22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHURIYET 23 MABT 1980 f •••* DOKF1 v (Baştorafı 1. Saytada) mayacağız» şekllnde konuşmuştur. • Baştürk konuşmasında tTelevlzyonda yayınlanan Terör prog ramına değinerek özetle şunlan söylemiştir: tlktidarın Sesi TRT'de. terör programı fle işçi sınıfına saldırılmaktadır. Yıllardır özel kamp larda eğltilen faşistlerden, Kahromanmaraş'da faşistlerin giriş tiği soykırımından, en iyi örneği TARİŞ'te yaşanan v© her geçen gün sürekli tırmandırılan devlet teröründen dozu artırıla rak sürdürülen şoven baskıdan sözü edilmeyen programda işçi sınıfına, sendikalarımıza saldmlmakta, işçi sınıfı düşmanlığı yapılmaktadır. Terörün asıl kaynağı faşist* lerdir. Emperyalistlerdir. Egemen sınıflardır. Cevap olanağı tanımadıkları TRT'den işçi sınıfına, örgütlerine dil uzatmak marifet değildir. İşte işçiler ve emekçiler olarak alanlardayız. Hodri meydan diyoruz.» Baştürk konuşmasını sürdürerek demokratik hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılması Içia hazırlanan yasa taslaklarının hızla Meclislerden geçirildlğini, DGM, olağanüstü hal yasası gibi yasaların hazırlandığını hatırlatmış, Türkiye koşullarını anlatmayı sürdürerek devamla şöyle demiştir: «Filemizdekiler gittikçe ufalıyor. Ten cereler boş. Daha kötü gıdaiarla besleniyoruz. Isınamıyoruz. Yaşadığımız öyle bir ülke ki, odun fileyle, sigara taneyle sa BAŞTÜRK Silahh (Baştaratı 1. Sayfada) menterler bu durumu demakrasi için «yeni ve oiumlu bir aşama» olarak nitelediler. Cumhurbaşkanlığı seçiminin başlangıç gününde hemen tüm parlamenterler salonda 'hazır bulundu. Seçimin bâşlayacağı saatte hiçbir aday ismi ortaya atılmadığı halde herkes#ya bir «şike aday» çıkmasını ya da secilmek isteyip de günlerdir kulis yapanlardan birinin orta ya çıkıp adaylığını koymasını bekliyorlardı. Ancak partiler ve adayiar birbirlerini koliayarak ilk adımı atmak istemedikleri için hiç kimse ortaya çıkmadı. CHP İLE AP Bir anda «meşhur» olmak isteyen bir «şike aday» da ortaya çıkmadı. CHP grubunda Genel Başkan Bülent Ecevit, eğer turlara geçiiirse gizli yapılaoak oylamada örneğin «Ajda Pekkan veya Bülent Ersoy» gibi gayri ciddi isimlerin yazılmamasını özellikle rica etmiş ti, AP grubunda ise turlara geçilirse «boş oy» verilmesi görüşü belirmişti. Turlara geçilmeyen dünkü toplantıdan sonra partiler ve guruplar ne şekilde hareket ede ceklerini saptıyorlar şimdi. CHP yönetimi diğer partilerb görüşmelerini sürdürüyor ancak AP ile bir aniaşma olma dan yeni Cumhurbaşkanı adayı ortaya atmak istemiyor. AP yöneticileri ise olanak buldukları kadar görüşmeden kaçmak ve seçimi bunalıma sokmok çabasında. Ancak AP guru bu içinde bu politikaya karşı bir hareketin gelişmekte olduğu da kuşkusuz. MSP VE MHP MSP yöneticileri, CHP içinde bazı adayiar saptıyor ancak isimlerinj gizli tutmaya gayret ediyorlar. İlerki bir aşamada AP grubundan da 4050 oy alabilecek bu isimleri CHP ile anlaşarak ortaya sürme düşün cesindeler. MHP yöneticileri ise Meclis Başkanı Cahit Karakaş'a oy verme eğiliminde. KONTENJAN VE MBK Kontenjan Grubu içinde Cum hurbaşkanı seçiminde şanslı olduğunu düşünen pek çok kişi var. Bu kişiler iki büyük par tinin kendi isimieri üzerinde anlaşmasını bekliyorlar. Millı Birlik Grububu ise antiemperya list ve antifaşist bir kişinin Cumhurbaşkanı olmasını ister görünümde. Şimdiye kadarki gelişmelere göre seçilecek Cumhurbaşkanının «kim» olaca ğı değil de «hangi niteliklori taşıyacağı» noktasından hareket eden tek grup Millj Birlik grubu görünüyor. Dünkü toplantı Silahtı Kuvvetlerin konu ile yakindan ilgı lı olmadığını beilrledi ancak turlara başlanamayıp sorunun bir bunalım haline gelmesi, demokrasinin bu oiumlu aşama sını ortadan kaldırır mı endişesi de pek cok pariamenterin ' ve bazı siyasi parti yöneticilerinin aklını kurcolıyor. (Baştarafı 1. Sayfado) mada CHP'nin girişimleri ve di yaloğ çağrısı karşısında AP li deri Demirel'in takındığı tutumu anımsatmış, temas edilen öteki grup yöneticilerinin seçimi kı8a sürede sonuçlandırmak bakımından yapıcı bir anlayış içinde göründüklerini. diyoloğa açık oldukları izleniminin edinildiğini belirtrriştir.. CHP. GRUBUNA OÜŞEN GÖREV Yedi yıl önce Cumhurbaşkan lığı sorununün çozülmesine CHP'nin önemli katkısını hatırlatan Ecevit. şöyle konuşmuş tur: «Şimdi de, Cumhurbaşkanı se çlminin ülkemizdekl bunalıma yeni bir boyut eklemeyeçeği, ter sine belki de ülkedeki bunalımı hafifletecek ve bunalımdan Cikışı kolaylaştıracok tolçimde geçmesinı ve sonuçlanmasını sağlamaya CHP'nin. CHP grubu nun yine büyük katkısı olacağı kanısındayım.. Konu, bir parti sorunu olmanın çok ötesinde, bir devlet so runudur.. Tüm arkadaşlarırrızın bu bilinçie davranaçaklprına inanmanın huzuru içindeyim..» MECLİS ARİTMETİĞİ VE OLASI SEÇENEKLER CHP Genel Başkanı Ecevit. parti olarak başlattıkları diyaloğun Cumhurbaşkanlığı seçimini kolaylaştırıp, çabuklaştırmak üzere bir an önce daha somut bir aşamaya varmasını sağlamak için neler düşünüldüğü konusunda ilgili CHP yöneticileri ile birlikte oluşturulan görüşleri gruba bildirmiştirEcevit, konuşmasının bu bölömünde, mevcut Mectis aritmettğinden hareket ederek, olası seçeneklerin neler olabileceğini anlatmıştır. Ecevit, bu çerçevede seçenekler arasında, Cumhurbaşkanının AP CHP Işblrliği. CHP . MSP işbirliği, AP . MSP • MHP arasmda yapılabilecek Ittifak ya da doğrudan CHP'nin tek başına göstereceği adayın desteklenmesi biçiminde olabileceğini belirtmiştir. , Ecevit, söz konusu seçenekleri sıralarken, gösterilebilecek bir CHP adayının yıpranmasını önlemek için şimdilik hiç bir aday göstermeyip, beklenebileceğlni ya da Meclisin eğilimini öğrenmek için diğer partilerin göstereceği adayların izlenebileceğini kaydetmiştir. ÖZEL GÖRÜŞME AÇILIYOR Bülent Ecevit'in bu sunuş konuşmasından sonra, CHP Ortak Grubunda, Grup İç Yönetmeliğine göre. özel görüşme açılmıştır. Görüşmede, birçok üye kürsüye gelerek. görüşlerini belirtmiş ve çeşitli so rular yöneltmiştir. Ecevit, partili parlamenterler tarafındaft yöneltilen bu soruları yanıtlamıştır. . Edinilen bilgiye göre. CHP Ortak Grubunda isim olarak herhangi bir aday üzerinde durulmamıştır. Grupta ayrıca, Cumhurbaşkanlığı seçiminde takınılacak tutuma ilişkin seçeneklerden herhangi birisine şimdilik öncelik verilmemesi ko rcrlaştırılmıştır. CHP Grubunda daha sonra, öteki gruplarla sürdürülecek diyaloğun sonuclarına göre Grup eğiliminin Genel Başkan Ecevit tarafından saptanması uygun görülmüştür. CHP ortak gurubunun dünkü toplantısında konuşan İstanbul Milletvekili Prof Muammer Aksoy, seçilecek Cumhurbaşkanının kişiliği üzerinde durmuş ve Cumhurbaşkanının mutlaka faşlzme karşı ve parlamentoyu kendisine yönelebilecek tehlikelere karşı koruyabilecek bir kimse olması gerektiğini bildirmiştir. Daha sonra söz alan bazı konuşmacılar da bu görüşleri d68tek!ed!k!erini bellrtmişlerdir. Bir konuşmacı da Cumhurbaşkanının hümanlst bir klşiliğe sahip olması gerektiğini söylemiştir. CHP'nın tılıyor. Bir haftada 11 mllyar Hra pa ra basılıyor. 500 milyar lirayı bulduğu söylenen (kara servet) yasalarla meşrulaştırılıyor. Döviz kaçakçıları için af çıkarılıyor. Ancak öte yandan belediye leY işçilerin ücretlerini ödeye1 miyorlar. Devlet Imzaladığı toplu sözleşmelere uymuyor. Türkiye'nin 100 büyük şirketi geçmiş bir yılda yüzde yüz kâr ettiğini açıklarken, bu işyerlerinde çalışan işçiler ücret zammı istediklerinde siyasi iktidarın başı (kimin parasım kime vereceğiz) . diyebilme cesaretini gösterebiliyor. Açlar, işsizler ordusu büyü yor. Zam, zulüm, işkence sürü yor. Şoven baskılar genlşliyor. Kim yapıyor bunları? Geçmiş yıllardan çok iyi tanıdığımız, MC'lerin devamı gerici, baskıcı AP iktidarı. Topraklarımızı emperyalistlere ipotek eden, IMF, OECD glbi emperya llzmin dayatmalarına boyun eğerek emperyalizme teslim olan Demirel iktidarı. Ticaret ve Sanayl Odaları Bir liğinin. TÜSİAD'ın, MESS'in buyruklanyla davranarak ülke ekonomisini tekelcl sermayeye peşkeş çeken Demirel iktidarı. Faşist örgütlerin emirlerine uyan, devlet terörünü yaygmlaş tıran, işkenceyi resmileştiren Demirel iktidarı. Bu iktidarın başı (anarşl ve eflasyon canavarının belini bü keceğiz) vaatlehyie iktidara geldi. Ancak canavarın belini bükmek yerine kendi bejlerini büktüler. Emperyalistlerin önün de. IMF'nin önünde. Şimdi Car ter'ların, Schmldt'lerin önünde bel bükmeye. gerdan kırmaya devam ediyorlar..» YÜKSEK KATILMA KONYA'DA SOLCU (Baştarafı 1. Sayfada) Olcay ağır yaralanmıştır. Has taneye kaldırılan Olcay yolda can vermiştir. Saldırganm tabancasından çı kan kurşunlardan avukat Ali Elikol da yaralanmıştır. Daha sonra kaçmok Isteyen saldırganı halk yakalamok Istemiştir. Ancok tabancasını ateşleyen saldırgan, seyyar satıcı Mehmet Uğur'u yaralamıştır. Sanık çevredeen yetişen halk tarafından yakalanarak polise teslim edilmiştir. İlk soruş turma sonunda katilin adının Hasan Çlftci olduğu ve Antalya Aksu Eğitim Enstitüsünden ayrıldıktan sonra Kcfrıya'da İmar iskan Bakanlığına bağlı «Bin Konut»ta işçi olarak çalıştığı bildirilmiştir. Sanık yakalandıktan sonra verdiği ifadede üikücü görüşten yana olduğunu ve bir süre önce Konya'da avukat Ali Niyazi Uğur'u da kendisinin yaraladığını itiraf etmiştir. CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ öldürülen avukat Aytekin Olcay'ın üyelerj olduğunu bildirmiştir. İSTANBUL Cemberlitaş'da ki Şafak Sineması Müdürü Mus tafa Hulki Sevdik (53), dün gece Şi$li'de öldürülmüştür. Saat 20 sıralarında Halaskargazi caddesi üzerindeki otobüs durağında beklemekte olan Sev dik'in yanına yaklaşan bir kişi, sinema müdüründen içinde para olan çantayı istemiştir. Ancak Sevdik'in direnmesi üzerine söz konusu kişi. ile sinema müdürü arasında boğuş ma olmuş, Sevdik açılan ateş sonucu olay yerinde ölmüştür. Saldırganm alamadığı çantada 100 bin lira civarında para olduğu bildirilmiştir. ADANA MHP Adana İl Yönetim Kurulu eski üyelerinden Burhan Balcıdün Işyerinde si lahlı saldırıya uğrayarak öldü rülmüştür. Balcı'nın Yavuzlar semti Orhan Kemal Bulvarındaki kasap dükkamna müşteri olarak gelen iki kişi, maklnede et kıymakta olan Balcı' nın üzerine tabancayia kurşunlar yağdırarak cansız yere sermişlerdir. Daha önce hasmı olan iki kardeşı bıçaklayarak öldürdüğü ve 1950'deki Af Yasasından yararlanarak tahliye edildiği belirtilen Balcı'nın bu olayın intikamı için öldürül müş olabileceğinin de soruştur matarda gözönünde tutulduğu açıklanmıstır. • Adana Kiremithane Mahalle sinde önceki gece polisle silahlı çatışmaya girişen beş ülkücü, ikisl yaralı durumda yakalanmışlardır. Üzerlerinde üç tabapca ve 40 mermj ele geçirilen ülkücülerin Hüseyin Seçkin, Römazan Güler. Azmi Uğur, Ha lil Cerit ve Mustafa Tekin oldukları bildirilmiştir. # Tercüman gazeteslnln Adana binası dün gece taranmış, Gameda'ya ait gazetelerin muhafaza edildiği yer de ateşe ve rilerek yakılmıştır. Tercüman gazetesinln İstiklâl mahalleslndeki binası dün gece 20.30 sıralarında kimllikleri belirlenemeyen kişilerce otomatik silahlarla taranmıştır. Sal dırıda ölen ya da yaralanan olmamış, saldırganlar bu arada bahçe içinde bulunan Gameda binasını da ateşe vererek kaçmışlardır. Yangında binada bulunan gazetelerden bir bölümü yanmıştır. Adana Valisi Metin Dirimtekin olayın falllerinin eşgalinin belirlendiğini söyiemiş, «Güvenlik kuvvetleri büyük bir hassasiyetle olayın üzerinde durmaktadırlar. Olayın bir başka üzüntü veren yönü. basına, basın özgürlüğüne bir tecavüzün yapıimış olmasıdır» demiştir. ANKARA Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askeri Mahkemesi tarafından, adam öl dürmek suçundan yargılanan ve 10 yıl ağar hapis cezasına carptırılan Arif Cok ile ilgili ge rekçeli hükümde, «Türkiye'nin büyümesini ve gelişmesini önlemek için bazı güçlerin elden geleni yapacakları tarihsel bir gerçektir» denilmiştir. Gerekçeli hükümde özetle şu görüşler bildirilmiştir: «Kendi öz kaynak larına dayanarak. emperyalizme karşı çıkıp başansı ile diğer geri kalmış uluslara kurtuluşları için yol gösteren bir ülkede, halkın uyanıp bilinçlenmesi karşısında, iç ve dış sömü rüye son verilmesi amacına yak laşilmasından rahatsızlık duyan ların, büyüme ve gelişmeyi önlemek için ellerinden geleni yapacakları tarihsel bir gerçektir.» MERSİN Mersin'de dün okşam bir kahvede meydana gelen olayda bir kişi ölmüştür. Yumuktepe semtindeki bir kahvehanede jdün 18 sıralarında iki gurup arasında ideolojik tartışma çıkmış, bu sırada guruplardan biri tarafından açılan ateş sonucu orada misafir olarak bulunan Gülnar ilçesi Konur köyü muhtarı vurularak ölmüştür. (Baştarafı 10. Sayfada) ATAŞ KONUSU VE DEVLETLEŞTİRME İşte. Türk kamuoyunu «n çok ilgilendiren bu bağlantılardan biri de ATAŞ rafinerisine ilişkin olandır. Enerji ve Tabiî Kay naklar Bakanı Deniz Baykal, daha bakan olduğu günlerde ATAŞ Rafinerisine göz dikmiş ve yıllardır tartışması yapılan bu rafinerinin devletleştirılmesine karar vermiştir. ATAŞ'takl yabancı şirket temsilcilerini bu amaçla Ankara'ya çağırmış ve rafinerinin «tam kapasite çalıştırılması» talimatını vermiştir. Şirketler de «Türkiye'nin kendilerine borçlu olduğunu» öne sürmüşler ve arkasından «tam kapasite çalıştırmak» yerine, tümüyle durdurmuşlardır. Bunun üzerine. Türkiye'nin ra fineriye el koyma hakkı doğmuş ve şirketlere yasa gereği doksan günlük süre tanmmış ve bu süre 1978 şubat sonun^ da Işlemeye başlamıştır. İşte, şimdi burası çok kritiktir. Şirketlere tanınan doksan günlük süre sonunda Türkiye'nin rafineriye el koyma hakkı doğmaktadır. Süre ise, Başbakan Ecevit'in Brüksel ve NATO doruğu nedeniyle Waşhington'a yapacağı mayıs sonundaki gezinin hemen bir kaç gün öncesinde sona ermektedir. Başbakan Brüksel'de ve VVaşhington da Türkiye'ye kredi vermeleri için uluslararası bankalarla görüşecektir. Oysa, aynı barvkalarla ATAŞ'taki yabancı petrol şirketleri arasında ortaklık ve malî bağ vardır. Yani, Başbakan uluslararası bankalardan kredi ararken, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı bankaların or taklarının sahip olduğu bir rafineriyi devletleştirecektir. Bu ters durum Baykal'a anlatılır ve «ilke olarak devletleştirilecek, ancak zamanlama sı üzerinde yeniden görüşülecektir» kararına varılır. Ama, Baykal devletleştirme yönündeki adımlarında bir yavaşlama ya gitmez. Ne var ki. sürenin bitrfîesi ve el koyma hakkının , doğmasına iki gün kala yabancı şirketler dışardan yeniden petrol getirirler ve fafineriyi ça lışttfmaya başlarlar. Bu arada Ecevit Brüksel'e gitmiş ve oradan Baykal'a yine de bir telgraf çekmeyi ihmal etmemiştir: «ATAŞ'ın devletleştirilmesini erte leyin.» BİR İDDİA Burada Ecevit Hükümetinln bir kanadının öne sürdüğü, diğer'kanadının «bilmediğini söylediğl» bir iddia vardır. İddiaya göre. ATAŞ'ın devletleştirilmesini durdurmak için yabancı petrol şirketlerinin işledikleri pet roiün parasını şirketler yerine. Türkiye vermiştir. Yani, rafineriyi devletleştirmeye kalkan Tür kiye, aynı , zamanda bunu önlemek için rafineriyi çalıştırmış ve bu nedenle de dışardan yabancı şirketler adına petrol ithal etmiştir. Böylece hükümette bir kesimin devletleştirmek istediği rafineriyle ilgili bu işlem, bir başka kesimin petrol ithalatımn parasını ödemesiyle durdurulmaktadır. Böylelikle de şirketlere tanınan süre ortadan kalkmış o(maktadır. Ancak, bu tddia tam olarak doğrulanmış değildir. İddia doğru ya da yanltş, kimin kimi baltaladığı ya da kimin kime «show» yaptığı bir ya na bırakılırsa, herhangi bir girlşimin siyasal koz ve popularite.olarak kullanılabilmesi de yine bir yana bırakılırsa, çok daha önemli bir noktayı vurgulamak gerekir: Zamanlama hatası. Nasıl ki, dünya ekonomik bu* nalımının çok yoğun olduğu bir dönemde, 1980 başlarında Demirel aldığı bir dizi ekonomik, kararla yabancı sermayeyi ve kredileri özendirmek amacıyla yüksek bir devalüasyon yapmış ve Türkiye'nin kapılarını sonuna dek açmıştır. Yani ekonomik açıdan bir zamanlama hatası yapmıştır. Ecevit Hükümeti de bir yandan bankalara başvururken, bir yandan bankaların ortaklarmın suyunu kesmeye çalışarak benzer bir hatayı daha önceden yapmıştır. Kredi beklentisi sürerken. niyet mektubunun «tam anlamıyla onaylanmamasına» ek olarak, bu tür olaylar da Batı'yı ürkütmüştür. YARIN:' «CARTER'E YAZAYIM, IMF'NİN KULAĞINI CEKSİN..» tMF kukacmda GÖZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) Hatta bir söylenti. Morrison'un gerçek temsilcisinln, hukuken değil ama fiilen Şellefyan olduğudur. Karşılıklı ve glrift iş münasebetlerl Demirel'i. kapısını Sellefyan'a hep açık tutmak zorunluluğunda bırakmaktadır..' Demirel ile Sellefyan'ın «karşılıklı ve girift iş münase betlerinden» söz eden bu gazeteci arkadaşımız, büyük olasılıkla bugün, Ankara'ya gelip, Demirel ile Cumhurbaşkanlığı 8eçimj nedeniyle bir görüşme yapacaktır. Bfr zamanlar, Mıgırdıç Şellefyan'a açık olan kapı, şimdi bu genç ve yetenekli gazeteciyef oçıktır. Devam edelim. Arkadaşımız, Demirel Şellefyan ilişkilerini daha sonra şöyle anlatıyon Şellefyan sadece Buğday sokaktaki evde değü, Başbakanlıkta sık sık görünmekte ve Başbakandan etrafina «Bizim Süleyman» diye bahsetmekte ve onunla ilişkllerini ve yakınlığını daima belırtmektedir. B*u accr gazetecinin Demirel Şellefyan ilışkileri hak* kındakî açıklamalan ne kadar ilginç, baksanıza: Demirel ile Sellefyan'ın bazı göruşrreleri geceyansı olmakta ve sabahın ilk saatlerine kadar devam etmek tedir.. Bu değerlj gazeteci arkadaşımız, bu satırları 1968 yılında, bundan tam 12 yıl önce yozmışiır. Arkadaşımızın bu yazısındo Şelîefyan'ın bazı ış ilişkileri ortaya atılrrakta ve şunlar anlatılmaktadır: Sellefyan'ın nedense, Isparta^lı'larla hukuku çoktur. Bunların bir diğerl de Sellefyan'ın «Sadettin» dedlği, Ulaştırma Bakanı Sadettin Bılgiç'tir.. Şellefyan, Pendik'te yapılmasına en çok Bilgiç'in taraftar olduğu meşhur tersanenin pro|e ve tahsis işini beklemektedir. İtalya'dan mühendisleri getirtrriş, tetkikleri yaptırmıştır.. Şellefyan bunu Ulaştırma Bakanlığmdan alacağından emindir.. Zlra, o tarakta da işîenmiş bezi bulunmaktadır.. Bu zeki gazetecinin, o tarihlerde ortaya çıkardığı bir başka ilişki de Sellefyan'ın, Bayar ve Demirel arasında «posta güvercini» rolü oynomasıdır.. Bu konuyu da arkadaşımjzın satırlarından okuyalım: Şellefyan, Demirel ile olan özel ve sıkı ve ilginç münasebetlerinin yanmda bir başka evin daha devamlı ziyaretçisidir. Bu ev Caddebostan'dadır ve orada Celal Bayar oturmaktadır. Şellefyan, aynı zamanda sıkı bir Bayar'cı olarak da bilinmektedir ve Buğday sokak ile Coddebostan arasında posta güvercini rolü oynamaktadır.. Artık merakınızı gidereyim: Bu gazetecinin adı, GQneri Civaoğlu'dur.. Bu satırlor, Civaoğlu'nun imzasıyla, «Akis» dergisinir» 1.1.1968 günlü son sayısında yayınlanrrıştır.. Civaoğlu, şimdi, bütün zekâ ve yeteneğiyle Kemal llıcak'ın «Tercüman» gazetesinde Genel Yayın Mudürlüğü ve yazarlık yapmaktadır.. Ve Civaoğlu basın keslminde Başbakan Demirel'in bir numaralı dostlarından blridir. Ve de dün yazdıklarını çoktan. evet çoktan unutmuştur.. Demirel'e, «Mıgırdıç'ın paravan adamı» dedlğinl de unutmuştur, Sellefyanı da unutmuştur, Pendik tersane yapım işfni de.. Cünkü crkadaşımız, «sınıf» değiştlrmiştir!.. Şimdi luks bir yaşam içinde Tercüman gazetesini yönetmekte; Başba.kan Demirel'in evine istediği zaman, sık sık girip çıkmak tadır.. Civaoğlu, yıllar önce, Ermenı yurttaşımız Sellefyan'ın ilişkilerini eleştirirken, yıllar sonra işveren Kemal llıcak aracılığı fle lastik dışalım şirketi «Tarımsan» kurucuları arasına katılarak burada Salamon Mitroni'ler, Davlt Aboruh'lar. Naham Susar'larla ortak olmuştur.. Civaoğlu. büyük bir hünerle yönettiği Tercüman Gazetesinde şimdi Demirel'e bir tek kelimeyle catamaz, Mıgırdıç Şellefyan'ı da eleştiremez. Cünkü. Şellefyan, Kemaı llıcak'ın yakın dostudur. Pendik tersane inşaatından da söz edemez. Cünkü, tersanenin bir kısım inşaatı. Bayan Nazlı llıcak'ın kardeşinin buyük ortağı olduğu Cavuşoğlu Kozanoğlu flrmasınca yapılmaktadır.. 1970 öncesi «Akis» dergisinden 1970 sonrası Tercüman gazetesine ulaşan yolculuğun çok kısa öyküsu budur. Evet her değişikliğin, her sınıf atlayışının bir bedeli vardır. Civaoğlu da bu bedeli ödüyor. Eski arkadaşım Cıvaoğlu'nun ödediği bedel, eski inançlarını unutmak. örneğin, Demirel hakkında susmak, Şellefyan hakkında susmak, azınlık şirketleri hakkında susmaktır. Bir çeşit ceza bu: Susuyor. susacak!... Bir viski alır mısın, benlm eski arkadaşım Gönerl Civaoğlu: Şerefe... Demirel'in şerefine, Sellefyan'ın şerefine ve Akis dergisinde Demirel . Şellefyan ilişkilerini anlatan aazetecinin şerefine... Evet. şerefel Mitinge katılımın çok yuksek olduğu gözlenmiş ve eyleme katılan kuruluşların ilk olarak toplandığı Cocuk Parkı'ndan miting alanı olan Anıt • Park'a kadar uzanan kilometreler uzunluğundafci yol iki saat boyunca dolu kalmıştır. DİSK'e bağlı sendikalar üye işçilerin yanısıra, Türk * İş'e , bağlı Petrol İş ,ve Yol İş'e üye işçilerin de sendika pankartları altında mitinge katıldıkları görülmüş, 28 demokratik örgüt de binlerce yandaşıy la toplantıda hazır buiunmuştur. 15. Kolorduya bağlı birlikler, İzmit Emniyet Müdürlüğü' ne bağlı güvenlik kuvvetlerinin tümü, İl Jandarma Alay Komu tanlığı'na bağlı birliklerin tama mı ile Sakarya Emniyet Müdür lüğü'ne bağlı polislerin büyük bölümünün güvenliğini<sağlama ya çalıştıkları mitingde pankart taşıyanların bir bölümü gözaltına alınmış. bir çok işçi ' ve emekçinin de pankartlarma güvenlik kuvvetlerince el konulmuştur. Gözaltına alma olaylarını fotoğraflamaya çalışan bazı» gazeteciler de tartaklanmış ve filmleri makinelerinden çıkartılarak alınmıştır. İzmit'te saat 16'ya doğru başlayabilen miting daha sonra olaysız dağılmıştır. öte yandan, Izmit'tekl mltinge gitmek isteyenlerin üzeri Haydarpaşa'da güvenlik kuvvetlerince tek tek aranmış, bu yüzden sabah 9'da kalkması gereken tren 4 saat rotorla kal dırılmıştır. Tren İzmife mitingin bitiminden sonra varmıştır. Demirel (Baştarafı 1. Sayfada) nacaktır» biçiminde konuşmuştur. AP gruplarınm tek başına Cumhurbaşkanı'nı seçecek sayısı bulunmcdığını anlatan Demirel. AP gruplarından bir aday çıkartıp onu kazandıraoak güce erişmediklerini de biidirmiş, «bı zim dışımızdaki hiçbir parti de, tek başına Cumhurbaşkanı seçeçek güce sahip değildir. Bugün parlamentonun kompozisyonu budur» diye eklemıştir. • Demirel, diyalog çağrıları ile ilgili olarak da şunları söylemiştir: «Gruplarımızın taamülünü bil meden arkadaşlarımızın ne düşündüğünü bil meden, başkaları ile ne konuşacağız.. nasıl konuşacağız? Zihnimizde henüz neyi konuşacağımızı teşekkü! ettirmeden «hay, hay konuşalımt diye nasıl söyıeyelim. Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı seçiminin ne şekil alacağı hususunda sarih bilgilere sahip olmcmız gerekecektir. Bunun alacağı şekli bılmeden bir adım atmanın faydası yoktur. Şu anda tevazuh ©tmlş bir durum da yoktur. Anayasa'nın 101'ncl maddesi Cumhurbaşkanı seçimini, görev süresi bitiminden 15 gün evveline koymuş, bunun bir sebebi var. Eğer bir günde Cumhurbaşkanı seçmek mümkün olsaydı, 15 güne bağlamak ihtiyacı duyulmazdı. Anayasa'nın bu hükmünü dikkatten uzak tutamayız. tişi savsaklamada bırakıyorsu* nuz» tazyiki altında kalınması da düşünülemez. Hiçbir tazyik altında kalmayın demeye geldim. Sabırlcrınızı tüketmeyin demeye geldim. Parti tesanüdünün de zedelenmemesine itina göstermenizi, bu tesanüdün muhafaza edilmesi gerektiğini ifade etmeye geldim. Bu her birimizin görevidir.» KONUŞARAK MESELEYE YÖN VERECEĞİZ Demirel. daha sonra, konuşarak ve istişare ederek meseleye bir yön vereceklerini belirtmiş, AP gruplarınm beraberlik içinde hareket etmesin* istemiş, tçabuk seçilsin. birisi se çilsin de kim seçilirse seçilsin gibi milletin beğenmeyeceği bir neticenin de çıkmasını düşünmek ve kabul etmek mümkün değildir. Onda vebal vardır, AP üzerinde hiç kimsenin hesap yapmasına sebep olmamalıyız. AP kaya gibidir. Kaya gibi hareket eder. En doğrusu ne is© onu yapar» demiştir. NİYE NETİCE ALINMASIN? Demirel. «Anayasaya, onun gösterdiği ve onun tayin ettiği merciye koyduğu herşeye sadakatle hareket edildiği takdlrde niye netice alınmasın?» diye sormuş, sözlerini şöyle tamamlamıştır: «Başka bir yol da aramaya lüzum yoktur. İşin zorluğunu biliyorum TBMM böylesine parçalı olduğu sürece bu İşin kolay olması mümkün değildir. Ama mutfcka bu mesele de bir çözüme bağlanacaktır. Öte yandan AP Meclis Grup Başkanvekili Oğuz Aygün, gurup toplantısı ile ilgili şu bilgiyl vermiştir: cAnayasamıza göre grupların Cumhurbaşkanı adayı göstermesi mümkün değildir. Parlamenterlerin hür vicdan ve ira delerine göre hareket edeceklerl tabidir. Ancak grup idarecileri halln gereğine göre, AP'II parlamenterlere Istikamet vereceklerdir.» EtBalık . '(Baştarafı 1. Sayfada) kombinası olan bir kuruluşun, bundan daha iyi denetim kurabi leceğini politik nedenlerden ötürü ilerleyemediklerini vurgulamışlardır. Edinilen bilgilere göre Kurum. uzun bir süredir canlı hay van kesiml yapamamaktadır. EBK, Demirel hüküjnetinin aldığı son kararlardan sonra et fiyatlarına, stekları bulunmadığı halde zam yapmış ve zam oranı yüzde 400'ü bulmuştur Et Ba lık mağazalarında kıyma 65 liradan 250'ye, kuşbaşı 75'den 275'e biftek 85'den 300'e, rosto, pirzola ve kontrfile 95 liradan 325 liraya çıkarılmıştır. Bu fiyatlar, mahalle kasaplarındaki et fiyatlarırıı dahi geçtiğinden, yıllardır Kurum mağazaları önün de görülen uzun kuyruklar bir anda ortadan kalkmıştır. Halkın temel Besin maddesi olan et de, binlerce ailenin mutfağına girmez olmuştur. Demirel iktidarınca Doğu lllerinden birine sürülen EBK' nın bir üst yöneticisi, Kurumdan devlet sübvansiyonunun kalkmasını tumüyle politik bir karar olarak gördüğünü söylemiştir. , EBK'nın Zeytinburnu, Haydarpaşa ve Beşiktaş satış mağazalarında et satışlan durunca, so, ğuk hava depolarındaki etlerin bozulma tehlikesi ortaya çıkmıştır. EBK mağaza müdürleri ise, etlerin dondurulmuş olarak 8 ay süre İle saklanabileceğini llerl sürmüşler ve yeteri kadar stok bulunduğunu bildirmişlerdir. özel kesimde söz sahibl olan Demircioğlu Et Endüstrisl yöneticisi Yıldır Demircioğlu ise, Ma yıs ayı sonlarına doğru et fiyatlarının 400 lirayı bulacağını öne sürmüş ve şu bilgileri vermiştir: cistanbul'un 400 ton ete günlük ihtlyacı vardır. Mazot yokluğu nedeni ile ulaşım güçlükleri ortaya cıkmış ve ihtiyacın çok altında et gelmeye başlamıştır. Bu durumda EBK'nın aldığı zam kararı ile bizim maliyet artışlarımız arasında farklar olmaktadır. EBK, uzun vadeli bir fiyat politikası izlemektedir. Biz İse günlük fiyat politikaları izlemekteyiz. Görebildiğim kadarı ile et fiyatları Mayıs ayına kadar bu düzeyde kalacak, belki de gerileyecektir. Ancak Mayıs ayında Doğu'da besl mevsiml biteceğinden fiyatlar yükselecektlr.» Kuyamcu (Baştarafı 1. Sayfada) rek kasadaki paraiarı ve mücev horatı kendilerine vermelerini, isterrişlerdir. Soyguncularm olaydan sonra kaçarken aldıkları bazı altın ve pırlantayı düşürdüklerini be lirten kuyumcu Turan Sönmez gunları söylemiştir: cAniden içerj giren yüzleri maskeli elleri silahlı dört kişi beni ve babamı ölümle tehdit ederek parolan ve altınları ver memizi istediler.. Ne yapacağımızı şaşırmıştık. Biri kapıyı gö zetlerken ötekiler de vitrinlerdeki altınları topladılar. Kasa yı açtılar. Soygunculardan bi risi «yeter» dedikten sonra dükkândan çıkıp kaçtılar. Yüzleri maskeli olduğu için tanıyamam. Ancak, uzun boylu ve ça buk hareket eden insanlar..» O<aydan sonra soyguncularm Taşocağı caddesinden dere yö nüne doğru gittikleri öğrenilmiş. polis ekipleri söz konusu yöre de geniş çapta araştırma yap mışlar bazı ipucları elde etmişlerdir.. İSTİFA EDEN (Baştarafı 1. Sayfada.) Uğurlu ile dostluğuyla ilgili yayınımıza değinmiş, «Sözde, ad; gecenin yazıhanesine gitmişim ve kendisiyle konuşmuşum. Ne zamandan beri konuşmak suc olmuştur? Bir insan bir insanla konuştuğu zaman nasıl suçlu oluyordu?» biçiminde konuşmuştur, Küçüktiryakl, «Bazı atamaların yapılmadığı gerekçeöiyle daha önce istifa ettiniz mi?» biçimindekf bir soruya ise, «iç konulara girmeyeoeğim. Bürokratik terbiyem müsaft değil» yanıtını vermiştir. KücükUryaki, bir gazetecinin, «Söz konusu yayınlar mı, istifanıza gerekçe oldu?» biçimindeki sorusunu ise Rafet Küçüktiryaki şöyle yanıtlamıştır: «Hayır. bu bir bayrak yarışıydı. Ben fazla konuştum. Az çalışanlar çok az tenkit edilirler. istifama gerekçe, gazetede çıkan^ şeyler değildir. Açıklamakta fayda gördüğüm İçin bu gazetede çıkan haberlere yer verdim.» HÜSEYİN UĞURLU İLE DOSTLUK Küçüktiryaki, Istifasını açıklarken, gazetemizd» yayınlanan «Silah Kaçakçılarını Açıklıyoruz» başhklı dizide, kendisinin Hüseyin Uğurlu ile tanıştığı yo lundaki .bölümüne de değinmiş, Hüseyin Uğurlu ile tamşıp tanışmadığı konusunda bir açıklama yapmadan şu görüşlere yer vermiştir: «Göreve başladığım günlerde bir gazete ilk önce üstü kapalı ithamlara başladı. 15 gün sonra da ismimi zikrederek Hüseyin Uğurlu iie dostluğumdan bahsetti. Söyledikleri incir çekirdeğini doldurmayan şeylerdi. Sözde. adı geçenin yazıhanesine gitmişim ve kendisiy fe konuşmuşum. Ne zamandan beri konuşmak suc olmuştu? Bir ınsan bir insanla konuştuğu zaman nasıl suçlu oluyordu? Bunu Izah etmiyordu. Bu gazeteye açıklama gönderdim. Açıklamada herkesl, hakkımda ne billyorsa açıklamaya davet ettim. Bütün mal varlığımın tek tek hesabını ver meya hazır olduğumu bildlr, dim. Hiç kimsede çıt yok. Nihayet geçen hafta, bir es ki bakan, bu sefer isim zikretmeksizin aynı iddiaları taşıyan bir beyandd bulundu. Huzurlarınızda ve vasıtanızla bütün kamuoyuna bir kere daha açıklamak istiyorum: 25 senelik devlet memuruyum. Eşim de memurdur. Bütün bu memuriyet süresince Küçüktiryaki aiiesinin boğazından bir tek haram lokma geçmemiştir. Bütün ailemin mal varlığını kim isterse ona vekaletname vermek suretiyle tapu dan, bankalardan vesair lüzum göreceği yerlerden tahkik edebiiirler. Herkese bir kere daha sesleniyorum. Küçüktiryaki aiiesinin suç olan bir faaliyetini biliyorsanız. gayrimeşru bir iktisabını biliyorsanız, işte meydan, açık layımz. Onun hesabını vereyim.» Küçüktiryaki basın toplantısında ayrıca, anarşi ve terör konusunda da gazetecüerin sorularını yanıtlamış, «Üçbuçuk ayda 1575 gizli örgüt mensubu yakalandı. Bu örgütlerde büyük bir panik meydana gelmiştir. Böyle devam edildiği müddetçe Türkiye kurtulacaktır» biçiminde konuşmuştur. DOKUZOĞLU VEKALET EDECEK Rafet Küçüktiryaki'nln istifası üzerine Emniyet Genel Müdürlüğüne İçişlerı Bakanlığı Müs teşar Yardımcılığına vekalet eden Merkez Valisi ismail Dokuzoğlu'nun vekalet edeceği öğ renilmiştir. üçak (Baştarafı 1. Sayfada) rekll olan önlemler alınmadığı ve ilgili kuruluşlara belirli bir tarife verilmediği için THY' de halen uygulanan grev ve lokavt kalksa bile, yaz tarifesi uzun süre uygulanamayacaktır. Bu tarifenin uygulanabilmesi için ilgili uluslararası kuruluşlardan Izin alınması gerekmektedir. THY'ye bağlı olarok, ülkemize uçuş yapan yabancı uçak ların yer hizmetini yapan «Ucak Servisi A.Ş.»nde de Hava İş Sendikası ile işverenler arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamamıştır. Sendikanın, 618 klşinin çalıştığı b*u şirket için de grev kara rı alması halinde, yabancı uçakların tüm yer hizmetlerl duracak ve Ankara • İzmir ve İstanbul'a hiçbir yabancı uçak iniş ve kalkış yapamıyacaktır. Böylece ülkedeki tümsivil havacılık hizmetleri durâoaktır. Meteorolojiye gereken önemin verilmesi istendi İstanbul Haber Servlsl TMMOB Meteorolo|i Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Orhan Şen, «23 Mart dünya meteorololi günü ve Türkiye'de meteoroloji mühendisliğl eğitiminih 25 yılını doldurması» nedeniyle bir açıklama yapmış, «Meteorolojiye gereken önemin en kısa zamanda verilmesini» Istemiştir. OrTıan Şen acıklamasında me teoroloji konusunun ülkemizde yeterince tanmmamış olmasın dan yakınmış, «Bugüne kadar yalnızca yarın hava nasıl olacak, sorunu ile özdeş tutulan meteorolojiye gereken önemin verilerek, billmin do&ruları yönünde hareket etmek, ülkemizin çıkarları açısından en akıliıca çözüm yoludur» demiştir. Oşmanbey'de bir pasajda 3 milyon liralık kaçak eşya yakalandı İSTANBUL (a.a.) Büyükdere Gümrük Muhafaza Müdür lüğü ekipleri bir ihbar üzerine Osmanbey'deki Pilavcı Pasaıı na yaptıkları baskında işyerinde yurda kaçak olarak sokulduğu bildirllen ve toplam piyasa değeri üç milyon lira olan çeşitli parfümerl ve kozmatik eşya ele geçirmişlerdir. Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ekipleri kaçak mallara el koymuş ve ömer Yılmaz, Hasan Kılıç. Metin Yıldırım, İsmail Kazan, Mustafa Tunçsel, Alaattin Kankuş, Hasan Devam lı ve Rasim Öztaş'ı Işyerinde kaçok mal bulundurup satmak ge rekçesi ile gözaltına almışlar Bakanlar Kurulu (Baştarafı 1. Sayfada) Sanayl İşçileri Sendikasr (Tür* kiye Madenİş)'nca alman grev kararının uygulaması Bakanlar Kurulunca 30 gün süre ile ertelenmiştir. Saribyi ve Teknolo|i Bakanlığıhin, millj güvenliğimlz bakımından isteği üzerine alınan Bakanlar Kurulunun grev uygulamasının ertelenmesine ilişkin kararı. dün Resmi Gazete'de ya yınlanmıştır. Bakanlar Kurulu, MARSA Margarin SanayM Anonim Şirketi, işyerlerınde, Türkiye Gıda Sanayii Sendıkasınca alınan grev kararının uygulanmasını da yine 30 gün süre ile ertelemlştir. Danıştay (Baştarafı 1. Sayfada) Danıştay'a başvurarak, haklarındaki Bakanlar Kurulu kara rının durdurulmasını ve iptallni istemişlerdlr. (Baştarafı 1. Sayfada) hablrine yaptığı açıklamada, Turgut özal'ın bilinçli bir müs lüman olduğunu, ancak Demirel ile de aşinalığı bulunduğunu belirterek şunları söylemiştir: «Turgut beyin bize yakın tarafları çoktur. Ama eskiden be ri Demirel'le de dostluğu vârdır. Kimsenin hak yolundan uzaklaşmasını Istemeyiz. Turgut özal'ı da hak yoluna, yanımıza davet ediyoruz.» . öte yandan MSP'lller Turgut özal'ın aslen MSP'II olduğunu ancak şimdi Demirel'in elinde alet olarak kullanıldığı nı belirtmektedirler. Aslen
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear