23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
\ İKt % Mfcrfm teu yıldönumflnde, ymü 12 X M a r t özlemlerının dile getirildiğini göruyoruz. Terörü önlemekle görevlj olanlar, hainli alçaklı demeçlerle demokrasimizi bir çıkmaza doğru götürüyur lar. Burun sürtme. yerle bir etme ve baş ezme edebiyatından geçilmiyor. Meclisler< İdamlan onaylamıyor. mahkemeler yi çalışmıyor diye yakımp duruyorlar. Acımasız cezalandırma istiyorlar. Kurunun yanmda yaş maş birileri daha yansm, ama devlet kurtulsun diyorlar. Kısacası, dört bir yam mızı Anti demokratik hevesler sarmış. Hem özgürlükler suçlanıyor. hem yargı or ganları suçlanıyor. Söylenen türkülere bakıhrsa, bir yandan demokrasi budanacak, öte yandan olağanüstü yargı yerleri kurula caktır. Üstelik, bu yargılamalann Yargıtay denetimi olmayacaktır. Yani, hukuk devle ti «lüks» sayılıp askıya ahnacak, günümüz koşullanna uygun bir «12 MART» uygulanacaktır. Şimdi bazı çevrelerin gönlünde yatan bu modeli «12 MART»la karşılaştırmaya çalışalım. yargî tatbikatmm flgîsîzlîğl. vaahş tutumu ve çekingenliği olmuştur.» Bu karar. olağanüstü yargınm nasıl işlediğini gösteren ilginç bir örnektir. Hükümet sosyalizmi yasaklamak karannda olduğu için, mahkeme de Anayasanm sosyalizme kapalı olduğu sonucuna varmıştır. Üstelik bu karar, suçun kabulü bakımmdan, olağanüstü mahl'emelerde bangi yöntemlerin kullanıldığmı göstjermektedir. Demek ki, sokaktaki adamdan sözetmek. mahkumiyet karan için yeterli olabiliyordu. « CUMHURÎYET 13 MART 1*80 olaylar ve görüşler 12 Mart Çıkmazı Turgut KAZAN haklanmıza ve bagımsız yargıya sahip çık mak zorundayız. Bugün özellikle bagımsız yargıya sal dırıldığını göruyoruz. Yavaş işlediğini söylüyorlar. Acımasız cezalandırma istiyorlar. Elbet, Jbağımsız yargı eleştirilebilir. Sağlıklı bir temele oturması kaydıyla, hız kazanması önerilebilir. Hatta, bazı düzeltmeler düşünülebilir. Ama, bagımsız mahkemeleri suçlayanlann amacı, hükümete bağlı mahkemeler kurabilmektir. Hepimiz bu tehlikeye dikkat etmeliyiz. Balık denizden çıkana kadar suyun önemini anlamaz. Ama bizler balık değiliz. Yeni Elverdi'leri yaşamadan da, bagımsız yargmın değerini kavrayabilmeliyiz. pıhyordu. Ama o Türkiye'de yaşayan ve yaşayacak olan insanlar hiç düşünülmüyordu. Hukuk çigneniyor, adalet ikinci plana itiliyordu. O günlerin anılan, hükümete bağlı mahkemelerin dehşetiyle doludur. Örneğin, bir fakültenin dekanı öğrencilerine okuttuğu ders kitabmdan dolayı tutuklanıp mahkum oluyordu. Bu davanın müdafiiliğini üstlenen bir başka profesör. sırf göz dagı olsun diye hapse atılıyordu. Bir sendika avukatı sıkıyönetim bölgesi dışına sürülüyordu. Sıkıyönetimler uzasın diye, ortaya yeni yeni örgütler çıkanlıyordu. Hiç Adana'yı görmemiş bir başka sendika avukatı, Adana'da «ele geçirilen». «siyah lale» örgütünün yöneticisi sıfatıyla Adana'y"a götürülüyordu. basın dıyor , Alpay KABACALI teröre kolkanat olanlar IJ9ICI Ders Alsınlar Hukuk Devleti Hemen belirtelim ki, terör belası bir çok insanı bunaltmış durumdadır. Bu yüz den, önümüze sunulan tüm reçetelere inan mak zorunda kalıyoruz. özgürlükler biraz kısıhr, bazı Önlemler alımrsa düzlüğe çıkabileceğimizi sanıyoruz. Onun için de, hu kuk dışı önerilere bel bağlıyoruz. Yani. asıl amaçlan özgürlükleri kısmak olan çev relerin oyununa geliyoruz. Oysa. hukuk dev leti hiç bir zaman lüks olamaz. Hukukun temel ilkeleri insanı korumak içindir. Bu ilkeler, tarih boyunca yürütülmüş sınıfsal mücadeleler'e kabul ettirilmiş haklar bütü nüdür. Her devlet. bu ilkelere uygun dav ranmak zorundadır, Eğer bu zorunluluk yıkılırsa, bütün yurttaşlar güvencesiz kalmış olur. Kısaca sı, devleti korumak adına hukukun temel ilkeîerinden vazgeçemeyiz. Hiç bir devlet, yurttaşlaraıdan bunu isteyemez. Devleti koruyabilmek için. kurunun yanmda yaşla n n da yanabileceğini düşünmek, bir dehşe tin ifadesidir. Bu dehşet kurulursa, herkes altmda ezilir. Piyangonun kime cıkacağı belli olmaz. Ahlak bozulur, dirlik bozulur. güvenlik bozulur. Kimse evind e oturamaz o lur, işinde çahşamaz olur. Onun için. temel Işte. bugün bazı çevreler yine böyle bir dönemi bekliyorlar. Temel haklar kısıtlansm, olağanüstü yargılamalar başlasin istiyor lar. Onlar terörü bahane olarak gösterirken, aslmda hedef şaşırtmaya çalışıyorlar. Doğrudan doğruya, suskun bir toplumu amaçlıyorlar. Ama unuttukları birşey var. Artık, toplumumuz bu dar kalıplara sığmaz. 12 Mart'ta hepimiz bir smav verdik. Antidemokratik örtüleri aşıp bugünlere geldik. Kimse aynı kozayı yeniden öremez. Gazeteler 12 Mart'ta olanlan niçin yazıyor? 12 Mart'ı anlatan kitaplar neden yeni yeni baskılar yapıyor? Bir çok tiyatro 12 Mart'ı oynayarak ayakta durmuyor mu? Hani, 12 Mart'm balyozcuları, şimdi nerede?, Onları kim anyor, kim soruyor? Demir yumruğun kalıcıhğı olsaydı, Nihat Erim unutulur muydu? Bugün kendisini anan var mı, tanıyan var mı? örneğin, geçtiğimiz günlerde Avrupa Konseyi Türkiye'ye bir mektup postaladı. Ku. ruluş törenleri için, konsey organlarında görev alanlar çağnlıyordu. Nihat Erim de. bir dönem bu organlarda çalışmıştı. Yani, mektup Nihat Erim'e yollanmıştı. Ama. PTT mektubun sahibini bulamadı. Zarf geldiği yere geri döndü. Üzerinde «bilinmiyor, tanınmıyor, iade» yazıyordu. Anlışanh Nihat Erim'i tanıyan olmamıştı. Bu örnek, kursaklarında antidemokratik heves taşıyanlan uyarmalıdır. Kısacası, yeni 12 Mart'lar da eskisi gibi çıkmaz yoldur. Kimse, hak ve özgürlüklerimize daha çok el uzatnıasın. Kimse, bagımsız yargıyla oynamasın. Dün yıldönümüydü 12 Mart'ın. Acıyla, onur duymayarak anımsadık. 12 Mart Örneği Toplumumuz 12 Mart'm sayısız deneyleriyle doludur. «Makabline şamil kanunlar» çağnsmı hiç birimiz unutmadık. Hükümetin kurduğu mahkemelerde, hükümetin atadığı yargıçlar tarafından yargılandık. Ali Elverdi'leri, Baki Tuğ'lan tanıdık. Şalcı başbakanlanmız «balyoz» hareketini başlattı. İlkin hü kümet suçluyordu, sonra o hükümetin seçtiği Elverdi'ler yargılıyordu. Gerçekten, kurulara yaşlara bakılmadı. Gerçekten, acımasız davranıldı. Asıl suç ortamuıı yaratanlar cezasız kaldı. Toz . duman birbirine kanşmıştı, göz gözu görmüyordu. Toplumun bütün ahlaksal değerleri yıkılmıştı. Profesörler profesörleri ihbar ediyordu. Ortahğı bir «uçurum çılgınlığı» kaplamıştı. Ne yapıhyorsa, «uçurumun kenanndaki Türkiye'yi kurtarmak için» ya Bir Karar 12 Mart'ta da, ilk iş olarak bagımsız yar gı suçlanıyordu. Bu suçlama sıkıyönetim mahkemesi kararlanna bile yansımıştır. Örneğin, 10 yıllık bir siyasi partiyi 10 yılhk tüzük ve programmdan dolayı yargılayan, Ankara 3 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi 17.10. 972 gün ve 72/144 sayıh karannda aynen şöyle diyordu: «Anayasamızın sosyalizme açık olduğu iddiası komünist taktiğin tezahürüdür. Anayasamız sosyalizme açık değildir.», «Süphesiz sanıklann suçlanm ilk defa mahkememiz tesbit etmiyor... fiillerinin suç teşkil ettiğini 10 yıldır sokaktaki adamdan üniversitedeki öğrenci ve öğretim üyelerine kadar Türk Milleti gayet iyi biliyordu... Bilmeyen. bilmezlikten gelerek bu harekete hız veren.. Geçen hafta bu köşede bir oyuna dikkatlerl çekmlştik. Ancak, düzeltı yanlışları nedeniyle, kimı cümleler ters anlama gelebilecek biçimde çıktı. Bunları düzelttik ten sonra «ülkücü» teröristlere kol kan'at olma eğiliminin yeni örneklerini vşreceğiz. Geçen haftaki yazının giriş cümlelerl şöyleydi: «Sağın belirll bir kesimi sevınç ipinde. Açığa vurulmayan, ama satır aralarından anlaşılan bir sevinç bu. Nedeni, Törkiye'nin «iç savaşsı yaşadığı yolundaki <teşhis»ler. Bu kanı yaygınlaştırılabilirse, «resmi görüş» olarak benimsenirse, kimj sağcıla rın «güvenlik kuvvetlerine (ya da savaşın taraflarından birine)» yardımcı olma gerekçeleri geçerlik kazanacak ve akılları sıra öteden beri sözünü ettikleri «Endonezya Kıyımı» benzeri bir insan avına girişebilecekler.» Bu çerçeveden «ülkücü» teröristlere (ya da «mllliyetçl militanlara») şöyle bakılıyor: VATAN MİLLET SAKARYA... 7 mart günlü SON HAVADİS'te Güngör deş «Marksist ve milliyetpi militan» başlığı tında şunlan yazıyor: «Yakalanan milliyetçı gençlerden bir teki, devleti yıkmak. milleti bölmek ve faşist bir duzen kurmak ü zere silahlamp yola çıktığını ne soylemiştir ne de bu yolda bir delil vardır. Verdikleri oevap şöyledir: Son Türk devletini yıkmak isteyenler silahlanınca, ben de çıktım sokağa!.. (...) Şu azıp kudurmuş komünistlerle silaha sarılan milliyetçiler arasındaki farkı kesinlikle bilelim. Biri diyor ki: Yıkacağım bu devleti eninde sonunda!.. öteki de oevap veri Ver al yor: Karşı koyacağım sana!... (...) Türkiye'deki gerçeği herkesin görme sini istediğimizden bu yazıyı kaleme aldık. Bilinme lidir ki (Faşist tehlike) diye ortaya çıkanlar, mutlak surette Marksisttirler ve kanuna karşı hile ile yaş* yor ve teşkilâtlanıyorlar. Vo (Devlet. millet ve vatan) diyenler de akıl almaz bir suçlama ve propagandayla (Faşist) damgasını yeyip, lânetleniyorlar haksız yere ve üstelik Türk devletj ve milleti adına...1 OKTAY AKBAL EVET HAYIR Ynnus Emre Ve Bizler 1930 13 Mart «MEŞRU NÎZAMI MÜDAFAA* Aynı gün Ergun Göze. TERCUMAN'da dJyor: cAnarşi hfeim Içimlzdeki düşman orousudur. Kızıl or dudur.. Kızıl ordunun öncü birlikleridir. Ülkücü gençler, cBiz politika yapmıyo* ruz, Aüahsız, vatansız ve bayraksız komünistlere kar şı, komünistleştirilmişlere karşı devleti. vatanı. milleti. meşru nizamı mudafaa İçin bulunuyoruz. sokağın onların kontrolüne geçme8inl önlüyoruz» derken «Sişöyle Gandi bir gönüllü kafilesiyle yola çıktı Büyük ikramiye kimlere çıktı Tayyare piyangosunun keşidesine dün sabah devam edilmiş, keşide iktnal olunmuştur. Bu keşidenin ta lihlllert çunlardır: 35 bin lira kazananlar: Hasköy'de polis memuru Hakkı Efen di, Bebek Robert kolej de hizmetçi Eleni ve Fefi Hanımlar, Şlşli'de Pera wka sokağında 68 numarada Mel Zizl. 15 bin lira kazanan talihliler: Haskoy'de İzak Görmez, Balıkpazarında pastırmacı Misak efendi, Pangaltı'da tüttincü Asım Efendi. 10 bin lira kazananlar: Boğazkesen'de Koltukçu Hacı Bahri Ef. ••••ornarn, sen gerçeğe ermlşsin Yunus>, der Tap« \ \ I tuk Emre. Yunus «Erdim, oma geç» yanıtmı verjr... Gerçekten Yunus Emre «gerçek» dediğl «şey»t anlamak, bilmek için yıllarını vermiştir. Sevdiği kadını, huzuriu bir yaşamı, dünya tadlarını, güzeiliklerinı... Nedir o gercek Bir ömür boyu aranan ulaşılmak isîenen gerçek? Yunus Emre şöyle der. «İnsanoğlu gerçeğe eremeden göçüp gidiyor. ömrünün sonunda gsrçeğe erenleri de söyletmiyorlar, susturuyorlar, Oysa insanoğlu, daha başında, havayı, suyu ekmeği, adını bildiğj gibi. bilmeli gerceği. Ve bunu söyleyebllmeli korkusuzca. Korkudan korkmamak denen şey işte bu Şeyhim. Bunun için de insan «Her şeyden önce ben vardım, şimdi de ben varım, yarın yine ben olacağım» demeli. Her şeyin insanla başlayıp insanla bittığini anlamalı artık. Ve her şey «benim» diyebilmels». Bu acılar, bu ölümler, bu korkular. bataklar, çıkmazlar, saçmalıklar, anlamsızlıklar, boşluklar, umutsuzluklar ortamında... Bu aptallıklar, bılgislzlikler, acemi kurnazlıkîar. budalaca zekâ oyunları, bencillikler, kör tutkular, kırmalar, dökmeler, acımasızlıklar çıkmazında... Bu kardeşt kardeşe düşman eden, yurt savunmasını yapmak için silah altına alınanların; kolluk güçlerinde görev yapanların; bilim, sanat adına uğraş verenlerin sokak ortalarında, koşebaşlarında birbıri ardına kıyıldığı bir 1optumda.,. Böyle bir ortamda, böylesine çıkmaza glrmlş bir toplumda, Yunus Emre'yi okumak, Yunus Emre'yi tanımak, anlamak, sevmek, onun «gercek» dediği «insanlık çizgisine» ulaşmak güctür g ü c . Rscep Bılginer'in «Yunus Emre» adlı oyunu kitap halinde basıldı. Bu yıl Yunus Emre Derneği ödülünü kazanan bu yapıt, sahnelerimizde de oynanmıştı geçen yıK iarda. Sanırım yine oynanır. «Yunus Emre» gibi bir oyun her zaman güncetdir de ondan... Hele Yunus'un dizelerinin derinliğini, anlamını bilen, tadını duyan bir yazar tarafından oyun!aştırı!mışsa... Yunus Emre'nin şiirlerınin yorumu çağdaş bir aniamda eio alınmışsa... Seyircıye bir «insanlık bildirisi. çağrısı» olarak sunulmuşsa... Yunus Emre bir «düş» Insandır bence... Kişiliğidlr düş gibi olan, dizeteri değüdır. Uzmanlara göre Yunus Emre'ler bir tek değildir, çağlar boyu nice Yunus'iar çık« mış, şiır soylemiştir, bunlar bımlrine karıştırılmıştır. Anadolu'r.un bağrından ç.kan Yunus'îor bir tek «Yunus EmTQ» halınde anıtlaşmıştır. Anaüoiu ihfîanınıh bir yansımasidır, o yüzdcn oe Anodolu halkınca özümsenmış, benimsenmıştır. Irk. din, mezhep, renk, toplumsal sınıf)ar dışı bır «insanlık» tutkununun «bıldirislerı sayılan aıze len yüz>'ii!ardır ezberîonmıştir, türküleştirümıştır. Recep Bilginer bir Yunus aşıgıdır. Yunus Emre'yi «ınsana»olarak aimış, gönlü yüce bir msan, bir ozan olarak sahneye çıkarmış; onu dünyayı ve insanları tanımadan «ozan» olunamıyacağı gerçeğine doğru adım adım yürütmüş... Sonunda Yunus'u «gerçek»! bulan, ne olduğunu söyleyen bir insan olarak yüceîtmış. «Her şeyin insanla baş* loyıp insanla bittiği»dir gerceklerın en önemlisl, hatta tek gerçek,.. Madsm k) her şey insanla başlar, insanla bıter, oyleyse insanoğlu bu vervüzündeki kisacık geçiş dönsminde en yararlıyî. en güzeî, en iyi olanı yapmak Torundadır, Bu bır görevdK bir yükümlüiüktür, '.nsan olmanın koşuiudur Yunus Emre «t'nsan»» şöyie konuşturur dlzelerlnde«Yıldinm o!up şaktvcr» gökte metekler aokuyan BulutJara hüküm süren yağmur olup yağan benlm Mülk benim eiimdedir vskan benım yapan ben ~ Bakan ber»1m oören benirn aîart benim veren ben. Evvel benlm ohir benlm ccnlaro can olan benim ~ Azıp yoldo » Kaimişiaro hızır medeî aren bömm.» Sitginer'ın «Yunus Emre»sinl, bugönkü ortamın bötön gözü, gönlü dönmüş, insanlığından çıkmışların okumosını. Yunus'un dizelerindo «gerceği», kendl gerceklerfnl buimalarmı istemeil. bekiemelıyız. Sait Faik de «BJr Insam sevmekle baçlar her şey» derken «sevgi yönetlmi» ile yeryuzünde pek cok sorunun çözümleneceğini bildirmek Istemişti. İnsanoğlunun yüzyıllardtr aradığı gercek. «sevflî»dlr, sevmeyl sevebilmeyl öğrenmektir. «Her şey başlar, insonHa biter» eerceâlne ermektlr Fırtına şehri altüst etti Dün öğleden sonra fevkalâde bir tezahür göstererek ortahğı alt üst etti. Sehrin' hemen her semtinde binaları yerinden sarsan bu fırtma ve sagnak yarırn saat kadar devam etti. Eskl evlerin köhne çatılan catırdıyor, camlar kırılıyo^ mağazala rın tabelalan kopup düşüyordu. Fırtma devam ederken Eminönü'nden Ba llkpazarı'na girilen cad de üzerine asılmış olan büyük bir levha gürül tti ile oradaki kanaliz asyona düşmüş, halk kaçmaya başlamıs, ka za olmamıştır. Diğer taraftan dünkü bora yüzünden Ankart» Istanbul telgraf ve teleîon hattı bozulmuş tur Bu sebebten maa lesef telefon ve telgraf haberlerimizi alamadık. Fırtmanın şiddetinden daha pek cok telgrut hattının bozulmuş ol tnası muhtemeldir. Selim Sırrı Beyin Konferansı Sellm Sırn B. dün akşam muallim mektebinde «Halk terbiyesi ve Folklor» hakkında Cok etraflı bir konlerans vermiştlr. Ostat Etnograflyanın Folklor ile münasebetinden, Avrupa'dakl mü zelerden bu müesseselerin halk terbiyesi üze rine tesirinden uzun u zun bahsetmis ve demiş tir ki: «Zaınanımızda demok rasi cereyanı münevver tabakanın nazarlannı halka çevirmiş, itiyatların afllak ve tebayiin menşeleri Kraştınlmış, hurafeler, ananeler, masallar, darbımeseller, destan, türküler. halk rakslbTi itlna ile toplanarak cFolk» vücude getirilmlştir. Selim Sırrı Bey ahlak ve terbiyelerine meftun olduğu Isveç'e bermutat sözü intikal ettirmiş, oradaki halk terbiyesinden ve içtimai terbiyeye'hadim vasıta lardan bahsettikten sonra sözlerini şu cüm lelerle bitirmiştir: Ey vaktiyle üç büyük krta'ya hükümdar olan Türk! Ey Rume li'da, Anadolu'da, Ara bistan'da, Afrika'da hamaseti dlllere destan olan fedakar kah ramanl Ey Akdeniz'in köpüklü dalgalun %rasında tahta tekne için de memleket uğruna can veren Barbaros ev ladı! Senin dalgalann, ovaların, sulann, ormanlann, toprakların nice kahraman menkibe si saklıyor. Hikayelerin, masallann, türküle rin, raksların mertlik ve fedakarlıkla doludur. Dünyanın en me raklı folklonı Türk elinde bulunuyor, onu yazacak ellere bin busei tekrim.» Konferansı müteakıp üstat bazı projeksiyon göstermiş, talebenin al kışları arasında hitabe sine nihayet vermiştir. Ford Fabrikası nakliyatını Rus vapurları ile yaptıracak diğl habere göre İstan bul'da tesis edilmiş o lan Ford Fabrik&sı Rus Sovyet Ticareti bahriye şirketl İle fab rika mamulatının cenu bi İran'a nakli için bir itilaf aktetmiştir. Bu itilaf sayeslnde Sovyet vfepurlarının Karadeniz vapurlan ile Basra kör lezi arasındaki seferleri takviye edilmiş ola caktır. Ahiren bir çok Sovyet Vapurlan İstanbul'dan Basra körfe tl limanlanna yük al mak için Odesa'dan hareket etmişlerdir. Bu vapurlar avdetlerinde <• a. Ader Cidde'.' " < ve Port Saide'de eşy» nakledeceklerdir AHMETABAT 12 (8JI.) Gambaye körfezine gi den Gandı t&raftarlanndan mürekkep grup 79 gönüllüden ve müli darülfünuna devam eden 16 taîebeden ibarettir Bu talebe piçdar vazifesini görecektir. Gandi ile gönüllüler tevkif edilecek olurlarsa pişdar kuvvet evvelce kbTarlaştırdıgı prograrm tatbik edecektir. Bunlar tevkü olunmadıkları takdir de propoganda yapa ya pa ileri harekette devam edeceklerdir. Gan di bu kafilenin başına geçmiştir. Taraftarlan üçer kişllik saflar teşkil ederek kendisini takip etmektedir. Kafilenin '3çtiğı yolun bir çok yerlerinde nümayis. çilere çiçekler ve Hindistan cevizleri verilmiştir. NümEyiş şimdiye kadar sükun dahi linde cereyan etmiştir. zln nenize gerek, devlet yok mu, ordu yok mu, siz işinize bakın» diyenler ku löhlarını başlarınm önune koyup şimdi bir daha hesaplaşmalılar. Kim haklıymış? Ülkücü gençler mi. yoksa cülkücü» kelimesinl duyunca küplere blnen ve onlara tLumpen proletarya» diye hakaret eden Ecevit ml?» CAMİDEN Mî TOPLANDI? Bir başka TERCÖMAN'cı dağ. »srarla ve üstüne basa tüne gidildiğinl. sağ terörün nü söyleyebiliyor.» dedikten lar yöneltiyor (9 mart): cSenln derdin ne? Sıkıntın ne?. «Üzerlerlne fazla gltmeyin» ml demek Istersln. yoksa sağda «Bildığin» ve «Hımaye edildiğine emin olduğun» bazı örgütler var da dilinin flltında bir bakla mı saklarsın? ERauf Tamer, Ostön basu sol terörün üs»se hımaye gördüğüsonra birtakım soru fendim Ûlkucü Gençlik Utan utan. 4 binden fazla ülkücü genç yatıyor çeşitll hapishanelerde... Daha ne istersin? MHP'ye oy vermiş 1 milyon gencin teker teker tevkifinl mi beklersin? Niçin?» «Tass» ajansının ver Tenis Şampiyonu Tilden mağlup Pariste Sporting Ku lüpte tenis şampiyonu Amerika'h Tilden İle Fransız tenis sampiyo mı Borotla arasında mühim bir tenis müsabakası yapılmıştır. Bu müsabakada Tilden ilk defa olarak 61, 46, 62 ve 64 mağ lup olmujtur. GAZİ HZ. ANKARA'YA GELDİLER ANTALTA II (Hu. Mu) Gazt Hs. refakatlerindeki zevatla beraber bugün saat 10.25'te Ankara'ya mütevecciheo sehrimizden hareket buyurdular. FIKRALAR LOKANTADA Müşteıi Garson bn tabağı kurulamadan getirmişsln. Baksana ıpıslak. Garson Ya mlıyorsunuB, o tlzin ısmarladığınız çorbadır. ANNE ŞEFKATt Annesl sokağa çıkarken küçük Necla'yı Fe riha'ya emniyet etmis tl. Evs dondüftü eaman sordu: Kardeşine bir tnne glbi baktın degil mi Tamamiyle annecigim. Hatta ikl defa da tokat attım. Resimli Ay aleyhlne ikame edilen davada Sabiha Zekeriya H. ve mesul müdür Behçet B. ikişer ay hapse mahkum olmuşlardı. Müddeiumumilik bu oe zayı az görerek karan temyiz etmiştir. Ayni zam&nda maznun vekil Jeri de cezanın tahfifi İçin karan temyiz etmişlerdir. Resimli Ay Davası temyiz edildi ÖLÜM PAHASINA... HERGÜN gazetesi hemen her gun cezaevlerlndekl ülkücülerin yazılarmı yayımlıyor. Bu devlet kurtarıcu aslanlardan biri. amaçlarını şöyle anlatıyor. (9 mart): fTürk İslam Ülküsü'r.ün yiğit savaşçıları, taş medreseden size sesleniyorum. Nizamı Âlem ülküsö gerçekleşene. hâk nizam kurulana, çarpık düzenin insan ylyen gövdesj devrilene kadar genç ülkücüierin savaşı sürecektir. Zafer mutlaka ınananiarındır. Tan rı Türk'ü Korusun ve Yüceltsin.» tHeröün'den okuyucularına» şöyle sesleniliyor: «Hergun Turk Devletlnin parçalanmasını. Türk Devletlnin bölünmesini, Türk vatanının komünizme ve her çeşıt dikta heves lisi ideolojilere peşkeş çekilmesini isteyenlere şerefli bir mücadele vermek tedir. Hergün çalışanları köşesinde de Papağanlardan hastalık geçiyor Son zamanlarda papağanlard& insanlara sı rayet eden bir hastalık Eörülmüştür. Doktoı Osman Serafettin Bey bu hastalık hakkmda şunlan soylemiştir : 1 Papağ&nlan bulunanlar bu hayvanlardan insanlara vahim bir hastalık sirayet edeceğinj bilmelidirler. Herhâlde bu hayvanlann bize verdiklerl e$ lence ve zevkten ziya de tehlikeleri vardır. 2 Papa&an hastaUSma karşı elimizde en emin vasıta streptokoklara karsı lcullbnılan serumdur. Sekiz aylık ithalat ve ihracatımız BİR KİTAP: ' V&kup Kadrl Bey, Mütareke ve Mücahede senelerinde İk dam'a başmuharrirlik yaptığı zeman, yazdığı vazılann bir kısmını «Ergenekon» lsmi altmda bir kitap halinde neşretmişti. Simdl kitabın ikinci kısmı da çıktı Kabul ettigiıe bu va ziteye başlar başlamaz, ayağım o kadar uğurlu gelmiş kl, ya •nl&n sansürün müthiş tazyikl altmda vazılmıştı. Bu tazyik 'cidden provalarda tti laf zabitlerine vekâlet eden Rum ve Er menı tercümanların loşuna gitmeyen bir i, azı bulunması bile, gbzetenin kapanması na mucip olurdu. Me tun herifler sansürün hikmeti vazına ve sebebine ve mevcudi vetine muhalif olarak, s&nsür edilmek ttzere gönderilen ve ERGENEKON daha lntlşar etmemıs olan yazılan cürüm addederek gazeteleri tecziye ediyorlardı. Ahmet Cevdet Bey, İsviçre'den patates zeriyatı veya peynir imalatı hakkmda su ya sabuna dokunma an makaleler gönde rir ve gazete kapatıldıkça çektiğimiz mti" külattan bihaber, gazeteyi kapatnnyorsunuz diye bize çataı dururdu. Yakup K&drl B camlı bir bölme fle aynlmış daracık odasında oturur ve ba «an bir satın. Bdanu Maltb'ya ve Arapyan hanına sürükleyecek makaleleri sakin ve pervasız yazardı. Şim di Ergenekon'da rahat rahat okunan ya zılar, o zaman hepl mizi llahi bir ateşle vecde getiren milli mücadeleden gazabt» elmiş bir arslan gi bi düsmamn üstüne atılmış olan Anadolu' d&n kuvvet ve iman alarak sansure, »Ar&p van Hanına <e Malta'ya ragmen yazıl tnıştır. Bu yazılar işte bu itibarla büyük bir kıymeti haizdir. Blrind kitabın ne* ri vesilesile de söyle digim gibi bu yanlar, bana yabancı de ğildir. O zaman ben de tkdam'ın tahrir müdürü idim. Damat Ferit melunu SadbTet ten defolduktan sonr» Yunanistan'da komünistler Gümrükler İdaresl Dmum tstatistik Müdürlüğü 1929 senesinin 8 aylık ithalat ve ihracat istatistiklerini ikmal et miştir. Buna nazaran sekiz ay zarfmda mem leketimize 139 milyon 791 bin lirahk mal selmiştir. Aynı müddet zarfmda ihracatımız da 98 milvon 824 bin Urtdır. da her Milliyetçl Ülkücü gibi bunları isteyenlere karşıdır Moskova ve Peksn gıbı meiânet mihrakına bağ !i haınierle mücadelemize ölüm pahasına varız ve olacağız (...) l'erıcıiik ve devrimciük k'svesi aîtındc vatana ıhanet etmer!»nin ce zasını çekecekierdir!» KERHEN DESTEKLİ KESKlN MUHALEFET! TRT'nin «uzatmalı doçent» yönetim kurulu uyesinın mahdumu, geride bıraktığımız günîerde TRT Genel Müdürüne «O^el Möşavır» tayin ediliverdi. Mahdum bey İstanbul'da oturucak,. Hatırı sayılır bır rnaaş oiacak. Ve 8ayın Kasaroğlu'nun «özei Müşavırı» oiaraV görev yapacak. Bu demektir kl, ay başındtan av başına.maaşını alıp keyflno bakacak. (...) Peder beyleri de gazetedeki köşelennde ahkâm kesecek. «Bizim Kasaroğlu» x!iye TRT Genel Müdürüne methiyeîer döktürecek. Eeee her şev karşılıkh olmaiı değil mt? Zeki CEYHAN (Millî Gazete, 7.3.1980) Bazı tabulann arkasına sığmarak sistemin tartışmasına mani olmak neticede faydadan çok zarar verecektir. Çünkü. geniş kitlelerin Üelebet sömürüye evet demelerl mümkün değildir. Geniş kitle üzerindeki eko'nomik baskı giderek ağırlaşacak ve bir yerden sonra topıum patlamo noktasına gelecektir. Toplum bu nok\aya geldiği zaman ise, hiç bir güç bunun önünde duramayacaktır. Kaldı ki, sömürü zulmün ifadesidir. Zulüm ise bir süre sonra zulme ugrayanlan Isyan noktasına getırebillr. Mehmet FAHRİ (Milli Gazete. 8.3.1980) ATİNA (mu) Pire mahkemesl belediye ti yatrosunda çıkan arbe deye iştirak etmiş olan 19 komünisti 36 ay arasmdfc tehalüf eden hapis cezalanna mankuro etmiştir. Sahibl : Cumburtyet Matbsseılık ve GazetecDlk TA.Ş. sdıos t NADİR NADt Genel Yayın Müdürü: Okt»j KURTBÖKE 3 YazıJslen Müdürü: * Orhan ERİNÇ Basan ve yayan: Cnmhuriyet Matbaacılıb ve Gazetecilik TJ^.Ş. CagaloSlu Türtcoca «9 Cad No . 3 9 4 1 Posta Kutusu: ZW tSTANBDI. fon t 30 97 0» Tele CUMHURtYET BASIN AHLAK VASASINA ÜYMAY1 TAAHHÜT EDER. A BÜROLAR: ANKARA Konur Sokak 34/4 Yenlsehlı Tel. 18 33 35 17 58 25 A tZMİR: Halit Zlyp Bulvaı: No 65. Kat: 3. Tel 35 47 09 1312 30 • ADANA: Atatürk Cad Türk Hava Kurumu ts Ham Kat: X XtOt 11 T«lî 14 550 19 711 ABONE ÜCRETLERİ Aylat Yurt içj TAKVÎM 13 MART 1980 tmsak 6.38 lktndi 16.43 Gflne* 7.14 âkrnm 191S ögle 13.23 Tatn 30.44 t 300 t 900 0 U 1.800 IJBOO Yurt dı«] 600 1.80C 3.600 7.200 Ocak Bcretl, grnplarma <n afırbtuıv cBn ajııvt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear