluğünde ozerklık, «Bir topluluğun, bir kuruluşun kendine özgu yasalarla kendl kendini yönetme hakkı» dıye tanımlanmıştır Ozerklığın tanımı boyle olunca, malı ozerklık de, bır kuruluşun, bır topluluğun «parasal konularda» kendıne ozgu yasalarla kendı kendını yonetme hakı olarak tanımlanabılır Bılındığı gıbı, ozerklık, yonetsel (ıdari), bllimsel ve parasal (Malı) ozerklık kavramlannm tümünu içermektedır. Yonetımde ve bılımdekı ozerklık baska uzmanlarm uğraş alanlarına gırdığınden, bız yalnız parasal ozerklık konusunu ırdelemek ıstiyoruz Hıc kuşku yok kı parasal ozerklığı, butçe tahmınlermın ya pılmasmdan, odeneklerın butçeye konulmasma, paranm harcan masmdan, denetım sonuna dek uzanan bır olgu ıçınde düşunmek gerekır Bugunku uygulamada Unıversıteler, butçe hazırlıklarmı ve butçe tahmınlerını kendılerı yapmaktadırlar. Hazırlanan taslaklar, Malıye BakanlığıYıa goturulmekte ve pazarlığa oturulmaktadır «Sen şu ış ıcın odeneği şu kadar koymuşsun. ama ben şu kadar odenek verebılînm .» tumcesıyle ozetlenebılecek pazarlık sonun da, uç aşağı beş yukarı anlaşmaya varılmaktadır. Hemen belırtelım kı, dığer kurumlar gıbı unıversıteler de, butçe tahmınlerını sağlıklı ve gerçekçı yapmadıklarından, Malı ye Bakanlığı, harcama kalemlerıne konulan odenekleri indirmek zorunda kalmakta, Malıye Bakanlığının bu tutumunu bılen kurum T lar da, butçelenni hazırlarken odenekleri bılerek yuksek tutmakta ve bu karşılıklı aldatmaca yıllardır süregelmektedir. TBMM yanından onanan Universıte bütçeleri yürurlüğe glrmekte ve harcama1 ışi başlamaktadır. Program bütçenın dar kalıplanna karşın, Unıversıtelerın dığer kurumlar yanında ge nış harcama olanaklarına kavuştuğunu soylemek yanlış olmayacaktır. Harcamalar yapıldıktan ve akçalı yıl bittikten sonra, dene tım aşamasına gelınmektedır. Unıversıtelerın hesap ve ışlemleri, 1961 Anayasa'sının bugun de yurürlukte olan 120. maddesının son ürmıştir. Daha açık bır anlatımla, Üniversitelere parasal yönden özerk olma hakkı tanınmamıştır.. Unıversıteler Yasa Tasansmm gündemds olduğu şu gılnlerde malı ozerklık konusundakı goruşlen ıkı başlık altında toplamak olası. Bır goruşe gore, parasal ozerklık smırsız olmalı ve tUm bu rokratık engeller Universıtelerm onunden kaldırılmaııdır. Vıze, goruş ısteme, program bütcenın bağlayıcılığı, satın alma ve avans sınırları, Artırma Eksıltme ve Ihale Yasası'na ve Genel Mu hasebe Yasası'na belırlı olçude de olsa bağımlılık, Ünıversıtelenn £ Türkiye'de denetlenmeyen kurum bulunmamaktadır. Bağımsız yargının harcamaları bile denetlenmektedir. Bu nedenle üniversitelere ayncalık tanımanın gcrekçesini bulmak zorlaşmaktadır. ^ Universiteler sürekli ve sağlam gelir kaynaklarına kavuşuncaya ve kendi yağıyla kavrulabilecek düzeye gelinceye dek, 1961 Anayasasının 120. maddesindeki hükmün korunmasından yanayız. dan bir oncekı fıkrasında yer alan «Üniversitelerin bütçeleri, genel ve katma bütçelerin bağlı olduğu esaslara uygun olarak yıirurlüğe konulur ve denetlenlr.» hukmü uyarınca Sayıştay yanm dan denetlenmekte ve kesin hukme bağlanmaktadır Unıversıte butçelerinm ne şekılde yururluğe konulacağmm ve denetleneceğmm Anayasa'da ozel olarak belırtılmesı, boyle bır hukmun başka hıçbır kurum ıçın ongorulmemış olması rastlantı değıldır ve ayn bır anlam taşımaktadır. Bılımsel ve yonetsel ozerklığı en geniş boyutlanyla Ünıversıtelsre tanıyan Anavasa ko yucu, parasal ozerklık konusunda bilerek bellı sınırlar ge işlenrun aksamasma ve gecikmesine neden olmaktadır. Ümversıteler butçe tahmınlerını kendilerı yapmalı, odenekler hıçbır kısıntıya uğratılmadan, ıstemlen şeklıyle butçeye konulmalı ve harcamalar da program butçeye bağlı kalınmaksızın kendı ya pacakları programlar çerçevesınde gerçekleştınlmelıdır Ünıversıtelerın harcamaları da Unıversıte ıçınde denetlenme lıdır. 1750 sayılı Ünıversıtelsr Yasası'nın 7 ve 8 maduelerınde «Unlversite Denetim Kurulu» dıye bır kurum bulunduguna gore Umversıte hesaplannm. dışarıdan bır organ janından denetlenmesıne gerek yoktur.. Bu goruşte olanların duşünceleri «Devlet bize istedigimlz 6deneği versin, biz istedlğimiz yerlere harcayalım, deneturuııe de Uevlet karışmaaın» şeklmde ozetlenebılır. Bu arada özsrklığı Va tan'a benzeterek «bolunemez, parçalanamaz» dıyenlere öe rastla mlmaktadır.. Daha fazla yandaş bulan ve savunulan bır dığer görüşe göre, parasal ozerklık sınıılı olmalıdır. Odeneklerın butçeye konulma sı ve harcama aşamasında Unıversıteler ozerklığe kavuşturulma lı, elıkolu bağlanmamalı ve fakat denetımı Devlet yapmalıdır.. Malı konulara ılışkm butun hukumler Ünıversıteler Yasasında yer almalı, konumu ve ozellığı nedenıyle Unıversıtelerın dığer yasalara (2490, b245, 1050 vb ) olan bagımlılığı ortadan kaldırümalıdır. AVRUPA'DA NASIL? Herşeyde benzemeye ozendığımız Avrupa ulkelermde Universiteler genellıkle ozerktır Kuruluşunu tamamlayan Unıversıteler, parasal konularda da Devlet'e bağımlı değıldır. Kendı harcamalarını kendılerı denetler ve Devlet de pek devreye gırmez. Büyuk yatırım harcamaları Devlet yanından karşılanır ve Ünıversıtelere sureklı ve saglam gelır kaynağı getıren yan kuruluşlarla (berber dukkanmdan, mobılja magazasına kadar) Unıversıtelenn kendı yagıyla kavrulmaları ssğlanır.. SAKINCALAR • Hemen belirtelım kı, Turkıye de denetlenmeyen kurum bulunmamaktadır Bağımsız yargının harcamaları bıle denetlen mektedır Anayasa Mahkemesı'nın, TBMM hesaplannın da Sayıştay yanmdan denetlenmesuıı ongoıen kararı buıuıımaktadır. Bu nedenle Üniversitelere dığer kuıumlar yanmda ayncalık tanımanın gerekçesını bulmak zorlaşmaktadır.. • Bağlayıcı yasa hukumleri yuzunden ışlerın aksaması ve gecıkmesı, dıger kurumlarca da one surulebılmektedır. Dığer bır deyışle, Unıversıtelerın onunde duran burokratık engeller, dığer kurumlar ıçın de sozkonusudur • Parasal ozerklık, odeneklerın butçeye konulmasmda ve harcanmasında bazı geçıcı kolaylıklar getırse bıle, Unıversitele rı, «Devlet parasını istedigi pbi kullanıyor, hesabını vermiyor» tohmetı altına sokacaktır. • Eğıtıcı ve oğretıcı Sayıştay denetımıne karşm, harcama sırasmda buyuk yanlışhklar yapan Unıversıtelerın, kenfli başlarma kaldıklannda, ne gıbı guçluklerle karşılaşacağını şımdıden kestırmek zor değıldır. • Turkıye'de Unıversıtelerın sureklı relır kaynaklan bulunmadvmdan, toplu ıgne parası bıle Dsvlet'ten almmaktadır . Bu nedenle gelır olmadan harcamada ve denetımde ozerklık ıstemek, tek bacaklı bır hukmun yasallaşmasını savunmak anlamına gel mektedır © 1961 Anayasasmm 120 maddesı bugun de yürürlükte oldv ğuna ve bu maddede, Unıversıte butçelermın, genel ve Katma büt çeler gıbı yururluğe konulacağı ve denetleneceğı belırtıldıgıne gc re, Ümversıteler Yasasma bu hukme aykırı olarak konacak bıı hukum, Anayasa'ya aykırı olacaktır. SONÜÇ: Unıversıtelerın yonet&sl ve bılımsel ozerklığmı gonulden it tememıze ve jrenı Unıversıteler Yasası nda da en genış boyutlarıyls ver almasını arzulamamıza karşın, yukarıda belııtılen sakmcalar dd beraberınde gstıreceğınden, malı ozerklık konusunda sürels li ve sağlam gehr kaynaklanna kavuşuncaya ve kendl yağıyla kav nılabılecek duzeye gelinceye dek 1961 Anayasası'ndakı hükmür olduğu gibl koruıunsamdan yanayız. • "Bağlı» deyimi ve bir dava Av. H. Avni USLUOĞLU uksek Oğretım Yasa Tasarısı güncelleştl En Iyi, en yararlı bıçımde yasalaşmasını dılıyor ve beklıyoruz Sadece gunun sorunlarma cozum getlrmesinl yeterli gormuyoruz. Yururluğe konulacak yasa, uzun yıllar sonra da tum gereisınmelere butunuyle cevap verebılmelldlr. Diğer yasal duzenlemelerde olduğu gıbl bu konuda da bu genel Isteğln tekrarında yarar vardır Tasarının bazı maddelerınde yer alan «Ünlvareltelar, Fakulteler ve bunlara bağlı kuruluş ve kurumlarda ve Mllll Eğitım Bokanlığına bağlı Yuksek Okullardc» tümcelerin «bağlı» sozcuğu bana, 1172 sayıü «Devlet Guzel Sanatlar Akademllerı Kanunu»nun 1 maddesıne Ilışkın bır davayı anımsattı. Bu madde aynen, «Devlet Guzel Sanatlar Akademilerl, Bo lumler ve Enstıtulerden kurulu, bllimsel ozerkliğl olan, Mıllı Eğitim Bakanlığına bağlı, yuksek dereceli, oğretim, Inceleme ve araştırma kurumlarıdır» dlyordu Davacı kurum, yanl bir kamu kurumu olarak kanunlo ku Y rulmu? Akademı, davalı Bakanlık aleyhlne Danıştay'a açtığı bır davada, «Bakanlığa bağlı» deyıminın Anayasa'ya aykırılığı savında bulunmuş, bu savın cıddılığı Danıştay 12 Daıresınce benımsenmış, konu Anayasa Mahkemesme gelmış ve Anayasa Mahkemesl 3 21979 gunlu 16539 sayılı Resml Gazete'de ya yımlanan 911 1978 gun ve E 1978/47, K 1978/57 sayılı kara rıyle, «1172 sayılı yasa uyarınca kurulan orgutlerın universıte nıteliğınde orgutleı olduğu kabul edilınce, boyle bir orgutun bır Bakanlığa bağlı bulunması universite ozerklığı ıle bağdaştırılamaz. Çunku Anayasa'nın değişik 120 maddesı üniversitelerin herhangl bir Bakanlığa, ya da Bakanlar Kuruluna bağlılığını ongormuş değildir» dıyerek, Akademının Bakanlığa bağlı lık hukmunü iptal etmıştı Halbukı «bağlı» deyımı, bu guzel ge rekçenın sonucunu etkıleyebılırdı Konu, «bağlı» sozcuğunun anlamında bırleşememeden do quyor Davalı Bakanlık bağlılıgı yanlış yorumluyor, Akademi Içın Bakanlığın organ statusunde kuruluşudur, tuzel kışılığl yoktur bağlıliK bu demektır dıyordu. Davacı Akademi ıse, Unlversite glbl ozerktlr, bağlı olamaz, bağlılık hukmu İptal edllmelldlr go ruşundeydl Anayasa Mahkemesi de bağlı deylmlnl davacı ve davalı gıbı anladı, İptal ettı Bağlı deyıminın gerçek ve hukuksal anlamı bu değıldl Aynı goruş bugun elde olan YÖK tasarısına da «Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yuksek okul» gıbı deyımlerle yansıdığı ıçın uzerınde durmanın yararlı olacağı kanısmdayım Konu kuçumsenmemelıdır Kolay anlaşılması içın orneğı gerçek kışılerden vereceğım Bır kımse evlılık, akrabalık, arkadaşlık, velâyet, vesayet gıbı bır bağ ıle bırısıne bağlı ıse ortada en az ıkı kışı vardır ve bağ bu kısıler arasındadır Bağlanma ıhşkısınden soz edebılmek ıçın ıkı ayrı şeyın veya kışınır» varlığı gerekır Bır kımsenın elı, ayağı, şu veya bu organı kendısıne bağlı değıldır Organın kışıye bağlılığından soz edılemez Demek kı, bağlama gerçek veya tuzel olsun ayrı klşılerın varlığım gerektırir, bunlar içın kullanılır 1172 sayılı yasadakı «Bağlı» deyımı de yasal açıdan dahı bu anlamda ıdı ve Bakanlık ıle Akadernı arasmda var olan bu bağ, Akademının organ değıl, kamu tuzel kışısı olduğunu vurguluyordu.