23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ekonomi Ekonomi ... Ekonomi Ekonomi .... Ekonomi Ekonomi ••• Ekonomi Ekonomi ... Ekonumi Ekonomi . . .. İMALATSANAYİİNDE ÜCRETLERİN MALiYETLEKi PAYI DÜŞÜYOR • (TABLO: III) !$Çi ÜCRETlERiNDEKi ARTIŞLARIN FiYAI YÜKSELMELERiNi iZLEYEMEMESiNE RAGMEN, İ5 ÇEVRELERi i$Çi ÜCRETLERiNiN SINIRUNDIRILMA5INI GONCEl BiR OLAY HALiNE GEIıRDi. ÜCRET FiYAT GELiŞMELERi BRÜT ORTALABIA GÜNLÜK KAZANÇ: Brüt ücret TUlar TT>. 39.32 43.R8 54.41 68.26 85.55 NET ORTALAMA GÜNLÜK KAZANÇ: Net ncret Pnan 100 111,8 132,0 152.0 183,1 '4 11,8 ^ 18.1 + 15.2 4 20,5 Fivat rndeksl Firat endeksl TL. 39.32 39.25 41.22 4491 46.73 0,1 + 5.1 i 9.0 4 4,1 Reel brüt ücret İMALAT SANAYÜNDE, GiRDiLERiN, KÂRIN VE ÜCRETLERİN PAYLARI Yıllar 1 Girdiler Kâr Ücretler 1970 1971 1972 1973 1974 55 33 12 (İraalat Sanayii Sayımları Basılmadı) 60 29 11 61 28 11 63 28 10 1971 1972 1973 1974 1975 (Reel net iicrct 1. Tablo, Devlet îstatistik Enstitüsü'nün «Imalat Sanayii Anketleri»ne dayamlarak düzenlenmiştir. Uluç GÜRKAN MC lktidannın göreve geldigi 1975 yıhnda işçilerin satınalma güçlerinin azaldığı saptannuştır. Sosyal Sigortalar Kurumunun vo Devlet Istatistik Enstitüsünün verilerine dayanılarak yapılan he» saplamalar, işçilerin ortalama' net günlük kazançlarında geçtiğimiz yıl meydana gelen yüzde 18.3 oranındaki artışın, yüzde 20.5 olan fiyat yükselmesi karşısında bütünüyle eridiğini ve yüzde 1,7 oranında gerilediğini ortaya koymuştur. İşçilerin ortalama net günlüle kazançlan, 1973 yıhnda yüzde 0.9; 1974 yılında ise yüzde 5.8 oranında artmıştı. îşçi Ucretleriyle ilgili bir baska ilginç gelişme, ücretlerde en yüksek oranlı artışın sağlandığı 1974 yılında, imalât sanayiinde üc retlerin payının bir önceki yılın yüzde 11 düzeyinden yüzde 10'a düşmesi olmuştur. Bu yılda, kânn payı toplam ücret ödemelerinin üç katı dolaymda yüzde 28 olarak belirirken, girdilerin payı yüzde 61'den yüzde 62'ye çıktnıştır. Böylece, spekülatif kazançla' nn yogun olduğu girdilerin maliyetleri arttıncı etkisi ile kâr oran larını koruma endişesinin bütünüyle işçilerin sırtma yüklendigi açık bir biçimde gözlenebilmektedir. 1 işçilerin satın alma güçleri azalıyor luıimaktadır. Bu dönemde toplam millî gelirdeki artış ise yüzde 31,7 oranında olmuştur. Böylece, millî gelir artışında işçilerin payının yüzde 7,9 düzeyinde kaldıgı ortaya çıkmaktadır. Tablo Ill'de verilen İmalât sanayiinde girdilerin, karın ve ücretlerin paylarına ilişkin veriler. kaymağı kimin aldıgını, bir başka deyişle fiyat artışlarmın ne TL. PUSD TL. 31.70 100 (4) 31.70 22 31.00 111,8 i 11,1 9.İ 34.66 4 0,!> 3127 132,0 + 18,1 19,1 41.27 4 5,8 33.07 + 15.2 2i.i 152,0 50.27 32.48 1.7 f 20,5 18,3 59.47 1834 1. Fiyat Endeksı, Devlet istatistik Enstitüsii ta.afından tutulan 11 il'e ait tüketici fiyatlan esas alınarak hazırlanmıştır. Burada, her ii'in fiyat endeksi o il'deki sigortalı işçi sayısma göre ağıriıklandırümıştır. 2. Sigortalı işçi sayısına göre 11 ilin fiyat endeksindeki ağırlıklan şöyle olmuştur: Istanbul (yüzde 49,4) Ankara (yüzde 15,2), İzmir (yüzde 12,3) Bursa (yüzde 6,3), Adana (\iizde 5.8), Samsun (yüzde 3,0), Eskişehir fyüzde 2.7ı, Antalya (yüzde 2,0), Erzuruın (yüzde 1,4), Diyarbakır (yüzde 1,3), Ordu (yüzde 0,6), Toolam: (yüzae 100>. 3. Fiyat endekslerinde 1972 yılından bu yana kiralar sabit kabul edilmektedir. İŞÇİ UCRETLERİ ÜcreUer 19Î1 1972 1973 (TABLO: II) 1974 1975 Fiyat politikası yüzünden 1 urkıye nın yağ açığı giderek büyüyor Kenan MORTAN* Ayçiçefl ve soya yağında uyjru lanan fiyat politikasınm Türkiyenin yağ üretimini düsürdüğü gibi ithal gerekliliğini artırdıgıru or taya çıkarmaktadır. Uygulanan fiyat politikasından ötürü ayçıçek ve soya ekim alanlarınm 1971 yılından bu yana sürekli olarak düşüş gösterdiği saptanmaktadır. Izlenen politikanın devamı oalin de Türkiye'nin yağ açıgınm 198<) yıhnda 150 bin tona kadar ulaşa cağı anlaşümaktadır. Ticaret Bakanlığının Temmuz ayı içinde ya yınladığı «Ayçiçeit ve Ayçiçek ya ğı Soya ve Soya Yağı» araştırma sında MC hükümetinin uyguladığı destekleme politikasıyla çeliçik olarak, yağda, «yüksek ve kararlı bir fiyat politikasının» iz 43 88 54.41 68.26 85.55 39.32 Brüt Ort. Günlük Kazanç 4.35 5.44 6.82 10.26 3.53 Sigorta Primi 3950 48.97 61.44 75.29 35.39 Vergi Matrahı 4.56 7.06 10.06 14.12 3.56 Vergi Ödentisi 0.17 0.21 0.27 0.34 0.15 Damga Pulu 0.11 0.43 084 1.36 Malî Denge Vergisl 34.66 41.27 50.27 59.47 31.70 Net Ort. Günlük Kazanç 111.6 124.0 125.5 125.4 100 Brüt Ort. Günlük Kazanç Zincirleme Endeks 109.4 119.1 121.8 118.3 100 Net Ort. Günlük Kazanç Zincirleme Endeks 1; Ortalama günlük kazanç, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun, Türkiye'de istihdamm en yüksek olması ve ekonomik konjonktürün tepe noktasında bulunması nedenleriyle bütün yılı temsil ettiğini varsaydığı eylül ayına ait prim bildirgelerine göre saptadığı brüt ücretlerdir. 2. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun verdi>ji brüt ücrstlerden yapılan kesintiler, üç çocuk esasına göre tarafımızdan hesaplanmıştır. 3. Sigorta priminin ağustos 1975'de yüzde 10'dan yüzde 12'ye çıkması hesaplamalarımızda dikkate alınnnştır. lenmesi eerektigl dir. bildirllmekt» DÜ^EN URETiM Türkiye'de nüfusun süratle art masına karşılık önemli bir kulianım maddesi olan yağda üretim rakamlarının giderek düşüş gösterdiği görülmektedir. Sapta nan ilginç durum, üretim düşüşünün alım fiyatlanndaki düşüs ile. paralel gitmesi olmaktadır. 1972 yılında 495 bin tona ytikselmiş bulunan ayçiçek üretimi bu nun sonucu olarak 1975 yılında 418 bin tona düşmüştUr. Yina 1972 yıhnda 12 milyon tona ulaş mış olan soya üretimi 1975 yüında b milyon tona düşmüştür. 15 (EVREURİNiN İDDİAURI * reye gitmekte oldugunu göstermektedir. Tablonun incelenmesi. 1972 ve 1973 yıUannda yüzde 11 olan ücretlerin payının yüzd« 10'a düştüğünü, buna karşıhk kâr payının toplam ücret ödemeleri nin üç katı dolaymda yüzde 28'da oturduğunu belirlemektedir. Spe külatif kazançla rm yoğun oldugu girdilerin payında ise sürekli bir yükselme izlenmektedir. Yukanda ve ekteki tablolarda özetlenen bulgular, yalnızca sigortalı ve örgütlü işçilerin durjmunu sergilemektedir. örgütsüz işçileri hesaba katabilmek için Türkiye'de hiçbir veri bulunmamaktadır. V YAG A(IGI Ayçiçek ve soya yağındaki ür^ tim düşüklügünün sonucu olarak Türkiyenin yag açığı önümüzde ki yıllarda giderek büyümektedir. Ticaret Bakanlıgı Degerlendirme Genel Müdürlugü uzmanı Tülay Korkmaz tarafından yapılan tahminde 1975 yılında 40 bin tonluk bir yağ açığı saptanmaktadır. «İthalât yok» varsayımı al tında sürdürülen nesaplamada 1978 yılında yağ açığımn 116 bin tona ulaşacagı planlanmaktadır. 198U yıhnda ise açık 134 bin tona uiasmaktadır. Bu durumda yağ açıgı kapatmak için ithalât önü müzdeki yıllann «kârlı işi> olarak sürmeye devam edecegi anlaşılmaktadiT. îşçüerin sattnalma güçlerl, 1975 yılından önce de. 12 Marftn «Olağanüstü Hükümetleri» damgasını taşıyan 1971 ve 1972 yıllannda azalmıştı. Yalnız bu yıllarda, fiyat yükselmelert yanında, işçi ücretlerinin gerilemesini efkileyen bir başka etken de işçi ücretlerindeki artışın bastavla düşük düzeyde tutulabiltnesi olrnuştu. Günümüzde ise, îşçi Ucretleri fiyat artışlanm izleyememekle birlikte, iş çevrelerince işçi ücretlerinin «nnırlandmlması güncel bir olay haline getirilmiş oulunmaktadır. îşveren sendikalarının «olağanüstü» genel kurullarında, hükümet yetkililerme sunulan raporlarda işçi ücretlerindeki artışlardan yakınıltnakta, ke sin önlemler alınması önerilmektedir. Bugün i? çevrelerinin işçi ücretleriyle ilgili giderek yoğunlaştırdıklart propaganda özet olarak şdyle gelişmektedir: «İşçi ücretlerindeki artışlar enf lasyonun tek nedenidir. îşçi ücretlerinin artışı maliyetleri genı? çapta etkilediginden, ihracatta da rakip ülkeler fiyatlanna yaklaşma olanağı buluranamaktadır. Bu arada, işletmeler. işçi ücretlerindeki artışı karşılamak tçin yattnm fonlarından vazgeçmek zorunda kalmakta, bu durum üretime büyük, zarar vermektedir. Bu nedenle, işçi ücretleri hiç olmazsa fiyat artışlan seviyesinde sınırlandırılmalıdır. Aynca. işçi sendikalarının pazarlık gücünü kırmak için grev lokavt dayanışma fonlan arttınlmalıdır.» î ş çevrelerinin yukandaki ıddialanna karşın, ücret artıslan ve ücretlerin toplam maliyet içindeid payına ilisikin bulgular, bupünkü ekonomik bunalımın ve fiyat artışlannın kesinlikle işçilerin omuzlanna yüklenemeyece£inl göstermektedir. Bugün, licretlerin hiç olmazsa fiyat artışlan seviyesinde dondurulması ;o lundaki işveren önerisinin kabul edilmesi halinde bile. işçiler işverenlerden alacaklı durumdadırlar. TABAN FİYATLARI IKI YIL DÜŞÜK TUTULARAK GELECEK YIL SEÇlM ŞOKU YAPILMASI AMAÇLANIYOR MC hükümetinin son 2 yıl uyguladığı taban fiyatları politikaşı konusunda Iktisat Fakültesi Öğretim Üyesi F»rof. Dr. Erdoğan Alkm ile japıian görüşmeyi sunuyoruz: SORC: Taban fiyatlannda sürdürülen politika nasıl bir karakter gösteriyor? C«vap: İlk dönemde, 1975 yıhra göre nisbl dttşuşler görillmüş tür. 1976 yüında da bir önceki yıla göre daha düşük fiyatların verildiği görülmektedir. Burada amaçlar farkh olabilir. Soru: Fiyatlara bakarak belli bir «cezalandırmarun« söz sonusu oldugu ileri sürülemez mi? Cevap: Bunu şöyle ifade edeyim: Türkiye'de destekleme politikası ile gelir dagıtıcı etkinın yavaş yavaş düzeltilmesi gereklidir. Ancak gördügüm kadarıyla burada çok «keskin dönemeçler» yapümaktadır. Cezalandırma sözü çok agır söz olacak ama bir sap ma hiç şüphesiz mevcut. Soru: Bunun sonucu taban fiyatlarının yapısı neyi ortaya koyuyor? Cevap: Türkiye mal dengeleri açısından olumsuz bir yapı gösteren taban fiyatlan politikalarını çok gördü. Ancak buna karşılık gelir dağılımı açısından be!ki olumsuz, ama mal dengeleri açısından olumlu bir politikanın ortaya çıkması daha uzun yıllan alır. Bu bakımdan burada hemen kısa vadedeki etkilerini söylemek güç olacaktır. Şöyle ifade edeyim: Gelir transferini hızlandıncı bir politikanın üretici üstünde etkisi hemen görülür. Ancak, gelir dagılımı açısından olumsuz politikanın sonuçları daha uzun vadede belireeektir. Sonı: Taban fiyatlannın önemli ölçüde kısılması ile sanavi kesimine önemli bir fon aktarımı sör konusu olmuyor mu? Cevap: Burada ortaya çıkan gerçek olayla, amacı birbirmden ayırmak gereklidir. Düşük :utulmasmdan üç amaç saklıdır: Desteklemeyi daha rasyonel tabana oturtup politik amacının biraz daha törpülemek. Gereksiz olan ürünleri destekleme alanından bir anlamda çıkarmak veya diger anlamda desteklenmesi gerekli mallan kapsam içine almak. Enflasyon endisesi. Bunda fiyatlann son zamanlardaki Düyük patlamasınm dikkate alındığı bir parça düşünülebilir. Bana göre MC hükümetinin için de gözlediği amaç artan fiyatların baskısı altında enflasyon hızını bir parça frenlemek oluyor. Bir de bunlann ötesinde bir amaç daha var. Bu da, «politik amaç» olmaktadır. Seçimlerin göz hizasmda oldugu bir dönemde destekleme fiyatlannı önce düşük tutup sonra birdeo yüıtseJ(Devamı 9. Sayfad») ITHALA7 RJRYASI Ticaret Bakanlığının raporunda Türkiyede 1975 yılında yapılan ithalatın mali portresi de va rilmektedir. Buna göre, ayçiçek yağında 18 milyon dolar 288 mil yon lira) ile soya yağında 50 mil yon dolar (800 milyon lira) lık, yaklaşık 1 milyar liranın karşılığı döviz ihracı yapılmak zorunda kalınmıstır. Ücret artışlarını kısıtlamada yeni ekonomik teoriler geliştiriliyor Ikinci Dünya Savaşı'ndan btri kapitalist bunalımlara çare arama çabaları nihayet sonuçlarını vermeye başladı. Öyle ki, kapitalist iktisatçıiar, yeni teoriler Reliştlnne çabası içinde işi «ÜstaUlarını inkar etmeye. sistem değişikliği zorlamalarına baş\Tirmaya kadar vardırdılar. Yeni görüş dönüp dolaşmakta, bunalımdan kurtulmanın, eoflasyonu önlemenin çaresini, eski gorüşlerin aksine ficret artışlarının kısıtlanmasında aramaktadır. Sol eğiltnıil îngiliz iktisatçısı Joan Robinson, Amerikalı muhafazakâr Henry C. VVallick ve Alman merkez bankası Bundesbank başkan yarduncısı Otmar Emming'er tarafından geliştirilcn bu görüşün esası, hükümetin, iş çevrelerinin ve sendikalartn bir araya gelerek ücret artış oranını belli btr düzeyde suurlandırmalanıu dayanıyor. Enflasyonu önlemenin son çaresi. olarak nitelenen bu yeni politika, henüz doktriner bir kılıfa sokulmamış, ancak, «rasyonel bekleyişler sistemi» olarak tanımlanıyor. Buna cöre, verimlllik, para arzı, gibi konulardaki bekleyişler kamuoyuna açıklanacak, iş çevrelert ve sendikalar bilgi sahibi kıluıacak ve bn bekleyişlere göre ücret artış oranları saptanacaktır Kapitalist ekonomilerde enflasyon oranı, para arzı artısını yüzde 12 dolaymda geriden izlediğlnden, para arzı arlışının düşürülmesi enflasyon oranını da diişürmektedir. Orneğin, yüzde 8 oranında bir para arzı artışı, enflasyon oranının yüzde 67 olması demektir. Bu durumda, para arzı artışının yüzde 2'ye düşürülmesi enflasyon oranını sıfıra tudlrecektir. Işte, para arzıntn korkusuzca azaltılmasını sağlamak ve İş çevrelerinin kayba uğramasını önlemek için isçi ücrptleri artışınm sımrlandırılması istenmektedir. Böylece, ücret artıslarıyla, fiyat artışlan arasındaki kovalamacanın da önleomiş olacağı hesaplanmıştır. Yeni teoriye göre, ücret ve fiyat artışlannın düşük tutulması enflasyonu frenleyecektir. Çünkü dalgalı kur sistemini uyşulayan ülkelrrdeki ücret rb fiyat artışlan, uluslararası ortalamalardan dana yüksclrtir. Bu durumda, ithal fiyatlannın yükselmesi, devalüasyon ve enflsyon kaçmılmaz olacaktır. Bu nedenle ne yapıp vapmalı. fiyat artışlarını düşük düzeyde tutmak için, para arzındakl artışı, kârlara doknnmadan frenleyecek ücret Msıtlamalan grrçekleştirmelidir. Batılı iktisatçıiar, bu politikanın uy^ulanabilmesinin, sendikalann, ücret artışı sınırlandırnıalannı gönüllü. oiaruk bcnimsemelerine bağlı olduğunu belirtiyorlar. Ve Fe<leral Almanya'yı buna örnek gösteriyorlar. Altnanya, iki vıldan beri bu yönteml u*Tulam.ikîa(lır. 1976 yılı için de Alman sendikalan, ücret artışı tavanının yüzde 5,5 olarak belirlenmesini kabul etmişlerdir. Mtrkez Bankası ise para aranm yüzde Soranında artınlmasının planlandığını açıklamıştır. Böylece, para arzı ile enflasyon oranı arasındaki denge işçilerin sırtmdan sağlanmış ve <*nflasyon, vukarıda belirtilen ölçüler içinde kontrol altına almmış olmaktadır. İktisatçıiar, Almanya'nın öncülüğünde başlayan bn uymılamalara. İsviçre, İngiltere ve Birlesik Amerika'nın da yavaş yavaş yaklaşım ;österdiğini, ötekl sanayileşmiş ülkelerin de bu yola basvurmak zorunda kalacaklanıu öne sürüyorlar Yeni politikanın ilırinç blr vönü de. ekonomik sistem tartışmalarında «ortayol» gorüntiisüne rağmen katı bir kapitalist nitelik taşımasıdır.. Bn RÖrüş ile, ünlü iktisatçı Reynes'fn «asgari enfiasyonla tam l^tihdamın sağlanroası (enflasyoncu sörüş) teorlsinln de. Friedman'ın «kısml Issızlik pahasına fiyat istlkrarının sağlanması.» «deflasyoncu eöriis» teorisinin de iflas ettiği belirtillyor. «Yenl Akrmcuar. Keynes ve Friedman'ın artık yeterslz kaldjğını. İşveren tşçl (Devamı 9. Sayfada) MERKEZ BANKASI, SON HAFTAIARDA KAMU KESiMi KREDiLERiK! ARITIRMAYA DEVAM EDERKEN ÖZELVE TARIM KESiMi KREDiL£RiNif AZALTMA ' EGiLiMiNE GiRDi. MERKEZ BANKASI HAFTALIK DURUMU (Milyon TL., Rezervler Milyon Dolar) A K T İ F ! Altın ve d ö n z mevcudu Kamu kesimi kredileri Özel kesim kredileri Tarım kesimi kredileri Diger aktifler (DÇM karş.) ... Toplam .„ ... P A S î F : Emisvon Döviz borçlan (knv.) M.B. mevduatı Mevduat munzam karş Dif.?r pasifler (DÇM karş.) ... Brüt döviz rezervi Net döviz rezervi 36.382 715 6.024 22.457 30.683 1.061.3 437,2 40.938 760 8.502 28.425 43.229 1.0072 1.081,6 45 236 2.568 9 965 31.010 59.242 739 7 2.989.3 45 734 2.008 8 024 31.001 60.666 2.007,4 18 7/1975 (Geçen vıl) 15 839 39 293 6.321 15.778 19.C31 96.261 31 •'12/1973 (Yıl sonu) 15.721 39.592 9.169 16.898 40.474 121.854 9 7 1976 (Geçen hafta) 14.109 57.378 12.717 16.089 47.777 148.071 İS 7 1976 (Son bafta) 13.284 58.587 12 287 15.548 47522 147.433 fiYAT POliTiKASI Raporda ayçiçek üretiminin »zalması nedenleri araştınlmakta ve ana nedenini son zamanlarda taban fiyatlannın yetersizliği neden gösterilmektedir. Uzman Tülay Korkmaz bu konuda, «ayçiçe ği taban fiyatlannın diğer ürünlerinin taban fiyatlanyla ahenkll bir biçimde ayarlanmaması dola yısı ile birim alandan elde edilen saf hasıla ve degeri tireticiyi tat min etmemektedir.» demektedir. Bu arada uygulanan fiyat politikasının yanısıra ayçiçeği ekiminl zor durumda bırakan «mildiyo» hastalığının önlenmemesi yüzünden üreticinin ayçiçeği ekimiaoen vazgeçtiği anJatümaktadır. BEKLEYEN ÎTHALAT TALEPLERl 850 MİLYON DOLARA ULAŞTI Geçtiğimiz hazîran ayı için Başbakan Süleyman Demırel'in 670 milyon dolar olarak açı'sladığı açılan ithalât transferinin ancak 400 milyon dolar dolayında gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bu arada, ocakhaziran dönemi ithalâtı geçen yıldan değer olarak yüzde 2,7 oranında daha ^zdır. 1976 yıhnm ilk yarısında dış ülkelerdeki fiyat artışlarıda gös önüne alınırsa, 1976 yılı 6 ayiık . ithalâtının miktar olarat geçen yılın aynı döneminden yüzde 10 dolaylarında düşük gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İthalâtta ortaya çıkan bu gerüemenm yanında temmuz ayının ilk yarısında, Merkez Bankasmda tutulması mecbur kılınan, ithalât taleplerinin sümünün karşıhkları tutarında artıj olmuştur. Haziran ayı sonlaıında 500 milyon dolara kadar 1nen özel kesim irhalât taîepıeri, 16 temmuz tarihine göre 629 mılyon dolardır. Öte yandan, yatınmcı kamu kuruluşlannın ya» tınm ve ara mallan ifhalât talepleri ise 150 milyon dolara çıxmıştır. Kamu kesimi ithalât talepleri çok âcil olmadıkça Ka.şılanmamaktadır. Aynca yine Merkez Bankasmda akreditif karşılıklan olarak 78 milyon dolar tutannda taleo beklemektedir. Bu şekilde to,> lam olarak bekleyen ithalât leri 850 milyon dolara bulunmaktadır. Önemli seviyeye çıkan 3ö<nz borçlannm son haftada bir müc tar azalması, temmuz ajnnın 1 kinci yansı sonunda brüt Jöviz rezervlerini azda olsa arttınrustır. Bununla birlikte, '?rüt rezervlerin bugünkü seviyesl b<r ay öncesine göre yüzde 17 ve yıl başma göre ise yüzde 25 daha azdır. Brüt döviz rezervlerinin son dört haftadır gösterdiği hızlı düşüş geçen yılın aksine bir jtsiısmedir. Geçen yılın haziran ayının ikinci yarısından tem:nuz ayının ük yansı sonuna «adar brüt döviz rezervleri artış uostermiştir, Öte yandan, net döviz rezervlerindeki azalış daha hızlı oimuş ve net rezervler eksi 2 rr>iıyar dolarl geçmiştir. Net aövrz rezervleri yıl b&şmdan bu vana yüzde 85 oramnua azalmıştır. olarak, 6,4 milyar lirahk <rprü verilmiştir. Ocak ayı başıadaa bu yana ise kamu kesımine açılan krediler tutarı 19 milyara ulaşmıştır. Bu miktar krediler geçen yıl verilen krediden, bir kat daha fazla olmuştur. Öte yandan, bankalar iesircinin tarım sektörü için açngı krediler geçen yılın altında olurken, Merkez Bankası kaynak larınca açılan kredilerde de, son birkaç haftaki artışlar hariç. azalma vardır. Özel kesim Sredileri, son ithalât depozitolarîmn tümünün Merkez Bankasına yatırılması karanndan sonra artmış, ancak son haftalarda aznr azar düşmeye başlamıştır. Merkez Bankasmın son nattahk durumunda dikkati çeken bir diğer nokta da özel bankaların Merkez Bankasında tuttuklan mevduatlarını, geçen yıllann aksine birden azaltmalan olrnuştur. Banka mevduatlarınm gdrek mutlak olarak, gerekse reel olarak bu jılın ilk yansında azalması, bankaları, Markez Bankasındaki mevduatlarını azaltmaları yoluna itmiştir. Mevlustlarda izlenen bu gerileme, çenel yurt içi tasarruf oranının son yıllarda sürekli olarak azaima eğilimi içinde oluşu sonucudur. Bankalar Birliği ve Merkez Bankasının katılmasiyle alınan mevduatı teşvik etmek için veniden bankaların ikramiye dağıtmaları kararı yapısal oıan mevduat azalması sorununu çözemiyecektir. Bu yolla bankalar, ucuz bir biçimde sağladiıtları kredi kaynaklarını bir miktar dsha arttırırlarken, bunun karşmgında banka ikramiyesi olarak vermeyi kabul ettikleri devlet (Devamı 9. Sayfada) TEDİİRIER Ticaret Bakanlığının raporunda, MC hükümetjniri uygulaması gerekli tedbirlerinin başında taban fiyatlannm dengeli bir biçi me getirihnesi önerisi olmaktadır. Bu arada yapılan ayartanma ile diğer ürünleri ekmeye yönelen bir politikanın önlenmesi isteniünektedir. Ekim alanJannın Trakya dışına taşınlarak ekim a lanlannın da genişletilmesl tedbirler arasmda bulunmaktadır. îslah edilmiş ve hastalığı dayamklı tohumluk kullanmak üzere verim artışı sağlanmasının gerek li olduğu vurgulanmaktadır. GCRETIER VE FiYATUR Tablo I'de verilen ortalama günlük işçi kazancına ilişkin veriler Sosyal Sigortalar Kurumu' nun, bütün yılı temsil ettiğini var saydığı eylül ayına ait prim bildirgelerine göre saptadığı ücretlerdir. Burada, işçilerin ortalama günlük kazançlarının 1972 yılındaki yüzde 11,6 oramndaki arnşından sonra yüzde 25'e varan ölçüde yükseldiği gözlenmektedir. Ancak, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun işçi ücretlerine ilişkin verileri brüt kazançlan göstermektedir. Bundan, sigorta primi ve vergiler gibi yüklerin düşülerek Tablo n'de verilen ortalama net kazançlar hesaplandığmda, ücret artışlarının yüzde 20'nin altına düştüğü ortaya çıkmaktadır. Ücret artışlannın satınalma gücündeki yansımasını bulabilmek için ise fiyat yükselmelerinin etkisini ayıklamak gerekmektedir. Bu sonuca, Türkiye'de kullanılagelmekte olan yöntemlerin hatalanndan arınmış olarak varabilmek amacıyla, en kapsamlı fiynt endeksi olan Deviet İstatistik Enstitüsünün 11 il'e ait tüketici fiyat verileri kullanümıştır. Aynca, ücretlerin Sosyal Sigortalnr Kurumunca eylül ayı itibariyle verilmesi rıedeniyle fiyat hareketleri de eylül ayından eylül ayına olan değişiklikîerine göre değerlendirilmiştir. Kısaca tanıtılan bu veriler, ışçilerin satmalma güçlerinde, 1971, 1972 ve 1975 yıllannda azalma eldugunu, 1973 ve 1974 yıllannda ise artma sağlandığmı belirlemek tedir. Bu arada, 1971'den 1975'e kadar geçen beş yıllık sürede işçilerin satınalma güçleri yalnızca yüzde 2.5 oraoında artmış bu MERKEZ BANKASI KREDilERi Merkez Bankası son hafialarda kamu kesimi kredilerinı arttırmaya devam ederken özel ve tarım kesimi kredilerini azaltma eğilimine girmişîir. Temınuz aymm ilk yansı içinde, yakl2ş:K yansı Toprak Mahsülleri Ofiiine destekleme alımlannı karşıiıgı I â tM I I 385.000 356.000 383.100 423.300 J 1 9 V 40.300 93.100 116.600 134.200 1975 1976 1978 1980 425.300 449.100 499.700 557.500 TABAN FİYATLARI GİDEREK DÜŞÜYOR MC Hükümetinin kurulmasından bu giine dek uygulanan taban fiyatlan politikası sonucu üreticiye ödenen bedellerin giderek düşmekte oldugu görülmektedir. 1975 yılında yüzde 25'e varan üriin değeri artışı görülmesine karşılık 1976 yıhnda artış oranlarınm tavanı yüzde 16 ile sınırlanmaktadır. 1971 yılmdan beri zaman zaman kesintiye uğrayarak uygulanan, «tanmdan sanayiye fon aktarımı» olayı taoan fiyatlannm dökümünün incelenmesi sonucu daha iyi anlaşılmaktadır. MC Hükümetınin iki yıllık taban fiyatlan politikası içinde giderek düşen fiyatlar tesbit etmesinin bir diğer nedeni «politüt neden» olmaktadır. Buna göre, iki yıl giderek düşürülen taban fiyatları seçim arifestnde uygulanacak bir «gelir şoku» ile yükseltilerek taban fiyatlaruıda yukseliş eğilimi izlenimi verilecegl sanılmaktadır. Bu arada yakın gelecekte devletçe alınan ürünlerin toplam değerlerinin saptanması bir diğer gerçeğin daha ortaya çıkaniması için gerekli olmaktadır. Çünkü ilân edilen taban fi>at!arına rağmen, örneğin buğdayda TMO'nın sınırlı depolama imkâru olduğu gerekçesiyle alun sınırlı tutulmakta ve böylece piyasada taban fiyatınm altında bir fiyat ortaya çıkmaktadır. Ayjı durumua ayçiçeğinde tekTarlanacağı ve yeni sezona yakMşıfc 100 bin ton stnk ayçiçek ile gidilmesi nedeniyle alım fiyatlarının tesbit erlilmış destekleme ahm tiyatınm altında kalacağı belli olnuktadır. MC DÖNEMi TABAN FİYATLARI Ürnn cinsJ Fmdık Üzünı Şeker panzan Buğday Çardar Arpa Yulaf 1974 13.50 10.00 40 5.00 2.14 158 1.53 1.46 1975 14.00 10 00 50 600 2 43 172 1.57 1.59 1975/74 Yıllık değişim f 1975 1976 1976 75 Yıllık değişim % 3 ",b 5 •• •« 1 6 o 3,7 0 «o 25 '••> 2 0 tncir ' . 13 •.. 8 ".'» 2 U 8 14.00 14.50 10.00 10.50 50 58 6.00 7.00 2.43 2.55 1.72 1.8U 1.57 173 159 1.66 •o 16 / «.. 4 "a 4 • 10 A • 4 A
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear