Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 7 AOUST0S 1976 1 Kapatma karsn vermenizde hanpl etken» lcr rol oynadı? Kapatma karannda başlıca etken, yazarla okur arasında, ylrmi dört yıldır sürdürülegelen düdmsel ıliskınin bır yerde (belkı haklı olarak) azalma sıdır. Yeni Ufuklar, başlangıçtan ben, aboneyle yaşı>an bir dergiydi. Orhan Burfanla birlıkte, dergıyı UFLKLAR adı ile çıkarmaya başladığımız zaman, YLCEL dergısınin bıni astan abonesinden beşyüzünü ysmımuda bulmustuk.. Bu «ayı, bu yıla kadar hıo bır zaman dortyüzün altına düşmedl. Bu yıl, hel« son bır kaç ay, ikiyüz on abonemiz kalmıştı. Bu neyl gosterıyordu? Derginin, blr bakıma, okura artık bır seyler eöylemez, söyliyemea olduğunu. Dergınin ışlevi sona ermis olabilirdi. Buna kesln olarak karar yermek için beklemek bana eereksiz eöründü. Bır dergiye ilginin azalması demek, gellr kaynaklarının suyunu çekmesi demektlr aynı zamanda. Yeni Ufuklar, uzun sure Çan Yayınlan'nın sırtından geçınmlştl. Ama, Çan Yayınlan, nicedır kendinı, kendl paçasını kurtarabillyor ancak. Kapatma karan verdlm verell, nice cömert lnsan, sanat yanlısı, düşUnce canlısı lnsan, keselennln ağzını açmış, ağzımdan çıkacak blr tek olumlu söz cuğe bağlanyş durumdalar yardım lsteklerınln gerçekleşmesıni. Gerek «resmi», gerek «bzel» yardım, ya nı «ıane» ıle ayakta durmanın onur kıncılığına katlanmak güç geldl bana. Kapattım gltti dergıyi îyı de ettim, sanıyorum. 2 cYeni Ufuklar» derglalnln yaymlanmaya başladıguıda, temel düşünsel ve sanatsal gdruşleri ncydi? Bn görüşlerde zamanla değişmeler oldu mu? Yeni Ufuklar, UFUKLAR adıyla yayın hayatına başlarken, Orhan Bunan'ın kalemınden seslenmıştı okurlara: Amacımız, Turk okurunun karşısına, her çeşıt bağnazhktan uzak, «iylye, guzele ve doğruva» baş koyarak çıkmaktı. Orhan Burian, bır >ıl sonra ayrıldı bu dunyadan Ama, koyduğu ilkeler, sonuna dek jrürürlükte kaldı. I'i>e, güzele, doğruya baş koyduk Ama gordak kı î'i de. guzel de, doğru da, hep kuçuk adamlarm ezılmış, ezılmekte olan, yoksul ama ruh zengtnt saraylara değişmediği gecekondu yaşantılannın îiobeğnde, orta yerinde yer almaktadır Bunlann karşısında, saygınlıklarını, soygunluklarını \e de so\gunculuklarını somürülerie sürduren sermaye sınıfı ve onun sozcülen, satılık basrnı, televızyon rad \o reklamlan, uyduruk kıtapları broşürlenyle boy Sjs'erra°ktedırler Yeni Ufukîar, ister istemez, sola \anı halka, halkın özlemlerlne jöneldı dolu dız Vedat Günyol Yeni Ufuklar'm kapanma nedenlerini anlatıyor Kemal ÖZER man yoktu) kanalıyls, nesnel görünmey» çalışan, toplum aksakhklan üstünde »özler soylemekti. TUrk ulusunu yönetenlerln lorbalıklan, hırsızlıklan, tefasızlıklan, düpedüz bir makal» konusu olamıyordu. Çoğun hıkayeler dile getinyordu toplumsal aksaklık ları. Eleştırme, bır ççjit yergi aracı olayordu. Düpeduz yazamadıklarımıa, hıkâjelen eîe alarak »öyliyebihyorduk. 27 Mayıs 1960'dan sonra lşler de&işti Gerçekler, düpedüa yazılır, sÖ3İenir oldu O gızli saklı, o satır lar altında, binbır aereden su getırircesıne dıle getirüen gerçekler, artık saklısız gızlisız Böylenır olmuştu. Ayrıca, Muzaffer Erdosf'un o kahramanca atalımıyla Manc, Lenin, en güzel eserleriyle Türk okurlarına sunuluyordu Yeni Ufuklar'ın bu sol yaîTnı furyasında katkısj ne oldu dıve soruyorsunuz'' SÖyliyeyım. Her çeşıt bağnazlığa cephe almasında Yeni Ufuklar, sağ sol, her çeşıt bagnazhga cephe alan bır dergiydi, öyle oiarak da yayınma son verdi. Bır ınsan sıcaklığıjdı onun aşılamak istedıği, Sol olmasuıa sol, ama, sol bağnazlığma karşı bır dergi niteliğıni korudu, sanıyorum 4 Yeni Lfnklar, »anatsal urünlere, genellikle çok az yer verdi, zaman zaman da hlç vermedi. Daha çok duşunce yazılan, eleştiriler ve çevinler agır bastı. Bunun ozel bır nedeni var mı? Sanatsal urünler deyınce akla ilk kez şılr vt hıkaye gelıyor, ozellıkle bır dergi için. Yeni Ufuklar, oldum bıttım, şıır ve hıkâys saldınsın* uğramış, sayısız dergılerden bırıdır. Sabahattın Eyüboğ lu ıle bırlılrte bu saldın karjısında ne yapacagımızı bnemedı c bır sure Turkıye şalrler ve hıkayecıler Ul kesıdır bır bakıma Hıkâyeşıni şıınni basmadığımız nıce ınsan düşman kesılıyordu bıze. Sonunda, karar verdık, şıir \e hıkaye basmamaya. Neydi, Tür kıje'nin eksıklığı' Duşunce' Çok az kımse düşünüyordu Turkıye de Yeni Ufuklar'ın bır uzantısı olarak ÇAN YAYINLARI'nı kurduğumuz zaman, çagdaş dunyaja damgasım vurmuş duşünürlerl ele aldık ılkonce Sartre, Camus, Russell, Eınsteın başta gelen duşunce adamlanydı. Sanıjorum, Türkıye'de, ılk kez Sabahattın Eyuboglu ile bırlıkte başîattık, deneme turunde surekli kıtap yayınlamayı 5 Dergi ve dergide bugune kadar yazanlarls llgilı helirtmek istediğinız başka özellikler var mı? Eylul sonunda bir veda sayısı çıkaracagım. Okurlarla hesaplasmak, alacaklarım ÇAN YAYINL\RI ıle karşılamak ve son sozumüzü soylemek amacnla Bu savıda, dergıye katkıda bulunan y&zar ların ızlenımlerını sorgılemek umudundayım. NAZIM HİKMET'İN KUVAY! MiLLiYE DESTANINDAN BiR TiP: KARTALLI KAZIM YA DA GERÇEK ADIYLA SEYiT OGLU iBRAHıM Kuvayi Milliye Destanı'ndaki kahramanlar gibi halk kahramanları bugüne ışık tutuyorlar Ender KâmiJ BOYACI Nânm Hlkmet'in Kuvayi Milliye DestamndsM «Halk kahrananlanndan» başta gelenlennden biri Kartallı Kâzım takma adıyla $ıırde sözü edılen Kartal'ın Yayalar kbyünden Seyit oğlu îbrahımdır Seyit oğlu Ibrahlm, 1920 yılında Ingilla komutanının tercümanı ve casusu Ermenl asıllı Mansur'u pusuya düşurup ortadan kaldırmış, Ismet Paşa ıle Mareşal Fe\zi Çakmakın Anadolu'ja geçı* rümesınde büyuk katkılan olmustur. «Mehtaplı blr gece, (iımus bir kutanun Içindesln: ortaük oyle bir tuhaf aydınlık, Byie ıssn. Ya çok sesüdir ya hiç ses vermez mehtaplı gece zaten. Yatıyor filintasının arkasında Kartallı Kânm, Ku gibl Osmanlı fllintası. Parüyor arpacık namlnnun ncondjk yt% yıllık yoldaymıs gibt uzak ve bir damlacık. Klam emİT aldı merkezden: Gebze'deki Ingiliz'ln tercumam Tnrnlaeak. Koylerde teşkilat kurmuş tercüman Mansur: satıvor bizimküeri. Kfczıın iyi hesaplamıs herifin ıteçeceği yeri. lst« lök&n etti Mansur karşıdan: beygirln üzerinde.» Kâzım'ın (Gerçek adıj'la îbrahun'in) pusuya yattıgı yer Gebze'nın Eskihısar kdyü yakınlannda blr yerdedir. Eskinısar, halen Gebze'ye 5 kılometrelık bır asfalt yolla bağlı 200 300 nüfuslu bır kbydur Eskihısar ile Gebze arasında Ankara Istanbul demırjo lu ve karayolu geçmektedır 1920 yıllannda Gebze eşrafı ışgalcılcıa işbırliği ederken, Yahya Kaptan ve Seyit oğlu îbrahım gıbı haU kahramanı gerıllacılar, Rum çetelerl ve îngıliz işgal kuvvetlernle mucadele etmekteydıler Bunlardan Yahya Kaptan 6 Ocak 1920 gunü pusuya dUşürülüp kahbeoe şehıt edılmiştir. Seyit oğlu tbrahım ise, genlla yöntemlerıyle sonuna kadar mücadelesıni surdürmuştur, Arada kaldı kalmadı dört yüz adım, namluyn kaidırdı birazcık Kânm, aldı sallanan başına Mansur'un* ve fllintayı ateşledigi zaman Ilk knrsun Mansur'un başuu delecek yerde (aliba omuzuna girdi. Herif <Hmk. dedi bir, beyeirin basım çevirdi dörtnal kaçıyor. YetistinU Udnci kursunn KâzınT. Bcyfirin fizerlnde sola yıküdı Mansur. Cçüncü kursun. Tercüman diıştfl beyeirden. ı Jr" gln îyi, güzel ve de dogru, kimin İçin söz konusu olabılırdı artık, halktan, halkın oı yarlığından başka' Yeni Ufuklar, artık doğruyu da, güzeli de, lyıyl de, halkta arar ve halkta bulur olmuştu Zamanla değışmeler oldu mu dıve soruyorsunuz îşte, bunlar oldu Bunlan b.r değışme sayarsanız eğer 3 Yeni Ufuklar yavınına başladığı yıllarda ç« şitll alanlarda Turk edebiyatının gorünümü aizce n.ısıldı? Bugun genel çiz^ilerivle o gorünümde hangi de*Işmeler oldu? O jrunle bugun arasında dergl olarak Yeni Ufuklar'ın ne gihi bir katkuı olmuştur? Yeni Ufuklar, Tek Parti donemlnln kuş uçurt maz, kervan geçırtmez, baskılı, ezgılı, zorba doiıemınde başlamıştı yajın hayatına Toplumsal eleşbrı, hapısleri, zuıdanlan, tabutlukları goze alarak yapılabılırdı ancak Sanatçmın da, eleştınnenın de tek sığmağı, şıırler, h.kâyeler (o giinlerde pek ro KİTAP KİTAP KİTAP Atillâ ÖZKIRIMLI • DEAİRDEN DEVİRE, HIFZI VELDET VELÎDEDEOGLl, 3. BİLGt YAYINE\ I. 480 s , 25 LİRA. «De\ırden De\ire» dızisınin üçtlncü kitabı olan yapıtta, Hıfa Veldet Velıdedeoğlu nun şu sryasal donemlerde yayımlanmış yazı'an yer alnor «Uçıincu Devir (CHP AP Koalısyonu, 20 Kasun 3961 11 Kasım 1965)», «Dorduncİ Devır (AP Iktıdarı, 11 Kasım l"*!) 12 Mart 1971)», Beşincı Devir (Onıkı Mart Devn, 12 Mart W 1 14 Ekım 1973)». «Altmcı Devir (CHP MSP Koalısyonu, 14 T Ekın 1973 1974)» Boylece salt son on beş yılın toplumsal, siyasal \e hukuksal sorunlannm ıncelendigı yazılar bır araya getırılmış olmuyor, aynı zamanda sdz konusu donemlerin belirgin nıtelıklen de sergılenıyor Soz gelıml, 12 Mart donemınde yayunlanmış yazüarda. Muhtıra'dan hemen sonra kurulan tekni^enler kabınesı dolayısıyle «Teknokrasi» konusunun işlendıguıı, yıne o donemın gııncel sorunlanndan «Toprak Reformu», «Devlet Güvenlık Mahkemelerı», «Cumhurbaşkanlığı» gıbi konular üzerinde durulduğunu gbrujoruz Makale olarak yayımlandıgında gorumuza çarpmayan bır gerçegi belırlıyor bu durum. Velldedeoglu'mın ; aztlan. değışık konulan ışleseler. bırbirinden bağımsız gıbı gorunseler de, bellı bır plan uyaruıca, yaşanılan donemi çeşıtll yonlerıyle vansıtmak amacı gudülerek kaleme alınıyorlar ögretıcı oluşlarının yanısıra dUşündürücu, yol gostericı de oünalan ve herkesın anlayacagı bır düle yazümalan ıse değerlenru arttınjor. OSMAVLI TİYATROSU. METİN ANT>, Ank. t n t DTCF YAYINLARI. BtYÜK BOY 292 s.. 62 LİRA. Batıhlaşma hareketlerinın görüldüğU III Selım dönemlnde Batı tıyatrosuna ılgınin arttığuıı, 1839'dan sonra ıse tiyatro binalarınm yapılmaya başlandığuıı, özellikle Ermem asıllı oyunculardan oluşan topluluklarvn temsıller verdıgıni bıliyoruz Tanzımat donemi Turk tıyatrosu denince de iki ad gelıyor akla hemen: Gullu Agop ve Osmanlı Tıyatrosu. îşte Turk tiyatro tarihinin gelışımlni başlangıcından gunumuze kadar «Geleneksel Tıirk Tıyat' rosu», «Tanzımat ve Istıbdat Donemuıde Türk Tiyatrosu», «Mesrutıvet Donemınde Türk Tıyatrosu», «50 Yılın Turk Tıyatrosu» adlı vapıtlanyla serg'leyen Metın And, bu kez de benzen bır tıtızlıkle bulabıldığı butun belgeleri degerlendırerek «Osmanlı Tıja*rosu»nun kunıluş ve gelişımınl, Turk tıyatrosuna katkılannı ıncelıvoj Üç bölumden oluşaa yapıtta once Osmanlı Tiyatrosunun bır tarıhçesı \enlıyor, sonra da se>ırcı, basuı, sahne sanatçüan, vonetım, yazarlar gıbi Osmanlı Tiyatrosumı o'uşturan etkenler uzennde duruluyor ve «GU11Ü Agop'un Osmanlı Tıyatrosu ıle getırdıklenni değerlendırebilmek için» çagın kosullan, bu cağda tiyatro kurmus Türk ve Ermem tıyatro adamlannın çahsmalan tanıtılıyor. Yalma tiyatroyla ilgılenenlenn değil Türk külrur tarlhıne ılgı duyan her aydının yararlanabılecegi önemll bir yapıt MRS DALtX>WAY, VtRGÎîrtA WOOLF, TÜRKÇESt: TCniRİS UYAR, YENt ANKARA YAYINEVÎ, 240 •, 20 LtRA. îreılız edebiyatının ve çagdas romanın onemlı adlanndan Virginıa \Voolf (1882 • 1941). Bılınç akımı tekniğını kullanan ve roman sanatına yeni boyutlar getiren Wüliam Faulkner, James Jo11 ce gıbı romancılarla birlıkt» anılıyor adı. Oysa bu kadın romancı pek tanınmıyor ülkemizde tşte «Mrs. Dalloway» Woolf"un sozu en ÇOK edılen yapıtlanndan bıri. Roraan, Mrs Dalloway'ın sabahla aksam arasındaki bır gunlük yaşamı üzerine kurulmuş, araa ?aman olarak bır gunle sınırlanmıyor öyktı. Woolf, kişisının ızlenımlerını, çevreden algıladıklannı, başka bır deyisle dış'm bıhnce yansıyışmı verirken bir dizi çağnsımla zamanı durduru^ür ve geçmışe atlıyor. Yazann amacı salt insan billncinın, belU bır gunde, belli bir durumda algıladıklarını vermek değil, buradan yola çıkarak ınsarun durumunu bellrlemek. «Mrs. Dalloway» ıçm soyledıklen de bunu dogruluyon «Yaşamı vs ölümü Termek ıstıyorum, sağlığı ve çılgınlığı; toplum düıenini eleştınnek istijorum, işler halmde, en yogun biçiminde » îlgilenenler içm, sınırlı da olsa, şu ıki kaynakta WoolfTa ilgili bilgi bulunduğumı belırtelım Turk Dılı, Roman özel Sayısv II. Aralık 1965; Yeni Dergı, Bılınç Ajtunı Özel Sayısı, Mayıs 1965. • • Sanat Edebiyat Mıimtaz YENER Kalktı K&zım, yfirüdfl Mansnr'a flz«rlnden kftatlan alacak. Mansur doğrnldn ansızm, kaçıyor bayır asajhKain işbirlıkçi tercüman Mansur, camnı kurtarmak İçin soa çareyı suya girmekte bulmuş; ancak Îbrahım onu temızlemeyı ba« şararak, Ankara hukümetinin verdlği emrl harfıyjen jeruıe geUr> •^ekte kusur etmerruştir. \elhasıl, lâtı nzatmayalun, Mansur'un lşinl bıcakla bitirdl K&zım. Kâatlar kan içindeydi. Fakat kan kapaünı?or yariTi... Namnssuzun birijdi Mansur, muhakkak. Du&maaa i»tümıştı, oram öyle. Kaç fctynin başuu yedl, malum. Ama ne de olsa mehtapta herif beygirln üzerinde nvnmns gelivorda. Demek istediğim. boyle günlerde bile, böyle bir adaml büe bu çeşit oldörflp ortalık duruldnkta, yıllarca sonra mehtaba baktığın \aklt uzuntü çekmemek tçin, y» Insan da yürek dedijin taşUn olacak, yahot da dehsetli namusln olacak yureğin. KSnm'mki tastan değlldi çok sukur, fakat namuslu. Ne mal&m dersen: Döniştü pîr aşkıııa, yaralandı birkaç kere ve saire. Ve kavga b\tti£\ zaman ne çiftUk sahibl oldu ne spartıroan Kavgadan önce Kartal'da bahçıvandı. , kavcadan sonra Kartal'da bahçıvan » Gerçek halk kahramanı Seyit oğîJ tbrahim'ın hayatı hakkında Yayalar koyu Anf Kırcalı'dan yazıh olarak aldığımız bılgı şoyledır: «1S13 (1897) yılında Seyitten olma, Melek hanımdan aogmustur (Kartal Yayalar koyünde). Gençlık çagı, umumıyetle zıraa'le geçmış olup atidlığa çok önem vermiş bır kışı idı Askerlık goıe\ım bltırdikten sonra, gonüllU jandarma olarak orduda hızrrrte de^am etmlşttr. Kartal ve Gebze kazalannda vaUııi vazıfesını mumkun o.duğu veçhile lâyıkı ıle yenn© geürmlştır O arada Anadolu ja ıştırak için hazırlanan îsmet Paşa ile Fevzi Paşa'yı Yah%a Kapten emn ile tstanbul'dan alıp Kartal Tepeören köyünde Arsîan ve Kaolan çete kumandanlanna teslım etmeksızın oradan da Tavşancılda bulunan Yahya Kaptan bırhklerine teslımi ile Anadolu'ya ıştıra't ettırmiştir. îngilize casusluk yapan Ermenl asıllı klşi, Gebze Denızlı ko.,'jnden takıp ederek temaslannı öğremp Ingiliz generalıne malumat vermek için giderken, Eskıhisar yolunda Îbrahım tarafından olaunılmüstür. Bu meyanda Kuvvayı Inzıbatiye Kartal Kurtkoyunde Kuvvayı Mılllyecileri çevirmiştir. Blr gece îbrahım Kuv\a\ı Mıllıvenlen kurtarmai için iki arkadaşı ile bırlıkte < \rna\uf Mestan ıle Alı Ka*> tan) sabah namazmdan akşam namazma kadar macadele etmışlcrdır. Yahya Kaptan'ı da aynı saatte Gebze Tavşancıl koyunde çevırıp yakalamıslardır, orada şehıt etmişlerdır. Kartal Kurt koyure gelınce; Kuvvayı Inzibatıyecıler Kuvvay» Mıllryec. erden uç kışıyı şehıt etmişlerdir, dlğerlenni ise Seyit oğlu îbrah'Ti'ın yardımı ıle kurtarnuşlardır • îbrahim'in vurduğu tercüman Mansur, köpeğının lsmmi «Kemal» koyarak Kuvayi Mılliyecılerl tank etmekteymış Yın eoğrend>?mıze göre Îsmet Paşa, kPiıdisinı Anadolu'ya geçıren Seyit oğlu Ibrahıme «Muvaffak olursak, gel benı gor» demışse de. Îbrahım «Püyuk Zafer»den sonra Ankara'ya gıtmemıştır. Nâzım Hıkmet, Eursi Ceraevınae ıken, Seyit oğlu Ibrahım'le tanışmış, Kuvayi Mıllne destanında ondan dınledıgı savaş anısına yer \ermıştır. (Seyit oglu îbrahım, 1940 50 yıllannda bır katıl suçundan Bursa'da yatıyordu ) Nâzım Hıkmet'm ortaja çıkardığı bu rütbesız ve ısım^ız halk kahramanı, odul kazanmak ıçın de*ıl ^urdu \e halkı ıçın canını ortaya kovarak savaşmış ve ne madalya nedepara beklemıştır. Nazımm dedığı gıbı «Dehşfth nimuslu» bır sureğm sahıbıdır kı, mehtaDİı bır gecede atının uzennde uyujarak gelen bır haını gozu kırpmadan temızlevebılmıştır. Halk duşmanlarımn «vatanse%er» kımllğ'yle odullendır'lc1!*! şu günlerde. Seut oğlu îbrahım çıbılerımn kişılığı daha da bu>u^ oneıa kazanıyor. Nâzım Hikmet'ın Ku\a>n Mülıve Destanındikı kahramanlar gıbi halk kahramanları dunden bugune ışık tutujorlar. KAYNAR KAZAN TEMMUZ Ha\» s«d almak için kıs daman odalürda Orman gtir yejıüHk ym Denız »eni jörroefc içtn tepilm yokoşlar. PatUyan bornlardaa fışkınr jibi »a Akar arabs araba Tatil konaklanıu koes kent. ŞHıin flk böldma tfirfip pitmlş bir Szlem Şlmdi kalk glt doln otobusler Dajalı döşeU bir tatll sltMtne. Hava mı aldığın, çirdlfin denlı mt? O^ri geri ayaklar An, her sey çocukloktan eelmelll Tat! IlAngi tet? Ancak kendln gibUerle (htit ;»pılann deçfcmez bekçilerl) Sen gene blldık »okaklarda fec«! Betondan tfiten dutnan ve kiril çerre! T)ön dolaş bir fınn aga kent Serinle serinlikse! KAÇ DÖNEMIN ACISI Bir ssbah sarkısı dofada Hangi renklerle açarsa kendinl Coşkulard» heves panliüsn sribi Serflnln yeftUeri ozsuynnn çeker topralctan S»bnn T« alınterinin knşlsn Tezfâhlardan nçar gtder. Analann ırflıyaşJannı Kaç dfinemin acısıdıı dsrömuze kapanan Yanm kalmıs ezfüer fibi kfiskün donemlerin Çocuklarirle birüktc k«ndini arayan memleketlra Izmlr'in alındijı ıründen beri Kortnluşunıı bekler. Behçet NECATiGiL Şükran KTJRDAKUL NASIL BİR ELEŞTİRÎ Bızde genellıkle kotuleme anlamına gellr eleştırL Kıml kea de bunun tam karşıtıyla karşılaçınz. Eleştın dıye otaıdugumu» bır yazonın, salt ovgü içı.. taleme alındığıru görürüa uzülerek. Çağdaş anlamda bır eleştın, parmakla gösterılecek denli azdır. özellikle büyuk ün japmış yazarlanmızın, saırlerınıızın yapıtlannı eleştırmek bır tabudur. Onların yapıtlan üzerıne eleştırl yazmak, ovgu yazmakla eşdeğerlldır. Dü yönünden olsun, içerık ve bıçım yönünden olsun herhangl bır yanına dokunulma» onlann. Bu durum, ülkemız edebiyatının gelışımini engelleyen en önemli nedenlerden bindır kanımca. Eğer, gerçekten bu tutumun yanlışlığını benlmsiyorsak, titiılıkle durmalıyız eleştirl Uzennde. llkın, hangi açıdan bakacağımızı saptamahyız. Yani, egemen sınıf adına mı yargılayacağız edebiyat yapıtmı, yoksa emekçı smıf adına mı? Bu yargılamada, dünya gö rüşümüz kesinlıkle kendinl belli edecektır. «Ben tarafsızım» dıyen eleştirmenlerde bile kendinl gostenr bu durum. Çağdaş bir dünya görüşünU benımsemışsek ve de bu görüşün ışığı altında eleştirıyorsak bır ya pıtı, nasıl bir tutum ulemelıyız'' Bilimsel dünya görüşü, toplumsal yaşamı bir bütün olara'' cle ahr ve inceler. Ayrıntılann bütunle olan ilişkılerınl de görmezlıkten geleme? KısacaM, dıyalektik bir yöntemle yaklaşır doğaya, topluma, olaylara. Toplumcu eleştırmenin de, xie bıyat Urünlenne bakışı bundan ayrımlı değıldir Bır bılım adamı, bir sosyolog, bir psıkolog, bır edebiyatçıdır toplumcu elestirmen. Toplumcu eleştırınin güç lügü de bundandır Öznel birkaç gorüs ortaja atıp yapıtı yargılater» düşer bu tür eleştırlnm yontemine. Nesnellığe golga düşürür, inandıncı olmasını engeller. Toplumcu eleştirmen için İlk Üzerinde durulacak yer, y .pıtın yansıttığı toplumsal temel ve bu Esen TEL temelle illşkili olan içenktir. Bir edebiyat yapıtında, bunlardan baş ka aranacak özellikler de vardır kuşkusuz Toplumcu est«tık, biçım, gerçeklik ılkesi, etkıleme gücu, toplumcu düştıncenuı slogan lar biçimlnde verıünemıs olması, lçerlkle bıçım arasında uyum sağ lanıp sağlanmadığı, genıs halk yığınlannca anlaşılıp anlaşümayacağı Tb Pekl, yan tutup tutmama konu sunda nasıl bır tutum zleyecek eleştirmen? tşte bu konudur çıban başı olan Eleştırmen ı yap malı dyleyse' Yalnız suya mı dokunmalı? Yalnız sabuna mı dokunmalı? Yoksa, hem suya, hem sabuna mı dokunmalı Suya ve sabuna birlikte dokunulursa kopuk oluşur ve kırleri ortadan kaldınr. «Snys dolnınnıaznııy Sabuna doknnmaımıs Pise bak.» dlyen şairimiz, yerden göğe dek haklı. Eleştirmen yan tutacak Rzilenlerin, somürulenlerın, açlarm bulunduğu bır toplumda yan ru^ mamak, egemenden yana olmak demektır. öyleyse . Yan tutacak eleşHrmen. «Boyle gelmiş, böjle gıder» dlyeni, yenn dıbıne batıracak. Dünyayı yaşanılır bır duruma getırmek ıçın çalışan yazan da yü celtecek, ovecek Ama, salt kuru gürultüvle degıl Kanıtlarla, ıkna ederek, nesnelhkten ajrılmadan Ve de sanata sırtını donmeden .. Sanat Edebiyat çevresinde Nedırn Gürsel Fransa'da doktorasını yapmakt* G«ıç sansfcçınm Nazm Hıkmet'm şiırlerıni konu alan doktora tezi unnersıte çevrelennde ılgıyle karşüanmış. Gürsel, Fransızca yazdıgı t» iinı Turkçeye de çevırıyor. Önümuzdeki yıl yayımlanacak. Turk Dılı derçısuıln yaa kuruluna, yönetim kurulunca Ceyhun Ahıf Kansu ve Adnan Binyazar seçildiler. Cahit Külebi de, Yajm ve Tanıtma Kolu Baskanı olarak kurulun doğal Uyesl. Ya? a\ian dergileri de etkiliyor. «Blrikim» bu ay çünnayv cak «Mıllıjet Sanat Dergısı» de 10 eylüle kadar Utile glrdl. Akal Atıla yeni atılımlara hazırlandıklannı soylüyor. Tatıle girrn yalnız dergiler değil. Cem Tayınerl de eylttla kv dir kapalı Ya',ımnhğın ölü mevsımi »ayılan yaz aylarında bu •sniu \pğlnor Oguz Akkan. Topluca lsin yapıyorlar yayınsvinde çalışanlar. Yaz avlannı en ivi degerlendiren is« Pethl Naci. Sahîbl oldogu Gerçek Yayınevi'nı, yılın son Sdtabını mayıs ayında çıkararak tatıle sokuyor" Sonra da bir ayağı Istanbul'da, bir ayağı guneyd». Kazakıstan Film Merkezd dlrektörü T» oyun yazan Kaltay Muhammedcanov. Istanbul'da. Cenglz Aytmatovla bırlikte yazdıkları «Fujı Yama» adlı ovun, Rusya'da ve Rusya dışında birçok sahnede oynamyor şu sıra. Muhammedcanor, bır süre Istanbul'da kalacak ve kentimizi gezecek SovjeHer Birlıği'nde «Önce Ekmek» adıyla Turk Bykücülerinin ver aldığı bır antoloji yayımlandı. Birer öyküleri çevnlen sana'tılar şunlar Orhan Kemal, Mahmut Özay, Haldun Taner, Mehmet Seyda Sabahattın Kudret Aksal, Necaü Cumalı, Zeyyat SeliTioğlu Oktay Akbal, KSmuran Şıpal, Muzaffer Buyrukçu Cenzız Yoruk, Bilge Karasu, Tank Dursun K., Bekir Yüdız Tahsın Yücel Demirtaş Ceyhun, Adnan özyalçmer ve Füruzan Oykuleri Rusçaya Vera Feonova çevirmiş, Türk oykücüluğunü tanıtan bir de yaa yazmış. Antolojinin tirajı yüz bin. BİR DİRENMEDİR HASRET ••• uç verirken yurefeinin kıvnmında sılrgfin sancMi solpım bir pulün ajar gflrlerinin voreun peieğine bal acı^ıyla vukln hüzun re dlnlcnlr göğsünun harmanında yaman koşucusa bekleyişlerin ısmınm blriktirdiği ve scüastırdıgl kavnık blr direnmedir basret üfler acıva ve zamana karşı kerem yalıınım sevdalarm ve varatır nice yeoçilerin yıkıntılannrian mermer anıtmı umudun Wn nmudunn işleyerek bir mermere direnir hasretinde acının nakkası zulmun kayavnı delerkpn ferhat fışkınr Kvdanın kararttığı zakkum ağar hayatın dallanna ve açılır kerenı çulleri hasretin gonca bağnnda ••• • •• Ahmet TELLi