23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
cesr cuMHtrcım 2; mmı \<n% K E M M PAŞA ,A^K£Rj ZAfFiİLE WAUEPİ LMEDtöı, TURHAM SELÇUK Ll V£ FfHİj'KtLf « A l i 8u HALf f." 1V1M Kara Yazgı Çeviren : NiHAL YEĞiNOBALI Yazan : EVELYN VVAUGH Blr süre senra Binbaşı, Yurbaşı B«y Yokumyan, vanlannds yük taşıyan onb&şüarla bırükte, kalerun bır yan kapisından dıçan çıktılar ve kentın kıyısındaLn geçerek esltı jeker fabnkasının bulundugu vere dojjra \ollandılar. Seth kalede yalnızdı. Yenı bır gun doguvordu Bay Vokumyan suruklenen adımlarJa Matodı v e dondu. Sokaklarda ın cın top oynuyorau Kaçabılen herkes gece karanlığında kentten ayrılmıştı. Gerı kalanlar, surgulu kapılann, barıkatlanmış pencerelenn ardına sınmış öekMmektejdıler. Panjurlann aralıklarıyla anahtar delıklennden bakan bır kaç yorgun gcz, ayaklarını suruye sunıye Amurath Kafe lle Yokumyan Mağazasına dogru gıden yorgun, uiak tetek adarru suzduler . Madam Yokumyan yatak odasının eşıgınds uzanıyordu Geceleyır. agız bagını dışlenyle Knpannış, gucunun yettıfı knclar da yuvarlanarak eşığe ulasmıştı Gun doğusunun gumuşlu yesil ısıgında bu yeralı bereL, otesı berlsı şışıp çurumıis ve tozlara belenmış şekıl Bay Yokumvan'ır. en ınce duygularını »edsliyen bır manzara mevdana getırıyordu. «Ah, Knkor, Krıkor, Tanrıya bın şükur, gelebılriın Bır daha senı hıç goremıyecefımi sandımdı. Hazretı YusufIa Meryem Anadan Tanrı razı olsun Nerelerdeydın'' Neler geldı başına' Ah. Krıltor, kocacığım benım, Tanrıyla melaıkelerıne şukurler olsun kı benı gene sana kavuşturdular, en s o nunda > Bay Yokumyan kendini olanca agırlıgıyle yatağın üstune b»raktı, yanları lastıklı, duğmelı boflanru çıkarmaya gırıştı. «öldum, bıttim,» dedı. «Aman yarabbı, öyle yorgunum kl anlatamam Bıraksalar bır haita uyuyabılırım.» Raftan bır şişe a!dı, bır bardaga ıçkı boşalttı «Omrumde bovle kotu bır gece geçırmedıyaım. İlkın nerdevse asıyorlarda beru. Aklın alıyor mu' Yagh ıpı boynuma Keçırmışlerdi bıle' Sonra eski şeker fabrıkasma kadar taban teptık Kendime geldığımde kıyıda yapayalnız vatıyordum. Eşyalanmuı yerınde yeller esıyor, teknemın verınde yeller esıyor, kor olası subayların yerınde yeller esıyor Ense kokumde de yumurta buyuklüğunde blr yumru. Bak, ellesene hele » • Sımsıiu baglı oldugumu gormuyor musun, Krikor? Ke« şu lplerı de sana yardım edeyım. kocacığım benım » • An, her yerierım ağrıyor. Ölum geldi, tabrikadan buraya. Motorıımu de aldırdım. Daha dun bınbe? yüz rupiye müşterisl •V&TÛI. Gozunı kor olsun Bınbeş yüa rupı. Ayaklanm da sızım sızım sızlıvor. Hemen yatmalmm > •Önce benı çoz, Krıkor Een »ana hızmet edertm, kocam b«nim • • Eksık olmavasm, meleğım Ben hemen yatanm. Bıraksalar bır hafta uyuyacağım, vallahı » • Knkor, kuzum çoz benı » «Hı<; merak etme Uykuınu aldım mı blrjeyciğim kalma». Amanın her janlarım ağrıyor » Yokumyan ıçkısını bır yudumda yuvarladı, sonra rahat bir, «Aah,» çekerek karjolamn ustune devrılıp yüzunıl duvara dondu. • Knkor kulıın kurbamn olayım çoz beni Arüasana, btltün gece boyle kaldım. Yara ıçındevım » • Yerınden kıpırdavayım deme Şımdı seninle uğraşacak hallm >ok Hep kendını duşunurs'in zaten Bıraz da benı duşunmek yok nıu"" Yorgıınluktan öldum yahu Duymuyor musun?» • Ama Krıkorcugum • «Kıs çenem be pıs şırfmtı'» Aradan daha bır dakıka geçmeden Bay Yokumyan derln bir uyku\a daiarak geçırdığı ınışlı çıkışlı gecenin acısını çıkarmağa koyuldu .. • • • Bırkaç saat «snnra rafer kazanan ordunun Matodı ye girişiyle u\ancı Davullannı çala çala. zumalarını dtture ötture, Uygarhgın \e Yenı Çagın as^erlen Yokumyan'ın penceresının altmdan geçtıler Yokumyan karj'oladan aşaftı mdı, gozlerını o\iı?turdu ıe panmrların aralığından dışarıva baktı. • Inam avradım ol<!un,> dıve düşuncesını belırtti «Sonunda Setn kazandı desene'» Sonra ıçın ıçın guldu: «Binbaşıyla Yuzbaşı da enavılıklenne do\masınlar gayrı » Madam Yokurman verde vattıgı verden yalvanj dolu kar» gozlerle kocasına bakmaktavdı Kocası onu çoraplı ayagınm burnuvla şoyl? dostça bır durttu: «Yat jauıjın yerde, kızcafırım. Sakın sesıni çıkarayım d»me. Simdı gelır kurtarınm senı » Sonra gene yattı, kuştuyu yastıja yumuldu ve yenıden uyuyakaJciı. • • • AşaS'da esf gorıılmpd'k bır »eçıt resmı vardı Ilk başta. pv nmparça lcurşuru unıformalanyla Saray Muhafızlannın bando8U yurujordu. John Brown Marşını çalıyorlardı: Gozlenm Tanrımızın gelışıyle kama$fı Ga7ap uzumlennı çıgneyerek ezıyor Muthıs hızlı kılıcı da çımşek gıbi çakıyor. Tanrının gerçeğı hakkın yoiunda... Bandonun ardından pıyadeler gelmekteydı. nasırla$mış çıplâk ayaklarının ntmık adınlanyla toz kopararak sırtlannda lıfme hgme unıformalar dolaklar nasıl rasgel'.rse övle doianmış, kasketlerın her bın avn vonde yafırılmış. omuzlarda sunrolerı raknı Lee fıeld 'ufeklen yun Ribı kıvır kıvır saçlar, sahnelerdekı zencı şarkıcılara benzeyen şırın kara suratlar, duğmelerı kopuk sa^aş ceKetlerının ıçınden terle parlavan kapkara bagırlar, yağmaların şışırdığı cepler Yuksek, kır bır katıra bınrmş olan General Connolly bu ırluhafızlan ba^ı bozuK askerlerden ayırıyordu KurmaUanyle sanlmış olan General, orta jaşımn ılk yıllarında olan tıkız bır Irlandalıydı Seth'ın ordusuna katılmazdan once Irlanda, Guney Afrıka'da ve Ken.va'da dovuşmustu Gel gor kı bu sabah zafer kazanmış bır Baş Komııtandan çok, yolunu şaşırmış bır kavfı andınyordu Bır haftadır tras olmadığından, suvarı stılı bıvnklarının altındakı sakallan adam skıllı uzamıştı. lgrı bugru makas çentıklen. pantalonunu bır çorta donüşturmuştu Unıforma cekefıvle knket \enne rte vakası açık bır gomlekle be>a7 bır gune« sapkası gıvmışM öteEinden bemınden durbunler harıta çantaları kılıcı ve tabancası sarkmaktavdı Pıposuna da keskın kokulu yerlı tutunünden doldurmuş, tutturıiyordu. (DEVAMl VAR) KAYA ÇUKURU RUM KÖYÜNÜ GEZiYORUM İNCift RAKI5I İÇİLEN DAMUR BiliRDO OYNANAH BAHÇELER KUNDURACIIIK OGRENEN BiR TURK ÇOCUGU KiNDEN İNEK ÇIKAN KillSE MelihCevdetANDAY i • çuluk kuramadıklan anlaçılıyor. Onlara «gâvur» dıye bakıidığını soyleyenler var Kaya da. Yaşamm ganp bır ovunudur, bur»dan gıden Rumlara da Yunaru*. tan da ıyı gozle. bakılmamış. y». dırganmıs hepm «Turk» deml^> ler onlara, yabancüıklarıru bi< llrtmek ıçın. Blz gene gelelım Kava dald göfl men Turklere, ounlar >ıllar sonra evierını, bağlarmı bahçelerınl satıp memleketm başka yerlerıne, Rumelıdekı hemşehrılerınm çoklukla bulandukları kentlpre goomuşler Alın sıze iKincı b r gog daha. Pekı, bu bayındır Rjm kiV yunun bundan sonrakl öykusü nedır? Keçlliler köyunde Bay Nurt'nın evıne ındık Ikı katlı taş bır evdi bu Içerısl karanlık fakat se vım!ı\dı, ocak ve butün duvsn çe\relejen raf. Sonra evden çıkı lır çıkıimaz, hemen onundo Koşk denılen, yerden ikl metre yukseklıkte b.r çardak Nun bey, dogrr.a bujume Kayalı; kardeşle rı toprağı ona bırakıp ken'J^ro goçınuşler; k^raı Fethıye'de kalıp tıcaıete gırmış, kımı Istanbul'a gıdıp okumuş, orada fcalnııs E\ sahıblmızın bır kızı, ıkl oğlu var, kızı evh, oğlanlardan bujugü, Recep, Ankara'da Yılksek Teknık Ogretmen Okulunda okuyor. ama okulda duzenlı ugretım yapüamadığı ıçın babasının yanına gelmıştı. Otekı, îfusııf lıseyı çok ıyı derecede nıtırmış. unıversıteye gınş sınavUrına hazırlanıj ordu Çocuklnrı okutma gezdiğım gordügüm her yerde bır tutkudur, fakat devlet bunu besiemek şoyle dursun, kar şılayacak guçte bıle degıl Ovsa Turkıye degışiyor, bu değıŞiklıge ayak uyduramayan hukumet lenn tutunmasına olanak joıt« tur, onlar muzehk olacaklaraır. Bahçe benı ta gonlumden yakaladı, meyve ve sebze bahçesıy di bu. ucu bucağı gorunmuyordu. Yazlığa gelmış bır aılenm küçu't çocugu gıbı duydum kendtmı, büyukler esyaları ındinp denkl» n açarlarken ben daldım gıttım bahçeye. Yeni olmaya ba^la1 an kavsılar, ham elmalar koparıp yedım, bağlara baktım, duvarİarrtan uzanıp van bahçelerı j;oz den geçırdım Doyum olmaz bır sessizhk almış başını uzak bahça lere doğru gıdıyordu Buyük havrızun ustünü orten nar. erik. elma agaçlarımn altmda terımı sıl dım dmlendım avakta Oğle yemeğme daha bır kaç saatımız var dı, bu bahçenın gırdısını çıktısını ö*renmeyı sonrava bırakarak yemden yola koyıılduk, bu kez ya1 a kov yol'ondan eskı Rum koyune dofru. Aydınlık sarhoş edtcl Idl, sıcaçı Kanımi7in ıçınde duyiruk, Ka^a kovlernı bıroırlenne ve bnhçelere aaşla\an. ıkı yanı ç tlerle. taş du^arla çe\r:h toornK jollardan yurumeye başlacIıJc. Sessızllk yaşamın ta yuregınoa bulundugumuzu bılrnekten dofjan bır tapınım gıbıydr. Turkıve bır tarım ulkesıdır. onun çalısma ve n topraktır, bız ondan uza*s aa olsak toorak çocuklarıyızdır, ulu sumuzun karakterını yapan. ıımudjnu kurandır o. Burada tuttm ve tahılın butun turlerı <no hut. mercmek burçak, yulaî ar pa buŞdayı vardı; ıncın. uzumu unluydu, avlu seozecılığı ola rak pataîes sogan \etıştırıl.\or du (Sonra Mehcure hanımın :op rakta hazsne arar gıbı eller yıe bu taze patateslen nasıl ÇIÂAI1!! ğını gordumı. Esıîi kok agat,ıır eîma. ertk, armut her yanda go rulu\ord'i Ka\uru ıkmalı k1»vun' \e karpuzunu ovduler PCK mf7i ıınluvdu Bızımkıler ıvlcmez ^apmavı Rumlardan oğreım.şlerdı Kaya nın nan butün ılçede tanmmıs'ır BfR KÜLTÜR SORUNU îş*e çozülemeyen, anlaşıîam»» yan sorun burada Kaya çuku» rundaki TUrk koylerınde oturaa lar, Turk goçmenlerının de ayrılıp gıtmesı uzeııne, eskı adı ils Levısı'nın evierını parça parça gö çurmek yolunu tutmuşlar. Bır soylentıye gore, bu zengın evlert ve bu toprağı onlara veren hukü met, goçmenlere şletme anamalı sağlamamıştı. Bundan otürtl satıp savma tek çıkar yol oldu. Herkes gununu gun etmeye baktı, yerleşıp gelecegır.ı kuracagına. Şöyle oldu, boyle oldujıe ol duysa oldu, Kava'dakl Rumlann çekılıp ?ıtmelerı tarın!n 'orladığı bır olaydır, fakat Levisı'de y» ratümış olan zengmlık ve uvgarlık bır daha gerı gelmedı Bunlann ellnds bulunan zenaatlan Ttırklerin oğrenmesmden. Ttırkiye'de teknık ilerlemeler de ger.,3İt lestikten sonra bıle, bugun Kaya çukurunda anlatılan oykü'ere da yanarak dıyebılırız KI, Rumlann toirduğu mutlu yaş^m bır ınasal gıbi belleklerdedır Bız b'nrtlnkil olanaklanmızla ve günümüzle o yaşamı kuramamışızdır Kava'da. N»*den' Belkı de valnızca ekonomık bır sorun degıl, bır lcültür sorunudur bu. Fethlye'den Gokova'ya dnnerken otobuste yanımda oturan ıol cu ıle hoş beş ettık: bır ıs *damı. Muğla'va bır arttırmpya katılmava gıdıyordu. Yenı Türkıvs' nın bır çızgısıdır bu Ellı yıl once duşünulemezdı Kendısıne Kaya ıçın aklımda bınken sorularu dan bırkaçını sormava kal nm. Mejfer o da Kavalı ımış Babası eski b'r ımammış Kava'da Rur.ılar eğlenın k^vıf surerken bu ımam efendı karanlık evınde çor'iklartna, «E bızım de bır bıldıgım'z var pibet» dermış «onlara refah bu dunyada, bıze ötekl dunyada.» Bır vaşavış biçımi oiarak k'Jlture dının etkıst vokrur dıvemem, ama bütun sorunlan bu voldan vanıîlavabılecegımızl de »anTiıvonım • Daha genlPrde bTtajCim npdsnler aramak geretar gıbi E * lıvor bana. Ama ben anlatacaklarımı *»mamlamava bakayım daha Iyl. Gerçekte bir sorunu çozraek tçin vazılmadı bu yazılar, sorular çıktı ortaya, o kadar. Türk göçmen lerının saban bılmedıklerini, pulluk ku.landıklarını da eklomevl unufmavayım Orak yerlne da tırpan kulıanıyorlardı, harmanı kısrakla dovmuyorlardı. dovenl»n vandı. Kaya'nın kuraklıgı da onlan vadırgatmış olabılır. Rumlar ı«e donecexlerı umudu ıle mallannı Turk dostlarına bırakaras gıtmışlerd:. Kaym köyü jündl geçmisten blr kaJıntı flbl bombof durnyo* BU GÜZEL KÖY ( Kaya'da Türklerle Rumiar tam bir dostluk içinde yaşıyorlardı. Fakat NİÇIN bu güzel ilişkiler içinde' Türkler BIRAKILMIŞTI, geleneklerini bozmamaya sözgelişi Rumlardan bir zenaat NİÇİN "REFAH,, öğrenmemeye dikkat ederierdi.. KALDIĞI YERDEN İLERİ GÖTÜRÜLMEMİŞTİ ? fınnların i*i yanında, ptslrileeelc jetnek ıçın gereklı tuı blber gıbı seylerı koymalc ıçın taş raflar vardı. Evler.n ıklncı katlanna, ya da akşamlan toplanma, eglenme \er: olan damlara dttnen taç merdıvenlerle çıkılıyordu. He men butün evlerın onunde bır açık hava tıyatrosunun orkestrasını andıran yarım ynıvarlak bır avlu daha bulunuyordu. Dıiğun gıbı toplantılar ıçın oiacak. Bunun ÇOK buyuğunu, basamaklı otuıma yerlerıyie buyuk kılısenm hahçesinde gordum Her halde dırsel toren ganlerı, kala'oalılv'an kılıseje gıremeyen halk bu sıralarda oturuyordu Koyun yollannın guzellığı ozellıkle gozurau aldı Bu yollann gen.ş olanları 3 metre. daha ıçenlere gırıM:kçe daralanlan 12 metre genışlıkteydı ve ıkı vanda nrıtlaka duvar vardı Bıakılmıç, yıkılmış olmasuıa karşın koyun orasında burasında katv.e ya da nıevhane olduftu anlaşılan verler çı:r. o r d j \arş'mıza Bunların çoğu her na.de çardaklı açık hava karneler. \e mej'hanelenvdı Ama anlatılanlara gore, daha çok evîerde ıçılıvordu Yazlı< bah çelerde agaç arın altmaa bılardo masaları \ardı. Rumiar «Kaya»ya kendi aralarmda <Levısı> derıerdı fakat Turklerın taktıklan adı kullanırlardı genellıkle. •Kavanın •Ka\ıdan bozma olduğu duşunuıebılır. Rum kovunde, her birı bol guneş alan 3 000 ev vardı Bura karsılık bu y.kada 150 Turk e a bulunuyordu Turkler, «Gavur koyıi» derlerdı oıaya Sulak suyu hıç bir zaman olmadı Kaya' nın, ama kuyu sulan boldu. Mendos dağının kar suları ınıyordu aşağı soguk soguk Gâvur köyunde ıkı eczahane, ıkı okul. ıki doktor vardı. Rumlar, ayakkabıcılık, doğramacüık, marango> luk, kalaycılık, demırcılık, manıfaturacıhk, dokumacılık. bakkallık terrilık bıliyor ve bu işleri yaptyorlardı. TurkleT bu zenaatlardan hıç bırı ıle uğraşmıyorlardı, çunkıi bılmıj'orlardı Rumlann topraktaki lşlpri, bagcıhk ve tutunruluktü Şarap çıkarıjor'ardı. Şu mekruh o'an çarabı. Ürettîklen malları Meğn'de, voredekı kasabalarda sattıklan gıbı, Donyucek lımanından dısan da yolluvorlardı. Bu bak:mdan zengmdıler. Yunanıstan da Omar'iı'va karşı bagımsızhk savaşsnı denv ticaretl burjuvazısı başlatmıstı mumla avdınlarıriardı Turk kbylerinde ıse evler o raman ya aydınlatümaz va da reytın vağı kandilı yakıhrdı Ama gaz limbası kullanan aıleler de vardi. Ancak ak?am oldu mu Türk koyieri valnız karanhga degıl, koyu bır sessızbge de gomulürdü. Buna karsüık gâvur köyunde saz soz faslı başlardı Bıçkın Turk dehkanhlan da konıık )fiderlerdı onlara. Incır rakısmdan sarhoş olurlardı. Türklerle Rumlann arası tam arüamı ıl« dostça ıdi Fakat bu guzel ılışkıler İçinde Turkler, geleneklerıta boemamava, sdzgelışı Rumlardan herhangi bır zenaat ogrenmemeye çok dikkat ederlerdi. Şoyle bır hıkâye anlattılar, Türk koylerinden bır kuçuk çocıık karşıya gıdıp Rum koyundekl bır ustadan kunduractlık ogrenmış, sen mısın oğrenen, bunu duyan babası çocufu eve alıp almama.<ta buvuk tereddutler g»çırmıs, «Madem avakkabıcılık OSrendi. ıtSvtır olmujrur bu» dlye düşunuyormu$ Bız kılıgeye gırerken ıçerden bır inek çıkıyordu. Bır koy *ılısesı denınce goîonune g>stınlebıienden çok daha buyuk bır vapıvdı bu Duvarlardakı, tavandakı resımler, kazınmış, süınmış, ya da sıvaların duşmesinden >ok olmuşîu Kımlerce ve nasıl' Bavuk kapının tam karşısma aelsn absıdın bulunduğu duvara gomalu altı sutundan uçu goturulmu*tu Kım nereye goturdu acaba' Ba^lıkları süslü sutunîardı bıınlar. Kımı merdjverJerın, parmalc lıkların, pencerelerın de soknlmuş oldugu anlasılıyord ı Ar»ıi tapınılmayan ve muze de yapılamayacak olan (ıssa bir vrrc'o ne muzesı' ı bır kıhsenın bai:v ne gekbılırse onun ba«ıına da ışte o gelmıştı. Fakat duşunuyor ınsan, bır koy okulu da olamaz mı ıdı bu koca yapı' Dahası vnr, bu guzel koy nıçın bırakılmısu' Nıçm evlerın ıçıne gınlıp oturulmamıştı'3 Nıçm «refah > kaldı^ı veroen ılerı goturuimemıştı'' Hâlâ neden bu yıkık yer oturulan yer'erden daha bayındır gorunayordu uzaktan baktldıjında? Bıraı bu olay üzerınde dura'':ı, sma ışın ıçınden çıkabilecek rruv u bakalım. Mubadelede Ka' a Rumlarmuı evlerı, Selânık muhacırlerıne verıldı Gelenler de gıdentsr gıbı tutuncüjduler. »v kat bağcüıktan anlamıyorlardı. Benzer durum Urla da da jrorulınuştur Orada Rume'i goçmenlprı baglan sokmuşlerdı. Kâvaca boyle yapıldığmı soylıvemovecegım. Fakat şelerterin K*yadakı Turk kovlulenyle ıyl kom AYDINUK VE KİRAMLIK Rnniar evlerınl lâmba re BO} EiR KOY Sonra es'<t Rum evlerı bır bır karsımıza çıkmaya başİRdı b»hçeİT arasında II.: gordükle'imın ıçmde oturuluvordj. bunlar Turk kov erıne >akın olanlardı. f Sonra sonra ttımu bırer \ıkm ı durumuna burundu Rumiar, bahcelennın ortalai'na kurmuşlardı e\lern \p bahçî'ennı harç lı *"8ş duvarlar'a çevırmışlerdı A\lulannda duvarlara yerleştırılmış açık ve kapalı fırınlar, bu Kara ve Denizi AncaK GÖKLER TAMAMLAR HAVA . KUVVETLERiNi GÜÇLENDiRME VAKFI Y ARI N : KOYU CEZERKEH DÜZELT^ÎE: Kava Ovasımn çeyresmde sıralanıııış koy adları ŞOJİP olacaktı Gokçeburun, Belen, Kınalı. Gâvurkoy (Rum koytl), Ebehora, Mercımekyaka ve Keçılüer. Düzeltır ozür dil»riz. TiFFANY GARTH «U 6£N1M (SJMS SetfROtttM USMfiVMT>C BUHLA.B Q& BENIM OOST K78 FEANC'I •. 3CUM UBA lif DEBSLER TSM SONRA OÖMCUM/
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear