25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎKt lkemlzm bellibaşlı yeraltı doğal kaynafclan muhakkak blr prosea arastırma ve gellştirnmesi yapılmalıdır. Bunlann yürütülmesi için bazı Universitelerünizin gerekll dhaa ve »lemnru vardır. Bu arada kaçakçıhğııı önüne geçmefc Içtn, % 25'e kadar morfln lçeren pepaver •omniferum h««h«f ttirü yerino tebatn lçerea papaver bracteatum haşhaş tOrtl ekimine giderek tebain'den kodein elde edilmesi önerilerl de mevcuttur. Ancak böyle bir önerl, doğanın verdlğl hazır morfin yerine tebaln'den morfin, kodein vb. türetmek olduğuna göre, tebain'den morfin ve kodein elde etmek İçin uygulanacak «proses ekonomisi» yönü incelenmeden karara rarmak çok sakıncalı olur. Kald) ki, bu cinş haşhaştan da eroin tipi ahşkanlık veren bir maddenin türetilebileceği gözönüne alınmalıdır. CüMHURtYET 26 Mayis 1975 mez ulusal bir servet durnmımda bulunmaktadır. Işte bu servetlerünizi toplumumuza en rerimli bir şeküde değerlendirmek ve çok önemli bir döviz kaynağı yaratmak ulusal blr görevdir. Bor cevherleri hakkında duşüncelerlml başka bir yazıya bırakıp bu yazımda h«hny Uzerinda duracagım. Ülkemizde afyon alkaJoldleri kaynagı olan haşhaş ekiminin yabancı bir devlettn tamamen •ıyasi ve ticarf çıkar baakısı üe blr Türfc hükumeti tarafından yasaklanması en hafif deyimiyle ulusal haysiyeti kıncı bir bilinçsizlik ömeği olmuştur. Bu bilinçsizliğin memleketimlze verdigi zarann sayısal değeri büyüktür. Bu değer 577.000.000 TL. civannda ohıp bu mlktara yağ üreticilerinln kaybı, tazminatlar ve is kaybı da katılacak olursa mllyan geçen değer kaybı ortaya çıkmaktadır. Soruna bir kere de yasaklatan (Amerika) r e yasaklayan (Tttrkiye) ülke yöneöcüerlnin, ösellikle yasaklatan Amerika'nın lnsancıl propegandaları açısından bakalım: Afyon çok değerU ilâç ham maddesidir ve tüm dünya ülkeleri özellikle ilerl uygarlık düzeyince olan ülkeler öbbi amaçlarla afyoncan elde ettlkleri morfln, kodein, papaverin vb. gibi ilâçları çok tüketirler. Bunun dışında keyif zehirl olarak afyonun ve aryondan türeyen mad delerin kullammının sararlan, örnegin silâh yapım ve serbestçe satımımn ve kötüye kullammının verdiği acılar ve çevreye zararları yanrnda hiç kalır. Türkiye'de 4 yıldanberl afyon üretiml durmasına karşın ABD uyuşturucu maddeler kontrol dalresinin açıklamasına gbre de ABD'ye sokulan uyuşturucu madde miktan 1975'te rekor düzeye varmıştır. O halde 1971'de Türkiye'de haşhaş ekimi yasaklatılması ABD kendi uyuşturucu madde kaçakçılığı sorununa bir çözüm getirmediği gibi Türkiye'de haşhaş ekiminin yasaklanmasından sonra dünyada ortaya bir afyon alkaloidleri ilâçlan darlığı çıkmıs ve Amerika tıp âlemi de telâşa kapılmıştır. Bu sözlerimizin kamtını blr yabancı derginin (Moniteur des pharmacies) 4.1.1975 tarihll sayısında «4 Colonnes sur le monde» başlığı altında Isviçreden verdiği «ağlık ve ecza kaberinden alalım: «Türkiye'de haşhaş kültürünün azalması ve Hindistandaki kötü toplamürün (rekolte) nedeniyle eeçen yıl afyon noksanlığı dünyada 450 ton a vardı.» Doğal olarak bu üâçlann darlığı memleketimize de tıbbi alanda yansımaktadır. Ecevit hükümetinin aldıgı haşhaş ekiml yasağını kaldırma karan ulusal ekonomimiz ve ulusal haysiyetimiz için çok önemli oldugu gibi önemli bir ilâç hammaddesinin dünyadaki tıb arasında «Bor» ürünleri arasında Ü hashaş özellikle ve toprak rekabet kabul etdünyada OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Afyon Alkaloidleri Sorunu Prof. Dr. Fikret BAYKUT î. 0. Klmya Fak. ögretim Uyesl bi gerekslnmelerM karşılamak açısından Issancıldır. Ancak şunu belirtmek gereklr ki, bu kararla sorunun ük önemli basamağı çözülmüştür. Fu sorunun ikinci basamagı teknolojik olup haşhaştan çıkanlan degerll bir ilâç hammaddesi olan afyonu, doğrudan doğruya ihraç yerine, ıçerdiği türlü alkaloidleri uygun bir yöntemle ayınp bunlardan bazı türevler yaparak geniş kapsamlı ilâç ihracma yönelmek gerekmektedır. Bu sorunun teknolojik yönünün çözümlenmesi için Afyon ilinde 10.000 veya 20.000 ton çizilmemiş haşhaş kapsülü işleyecek kapasitede yeni bir afyon alkaloidleri fabrikası kurmak üzere Toprak Mahsulleri Ofisi (T.M.O.)nde çahşmalar yapümış ve türlü yabancı ve yerli fırmalardan teklif almak üzere bir şartname hanrİBnmıştır. Haşhaştan yararlanmak üzere dış baskılara karşın cesaretle alınan birinci yönetimsel karann aksine ikinci teknolojik yönünde kammpa bir hata yapılmak üzeredir. Kimlerin hazırladığını ve alınan önerileri kimlerin inceleyip karara bağlayacağını bilemediğimiz bu şartname, cialmemiş haşhaş kapsüllerinden elde edilecek ekstreyi konsantre hale getirmek ve bu konsantreden Morfin, Kodein, Tebain, Karkotin, Papaverin üretimi yapmayı ve aynca iki morim türevi ve yan sentetik kodein üretmeyi öngörmektedir. Genel bir şekilde hazırlanan bu şartname özellikle fabrikanın insaat kısmı tizerinde ısrarla durmakla beraber firmanın uyguîayacağı teknolojik yöntem üzerinde durmamış ve teknolojik yöntem için teknik hizmet (KNOWHOW) ödeneceği açıklanmıştır. Bu husus doğal olmakla beraber yabancı bir teknoloji ithal ederken. özellikle çok duyarh bir siyasal yönü olan afyon sorununda çok dikkatli olmak gerekirdi. örneğin: bir firma eski modası geçmiş bir teknolojiyi nispeten düşük bir fiyatla önerse bu kabul edilecek midir? Afyondan alkaloidleri ayınnak lçln en eski yöntem Gregory (1) tarafından ortaya konulmuştur ve aynntıu alkaloid fabrikasyonu SchMyzer (2)'in Htabmda açıklanmış ve bir ekstraksiyon yöntemi Hoffmannla Roche patenü (DTpat 1219942, 1959) altında genellikle uygulanmıştır. Aynca bir Rus patenti (3) yeni bir yöntem olarak uygulanmakla beraber, bundan sonra gelişen teknolojide iyon değiştirıcilerle (Ionaxchange resıns) yapılan işlemlere dayanan yöntemler bulunmuş ve sorun daha basit ve daha duyarlı hale sokulmuştur. Bu hususta teknolojik ban kitaplarda 9n bilgiler vardır (4) ve bu yöntemler son senelerde daha da geliştirilmiştir. Yukarda Bözü edılen şartnamede sadece bir fabrika kurulması ön görülmüş olup bir yöntem şartnamesi değildir, oysa ki, bu is her şeyden önce modern bir yöntemin saptanma^ı ön görühneliydi. Aynca şartnamede ne tutarda morfinin kodeine cevrileceğinden söz edilmemiştir. Bugün Amerika'da afyon işleyerek 23,5 ton, Rusyada 30 ton, Almanyada 15 ton, Fransada 11 ton kodein sentez edilmektedir. Kodeinin Türkiyeye ithal fiyatı kilogram başına 10.000 TLYıa kadar varmaktadır. O halde şartnamede morfinden giderek yılda kaç ton Kodein ve keza dionin (etilmorfin'» sentezi yapılacagı belirtümeUydl. Yabancı şirketlere verilen lşletmelerin bir çok kere sonradaa tamiri çok güç değer kaybının nedeni oldugu bilinmektedir. Daha önce verilmiş ödünlerle kurulmuş bir çok işletmelerin bile ulusallaştınhnası gereği bilincine vanlmışken, dünyada rekâbet kabul etmez toprak ürünümüzün teknolojik degerlendirilmesini yabancı bir şirkete, yöntem (metot) dahi istemeden, vermenin «Gayri müli» olacağı kanısma kamuoyu herhalde katıhr. Kaldı ki, bugün türlü haşhaş tiplerinden afyon alkaloidleri elde etmek için uygulanan modern teknoloji yönünden, memleketimizde yetişen haşhaş türleri üzerinde Maneviyat üzerine... SADUN TANJU B Sonuç Yukanda açıkladığım her türlü tartışmaya açık esaslara göre, ulusal ekonomimize olumlu yönde büyük katkıda da bulunacağı kanıs.nda olduğum haşhaştan elde edilen afyon alkaloidlerinin üretimi için hiç bir duygusal etki altında kalmadan, dost ve müttefik <!) ülkelerin günlük siyasi çıkarlanna âlet olmadan, tam bir büimsel objektivite ile tnceleme vapmak ve fab rika kuruluşu için büyük bir hızla girişimde bulunmak için ek olarak bazj önerüerde bulunmak yerinde olur: a) Bu yılki haşhaş ürününde çizilmiş ve çlzilmemiş haşhaş kapsülleri elde edümeli ve eğer yapılmadıysa modem bilimsel yöntemlerle toplam alkaloid miktarlan karşılaştınlmalıdır. Böylece bir verim kaybının SÖB konusu olup olmadığı araştmlarak bundan sonraki afyon üretiminde uygulanacak esas saptanmalıdır. b) Bu yü üretilecek çizilmemiş haçhaş kapsüllerinden afyon alkaloidleri. özellikle morfin, kodein, tebain, narkotin, papaverin va morfinden giderek türetilmesı öngörülen ilâçlar üzerinde, üniversitelerimizden ilglli ve yetkili kisilerler TMO'nin destekleyeceği bir güdümlü arastırmaya derhal geçilmeli ve üniversitelerimizin teknik rehberinde bir pilot tesis geliştirümelidir ki bunun için gerekli teknolojik olanaklar memleketimizde vardır. c) Eğer bir a m a n kaybı göze almamıyorsa KNOWHOW yolu ile bir fabrikanın kuruluşu yönünde israr ediliyorsa, yöntemi de içine alan yeni bir şartname hazırlığı yönüne gidılmelidir. (1) Gregory, Ann. Chem. M. 180 (1853). (2) J. Schwyzer, Die Fabrikation der Alkaloide. Sprinper Verlaır, Berlin, 1927. (3) 3. Trojanck, F. Kafka, J. Vit. Z. Cekan. CSSRPatpnt. 110847 (1964). (4) örneğin: Encyclopedia of Chemical Technofy, second Edition, Volum 1, 796, (19«7). ugün doğal kaynaklan, madeıtferl »« Insanlanyla çajfr daş sömürünün en belirgin bölgelerlnden biri olan Güney Amerika, dünyamn büyük bir hızla kalabalıklaşan küçük toplumlannın yaşadıklan yerdir. Yüzyılımızdan gelecege doğru aydın bir kafa ve koca bir yürekle ısık saçmıs Pablo Nernd» 19O4'de Şili'nin Parral kasabasında dogdugunda Ulkenin nüfusu 4 milyon bile değildi. 1973 eylülünde 10.5 milyonluk bir Şili'de gözlerini dünyaya kapadı Neruda. Yaşasaydı 20 milyonluk bir Şili'yi de görebilirdi, çünkü bütün lÂtin Amerika Ulkelerl önümüzdeM 21 yılda bir misli kalabalık topluluklar haline geleceklerdir. Bugün Amerika ve Kanada'da 233 milyon. Lâtin Amerika'da 308 milyon insan yaşamaktadır. Yüzyıhn sonunda bu sayılar 280 ve 600 olaeakür. üygar ve sömüren Kuzey, kendisinden bir misli kalabalık voksul ve kızgın Güneylilerin soluklannı ensesinde duyacaktır. Artık kimse kaçamaz. Bu akışı kimse durduramaz. în•anlar yeryüzunun her köşesinde, 1975 ya da 1995 yılında ne ise çağdaş jaşama düzeyi, ona erişmek istiyorlar. tnsartca vaşamak tutkusu hiç bir çajda bu kadar sarmamıştı insanları. Bu kadar büyük kalabalıklann, Yunan trajedyalanndaki gibi a>ni sözlerle ve tek sesmis gibi konuşmaları görülmemişti. Dört bir yerir.den oynamamıştı dünyamn civatalan. bu ne iştir dedirtmemişti. Ve kolay olmayacaktır bir ömür lç:nde beş misli kalabalıklasan bir dünyada işleri yoluna koymak, ış başmdafci kafalarla. NASIL BİR MUCiZE? Bundan 5 bin yıl önce dünyada 125 milyon insanın yaşadjşrmı. İsa'nın doğumunda yer vüzünde 250 milyon insan olduğunu söylüyor uzmanlar, 17'nci yüzyılın ortasında 500 milyon, 19'uncu yüzyılın ortasında bir milyar. 1930'da da 2 milyar insan yaşamağa başlamış dünj'amızda. Tarıh:n beş bin yılının son elli yılmda artık hız baş döndürücüdür. 1920lerde 14 milyonluk Wr Türkiye'de doğanlar bvevm 40 mlKonhık bir toplum tçindedlrler ve ihtivarlıklannd» 80 milyona yaklaşan bir TürkiyeŞI göreceklerdir. Eğer bugün orta yaşlıysanız ihtiyarügımzdaki yaşamı, gençseniz orta yaşlılığınızı düşünüyor musunuz 0 Sizı bekleyen nedir? Yakın gelecekteki toplumların yansı kadar olan bugünkü millî ve evrensel yaşantımızda bu kadar yogun dertlerle pençeleşırken. 2530 yıl içinde nasıl bır mucize olacak da. bir misli talabalık toplum'.ar daha iyi bır yaşam düzeyine çıkanlacak? Konuya geniş açıdan şöyle bakabilirsinız: Şu anda 4 milyar nüfuslu bir dünyada yaşıyoruz. Cn iyımser hesaplamayla bunun ancak 1 milyan çağdaş uygarlık düzeyinde ya da ona yakın bir yaşama erismiştir, geriye kalan 3 milyar insan uygar bir yaşamın öılemleri içindedir. Oj'sa bu oransızlık, bu dengesizlik hızla artmaktadır. Çok değil, 2530 yü sonra 8 milj'ar ınsanm en az 6,5 milyan o günün dünyasında kendini daha da mutsuz hissedecektir. 30 yıl, bılinçlenme yönünden yeterli bir süredir, ayni süre ekonomik, politik ve sosyal yönden iyi kullanılmazsa, yakın geleceğin dünyası büyük tepküerin hareketliligi içinde kimsede huzur ve rahat bırakmıyacaktır. Öyleyse Dünyava çok kısa süreçlerde büyük başarılar •ağlıyacak yönetimler ve yöneticiler gerekecektir. «En iyisi bu» tartışmalan kesüecek, «en iyisl» bulunacak ve uygulanacaktır. En lyl ySnetim, kuskusaz, İnsanları çağdaş bir yaşama eşitlik içinde erlştlrendir, bunu ber insana kendl Smrii içinde verendir. Orümceğin Ağları OKTAY AKBAL Evet Hayır GÜNÜN KİTAPLARI • Mahmut Goloğlu iyanet îşleri Yasası Cumhurbaşkanınca geri çevrildi. Devlet Bakam Hasan Aksay bu konuda verdiği demeçte; «Bu kanunu Meclis tatile girmelen çıkartacağız» diyor. Yani, Sayın Korutürlc, istediği kadar gerl çevirsin, bijs yine onaylar kendisine sunanz demek istiyor. Cumhurbaşkanının yetkisi bu kadar, bir daha geri çeviremez. îster istemea Diyanet îslerl Kanunu da kesinleşlr... D Kontenjan senatörü sayın Prof. Dr. Bahriye Üçok"un bu yeni yasa konusunda Senato'da yaptığı konuşmayı dikkatle okudum, Üçok'un açıkladıgına göre Diyanet îşleri Başkanlıgını ilgilendiren 41 esas maddelik yasanın 15. maddesi değıştırilmekte, bunlara beş yeni madde eklenmekteddir. Bu tasan 31 mayıe 1974'de hükümet tasansı olarak Meclisiere sunulmuştur. Diyanet îşieri başkanlığmın yılltk bütçesi 1 milyar 100 milyonu aşmaktadır... Bu paranm büyük bölüniü imamlara gitmektedir... Sayın Üçok, bu paranın, imamlara aylık olarak dağıtılacağı yerde «Mezhep ve tarikatlann, Türk toplumunu duşman kamplara bclme çabalannı etkJsiı hale getirmesi için» harcanmasmı istiyor. TUrkiye, vicdan özgürlüğiinün sağladığı hururdan yoksun kalmıştır, çünkü dinsel baskı gün geçtikçe ağırlığını arttırmaktadır. Senatör Üçok «Yakın yıllarda hajalî bir boşluktan ve ibadet engellenmesınden bahsedilerek, tarihte ilk kez Türkiyeyi yüzde 99 müslüman ülke haline getiren büyuk dahiyı Mustafa Kemal'i suçlama kampanyası açılmış, O'nun kişiliği konu edilerek bölücüluk luşkırtılmıştır» diyor. Atatürk, Islâm dinini, Türk ulusunu en yüce doruğuna yüceltmiş jnsan değil sanki! Nasıl dilleri vanyor da, yalanlarla bir takım yurttaşları, özellikle tarih bilgisinden yoksun gençleri kandınyorlar! Nasıl aklı başında kişiler, Atatürk çagını yaşamış aydınlar gerçeklerm örtbas edilip, yozlaştırümasına seyirci kalıyorlar! «Toplumun bir bölümünde O halâ dini kaldıran adam olarak gösteriliyor. Bu kürsüde bile O'nun zamanında Kur'an'ın ancak gizlice okunduğu ifade edilmek suretiyle O huzurlannızda suçlandı» diyor Üçok Senato üyelerine... Senatör Üçok, Diyanet tşleri Başkanlığının yayınladıgı bir takım yapıtlardaki yanlışlan da bir bir belirtiyor. Yurttaşlar arasında mezhep aynmını, bölücülügü herkesten önce bu Başkanlığın yaptığını anlıyorua böylece... Şah İsmaille Yavuz arasındaki savaşı anlatırken şöyle yazmıslar «Cenabı Hak bu savaşta zaieri Müslüman Türklere nasip etmişü. Çünkü Yavuz, Hazreti AUaha, Kur'anı Kerime ve Hazreti Peygambere âşık, şanlı bir Müslüman Türk hükumdan ldi» Senatörün belirttiği gibi, tran hükumdan Şah Ismail, Uzun Hasan'ın torunu bir Türktü ve herkesin biidiği gibi Yavuz kadar müslümandı. Tek ayrım, şü mezhebinden ocnasıydı. Üçok bu yeni tasannm bir çok maddelerini eleştirmiş, böyle bir yasanın kabul edümesinın olanaks.'z olduğunu belirtmiştir. örneğin 22. madde... «Diyanet îşleri görevlilerinde itikadı, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğu, çevresinde büinir olduğu ortak nitelik» aranmaktadır. Bu maddeyi Anayasa'mn 19 ve 53. maddelerıne aykın bulmaktadrr. Sayın üçok. «Kimse ibadete, dini âyin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz» der Anayasa... «Her Türk kamu hızmetine girmek hakkına sahiptır. Hizmete alınmada odevm gerektirdifi nıteliklerden başka hiç bir ayrım gözetüemez» der... Senatör Üçok'un konuşması, birçok ilginç konulan kapsıyor. Bence en önemli yanı yurt içinde başıboş bir durumda bulunan Kuran kurslandır. Bu konuda Bahriye Üçok'un sözlerini dikkatle okumamızda yarar var: nKur'an kurslan, geniş bir araştırmadan sonra ele alınması zorunlu olan bir konu haline gelmıştir. Zira, bugün Turkiysnin gözden uzak bulunan bir çok bölgelerinde izüısiz Kuran kursları açılmakta ve ilkokul çağında, hattâ okul çagına bıle gelmemi'ş yavrular, her türlu sağlık koşullanndan yoksun duvarlar arasında cahil, çıkarcı ve bir meataat idealinin gönullüsü kişilerin ellerine terkedümektedir. Özellikle Süleymancıhgın öncüleri daha çok hiç bir eğitim go'rmemış küçük yaştaki bu insanları bır araya toplayarak Süleyman T'jna Han ile rabıta kurmaya heveslendirmekte ve Süleyman Tuna Han'ın ölmediği, Arşa çıktıgı ve oradan işareılenyle insanları idare ettiği yolundakı safsatalarla kandırmaktadirlar. Bu kadarla da kalmayıp, tüm tahsil görmüş olanlara ve kendılerinden olmayaniara karşı cihat telkin etmektedirler. Cıhat edileceklerin başinda belki de îmam Hatipliler gelmektedırîer. Çünkü on:ar, tahsillidirler. Bu tarikatm 9 umdesıncen 5'mcısmds şöyle diyor: «Eîerıdi Hazretlenne mürit olanlar Mehdı'nın ordusu. olmayanlar ise, Deccal'ın ordusudur. Süleyrnancılığın selâmeti için her ?ey mübahtır. Yerine göre yalandan, iftiradan korkmayın. Bu bir harptir. Harpte de hile ve her şev sıze nelâldir. Bu örümcegin ağına yakalanmış körpe beyinler yaşamları boyunca aklın, mantığın, uygarlığın yolunu buiamayacaklar, belki bunun vebali, başta egitim kurumlanmıa olmak üzere, hepimizindir.» Saym Üçok'un uyanlanna önem vermemiz gerek. Atatürk cumhuriyetinin temelinden yıkılmak istendigini bildiriyor bızlere. Zehirli örumcekler sarmış dört yanımızı, ağlar örmekte sınsi sınsi... Tehlike çanları çahyor, kulaklan sağır edercesine... Atatürk'ün sesmi bır kez daha duyalım bu çirkın gürüHüler arasında: «Bizi yanlış yola sevkeden hâbisler çok kere dın perdesıne bürünmaşler. saf ve nezih halkîmızı hep şeriat sözleıiyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleviniz, görürsünüz ki mületi mahveden, esir eden, harap eden ienalıklar hep din kisvesi altır.daki küfür ve alçakuktan gelmiştir.» Devrimler ve Tepkilerii Turhan Kitabevi Kocabeyoğlu pasajı KraJay Ankara a Yayınları iki yeni kitabını sunar: veseçmeşiirleri KÖLELER VE SAHiPLER Çağdas yaşam bir ütopya, bir hayal, erlşilmesi güç bir amaç olarak gösterilemez insanlara. Oraya sen erişirsın, o erişemez denilemez. Dünya nlmetlerinin herkese yetjnezliğini ileri sürerek insanlan uygar bir yaşama lâyık olanlar olmayanlar diye ayırmak; yaaalar ve celeneklerto köleler ve sahlpler yaratmak devrl kapanacaktır. Bu, ldeolojilerin gelişmesi VB yayılması yoluyla da, pastadan pay isteyenlerin geometrik artış zorlamasıyla da olacaktır. 50 .<*ıUy<Hllulc. 80 müyo^UBi TOaailyonlule Türkiye'de artıJa kimse masal anlatmryacak vs önümüzdeKi 510 yıllık dönemler politikacı ve yönetici tiplertni süregen bir şekilda , değiştirecektir. Bu kafalann degişmemesi felâkettir. Toplumun fokurdayan dinamiğini söndürmek İçin bugünkü yöntemleri kullanan politikacı ve yönetici kadrolanyla 1985 ya da 1985 yılındaki yaşamı düşünebüiyor musunuz? Sorunlara toplumsal açıdan bakıp tez ve yaygm çöramler getirmeyen bir hükümet, bir iktidan bugunku gevezeliklerin usanç vericl gevşekliğinde görebüiyor musunus? Görüyorsanız, siı gerçek bir karamsarsınız. Bir milyon insamnı yabancı ülkelere işçi gönderilmekle ferahlık arayan bir toplum, her yıl büyüyen 1 milyonluk kitlesimn yarattığı ekonomik ve siyasal baskıyı r.asü hafifletecek? Werner Keller adında bır Alman yazann «tnsanlar ve Mucizeler» kitabını okuyorum. «Yeryözü İnsan soyunun ortaya çıkışından bu yana hiç bir çaÇda yfizyılınuzdaki gibl baş döndürücfi bir ilerlemeye tamk olmamıştır. Geçmişte karşılaştınidığında şasılacak derecede kısa görflnen bir rnnan dilimi İçinde böylesine çok icat ve yenillk bir arada göriilmemis, böylesine çok keşif yapümamış, gerlde bıraktığunız binlerc« yılın tümünden daha açır basan böylesine hızlı bir gelişme döneml yaşanmamıştır» diyor. Şöyle devam ediyor W. Keller: •Elde edilen bunca şeye, sanayl fiikelerindeki bunca İlerlemeye rağmen refab toplumlan, bolluktan yana bu kadar yüksek düzeyde olmalanna harşıhk bir noktada giiçsuz kaldılar; mutluluk ve huzur sağlıyamadılar. Her tarafta daha öncrki nesillerin tdeal olarak, model olarak çördücrü, elde etmek için nice çabalar harcadığı şeyler tümüyle yıkılnu, dağılma beürtileri gösterdi. İnsanlann bir lamanlar yüce ve kuts»! olarak kıyrnet verdiği ne varsa bepsi tulünçleşti, gücünü yitirdl.» Bu akıllı, ölçülü izlenimlermis gfbl görünen sözlenn ardından gelen yargı bellidir: Maddeyle, hesapla nğraşmak blr yerde ruhu, insanın moral yanım öldürüyor. Mutluluğu dünya niaıetlerinde aramak boşunadır! «Bunlar sadece maddî, cismani ihtiyaçlan gidermekten başka ne işe yaradı?» diye soruyor yazar ve tüketim toplumlarında gençlerin maddeci olmaj^n değerleri aramağa çıkarak açık protestolarda bulunduklarına dikkatl çekiyor. ((KomiinGiinliiğii) ,öncu kitabevi^ Botaai Cod. NO.S Coftotogkı M o n M ISYANÇI JULES \ VALL£S naıımhikmet bekiryıldız gerçeği mehmetergün hikâyemlzde MUTLULUK VE HUZUR MEHMET KAPLAN cumhuriyet devri TURK ŞIIRI nesİOerin nıhu tevfik fikret tkr&A vnvâın I Asım Bezırci'nın yülar suren bir çahşmadan sonra hazırladığı uzun bir inceleme ile Nâzım Hikmet'in en güzel siirleri bir arada. 666 sayfa 40 lira. En çok okunan hıkâyecilerimizden Bekir Yıldız'ın hikâyeleri ve hikâyeciliği üstüne eleştirmen Mehmet Ergün'ün kitabı. (13.5 lira). Genel Dağıtım: KİTAŞ Tan Apt. Başmusahip Sok. Cağaloğlu . İst. üstün bir ycpıt MADDECİ MANEVİYATÇI HENRIBARBUSSE 3 Goncourt | Edebryat Ödülü DUNYANIN EN BÜYÜK S/VAŞ ROMANLARI KLASİKLERİNDEN Bu moral çöküş îddialan pek modadır dünyamızda. Sanki morali yükseltecek şeyler yapılmış, eski değer yartılan toplumun rümünden süzülüp gelmiş gibi bir tutum, şikiyetçüeri daha baştan haksızlık katma çıkarmaktadır. Dflnya, bugüae kadarki uzun tarihsel hikâyesinden öğreniToruz fci, insanlann rümü tarafından henimsenip korunacak değer yargılanna, moral değerlere sahip olmatnıştır. Olsaydı, 1975 yılında dünyalıların dörtte üçü yoksul, mazlum ve acı bir yaşamı paylaşmazdı. Teknolojik gelişme, öyle İlerl sürüldüğü gibi insanlan maddeci yapmamıştır, çünkü büyük çoğunluk, iiretim ekonomisinin sömürüsünde inim lnira mleyip pay alamadıpı halde, bugün hâlâ dini korumak, geleneklerl kurtarmak. komünizmin pençesine düsmemek gibi moral kışkırtmalarla si>asai amaca hizmet ettirilecek kadar «madde»den uzaktır. g" Jack Ljondon seven jjf okurlan coşturacak güçte.., Kitap satıkn her MORALi YÜCELTEN KiM? Kanserdl Neruda. Kansı Matilde ile İsla Negra'da, KÛrültüden uzak, ama dostlar ve sevgiyle çevrilı, şiırlerı \e amlanyla dopdolu yaşıyordu. Ailende onun sohbetıne Ratılmak için bir helikopterle gelir ve Şüı'ınin ou büyük söz. duygu ve düşün ustasıyla tatlı saatler geçınrdı. 10 milyon Şililinin jaşamını güzelleştırmek işınde «maddeci» olan Ailende, madde He ruhun içiçeliğini çok iyi biliyordu. Yoksul ve ezilen insani bir şeye sahipmiş gibi gösterme kurnazlıçının tarihsel sömürüsünü kaldırabilmek ıçın gıristığ; ı«leri Neruda ile tartışırdı bu sohbetlennde. 11 eylül 1973 sabahı radyodan haberleri dinlerken öğrend; kı Neruda. asıl moral yapıcıyı, moral sömürücülen Muneda sarayınaa kuşatmışlardır. Dostu, orada, uzakta. ulusuna son sözlennı söylemekte, tarihsel aldatmacanın bu son tuzağtnrlan da kurtulma günfinün geleceğine inandığını belirtmektedir. Iste o zaman Neruda ölümü kendisi için de ister. Bıraz sonra onun evinin etrafında da askerleri görecektır. Dostlar kaçacak, tutuklanacak ve hep acı haberler gelecektır. Bir yıl sonra yetmişinci doğum yüı için devletçe büyük bir kutlama töreni hazırlanan Pablo Neruda, ulkenin onuru ve büyük moral gücü olan adam. şimdi General Pinochet'ııin ele geçirdiği deviette bir tutsak, bır tchlike. bir bavkustur. 2:i eylül akşamı durduğj zaman bu buytik Kalp. maddeci Allende'yi kurşunlamakla devletin ve nalRin moral deâerlenr.ı kurtardığını ilân eden General Pınochet, ea büvük moral cinayeü işler, Pablo Neruda için Şili'de : »ıin vas tutulma< sını emreder. Ayni gün şairin Valparaıseo'd&kı evini de tahrip ettirir halka. tekinyayıneyi ankara caddesi 51, istanbul çiKn Dünyayı altüst eden yağın, Petrol'ün hikayesi • Petrol milyarderlerinin renkli hayatı • Gülbenkyan'dan günümüze kadar bütün öncüler # Uluslararası dev şirketlerin korkunç gelişimi • Petroldan sağlanan inanılmaz servetler • Musaddık'ın öğrencileri: Kaddafi, Aptullah Tariki, A. Zeki Yamani • Crtadoğu'dan başlayarak gelişen milliyetçilik ve öz kaynaklara sahip çıkma akımı L. Mosley/PETBCL SAVAŞI/Türkçesi: Halim înal/ 30 lira/e yayınlan, belgeler, bilgiler, bölgeler dizisi: 14/Ankara caddesi 13 teî: 26 8142, dağıtım: narlıbahçe sokak 19 tel: 27 87 20/p.k. 12 istanbul e^e yayınları
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear