23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ifl CUHHüRim 30 1977 K esik kopuk yüz yıldır seçim yapannısız. Iki aşamalısı, tek dereceüsı derken. 21 haliran 1946"y» kadar epey dönüp doiaşmıçız... D seçimde kendi köyüme yakın bir köyde sandık başkanlıgı yaptim. Bir çiftlik köyü idi, ben de Gbnen Köy Enstitüsünde ögrenciydim. Beylerin lise, üniversıte öğrenimi görmekte olan ogtülan gelip sandığı çevırdiler. tki jandarma yollamışlardı karakoldan. Yöntem gereği bey ogullannı uzaklaştırdık. Bizim sandıktan pelc CHF'ye çıkmadı oylar... Sonra baska baska köylerde yönettim seçimleri. 14 mayıs 195O'de İİK olarak oyla bir siyasal iktidar gitti, başka bir siyasal iktidar geidı. Ondan beri böyle bir değişme, biçimsel olarak bile yaşanmadı ülkemizde. îenderes'in DP'si 1961'de yapılacak seçimlerde tepetaklak giderdi bence; 27 Mayıs 1960'ta ordu araya girip düşürdü. Bana öyle gelir ki 12 Mart 1971 muhtırası olmasaydı. o DP'nin uzantısı olan Demirel AP'si de yuvarlamp gidecekti. Ne olsa bagrı yufkadır ulusumuzun. Düşenin dostudur. DP olsun, AP olsun, sonuçta ordunun araya girmesinden güç kazandılar. Şimdi 1950'den sonra ikinci kez 5 haziran 19T7'de böyle bir değişikliğin örnefini göreceğla. îktidar, halkın oylanyla bir partiden başka bir partiye geçecek. Sadece oy dağılımlanndaki grafik gelişmeler değil, açıkhava toplantılannm yapüdıgı alanlan hıncahınç dolduran yüzbinlerin okunaklı yü2İerl de bunu böyle gösteriyor. Bu yüzlerin gözlerin arduıda bir toplumun yaşadıgı, yaşamakta oldugu ekonomik. siyasal kargasanın acılan yatıyor çünkü. Geniş halk kesimlerini yoksullastıran, ezen bir yönetim kl foyasj iyice açığa çıktı. Her mahallede bir milyoner yetiştirme sapık tutumunun yarattığı milyonerler kalabalıgı gerüerde kaldı. Yenileri daha «.nevzuhur», daha akraba, kardeş. Siyasal cephe destekçilerinin oluşturdugu yerü bir yarsülar kümesi ortalığa egemen şimdi... Vurgun düzeni haline gelen yönetim, kitlelerin gözünü büyük ölçüde açtı. Kıyılan öğrencinin ögretmenin, asılan gençlerin, basılan kapaülan sendikaların, TİP'in geçen dönemde kalan çabalannı ekleyin buna; bugünkü aydınlıgın çapını daha kolay kavrarsınız... Maras'tan Elmalı'ya, Torbalı'dan Istanbul'a, Urfa'ya kadar bütün vurtta köylülerin toprak isteklerini jandarmayla bastıran yönetim damgayı çoktan yemiştir halktan. Kınkkale'de, tskenderun, Seydişehir, Aliağa'da ve pekçok yerde isçileri, işçi sendıkalarını darmadağınık hale geUren yönetim daha fazla kalacak güçte degildir artık. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER UZUN GÜNLER Fakir BAYKURT Malatya'dâ, Adapazan'nda, Şavsat'ta, Hopa' da öğretmenlerı öldüren, her yerde kıyan yonetime; îstanbul'da, Ankara'da, Izmir'de her gün bir öğrenoi öldüren, duraklara. hastanelere, top luluklara ateş açan, açtıran yonetıme topiumun dayancası kalmamıştır... Fakülteleri okunmaz, yurtları girilmez çücümaz hale getiren, partiden olmayan, partizan olmayan yurttaşın kredi alamadığı, iş gördüremedigi yönetimi kim ne yapsm? Kitap toplatan, kitabevi yaktıran yönetim, tutucu yurttaşlann bile hoşgörüsünü tüketmiştir. Polisi partizanlaştıran, devlet kuvvetlerüü bir mutlu azınlığm çıkar bekçisi olarak çalıştıran, buna göre bölen yönetimin iyice çıkmıştır foyası... Biriken zift gibi bir nefrettir halkın gönlünde. Bunun grafiklerde görülmesi, geçmiş oy dağüımlarma yansıması olası degildi belki. Bu sefer bambaşkadır nabızların vuruşu... «1930'da bir Turan Emeksiz öldürülmüştt) de, Îstanbul'da ve bütün yurtta yer yerinden oynamıştı. Ardından da ihtilal olmuştu. Son iki buçuk yılda artık hergün (l,n insan Öldürülüyor, gene bir şer yok, duyarhğını yitirdi bu toplum!» deniyor. İşte bu kahredici sorunun yanıtıdır alanlan dolduran insanların yüzlerinde okunan... 27 Mayıs'tan önce de 100200 insan öldürülse böyle bugünkü gibi bağrına taş basar, susardı halk. Bugün de susuyor ama, aslâ anlamsız bir susma değil bu; önündeki büyük olanagı yoluyla yordamıyla değerlendirmek için zorunlu bir susma... Sadece sınıfsal çıkarlan için ülkede zorcu bir yönetim kuran gedikli politikacılar değil, bütün o kılı kırka yaran seçim uzmanları da sandıktan çıkan sonuçlan görünce şaşıracaklardır... İkinci kez halkın oylanyla bir iktidar yıkılacak, yeni bir iktidar kurulacaktır 5 haziranda... Buna karşılık pek de Öyle başı göge erecek degildır Türklye'nin. Kapitaltzme kökten karşı defıldır gelen CHP. Kendince haklı açıklamaları da vardır. Beiki açıklamadığı da... Bugün jUrürlüktekı kapıralızme, doğacak sosyalizmin ana rahmi otduju ıçin yıpratıcı bir hırçıniıkia degil, tarıhsel bir anlayışla bakılmahdır. Hattâ o kapıtalizra ne kadar çılgın, fasizan olursa olsun. Yavru onun karnındadır. Yr.'runun yüzü suyuna... Bir iktidar döneminin eşi^inde kafalan kanştırmanın gereği yoktur CHP ıçm. Bir oy bir oydur ona göre. Karşısındakiler de öyle davranmakta, öyle oynamaktadır. Bunun için bir yandan «lokavt kalkacak, memura da toplu sözleşmeli sendika hakkı gelecek» dcrken, devlet kesesinden yapılacak camilerden cie uzun uzun söz edılebilmektedir. Tutkuyla sarıldıiı köykentler ta sansı, en dost kafalarda bile bulanıklık Ttratmıştır, onun için her davranışmda klasik bir ölçü gözetebilir CHP... Bence 5 Haziran seçimlerinır. öı»mi dah» bende... Siyasal bilinç yönünden hiç bir zaman şundiki kadar berrak olmadı halkın kafası. Mer diven basek basak diyorlar her yerde. Demokrasinin «bir baştan bir oy» temel ılkesıne bu safer biraz daha yaklaşıldı. Ağa baskısı, polis jan darma zoru, şıh şeyh, komando kabadayılarımn terbrü lalan aşıldı bu sefer. Ayöınlardan daha anlamlı bir susması ve dikilmesi var her yerde halkın, sankı tarihsel rolünün önemh bir bölümünü oynayacak bu sefer, 5 Haziran öncesinde öyle beklıyor perdenin dibinde... «Sosyal demokratlann kaypak tavn...» diye yazıyor bir solcu arkadaş. CHP'y? ve ona destek olarilara lâl dokunduruyor. 197j.de TİP kapatıldı, yöneticilsri içerde. MNP kapatıldı, yöneticıleri dışarda MSPyi kurdular. Yok bugün bir sosyalist partinin iktidara gelme olasıhgı. Halk bilip durur bunu. Özgürlükleri yasal kazıklara bağla yan detnokrssiyle çünlır bu kisır dflnffüden: bunu da billp dunır. Ne yapıp edip denemek istiyor. Bu konuda aydmlardan daha sezgm... Onun için zor bir seçim oluyor 5 haziran »eçımleri. Yerli ve yabancı çıkarlann delm« • takma ortaklıklan can havliyle saldırıda. Niksar'da yaparr.adıklannı Şiran'da, Erzincan'da başarmak istediler. Besbelli oluyordu, sonuç alma azmiyie saldınyorlardı Bülent Ecevit'in üstüne. ı Mayıs ise, cihan tarihine yazüacak derecede bir rezalettır; attılar onca ışçiyi öğrenciyı öldürdüler. ama asıl nişan aldıklan hedefi vuramadılar. . Fakat düşünün. Şıli'de AUende'yi iktidara gelmeden temizleseler. ikt:dara geldıkten sonra devirmekten daha hesaplı düşmez miydi? Gene de 5 hazirana beş dakika, on dakika kala kafalarındar, geçen bir şeyler olabilir. Kursaklannda kalacağını düşünmeden, tarihtekı büyük cahıllerin cesurlufuna kalkışabilirler. O yüzden diyorum zor bir seçim yaşıyoruz... Amaçîan en azındart halkı korkutup sandık başlarını ıssız bıraKmak olabilir. Onun da yanlış bir tasanm oldugunu göreceklerdir. Eksilmeyecek. artacak bu seter seçımlere katılma oranı. Bir tek gencin öldürülmesine gönlü izin vermeyen halkın sandık basına gelmekten kaçınacağı düsünülemez. Geçen seçimde "i 60'a kadar düşen katılma oramnın bu sefer vukarlara tırmandıgım goreceğiz. cYa MSP'nın, gittikçe hızlanan gelişmeleri?...» diyenleri falan da görece|ız. Bence asıl bu parti yıyecek halkın büyük köteğini. Bir sefer olsun dur dese. bu kadar büyümezdi sanki bir iç savaşta imisız gibi nldürülenlerin sayılan .. Anahtar oydu Mecliste onun oylarıyla ayakta kalabiliyordu anh şanlı cepne hukümeti. Bu yüzden halkın eli en çok MSP'nin yakasında olacaktır. Dslurtur. bagrı yufkadır ama, koyun sürüsü olmadığı da anlasılacaktır bu seçimde . Bülent Ecevit'i korkutup moralsiz düşürmek gibi bir amaç da düşünülmüş müdür acaba? Öyle idiyse bile halk tzmir, Antalya ve Isparta gibi her kentte verdı bunun yanıtım. Uşak yolunda ertesi günkü Samsun konuşmasını hazırlarken gördüm Ecevit'i. İzmir'e giderken hava alanında bile makinesi önünde çalışıyordu. Gergin görünüşü altında saşılacak kadar rahat bir sinir sistemine sahip. Bir kervanın önünde, aşılacak dagı tırmanırken kararlı ve rahat... îlerde yapılacak daha güzel seçimlerin kilidi, ge'.ip geçen seçimlenn en önenuisi 5 haziran. Çok «uzun» günlerini yürüyüp geldik. Ne kadar «uzun» olursa olsun kalan günlerini de yürüyüp geçecegiz. Tarihsel zaman saati çıt çıt çıt vuruslarıru sürdürüp gidiyor, aksamadan... Haftanın Özeti Bir Hafta Kala.., ÎÇTE 5 Haziran'a glden volda son haftayı rta döndük. Hemen her yerde konuşulan tek bir konu var artık: Sandıktan çıkacak sonuç... Hangi parti, nasıl çıkacak seçim sandıgından?.. Söyleşiler, uzayıp giden tartışmalar bu sorunun etrafında düğümlenmekte.. Nabız yoklnmaları, bilimsellik iddiamndaki anketler, soruya bugünden bir yanıt getirebilmeyi amaçuyor... Meydanlarda toplanan kalabalıklar bir diğer 51çütü oluşturuyor bu konuda. Siyasi parti liderlerini dinlemeye gelen kitlenin büyüklüğüne, heyecanına, hareketliliğine baküıp, sandık sonucu bugünden kestirilmeye çahşüıyor. Örneğin CHP liderini dinlemeye gelen kitlelerin coşku ve heyecanına karşılık, AP liderinin mitinplerindeki durgunluk ve cansızlık bu konuda dikkati çeken gözlemlerden bin... TARTIŞILMAYAN... Ancak üzerinde pek tartışılmayan yaygın Mr kanı var. O da, Cumhuriyet Halk Partisinin 5 hazirandan daha da böyfiyerek çıkacagı. Ama ne kadar büyüyerek? Bir «oy patlaması» olacak mı? 226'yı bulacak mı? Diger hir deyişle, »andıktan çıkacak oylar CHP'ye tek haşına hükumet kurabflme olanagi tanıyacak mı?.. Haftaya bugün, bu sorulann karşüıklannı almış olacağız. ACABALAR Ama daha bir hafta var, diyebilirsiniz. Geride bıraktıfıtnız haftaya egemen olan yüksek gerilime dikkati çekip, «acaba?..» diye kendinize sorabilirsiniz. tstelik bir de AP liderinin. «Seçime üç gün kala bile çok şeyler olabilir» sözü ortadayken... Gerçekten azgınlıklan doruğuna (ırmandırmak isteyen çabalara yine tanık oiundu geçen hafta. Siyasal cinayetler birbirini kovaladı.. AP'lilerle MSP'lilerin taşlı sopalı meydan kavgalan izlendi.. Banka soygunları, kapatılan demekler, gözaltına alma eylemleri gündemdeydi yine.. AP liderinin bir gezisinde L'şak'ın Sivaslı ilçesinde. ilk kez olaylar çıktı.. AP ve CHP yandaşı aşiretlerin silahlı çatışmasında dört rilü vardı.. Ama özellikle CHP'ye yönelik saldınlaruı voğunlastığı dikkatleri çekti... Nasıl Kurtuluş? Osman ULAGAY ilinen öyküdnr. Alevler içindeM blnanın damında kal. mış ariamı kurtarmak için çare arayan kalabalığı }aran çok bilmis tavırlı biri, «Bana hemen saflam, nzunca bir lp bulun, şıı adamcağın ktırtaraynn» der. O şaşkmhk lçinde bulup buluştururlar. istediği ipi getirirler. Berlki, keodinden emin, ipi kangal yapıp damdaki adama atar. «Yakala şunu, beline dolayıp iyice düğümle» diye seslenir. Sonra var gücüyle ipe asılır. Zavallı damdaki daha ne oldugunu anlamadan kaidırun taslarına yapışır, oracıkta canverir. Tüm gözler bir anda çok bilmiş «kurtarıcı»ya döner, «Ne yaptım yahu» diye sorarlar. «Vallahi» der adam. «geçen gün tıpkı böyle birini kurtardılar ama galiba o damda defil de kuyuda kalmıştı.» Bu küçük ama anlamlı öyküdeki türden, «kurtarıcılık* kompleksine kapılmış yancahillerin, belirli tarihsel koşullar altında. yalnııca tek kişlleri değil, büyük insan yığınlannı bile felâketlere süriikleyebildikleri bir gerçektir. tnsanoçlunun «kurtuluş» umudu en az sınıflı toplumun tarihi kadar eskidir. Küçük azınlıkların refahı pahasına sömüriilen yığmlar. çok esM çaçlartan beri belkt de tara tanımlayamadıklan bir «kurtuluş» umuduyla yaşamışlar, «kunancı»lara, mesihlere nmut bağlamışlardır. Dinlerin doğup geli?mesini de bir ölçüde bu olguya, bu «kurtuluş» arayısına haçlamak olasıdır. Ne var ki bu soyut «kurtuluş» hiçbir zaman gerçekleşmemiş, maneviyat masallanyla uvutulmak istenen yığınlann bekleyişi süriip gitmiştir. Bilimsel sosyalizm ışte bu kısır döngüyü kınnak. «kurtuluş»u tammlamak ve yollannı göstermek için geliştirilmiş bir kuramlar bütünüdür. Bilimsel sosyalizmin amaçladığı «kurtuluş»a varmak için soyut bir kurtuluş özlemi ya da kurtancılık tuttusu değil toplumsal gerçekliğin bilimsel yöntemlerle kavranması ve değiştirilmesi önemlidlr. BASKI VETERÖR... Kısacası baskı ve terör geçtiğimiz haftamn da beUrırln özelliği idi. Bu açıdan seçim VP sandık çüvenliği en çok konuşulan konulardan biriydi. Bunlara bir de seçmen kartı uygulamalarındakt düzensizlikten vakınmalar eklendi. Bu tür yöntemlerden yararlanarak sonuç almak isteyenlerin umutlan gerçekleçecek miydi? Sanmıyoruz. Celecek hafta pazar jünü sandık başına gitmeyi bir demokrasi görc\ i olarak bellpyen yurttaslar: azgınlıklan durdurmak, kardcs kavgasını önlemek ve demohrasivi gerçek koşullanyla işler kılacak bir sonucu almak için oylannı kullanacaklar. B resim yarışması sonucları ^j ILKOKULLAR OZGÜR DÖKMECİ TÜRKİYE EMLAK KREDİ BANKASI TEKZİP YAZARLIĞI Dö\ir darboğazı sorunu scçen hafta da .cüncelliğini sördürdü. Lsta bir tekzip yazan olma yolunda her geçen gün ilerleme kaydettiğini izlediğimiz Maliye Bakanı Ergenekon. bu konunun güncelliğini, tüm çabalaruia karşın, engelleyemiyor. Seçim bölgesi Bursa'da geçen hafta düzenlediği basın toplantısında Ergenekon; Tokyo Büyukelçisini, dö\1z dıınımunu merkeze «açık telfraf.la bildirdiği gerekçesiyle kınayabildi. Ama bu kez Türldye'nin Malezya Büyiikelçisinden gelen telgraf, «açık» değil «şifreli» Idl. Ve idari ödeneklere ilişkin Merkez Bankası çeklerinp hu Izak Doğu ülkesinde de artık itibar edilmediği gerçegini vurguluyordu... ON MİLYON YETMEZ! r w ^ , . ORTAOKULLARi I Bir başka Uzak Doğu ülkesinln başkentteki temsilcisl İse cephesel dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin düşürüldüğü acı durumnn altını çizme cesaretini geçen hafta kendinde buldu. Anımsıyacaksımz; Maliye Bakanı önceld haftaki bir yalanlamasuıda, «Tokyo'ya 10 milyon dolar transfer ettik, işler hal yoluna girdi» demiştis Oysa Japonya'run Ankara Büyükelçilik Müsteşan, Ergenekonia aynı kanıyı paylaşmaz gözüküyordu. 10 milyon doların yetmeyeceği kamsında idi: « Slerkez Bankası'ndan 10 milyon dolar transfer yapılmıştır. Odeme vadesl gelen ihracatın topiamı haziran sonuna dek 40 milyon dolar olacaktır. Ümit ediyoruz ki Merkez Bankası, bu transferi önümüzdeki dört beş hafta içimle Rerçeklcştirecek ve Japon ihracatçtsuu güç durumda bırakmayacaktır...» Toplumsal gerçekliğin, kavranması son derecede güç, içiçe geçmiş çelişkilerle örülmüş bir bütün oldugunu ük ortaya koyan da gene bilimsel sosyalizmin kurucuları olmuştur. Bu kişUer, 19. yüzyıl Avrupasınuı çalkantüı koşullannda bile, yarımyamalak bilgilerle eylemciliğe özenmemişler, ömürierini eylemlerine bılavuz olacak kuramsal çerçeveyi gelistirme yolunda harcamışlardır. 20. yüz>ilm buyük devTİmcileri ise bu kuramsal çerçeveyi, ülkelerinin ve zamanlannın somut koşulianna uygulayarak toplumsal gerçekliğln bilinçli olarak değiştirilebileceğini kanıtlamışlardır. Günümüre damgasını vuran, örneğin .Vfrika'daki, «kurtuluş» hareketleri de somut koşuUan değerlendirebildlkleri ölçüde başarüı olmaktadırlar. Oysa ülkemizde, Orta Asya'yı fethetmenin ya da imparatorlufu canlandırmanın hatn hayalleriyle avunanlann yanı sıra, bilimsel sosyaliımi tekellerinde gören bazılannın da soyut bir kurruluşçuluğun peşinde, öyküdeki çok bilmiş kurtarıcınm durumuna düştüklerini görüyoruz. Kafalanndalri öznel gerçekliği nesnel toplumsal gerçekliğin yerine koyan bu gibileri için «bilimsel sosyalizm» de içeriği tam kavTanmadan duvarlara yazılan bir slogandır. Küavuz bilim defil de içt boş bir slogan ya da soyut bir özlem olunca, her türlü yanlış adımı atmak, her tuzağa düşmek ve hiçbir yere varamamak da kaçınılmazdır. Dünya ve ulke gerçeklerini araştırmak, yasanan ânın somut koşullarııu ve güç dengelerini değerlendirmek zahmetine katlanmadan, hemen her zaman ve her yerde söylenebilecek çok genel düzeydeki sloganlann güdümünde «ödünsüz devrimciUk» taslayanlann, «kurtarmayı» amaçladıkları etnekçi yığınlanna karşı kurulan tuzaklara nasıl «malzeme» olabilecekleri çeşltH örneklerle kanıtlanmıştır. Halen nice Latin Amerika ülkesinde işçi sınıfı, bu tür «kurtuluşu» gruplann eylemleri bahane edilerek kurulan askeri dilrtatörlüklerin pençestnde inletümektedir. Lâtin Amerika ülkelerine benzer biçimde dışa bağunlı kapitalizmin çıkmazlannda bocalayan her ülkedeki solun bu örnekleri çok iyi değerlendirmesi şerekmektedir. Günümiizün dünya« 19. yüzyıl Avmpa'smdan ya da 1920'lerin dünyasından nasü farklıysa toplumsal denklemlere giren değişkenler de öyle farkhdır. Orneğin 19. yüzyıl Ingiltere'si, 20. yüzjü başUri Rusya'sı, 1940'lar Çini ve 197T Türkiye'slndeki «burjuvazi»lerin nitelik ve konumlan arasında büyük larklar vardır. Dolayısiyle hegemonyalannı pekiştirmek için arayacaklan iç ve dış destekler de farklı olacak ve farklı mücadele yöntemlerini gerektirecektir. Bilimsel yöntem, evrensel doğrulann tekrarlanmasından çok bu farkLüiğîn saptanması, öıgür »trateji ve taktiklerin beUrlenmesi için gereklidir. Toplumsal gerçekliğin salt eylem deney voluyla kavranabüeceglni sananlar bu gerçeldiğe hiçbir ıaman yön veremez, onu değistiremezler. Bugün lçinde bulunduğumuz dar geçitte, sol adma davranan ve Mşisel ün ya da liderUk tutkulanmn ötesinde öılemler taşıyan Mşilerin, salt yiğitlik ve atakhkla «kurtuluş»a vanlamayacağını ve bilimsel sosyalizmin kuram ve uygulavmunda her zaman her ülke için geçerll reçeteler bulunmadığmı tez elden kavramalan zorunludur. Aksi takdirde öyküdeki «kurtancı»nın durumuna düşmeleri ve bir an için kendilerine umut bağlayanlann bile lânetine uğramalan kaçınılmaz olacaktır. ZubeyOe Hamm ilkokulu 4A/71 Karjıyaka/İZMIR ŞUBEM1Z Mevlana Ortaokulu3A/706 KONYA ŞUBEMİZ NAFİA TANRIVERDİ VE 27 MAYIS İşte böylesi blr ortamda Anayasa ve Özgürlük Bayramı lcutlandı. 19 >Iayıs"ta olmayanlar, 27 Mayıs'ta da yoktular... «Ülkeyi yöııctemiyorum» demoye dlli \armayan AP lidrrl Demirel, 27 'Mayıs günü Ka>srri'de «Bu Anayasa'yla ülke idare edilemez, değiştireceğiz» diyordu... Ayçe Abla İlkokulu Kızılırmak caa VENIŞEH1R/AMKARA ŞUBEMİZ ELİF ERDOST \ŞAFAK ÂLSAN 2A DIŞTA Rıbrıs sonınu; 5 haziran sonrası gundemtıdB btrincl sırasında yer alacağını geçen hafta da belli etti. Amerikan Temsilciler Meclisi, «önce Kıbns sonra ambargo» hiçirainde özetlenebilecek resmi tavn geçen haftaki oylamasıyla bir kez daha ortaya koydu. Baskan Carter'a «gerekli göirdüğü» şekilde ambargoyu kaldırma yetkisi veren önerge Demokratlann oylanyla reddedildi. A\rupa Konseyi'ndekl eelişmeler de Kıbns sorununun «insan haklan»vla ilgili yanını sergiliyor. Kısacası yenl siyasal iktldann Kıbns'ta alacaçı ta\nr, bir çok iç \e dış sorun açısmdan kilit niteliğinde olacak. SilivnkapıOrtaOkuluTL/721 ATATÛRK BUUVARI ISTANBUL ŞUBEMIZ j. GÜLBIN DURMUSOĞLU Ozeı GOren EMEK/ANKARA ŞUBEMİZ likoKu'u 3.Sınıf T. E .D. ANK ARA KOLEJİ ORTA KISIM 3N/2113 VENIŞEHIR/ANKARA ŞUBEMİZ LALE TOPKAYA KREMLÎN'DE NE OLUYOR? \S utâ Ka&zn&ndzt 1 0 . 0 0 0 25.000 15.000 bta Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Nikolai V. Podgorny'nin Sovyet Komünist Partisl Merkez Komitesi Siyasal Büro üyeliğinden aünması, geniş yanlalara yolaçtı. Batıü gözlenv dlere göre bu gelişme, Kremlin'deki yeni iktidar mücadetesinl yansıtıyor. Ancak üzerinde eenelllkle birleşilen Mr nokta da Komünist Partisi Birinci Sekreteri I^eonid BreJnev'in yeni operasyonlarla durumunu daha da güçlendirdiği yolunda. Cumhuriyet < (Basın: 17657) 5137 < Bütün Kitapçılarda UĞUR MUMCU ÇAĞDAŞ YAYINLARI SU BAŞLARINI DBVLER TUTMUŞ PROF. SEHA L. MERAY Fiyatı 20 Lira TESEKKÜR AİLE BÜYÜĞÜMÜZ DR. SADİ RÜSDÜ BİLGİNSOY'UN VEFATI DOLAYISIYLA ACIMIZI PAYLASAN BÜTÜN DOSTLARIMIZA TESEKKÜR EDERİZ AİLESI (Rep Reklâm: 238) 5122 Sakıncalı Piyade 4. mı\ UM NESiN. KiTABIN ONSOZÜNDE JUNIARI YAZDI: •..KÎKDi YAZDIKURIHA GUIEMEM: AMA SENİN YAZIIARINI GÜIEREK OHflMJM. ACI ACI GUIMEK OEYiMi VAR YA, İ^TE OYU, ACİ ACI GÜlNİM...» DAGITIM: TEKiH YAYINEVi IST. 27 69 69 HEDEF, DEV BİR DENiZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA VAKFINA yAPACAĞINIZ YARDIMLARLA BU HEDEFE ULAŞABİLİRIZ. tsteme Adrcsl: Çagdaş Yayınları, Eskl Halkevi Sokak No: 39/41 Cagaîoglu îstanbul YAKINDA ÇIKIYOR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear