23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SEDAT YARDIM ARAMA GEZiSiNE Ç1KTI İSYEÇTE DtVLt l m SOVYETLERLE DOSTLUK ANLA5MASINI BOZDDKTAN SONRA EKONOMİK VE ASKERÎ YARDIM SAĞLAMAK AMACIYLA FBANSA, ÎTALYA VE YUGOSLAVYATI DA KAPSAYACAK GEZİSİNtN İLK DURAĞI OLAN BATI ALMANYANIN ENVER SEDAT'A, SADECE 100 MÎLYON MARKLIK BİR SERMAYE VE 130 MİLYON MARKLIK BÎR KREDt YARDIMI VERECEGÎ BİLDÎKÎLİYOR, IŞLC • ı • KiSj BA5INA D Ü P MilLi GEliR BAKIMINDAN GELiŞMiŞ SANAYi ÜLKELERi iÇiNDE BiRiNCi DURUMDA OLAN iSVEÇ, TÜM DÜNYA ÜLKElERi ARASINOAKi SIRALAMADA îSE KUVEYT VE KATAR'DAN SONRA İİÇÜNCÖ SIRADA YER AL1Y0R. BU ÜIKEDE TV VE RADYODA REKLÂMLAR YASAK, ÖZEL HA5TANELER YOK • TÜRKiYE'DE BiR SOSYAL DEMOKRASi MUCiZESi OLARAK BiLiNEN İSVEÇ'TE BASKI UY6ULAMALARI HER GEÇEN GL'N ARTIYOR. DEVLET; SOKAKLARDA, MEYDANLARDA, FABRiKA VE İS.YERLERİNDE, OKULLARDA. EVLEROE VE DEVLET DAiRELERiNDE ÇEŞtTLi YÖNTEMLERIE HALKI SIKI DENETiM AUINDA TUTUYOR. BU ÖLKEDE HER ÇEŞiT PAZAR YANINDA, BiR DE «KANUN NiZAM PAZARU VAR. ÇE5iTLi ÖZEL ŞJRKETIER VE BiR KAMU ŞiRKETİ, DiLEYENLERiN EVLERiNi, iJYERURiNi VE FABRiKALARINI ÜCRET KAR5JLIGINDA KORUR. KORUMA ŞiRKETLERiNDE GÖREVLiLERİN SAYISI, İSVEÇ'TEKi POLiS SAYISIKDAN DAHA FAZIADIR İsveç'in Diğer Yüzü MISIR DEVLET BAŞKANI'NIN BATI Gürkan ÜÇKAN ALMANYADAN UMDUĞU YARDIMI BULAMAYACAĞI BELiRTiüYOR Yağmur ATSIZ SEDAT'IN YEHî EKONOMİK POLiTiKASIYLA kümeti. büyük olasılıkla benimseyecektir. Bu, Federal Almanya'nın, Ortadoğu'da banşın güvenBiRLiKTE, ce altına alınması çabalarına Bonn Hükümetinin BATI etkin biçimde katılmasıdır. ALMANYA'Nm EKONOMİK iliJKilER MISIR'A Mısır ve Federal Almanya arasında, 1965 mayısı ile 1972 haziranı arasında kesilmiş bulunan İHRACATI ilişkiler fsebep, Batı Almanya'nın gizlice İsrail'e BiR YILDA , silâh vermesi ve Doğu Almanya Devlet Başkanı VValter Ulbricht'in resmen Kahire'yi ziyaret etYÜZDE YÜZ mesiydii ekonomik alanda giderek artan önemli ARÎARKEN, gelişmeler göstermektedir. 1975 yılında, Patı Almanya'nın Mısır'a ihracatı, bir yıl öncesine oranALMAN la yüzde yüzden büyük bir artış gbstererek bir SERMAYE milyar 45 milyon markı (yaklaşık 5,5 milyar TL.) bulmuştur. Buna karşılık Mısır Batı Almanya'ya ÇEVRELERi DE ancak 150 milyon marka (yaklaşık 800 milyon TL.) yakın ihracat yapabilmiştir. Aradaki açık 900 BU ÜLKEYE milyon markı bulmaktadır. YATIRIM Son zamanlarda Başkan Sedat, Doğu'dan KeEĞiLMEYE sinlikle yüz çevirerek Batı'ya yanaşma çabalarını yoğunlaştınrken, Alman sermaye çevrelerinin de KONUSUNA çeşitli yatırımlar konusunda Mısır'a biraz daha BAJLADILAR. fazla ilgi gösterdikleri bildirilmektedir. BONN Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, Sovyetlerle olan dostluk anlaşmasıni tek taraflı olarak yürürlükten kaldırdıktan sonra ekonomik ve askeri yardım arama gezisine Batı Almanya' dan başlamıştır. Nisan ayının 2'sinde Fransa'ya geçecek olan Enver Sedat, daha sonra da Italya ve Yugoslavya'da temaslannı sürdürecektir. Sedat'ın ziyareti, gerek siyasal ve gerekse «skeri ve ekonomik açılardan önem taşımaktadır. Ancak Batı Alman hükümet yetkilileri, Başkan Sedat'm, askeri ve ekonomik bakımlardan beklediklerinin, tümüyle yerine getirüemeyeceğini, daha baştan açıklamak yolunu yeğ tutmuşlardır. Başkan Sedat, birkaç gün önce Kahire'de bir demeç vererek. yeryüzünün en zengin devletlerinden biri olan Federal Almanya'dan çok şeyler umduğunu belirtirken Tederal Alman hükümeti, sadeçe yüz milyon marklık bir sermaye yardımı anlaşmasından ve 130 milyon marklık, kısa süreli bir mal alımı kredisinden söz etmektedir. Palme: ; Ekonomi tümüyle sağcılarm elinde,, Hakkmda hep olumlu şeyler duyduğumuz îsveç'te baskı uj'guiamalarının arttığını söylemek, insana şaşırtıcı gelebilir. Türkiye de bir sosyal demokrasi mucizesi olarak bilinen bu ülkeyi, ülkede yeterince yaşamış olmamıza dayanarak degişik bir açıdan inceledik. Konuya girmeden önce, ülkeyi kısaca tanıtalım: Yüzölçümü Türkiye'nln üçte ikisi kadar olan îsveç'in nüfusu 8 müyondur; bunun 400 bin kadannı yabancılar oluşturur. İsveç, ikiyüz yıldır savaş görmemiştir. Savaşlar, birçok ülkenin ekonomisir.i çökertirken, îsveç'e çok yönlü ticaret olanağı yaratmış ve bunun doğal sonucu olarak ülke Isveç Başbakuu Olot Palme de bir artt değer birütimi olmuştur. Bunu çeşitli ülkelere yerinde yatınrnlar yaparak kullanan İsveç, savaş sonrasmın yorgun ülkeleri arasından hızla ön plana geçmiştir. Bugün. kişi başına düşen ulusal brüt gelir bakımından gelişmiş sanayi ülkeleri içinde birinci durumda olan İsveç, tüm dünya ülkeleri içinde Kuveyt ve Katar'dan sonra üçüncü gelmektedir. Sanayisinin en gelişmiş dalları, demir çelik, makina ve âletler, tekstil, keresta ve kâğıt ile kimyasal ve plastiktir. Her türlü iç ve dış ticaret serbesttir; ithalâtınm en önemli kısmmı yiyecek ve çeşitli hammaddeler. ihracatını ise çeşitli sanayi ürünleri oluşturur. 1973 yılı istatistiklerine göre. dış ticaret dengesi 6.8 milyar kron ve dış ödemeler dengesi f 5 milyar krondur. (1 kron = 3.35 TL.) ASKERİ ALANDA Başkan Sedat'ın askerî alanda, en büyük çaba gösterdiği konu. Batı Avrupalılann yaptığı en mükemmel savaş uçağı diye nitelenen, Fransız • Alman ortak yapımı «AlphaJet»lerden 120 tanesinin Mısır'a satılmasma ilişkindir. Özellikle Mıgır Sovyet dostluk ve işbirliği paktının Kahire tarafından bozulmasından sonra bu konu büyük önem kazanmaktadır. Fakat Bonn hükümetinin, yülarca önce aldığı. bunalım bölgelerine silâh satmama ilkesine, SPD'nin geniş çevrelerinden gelen baskılann da etkisiyle sadık kaimak isteditinden, Mısır'ın bu isteği reddedeceğl ve satışı Fransiîlarm tek baslarına yapacakları tahmin edilmektedir. «AlphaJet«in Alman yapımcısı olan Mürüh't«ki «Dornier. firması, Bonn hükümetinin bu tutumunu eleştirmekte ve bir yandan sözkonusu uçak için dış pazarlar bulunması yolunda istekler ileTİ sürülürken, ayni hükümetin bulunmuş pazarları kilitlediğinden yakınmaktadır. «AlphaJet», aslında, Fransız ve Alman savaş pilotlannın eğitilmeleri için geliştirllmiştir ve 19771983 yıllan arasında iki ülkenin hava kuvvetleri bunlaröan iki yüzer tane alacakiardır. tki taraf hükümetlerinin aldığı karar uyarmca bu uçağın biraz değişik bir modeli de, kara birliklerinin havadan desteklenmesi amacıyle yapılacaktır. TV ve radyosunda reklâmın yasak oldugu ülkede hastane yoktur. Devletin birçok nisse senet lerini elinde tutarak çeşitli işletmeleri vonetıyor olması ve vergi oranınm yüksekliği, İsveç'in sosyalist olduğu yolunda söylentilere yol açmalrtadır. Oysa serbest rekabet yöntemi ile pazarda bulunan bu işletmeler, aynen özel sektörde olduğu gibt «mümkün olan en çok kâr» anlayışı ile işletilmektedir. Birçok milyoner, yine bu işletmelerden çıkmaktadır. İlerde değineceğimiz gibi. devlete ait «özel polis şirketi»nin varlığı bu anlayışın tipik bir örnegidir. Başbakan Palme, «ekonomi sağ kanatın elindedir» diyerek isveç'in «sosyalizm yolunda olmaya çalıştığını» belirtti geçenlerde. Ulkedeki işçi yatınmlan ve vergi oranını yüksek bulan iş adamlannın giderek yatırımları dış ülkelera kaydırmaları, îsveç'te kapattıkları fabrikaları bu ülkelerde açarak aynı malı oralarda üretmeleri, son yıllarda artan işsizliğin en önemli nedenidir. Sembolik bir krallık olan İsveç, çok partili liberal demokrasi rejimiyle yönetilmektedir. Parlamentodaki 350 sandalyenin 156'sına sosyal demokratlar, 19'una komünistler, ftO'nma merkezci sağcılar, 51'ine tutucu sağcılar ve 34'üne de Halk Partili sağcılar sahiptir. Bugün iktidarda bulunan sosyal demokratlar, komünistlerin desteğl ile 175 oy toplarken, sağcılar da ayni miktarda oyu ellerinde tutmaktadırlar. Birçok yasanın çıkması. bu nedenle «kura yöntemi» ile olmaktadır. Kırk yılı aşkm süredir iktidarda sosyal demokratların bulunması, hem sol kanatta, hem de sağ kanatta endişe yaratmaktadır. Sağcıların kuşkusu, devletin çok şeyi kontrol altında tutarak varhklı kişileri son yıllarda büyük bir hızla artış gösteren vergi kaçakçılığma itecek kadar güç du rumda bırakıyor olmasından gelmektedir. Ayrıca Pacit, LM Sricson, Algots gibi uluslararası i? yapan büyük şirketlerin, artan maliyet nedeniyle dış pazarlarda rakipleri ile rekabet edemez duruma düşmeleri, sağcıların sosyal demokratları ülke ekonomisini sabote etmek ile suçlamalanna yol açmıştır. Buna karşılık sol kanatta doğan kuşkular devletin giderek tek parti rejimi Özellikleri gösterecefi ve kişi yazı ve likir özgürlüklerini kısıtlayacağı korkusundan gelmektedir. Bu korku, gerçekte yersiz değildir. Devlet; sokaklarda, meydanlarda, fabrika ve işyerlerinde, okullarda, evlerde ve devlet dairelerinde, çeşitli yöntemler ile halkı kontrol altmda tutmaktadır. lsveç'te yaşayanlann kendilerini her an gözetleniyor hissetmelerine yol açan bu denetim mekanizması. bügisayar kayıtları, kentlerin çeşitli yerlerıne TV kameraları. telefon dinlenmesi, «terörist yasası» ile geçici tutuklama yasasının uygulanması, özel dedektif ve koruma görevlileri. işyerleri, fabrikalar ve devlet dairelerinde fişlemeler, yan askeri eğitimden geçırerek son model araç. gereçler ve silâhlarla dona^ ma yöntemleri ile işletilmektedir. Şimdi bu yöntem leri, elimizdeki örneklerden bazılannı özet olarak vererek, inceliyelim. BiLGiSAYAR KAYITLARI Her Isveç'li ve ülkede Uç aydan fazla ya^van her yabancı, bır «kişi numarası» alır. Kişı ha:;cında edinilen her bilgi, bügisayar kayıtlanna Rcçer. Kişi numarası bilgisayara verildığı an, tüm bu bilgiler eKranda bellrir, yazılı olarak çıkar. Bu vöntem, ençok polis ile işverenlerin işine yarar Her işveren. işe almayı duşündüğü kişi hakkında Kolay lıkla bilgi edinebilir. Kişinin geçmişindeV;i noşa gitmeyen olaylar, kayıtlardan hiç bir zaman sılinmemış olduğu için, tüm yaşam boyu böyle durum larda insanm karşısına çıkar durur; dogal olarak birçok yerlerde yüzlerine kapıların kapanmasına yol açar. Bu arada, «hoşa gitmeyen» partı ve örgüt üyeleri, bilgisayar kayıtlarından dolayı ençok zarar görenler arasındadırlar; yapabıleceklerı rioğal yanlışlıklar, belki de iilkedeki tüm gelecekîerini kapatabiiecektir. Bu nedenle, kendilerine rar.üian haklarm bazıiarından hiç yararlanamazlar. Geçenlerde ilginç bir örnek yayınlandı: Bilsısavarlnrın nasıl işlediklerini görmek içir bir polis merkezındeki araca kişi numarasını veren gazetecı, iki saniye sonra ekranda «arabasının kaç litre ben^ın aldığına» dek kendisi hakkında biıçok bilginin belirdiğini görmüştür! .£> ÎÜRKİYE DE HGilENIYOR Bu modelle Türkiye de ilgilenmekte ve Türk Hava Kuvvetlerinin «AlphaJet»lerle donammı için llk temaslara başlanmış bulunmaktadır. Aynca Belçika, İran ve büyük olasıukla Suudi Arabistan da «AlphaJet» satın alacaktır. öte yandan. Başkan Sedat'ın Bonn ziyaretinde, tahmin edildiği gibi Alman tarafı Misır'a bu uçaklan satmayacağını bildirirse, zaten yeryüzünün pek çok ülkesine silâh satmak için çabalarını sürdüren Fransa, tek başına çok kazançlı bir iş yapacaktır. Mısır Başbakan Yardımcısı ve Savaş Bakam Muhammed ElGaması, cuma günü sona eren bir haftalık Paris temaslarında bu konuyu da ele almıştır. Resmen ayrıntüı haber verilmemekle beraber, Fransa'nın Mısır'a 100 «AlphaJet», 40 «MırageF1» (Bunlar güçlü avcı uçaklardır), ayrıca tanklar ve uçaksavar cephanesi satacağı öğrenilmiştir. Bunun yamsıra, Fransız teknisyenlerinin, Mısır savaş endüstrisinin geliştirilmesine geniş çaplı katkıda bulunacaklan da sızan iıaberler arasmdadır. Bu tasarıların ve silâh alımlannın malî yükünü geniş ölçüde, zengin Arap ülkeleri taşıyacak lar dır. Başkan Sedat'ın bir başka istegini Bonn Hü TV DEMETiMi Stockholm'de 1969 yılından beri çeşitli meydan ve metro istasyonlarındaki televızyon Kameraları ile polis, halkı devamlı gözetliyebümektedir. Bu durum, giderek genişleyen protestolara yol açmaktadır. Bu durumu kınayan sergiler açıimış, oyunlar sahne'.enmiştir. Polis memuru Sten GranKvist, «kamerayı görenler aklını başjna alıyor» dıyor. 1973 yılında önerilip deneme süresine giren vs geçtiğimiz yıl komünistlerin karşı oylanna rağmen kesinleşen Terörist Yasası, kısaca şöyle: îsveç'te bulunan yabancılardan, polıtik amaçlarla şiddet kullanan bir örgüte üye olanlar. yardım edenler ve sempati duyanlar, tamamıyle îsveç Gizli Polisl SAPO'nun yetkısı ile sınırdışı edilirler. Kuşkulanılan kişilerin ve yakınlarının evlert aranabilir, telefonları dınlenebilir, mektuplan açılabilir, üstleri aranabilir. Yine SAPO'nun yetkisl altında olan bu işlemler için mahkeme kararı gerekmez! Hiç bir şey kanıtianmasa bile, yabancının «terörist olabilecek» kabul edilmesi. yeterlidir. Dev let Bakanı Carl Lidlom, faşist ülkeleri anımsattıran bu yasa için «ban ilkelerimizin dışında sapta. mak zorunda kaldığımız bir yasa» deyimini kullanmıştır. Güney Vietnam'da kilise yeni yönetimi destekliyor HANOİ Vietnam'da savaşın bitmesinin üzerinden on aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen bütün ülkede uzun savasın maddi zararlarının onartmı çalışmalarının aynı yoğunlukla sürdüğü bildirilmektedir, Hanoi'ı ziyaret eden yabancı gazetecilerin genellikle «an kovanı»na benzettikleri kentte yıkıntılar büyük ölçüde kaldırılmış ve yeni yapıların inşasına geçilmiştir. Ancak yine de halkın önemli bir bölümunün henüz gecekondu türü yapılarda barınmakta olduğu görülmektedir. Amerikan uçaklannın hava akınlarına karşı kazılan tek kişilik ya da toplu »ığınakların doldurulması işindc, Üniversitenin yaz tatilinden yararlanılarak, öğrenciter çalıştırılmiştır. Kuzey Vie'nam'da ücret yelpazesinin oldukça dar olmasına rağmen, genel ücret düzeyinin savaş sonrası koşulların gelırdiği yaşam pahalılığı karşısında belli ölçüde yetersiz kaldığı bildirilmektedir. Işçilerin çoğunluğu ayda 401000 Dong (1 Dong Yaklaşık 5 liradır) ücret almaktadır. Kuzey Vietnam «resmi» pazarında ise fiyatlar şöyledir: 1 kg. pirinç 0/40 dong; 1 kg. domu; eti 2,402,90 dong; 1 kg. şeker 2,30 dong. Kiralar son derece düşük olmasına rağmen, sosyalist ülkelerde genellikle uygulanan «tek ya da iki odalı konut» politikası Vietnam'da da geçerlidir. Kuzey Vietnam'da bir doktor, bir maden iscisi ile bir bakanın ücreti aynıdır: 150 dung. Bakanın diğerlerinden farkı, kendine ayrıca bir konut ile bir de makam otomobili verilmesidir. Kuzey Vietnam köylüleri ise ilke olarak özel mülkiyeti kbkten kaldırmayan, giderek tasfiye eden kooperatifler içinde toplanmıştır. Bu kooperatiflerde de ücret ler ustalığa ve işin ağırlığına göre değişmektedir. Kuzey Vietnam'da hıristiyanlık oldukça azınlıkla kalmış olmesına rağmen kato lik kilisesine karşı sistemli bir mücadele olmadığı bildirilmektedir. Kuzeyde bulunan 300 kadar rahibe, manastırlarmın dışına çıkarken izin almaları zorunluluğu uygulanmasına rağmen, inanç özgürlüğüne karşı kesinlikle bir baskı yapılmadığı da bildirilmektedir. Örneğin Hanoi katcdralinde ve kentteki diğer üç kilisede pazar ayinleri düzenli olarak yapılmaktadır. Batılı gözlemciler Güney'deki kilise yetkililerinin de yeni rejimle hiç tereddüt etmeden ittifak kurduğunu belirtmektedirler. Saygon başpiskoposu ile Hue piskoposunun bu ittifakın yürütücüleri olduğu da bildirilmektedir. Batılı gözlemciler Vietnam Emekçiler Partisinin genel tutumuyla, halkın geleneklerine ve dinsel inançlarına saygılı bir çizgi izlediğini belirtmektedirler. (Dıs Haberler Servisi) Kanserin çevre kirlenmesiyle ilgisi araştırılıyor • LE NOUVEL OBSERVATEUR DERGiSiNDE, KANSERiN KÖKENİ VE TEDAVİ OLANAKLARI ÜZERiNE GÖRÜ5LERİNİ AÇ1KLAYAH BiR GRUP UZMAN, BU HASTALIGIN NEDENLERiNiN SAPTANAMAMASI DURUMUNDA, TEDAVi ALAKINDAKi iLERLEMELERiH DE DURAKUYACAĞIN1 BEÜRTİYORLAR. Dünyarun bütün önemli tıp merkezlerinde araştırmalara, halk arasında da geniş tartışmalara yolaçan kanserin tedavisi için yapılan çalışmalar büyük bir yoğunlukla sürmektedir. Son otuz yıldan beri kanserle yapılan mücadele oo 30 oranında başarı sağlamaya başlamıştır. Bu oramn, en iyi olasılıkla ','» 50'ye çıkması beklenmektedır. Fransa'da yayımlanan Le Nouvel Observateur dergisi, dünyaca ünlü bır grup kanser uzmanıyla toplu bir görüşme yapmıştır. Aşağıda bu görüşmenin bir özetini sunuyoruz: SORU Kanserden hep modem çağların hastalıgı olarak söz edilmektedir. Ancak bu hastalıgın eski çağiarda da var olması gerekmektedir. Bu hastalığm, kanser olarak saptanması hangi döneme rastlamaktadır? CEVAP Üçdört bin yıl önce Çinliler bu hastalıgı biliyor ve tedavi ediyordu. Ama unutmamak gerekir ki bu hastahk genellikle insan yaşamının ikinci yansmda görülmektedir. 1800 yılına kadar da insanların yaşadıklan süre, ortalama 3040 yıldan ibaretti. Bu nedenle bu hastalıga yakalanma potansiyeli az oluyordu. SORU Kanser çeşitli biçimlerde ortaya. çıkıyor. Bu farklılığa rağmen kanser tek bır hastalık mıdır? CEVAP Bunu henüz kimse bilmiyor. Kanser hücresi itaat etmeyen bir hücre. Neden etmıyor? Bunun nedeni henüz bulunamadı. SORU Kanserin ne olduğu bilinmeden tedavi edilmesi mümkün olur mu? CEVAP Tehlikeli kansızlık hallerinin de nedeni bilinmiyor, ama 1948 yılından beri tedavisi yapılıyor. Elbette bir makinanm neden anza yaptığını bulabilmek için, önce onun nasıl çalıştığını bilmek gerekir. Kanserin bır anormallik olduğu kesin. Insan bir tek yumurtadan olaşuyor. Bu yumurta bölünerek bin milyar hücre haüne geliyor. Bu sayıyı bulunca artık parçalanması duruyor. Bu biyolojik olaym temel ilkelerini de henüz bilmiyoruz. Ama asi hücreler bu dur emrine uymayınca, deri, göğüs ve bağırsak gibi kanserler oluşuyor. Bu asi hücre, sinyallerl alıp ona uyacağı yerde, kendi hesabına gelişmeye başhyor. İşte böylece bir tümör oluşuyor. SORU Tedavi alanmda ne gibi aşamalar yapıldı? CEVAP Tedavi alanmdaki ilerlemelerimiz çok yavaş gidiyor. Son yirmi yıl içinde no 10 olan teda\i şansı sadece °b 33'e çıktı. Ama, hastalığm mekanizmasını çözemezsek, teda\1 alanmda bir duraklama dönemine gireceğimiz açıktır. SORU Kansere neden olan etkenler arasında özellikle çevre kirlenmesi üzerinde durulmaktadır. Hatta son zamanlarda yapılan bir sempozyumda, bu etkenin kanser hastalıklarımn °,b 80'ine neden olduğu bile öne sürüldü. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? CEVAP Kanserin nedenlerini araştıran uzmanlar dış dünyayı ve çevre kirlenmesinl ön plana alıyorlar. Örneğin Amerika. ve Japonya'da görülen kanser hastalıklan çok farklı oluyor. Amerika'ya gelen Japonlann ilk kuşağı Japonya'da çok görülen kansere tutulmaya devam ediyor; ama ikinci kuşakta Amerikan tipi kansere tutulanlar artıyor. Bu da çevrenin ne denii önemli olduğunu göstermektedir. (Dış Haberler Servisi) Amerika Başkanı Gerald Ford'un kızı Susan fotomodellik yapıyor ABD Başkanı Gerald Ford'un fcııı, dergi vıulıabirliğinm yam sıra geçtiğimiz günierde jotomodelliğe de bajiadı. 18 yaşmdafci Susan Ford, Amerika'daki yeni yaz modası için yaratılan giysüerle poz poz resim çektirip yayınJalU. Toplam ifci gününü alan bu çahşma sonucu Susan'ın ka:and>.ğı ücret 20 bin TL. kadar. Ancak. Susan'ın fotoğraflarım çeken sanatçı ve hazırlayan kuaför, Başkanın kızinın tnı iş için jizla yetenekli olmadığı görüşündeler. Yine de, Başkan Ford'un çocuklan konusunda koruma görei'lüeri «oor'lier» en olumlu görüşlere sahip olan kişüer. Bunlardan biri, Ford'un çocuklan ile Reımedy'nin çocuklan arasmdaki kıyaslamadan her zaman birincilerin üstün çıkacağı aörüşünde. Yandaki fotoârafta Su.'an hir delilede aörülüuor. KORUMA ŞiftKETLERi Îsveç'te her çeşit pazar yanında, bir de «kanun nizam pazarı» var. Çeşitli özel şirketler ile bir kamu şirketi, dileyenlerin evlerini, işyerlerini, fabrikaları ve kamu tesis'erini ücret karşılığmda korur. Bu şirketlerden en pahalısı, devlete ait olan ABAB; pazann ancak o,'o 15'ini elinde tutuyor. En büyük koruma şirketi ise Securitas. Japonya'da ve i birçok Avrupa ülkesmde şubeleri bulunan bu çirketin tsveç'te 5300 «işçi»si var. Tüm koruma şirketlerinde çalışanların sayısı, Isveç'teki polis sayısından daha fazla. Polisin 10 aylık temel eğitimine karşılık bu şırketlerde çalışanlar, sadece 23 haftalık bir eğitim görüyorlar. Özel üruformalan olan koruma görevlileri. tsveç içinde ordu mensupları ve polis dışında silâh taşıma yetkisine sahip olan tek meslek grubunu oluşturuyorlar. Polisin sahip olduğu tüm yetkilere sahipler: Kuşkulandıklan kişileri yakalayabiliyorlar, vatandaşm bu görevlilerin buyruklarını dinleme zorunluğu var, özel telsız ve TV kameralan kııl lanıyorlar, polis köpeği ile birlikte görev yapıyorlar. îsveç'te yayınlanan ve her sayısmda ayn bir konuyu derinliğine inceleyen RDergisinin bir sayısı da «Yasal Terör» adı ile bu konuya aynlmıştır. Dergi yazarlarından MariaPıa Boethius, Securitas'ın genel merkezine giderek şirket srizcüsü Rune Davidson ile bir görüşme yapmıştır. Sözcünün verdiği bilgiye göre Securitas'ın İsveç'teki 19 şubesinde toplam olarak 4500 görevli ve 20ı) köpek bulunuyor. Metrolarda düzeni koruma ışını. «görevliler saldırganlaşıyor» gerekçesi ile bir süre önce bırakmışlar. Saab'ın Troilhatten'deki fabrikasmda grev yapan işçilerle Securitas görevlilerınin çatışması konusunda da şöyle d:yor sözcü: «Herhangi bir fabrikada grev olduğunda tşveren tarafından anl olarak göreve çagnldığımız olmııştur. Biz polis pozu takınıyor değiliz: ama işveren bıze. «şuradan içeri kimseyi bırakmayın» derse. oız de bırakmayız!» "Çinliler üçdört bin yıl önce, kanseri biliyor ve tedavi ediyorlardi;* Y ARI N : EN BAS.ARILI KAPiTALiZM MODELİ...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear