25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT CTJMHURİYET 13MART1980 POLİJİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL TLJRKİYE'DE DLJIMYADA Biri Yeter Otekileri Kapatın EKONOMİ / TICARET HALKIN ELİNDEKİ ALTINLARDAN DIŞALIM İÇİN YARARLANILMASI GERÇEKÇİ BİR ÖNERİ OLARAK GÖRÜNMÜYOR. tusunda. Ikindslyse, halkımızın çeşitli biçimlerde stokladığı ve değerinln 25 ile 50 milyar dolar arasında olduğu ileri sürüien 1.000 5.000 bin ton dolayındaki altınlara «akışkanlıkı kazandırılması yönünde. İlk yol. 1950'li yılların sonunda Demokrat Parti Hükümetlerl tarafından denenmiş ve hazinedeki altıniarın elden git meslyle sonuclanmış, işler, 1960'lt yıtiann başmdaki «halkın gönüllü yözük bağışlarına* kadar varmıştı. Diğer bir deyişle. denenmiş ve başarısızlığı ke sinlikle kanıtlanmış bir yotdu bu. Ekonomistler: «Rehln edilen altınların geri alınma zamanı geldiğinde, borcu ödeyecek dö vizler nasıl bulunacaktır? Bugün ekonomivl yönlendirenler bile, rahatlamanın anoak uzun dönemde gerçekleşeceöinl söy lemekteyken neye güvenerek al tınlan rehin edebiliriz?> sorusunda birleşmektedirler. HALKIN ALTINLARI ikinci yol olarak önerllen ve boyutları gerçekten olağanüstü rokamkjra ulaşan yöntemdeyse; çeşitli biçlmlerle halkın elin deki altınların devlet eliyle dövize çevrilmesl ve dışalımlarımızda kullanılması sözkonusu edilmekte. Bir öneriye göre, hal kın elindeki altınları örneğin 15 yıüık bir dönem için ve «sü resl dolmadan geri çekmemek» koşuluyla Merkez Bankası'na ya tırması öngörülmekte. Sürenin dolumuyla birlikte, altın sahiple ri hem yatırdıkları gramda altı Cumhuriyet EKONOMİ SERVİSİ Altımn; döviz temini için kullanılması zor den cOrta ve uzun dönemde gerçekleşebilecek» vaadler almaktan öteye geçemezken, ay« da 250 milyon dolara ulaşacaDemirel Hökümetf'nln tEkoğı sanılan Işçi dövizi girdilerlnomik önlemler Paketl» açıldık miz de ancak 70 milyon dolar tan ve öncelikle yüksek oran lı bir devalüasyonla karşılaşH dolaylarında kalmıştır. Dişsatı* mımızın kısa dönemde istenen dıktan sonra, ekonominin rahat ölçüde arttırılamayacağı bir velatılabilmesl İçin öngörölen uri olarak önümüzde durmakta mutların çıkmadığı açıklık kave böylelikle döviz sağlama ko zanmaya başlamaktadır. Ekonomistler. cpaket»ln ba nusunda birbiri ardınca yeni yeni öneriler yapılmaktadır. şarıya ulaşabilmesi İçin Türkiönerilerin başında, Türkiye' ye'nln mutlak olarak ve ivedinln altın rezervlerinden yararlikle döviz sağlaması gerektiianması geliyor. Bu konuda da ğini belirtmektedir. Oysa bugübaşlıca Ikl akım var; üki. devne dek bu konudaki beklentiler letin ellndeki 2 milyar 500 milgerçekieşmemiştir. Turgut özal yon dolar değerindekl 117 ton töm iyimser demeçierine karaltından yararlanılması doğrulşın, yurt dışına yaptığı geziler Dinç TAYANÇ utün dernekler yasaîara göre kurulur ve yasalar önünde eşittirler değil mi? Hayır, bizde öyle dernekler vardır ki yasaîara göre kurulmuştur ama, öteki derneklere göre yasalar önünde eşit değildirler, ayrıcahklı, üstün ve yücedirler. Yasalar bazı dernekleri kapamaya. işyerlerini mühurlemeye elverdiği halde bu derneklere elleşilmez. Şimdi bunlardan bir tanesini anlatmaya çalışacağım: TUSIAD!... Kısa adı altı harften oluşan bu derneğin uzun adı: Türk Sanayicileri ve îşadamlan Derneği'dir. Yeni üye almamışlarsa, benim elimdekl listeye göre. üyelerinin sayısı ikiyüzü bulmamaktadır. Buyuk holdinglerin kuruculanndan başka arasında üç büyük gazetenln patronu. bir de özel sektöre sürekli bilgi veren bir haber aıansmm sahibi vardır. Ozel sektör yanlısı birkaç profesör, özel sektör yanlısı (parası olmayıp da akılveren) birkaç örgutçü ve (Turgut ve Korkut) Ozal kardeşler... Ozal kardeşlerin burada niye bulunduğuna akıl erdırmek biraz güç gibi görünürse de altı üstü eşelenince bulunur. Bunlar siyasete atılmadan önce işadamlannın aklldaneleri idl. siyasete atıldıklanndan sonra adlanmn listeden çıkarılması unutuldu. Bunlann ' elinde ekonomimizi denetleyen yan örgütler hariç 165 şirket ve kuruluş vardır. Sanayinin çoğunluğu montaja dayanır. Oteki ürettikıeri mallarm ham maddesinin çoğunluğu da dışanya (dövize) bağımlıdır. B nı, hem de yüzde 1015 doloylarındckl faizinl geri alabilecekler. Ancak bu noktada akla bazı sorular gelmektedir: Acaba «kâr maksimizasyonu> nu ilke olarak alan bir serbest piyasa ekonomisinde. belirli bir süre için elindeki altını «bağlayan» kişl, bu süre Içlndekl spekülâtif fiyat dalgalanmalanndan nasıl yararlanabiiecek v» «zarara uğramayacak»tır? Ayrıca devletin yüzde 1015 faiz önerebildiği bir ortamda, «Kara Para» sghipleri, çok daha yüksek faizler önerlrler ve halkın elindeki altın stoklannm Merkez Bankası yerine tTahtaka!e Merkez Bankast»na kayar sa ne olacaktırî DEVLETLEŞTİRİLEN MADENLERİN ÖZEL SEKTÖRE GERİ VERİLMESİ ANAYASA'YA AYKIRI ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Madenlerin devlet eliyle Işletilmesine ilişkin 2172 sayılı yasanın iptali İçin AP Cumhuriyet Senatosunca Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruda, yasayı savunan Ankara Ünlversitesl Hukuk Fakültesl öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hikmet Sami Türk, «Yasa gereğince devralma işlemlerl tamamlanmış ve ilgili Kamu iktisadi Kuruluşlarına intikal etmiş madenlerin, bir Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle eski sahiplerine gerl verilmek istenmesl, doğrudan doğruya yasama organına alt bir yetklnln kullanılması, başka bir deyfşie kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisinln kullanılması anlamına gelir, çıkarılan kararname de hukuk dışı bir tasarruf olur» demlştir. Cumhurlyet'in sorularını yanıtlavan Doç. Dr., Türk madenlerinin devletçe aranması ve işletilmesinin 4'üncü Beş Yıllık Kalkınma Planının buyruğu olduğunu da söyleyerek özetle şöyle demiştlr: «Madenlerin eskl arama ruheatnamenin ve Işletme hakkı sahiplerine geri verllmesl yolunda atılaoak her adımın madenlerin aranması ve işletitmesine ilişkin kuraldan yeniden istisnaya dönmeye yönelik bir girlşim olarak Anayasamızın 130. maddesinin doğrultusuna ders düşeceği ortadadır. Hâlâ bu amaca bir Bakaniar Kurulu kararnamesiyle varılmak istenmesi, 130. maddenin madencilikte arama ve işletmenin devletin özel teşebbüsle birleşmesl suretiyle veya doğrudan doğruya özel teşebbüs eiiyle yapılabllmesl için yasanın açık iznini zorunlu kıian hukmüne kesinltkie rıdır. aykıöte yandan 2172 sayıiı kanuna dayanılarak çeşitli bölgelerdeki bor tuzları, maden kö mürü ve asfaltitlerle demirierın devletçe aranması ve işletilmesi aynı zamanda 4. BYKP' nın bir gereğidir. Çünkü planda çeşitli madenler arasında linyit, demir cevherl, bor tuzları ve taş kömüründe Anayasanın 130. maddesine uygun bir anlayışla kamu kuruluşları nca Işletilmesi esas alınmıştır.» YORUM YÜZ GÜNDE SANAYİLEŞMEKTEN VAZGEÇMEK Yalçm DOĞAN Devletin büyük koruyuculugu altmda Iş yaptıkları için 1948 yılında yatırım güçleri yüzde 45 iken, 1973'de yüzde 50.6'ya yükselmiş, devlet yatınmlannı yüzde 0.6 geçmiştir. Elbette ki banka kredileriru, vergi bağışıkhğım. teşvik primlerini, gümrük bağışıkhklanm da bunlar almaktadır . Devletin para (döviz), enerji, ham madde veren kuruluşları, Maliye. Merkez Bankası, ticaret mekanizmasmı işleten örgütleri ellerinin altındadır. «Şöyle edin, böyle edin...» diye dışardan her zaman akıl verirler. Kültür işlerine, sosyal çalkantüara kanşmaz gibi görünürler. Buna karşm, «TOBDER, ya da POLDER devleti ele geçirdi...» dediler mi, bu dernekler hemen kapatılır. Oysa devleti ele geçirenler kendileridir. Işte Demirel ve misyonu bu kesimle ülkemizin ekonomisini düzene sokacak, ülkemizi kalkmdıracaktır. Ama son «Yüz gün edebiyatı» gösterdi ki Demirel yanlış kapı çalmıştır. Ekonomide, ömürlerl boyunca yüksek fiyat politikası izlemiş olan bu kesim, bu huyundan Demirel'in iyi niyet gösterisine karşm vazgeçmemiştir. Yüksek fiyat politikası izleyerek enflasyonu yaratmış olanlarla enflasyon önlenebilir mi? Demirel, önleyeceğini sandı, yanıldı. Bakalım yarulgısını ne zaman anlayacaktır? Bankalar başa bela olmuştur. Fransız Şairi Paul Verlaine'in bir öyküsü vardır: Günün birinde şaire annesinden biraz para kalıyor. O da tutup bir bankaya yatmyor. Akşamlan kafayı çekip eve dönerken yolu bankanın önünden geçiyor. Verlaine. bankayı bekleyen nöbetçinin önüne dikiliyor: «Evlat.» diyor. «Bu bankayı iyi bekle, kasalarında Paul Verlaine'in de parası vardır.» Bu gösteri. bir iki değil. şairin kafayı tütsülediği her akşam uzayıp gidiyor. Günün birinde paralar suyunu çekiyor. Şair, eve dönerken bakıyor ki, nöbetçi gene bankanın önünde duruyor. Hemen karşısına dikiliyor: «Evlat ne bekleyip duruyorsun, git evine rahatça uyu!... Verlaine'in artık bankada parası kalmadı» diyor. Şair akh bu, Fransız kapitalizmi ile kendi üç, beş kuruşunu bir tutuyor. Belki de işin özüne akli ermiştir de alay ediyordur. 27 Mayıs'tan sonra iktidar devrilince, yeni gelenlerin ilk işi bankaların önüne birer nöbetçi yerleşürmek olmuştur. Bankalardaki paraian halkın yağmasından korumak istediler. Orhan Erkanlı ne güzel anlatır. Gece yarılanna değîn süren bir devrira toplantısından çıkar, ne yanmda koruyucusu vardır. ne binecek bir araba... Kendi kendine söylerür: «Bu devrimi de biz yaptık değil mi?» Belki Orhan Erkanh'nm parayla olumlu ilişkisi bundan sonra başlamıştır. Bir daha devrime blç yanaşmadu Köyden çıkıp kente gelen Demirel. misyonunu yanlış seçmiştir. Söyledigi, «Her şeyin yüz günde yapılacağı değil. yüz günde nelsrin yapılacağı» imiş. Kendi sözü, kendine sağlıklı gelmiyor mu? Böyle oldukça, yüz değil, ikiyüz gün, üçyüz gün, dörtyüz gün beklesek ne değişir? Paralı sofrasına oturup tıkınmak onur kmcı da olsa çok fiyakahdır. Siz hiç yoksul sofrasına oturup aş, ekmek paylaştınız mı? Fiyakası yoktur ama, onur yüceltir. iktidar boşluğu vardı. geldi. doiduramadı. Muhalefet boşluğunun da bulunduğunu görmüyor musunuz? Asgari ücretin vergisizliğine parayı nereden bulacaklarını soruyorlar. Parasız yurttaşın alınyazısı... Peki, parah yurttaşın şişinmesine parayı nereden buluyorsunuz? Onların bonoyu uzattıklarında karşüığım alacakları bankaları var değil mi? Sıyasal anarşi, gencecik çocuklara, gene gencecik çocuklan sokaklarda banka önlerinde kırdırmaktır, anladık. Ama banka içinde senetlerle, bonolarla yaratılan ve sokağa, karaborsa, enflasyon, fiyat artışı. mal darlığı gibi yansıyan ekonomik anarşi ne olacaktır? Kapatın bütün dernekleri, bir tanesi açık kalsın yeter. ipin ucu onun elindedir. Daha ne zamana değin aldanacağız merak ediyorum. D KÜÇÜK İLÂNLAR... KÜÇÜK İLANLAR.. KÜÇÜK İLANLAR.. KÜÇÜKİLANLAR... merkez dersaneleri Y A Y I N L A RI YETENEK EĞlTİMİ Celil Alpak • Oursun Önal yazdı 400 Sayfa 150 T L ÜNİVERSİTE ADAYLARINA BUGÜN SAAT 21. DE emirel azınlık hukömetlni kurduğu gün topluma yüz gün gibi kısa dönemli hedefler göstererek, ne yapacağını, neleri nasıl programlayacagını bildirmiş ve sürekli bunlann propagandasını yürütmüştür. Çok açıktır ki, yüz günde bir ülke ne batar, ne de çıkar. Ancak, kısa dönemli hedefler göstererek. toplumu bunlarla oyalamasını bilen Demirel. kısa dönemi gündemde tutarak Türkiye'yi asıl uzun dönemde etkileyecek kararlara bu yüz günde yönelmiştir. Yüz gün diyerek, yüz yılı etkileyebiîecek kararlara yönelmiştir. Uzun dönemde ülkeyl eticileyebilecek kararlar ise, doârudan sanayileşme politikasıyla ilgilidir. Sanayileşmek, en basitinden ithal edilmekte olan smai ürünlerin yurt içinde üretilmeye başlaması demektir. Traktör mü ithal ediliyor, içerde üretilmeye başlanmışsa, sanayileşmek yönünde adım atmaktır. Demir mi, çimento mu, petrokimya ürünleri mi ithal ediliyor? Bunlan «Artık ithal etmeyip». İçerde üretmeye baş.lamak sanayileşmek yönünde •dım atmak demektir. Demirel'in yüs günü İçinde alınan ve Türkiye'nin ©konomik tarihlnde çok agırhkla yeri bulunacak olan 24 ocak tarihli kararlar özünde iki gerçegi vurgulamaktadır. îlki, serbest piyasa ekonomislne geçiş. îkincisi de, «thracata yönelik» önlemler. Her iki özün toplamı ise ortaya çarpıcı bir gerçegi çıkarmaktadır: Bu kararlarla Türkiye sanayileşmekten vazgeçmektedir. Kararlar dünya kapitalist sistenU içinde Türkiye'ye verilen «Tanm ülkesi olmak» modelini gerçekleçtirmenin araçlandır. Piyasa ekonomisi derken, alınan kararlann «Vurgunlan» kaldırmaya yönelik oldugu belirtilmektedir. Ancak, «vurgunlarm» kalkması hiç bir biçimde ekonomide «Aşırı kârlar» ve dolayısıyla tekelleşmeyi önlememektedir. Sadece 24 ocak tarihli kararlar değil, hazırlanmış bulunan vergi tasansı da, aşırı kârlann serbestçe oluşumunu özendirmektedirler. Onlara dokunmamaktadır. Tersine şirketleşmeyi özendirirken, buradaki sermaye birikiminin kullanunını da serbest bırakmaktadır. Bu birikmiş sermaye de, sözde «îhracata yönelik sanayileşme» modelini getirecektir. İleri surülen »av budur. Oysa, yurt içinde ithalata bağlı sanayiden kurtulup. ithal edilen ürünleri içerde üretmek çok güçtür. îki nedenden güçtür. îlki. dünya ticareti azgelişmiş ülkelere böyle bir görev vermemektedir. îkincisi de, dünyadaki ekonomik bunalım 1930'larm bunalunıdır. Bunalımm özünde yatan «Daha fazla ihracatm» istenilen ölçüde yüksek olmayışıdır. Baska bir deyimle, gelişmiş ülkeler kendi bunalımlarmdan kurtulmanm yolu oîarak, «Daha çok ihracat» yapmayı öngörmektedirler. 24 ocak tarihli kararlar «Ihracatı geliştirmeye yönelik» derken, bunun hangi üretim alanlannı kapsadığını düşünmek gerekir. Hangi alanlarda Türkiye, «Ihracatı geb'ştirici» sanayiler kuracaktır?... Sorunun özü budur. Halen ithal edilmekte olup da, bunları içerde üretecek modeller geliştirmek sanayileşmekle eş anlamlıdır. Oysa, kararlara bakıldığında kaynaklann sanayiden tarıma kaymak yönünde ya da hafif sanayiler kurmak yönünde özendirmeîerle dolu olduğu görülür. Şu anda tek rekabet edebilen sanayi dalı olan tekstilde bile. yabancı sermaye çağınlabilmektedir. Ya da yabancı sermaye girişimini hızlandırmakta, Ankara'ya çağınlan yabancılar «Türkiye, Güney Amerika'nın Arjantin'i olabilir» diyerek, et kombinalan ve hayvan yetiştirmo projelerinden söz etmektedirler. Ya da turizme yatırım yapmaktan dem vurmaktadırlar. Et kombinasının, hayvan beslemenin, turizmi geliştirmenin sanayileşmeyle ne ölçüde bağdaştığmı bilmeyen yoktur. Bir yandan IMF, bir yandan Batı ülkelerinin kararlardan sonra öylesine sevinmeleri, onlann yıllardır istedikleri amaca bu kararlarla ulaştıklarının en açık göstergesidir, kanıtıdır, IMF dogrultusunda alınan kararlann baş hedefi sanayileşmeyi öiılemektir. Çünkü, belki de rekabet edebilecek, ya da ithal edilmekte olan ürünleri içerde üretebilecek sanayilerin kurulması yüz gün içinde boğulmuştur. Bu kararlarla ithalatmdan vazgeçilip, bu ithalatı içerde üretebilecek sanayi dalı kuruluşuna katkıda bulunacak tek bir ekonomik kesim gösterilemez. (Teknik deyimle. ithal ikamesi sağlayacak tek bir sanayi dalı bu kararlarla kurulamaz.) îçinde yaşadığımız sisteme koşullanmış solcu iktlsat hocalan, «Yeniden üretim» kavrarru arkasına takılıp bu kararlan savunmaya hiç kalkmasmlar. Yuz günde Demirel, sanayileşmeden vazgeçmenin programmı gündeme getirmiştir. Görev. bugünkü koşullarda topluma «Sanayileşme modellerini» göstermektir. Demirel'in bu tarihsel misyonunu göstermektir. Solculuk adına, onu desteklemek değil, , MİYATRO VATANDAŞ TİYATROSU VATAN YAHUT MEMLEKET Yöneten: MÜJDAT GEZEN SOSYALDERSLER ÖZETİ «• TESTLERİ 400 Sayfa 100 TL MODERN KLASİK Bİ Y OLOJİ t 50 Sayfa 1 0 0 T L LISE 1 Fİ Z İK PROBIEMLERİ ÇÖZÜMLÜSÜ 93 Sayfa 40 T L P R A T İ K K İ M Y A L l l k e r Demir yazdr 392 S a y f a 2 0 0 T L F O R M Ü L L E R 64 Sayfa 15 T L 1 9 7 9 . 1 9 7 8 1 9 7 7 ÜSS SORULARI ve ÇÖZÜMLERI 0 0 KİTAP 1 6 0 TL. HH^SH^3BBRHHfQ8BIHHI YETENEK KURSLARIMIZ HER AYIN BİRİNDE ve ONBESİNDE AÇILIR. 10 Adetten fazla siparişlere */0 25 indirim yapılır. Ödemeli istekler» PTT mosfotı eklenif. İSTEME ADRESİ:P.K.328 AKSARAY İSTANBUL Harbiye Kenter Tiyatrosunda 46 35 89 47 36 34 LaleliiSTÂNBUL 2740 92 22 83 16 tel. 159 67 İZMİT ELAZIĞ teL 27 04 Son [3] hafta SATILIK ARSA • Ayvalık Sarımsaklı Pia|larına yakın satılıktır. NOT: Oto İle deölştirilir. Tel: 25 47 09 / İZMİR 17 24 13 10 / AYVALIK 400 m2 arso DUYURU • S.S. Genç Petrolcüler Işçi Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanhğından. Kooperatifimizin 10. Olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemi görüşmek üzere 29 mart 1980 cumartesi gimü saat 13.30' da TPAO Müdafaa CadNo: 22 Bakanhklar Ankara adresindeki 10. kat Kafeterya'da yapılacaktır. GUNDEM: 1. Açıhş, 2. Divan seçimi, 3. Yönetim Kurulu çalışma raporunun incelenmesı, 4. Gelir ve Gider hesaplarınm ve bilançonun incelenmesi. 5. Denetçiler raporunun incelenmesi, 6. Yönetim Kurulu üyeleri ve Denetçilerin aklanması, 7 Yönetim Kurulu ve Denetçilerin yenisinin seçilmesi. 8. Dilek ve temenniler. YÖNETİM KURULU GÜNDEM: Açıhş ve Başkanlık divanı seçimi, yönetim kurulu ve murakıp raporlarının okunması, yönetim kurulunun ib rası, yeni yönetim kurulunun ve murakıpların seçimi teklif ve dilekler, kapanış.. KONGRE PROFİLO TOPLULUĞU MENSUPLARI S.S. TÜKETİM KOOPERATİFİNDEN BİLDİRİLMİŞTİRProfilo Topluluğu Memurları S.S. Tüketim Kooperotifınin 1979 faaliyet yılı ile flgıli Olağan Genel Kurul toplantısı 29 Mart 1980 Cumartesi günü saat 10.00'da İstanbul Mecidiyeköy 2. Taşocağı Sokak 2628 No'da kurulu Profilo Holding Yemek Salonunda yapılacaktır. Gerekll çoğunluk sağlanamadığı takdirde 2. toplantı aynı yer ve saatte 19 Nisan 1980 Cumartesi günü yapılacaktır. Ortaklara duyurulur. GÜNDEM: Divan heyetinln ve Genel Kurui tutanağının imzalanması hususunda Divan heyetine yetki verilmesl. 2 Kooperatifln 1979 faa llyet yılı İle ilgili Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu raporlarının okunmasi. 3 Kooperatifin 1979 yılı bilançosu ile kâr ve zarar hesabının okunması. 4 Yönetim K^ırulu İle denetçilerin ibrası. 5 1980 faaliyet yıtına ait bütçenln görüşulmesi ve onayt. 6 Kooperatif organlarının seçiml. HTelefon • MAVI Ticaret, telefonlarınız peşin almır. 226960 • 27 5999 ÜKayıp • İstanbul Trafik Müdürlüğünden aldığım 270313 sayılı ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet T. KECELİ • Emekli Sandığı 31176145 nolu 1980 normal nlsan çekimi kaybettim. Hükümsüzdür. Teoman SÜATAÇ • Şirketimıze ait 16003111 sayılı ithalâtçı belgesi kaybolmuştur.. Hükümsüzdür. Cumhuriyet Matbaactlık ve Gazetecllik T.A.Ş. ' • Kimlik kartımı, pasomu kaybettim. Hükümsüzdür.. Nalm KAYA • Askerl öğrenci kimliğiml kaybettim. Hükümsüzdür.. Arlf ERDEMOL KLASİK PLAK KASET KULÜBÜ • Üye olmanız için bir aidat ödemenize iüzum yok. • Alacalrınız her kaset adınıza açüacak abonman kartınıza işlenecek. • 12 kaset sonunda mağazamız sizlere beğendiğiniz kaseti hediye ediyor. • Kaset fiyatlan 250. TL • Sony Maxell Philips özelliğindeki kasetler 400.ALTUĞ MÜZİK ALETLERÎ VaÜkonağı Cad. 42/4 TeL: 40 2139 1979 Fıyatlanm Man tonuna kadar uzattık acele edin SİZ DE BALOVA ÜRETİM ÇİFTLİĞİNE ORTAK O1ABİÜRSİNİZ Tapunuzu alarak. Urtınlerden ve fcuançtuı faydalanıp tuild* çlfdikte kalacakstnn 500 m 2 tapuiu 1 PAY / Pejin 30 bın T L . S bin Lira pe§ın 1500 TL Taksitle 40 bın TL. £nte'«»«n uyjuOmtmu »e otaktık *c>MI«nalsrı ıçh» ı fiyat artıyor 31 Mart'tan sonra DUYURU Teknik Cam Sanayii A.Ş. Sevk ve İdare Demeğinin Yıllık Olağan Genel Kurul toplantısı 31.3.1980 günü saat 15'de Davutpaşa Caddesi Karacabey Sokak No. 16 Topkapı adresinde, çoğunluk sağlanamadığı takdirde aynı yer ve saatte 14.4.1980 tarihlnde yapılacaktır. * OCRETSİZ BALOVA OERGİMİZİ İSTEYİNİZ B U T A S BalovaÛretımÇtftlıgı G.M K Bulvan 17/5~KuıUvANKARA T«l: 29 «1 94 I 7 n Dilekler. YÖNETİM KURULU • 1973 yüında aldığım 912074/328 numaralı pasaportumu kaybettim. Hü kumsüzdur. Halit KOÇ • 34 DT 106 nolu plakamı kaybettim. Hükümsüzdür. Haydar MECİTMUSLU • Nüfusumu kaybettim. Hükümsüzdür. Cengiz ŞANLl • 498362 numaralı amatör ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Yusut AYGÜL (Poyrazlar: 276/1418)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear