25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OJMHtJBlYCT 31 TfMWIZ 197S BE5 MUSAHİPZADE CELÂL'İN TIYATROMUZDAKI YERI Musahlpzade Ceîâl ın günümüs tıyatrosuiKiak: yerını saptarken, önce yazarın bellı başlı ozellıklenru. sonra bu ozelhkıerın gonümıiz tıyatrosu açısından taşıdıfj dsgen belırlemege çalışacagım 84* ve Görüntâde Renklilik: Musahlpzade Celâl oncelıkle bu eöz ve gorüntu ustasıdır. Tıyîtronun bu ıkı asal anlatım araeını bu denlı ustalıkla bırarada killanan yazar kolay bulunmaz. Onun oyunlarında renk bolluğu bır Mngınhg: gostens. Malzeme sengınlığıdır bu. Yazar ışıni bol malzeme ıle gorur. Gıysıler çeşıtlı. konuçmalar kıvrak, Upler kaIsbalıktır. Klâsık Batı tıyatro galenegının. oyun kışılerını, perde ve sahnelerin sayısını nasıl kısıtlama çabasında oldugunu. yerds, zamanda, olayiarda nasıl bır ekonomı gozettığını dıkkate alırsak boyle bol ve çeşıtlı malzemejı ''ir aanat esen yaratacak bıçımde dü senlemenın ne denlı zor bır ış elduıru daha ıvı anlaşüır. Musahıpzade Celâl'ın oyunlarında konuşmalar gunluk halk konusmasının da, resmı ve edebi osmanlıcanın da tum ayrıntüarı, tüm lncelıkleri ile bezenmiştır. AtasoKİen, değımler, soz ustalıkları konuamalan renklendınr. Aynı lengınhk, aynı tuızlık ve ıncelik torurttüde de bellı olur. Gıysılor tanhtekı gerçek bıçım ve renklerınt bağlı kalınarak betımlenmıstır. Birbınnden tarklı gıyınen klşıleruı bıraraya gelmesı sonucu çeşıtlıdır. Dıldekı ve gorüntudekı çokluk, zengınlik, çeşitlilık seyırcinın görunü de, kulagmı da doldurur. Oyunları ılk elden çarpıcı yapar Çarpıeılık seyircıyl en kolay »tkıleyen blı tıyatro değ«ndir. TloIertJe ÇtşttUHk: Musahipj». 6% CeliVın oyunlannda oyun kl»tl«n genis bır toplum kesıtı verectk bollukta ve oesıtlılıktedır. Çağdas Batı tiyatrosunun aile ilis kılerinde yogunlasmasına, odalara tutuklanmasına karsm Musahıpzade CelaTın oyunlan sokaga, çarııya, mahalleye, mssıra yerlennt açılır. Orada biraraya gelea her çesıt inaanı içıne aiır. Her tıp kendi 6»1 glysial, tsvn, konuama bıçıml ile sahnede gorünür. Oyunlann Urtbten al:n Tnası bu çesitlemeye olanak hazır larmçtır Bu masalsı renk ve bıçım çesıtlemesı ıçınde tarth gerçeği büımselcesine bir titlzlikle aahnaye getınhr DU» ile gerçek, maaal İle terlh Jçıç» gıbıdlr. Gerçeklerl yadsımay«D. fakat kendı oyun özellijınden de alabüdigine yararlanan bir ti yatro olayı me,dana gelır. Toplumdın genış kesıt alrna, tiplerde çesıtlemeye gıtme g«leneks«l tıyatromurun ozellıîldlr ve biHJü «eyırcımızın beğen sını okşar. }ç«riein vr blçimm Drvingrnll|1: Musahıpıade C«lâl, ne dıli, rıe aorunttivU, ne kişüeri dur«ğan bırımler olarak ele &lmi9tır. Söz de, goruntu de devıngen bır düzen ıçındedırler. Renkler, «esler, kışıler bır akoş içındedırler Satmedekı bu devjnım salt bıçımsel ölarak sağlanmaz. özün mtelıginden. bzun çehşkisınden doğar Goru etkıleven dış dına mızm, duşunceyı yonlendiren ıç «lınamızını bebrler. Bıçımsel devınım geleneksel seytruk ovunlarının ayıncı ozellığıdır. Özun gelıştıricı, oluşturucu devınımı ıse basarıh Batı tıyatrosunda gorülur Musahıpıade Celâl ozün alaşı ile bıçımsel hareketi bır dereceyft kadar ustalıkla bagdaçtırmıçrır. Oyunlannda bir evrım gorülmezse de yaşamın aloca öeelligl behrtılir. Ocde AnUmlı olmak: Musahipttde C«lâl'ın oyunlarında 'ı? çar pıcüık ıç anlamla pekıştirılmiştır. Dil uıcehklerı, gonlntu çeşıtlılığı. tlplerdekı bolluk yaşarnm temelındeld karmasık, çok yonlü gerçegı bellı eder. Bu oyunlann operetlerden, revülerden, muaklı gtlldurulerdeu, hatta geleneksel seyırük oyunla nndan farkı, biçımsel duzenleme ile dzun anlamı arasında bag kurulmuş olmasıdır Çeşıtlılık, karçıtlan ıçeren bır kultur yapısını yansıtır. Yazar scarşıtları ıyı ve kotu, dogru \e yanlıç, guzel ve çırkın olarak ıkı kutupta toplar. Burada yazarın ahlâkçı yriı ort»ya çıkar. Yazarın geleneksel seylrlık o yunlarından farklı bır gulunç an layışına tanık oluruz "<aragoz o yunlarmda Osmanhca ve halk dı lı karşulıftı anlaşrra zorluğu çıkararak guluncu uıetır. Seyırcı perdede gordugu Kişılerden aaha fcılgılı olduğu bılıncı ıçınde yan ll$ anlamalara bu yıızden duşu len şaşkınlığa guler Ojuncu bu guiunç'en yararlanarak nuner gOF terır Sozcuklerie carabazliKÎar \a par An]a<=m3zl:k'an abartır, texrarlarla pekış'.rır Burada gulunç eğknceje hızmef eder. Bı raz da «yabancıla«rr.a ve «saçma lık» bılıncı uyandırır. Oysa Mu s&hıpjade Celal'vn oyunlarında huner. bıçımsel et>vileme sımrmı aşmıştır. Anlama vonelmış, onunla guçlenmı$tır Yazar dıldekı kar çıüıktan toplurndakı kuUur ıkılemıni göstermok ıçın yararlanmiî tır Aynı şey goruntu ıçın de geçerlıdır Karagoz (.yunUnnda tıgurler el .şçıiığmı >anıtlar. U* t*ca ışlenmış ustaca reıslendırıl mıslerdır Ojsa .»lusahıpzade Celâl'ın o>unlarında bu ustalık ken dı hunerıne hıznıe*le vetıiımez Topiumdaki tabakalaşmayı gostenr Her «umrenın «ıntfm, topıuluğun kendı oz«l karakterinı belırtır. Sevirci sozün ve goriintunun çarpıcı etiusnin otesınde onlann ılettlfi anlamı duşunmegî. kültürü tanunaga yöneUr. Guldürü, bıçımsel sarnbaîlıklardan değıl, onlardan da yararlanarak özun çeliskismden doğar. Muaahıpzade Ceıâl gtysılerde, sörcük seçımmde tıplerde olaylâfda tanhtekı gerceŞe bereme ğe, döğru olmaya bzen gosterır Maîeemesinın rfnginlıfi ile top lumun karrnaşık dokusunu, çok yBnltl ilişkilerinı vansnnıağa ça İı|ır. Gerçeğe «»ygılKlır Aynı » manda tivltromın bır oyun oldu gunu, oyunun kendi kuraîlan oldugunu da bılır, Oyununu kurar YA / MALAKLAR Öyle vapaüm Önce llkvaz lpillitinl »ıpıtalım ortalıktan Giil de kakujor, ha»brl*sı, »ilkiverin dısan KulnımaTİan mı n'apalun? Sokaga kırı lnn\erin •tumurUlannı F^odos \Tirunca tazı kumsallanmıza TaTsan Taırulannı Tosuölujt» dö«p«ek de olur Açalım apışını denizanslarmın Yanık cııcara bMalım oralanna Tapalun 'onttunur muvdu ballo^an arüanî Az tonra katran aıtlanz sınntı kana Tırna£ını t\tt Tırnaklannı srtkıip atin tanrelınln Kuzuları doğramış mıvdımz kuzgunlann önüoe? Gupçuzellrrse t?r ıjfdi? edin çarktfelekleri Orumcekler şimdl dursun Paılı makasl» kırpın horozun ibifclni Elbctte çil horotun. pulı makasla Zeveek a\ ısıjhnı suva mj gommeli. çamura mı? He!<> da;laMn Taprarıklarını aslanaimnın Kölnıne ekclim rie kibrit suvunu. gnrsün kaç T»T da mı huTsuzlann or? Tpleılnden çakıverin dmara Oelın. bu ci>cıv hali ra|i»«r Hanı taslıvacaktınız gelincikleri? ijimdillk kuru avazlara ilismnrlim. Syle rapalım Gürercinln telefl mi* rakamorunu vontnvcrin cabucak O kaçamak sazanı kılçıklarından kanınp bogun Yetisin, rüizlcnmek azere bir akça bulut O ekin. o soğap eiicurö dehlenmedJ mi daha? Önc* do^urgan vafmunı vatınn falaka^a Kalamıslan kökten budayin. yftni silip sövürajı Pek iliameseniz de olur kotürttm soluranlara Kör testere nerdevdi? oglaklan onunla kesln Kopann çiftle»en knrbatalan Kıpırtısı ille de dinecek hojtgeldınlz Ttni fıvlt Tapüsın, öjle yapınl Sonra? Sonraaı sann. Sevda ŞENER ken antsmı kollar, anl&mı Uetirken oyunu goâer. EgitleiUk re Kğlendiricilik: Musahıpzade Celâl'ın oyunlarındfl anlam ahiâk değerlerme yonelıktir. Onlarla ılgılidır. Bu yargılann ırdelemesını yspmaz ama onlaın ınsan ılışkılerıne etkısını be hrtır Değer yargtlan olumlu ve olumsuü olarak ıkıve ajnlmıştır. Bır vanda gelenekleşmıç, saflam. insanca bır duzen, öte yanda k»y Bıigi edmmek 4t, sanat vapmsk da çaliîtnanın organik parça landır Yazar bu duztni eskı esnaf loncalannda yns^tmı^tu O:e yandan halkı yönetenler, dın adamları, bılim kurumları halktan uıaklasmıstır Bu uaaklaşma sonucu değer vargüanndan kopmuş, yorlaîinıslardır. Yozlaşmanın nedsnı. bazan inaanın tutkulu naızacı olarak. basan da ozden uzaklajma, kentlejrne olarak gös duygusu uzak açı y^ olgunlugu, eleşnnde olçu 1uygu su ıçerır Kusurları bağı$larna2 ama alaya alarak nafıfletır Yanlıjları noşgormese de gulunçleş Tır#rek dtyanılır bıçıme sokar Eie^tırısmde. anlamı zedeleraeden, rtuşunsel etkıvı boxmadan saka \aüsr Eleştırıyı eglence ıle den geler. SONIÇ: Musahipzade 'elâl'ın oyunlarının renklı!:|ı, çarpıcılıgı onu Kitlenın yazan \apmışti' Bu ozelîığı bugun ıçın de seçerlıdır Mizahı, geleneksel mızah »nlayışımıza uyduğu ıçın ajdmın da halkın da hoşuna pder. Musahıp zacie Olâl'm n\un!arını gunumu 1 EC uvgularken onlan ışlersel kı mak ıçın yararuı halkçı yanının yerınde olur ' anı Yazann ınsanları dıj gorunUslerıne ve sozlerıne baka » k deStl dp ışlerıne v* ürunlenne bakarak değer'endımesı gu nUmuj! içm de deter tasır Yazar Mım oyunlarında hRİka jruT»nır f Onun yapıcı. vara ioı uretırı guctıne »ygı duyar Yazar halk ta nnnında ırk avnnr zumrf ayumı gosetmez HalK çalısan, ek ınefıni alın'en ıle Vazanan kesı.n dır Bu kesımde yanlışlar el bırlıgı ile düzeltilır, zarariar yardımlasmayla gıderüır Musahıpz» de Celsl'ın ovunlannda elestir»nin dıdakfık bır yonteml» zaman rarr.ın kurulaştınlmasına, ahltk Çilıgın geleneksel oeSerlere bag lanma e*ılımı göstârmesme kftr sm hslk »evgisı 'Iogaldır. ıçt»n lılchdır. Ya da öyle vurgulanabilecek nıtelıktedır Bu nıtelığınden, vasavan bir deger olarak yararlanılabılır. Nurer Uğurlu yaymcılığımızı değerlendiriyor Şurlen ele$tıri re denemeleriyle tanınan Vurer bır dağıtım orguturun sahıbıdır Ufraşı gereğı Türs vayın hayatını yakından ızleî en Ugurlu ya a^ağıdakı soraları von»lttık • BtR D4ĞITIMCI OL4RAK TtKK TATIN HATATIMN GELtŞMESlNt NASIL DEĞERLENDDltyOBSLNLZ? bu kıtapların geniş okur lötle iirte ulaşmasımn onemıni azını samamakla bırlıkte bu donemde kı yayıneılıtımu dıl»ünce ve düı ya gorüşü açısmdan tek yan lıydı Buna çağını en az yırm yıl gerıden ızleyen b:r yayıncı lık da dıyebilınz. Bu donem ja vıncılıgı Batı'nın somurgecı kül tunınj ıçeren kıtaplara oncelrt tanıyan, burjuva yazarlara ajfır lık veren bır görunümdej di. Musahipzade Celâl'in oyunlarının renklillği onu kitlenin yazarı yapmıştır. Mizahı, geleneksel mizah anlayışımıza uyduğu için aydının da, halkın da hoşuna gider. 1960 dan sonra TurK ya^ın hayatı gere* nttelık ve gerekse nıc«lık yönunden çok önemlı gehsmeier gost«rmıştır Bır çevt kendine ozgü yenı \t çağdas b:r hava olusturmuî'ur 1960 onocsı Turk yayın havatı daha çok Batı ya dönuk, Batı nın lıb«ral ourjuva demokrat anlayısını i çeren dü«unce ve >azın japi'iarına oncelık tanıyan bir zorünüm ıçmdeydı Ba'ı nın klâsık yapıtlanrun yayınlantnasıru ve • TA 1960 SONKASI? pak, kurnazlıkla isleyen bir çık»r düzenı vardır Yazar sağlam değer yargılarını ve bu yargüann duzenledıgı mutlu ınsan üiskllerinı halkta bulur. Halkın düzeni, pratık yasama da, ulküsel degerlere de uvar. Bu düzen adaletlıdır, sevgıye, anlay:şa, ho»goniy«, onur duyguıuna davanır. Bu düzen bılgiye onem verır Sanata savjnhdır Bu düıenue insan çalı» kandır. tenlır Yaıann bu vitmeden doli yı kdtümser oldugu gorulür Elej tin*i burukrur Anlar ama ho»gormez. Şakaya, alaya g*tınr ama kmamaktan da gen durmaz Musahıpzada Celal'uı oyunlannın eglendırıcıligı, IOS ve soruntü çarpıcılıgı vanında sakasından, alayından, mızahmdan a* lır. Dedesınden gelmt mı«Lh an layıjı geleneksel Tiirk mıashının ba>an çu^ısıne ulajmıjtır. Bu Metin ELOĞLU sonrası yayıneılıgımız, Ttırkıye'nın toplumsal ve sıyAsal gelısmesıne uygun bır «vnm goatermıştır Ozellıkle urun yıllar ülkemizde yayınlanması nirlu baskı ve vıldırmalarla gerıve atılmıj, hıç sozu edılmemı» VG edilem*m:$ sıyasal, ekonomtk ve toplumsal japıtlaruı yayııılan ması Turk duşuncesıne yenı bovutlar ve çağdaj açılar kazandırrmstır. Bagunlerın yayıncıiir ğında ogretısei ve duşunsel >apıtlar buyük ilgı gormüı, ftd» r«k kendi sorunlanrnızın gsrçeîc çı açıdan çözümü ve ulkemtzm ça|da«laşması dogrultusunda onemlı gorılşler sergılemış, bırçok araıtırmalara, ıncelemelera \a tartısmalara Kaynaklık ot.nış tır 1960 eylemı, bırçok yasaîcarı yıktığı gıbi, yayın yasagını da ortadan kaldırmıj, bırcoıs devrımcı ve ogretısel kıtapîa: Türk yayın alanına yayılmıs, g'nis okur kinesıne ulaşmıstır. Bıi t!p kitapların kapışüır gibi satıldıgına tanık olmusuzdur. TÜRK TAZARLAKINA PEKt, TAY1NCILARIMIZIN KARŞI TUTUMirr SANAT EDEBiYAT 50 yıl öncesinin İstanbul'unda: Collin Moore ve Arşın Mal Alan 1960 sonrası TUrk yayıncılıftında, Turıc edebıyatı iiuncı pıana iülmıs, ozellıkle yerlı yasarlarımıza gereıcen ılgi gosterılmemistır. $ıır, oyku ve roman kıtaplan bır köfeye atılmıs daha çok çevırı kıtaplar pıyasaj'a surulmuştur O kadar kı, adı sa.ıı ulkesınde bile çok az duvulnus bır yabancı jazar, orneğın bir LAtın Amerıka romancısı oır Afrıkalı övkucu Kemal Tahır, Orhan Kemal, Yaaar Kemal ve Fa kir Baykurt gibi yazarlanmızda" daha çok aranır ve okunur o". muştur. 1970 sonra Turkıyesır de yayıneılıgımız çok dnemü ve ılgi çekîcı bır yere gelmistir. Bu, ogretısel ve düşunsel japuiurın vanında, en az onlar kadar yerlı vazarlanmızın da aranır ve o kumır olmasıdır Bu gelışmede \ azarlanmızın Ulkemiön sarur larma yakiaşımı, onları sunus bıçımmın de büyuk katkısı \ardır. SÖYLEYE GIVÜMIZDE BU İLGtNtN ARTTIĞIM BtLİR MtltZ? Karae» Şehlr Tfymtronn Knmedl Böhimftnds bir vodvMa (Soldan: M. Karae*. Mefik Kcmal Ardnman Raraa Gallp Aresn Behıat BUUIL. Yayuıcılanrtus sevındırıci bir bıçımde ıtendı yazarİ3rımra ilgı duymağa b^şlamıştır. Gılnumuzde yenı b:r yâzann kltabı bıle bujiık va\ınevlerinrz ce kuşku duvulmadan yavınlanmakta, yayınevı çekmecelermıJe uzun zaman heklemeden basıi maktadLr. O kadar kı, yenı bır \azann yenı bır kıtabı yayınc: larımızca tanınmıs bır vaz&rın kıtabı kadar ilgı gormekteuır. Aynca bu evr»mde Turk okurunun da buyuk katkısı vardır. GELtştMtNE Mİ BAG BUNÜ TtHK OKtRLKLÎ* LIYORSUNVZ? Türk okuru yazaruıdan eok şeyler bekjemektedır. Ona buyük sonımluluklar ;uklemekt«dır Çünkll okur, bir yerde yasarla aynı doşunce ve eylem bır lıgı ıçındedır. Bence, yazar okur araaındaki en güzel ıl'şkı bu dur îkısı de eylem içınde bı!:nç lenmekte, aynı duşunce çızgısmde b.rleşmektedırler Ozet c'arak soylemek ıstersek yazarlinmıx okurundan çok bllgilı d"gıldır îkısur.n de kultür d'ueyı aynı yere ulaşmıştır. Bu dummda vazarlanmızın çok dıkkatlı olmalan gerekmektsdır. Burhan ARf AD 1* K I^tanbul sahnelerinde gü*3 nümuze hıç benzemıyan bır hava eserdı Artıstierın çogu ^a hlç para almaz. daha dogrusu yelir yetersızlıguıden para alamaz va da arada b.r kaç lıra ıle vetinırdı Çalışaoüdjgi geoelerd* Urp luluk blraz ;ş yapaüilmışse1 N« Sosyal Sıgortaları. ne toplu soıle^melen, ne sendıkalan 'ardı. Konservatuar falan da yoktu. Tiyatroculuk yapabılmek ıçin VJyuk paralan tüketenlerı vardı. Babadsn kalma evierı ve paralan bu ufurda tuket.în Omal S»hır, munklı tıvatroya tutkun bncıl Turk gençlerınin en ünlîislıydü Kumas tıcaretı vapan babadan kalmıs doksan oın altın lirayı mür.klt Turk tıyatrosu ugnmda tuketıvermıs Mehmed Karaca da. «Leblebıci Horhor» ve «\rçin Mal Alan» adlanna o gunlerin operet topluluklan afışlermde sık sık rastKnırdı. Mehmed Karaca adını ılk bu oyunlada du yurdu Sonralan Muhlıs Sebahaftın toplulugunda Bu ikı ooeret o yıllaıda orta sınıf Istanbul aydınlannm pek tuttugu Yıyan» operetlen turune karşı daha gen.ş halk yığanlarının ılgısıtıi toplar dı. 1328 ı^tanBul'unun Tepebftsı Garden Bar ve Taksım'de Maxun Bar sahnelerınde Avrupa kabarelennın tuf'.ıuş şarkıları e ngilen vabancı \*ry>'e artıs'lennce duyıırulurdu Istanbullulara Bu yabancı artıstler arasında bıe den olan tek bır ad vardı: Irma Toto. Irma Toto'nun Istanbul'da büyük bır une kavuşması, 192627 sezonunda Ferah sahnesıtıüs o^undan önce şarkı ve dâns.ar programırda ver almasıyla basladı. Toplulug'an dırektbrü M. Enver'in «Maksım bar yıldızı ve Istanbul Kolın Mur'u» dı v e t»nıtt'ğı îrma Toto, Şehzadebi?ı tıyatroseverlennın gönlıi'iu kazanıvermıştı. Tıyatro kartelaiarına ve afışlenne adı goze rjuracak buyuklukte yazılan dansoz ve şantoz Irma Toto, o yıhar dunya hafıf mueık parçalannın en sevüenlerını sunuyordu En basta Rarnona gelirdı 3onra. Valencıa, Ça c'est Parıs. Fıeures d'Amoure Brahms'm M?c»r dansiarı ezgılerıne uyarak o^T.adığı çıngene kızı dansı özelhk'» ikinci balkonu costururdu, sahneye paralar atarlard! Istaıoul'a yenı (nnnıj olan Çarlston u rvnayi5ina da butün salon oosırJı. îrma Toto'nun sahne re ' e s sanatçılıgı bbyle başladı. Kısa süre sonr» mdîikli tr.atrcya ge~ çıp operet toplüluklannda nc«len subret roller aldı. Daha Mehmet Karaca ile Toto Karaca 50. sanat yılında «onra prima donna Olarak oynadı îrma Toto adı bana c noo o Şehzadeb&sı sahnelerınin I«.tAnbul Colın Moore'unu hatırlanr Colın Moore, 19251937 sessıs Amerikan fılmlerınm çok »e^'imh ve hareketlı bır kadm yıldı ?ıydı Irma Toto'nun Colın Moore'a bır ustunlu&ü vardı Sarkı govlmordıı ve sesını duvabüıvor duk Ovsa, Colın Moore se>^ı? fılmlerde oynıyordu îrma "îofovu 19341935 sszonunda Tirk Yıman artısrlerı^ın karm» k3<*royla ve herkes kendi dılıyle oynadıgı Çarda» Fürstün op«r*tlnden otıiru de hep hatırlardım. Fransız tıvatrosu fşimdı Se« Sıneması) sahnesınde âunulan bu dostluk karma temsılınde tenor Konfıvotıs ve prıma donna. Zoro Dalmas'dı îkısı de gerek ^es ve gerek fızık yonlerıvle nsta olan bu artıstlerın kaışısında, hele dortlu sahnelerde Lutfullah Sürun ıjon Komık Bonı olarak > îrma Toto (şubret kontes Ştassı olarak>yu s=ık sık alkıslamıstım Bu s»tırlan yazarken o anları yenıden ya^norum. Lutfullah Sü rurl ve Irma Toto'>u göriyor ve seslerınl du>uyorum Mîhnıed Karaca'yı sahr.fye a. yak bastığından epevce sonrn gbrebıldım Istanbul 3ehır Tıyat rosunda değı?ık rollerde Özel lıkle Müsahipzade'nın iCişıln o.a rak pek çok »ordum. heyeranlandım, sevdom ve alkıs'adım Ne vazık kı, Mehmed Karaca bız s*jırcüennı erken bırektı. Sağlığı bozuldu dv e Irma Toto sonralan Toto Karaca oldu ve on ıki on uç yaşında ayakbastıgı sahneyi lıralı Yen! kurulmuş ve güzel bır ıhşkının bozulmaması ıçın buyuk bır çaba göstermek <reıek Bır kere okur, çırpıştırıimıs du?unce ve sorunlara yakla«!nnı duzensız ve ınandırıcı olmıyan yazarlan defterınden sıler. Ctın klj okur, yazarla aynı tartışma dUseyınde bulunmaktadır kı, yazann ona sundugu onu en a m dan kandırmalıdır. Onun ıçın yazarının çok şeyler bılmesjiı bıldıjıni iyi, güzel ve ustaca ver mesıni ister. Bu da büınçH ckur olmanın güzel davranışıdır. BtRAZ DA, DEĞİŞİK tlRLERDEKÎ KtT\PLARIN SATIŞ DCROTCNDAN SÖZ EDER MİStNÎZ? Gunıımua Türkiyesmde kıtaplann sauslan çejıtiidır. ugrrttsel ve düsünsel kıtaplar yanında edebıyat yayınıarı da genıj okur bulmaktadır. Daha dun denecek bir zaman kesitı ıçınde 35 b;n arasında basuan kıtaplar bugun 510 bın arası bır dUzeye ıua<mışwr. Bu arada, yerli roman ve oyku kitaplarına duvulan ilgı de hıç yabana atılacak gıbi deJlldır Bılindıgı gıbi ulkem.zde şıır kitaplan her zaman en az okur bulur. Bence en seçkin oku* bu okurdur. Buna rağmen • i}i bır siir kırabınm V.T yıl ^in de ıkı üç, hatta daha çok b*skı >aptığına 50 90 bın sattığına fanık olduk kı, bunun uzerınce bıraz olsun durmak gerek. Oyku tataplarının satış duzeyı snrden çoktur En çok okunan edebıyat yapıtı romandır. Romana duyulan ilgı de yazarın or.rva koyduğu sorunla genışiemektedır. Bır dünya görüsünü ıçermiyen, bir toplumsal konuyu ele alnjyan herhangı bır romanın satışı joktur. İRMA TOTO l»» yılında, aır bans sahnesınde. madı. tlerleyen yıllar» ve degı sık fızık sartlarına uyup rol turlerını değısurebılmek ustaıığını gosterdı Mehmed Karaca ve Toto <.v"*ca'run repertuvarı hep ,jUl Wrj. müüiklı oyun ve benzerı ıtıler den oluştu Ne var kı, ovun üsluplarında dramatıque bır çug' vardır. dıyecegım. Fakst «dra matıque» hsmen bütun sahne sanatçılannın degışmez or»k janıdır. Gerçek tıyatro laınatçı iını öteki «ölümlü kişılerder.i ayıran da bu yanlandır. OKlRtN TAKIVDIĞI KONUL.4RDAN BÎRİ DE KITAP FtVATLARI. B l KOMDA DLŞtNCELERtNtZ? kıtabm hammaddesı olan kâjıt Ulke tüketımme \etmıyor Kâgıdını rahat \e ıngun f:\afa alamayan ve bulamajan ja>ircı kıtap fıjatı Uzerınde onemle cıur maıc zorunda kalıyor ki. bu du kıtap fıyatlan komısunda osur yakınmalarmı dogtıruyor. Ülkemızde yavıncılık daha sanayı dummuna gelmemiştır. Buna en bujuk engel kıtabın 'Tixetimde luks mal sayılmasıdır. Aynca bu lüks sayılmay* TUrk ekonomıslnın de azımsanamıyacak bir katkısı vardır. Bir »«rs, Sanat Edebiyat çevresinde • Yarımca Kültür ve Sanat Sfnlığı nın ıkıncı gunü olan geçtıgımız pazar. Turk Kahvesı'nde Hasan Izzettın Dmamo, Kemal Sulker, Kemal Öıer ve Ataol Behramoglu Yanmcalılarla sohbet ettıler. öıer ve Behramoglu kendı şıırlerınl de okudular. Bu arada Kaya Tanyen de, «BUSK Kısa Fılm Yarışması»m kazanan 8 mm Iık «Bır Şıır U'tüne G<»runtuler» adlı fılmını sunaıı. • A. Kadır, «Dunya Halk ve Demokrası Şurlermnın uçuncü cıldını hazırlamakla mesgul Bu cıltte Balkan ülkelen surlerının yer aldığını öğrendık. Çevırı ışı elbırlıfıyl» gerçekleştırilıyor Arnavutluk ve Yunan ^iırlennin çevırisi asUndan yapılmış, Romen ve Bulgar surı henuz tamamlan mamış A Kadır aynca «Fılıstın Şnr:/> adıı Kitaoın» da Sulejman galom la bırlıkte genışletılmıs olarak yenıden yayımlıyor. • Geçtiğımız aylarda «Yağmurla Gıden» adlı bir rotna, nı yayımlanan Burhan Gunel oldukça verımlı bır dönemınde Bır çocuk rornanı yayımladı son gunlerde, aynca üç romanı da basıma haar durumda. Sanatçı v«m bır romaru üzennde de çalıstıjhnı söylüvOr. • Öykülenvle tanıdıgımız Mu=tafs Balt', Glda Ij'te çahçıvor Artık «Övkü» dergisinı çıkarmavacak Maddesel nedenlerle kuskusuz Balel. ıscılerı konu alan bir romanın hazırlıklan lçinde. DsskaloCtân vaptıjı romanın çevınsıni de bıtırdıftıni belırtıjor. • Şükran Kurdakul. vıllardır üzennde çalıştıgı «Türk Edebıvatı Tarıhinne su sıra ara vermış Yaplmın bırınci cıldı vavmcıda, bu sonbahar vavımlanacBjı sbvlenivor. Ktırdakul'un yenl bir Bvkü kitabı hanrladıgını ögrendik. Ama ovkülerının konulanru tıtızlıkle aaklıyer sanatçı. Kitap... Kitap... Kitap... «Yılanı öldurseler»d» Yasar Kemal klasıge kayıyor ustaca. Babası oldürulen çocugun anasını oldurmej'e ıtıUsını anlatırken, bç alma tutkusunun msanı ınsanlıktan çıkansuu, <,ocuk sevgisınm olümü hıçe *avdınsını. guzellığe duyulan hav ranlığın kıskançlığa donuşeres o guzeilığı yoketmeye yonehsını, kısaca «ınsan gerçeğıının o karmaşık, o çelışKih trajık dıyalektıfını vermevi amaçlıyG'. Konu alınan olav tek bır çıe gıde gelısıyor. Guzellıgıyle ün salmıs Esme nın Halıl taratftndan zorla ki.çırılıp. ıstemeden onun kansı olması \e eskı «vdalısı, kendısı yuzünden hapse dusmus Abbas m vıllar sonra gelıp Halıl'i oldürmesıyl» Hasan'ın trajedisı baalıyor. Çunku babası Halıl ın kanının verde kalmaması ıçın, Esmeyı, anasını Hasan oldurmelıdir. Yasar Kemal. Hasan'ın, ^lnız Büyukana ve amcalan tarafından değil. köyce anasıru oldurmeye zorlanısını ve ıtıliS'nı ıslerken, bır ıç ve dıs çat:;mMi olarak alıyor konuu ele ö ç alma duygusunun karşısına güzelligi ve sevgıvi ko,uyor. Esme, oiluna karsılık canı ba|ı$landıeında gitmemekt« dlrenıyor. Hasan galdınllra l:sr 5i koruyor anasını. Esme'nın gu relligı karjısında parmaklar tetigı çekemıyor Ama bır başka ayrıntıyı belirlemeden geçmıyor Yaşar Kemal Oglundan Bu çatifmayı, Hasan'ın ÇOCUK dur.yasındaltı dujgj <armasasını, bılınçaltına sınaıce verleştırılen öldürme düsüncesıni çevrerun, Büyukana'nın *4p olayın lçin^ekl insamn gerçe|uu veraıeu amaçladıgı ıçın jçeç mıs • simdı gelecek olarak üç zaman bovutunu da kullannor Daha romanın baslarında Hasan ın bırmı oldürdugunu bilıyoruz Dıkkatiı okumussak tek bır cumleden de bunun anası oldufunu anlıyoruz Sonra ayrın tılar gelıyor Hasan'ı anasını oldurmeye goturen ayrıntüar. Geçmule ilgılı olanları olayı, sımdıyle ilgılı olanları ıse Hasan ın trajığmı belırlemede kul lanılıyor. «•Yılanı ö!durseler»de galt msanm insanla çatışmasını degıl daha onemlisi kendi kendısıvle çatışmasını anlatıvor Ya $ar Kemal însanın dogasını, o bir türiü kesınkes belirlenemeyeni . N'ıtekım romanın öteki ki$!leri ijlenirken de görüyoruz bunu Esme, Abbas'ı seviyor; ama koeasından da kopamıyor, çocufu bağlıyor onu Mustafa ve A», kardeşleri Halıl'ln 8cünü almak için hem Esm* vi oldurmek ıstıyorlar, hem de bırı körkusunu. otekı sevgisını venemiyor Karsıt duyfular araeında bocalıyorlar. «Yılanı öldiUrseIer>in basansı da buradan gellyor. BİR ROMAN: '•YILANI ÖLDÜRSELERi, Atüla ÖZKIROÎLI ba#kası »ldürurîe Esme'yi, Esmenjn kardeslerı kanını verde korkmarlar Öjleyse oflunun anasına duvdugu sevginın. bağlılıfın yenılmesı gerek Bövlec». önce çevresiyle sonra kendısıyle çabsması başlıyor Hasan ın. lantısına baglı olarak Esme're dujdugu dusmaniıgı biiınen ustalıgıyla işlıyor Yaşar Kemal Üçüneü lusi olarak anlatıyor olayı. Hasan'dan dmledigını ozel lıkle belirterek Ama temelde, salt bir olayı aktarmayı değıl,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear