23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 8 13 EKİM 1981 Mısır Devlet Başkanı günlerce poz vermiş, Pehlivanlı da tablosunun eskizlerini çizmişti POUTIK YASAM RENKLENİYOR İngiltere Mektubu Sedat'a tablosunu görmeknasip olmadı Sedat ERGİN ANKARA Ressam Rahmi Pehlıvanlı'nın Şark usulu döşenmış salonunun duvarına dayalı duran tablo sahibıne ulaşamayacak. Tablo Enver Sedat'ı bahçede yeşıllıkler arasında mavi spor bır gıysıyle piposunu içerken gosterıyor. Peh livanlı, tablonun eskizlerini Se dat'ın Nıl kıyısındakı yazlığın da almış ve Türkıye'ye donünce de tamamlamış. Pehlivanlı, Sedat uğradığı suıkastte olmeseydı önümüzdeki ay Kahire'ye gidıp kendisıne tabloyu sunacaktı. «Kralların ressamı» ısmi ile de tanınan Pehlıvanlı'nın tablosunu yaptığı devlet adamları arasında Enver Sedat da var. Pehlivanlı geçen kış Sedat'ın çağrılısı olarak Mısır'a gıtmiş ve üç aylık bir çalışmayla kendısinin bırı sıvil dığeri asker gıysisı ile olmak üzere iki tablosunu yaptı. Eskizlerini aldığı ücüncüsunü ise Turkiye'de tamamladı. Mısır'da bulunduğu süre içinde kendısıni gerek elınde tualı karşısında poz veren bir fider, gerekse özel hayatında yakmdan tanıma olanağı bu Ahmet TAN Milletvekili transferierini halk saskınSıkla izlîyor LONDRA Ingılız iç polıtı ka yaşamı giderek renklı ve hareketli bır görünüm alıyor. Uzun dönemli dengelerın, ağır başlılığın ve kararlılığın egemen olduğu siyaset sahnesınde gariplikler, alışılmamıs olay lar yaşanıyor. Aslında Ingiliz lere, İngıltere'deki vabancı ga zetecilere böyle geliyor Sozgelımı Türk yurttaşları içın hiç bır acaıpliği bulunmayan siyasal olayları Ingiliz yurt taşları parmak ısırarak izliyorlar. Işçi Partisi eski bakanlarından Dr. Dickson Mabon'un son Kurultay'da ıstıfa edip Sosyal Demokrat Partı'ye transfer olması olayma İngilizler çok sasırdılar. Dr. Ma bon, 33 yıllık partisinin geçpn haftaki Kurultay'mda delege idi. Bu hafta ise, Sosyal Demokratlar'm Kurultay'mda de lege olarak yerini aldı. AET'den çıkmayı resmi politika ha line getiren Işçi Partisi'nm solcuların eline geçtigini, «Bu durumda halka hizmet etme olanağı kalmadı£ını» bildiren Dr. Mabon, vatana hizmet çalışmalarına bundan böyle Sosyal Demokrat Parti içinde de vam edeceğini belirten konuş ması yeni partisinin delegelerince çılgmca alkışlandı. İKİ TABLOSUNU YAPMIŞTI Ressam Rahmi Pehlivanlı, Sedat'ın çağrılısı olarak Mısır'a giderek uç aylık bir çalışmaylo bir suikast sonucu öldürülen Mısır Devlet Başkam'mn bir sivil, diğeri asker giysisi ile olmak üzere iki tablosunu yapmıştı... Transfer ve benzeri siyasal etkinlıkler konusunda gorgüle rinin pek sımrlı olduğu ortaya çıkan İngilizler önceki gün de Sedat, ressam liv£jılı'nm Kaü>e' cU açtığı sergr'e, gorüp beğendiğ'< \taiürk'ün bir por+resini çalışma odisıi;a asmıstı. Enver SecUt'm Türkleri çok se"diğini söyleyen Cîfcan Sedat, kendisinm de Turk karıı ta nı söyledi lan Pehlivanlı, Sedat'ın uğradığı suıkaste akıl erdıremıyor. 'Pehlıvanlı'nın Sedat ile ıik tanışması ocak ayının ilk haf tasında Kahıre'ye vardığının altıncı gununde gerçekleşır. Konuk edildıği Sheraton Otelı'nden aranır ve Başkanın kendısıni Abukum'dakı evinde kabul edeceği soylenır. Abukum, Kahire'nin 90 km. kadar uzağında İskenderıye yolu uzerınde küçuk bir kasaba. Peh livanlı bahçeye açılan dar avludan içeri girer, Sonradan burasının Sedat'ın dünyaya geldiği ev olduğunu öğrenir. Once mescıdı andıran gırişte bır sure bekler, başkanın bahçede kendısıni bekledıği bildınlır. «Onceden kendisi hakkında soylenenlere bakarak sert dik tator mizaçlı birisiyle karşılaşacağımı sanıyordum. Halbuki tam tersi çıktı. Efendi ve centilmendi. «Hal hatır sorulduktan sonra konuya girdik. Çalışmaya ne zaman başlayacaktık? Nerede çalışacaktık? Kendisi nasıl bir tablo istiyordu? Sonun da vardığımız anlaşmaya göre iki tablo vapacaktık, birincisin de asker üniformasıyla, ikincisinde ise sivil giysiyle poz verecekti.» «Esmer güneş yanığı yüzüne bakınca nefis bir renk kom pozisyonu ile karşılaştığımı anladım», «herhalde sizinle çalışmak çok zevkli olacak» dedım, güldü.. İlk çalışma yaklaşık on gün sonra Kahire'nin yakın guneyınde Nıl'ın kıyısında özel konutta başlar. Ikınci çalışma yerı ise Asfahan'dır. Sedat, Pehlıvanlı'ya dınlenmek için gıdeceğı Asfahan'a kendısiyle bırlıkte gelmesıni, çalışmaya orada devam etmelerıni onerir, «hem dinlenirsiniz, hem de çalışırsınız» der.. Pehlivanlı burada üç hafta kalır. Klasik dev let adamı tablosu Asfahan'da tamamlanır. Sedat tablonun reprodüksıyonunun yapılmasını ister, Pehlivanlı bunun içın İtalya'ya gider, 20 gün burada kalır ve Kahire'ye yine döner... Pehlivanlı daha sonra fkinci tabloya başlar. Sedat suikast sırasında üzerınde bulunan resmi üniformasıyla poz verır. İkinci tablonun çalışmaları sırasında da dört kez bir araya gelirler. Bu sırada Pehlivanlı'nın Ka hıre'de bır sergi açması gündeme gelır. Pehlivanlı, Sedafa sergınin açılışına katılıp katılamayacağını sorar. Sedat, «memnuniyetle» der ve Pehlıvanlı'nın aktardığına gore uzun yıllardan beri ilk kez bır resim sergisinin açılışında ha zır bulunur. Açılışını Kültür Bakanı ve şimdıki hükümet sozcusü Hasan Mansur yapar. Pehlivanlı sergideki tabloların satışını kaldırır: «Sergiye gelmekle beni onurlandırmıştı. O nedenle ismini kul lanmam doğru olmazdı. Ancak Sedat sergideki Atatürk tablosunun önünde durdu ve bana dönerek bu tabloyu almak istediğini söyledi. Eğer kendisi satın almak isterse ona bîr şey diyemezdim. Kabul ettim. Tabloyu satın aldt ve çalışma odasına yerleştirdi.» Pehlivanlı, sergıde başkanın eşı Cıhan Sedat'a da bır |est yapar. Kendisıne başkanın eşıne sergıde çıçek sunması onerılır, Pehlivanlı kabul etmez ve bunun yerıne sergınin en uç koşesme bir çiçek tablosu koyar. Bayan Sedat'a sergıyı gezdırır ve en sonunda çıçek tablosunun onünde dururlar: Pehlıvarrlı Cıhan Sedat'a şoyle der: «Herkes size çiçek ver memi öneriyordu. Ben reddet tim, verseydim elinizde solacaktı, ben de kendi yaptığım bir çiçeğin solmadan sizinle devam etmesini istedim.» SİVİL TABLO ORTAYA ÇIKIYOR «Ahbaplığımız bu olaylardan sonra ilerledi. Askeri resim bitmek üzereydi. Bir sabah erkenden saraya gittim. Beni butün ailesi ile tanıştırdı, kızları, damatları, torunları hepsi birlikteydi. Sedat askeri elbiseyi çıkartmış, mavi spor bir takım giymişti. Başkana «yaptığım iki tablo da aslında sizi göstermiyor. Sizin bir de doğal halinizi, aslınızı resmet mek isterlm» dedim. Kabul etti. Eskizleri hemen orada bah çede ağaçların arasında aldım. İşte tabloyu burada tamamladım. Ne yazık ki görmesi kısmet olmadı..» Pehlivanlı, Sedat ile ilgili anılarını anlatırken kendisinın Turklere ve Türkiye'ye büyük yakınlık duyduğunu anlatıyor. «Atatürk'ü çok iyi Incelediğini söylerdi. Bizi çok seviyordu. Ne zaman konu Türkiye ! olsa, yi şeylerden bahsederdi. Eş! de aynı duyguları pay laşırc1!. Bayan Sedat bir gün «biliyor musunuz Rahmi bey, Mısır'daki allelerin içlni karıştırın, her üç aileden muhak kak birinin Içinde Türk kanı vardır» demiştir. Sonra kendisi nin de Türk kanı taşıdığını söylemişti.» Pehlivanlı'ya göre, «Bayan Sedat kocasından daha meşguldü. Sosyal faaliyetleri çoktu. Çalışkan, ne yaptığım bilen bir kadındı ve kocasına büyük destekti.ı AVAM KAMARASINDA TRANSFER YOLUYLA KURULAN PARTİNİN KADROSU GİDEREK BÜYÜYOR. HALK OYNAK PARLAMENTO ARİTMETİĞİ OLGUSUNA ALIŞMAYA CALISIYOR. yeni bır transter bombası ile sarsıldılar. Otuzdokuz yıllık partili, jşçi mılletvekıllerinden Bob Mitchell'de SDP'ye transfer olduğunu açıklıyordu. Ay sonunda açılacak olan yeni parlamento sezonundan önce, milletvekilleri vatanın menfaatları ile kendi çıkarlarmı bir kez daha gozden geçırme gereği hissetmış olmalı idiler. Bu arada bir başka işçi milletvekili ise, partısinden istifa etmek le bırlikte, transfer konusunda henüz bir karar veremediğini bildiriyordu. Bu milletvekilimın tutumu çok daha heyecan yaratıcı oldu. «Geçti, geçiyor, geçecek» diye yarattığı heyecan, bir ulusal irade temsilcisi olarak ne denlı önemli olduğunu ulusa bır kez daha gostermesi bakımından, bir an lamda İngiliz demokrasisi için cila yerine geçiyordu. özetle, futbolun olduğu kadar, demokrasinin de beşiğı sayılan ingiltere de, halk, son haftalarda, topun yuvarlak olduğu kadar, bazı milletvekillerının de top kadar yuvarlak olabıleceği gerçeği ile ilk kez merhabalaşmanın şaşkmlığı içinde. Seçimlere daha iki buçuk yıllık bir zaman var. Avam Kamarası'nda transfer yolu ile Kurul'un yeni Parti'nin kadrosu gıdsrek artıyor. Şimdiden üçüncü aüyük parti, «anahtari elinde tutabilecek siyasal ekip» haline geldi sayılıyor. Ingılızler, lıg puan cetveli ya da gunluk dovız kuru listesi gibi hergün değışen oynak parlamento aritmetiği olgusu na alışmaya çalışıyorlar. VEÖTESİ Ü POLİTİKA Sigaranın Dumam Mehmed Kemal lkemizde sigara sıkmtısı yeni güdümle taın giderilir gıbı olurken, eski alışkanlıklar devreye girmiş, yapay sıkıntılar baş gostenniştir. Bu sıkmtılar nelerdjr? Diyelim ki yurdun bir yöresinde Maltepe bulunmuyor, Samsun gırla gidiyor; b^ir yöresinde öamsun bulunmuyor, Maltepe ıt»uduHah!.. Neden böyle omyor? Sigarada devreye giren, görünmeyen, abıdik gubidikler var. Bunlar gorünmuyor ama, devreye girdıklen seziliyor. Vaktiyle kapasıte hesapları titizlikle yapılmadığı için üretını yetersizliği var sayümış, yetkililer ve etkililer alaatılmıştı. Üstüne yeni güdümle ciddi olarak vanhnca kapasite hesaplarında yanılgı ortaya çıkmış, üretim artırılmıştı. Turkiye'de ihtiyaca yetecek ve artacak kadar kapasite bulunmuş, üretim artınlnuştır. Nedeni ve niçini sorulduğunda kabahat işçinın sırtma yuklenmiş, kotü alışkanlıklannı surdüren bazı yöneticiler yakayı sıyırmışlardı. Yeni fabrık&lar kurulmasma neden gidildiği, yeni yatırımlara niçin gerek göruldüğu sorulduğunda da sorumluiar, abidik gubudikleri korumuşlar yakayı sıyırrnışlardır. Sigaranm ardmda da, önünde de donen çok numaralar var, yetkililer buna gerektiği gibi objektif koşullan zcrlayarak bir eğilseler dönen dolaplarır. çoğuna yaklaşacaklardır. Bunu neden yapamıyorlar bilmiyoıum ama, perde gerisindekiler, şinıdılik, perde onundekilerden daha güçlu görünüyr.^ar. Sigarada knçuk bir el atmayla işler yoluna girmiş, stok'ar artmıştır. Stoklarm artması karşısında perde geasindekiler yeniden devreye girmişler, üretimin ksılmasını önermişlerdir. Çok tuh a f ve görülmedık bır ışıetmecilik anlayışı!.. Stoklar da ihtiyaç bulunan bölgelere göre depolanmıyor. Örneğın Karadenız bölgesindeki depolarda bulunan sigaralar kurtlanmaya ve kuflenmeye bırakılmıştır. Çünkü Karadcmz bölgesindeki depolar iklim koşullarından ötârü fazla beklemeden küflenme ve kurtlanma yap.yor. Iîgıliler bunu biliyorlar. Görulen kurtlu ve küflü sigaralar Karadeniz depoları stoklarıdır Sigarada kjpasite yetersizliği işçiden gelmiyor, sermaye eksıkl'gı ve tutunden gelmiyor, tutumdan gelıyor, bu iyıce anlaşılmıştır. Sigara /eUî'lilerinden biri, *Sigara ihracatı içın konuşmayı erken sayıyoruz» diye kostaklanıyor. Yani üretim öylesıne coğalmıştır ki, sigara ihraç bile ederız. Ama naoil? Bıze gore gosterışli ve yanıltıcı yeni bir ihraç t°zgahlaması var. Suudi Arabstan'dan 20 tonluk istek gelmiştir. Bunun için ıkı tonluk bağlantı yapılmıştır. Karşılığı 15 bin doiardır. İstek ve olgu budur. Kıbrıs Barış Harekatı dciayısıyla bir tür sigara yapılmıştır, adi: Barış!.. Şımdi bu sigaraları ihraç ediyoruz. îki ton, karşılığı ir bin dolar Yani tonu 7500 dolara geliyor. Kilosu ne eder? Yedi buçuk dolar. Bir kiloda elli sigara bulunduğuna gore bunu dolar üzeJ rinden Turk Lırası olarak hesaplarsak s garanm tanesi 18 lirnya falan gelıyor. Şimdi taknemızı onumuze koyup duşunelim: Sigara politıkasının ekonomisini yonetenler Suudi Arabistanhlara 18 lıradan bir sıgarayı içirirlerken, kendı yurttaşl^/ına o sigarayı (Barış'ı) 52.5 liraya içiriyorlar. YamJmıyorsam hesap boyle değil mi? Yanlışsa. yanlıj her hesabın Bağdat'tan dönmesi gibi, Suudi AraDistan da dönmesi olasıdır. Şimdı soralım, yurttaşlarına 50 lira, 52.5 liradan sigara ıçiitr zihniyet, neden Suudi Arabistan'a 18 liradan sigara ıçıriyor. Diyecekler ki, 'Dolar alıyoruz » Öyie de olsa, dolar da alsak, mark da alsak bir yerde sigara 18 15, bir yerde 50 ya da 52 5 lira... Bir açıkgoz çıkar, oraya sigara ihraç ediyorum diye, bı>nu içerde bize yutturabilir. Mobilya alışverişmde buna benzer örnekler görmedik mi? Bir ticaret öyküsu vardır. Oğlu koyun satmak istemış. Babası da haylaz oğlan ticaret öğrensin diye buna razı oimuş. Elli koyun dışardan almış, ağıl da da on koyuıi varmış, onları da buna katmış. «Hadi oğlum ticarete başla ..» demiş. Oğlan oazaıa çıkmış. koyunları satmış, paraları cebe koymus3 eve donmüş. «Ne yaptın cğlum?» «Sattım.» «Kâr. zarar ne oldu?» «Vallahi baba», demiş. «Bizim on koyun da gittikten sonra başa baş geldi.» Sigara yonetimindeki zihniyet bize sigarayı elli. Suudi Arabirtanhlara da 18 liradan içirirken, hesabı başabaş getirmeye çalışıyor. Bir toplatn çizgisi çektiğimizde bu zihniyetin kimin yararına, kimin zararına çalıştığı anlaşılır ama, soran ve arayan olursa... Ağustos ayı boyunca, dogudan batıya, kuzeyden güneye*1 Amerika içinde yaptığımız yolculukta, bu ülkenm en büyük özellıklermden birinın, bir kentten diğerine gittiğinizde kolayca gözünuze çarpan kültür ve yaşam farkhhklan olduğunu gördük.. Avrupa büyüklüğündeki bir ülke için bunu doğal sayabilirsıniz de.. Kuşkusuz Amerikan toplumunun tümu ne malolmuş belli bir «Amerikan biçimi yaşam» toplum ölçüsünde benimsenmiş belli değer ölçüleri var. Ama bunun yanısıra çok farklar da var. Washington'dan New Or leans'a, Amerika'nın bu en güneyindeki ünlü zenci ve caz kentine inmek, insam epey şaşırtabiliyor. Burda artık AngloSakson kültürü egemen değil; Latin (Fransız), zenci ve «creole» kültürlerinin bir karışımı olan bambaşka bir kültür var. Bu kül türlerin açıklamasım yapmadan şunu söyleyeyim: New Orleans için hemen herkes «Amerika'nın en özjfün, en değisik kenti» diyor. Ünlü ve ciddi Encylopedila Brittanica da bunu doğruladığma göre!. Dünyanın en uzun nehirlerinden ve Amerikan ekonomisinin candamarlarından Mississipi'yi kontrol altına alabilecek stra tejik konumu yanısıra, aslında kuşkusuz bu konumun neden olduğu karmaşık ve zengin geçmişi, bu şehre olağanüstü özelliklerini kazan dırıyor. ÂMEKIM ffiYINCE Yazı ve Fotoğraflar: Atüla DORSAY Bir yolculuktan notlar ABD'DEKI FRANSA: AMERÎKA'DAKt Missisipi'nln denize döküldüğü kentte, Fransız v e zenci kültürlerinin karışımı egemen. New FRANSA New Orleans'ın ünlü Orleans İçin herkes «Amenka'nın en özgün kenti» diyor. Jackson Square'de bir yanda açıkFrench Quarter Fransız havada çalışan ressamlar diğer yanda her blrl tuttuğu köşede muzik yapan grupçuklar var. mahallesinın göbeğindeki otelimizden çıkıp gezmeye başladığımızda şaşırdık. Bu ne cici, ne sevimli bir şehır böyle!.. Incecik kolonlara oORLEANS DÜKÜNÜN DESTEĞİYLE 1717LERDE KURUturmuş balkonları süslü deLAN NEW ORLEANS DAHA SONRA İSPANYA'NIN OLUmır parmaklıklarla bezeli za rif iki katlı evler, balkonYOR. NAPOLYON ZAMANINDA TEKRAR FRANSA ALIlardan, pencerelerden sarYOR VE YİNE 1803'DE AMEKIYA'YA SATILIYOR. kan yeşillikler, çoğu zenci rengârenk bır kalabalık ve daha ötede, Jackson Square'de, bir yanda gelen geçenlerin (ve çokluk güzel ülkesı.. «Easy Rider»i, «Konmlıyor. Bunlarm konuştuğu leyişlerle dile geUrıyorlar. kadınların) portresini yapan, voy»u, uzun yol ağır vasıta ve Fransızcayla karışık bır 20. yüzyıldan itibaren kenyağlıboyadan gravüre her şoforlerının yalmzlığını <htur Ingılizceye de aynı isim tın modernleşmesi başlıyor. tür teknikte çahşan ressamle getiren «country music» veriliyor. Eski semt olduğu gibi korular, ötede her biri tuttuğu ve «blues» parçalarmı bır dü GECE YAŞIYAN ŞEHİR nuyor, ama yanmda yeni, köşede kendi müzik türünü şunun... Bu yol uygarlığı, Ama asıl New Orleans'ı modern bır kent kuruluyor. «icra eden», önlerine atılan kendıne ozgu bırtakım yagece görmeli. Fransız Ma1970'lerde %46'yı oluşturan paraya da pek hayır depay kentler, kasabalar yahallesıni dolduran sayısız zenciler, artık eskisi gibi miyen «amatör» müzik soratmıştır: Hemen yalnızca bar ve lokantanın herbiri locuları veya grupçukları. sömürülmüyorlar gerçi, agelıp geçen araçlara hizmet bır küçük orkestraya sahıp. (Ama asıl yaşıyan, kaynıyan ma yine de, özellikle 60'lann vermek içın kurulmuş yerHepsı, sokağa taşan müzikNew Orleans'ı günbatımıngergrn ırkçı olaylar ortamın lerden (lokantalar, «snack» lerini icra ediyorlar. Ister dan sonra görecektik).. Ve dan New Orleans da nasilar, moteller, benzin ıstasbirıne girip bir «Hurricane» heryerde, her köşede Franbini alıyor. Yine de, Afnka yonları, hedıyelık eşya duk(nefis bır yerel içkı, ama sızca isimler: Vıeux Carre, kokenli zencilerin («Kökler» kânları, v.s.) oluşmuş izlenıdıkkat, adı gibi bır «kasırBeauregard Square, Bourde anlatıldığı gibi) Amerimı veren bu yapay kasabajta» bu!) içerek müziğı dmbon, Ursulines, İberville soka'ya îlk getirildiği yörelerlar dan bırıydı, güneydeki leyebilir, ister sokakta kalıp kakları, Cafe du Monde, v.s. den biri olan New Orleans'New Mexıco evaletınin küdeğişifc müziklere kulak mi ta iki ırk birlikte yaşamaTARİHİN İÇİNDEN çuk Gallup kasabası.. Tam safiri olurken, içerden gelen yı, başka bazı kentlere de 3 uçak değiştirerek ve sorıtme uyarak step yapan New Orleans'ın kuruluyörelere göre çok daha ernunda inanılmayacak kadar zenci veletlerını seyredebılır şu 1717'lere dayamyor. Louken öğrenmişler. Amerika'küçük bir uçağı binerek gel smiz. Preservation Hall desiana eyaletınin, Mississinın birçok bölgesinin tersinııştık buraya.. Bır kızıldenen biraz mezbelemsı, ama pi ırmağı kanalıyla işletilebi ne, burda zenci ve beyaz rıli dans şenlığı görecektik. çok ünlü bir yerde, bin yalecek olan zenginliklerini se mahalleleri kesin smırlarla Ulkedekı bır milyona yakın şında bir müzısyenler gruzen «Batı Kumpanyası» Orayrılmış değil, zenci / beyaz kızılderılının yoğunlaştığı bundan, cazın en geleneksel leans Dükünün himayesiyle karışık oturulan evler çoğun sayılı eyaletlerden biriydi bıçinaini dinlemeden de, bu kenti kuruyor ve Dükün lukta.. New Mexico.. Ayrıca ülkede Nefw Orleans'ı görmüş saismini verıyor.. Sonra İski önemli ispanyol kökenli yılmazsmız. Caz, bu kentte panya'ya geçıp, Napolyon New Orleans ilk kurulduazınhğın en kalabalık grubu yaşamm bir parçası. Bir caz zamamnda Fransa'nın olan ğunda Fransa'dan gelen (ve nu oluşturan Meksıkah'lann müzesi bile var. Ama aynı kent, yine Napolyon tarafınçoğu işsiz güçsüz takıönemli bölümü de burda ya zamanda olabildiğince turısdan 1803'de Amerika'ya satımı, hapishane kaçkını, fahi şıyordu. Kızılderili ve Mektik hale de getirilmiş. Franlıyor. O zamanlar 8000 kişıse olan) ilk nüfusun temelsikahların yanısıra beyaz Asız mahallesi, aynı zamanda, nin yaşadığı kent, kısa zalerini attığı Fransız kültürü merikalılar ve 3 ırkın değiseks üstüne kurulu çeşitli manda bir pamuk ve tütün bugün hâlâ sürüyor. Sokak sik bicimlerde kaynasmasm dükkânlann, «sex shop»lamerkezi oluyor. Ama altyaisimleri kadar, güzelim evdan meydana gelen melezler rın, striptease'lerin, açıksapısız, kanalızasyonsuz oldulerin altkatlarını işgal eden de vardı. Adım bası bu ırk çık filmlerın, «o biçim»lerm &u için, hastalıktan, sıtmasayısız antikacımn vitrinleçeşitliliğinin çarpıcı ve etgösterilerinin de ver aldığı dan da kırılıyor. Mississipi rıni dolduran eşyadan da bu kili örneklerine raslamak, bir semt.. Ama, dikkat ettim, ırmağı üzerinde, sonraları nu anhyorsunuz. Zenci külgüç değildi. bir Avrupa baskentinin terzencilerin ünlü bazı şarkıla türü ise, yüzyıllardan beri, sine, ne sokak kadınları, ne rına konu oluşturan buhar cazdan el işlerine, beyaz kül de sokakta uluorta sevişengemileri çalışıyor, nüfusun Gallup'daki Kızılderili tötürle atbaşı gitmiş. Köken ler, flört edenler var. Ameriüçte birini oluşturan siyahrenleri, Amerika'da görme olarak «Latin Amerika'da kan «püriten» ahlakı, bu eğ lar, tarlalarda en kötü koşul fırsatmı bulduğum tüm oİspanyol kökenll ana baba lence yöresinde bile kendilar aîtmda çalışır ve sömülaylar arasında beni en çok dan doğmuş» anlamma gelen ni duyuruyor anlasılan!.. rülürken, dertlerini, sıkmtıetkileyenlerden biri oldu. «Creole» sözcüğü de, burda, larını, caz müziğinin temeAmerika bir «yol uygarlıBir pazar sabahı, küçük bir ilk Fransız ve İspanyol halk lini oluşturan ezgilerle, inçı»dır kuşkusuz, bir şoseler meydanda önce küçükler tan gelenler anlamma kulla gosteriler yaptılar, bazı sanatçılar değişık aletler eşlığmde şarkılar söyledıler. Asıl gosteriler öğleden sonra başladı ve sıcak bır çöl öğle den sonrası boyunca sürdü. Navajo, Zuni Olla, Acoma, Komançı, Hopı, Apaçı, Taos, Pima, Kiowa, Aztek, Zunı gıbı değişık kabıleler, ola ğanüstü renkli ve gozahcı gıysıleri içmde çıkıp, zaman zaman «squaw dance» («squaw», bır yerlı kadınla evlenıp onunla kabilesmde yaşıyan beyaz adam anlamına gelen yerel bir sözcuk), bufalo dansı, yağmur dansı, zafer dansı, kelebek dansı, kalkan dansı, veda dansı, bulut dansı gıbı romantik veya savaşçı isimler taşıyan değişık dans gosteri leri yaptılar. Giysilerin değı şikliğine ve çokrenklıliğine karşın, bu dansların genelde hareketsız ve monoton olduğu söylenebilirdi. Ama apaçi, komançi, aztek gibi ileri gelen kabilelerinkiler, diğerlerinden hemen ayrılıyor ve çarpıcı figürleri, atak adımları ile büyük ilgi topluyorlardı. En son olarak Totonak'larm yaptığı geleneksel «voladores» gösterısi ise gerçekten şaşırtıcı bırşeydı. 6070 m. kadar vuksekiıkteki bir direğın tepesine kadar çıktıktan sonra, ordan sarkan iplere kendılerinı ayaklarından bağlayan ve sonra ipi yavaş yavaş çözerek, hem kendi çevrelerınde, hem de direğin çevresinde fır dönen (ve tepede kalıp en son inen bır müzikçınin çaldığı havaya da uyarak) yavaş vavas yere inen 3 kızılderili gencın bu gosterisı nefes kesici bir olaydı. GÖSTERİLERÎN GEÇMİSİ Gallup'taki kabilelerarası törenler, ilk kez 1921'de duzenlenmiş. O zamanlar bu ışm turıstik bir amacı ve nıteliğı yokmuş. Sanırım ki Amerikalı'mn bu ülkenin gerçek sahiplerıne, yerlılerıne karşı birkaç yüzyıl boyunca sürdurduğu ienosidm utancmdan gelen bır hareketmiş bu.. Nitekım 1922'deki şenlıkte yapılan (ve bir broşürde aktarılan) şu sözler, bu izlenımı doğruluyor: «Amerikan halkı, özellikle doğudakiler, bugünün Amerikan kızüderilisini anlamak ve deçerlendirmekten çok uzaktırlar. Bu tören, çünümüz kızılderilisinin içinde yaşadığı kosulları kitleler öniine sermek için düzenlemektedir. Amerikalılara, kızılderililerin de üretici ve yaratıcı bir ırk olduğunu çöstermek zorundayız, amacımız budur». 6» YIL SONRA... Aradan tam 60 yıl geçmış. Bu yıl Gallup'ta, Amerika'da kızılderililerın en geniş ve kapsamlı kültürel etkinliği olan bu törenlerin tam 60'mcısı yapılıvordu. 60 yılda, beyaz Amerikalı, kızılderıliyı çok daha ıyı tanımış ve değerlendirmistı. Yalnız Gal lup veya Albuquergue'de, sayısız dükkân, çeleneksel kızılderili hediyelik eşyasını, el sanatlarını, kuyumculuk işle rini satıp yollarını bulmakla kalmıyordu, ülkenin hemen her yanmda kızılderili sanatlarını değerlendiren mü zelere ve de bu isi sürekli gelir kaynağı halinde değer lendiren dükkânlara rastlanı yordu. Ama valnız sanatlarının de?erlendirilmesi ve ahcı bulmasıyla kızılderililerin hugünkü Amerıkan toplumuna uvum saftladıkları, bu toplumun, kültürel alanda olduğu denli ekonomik alanda da bir parçası haline epidikleri söylenebilir miydi' YARIN: PARANIN VEREBİLECEĞt HERSEYt VEREN KENT: LAS VEGAS. I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear