23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 27 MAYIS 1978 YEDİ SANAT • EDEBİYAT ZONGULDAKLI BİR KARİKATÜRCÜ: BURHAN SOLUKÇU fff« W de yıllardır sanator K yumlara girip cıkan. so luğunu zor alıp veren arkaöaşım Burhan Solukçu vardır» demlştım, Bartın Gazetesln dekl yazımda. Şu acı rastlantıya bakın kl ben satırları yazarken oğlu Turhan Solukcu'nun bona yazdığı mektuptan anlıyorum, değerli karıkatürcü hemşerlmız son eoluğunu alıyormuşl Hem de tam o saatlerde. Bütün mızah sayfalarındo Bur han'ın ölumüne yer ayrıldı ge cen hafta. lyl bır değerbıllrlık örneğıydl bu... iyl blr dostluk sergılenişıydi. Hemen hepsinde de Burhan'ın 1955'de korıkature başladığı yazıyordu nedense llk karıkaturlerınl sona toryumda yanımda çlzdlğl lcın kesinlıkle söyleyebilirım: 1952 de başlamıştı cızmeğe. Bızlm Koğuş (Pııamalılar) od lı kitabımın konusunun gecttğl blr verem hastanesl vardı Yedıkulede.. Bu hastanenln Oçun cü pavyonunda 28 klşillk büyük blr koğuş vardı. Blr gün bu koğuşa blr kucak kemık getlrıp birakıverdller. Zonguldak'tan maden ocaklorından gelıyordu. Elıne üc beş kuruş verllerek ocaktan uzaklaştırılmıştı. Kendl kaderıne terkedılmış. son ku ruşu da lyıleşmesl lcin harcodık ton sonra benlm gibı. bu cürük Insan deposuna bırakılıvermlştl. Bırkac gün sonra bu kemlk yığmmın yatağmm iclnde kıpır dayıp bir şeyler yazmaya colış tığını gördum. Zonguldak'takl eşine mektup yozıyordu. Elinden alıp postaya attırdım. Belkl de aldığı antlblyotiklerden olacak, kulakları ağır Işltıyordu. Halsizlıkten zor konuştuğu lcln de her sabah Işaretlerle hal hatır sormayo başlamıştık. Yattığı yerde hlc boş durmak Istemlyor du Gazetelerıml alıp okuyor, dergılerlml karıştırıyordu. Birgün yanındakl orkadaşının kare kare clzlp resmlnl buyuttöğü nü görünce ellnin resme yotkın olduğunu anlamıştım. Marko Pa ça havasından henüz sıyrıloma dığımız lcln dergl çtkarırsom yazılarımı reslmleyeblllr ml dl ye düşundum. Maden ocaklarını cok (yl btl dlğıne dayanarak: «Blr madencl resml clzeblllr mlsin?» dedlm. Belkl llk kez böyle blr Istek le karşılaşıyordu. cBllmem kl...» dedl. «Hanl... tam resım gibl olmosın da... krokl gtbl... blraz da karlkatör glbl...» Ook konuşmaktan hoşlanmazdı. Ellndekl kara kalemle tosıyla. fenerıyle kendlsl gibl cılız blr madenc) çlzlverdl he men Tas blr yana kaymıştı, pantolonu blr yana... Kıçında da kocaman blr yama vardı." tSende lş var Burhon1» d» dlm, fSen karlkatür clzeceksln» tNereden anladın?...» der glbl bakıyordu yüzume... «Bak Burhan...» dedim. «S« nl ocaklarda elektrlkcillk yapasın dlye okutmuşlar. Okulu bltlrdikten sonra sokmuşlar ocağa. tepe tep* kullanmışlar» tHem de nasıl... Her gün ya n bellne kadar 6u lclndeydim. Uzun Mehmet Kuyusunda... Bir yılbası gecesl kuyudan cıktım kuleye tırmandım. sarteri cekmek Içln...» «O da neden?» tBaş muhendıs. tam saat 24 de. cekeceksın demıştl» cHaaa... Anladım, yılbaşı..., Işte hep bunlan cizeceksın'» Ertesl gün reslm büyüttüğü kâğıtlordcn bırlnl blr clzglyle ortadan Iklye bölmuş. blr yanında ocağa giren bır maden cl.. Blr gün önce madenclyl blraz yandan çizmlştl. Bu seferkl tam arkadan Madencl bır yana yatmış, taşı ve yanan lambasıyla karanlığo karışı yordu. Altına tMehmet» diye de yazmıştı. Iklncl bolümdekl galeriden kömür arabası göneş gıbl doğuyordu. Altında da düzgunce blr yazi: SERVETI İlk karlkatürüydü bu Burhan'ın öğleden sonra zlyaret boşlıyordu. Bana gelenler bu günkü gıbl aklımdaŞükran Kurdakul. Tahsln Yucel. Metin Özek... Henuz hlc blrınin de okullan bitmemlştl. Tahsln Yücel bu gün Fransız ?ilolO|lsınde profesör... Metin Özek doktor, profesör... Şükran ge ne şair... ve Edebiyat TarlhClsl... Etaierln Cstünde duran karlkatürü uzattım konuklarıma. Ücü de cok beğendi. Öyküsünü anlatınca cok etkllendller. Metln özek«Istersem verlr ml?» dedl kuşkuyla... «Birllkte Isteyellm!» dedlm. Dlkildlk başucuna.. Bu Isteylş te, karlkatürün değerlnden cok doktorca blr Incelık gördüğü Icln olacak «Aman efendlm» der gıbl her zamankl lcten ve acı gülüşüyle bakıyordu Metln'ln yu züne. (İsterlm kl Metln özek bu ka rlkatürü hâlâ saklcmış olsun!) Burhan Solukcu ölum döşeğinden sanatına sanlarak koik mıştı. Tam ylrmlaltı yıl karıkotür Cİzdl Evınl fırcasına guvenerek taşıöı istanbul'a... Umraniye sırtlanna bu fırcasının desteğl ile yaptı gecekondusunu Cocuklarını okuttu... Tek oğlu. babası glbl blr devrlmcl... Bur 8a Eğitım Enstltüsü'nde, her devrlmcl glbl sınavlara glrme yl bekllyor, öğretmen olmak lcln. Her rastlaşmada sorardım kuşkuyla sağlığını: iNasıl olur FUTBOLUN ARDINDAKİ ARJANTİN Oman ULÂCAY Rıfat 1LGAZ sam olayım Hocam » derdl So lukcu, colmem artık, üzerıme öyle blr gorev yukledin ki benlm>> 1 Burhan öldü mu dly« toruyorum kendl kendıme... Gözlerınl yaşama kopadığı şu gün lerde tum mızah dergllerlnde, mlzah sayfolarında cic«kler gi bl acılıverdı. Burhan Solukcu yenıden... Ortalık Solukcu'ylo bezendl. Ister sanatcı olsun, ister öğ rencl devrımcıler ölmü/or koloy kolay' Gencler hakl'' «Dsvrımcller olmez!» demıyoriar bo şuna. Peter WelS8. ölkemlzde de MaratSode ve Salozun Mavalı gibl oyunlanylo tonınon ünlö blr oyun yozarı romancı ressam • »Inemacıdır. Berlln yakınlarında 1916'da doğan, 1934'te Prag'a daha sonra Isvec'e yerleşen sanatcı, Isvec uyruğuna gecmeslne korşın bütün yapıtlarını Almanco yazmaktadır. Nlcole Casanova'ya şunları demlş: PETER WEİSS: Yazar hep kendini savunmaya mahkumdur AKTARAN Bertan ONARAN Emekçl halkı ezen Cunta, futbolu vahşetine paravan yapmak istiyor Yıl 1936 Atletızm yanşmclarının yapıldığı Berlın Olimpıyat Stadı hıncahınc dolu. Olımpıyatlan. Nazı Almanyası ıcm bulunmaz bır propaganda olanağı olarok değerlendıren Hıtler. onur locastnda cuttun ırtoın yenl bır zaferınl kullamaya haztrlanıyor. 7 97 metrelık atlayışıyla uzun atlamo yanşmosını onde goturen Alnan atleti Lutz Long, altın madalyayo cok yaklaşmış durumda Ve hıc kımse. o ana dek faullü attayışlarlo şansını yıtırmış görünen Jesse Owens'In son atlayışında sonucu deÖıştırebıleceğını ummuyor. Oy•a ABO forması altında yarıtan bu kara denll super atlet, «üstün ırk» efsanesını Hıtler'ln gözlerı önünde yıkmak lcın cıkartıyor eşofmanını Nsfes kesıcl bir deparla yoklcşı\or atlama noktasına ve bu kez kurallara uygun bır otiayı^la 8 metre\*l aşıyor. Ölcu hakemlerl Ovvens'in görkemll derecesını tam olarak saptomayo calışırlarken yenılgıyi hazmedemeyen Hıtler öfkeyle ayağa fırlamış ve locasını terketmıştir blle. Yıl 1978 Arlantlnll generoller takımları gol yedıkce ne yapacaklar henüz btlmiyoruz Ancak bıldiklerımlz veterınce ocı. Bugün Almanya'dan cok firmasının, gıderek korkunc boyutlara varan düşunce. bılım ve kultür duşmanlığını «2000 Yılına Yönelik Ulusal Pr»j»» odı attında dünya kamuoyuna satmasını ve askerl yonetımın cırkın goruntusunu sılmesıni beklıyorlar Kupa nın sımgesı olarak tum dünyoya yayılan sevımlı cocuk goruntüsü de bu amaca yönelik bır Amenkan bulusu her halde. ULUSAL BAŞARILAR Ama haksızlık etmeyelım Asksrı yonetınrn ftamamen ulusal» cabaları da yok değıl. Örneğn Buenos Aıres Ha^oolanı. gelecek turıstlere iyı bır «ilk izlenlm» verebıimek ıcm yıktırılmış ve yenıden yopımına başlarmış Ancak «kötü bir raslantı» sonucunda zamonnda tamamlanamadığındon şımd' eskısınden de beter bır kcrgasalık ve mo'oz yığını lcır.de o'duğu anlasılıyor Genış caddelere dönuşturulmek üze'e olt ust edılen pek cok yol da oynı durumoa Maclar boyunca grı gömlek gıymelerı ve krava* takmaları «emredılen» tcksı ?o forlerı dışlermı gıcırdotarok kravntları ilk fırsatta cıkartıp atacaklarını söyluyorlar. Öte yandan son derecede ayrıntılı puvenlık önlemler) almıyor. Bm lerce asker, polıs ve polıs Vopeğı, güvenlıği sağlamak ve gelecek turıstlerın «holkın lclne fazla karışmatını» önlemek INCELEME ARASTIRMA ROPORTAj C. Hırlstlyon Demokrailann hazırtadıklan «kuskululor» dlzislnln da aösterdigl glbl, bugun Almanya'da sağ, yazarlar ve sanatcılar uzerlnde bir gözdağı havası estirmekt*. Buna tepkinlz? W. Bugün Almanya'da llerlcl tutum takınan kışılerle yıldırmacılığı (terorlzmı) aynı kefeye koymak son derece tehlıkelıdır. Böylece, dayanılmaz blr toplumsal gerilım yaratılmaktadır. Günümuzde. slyosal ve kul turel yaşamda rol oynayan ve düşüncelerlnl dıle getırebllen kışılerln son derece önemll bır Işlevı yerıne getirdıklerlne Inonıyorum. Sağduyularıyla. kıml sağcı cevrelerden gelen ve örneklerlnl hergün gazetelerde okuduğumuz baskıcı eğılimlerl durdurabllırler Claus Peymann'a verilen gözdağını duşu nun (Stuttgart'ta «ahney» koyuculuk yapan sanatcının «yıldırmocılıklo düşünsel yakınlığı var» dıye Işten atılması Istenmlştir). Nasıl olur da blr sıyasetcl. Almanya'nm en lyl tıyatrolarından birlnde calışan en lyl yönetmenlerden blrınl kapı dışarı eder? C. Yazarlarla sanatcılar kendllerlnl hangi yoldan »avunmayı fasarlıyorlar? W Aralıksız calışıyoruz kendımizl savunmaya Baskılara karşı kendlmizi her yonden savunmaya uğraşıyoruz. Toplumcu ülkelerdekl baskı altına alma olaylorıno korşı da oynı derecede sertlm Bir süre önce Sofya'da yapılan Yazariar Kurultayı'no kotılmayı kabul etmedım, cünkü Pavel Kohufla birlikte daho bırkac Cek yazarı toplantıya katılmo Iznl alo mamışlardı. Her an uyanık dur mak. tepki gostermek. •lyasal baskı yoluyla ianotsal anlatım ozgürluğünu kısıtlamak Isteyen her girışıml eleştirmek «on derece önemhdir. Baskı talgını dünyomızın pek cok ülkeslnde gorülmekte. Artık hıc kımse: Eh, ben, her seyın bambaska olduğu bır ulkede yaşıyorum, dıyemez. Bugün dünyada olup bıt&nler hep/m/zl llgflendıriyor, ucu hepımize dokunuyor. C. Slzca Alman aydınlannm ellnde hangl eylem gucü var? W Dışardan bakıldığında şöyle bır \z\en\m elde edıfıyor: 1960 lardakl öğrencı hareketiyle başlayan güclu eleştırı otılımı öylesıne baskı altına alındı kl, gencler sıyasetten uzakloştı'ar. Yaşamo olanaklarının ellermden alınmasından korkmoKto, ADALI VE BEN Adalı'mn alnına yazmışlar denlzl Sonra clzgl clzgi kesmışler, Gömleglne dlkmlşler Adalı'mn. Adalı'mn kentte durumu yaman. Gömleğim denlz dlyor Sorunca Ama Içkl basına vuruyor, zaman zaman Dırenlyor adalı, Tam kafayı bulunca Ben sarho» olmam Benlm herşeylm denlz dlyor, Boyuna adadan soz edlyor. Takılıyorum, Adalı dlyorum, sevgllln d« ml denls Sen ondan haber v«r Susuyor dlk dlk bakıyor banaj Adalı benl sever, Adalı bana küfur ı t m ı t . Adalı dlyorum boş v«r Blr bafka yer* diyorum gldlp Içelim bu g ı e * . Insan sevdlgl aürac« Uykusu g«lm«z. Dalıyoruz blr gecanln lcln*. Adalı bi •özümu Hcl etrnaz. kanılarmı kendılerine saklomaktalar. Eleştlri anloyışı kaba gözdajlarıylo susturuldu mu. toplum tehlıke lcersınde demek tir. Böyle bır baskı, sıyasal Inanclarını dıle getlrdıklerl zaman Insanların yaşamo olanoklarını gercekten yıtıreceklerınl kanıtlar. Şımdl Federol Almanya'da acıkca gorülen budur. C. Yazar teclnl gençlere dlnletlp onları derlnlemesıne •tklleyebillr ml? W. Son yıllarda. yozar kendisıne böyle bır gorevm duştuğünu gordü gercekten. Ama oslmda boyle olmamalı. Bır ülkenın halkı, emekcılerın tumü toplumu nasıl değıştırmek Istedıklerınl soylemelı. An» cak iktısadi yıkıntı. Işsızlıkle, Işıni yıtırme korkusuyla emekcl leri öylesıne baskı oltıno aldı kı, tabanda hemen hıc kıpırtı yok. Yazar tek başına konuşmak zorunda kalıyor. buysa son derece sağlıksız bır durum. Yazarın mucızeyı dile getırecek bırıcık kışi olduğunu sanmak, olmasını beklemek muthış tehlikelidir. Emekcl hareketi eyleme gecmelıdır. işte bu yüzden, Vıetnam Savaşı'na karşı kavga verırken hep sendıkalara. emek cl hareketlerıne dayanmaya calıştık. Yeryüzündek! alcaklıklara karşı başarıh bır cıkış yapılacaksa, bu tek kışınln gırışlmıyle gercekleştirılemez. C. Almanya'da blr kitl» g(rlşlml bckleneblilr mı? W. Bdrmyorum. Şu an lcin halk yıg"ınlarının yılmış olmalarından, eyleme gecmeyi göze alamamalarından korkanm. Ee. nereden galecek öyleyse eylem? Ve anamalcı (kapltalist) toplum yaygın işsizlıği (cinde bulunduğumuz bunalımlı duruma yüklemekte. Buysa emekcl •ınıfını güvensizliâe düşuruyor. Emekciler canları, yaşamları lcln korkuyor, dolayısıy kı seslerinl kesıyorlar. C. Yozarlık g«le€«glnlzJ tehlfkede goruyor musunuz? W. Boyle bir şey dıyemem. Elımden geldıgınce çalışıyor, elimden geldıgınce uzun sure kitaplarımı bastırmaya uğraşıyorum. Bugüne dek Federai Almanya'da. her yazdığımı bas tırobildım. Bu olanağı Demokratık Alman Cumhurıyetı'nde bulamodım. Dolayısıyia, baskımn bana da dokunduğunu soyleyemem. Gercl İsvec'te yaşıyorum, burada da durum bambaşka. Siyasal konumumu dıle getırebıliyor, her şeyı yayınlayabllıyorum, klmse beni gözden duşürmeye calışmryor. Federal Almanya'daysa sağcı pev relenn sıyasal nedenlerle bana saldi'maları yenı bır şey değı\. 1960'ların başında, Auschvvıtz suclulorının yargılanmaaı konusunda Soruşturma'yı yazdığım zaman, ölum gözdağları aldım. Ama böyle şeyler dün^ yanın her yanında, her an o(ayor. C. Şu anda blr yopıt üzerinde calışıyortunuz. Kafanıa kurcalayon f u düşünce4er y a » dığmız kltaba yansıyor mu? W. Evet, bütün bu konulort büyük boyutlu bir romanda ele olmaya calışryorum llk cıldl cıktı bıle, Die Aesthetlck dM Wld«r«tand«* (Dırenm»nın Estetıgi.) Ikincl cıtdl gelecek yıl bıtıreceğımi umuyorum. Roman, külturel anlatımı ogren mek Isteyen bir gencl anlatıyor. Dunyada kendını nasıl olumlayabıleceğinı, icinde yaşadığı gercekllk korşısında nasıl bır tutum takınobıleceğml bılmek istıyor. Sızin anlayacağınız, toplumsal ve slyasal gercekliğı, ama aynı zamanda duş gucünu, Insan denen varlığın gelişmeslnl Işleyen blr kltap bu. Başlangıc noktası, bugün bütün ulkelerın ana sorunu olon anlatım özgürluâü. Bunu derken, örneğin Güney Afrika'da karşımıza cıkan sıyasal anlatım özgürıüğunü de Işln lcıne katıyorum. Zaman zaman Orta Avrupa ülkelerındekl durumu büyütuyoruz. Gerceklığtn ne denll korkunc olduğunu görebıtmek lcın bakışlarımızı Şılı'ye, Güney AN nko'yo cevirmemız ^larll. Bugün Güney Afrıkalı bir Karaderıli gencl düşündüğüm, özgürluk ve gelışmeye ulaşması icin horcaması gereken cabaları zıhnimde canlondırdığım zaman. bızımklnden cok doha cetin blr yolda olduğunu görüyorum, ve o zaman sorunlarımızın coğu önemlnl yltlrl ösdemir ASAF nünde toplanarak yoVınları hok kında bılgı almck ısteyen gozyaşı döken kadınlar, ve tum davromşlarıyla kural tanımozlıklarmı vurgulayan, sılahlarım kendi vatandoşlarına yoneltmış güvenlık kuvvetlerinın. bındırılmış kıtaların her sokak başındakı cırkın golgeierı, askeri yonetımın yoksulluk, korku ve octdan başka hıc bır şey veremedığını kanıtlıyor Arıantin e ve Arıantınlıye BEYAZ U6ANDA Bu noktada durup sormok gerekıyor Bır Ingılız gazetecının deyımıyle, neden «beyaz Uganda» olmuş bugün Arıantin' Efsaneleşmış tangoların. amansız tutkuların, duygusal tepkılerın ve cılgınlıkların dıya rı Arıantın'de halkın tmutlu ve sağlıklı» olduğunu dunyaya kanitlamok ıcın neden ABD kumpanyalanna başvurmok ve oluk gıbı para akıtmak zorunlu oluyor? Tropıkal ormanlordan buzlu denızlere dek uzanan, dunyanın sekızıncı en bu yuk ulkesınde. coğu Avrupa kokenlı 26 milyon ınsan neden kendı ordularımn ışgali altındo'' Okuryazarlık oranı % 90' a varan. kışı başına gelır duzeyi, ulusal uretımde endustrının payı, ener|i tuketımı gıbı gostergelerde «azgelismfşlik» tanımının sınırlorına sığmayan. tukettığı petrolun % 90'ını K«n dı üretebılen, verımlı tpampa» ların sağladığı zengın beslenme olanaklarına sahıp bu ulkede neden uygor ve demokratık bır yönetım kurulamryor'' Neden halkın büyük coğunluğu, bu denli olanaklı blr ülkede, blr yandan olanaksızlıklar lcmde kıvranırken dığer yandan cağdısı cCoud(Na»ların, populist demagogların, ıkincı sınıf donsözlerin, falcı »ahtekârların ve gözünü hırs burumuş •ubayların oyuncağı oluyor'' Son yarım yözyılda tam 11 kez iiloh zoruyla Iktldarı defliştıren Arıantin» subaylar bu kez neden cok daha kararlı ve kıyıcılar eylemlerınde'' Uygula dıkları kimi yöntemlerln dığer bazı Latln Amerlka ülkelenndekl uygulamalarla benzerlığı salt bır raslantı mı? Yoksa ABD ve Panama'da bınlerce Latın Amerıkalı »uboyı eğıten merkezlerde ml atılıyor tohumları bunların' Ve buradan nereye varacak Latın Amerıkg orduları' Bu denll polltikaya, yolsuzluklara, kanlı cınayetlere bulaşmış, tüm moral ölcülerınl yitırmiş ve kendl İclnde borünmuş bir ordudan gelecek icin ne beklenebılır? Ve ordudaki bu moral çokün tüye, bu bolunmüşlüğe oynayan, kan ve ateş ıcınde verdık leri savaşımın ergec amacına uloşacağını, hakca blr topluma yönelik umutlarının, umutsuzluk ve seceneksızliğin emekci kıtlelerde oluşturacağı bılınc sıcramasıyla gercekteşeceğını ilerl suren genlla orgutlerı gıderek gercekcı bır ıktıdar seçeneğı olabılırler mı' Yokso meydan blr kez daha cGortlas» dıye anılan müdahalecı subaylardan «Legalistao denen meşruıyetcı subcylara ve onlann aracılığıyla dar görüşlu sıvıl polıtıkacılara, ülke duzeyınde etkılı bıcımde orgutlenememış sıyasal portıl«re mı kalır' Ve bugün yaşan makta olan kanlı traıedl, bır kez daha, yenı traıedılere gebe bır farsa mı dönüşur? Bu soruları yanıtlamamızı ko'ayloştıracak Ipuclan elde etmek ve dunu bugune bağıamok (cın Arıantın'ın toplumsolsıyosal tanhıne kısaco goz atmak ve bu surec ıcınde belırleyıcı oneTi tcşıyan gelışmelere değınmek gerekıyor. Futbolun otesındekı Arıantin 1978 i anlamak ve futbol devlermn savaşımına koşut olarak sürecek olan sıyasal savaşımın kö kenlerıne inebılmek icin şımdi takvımlermızı qenye doğru ca vırıyor ve 1945'ın Buenos Aıres'lne donuvoruz YARIN PERON'UN YQKSELİ$! DENİZ VE KULEÜ LISELERININ Gırlş sınavlarını kazanmok ısteyen öğrencılerl Em. öğretmen Albay Gunay S KURTCAN Taafından yonetılsn cok sa yıda sınav tıpi FEN. MATEMATIK. GENELYETENEK test uyouJamosmo kotılın ve geleceğınlzl garantl altına alın Telefon: 64 01 44 ELEŞTİRİ ÖZELEŞTİRÎ Klml sözcükler vardır, kurumloşmıştır. Bır geleneğln Ifadeslnl taşırlar. Bellrll bir Işlev yüklenmişlerdir. Ve artık yaşamın vazgecılmez ögelert olmuşlardır. Sokup atamayız bunları yaşamımızdan. Bana göre elsştlrl ve özelestlrl sözcüklerl de bunlardan Iklsıdlr. Nedlr eleştıri dedlğlmlz? Kurallan nelerdır? Nıcln blr klşlyl düşün ya da eyleml (cok kez de her ikısı) hakkında eleştlrme gereğini uyanz? Acaba blz gercekte eleştırtye acık mıyız' özeleştirl denemeslne glrlşlrlz de neden acık vermekten kacmırız bu konuda?.. Eleştirıyi en yalın blclmde şöyle tanımlayablllrlz: tBlr klşl ya da kurumu düşün ve eyleminl gozonüne alarak değerlendlrmek, kaba blr deyişle doğrusunu, yanlışını belirlemek» Eleştlrl blr zoruniuktur: Blreysel zoruniuktur, uğroşsal zoruniuktur, toplumsal zoruniuktur, kısaco yaşamsal blr zoruniuktur. Eleştlrl nesnel blr tavır takınmayı gerektirlr, derler. Doğrudur. Ama nesnelllğln ölcüsü nereden başlar nerede blter; bu olcu kıme göre bellrlenır? öncelıkle bunun saptanması gereklr. Sonra iyıkotu. yerliyerslz duygulardan olabıldığmce sıynlınmalıdır. Blr anlamda bir blllmsel tavır takınılmalıdır... Nıcın eleştırırız? Doğruya var mak lcln mı? Gerceklerl bütün cıplaklığıyle ortaya sermek lcın mi? Pek sanmıyorum Bana öyle gelıyor kı, cıddıye alınmak, adam yerine konulmak, bılemlyorum, belkl de eleştırme tutkumuzu tatmın \çm eleştırlyoruz. Eleştlriyl sevmemlze karşın, eleştirllmeyl sevdığımlzl pek söyliyemeyiz. Eleştırı yaparken tokındığımız genel tutarsız • öznel şartlanmış tavırlarımızın yanında, bıze yoneitılen eleştırılere karşı da ya alınganlık gostermeyıp geclp gıderız. ya da gereksiz suclama ve karalamalara başvumruz. Özeleştırıyı sevıp sevmedığlmızı pek hılemıyorum. Dışa donuk özelast'rl yapan o denll az ki... Yaşamının son günlerinde anılarını kalem* alan kişılerın de ne ölcude bır özeleştln dene mesıne gırlştığinl kestırmek gercekten cok güc. Özelestlrl blr fantezlden öteye gıtmez. Goze alamayız kendl eksiğimızl. yanlışımızı kendimıze acmağa. Kendlmlze olan •aygımızın yıtmeslnden korkarız. Gercekte özelestlrlnln d« ken dlne özjü bır yönteml vardır. Önce acıkyureklıllk gereklr. Ken dimize olan saygının, eksık ve yanlışlarımızın bılınmesl ve düzeltılmesı yolunda bir tavır alınmasiyl» olusacağmı bılmellyız Eleştlrl İle özeleatlrlyl birbfrlnden ayırma olonağı yoktur pek. Eleştırl blr anlamda ozeleş tıri değerı taşır. Aynı şekılde özeleştırl de eleştinyl hemen hemen lcerır. Şöyle dıyelım: Toplumun sorun halıne gelen bir yonünü eleştıriyoruz. Bu sorun hahnl alan yönde toplumun blr bireyl olarak blzlm de payımız yok mudur? Bu pay klml kez dolaylı, kiml kez dolaysız olabılır Bır )nsam eleştırirken aynı zamanda kendımızl de eleştlrmış olmoz mıyız? Eleştirl ve özeleştırl rm soölar blze? Her şeyden önce eleş tırl ve özelestlrl kuraltarına, yöntemıne uygun olarak yapılırsa Insan olma, toplum (Ulus) olma bllınc ve onurunu ka zandırır. Bu kucümsenecek az bır kazanc mıdır"? Sozu şöyle bağlıyayım: Ne mutlu o klsıye ki eleştlrl ve ozeleştırlyl yoşamın vazgecılmez b.'r llkesl sayar, eleştırl ve özelestlrl sonucu nun gereklerlnl yerine getirlr. BİR GÜN AÇAR EMEĞİN GÜLÜ llk orada dokunduk tabaha Alnımızda hâla s«rlnllğl Dlllmlzde çağla tadı Kulak verdlk beklayen larlalaro Eilerimtzln gücünü öğrendlk Isbaşı ettlk llkyazla Harc kardık türkü «oyledlk Günoydın dedlk uzak k6ylere Guller oçtırdı taşa demlr» IrmaMare dönert terlmlz lyl yontulmus blr kösetası Yerlnl bulmuş blr tuğlaydı Aşk blzlm lcln Dırenmektl »ömOrOye Aşkı orada ögrendlk Sular fıskırttık bozkırdan Defldi en derlne dudaklanmız Gözlerlnl yumarak Içlyordu h«r damlayı Kuşlar kertenkeleler Yüreğl serfnllyordu halkın Omuz vermlstlk gökyuzOn» Kltaplan şaşırtan ögrencllerdlk Yenl yaşamın somununu plslren Koca blr fırındı her Enstltü Emeğln tarlh boyu cağıltmmı duyduk Ey halkın ekmeğln* gö dlkenler Kanatanlar toprağı Blrden Nisan şafağı glM Bfr gun açar emeğln gülü Bıün yenllmez o çağıltı.. Başaran Yumf ÇOTUKSÖKEN n a k blr Oikede, Arjantln'de Ifcıler, tendıkacılar, ögrencıler. öğretım üyelerl, bilim odamları, hukukcular. doktorlar, ceşıtll mesleklerden demokrat aydın ve emekciler, Hıtler"ın portreieri altında ışkence gorüyor, duvarları gamalı haclarla bezenmış hapıshanelerde cürütuluyorlar Plâkasız Ford Falconlarda dehşet sacan kıralık katıllerın, güvenlık kuvvetlerınce desteklenen faşıst cınayet cetelerının kurşunlarına hedef oluyorlar Emekci halk, kendl ordusunun ışgolı altında, gıderek kotüıeşen yaşam koşullarına katlanmaya zorlanıyor. V» Hıtler'in kötü bırer kopyatı bilt olamayan Arıantinll generaller, emekci yığınlann •poru olan futbolu bu sınıfları «zmek lcın uyguladıklan vahşet* paravan yopmayı denıyor; sekiz yıl önce alınmış bir kararla ülkelerlnde yapılacak olan 1978 Dünyo Kupası'nt. Insanlık dışı yönetımlerl lcln aklayıcı bır propaganda aracı olarak kullanmok İstiyor lar Kupa macları nedeniyle ü!keye gelmesl beklenen 35 bm turiste ve macları TV'den Izleyecek yaklaşık 1 5 mılyar dunya seyırcısine tıağlıklı, mutlu. dlslpllnll» blr Arıantin gosterebılmek lcln 700 milyon dolan gözden cıkartan cuntacı generaller bu omaclo BursonMarsteller halklo llışkller fırmatını klraiomiflar. Bu ABD omacıyla görev» hazırlonıyorlar. Goz yaşortıcı bombalar, zırhlı arcclar, otomatık sıiâh lar gıbl cağdaş teknoloımın en son olanokları, dunyanın dort bır yonından gelecek futbol meraklılarını, ulke capında bır hapıshanenın guvenlığı ıcınde ağırlamak icm sefer ber edılmış bulunuyor Ulkedokı en etkın genlla grubu olan Montoneroslar ıse bu «buyuk hapishane»yı mumkun mertebe fazıa Insanın görebılTiesl lcın Kupa boyunca yobancı konuklara yonelık her hangı bır eyleme gırışmeyeceklerınf acıklıyor ve «Arjantin halkının •esinl duyurabıleeeg'l tek yer olarak stadyumlar koldı. Bız de sesimlzl oradan tum dunyaya duyuracağız» dıyorlar Arıantin muhabırlennden Batı basınına yansıyan haber ve Izlenımler. futbol topundan bas ka şeyler de gorebılen gozler icm gorülecek cok şey olduğunu vurguluyor ıAr|on1ln 1978» de Geleieksel yemeğı «•! bife»yı (bıfteğı) b'le artık sofrasın da goremez olan Işcı sınıfının gıderek kotüleşen yaşam koşul ları, mülkıyetine olduğu kadar özgurlüğune de duskün corta sınrf»n ted'rgınl <3ı vaktıyle bır Avrupatıyı bıle Imrendırecek zengınlıkteyken ş mdi fasızme övgu duzer» pocavralardan baş ka bır şey satamayan kitapcı dukkânları: koybolan bınlerce Insan ve ıCasa Rosada» (PSTI be SarayBaskanlık Sarayı) ö
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear