22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DORT CUMHURİYET 18 TIMMUZ 1976 ABDULCANBAZ TURHAIU SELÇUK , FüKSTfcuUAfc,VALSlfjc... SfT/AN HANIMlM öİrÜN $AW<lLAR|. SEM ZÛPPEfE,' BANA 8AK 5fN ZtipPf,' ZÜPPfEE». Cu DA HÛ!,.. îv/AMÛVİti'Mi^ YUNAN'A VE&DÎ. &ÖYÜRWMLt^YüNANıW BAYftMN/ ^IVAS'ıM KAlftîNf Dı'KMlffc...,, &ANA BAK AMli(A! TÜI* ADAMiN £ÜN[>Ew &AY&CI AUYÛM ^ S ( SAMİ 'tifrÎM MWNPAÇÛ MU5(. BcHt 6ölLİfLStME. • Sf LiiJiiO fNUTU£ik.li (V//1Û V ££E!... «III 1 1 || (f 8AJ I YAINIZ JtN V/AI ıin CFı pEM4Kı5KA /IAHİ.«H£P ı i ı Z r tL«NU Mwpfv muıumaıuııı SINPA ^ Y 1 ^ w V DA AcîM . DtMENLÛ'MUN' KSiVAR... > ^ m nv DEPREM 3 4 f:( OtACAIc. V ZEYYAT SELIMOGLU ÇİN DEYİNCE Bu y«niden egırimin nelertl«n meydana geldıgmı ve 7 Mayıs Okuluna gelenlsr» az da olsa bır baskı uygulanıp ujgulanmadıgını soruyorum. Oğrencller gonüllu olarak mı gelıyorlar, yoksa xorla mı getirıliyorlar'* Asla sor kullanılmadıgmı sbrluyorlar. Bir zamanlar Peinn'ın Dogu Yöresındekı Saglık Bakanlıgmı yoneten Çen yoldas solumda oturuyor «Bakın» diyor, «b«n bu okula anc&k dort kez basrurduktan sonra gırebı'dım » «Pekı, madem kı kıtlelerle kaynaşmak için büj'ük bır istek duy muyordunuz, bu okula gırmelc ıçın nıçm bu kadar çaba harcaSakın bir sekılde cevap veriyor •BUtün mesele de burada zaten Bır şeye teonk olaraıt manmak ıle onu pratıkte yapmak bambaşka şeylerdır Benim pratık tecrübeve ıhtıvacım vardı » Ogle vaktı Ofrenciler mutfaklara gelıyor ve bol bol vıvecek, bır çanak dolusu da pırlnç alıyorlar Herkese eşıt mıktarda venlnor Aldıklan vemeklerı evlftrıne taşıyorlar Aslında okul, ktlçuk ahşap evlerden meydana gelen bır koyu andınyor Aşçıbajı başmda kasketi ytızü kıpkırnıııı, çalışıyor, rabak çanağın arasmda kendmi ovlesıne ışine vermiş ld onu meslekten bır a$çı sanıyorum Kend'sıne soruyorum. «Kayır. Dogu Yoresıvie üfîti Mıllî Halk Kongresı dâiresınıa jonetıcısıydım • «Burava gelmenızın neae.ıı'5» «Butun vaktımı daırede otur»rak geçinvordum 'sıkı bir bürolc ratmış doğrusu ), aga sola t>vy ruklar yagdırıyor. üretıme katıl mıvordum Mao Zeduı.g'un eser lennı okuyup ıncelemıyordum.» «Eskiden yemek yapmasım bılır mıydıniz'» «Hayır bılmezdım, bnr«da ogrendım » «Pek kolay bır ıs defil sanırım » «Evet, degıl Ama is'enn kolay olmasmı beklersenız. hıç bır ı^ yapamazsınız » Maria Antonietta MACCiOCCHi [[tvm: Celâl OSTER) Blr sflra geminin bordasına vuran dalgalan sindiren türküetryle ortalığı ınım inım ınleten bu garip >olcu, bırdeo keser se«im, Sefer'den y&na doner Sen nereye çıkacaksın? Rlze'ye. Istanbul a nıçin gitmiştın? Blr ış tutayım dıje. Adam güler Ben de aynı jolun yolcusuyum Ellerim boj donuyonım. •Ama pışman degılım Koyün. evın ve bahçenın değerını anladım Çoluk çocuğu da ozledım Bır de, bır de şu sesım var ya, hanı turkumu çagıran şu ses, gıdıste boylesıne gtfr ve guçlü degıldı, sımdı bır başka gurleyerek yükselıyor gogsümden Bır şey anladım. îçindekı zehırlenme ne kadar arfıyorsa, avnı blçude de ıçının zengınlığı artıyor Yalnız, ıçındekı zehın herhangı bır yoldan boşaltacaksın, yoksa hasta olur. delınr, ya da ölürsün Ben turkumu çağırınm o zehırden annayım dıye türklı sdyienm zehırın arttıtı olçude ses de arttınyor gucunu. O buyükkent bana bır şey vennedı, ama sesimı gurleştirdı. Şımdı öyle bir guç var kl içrmde, şu yolun sonuna dek butün zehırden arınaeak, büyılkkente hıç gıtmemış gıbı çıkacağım koyume Yepyenı bir sevgiyle. Bahçedekı agaçlan kucaklamak ıçın sabırsız oldum, evlmın e?ığını öpup glrecegım ıçen Bahçede bır kuyu var. »uyundan hıç ıçmemiştıın. Hayvanlıfa bak hele, kendı kuyugundakı suyun tadmı bılmemesı ne demektir ınsanın? Hayvaniık... Sanin bahçede kuyu var mı? Vardır Kendın mi açtırdın' Hayır, babadan kalma. Suyundan hıç tattın mı? Tatmadım Gordun m u ' Ikımız de asnı hayvanız TürltU çftğırmayı bilmem demıştın demın. Yalan.. kendlnl bilmiyorsun. H«rkes ça*ırır türkü Ama ıstemek gerek. tsteyeceksın. Şimdı ıstemıyorum. Belkı daha sonralan Türkil çagırmak sevgısı bana babarodan geçmıştır. Çok Ueri yaşta bıle turkü çağırmadan edemez, boynundakı damarlar pannak gıbı kabarırdı bağırırken. aksakahn altında, anam bıkmıştı artık evı çınlatmasından. Ama ses etmeı, «evımızin garıp kuşu» deyıp katlarurdı sesıne. YaJan olmasın, sesı de bet çıkardı cldukça, suratı kıpkırmızı kesılır, gme devam ederdi Bır s,kîîun, e\in onundekı masanın başına geçtı gıne, bır yaz akşamıydı hava gıizel mı güzel. «Ofu]» dedı bana seslenıp, «bana maşrapayla bır su ver, ağzımı ıslatıp da oyle başlamak ıstıyorum.» Gidlp suyu doldurdum, getırıp elıne tutuşturdum. Hava sıcsktı Kana kana ıçtı suyu, ıçtı doyası>a. bıtirdı Ve ardından elını dayajıp ağzamn kenarına, o zamana kadar duymadıgım bır hava tutturup okumağa koyuldu. Sesı çok guzelleşmıştı bırden, sankı kendı sesı degıl de usta bır şarkjcının sesıydı. Anam da şaşırmış, evın onune çıkmıştı kımdır bu deyıp sankı. Ve bırden, daha yanja vaımamışken tutturduğu o hava, babamın aksaçlı, aksakallı başı masanın uzerme düşup kaldı masada Son soluğunu bojle, şarkı soylerken verdı. Bütun omru suresmce o yarım kalan şarkıdakı sesını aramıçtı sanırım. ölumü ne bır kaç dakıfca iala, ışınm doruguna ulasmış, basannın tadını, çok sıcak bır havada, buz gıbı bır maşrapa suyu Kurumus gırtlagına devırdiıUen sonra, bır guzel tatmış, mutlu ayrılmıştı dunyadan. Ollımün boyles' dostlarımın başına, denm arkadaş. Çunkü vaşamak demek aramak, araştırmak demektir. Bır şeyler ara;acak msan dedığın bır şe>lerın ardına düşecek DUşmelı, ve aradıgını bulduguna ınandıgı an çekıp gıtmelıdır dunyadan Yoksa ardından, bakarsın duş kınklıgı çok geçmeden görıuıür Şımd.lık ben, aılemı, evımı. bahçemı arıyorum, onun ardındayım *u anda, sonrası onu da dalıa sonra goruruz Trabzon da gemıden çıkarken ugurladıgı bu garıp yol arkadaşı, meraı\enden ınerken donup se^enır Sefer e Sen de benım gıbısın, aılenı, evını, çocugunu, ocagını anyorsun sakın ıınutma, bahçenı, agacını, ku;uru Hajaı hoşca kal! Bır ıkındı \aktı Mıtarı ye ulaşıp e\me donen Sefer, ıyıce yaşlanmış olan anasını, karısı ZeKiye'yı ve serpümı*. buyumuş lozını bır arada buluyor Yıllar geçıp, yaban kedısımn kedi'iğlnden ve kurtun kurtlugundan çok şeyler eksılmıştır Çok jakınlık duymasalar da bırbırıne, İuzları, evlerı odaları, ocakları hatırma geçmmevı surdurujor, bır arada yaşıjoriar jenıden Sefer, ıçındekı o büyük tutkusunu toprağına veriyor, buyuk bır uretım tutkusuna kaptırıyor kendını, topraga baglanıyor zaman zaman ie& basına, koyun yukarısmda, kuçuk bir tepedekı ağacm altında oturduğu gorulujor, kımı zaman kızını da alıp gotaru\or oraja O ağacm altında ve bulutlar JTJkandan geçerken, orada aınlenıjor. "Benı de goturürsun o agacm altına, degıl mı. gözlerımı o agacın altında kapa'ajım isterım, başımm uzerınden beyaz, tertemız bulutlar geçıp gıderken • Bır ıkı vıl ıçınde, bağını. bahçesmı veryuzu cennetıne donüşturuyor Sefer, ıçındekı o aîılım gucujle Yureğmde taşıdığı o kapalı kalmış çığlık, gayrete getırdığı topralctan ağaç, bitkı, ürun ve çıç«* kimligınde fışkınyor dunyaya. Ve bır gun gme topr?kta çalışmaktan yoruldufu sıcağı ağır bir gun, tek başına tepe\e tırmanıyor. Belledigı agacm altına oturup dınlenmektır nıyetı Agacın yanına vardığında, bır de bakıyor kı, vaban arılan >uva kurmuşlardır ağaçta, koca bir ogul kurmuşlardır Sıcak bugulu bır gun, ve ağaçtan gelen in vızıltılı seslen yaban anlarınm Sarı. Sarı. San. Çepeçevre bır a n sanlığı janıkbi ve v?lımlı havada Koyunde ender gorulen ağırhkta bır hava Ye'den bır sopa alro, vuvavı dağıtarak bozmak ıstıyor Sefer, ve sopayı hızla ındırıp parçalıyor oğulu. Yuvadan çılgın gıbi dafılan butlm vaban arılar, Sefer*ın Uzerıne çullanıyor, gozlerıne kaşlarma ensesıne, boynuna, ellenne. Ellerıjie kovmak ıstıjor arılan. kovmak urkutmek kaçırtmak ve kendını savunmak. Kagmak ıstıyor. tstıyor, kaçamıyor. Yuzüne vapışıyor arılar. gozlenne oturuvor. Zehırlı iğnelen ardarda. Zehır Zehır. An zehın Vucudunda kalan zehır, çıkmıvor, yayılıjor çabucak Sefer aynlamıvor artık o agacm altından. Hemen oraya ağacm so'.gesme vıgılıp uzanıyor Neden sonra gelenl'r, vüzunü ellennı. vanaklarını kıpkırmızı şışmıs kabarmış. ve Sefer'ı tıtremeler ıçınde bııluvorlar. Alıp gotürmek ıstivorlar Sefer'ı. Ama geç kalmmıştır artık aslında onlar da farkındalar Sefer de ıstemıyor ayrılmak. EIHU zar zor kaldmyor. îstemem Onaan sonra tek tuıt sozcukle ancak olavm nasıl geçtığıni anlatıvor yanına gelenlere Gozlerı, yukarıdan geçen beyaz, tertemız bulutlaraa, bulutlann basının lızerınden geçtığıni »orerek, komava gırıyor. Ikı saat kadar daha ancak yaşıjor, kuçui tepedekı o ağacın altında. Çin'de Devrim Komitesi temsilcileri, okullarda hem öğretmenlik hem de aşçılık.^e çopçuluk yapıyor si avnı olçude *tkılemı$ Kultür Devnraı, partı ıçmde, devlet jonetiminde ve orduda geçmıştsrı miras kalan ve Çm'de kapı'alut hayat tamna gerı donüs tehlıkesını bagrında tas'yan tüm degerlen ölçulen, ayırımlan rütb* ı&retlennı ve kırtasıyecılıgı yerle bir etmıs Mevkı duskünlügu, bencıllık ve her türlu avrıcalık ortadan kaldırılmış Halk, bu eskı kavramlarm verıne gerçek bir sıvasi kavrayışı vansıtan yeru değerler koymuş Kendılerıne karşı aman sız br gerılla savası vermışler. Onları gerek dış duşmana, gerek sınsıce fırsat kollavan ıç dtls mana kaışı venlen zorlu mucade]ede daha da ffüçlıi ve daha da hazırlıklı kılan amanstz bır gerı'la savaşı' Bu harikulade yemekten kalkıl dıgmda. devrımri komıtenin tem sılcısme daha once nerede çalıstığmı soruvorum Alm bakalım' Devrımcı komıtenin temsılcısi meğer çop toplama oykılsunun kahramam değıl mıvmış' Adamın çektıgı acüarı neden o kadar gü zel anlattığmı şımdı anhyorum Bır sure susuyor Sonra kendı kafasımn ıçınde verd'gı sınau bulere anlatmaya koynluyor Bu ülkede değerler kökünden değişmiş, tam tersine dönüşmüş. Özünde şiddete dayanmayan bu devrim, herkesi aynı ölçüde etkiliyor. Devrim, kapitalizme geri dönüş tehlikesini kaldırmış. 7 Mayıs Kadro Okulu'nda öğrenciler Başkan Mao'nun «7 Mayıs Talimatı»nı bestelemişler. Çincenin o kehdine özgü ezgileri, siyasî bir konuşmayı, bir Napoliten şarkı kadar etkili kılmış. Devrim komitesi temsilcileri sokaklan süpümjorUr. OKULUN Bem, sosılen hanrlayan ctekı asçılarla tanıştırıyor Daha once hıç bın yemek yapmasını bılmı yormus OkJldf oğî8nnı»ler t'çu de ogretmennıif «öylevse jemeıt pek .ezsetlı degılJır herha;de'» d:yorum. «Hele Dır tıdına bakın. arirarf sınız», djyor aşçıbaşı lâfın al ında kalmadan. «Çok sıkı çalı^tık vs >emek yapmasını >yrendıh » Devrımcı komiteyle bırnkte dostça ve neşeli bır dgle jemegı yı>oruz. Tabu ben sorularımı surduruyorum Bu ınsanların rep sının de partı va da dcvlet yonı; tıcısı oİQuklarını keşfedıyorum Bır koylünunkı kadar yanık b'r vuzu olan ve geıçekten de bır ta rım ışçısıne benzejeıı t Misılcı yardımcısı bana şurılar sov'u'or • Ben koylu değılım Beni guneş <pısırdı> boyle Doğu Yoresının temsılcıslydım » Bır baskası sendıka gorevlısı. otekı, yerel bır kamu eğıtım kurrulusunun yonetıcısı, sonra bır oğretmen, daha sonra bır partı jonetıcısı, vb Hıçbırı koylu değıl Daha once hıç bılmedıklerı sevler oğrenmışler kovlulerden Yemek gerçekten enfes. Mılli Halk Kongresı daıresının başkanı bırıncı smıf bır aşçı olmuş dogru 1 su Acaba bunu kendısıne sovleyebılır mıvız'' Aşçıbaşı onluğuy le gelıvor az sonra Kendisme, yamaklarına ve ogretmenlerine tebrıkler yagıvor. Her^es mutlu gorunıiyor «Pekâlâ. YUksek bır memur ve bir profesorun de aşçı olabılecegını kabu! edıyorum. Yemeğınız fon îtîi cesıt' Çm'de vedığım en ıyı verrek • dıklen bu tîışılmadık hayranlık ve sajgı beru ÇOK duygulaneurdı » Insan ıle dıskı arasmdakı bu ılı?kıyı duşunüyonım ve bunun bır çeşıt smama oldugunu kavrıyorum Aslında bu, ır.san dıjkısının pratık yararlarmın da otesın de butun kuçük bur uvaeR ıgren me duygulannjn en buyugünu (benım de PT\ igrendıgım şe> oldugunu soj lemeliyım > alt etme meselesı HındıS'an da sokaKİarı SUDU renler. çopleri toplayanlar helâları temız'eyenler, en aşagı kast sayıİBn «parjalar» degıl mıd.r? Kanalızasvon sistemının hemen hpmen hıç bulunınadıgı Asya da ınsanlar genellikle ıkı sırıfa aj n lı r Bır viütan smıf ve bır de sureklı olarak bu vukarı sımfln artıklarını »emızlemeve j*zg}h aşajSı smıf BUVUK salonda bır an valnıa kalıvorum Ögrencılerın bızim zı\aretımi7 dolayısıvla cze\ olarak duzenledıkleri gostennın baş lamasi"i ıivorum Gezı gunlugumu açıp, 7 Mavıs okullarr.H 1 İİRjl ba7i notlanmı yen.den oku yorum kunlukla alloslanıyor. Orkestrsnın çalgıları flıitler, tefler ve Çın mandolınınden oluşujoı. Kızgın ofle guneşınm aıtmda tız sesler, parlak renkler Gosterı butün butune sıvasi nıtelikte. Gostenve katılar.lar da okulun ogrencılen. ŞarKi soylemesını. kâğıttan avçıçekleriyle, kızıl çıçeklerle, tanm araçlarına benee'ılmis sopalarla dansedıp ovnamasını ovle guzel becerıyor!dr kı, havran kalıvoruz «7 Mavıs Tahmatı»m keiımesı kelımesıne bestelemışler, tutkuyl» s ö ^ lujorlar Çincenin o kendıne özgü ezgilerı sıvasi bır konusmau guzel bı' N'apolıten şarkı kadar etKiJı lcUraif. Fiü' ve tef eşlıginde, «7 Mayıg Talimatmın parlak yolunu i7Jıjoruz« dıve coşkulu bır sesıe sojluyorlar Sonra yaşlı bır koylu çıkıyor sahneye Eskı gunlerdekı joksulluklarmı anlatıjor. Bakıyorum, oyuncular arasında genç bır kadın gerçekten ağlıyor, yanaklanndan in damlalar suzülüyor. Sonra daha başka koylüler konuşuyor okulun kurulduğu koyde oturanlar tarlalardakı çalışmada kcndılenne vardım ettıfcı ıçin tugaya tesekkur etmeve gelıvorlar ve coşku hıç eksılmeden siıntp gıdıyor «Dönek Liu Sao Çı koylerde çalısmayı hor gordü » dıye anlatıyor köylülerder b.rı Butun ogrencıler carkulağıvıe dmlıvor. Sorra Maori'.n re«m:mn çeireaır.de toplanarak, elde edılen be reketli ürun kuflanıvor Taponva'va karşı savaş turkusu ve halk mılıslenmn turkusu soyienıvor, en sonunda da Mao n'in 20 mavıs 1970 konuşması o&unuyor «Za>ıf bır mıll*t guçlu bır mılletı, kuçuk bır mille* buyu'ı Dir mılle*ı alt edebılır Kuçuk bır ul kenm halkı büvuk bır ulkenm saldırısını kesınlıkle bozgıtna Uj? r.ıtab.lır Yeter k\ ayaklanıp mu (aoele etmeye. sıland sarılıp ulkesııım kaderını tendı ell<"rne aımaya cesaret edebılsın Bu ^ r tarıh yasasıdır » Şımdı de dansel Q dıyorlar Ve ben, ; ndı kafalannın ıçınde verdıklerı gerılla savaşını duşünüjoram ALLAK &ULLM TELEFON DE6İŞİKLİ6İ BİR GOSTER: YOK DEGERIER DEGiJMiJ BITTİ Ve do?ru butün bıınl?r Bu 'u haf kardeşlık havası, okulu saran bu eşı görulmpmış ınsanra dosrluk havası nereden celıvor"" Des^rler kokunden f1eeı«mıs f am tersınp dönuşmüs Ozünde şıddpte dayanmayan b j devnm, herke «tsm şakası yoktu Beni tamvan onca ınsanın gozu onunde, belkı de kendılerını gormevı reddettığım va da vergi ve ceza alırken kendılerıne çok koru davranaıgım onca ınsanın gozu onunde. gecelevın kapı onlerıne bırakılan dıskıları toplamak. Ducklncılar beni sevretmek ıçın kapı'annın onune çıkıyor vp şoy le konuşuyorlaıdı aralarında «Aslında ıçı temız bu adamın. Ovsa ovle gururlu gorunuyordu kı' Ama artık herkes gıbı sıradan bır msan olmuş, sokaklan r temızlıvor çopleri topluj or çop tenekelerm kapılarmın onune çıkarmaları ıç.n msanlara ses'enıyor » Doğrusunu ıstersenız, benım hakkımda edmdıklerı bu yenı ızlenım, bana karşı goster Vakı* şeiaı Otle veiıejını VPdlgımv toplantı saionundan ıskem'elenmızı de alarak bahçeye çıkı>o>uz îskemlelfn TTOlardakı gıbı ard arda 'kı sıra l~alnd" dızıvoruz. Tır gosten ız eyeeeğı. Ç .şmadan henuz d' •> muş olanlar da arkamızda kumelendıier Voksu) kovlu gorunuşlu olanlar aa arkamızaa kumelen d ı l f Yoks ıl köyltı gorunuşlu kn. dınlar, çocuklar ve erk°kler \anlannda ge"rdıklerı Sıialara o* ır mu>lar Bazılan da «ırplann us tunde avakfa duru\or Kadm'arla çocuklaıın sayısı sardığımdan ÇOK daha fazla. hvorlar B.kışlannı Ü7erımde hıs sedıvorijm Okula gelen ilk konuklar favıı 7amanda ılk yabancılar» bızlerız. Şarkılı orkfstralı gbsterı coşBuv hK T I ınrp YtldLBORD VEPR0F1L ENDUSTRfSt L l 382032 2 HAT olarak değıştınlmıştır Notedılmesını rıcaedenz (Topkapı Reklâm 711S> 20Temmuz 1976tanhınden ıtıbaren Merkezbüromuzun telefon numaraları: Zaten butun gtln akhmdan çıkmadı Ama şımdi, Cın dekı rtaha bmlercss) le aynı anda avnı şeyı japtıkları bır torendevmışçesıne dansederken, ılk kez allak bullak oluvor duygularım Artık on.arı salt kendılerı olarak, yenıden eğıtılmekte olan kadrolar ola rak duşunemıyorum, temsıl ettıkleri butun bır halk oîarak goruvorum onlar artık Ilk ksz, Çınhlerın gerçekten "ie olduklannı ucundan da olsa goru jormuşum eıbı bır ouvguya kapılıvorum Onlan, Asja nın yureğmde yepyenı ve benzersız bır eelışme volu yara'an etlı canlı ınssuılar olarak goruvorum Bır teon uzenne kurulmus ve pratıkte kanıtlanmış bır vol bu Üstvapı ıle altyapı, aıalarındakı ılışkınin dogru olarak anlaşılabılmesı ve süreklı dınamıği ıçınde kavranabilmesı ıçm, avnı anda bırlıkte degıştırılmelidır Dunvanm geri kalan bolünrınu kavıtsızlıga kapılmamaya çağı rsn bır halk var burada Reform culugu, revızyonızmı ve uzlasmacılısı mahkum eden bır halk Sozun kısası, bi7im ?»hırlenm'zden bınlerce kılometre uzakta, kuçuk bır kızıl kıtap sallayan ve bızım de devrır.ı vaprraınızı ıst^ven bır aalk YARIM: (ıN'DE GUHLUK HAYAT TiFFANY GARTH O (SKCBG4CTH , BILfyORUM ,SEM 8UCAVA MUVÖBSUN PAKAT BU EUZA8ETU OÖNEMI K.M7CA BlTî ÇEVLEE . SAK'IBIM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear