23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
PJMHTOİYIT 7 AGSTOS 1 9 7 6 ABDULCANBAZ TURHAN SELÇUK 81ZİM BAU) I\I'KI NELER VAÎ 11 ç HAL MEPEHİVEr fCABl SANAN ^OM OSMAfiLı £NKAZ«..< t 2ÛPPE VuKSEjc ŞıMALAft: VANİ, VAPJ Af Y PUK ÎVTANBUL'UN Bi^KAHı TAHTA BilE&ut, KAU>gJFEW.f APANTiANlAfc.N B^iNCı KATINt^N B E W U V N U N EN KtBAftliNiFi: YAıaJ, IfftftLf ZENÖIN OLtfUİ YAHUplİ£A. fr£riftTEN,LAVANrMıNl y J A N KAtAKiıLARl... ıSJE KİÖAP SiNiFıMıl SlN|FlMlî. ( lA(ÎJF JiNlFİMll.' HAVDÎ gı A A OKU F'EHıME OKU Kara Yazgı Çeviren: NiHAL YEĞiNOBALI Yazan : EVELYN VVAUGH 2 0 «M* tatfa f «Hanl? Nerde?» • «Demin dı$an çıktu» «Basil Seal'ı ml demek istiyorsraı, yok»T» «Bilmem. O mu?» «Kıhk tayafet, köpeklere ırtyafet; tras ı»«rn T » «Evet, evet, anlat onu bana » «Şekerim, harika bir adam, baş döndürücü Barbara Soti kardeşldlr. Son zamanlarda başı derde glrdl biraz. Batıda blr yerde Milletvekili adayı gösterılnuştı Babam dıyor kl blr dahald seçünlerde yüzde yüz kazanırnuş. Masraflannı Angela Lyne öduyormuş. Ama bir yerden bir ptirUs çıkmış Angela herşeyi ne denli inco sler, sık dokur, bilirsin Benca Baall hlç bir zaman onım tipi olmamıştır Demek lstedigım, hiç bir zaman anlayamazdık, birbirlerlnde ne bulduklarau. Neyse o iste bltti artak» «Böyle pasak oluşu pek tatlı.» Başkalan da Basil Seal'den konusuyorlardı. «Yok, işin aslını sorarsan Baaü düpedüz can sıkıa bir lngtındır. Hani kaba oluşuna bir diyeceğim yok ama öyle ukali ki Bir gece bir yemekte benim yanıma düştüydü Hındistan'daki yoresel dlllerden başka birşey kqnusmadı A'nlariılr ama ne yapalım, yani? Sonradan sordum ögrenebüdiğime göw onun da bu konuda bir bılgısi yokmuş» «Bir sürtı garip ışlere ginp çıkmıs, diyorlar.ı «öyle. Bu da sıkıcı bir şey ya, işte. Durmadan ayaklanmalara, cınayetlere, buna benzer şeylere adı kanşan bir adam Anladık ama ne yapahm, yani' Insan ne konuşur böyle bir adamla kuzum' Zavallı Angela onun yUzunden nerdeyse aklını kaçınyor. DUn ordaydım ZavaUıcagımız, Basil Seal"ın Seçim Komisyonuyla yaptıgı kavgadan başka lâf konuşamaz durumdaydı Gerçekten de, Basil Seal Muhafazakâr Partinin balosunun altuu Ustüne getırmış Sonra da Alastair Trumpmgton, Peter Pastmastcr ve daha bir kaç kışıyls bırlikte beş gün beş gece süren bir âlem yapmışlar Bir sürü yalancı çek sünnUşler ptyasaya, otomobillerıyle kaza yapmışlar, ıçlerınden biri de geceyi debkte mı ne geçırmiş. Basıl'in düzenlediği eğlencelerl bilirsin ya, canım. Gerçi böyle şeyler Londra'da kaynar gıder ama bir taşra kwttini düşün Senin anlıyacagın, sonunda şuralanna gelmiş; adaylıgını geri almasını istemişler ondan. İşin kötüsU, zavallı Arigela'nın görüü hâlâ onda, az buçuk > «Pekı, şımdi ne yapacak bu adam'» «Tam ustüne bastm. Herkesin kafasını kurcalry&n sorun da bu ya Angela tövbe, diyor. Blr daha tas çatlasa yardım etmeyecekmiş ona > Bambaşka binsı, cBasıl'e terbiyeli davranmak ıçin kenduni zorlamaktan sonunda vazgeçtlm,» diyordu. «Beni ya görmezliktengelıjor, ya da bir koşeye kıstınp Asyadakı siyasal durum üstune kafamı ütüliıyor Margot onu nasıl içerı aldı, saşıyorum, doğrusu Onun yüzünden Peterin her kez başı derde gıriyor'» Biraz sonra Basil telefon konuşmasını bitirip salona döndü. Elınde viskı bardağıyla eşıkte durup salonu küstahça bir süzdü, başını arkaya doğru atmış, çenesıni çıkarmıs, koygu saçları alnına düşmüş Çevresine küçümaeyerek bakan grimavi gözlerınin altı yorgunluktan çökmüştil, gururlu, biraz çocuksu bir agzı, bir yanağında bir yara ızı vardı Kızlardan birl, «Amanın, bu adam gerçekten baş döndurücü,» dedi. Basil bakışlanm salonda dolaştırıyordu «Kımı görmek ıstıyorum, blliyor musun, Margot? Bex Monomark burada mı?» «Buralarda bir yerde olsa gerek, Basil. Ama adamcağm gidıp ığneleyerek üzmeni keslnlikle yasaklıyorum, anladın mı''» «Iğneleyecek degilim » Bır süru gazeterun sahıbi olan Lord Monomark salonun bir koşesınde durmuş, besın sorunu Uzerinde konuşuyordu. ÇevTesını almış olan kadınlı erkeklı maıyeti püro dumanından me\ dana gelmiş bır sıs arasında gonıluyorlardı Bunlardan üçü, anormal denecek derecede guzel üç tane kadındı Sade bir şıklıkla gıyınmışlerdı Düzçün çizgıll olmamakla bırlikte (ya da duzgun çızgılı olmadıklan ıçın) nefıs, mce yuzlerinde derin bır dıkkat ve saygı okunmaktaydı. Ikı tane aşırı şışman salon adamı, hırütılı soluklarda Lord Monomark'ın konuşması karşısında duyduklan hayranlığı belırtiyorlardı Bir de Lord Hazretlerının ıki dırhem bır çekırdek, pembe dazlak kalalı, yaşlı sekreterı vardı Gozlerınde o cın dumanlarıyla donuklasıp camlaşmış bakış kı denızcılerle büyuk adamlann sekreterlerinde gorulur \e daha çok jeterınce uyuyamamanın sonucudur. «Ikı çığ soğanla bır tabak yulat unu lâpası,» diyordu Lord MonomarK «Şu son sekız aydır oğle yemeklerinde yalnızca bunu yıyorum Bu yuzden de yuzde beşyuz daha dınç gorüyorum kendımı hem beden, hem kafa hem de ahlâk ybnunden » Lordun grubu salondakılerden biraz ayn duruyordu Lord Monomark'ın kendı evınden ayrılıp başka bır evde konuk olarak gorulmeye razı olması çok az raslanan bır olaydı Bu yollu şereflendırdıği bır avuç yakın dostu bu konuda çok sıkı bir protokol ızlerlerdl Kendısi buyurmadıkça Lord Hazretlenne yeni msarüar tanıtılmazdı, polıtıkacılar Lorddan uzak tutulurdu; kendısınm o sırada yakını olanlar da onunla birlikte çagrılırdı; onun o sırada ızledığı besin programına uygun yiyecekler bulundurulurdu Kendısi bu koşullar altında, arada bir lnsan ıçine çıkardı uyrukları arasında kimlığinı gizlemeden dolaşan bir Harunül Reşıd ve bu çağdaş salon yaşammın gölge oyununu kıyıdan •zlerdı Bazı kez de ıçınden gelerek bu elle tutulmaz gölgelerc'°n bırını rasgele seçer, kendl dünyasının gUrbliz gerçeklığlnp soka'ak değışımden geçınrdı onu Bu arada obur konuklar onım \arlıgından habersızmışler gıbi ortada dolaşır, onun ve CT al<>n raanetımn avrıcalı^ım bozmaktan, hatta bozacakmıs gıbı çorunmekten kaçınırlardı «Elımae olsa tum ülkede zorunlu kılardım bunu» diyordu Lord Monomark «Zaten bır bıldın yazıp bızım ofıse dağıtarak bu besın sıstemını herkese saglık \erdım Bızım ordakılenn yarısı her Tanrımn gunü öğle yemeği ıçın gozlerıni kırpmadan avuç doıusu para harcıyorlar Bunlarm toplamı da haftada bir servet >apar » (DEVAM1 VAR) UZAKDOĞU 76 • tmparatorumm btr r TV lar (OOneğln Oglu) ldl. Qm*nl Blao Arthur onu tannlıktan çıkanp (adam) etül.j Japonyanın, tkinoi Dünya Sava 91nın bıraktıgı yıkmtüar Uzerinden hareketle, bugUnkü, sonuca varması, biraz da Japonlann sık aık tekrarlamaktan çekinmedıkle rl bu küçük şaka Ue açıklanabllir. Gerçekten, üzakdoğuda uzun süre siyasal egemenlik peşınde koşan ve bunda lnanılmaz basanlar kasanan Japonlar, sonunda, ayaklanm ister istemez yere basarak blr anlamda ve împaratorlanyla birlikte «adam» olmuşlardır Şimdi, bölgelerinden dünyaya dalga dalga yayılan bir eko nomik egemenligin, en anndan UstünlUğün, çeMcUigine kendilerini kaptırmıs görünüyorlar General Mac Arthur elile «Adam edıldiği* şaka yollu söylenen Hirohito, modern Japon devletinin kurucusu ve çarpıcı «restorasyon» döneminin baş miman olan dedesı Meıjı'nin başkent yap tagı Tokyo'da oturuyor ve önümüzdekl 25 aralık günü Imparatorlugunun ellinci yılını dolduracak 25 yaşında tahta çıkan 75lik Hirohito, dedesi MeiJİ (18681912) ve baban Taısho (1912 • 1926)' dan sonra çağdaş Japonyanın uçüncü devlet başkanı Diğer bir deyımle,. dunyaya kapalı, geri, köylU ve feodal Japonya, toputo pu uç kusakta ve 100 yıl lçınde, yeryuzunUn «üçuncti. «boaömflt büyügü» olabümlş Üstelik, tari hin en kanlı ve en acımasıa s»vaşından yenlk <atn | Röportaj: Orhan KARAVELI Pahahhk halkın belini bükerken, kilosu bin liraya satılan bonfile ancak milyonerlerin sofrasında görülebiliyor Ülkenin en bakunb yerleri tapuıaklar ve bahçelerl.. Liberal ekonomi yöntemlerlnln «yürü ya kulum» dediği, hızlı bir palazlanma sürecindeki zenginlerle orta sınıflar ve işçiler arasında giderek derinleşen uçuruma karşın, z.ngin sanaylcilerin eşlerine ı otomobil fiyatına 2 elbise al naktan çekinmiyecek bir tüketim şımarıklığı içine girdikleri dikkati çekîyor HALKIA KAYHAJAN GÜNEŞ'iN OĞLÜVaküyle tam 88 yıl hükum surduğüne inanılan *efs&nevi» Imparator Jintoku sayılmazsa, tahtta yarım yuzyü kalarak rekor kıran Hirohito şimdl, çocuklan ve torunlanyla blrlikte sâkuı bir yaşam sürdürüyor ve sarayının bahçesinde belll gunlerde halkıyla kaynasarak guneşın fılân değil de dtlpeduz babasının oğlu oldugunu herkese yakından gostenyor Lockheed olayı nedenıyle kendi partisiyle bile başı dertte olan Lıberal Demokrat Başbakan Takeo Mikl, partisınden Kazuro Tamakı'nin bır sorusu üzerine, împaratorun ellıncı yılın ülke çapında tören ve şenlıklerle kutlayacaklannı bıldırmıştı Ta 1926'da, genç Hirohıto'nun huzuruna ilk kez kabul edılenlerden, yıllanmış politikacı Saburo Chiba, bugünkü Japonyaya egemen demokraük efıllmlere ters duşen tutucu bır davranışla împaratorun, öyle, «îngıltere örneği halkçı torenlere konu yapılamıyacafını» savunuyor • Her sey, Saray duvarları arkasmda kalmalı, diyor, gelenekçi Chiba Bu lşe halkın ille de katılmasım istiyorsanız, okul çocukları arasında bu konuda bir şiır veya kompozısyon yarışması düzenlersınız, olur biter . Japonya'da temizllk her şeyden «inde gellyor... bır koşesıne doldurdugu üç ddrt varıl suya «gdl», golun ıçme yer leştırdığı ırıce bir kaya parçası na da «ada. gözüyle bakmaktan vazgeçmıyen, evmde, sürgülu ve hafıX kapı ve pencerelere, «tatamı» dedığı geleneksel yer yaygılarını hâlâ yer veren JJaponya, şundi, bır ikı odasuıı da «Avru paı» biçımde döşemeye dıkkat edıyor Küçucük porselen kaplarda ye nen, ozenle hazırlanmış Japon yemeklerı, yenni, haar yemekle re bırakıyor gittikçe.. Ama çoğunluk, sabah kahvaltısuıda yuzyıllar oncesı gıbı yosun, turşu, çorba ve pılâv yemejcten gene de kendını alamıyor . Japonlann tuhaf alışkanlıklarından bırı de, mevsıme gore değıl takvıme gore gıyınmelen ımış Orneğın ocak'da havalann ısmacağına ınandıklanndan yazlıklannı gıyıp, Japonya'da en soğuk ay ola nşubat geldığinde tır tır tıtreyenlere sık sık rastlanır mış . lik ve sömürü ömekleri olarak. görkemli ve bakımlı «Japon bah çeleri» ortasında bugun de dimdik duruyor ve saygılı »iyaretçilerle her gün dolup tasıyor. Bansçı ve insancü Budizmin yanında, bir dinden önce bir •kült» nitelığindeki Şlntoizm'i, herhalde halkın ustun direnç ve öaveri boyutlannı genişletmek amacıyle, îkınci Dunya Savaşı sırasında «devlet dını» olarak korukleyıp durmuslar Şımdılerde Budızm ve Şüıtoizm içiçe ve halkın çoğunlugu her ıkısini de birlikte benımsemıs örneğin, evlenırken Şmto torelerıni uygulayanlar, ölduklerınde, Budist törelerine gore «uğurlanıyorlar». Yânı, yakılıyorlar' . sorunlan da birlikte getirecekti ve getırmıştır de Pahalılık, bun lardan biri 11 mılyortu aşan nUfusuyla çevresıyle blrlikte New York sayılmazsa dünyanın en kalabalık kentı olan Tokyo'da en ucuz etin kilosu 200 liradan başlıyor' En iyı bonfile ise, kilosu 1000 Uraya satıldığı ıçın ancak mılyoner evlennm konuğu olabı lıyor' Ortalama 5000 lıra aylık ücretle ışe baslayan ve normal olarak, aynı işyerinde 55 yaşmdaki emeklılığıne kadar çalışan unı versıte bıtırmış Japon, evıne ara sıra ve ince dılımler halınde bırkaç yuz gram et götürebüıyor. Buna karşılık bahk her mevsim de bol, çeşıtli ve ete gore çok ucuz Çunku, 110 mılyon nüfusa göre avuç içi kadar sayılabılecek topraklarında hayvan otlatmaya mera bulamayan Japonlar, kurtuluşu, dunya denizlerıne açılmakta gormüşler Yılda ortalama 5 mılyar dolarhk deniz UrUnü el de ederek, yeryüzünde başı çekı yor Japon balıkçılan Tarım alanlarmı çogunluk pı rinç tarlalaruun kapladıgı ulkede, et gibı, çogunluk ıthal edilen meyve de pahalı Kyotonun ara sokaklarında ufak bır kavunun 170, şoyle, gostenşlıce bır 'caı puzun ıse 300 lıraya satıldığını gördüm «Kültür» Japon ıncılen, vitrinlerde, kavunla karpuzdan daha mutevazı ve daha az gosterışlı ıdıler.. Japonya'da ışslzlıgın en alt düzeyde tutulmasına çalısılıyor 9 julık zorunlu ılk ve ortaokul oğrenımınde olanlarla, unıversıte oncesi ve unlversıte eğitünini ızleyenler dışmda hemen herkesin çalıştığı ülkede, ucretlerdeki öl çülü artışlara karşın, ortalama yuzde 101uk bır enflasyon temposu içindVî yuksek bır yaşam standardı gene de korunabilıyor. Bır de, yılda 12 haftalık bir ta tille yeüniyor, yuksek bir yaşam düzeyinın gerektırdiği tum araçlara sahip olmak isteyen Japonlar Gene de, liberal ekonomi vüntemlerinin «yürU ya kulum» dediği, hızlı bır palaılanma su recindeki sayılı zengtnlerle orta sınıflar ve ışçiler arasında derinleşen uçurum, muhalefettekı gtlç lü sosyalıstlerle komünistlenn ağır eleştırilerine yol açıyor Bunlar, 1000 yülık eski ve tarıhsel başkent Kyoto'nun, Tokyo'nun veya Osaka'nın lüks moda evlennce düzenlenen görkemlı defılelerde zengin sanayıcılerin, eşlerıne, bır otomobil fiyatına iki elbise almaktan çekınmeyecek bir tüketim şımanklığı içine gmlklerine dikkati çekıyorlar «6ARAJI OLMAYANA ARABA YOK» Otomobü'den söz etmişken, Ja ponyamn yoğun ve düzenli tra fığı hâlâ soldan ve bu konudakı dev yatırımlarla endüstnnın hız U uretım gucüne karşın, araba sahıbi olmak, bazı koşullarla ba ğımlı Örneğin, ortalama 50 bın lira odeyerek bir otomobil almak belkı her Japon aılesınuı kolajiıkla altından kalkabıleco ğı bır şey ama, arabanızı ko>acak bir garajınız oldugunu, polıs araştırması üe, onceden kanıtlamanız gerekıyor.. Sonra, benzıne Turkıyedekınin en az bır katından fazla para öde>ece ğınızı unutmamak Çunku, vergi kaçakçısı zengınler ve onların şımank çocukları milyonluk arabalarla ucuza fiyaka yapsm diye Japon hükümetı, ver gi mukellefinın sırtından «subvansiyon» yoluna gitmıyor ve ben zini zaranna degil, kârıyla satıyor Dağlık ve dar bır toprak şerıdinde ithal malı hammadde ve enerji ile güçlü bir ekonomı yaratan Japon halkı, erken ve çaliba biraz büinçsız bir .tüketim toplumu» havasına gırmiş Daha otuz yıl once açlık \e yoklukla boğuşan Japonlar, şimdi, bozulan çamaşır makinelerinl, renkli TV alıcılannı veya buz dolaplannı onartma külfetine kat lanmıyorlar. Çopçuler, önceden üan edılen bellı gunlerde sokaklara bırakılan elektrıklı ev âletlerinı toplaup gotüruyor . KADİN HAKIARINDA GELiŞHELER Veliahtlığındanberi, 60 yılı aşkın suredır nıce olayın içinden geçen gungormüş Imparator, sembolik görevinin bilinciyle hakkındaki tartışmalan sessız dinliyor ve ülkesinin demokratikleşmesi aralıksız sürtiyor Her türlu yenileşmeye açık gö rünen halk kitleleri bır yana, şımdiki veliaht prens 43 yaşındaki Akıhito, ülkenin tarihinde belkı ılk kez «halktan» ve sayıla rı ancak bir mılyonu bulan Huis tıjanlar arasırdan bir kadmla evlenmiş Yakın zamana kadar yalnız împarator ailesinin çocuklarına açık olan bir ilkpkula, şimdi, kalburüstü aılelerin çocukları da alınmaya başlanmış Kadınlar, kendilerine oy hakkı tanınırken, 1971 'm yurttaşlar yasası ile mıras, mal edınme, boşanma gibi onemli konularda erkekle eşıt duruma getırılmişler Savaş öncesinın, geleneklerle yuklü «pederşahı» aıle dUzenı, yerinı, ortalama iki çocuklu «küçük aile» tipine terket mış Minimıni ve sevimlı bahçesınin KARPUZ, İMCİDEN GÖSTERiŞLi Japon kalkınması elbet bırçok ÇIKTI JiNTOiZM'lE BUDiZM iÇKjE Ülkenin bugünkü yaşamında ve savaş sonrası kalkuımasında buyuk etkıleri olan 1964 Anayasa suıa gore din ve devlet işlen bir birinden aynlmış «Kimse dmı torenlere katılmaya zorlanamaz ve hiçbır dinsel örgüt özel ayn calığa sahıp olamaz » dıyor Anayasa. Bununla beraber, halkın genel likle bağlı bulundugu, Hrndistan kokenlı Budızmm ve atalarla doğaya tapmayı işleyen yerli ko kenlı Şintoizm'in yurt düzeylnde kı sayısız tapmagı, binlerce yıllık bır feodal geçmişin zengın YAZIN VAŞA Doç. TAHSiN YÜCEL BIR BILIM ADAMININ EDEBIYA1 1t SAMA1 OÜNTAMIZA BAKIJIABI FIYATI: t S URA YARIN: JAPONYA'DA «ÜSKÜDAR» JARKISI TiFFANY GARTH 8U MEYHANE KAÇ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear