02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHURÎTET 1S Klsaa 1978 t%f\ nisanlan, yıüardan beri çifte bayram £ Q olarak ku:larız: «L'lusal egemenlık bayrarm» ve «Çocuk Bayrarnı»! Bayramiarı re yıldonümlerıni, bir tatam cilâlı sozlerle övgü yanşması olmaktan çıkarmak, bir «hesaplaşma, düşünme ve bıllnçlenme günü» halıne getirmek gerekir. O günün gerçek anlamının ve amacının ne oldugu üzerinde durmalı, o amaç ve Uiküyü ne oranda gerçekleştiregeldiğimızı (hiç degüse bu amaç ve Ulkü doğrultusunda mı yoksa ters doğrultuda mı adımlar attığımızı) saptamaya çalışmalıyız. îşte ancsk o zamandır ki, yıldönümlerl topluma bir seyler kazandırabılir. «Çocuk Bayramı»na iliskin acı gerçekleri, bundan Bonraki yazımıza bırakıyoruz. Bu yazınıızda sadece «Ulusal Egemenlik Bayrami)inın tizertne eğilerek, o alanda nereye geldığimiza ilışkin gözlemlerimizi en kalın çizgilerle olsunkâgıt UsrJne aktarmaga çalışacağıı: OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 23 Nisanm düşündürdükleri Prof Dr. Muammer AKSOY «Ulusun BÎRÎCÎK TS GERÇEK tem«fld«l olan Büyük Mlllet Meclisi»inden aOm •dilmektedlr. Dçüncü maddeair.de de, «TÜTkiye Devleti, BUyük Mıllet Meclisl tarafından idare olunur». denlliyor. Devlet Başkanlığı lorusu, rine yanıtsıs. bırakılmıştır. Bu teorik çelişki, firi buçuk yıl türdürUldü; daha da sürdürülebilırdi. Ancak «banş görüsmeleri günleri» geldıfınde, Ankara Hükumetlnin temsilcileri yanında, Sultan da kendi temsilcilerini bulımdurma sevdasında direnince, teorik bir purüzü gidermenın yararları daha ağır basmıştır. O gunlerde bile sorunu çozmek hiç de kolay olmadı. Gazı Mustafa Kemal, 1 kasım 1922 guniı Karma Komisyonda yaptıgı tanhsel konuşmada. saltanatm kaldınlmasma karşı direnen saîsatacılara şöyle haykırmak zorunlugunda kalmıştr «Egemenliğı hiç kimse, hiç kimseye, bihm geregıdir dıye, göruşme ıle tartışma ile vennez Egemenlik güçle, erkle, zorla alınır. Osmaniı ogullan. zorla Türk ulusunun egemenliğine el koymuşlardı. Bu yolsuzluklannı altıyüz yıldan beri sürdürmüşlerdi. Simdi de Türk ulusu bu saldırganlara, artık yeter diyerek ve bunlara karsı ayaklanarak egemenliğıni kendi eline almı? bulunuyor. Bu bir oldu bittıdir. Söz konusu olan, ulusa egemenhgini bırakacak mıyız, bır<>kamayacak mıyız sorunu degildır. Sorun, gerçekleşmış bir oiayı yasa ıle saptamaktan başka bir şey değıldır. Bu, ne olursa olsun yapılacaktır. Burada toplananlar, Mecbs ve herkes sorunu dogal bulursa, sanınm ki uygun olur. Yoksa, yine gerçek, yontemine göre saptanacaktır; ama, belkı bir takım kafalar kesilecektir.» Görülüyor ki, Türk ulusunun egemenliğine yal >JB baftoa »ahtp çıkması Iffan, 23 nİMn 1920'den 8nc« baalanmıs, 23 nijan 1920 giinü bu doğrultuda en *ıemli »dım atalmıa, 23 nisan 1920'den sonra da bu amıca yönelik daha birçok adımlar atılmıjtır. Bu adımlardan biri de, 29 ekim 1923de gerçekleftirildL Ama ulusun •gemenliğtni ilin etmesi değil»e bile, bu ecemenliğm kullanıbnasına fîilen katılmayt nğlanıa »üreci, 29 Ekım 1923'de de una ermemiftir ve eremez: Atatürk'ün ve onu destekley» rck Türk ulusuna egemenliğıni kazandıran kişilerın ve kitlelerin asıl amacı, kuşkusuz «bir blçımi yerme getırmeK» değil, cbir içerigi «ağlamak, bir toplura düzenini uygulamak»tı. O tophım düzsni, halkın kendi kendisini yönetmesi, Atatürk'üa 1.11.1922 günü Mecliste bir kez daha tekrarladıgt uzere, «Halkın kendi kaderini dogrudan «üojruya ve fiilen eline alması» ıdi. Turk ulusunun «kendi kaderini kendi eliyle çızmes:», elbette ki sadece 4 yılda bir kez oy sandığına <TBMM'nde kendisini kımlerin temsil edeceğiııi gösterır bir pusulayı etmak>tan ibaret sayılamaz. «Halk egemenlığ.» bu dıizeye düşürülürse, «gdstermehk oır egemenlıV:» bir aldatmaca haline getirilmiş, yoılaştırılraıs olur. Ba?langıçta «4 yılda bir kez sesim duyurabilmek» dahi, halk egemenliğı ilkesi doğrultusunda büyuk bir adıra (ayılırâı; hem bızde, hem de en ileri demokrasüerde.. Ama günümüzde bununla asla yetinilemez. Çünkfi ulusal egemenlik rejimi. yani demokrasi (halkın kendi kaderini kendi eıiyle çızmesi yöntemi1. »adece «soyut bir teori soıunu» değıl. nesnel 'somut) içerigi olan «bir yaşam ve uygulama» sonınudur. Çağımızda halkın kendi ken disini yönetmesinin, kendi kaderini kendisinin çızebilmesinin yöntem ve teknik araçlan (uyguiama yoilan), ortak bir felişnıe geçirmekte.. Genıs, halk Bir Günde Gerçekleşmedi 23 ve 24 nisan 1920'nln Meciiı tutanakların» bakıldığı laman görülüyor ki, o gün «Ulusun egemenligine artık tam ve yataız başına sahıp olduğu» ılan edilmîş değildir. Ama Ankara'da ulusun kaderini ele alan ve onun bütün işlerini yürütecek, tam yetkili bir Meclisin toplanması, «Ulusun kendi kadenne egemen olacağı yolundakı iradenin ortaya konması» demektir. Böyle bir adırn, kapalı bıçimde de olsa, artık «Hükümet kurma, banş ve savaş yapma da dahil, bir ulusun yönetılmesi için ne gerekıyorsa, onu ulus ve temsilcilen tek başına yapacafclardır» anlamma geür. Gerçi, «Egemenliğin artık yalnız ulusun temsilcilermce kullanılabileceğı ve sadece ulusa ait olduğu» dile getirilememıştir. Hatta Mustafa Kemal'in saatlerce süren 24 nısan günlü konusmasında, «Hilâfet ve Saltanatm kurtanlacağm ve onun içm de «Devlet Başkanı yerinin açık bırakıldığı» bile söylenmistır. O gunkü koşullar altında daha fa2lası yapılamazdı. Teon adma, Yunanhlara ve ardındaki büyük güçlere karsı en kötü koşullar altında yürütülen bir bağımsızlık savaşma, bir de iç savaş eklenemezdi .. Aradan bir sure geçtikten ve ulusun temsilctsi olan Büyülc Mıllet Meclisı ve Hukumetı varlıgmı ve gücünü fiüen tamttıktan sonra, 20 ocak 1921 Anayasasının ilk maddesmde şöyle denılebilmiştir: «Egemenlık kayıtsız şartsız ulusundur. Yönetim yontemi, halkın kendi kaderini (mukadderatım) dogrudan doğruya ve fıılen eline alıp yönetmesl llkesine dayanım. Ikınci madde de kftlelerinm, yonettm !pln!n ucunu kendi avuçlannin ıçlndt tutabilmesinin (bunu dolaylı olarak herhangi bir azınlığa kaptırmamasının) yöntemlerı, h«r feçen 10 yılda blraı daha gehîtirilmekte, dah» •eğlam kanklar» bağlanmaktadır. Bu egemenlik (bu kendi kendinl yönetme, kendi kaderini ken di »liyle çizme) bir «göstermelik>, bir «edebiyat, bir «var aayım> olmaktan çıkarılarak, «yaçamın t» kendisi» haline getirilmektedir. Ve bu gelisme, özel likle iki yönde kendisini gösteriyor: 1) Sıyasal yönde, en önemli tercihleri yapma (karar alma> yetkisi, dogrudan doğruya halk» bırakılmakta. 2) H»l kın kendi kaderini çizmesi, toplum yaçamınm en dnemli bir yanı olan ekonomide de geniş ölçude halk* (çalifanlara) bırakılmakta Bu iki baknndan da, na acı bir gerl kalmıılık Iflnc» olduğurauru bir tek makaledc Mrgüemek olanaknz: Bütün demokrasilerde, çalıjanların, <ıea dikaiar», «yönetime hattâ kar'a katılma» yollarıyla ve gerçekle?tirilmi# çeşitlı ekonomik reformlar «a yesinde, «kendi kendilerinin efendisi durumuna fel dıkleri» (ekonomik alanda da kul olmaktan kurtulduklarıi bir gerçek. Toplumdan iş alamayan ki finin. ondan gelir alması bile sağlanmı».. Bizde ise Atatürk'ün 1.11.1937 günü Meclista llsn ettigl «Memlekette topraksıı çıftçl bırakılmamalıdır. BUyük çıîtçi ve çiMik sahiplerinm iş'.etebîleceklerl arazı sımrlandırılmalıdır» yolundaki ilkesi bile, hâiâ güzel bir şarkı (tatlı bir hayal) olarak zanıan zaman sadece dillerde .. «Ekonomik yaşamda bağımh ve giivenlikt«n yoksun kişilerin ise siyasal yaşamda egemen sayıîamayacağı gerçegıni Atatürk, bir kp? değil yüzlerce konuşmasmda dile getirmiştir (lt. tşte 1961 Anayasasmm Atatürk ılkeîerini gerçekleştirme amacına vönelik sosyal ve ekonomik düzenine sırt çevirildigı Içindir kt, Türk halkının egemenlıği de. uy.çulamada ve ögerçek vasamda, sadece geleceğe yonelık bir dıl k geçerliginde .. "Yabancı IdeolojiM MHP Genel Başkanı Alpasîan Tfirke», partinnla bfr Sf* kongresine gönderdiği mesajda tunlan löylemi»: Türk mflleti aetsından komüntan ne kıdar flkal, «a(dııı, kShnemlş Mr fSröş ve «yfnl»m» («MndMi ta*bUd Biümkün olmayan bir «istem ise, aynı jekilde faston ve nastem de Türk'e yabancıdur, eağdısı sistemJ«nMr. ö»tJBkle«l Kibariyie Türk mUletine. cemiyet yapunm ten <i«^B«irteitrk*. Üstelik biz Türk müllyetçlleri olarak her tttri* y a b u a Meolojinhı vc bunJarm pcsind* kofanlum tmumam tffma Teoride Kalan Salt siyasal alanda bile Türk halkımn kendi kaderine egemen olmas1. ne yazık kı, teonde kalmakta. Halkııı sadece temsilcilen olması gereken kişiler, asil degil vekıl olduklannı unutarak, en önemli tercıtoler soz konusu olduğunda bile fıalka danısma gereğinl duymuyorlar. Dü'nünüz ki. ekonomik (hatta düşünsel) bakımuan bağımsızlık ve güvenligın ssg&risine kavjşturuimaıms halk kitlelerinin seçtikleri temsilciler, yasama meclisinde eşit iki parçaya bölünüyor. Ortay» «halk adına lş görme yetkisi be(Devamı 9. Ssyfada) Halkı Sevmek Sanıkları DKTAY AKBAL Evct Hayır George Orwell» bütün dillerde defalarca basılmı; en buyuk eserı GUNUN KITAPLARI 10 yıldır Batı ülkeleri TV'lerinde oynayan, kitapları her zaman BESTSELLER Üstelerinde yer afan: Şımdi Bay Alpasîan Türke*'in «îtto» baıarak fu tümcenin altını fizelim: . Biz Türk mlUlyrtçUeri e4an*, k«r «rHI jabtmn lojinln ve bunlano pesinda kojanlaruı amaotn du Ülkemizde son yülarda •yabancı MeoloJU deyiml kulianümaktadır. Ne demektir yabancı ideoloji? Soruya cevap vermek için önce ıdeoloji kavramım aydınlatmak gerekir. îdeoloji eski Yunanca kökenli iki »ozcükten oluşmaktadır: ldea ıfıkin ve logos 'bil:mi. Bir topluma, çevreye, veya »ınıfa özgu düşünce ve inanışların bütünü bır ideolojiyi meydana getırır. Sermaye smıfı ıdeolojısi, işçi sınıfı ideolojisi, ulusçuluk (milliyetçihk) ideolojisi. Islam iceoloiisi. Kristiyan ideolojisi, dev'.etçilik ideoloıi'ii. demokrasi ic?eoloji«i... Sözgelişi demokrasi ideolojisini ele alalım. Demokrasi e«ki Yunanca kokenli bir sözcuktür: demokrasinin besigi dıye n:te!enır eski Yunanıstan... Zaman içinde demokrasi biçim v« içerık değişürmış, Batı ve Kuzey Avrupa'da gelismij ve Türkiye'ye ıthal edümıştir. Bugün cümlemiz Batı demokrasisin» özenmekteyız. Goruldüğü gibi demokrasi ideolojisi «yabancı ideolojı.dır. Şimdi Sayın Türkeş'e soruyoruz: Bir yabancı ideoloji olduğu apaçık ortada bulunan demokrasinm peşınde koçanlarm amansıı düşmaru mısınu? Drvletçilik de bir yabancı ideolojidır; kokeni Batıdadır. F.tatizm »özcüğü Türkçeye çevrilmiş, devletç.lik denmışt.r. Atatürk devletçi. yanı etatıst idi. Bay Alpasîan Türke? bu konuda ne dıyecektir acaba? Bir yabancı ıdeoloji olan devletçihğın peşinde koşanlann ve bu arads Ataturk'ün aman5iz duşmanı mıdır? Ya layiidik? Lâtince kökenli bu sozcüğü Fransızcadan dihmize aktarmışız. Laisizm düpedüz yabancı kaynaklardan aktarılmıştır. Atatürk layikti. Layıklik Anayasamızın te mel ilkelerinden ve devletimizin temellerinden biridir. Soralım Bay Alpasîan Türkes/e: Yabancı ideoloji ürünü olan layıklik peşinde koşanlarm da amansız düşmanı mıdır? îslâm ideolojismın Türkiye'de doğmadığı; Müslümanhğm önce Türkler değil Araplarca benimsendığı; kajnaklarmın Arapça'da bulunduğu da herkesin bildiği bir gereektir. Soralım Bay Alpasîan Türkeş'e: Islam ideolojisini benımseyenlerin amansız düşmanı mıdır? Halkçılık sözcüğünün de kökü dışardadır. Lntince'den gelmektedir. Soralım Bay Alpasîan Türkeş'e: Halkçüık ideolojisinin peşinde koşanların amansız düşmanı mıdırf Ve gelelim milliyetçilik ideolojisine... Uios^uluk ya da milliyetçilik dedığimiz ideoloji dısardan ithal edilmiştir. NasyonaHzm'in kapıtahst aşamaya ulaşan, Avrupada olustuğunu artık okul çocukları bılıyorlar. Böylesıne yabancı bir ideolojiyi Turkiye'ye ithal edip pesinde koşanlaru» amansız düşmanı mıdır Bay Alpasîan Türkes? Bizim siyasal yaşamımızda kavram kargasası. kafa karısıkîığı içinde süregelmekte... Bu dumanlı havada parti lideri olacak kişiler de istediği gibi kenuşmakta... Bay Türkes hem komünizme, hem faslzme, hem nazizme karşı olduğunu sövlüyor. Vaktiyle MHP'nin kapitalizme ve sosyatizme de karsı olduğu çok yineienmiştir. Simdi bir parti düşünün ki, fasizme, nazizme, sosyalizme, kapitalizme, komünizme, emperyalizme karşı.. Yani dam üstür.de saksağan, beline vurdum kazmaylan... Yıkanmı? ve çitilenmiş bazı beyinler. belki Bay Türkeş'in sözlerinde bir keramet buluyorlardır ama; artık ortaya apaçık çıkmıştır ki, Türkes, Morrison muiiyetçiliğinin ve dısa bağımlı sermaye nathnın polıtikacısıdıf. Şimdi de ulusal petrol mücadelesini savunan ve yürüten genel müdürleri devlet katmdan tasfiye ederek tarıhsel ?örevinl yürütmektedir. khna mı gelirdi bir okula adının verllecegi? Kuşktılar uyandıran bir kişiydi. Ardından kim gelıyor dıye bakardı arada bır. Kahvede de, lokantadfc da karşısına oturanlar, mahaMede komşulan, yolda rastladıkları belki de onu izleıenlerdi, ne yaptığı ne ettiği konusunda rapor verenlerdi! Vtim'il bir kişi olmanın ağırlığını çekmişti tüm yaşamında. önce babasından ötürü, sonra yazarlığından, »iyasal düfüncelerinden... Şimdi bir ortaokul onun adını taşıyacak, evet Zeytinbur•uı'nda bır ortaokula «Orhan Kemal» adı verilecek. Verildi di^emiyorum, bu karar tstanbul Mılli Eğitim Müdürlüğünce almlı, Mill! Egitün Danışma Kurulunca da onaylandı, iş BakaniıŞın kabul etmesine kaldı. Bakanlıkta ne olur bilemem. Ceph» Hükümetinin Eğitim Bakanı Erdem bir gençlik yıllan şairidir, Drhan Kemal gibi büyük bır yazanmızın adının bir okula verilmesinde bır sakınca bulmaz sanırım. GUzel düsünmüşler, ölümünün besıncl yılında Orhan Ke«al'in «devletçe» benimsendiğini kamuoyuna göstermek iyi bır lavranıştır. Ulus Orhan Kemal'l çoktan benimsedi, edebiyat burilkleri arasına koydu. Çüelerle geçmiş, acüarla dolu bır ya» fam. Surekll çahşmaya, s&vasıma, direnmeye dayanan bir 5mür. Edebiyaümıza nlce güzel öyküler, romanlar kazandırmıs, bir güçlü yazar... Uluaumuz klm onun varanna çahşmışsa, kim sna bir şey vermişse, bir değer katmışsa bağrma basar. Devlet Istedigi kadar benimsemesin, halk bir kea benimsedi mi ölümlüzdür o klşi artık... tst. Eğitim Müdürlüğü Orhan Kemal aduıı Zeytinbumu Ortaokuluna vennekle kalmnmıs, Üsküdar Ortaokuluna da Ortıan Veli adını Tenniş. Klm dUstinmüşse İyi düşünmüs. Zeytinbumu Orhan Kemal'in yapıtlanna uygun düşer, ÜskUdar da Orhan Veli'ye... Kiml adlar v&rdır bir türlü benimsenrnez, bir temt adı daha çok yarasır o okula, kimse de değistirmeı o adı caten istediği kadar o okul, o lise başka bir ad taşısın! Ama Orhan Kemal adı da, Orhan Veli adı da yerleşecektir o okullarda. öğrenciler, veliler, o semt insanlan bu yazarlanmızın sdını özel bir hoşnutlukla anacaklardır. Halka katkısı olan kişilerdi Orhan Veli ve Orhan Kemal. Halk tarafından benimlenmiş, ievilnıiş. Yaşarken değilse bile ölümlerinden sonra... Orhan Kemal, 2 haziran 1970'de aynldı dünyamızdan. Elli alb yaşındaydu Orhan Veli 14 kasım 1950'de. Otuz altı yasında... tkisi de 1914 doğumludur. Birbirlermi gördüler mi bilmiyorum. Belki bir iki kez. Orhan Kemal 1949'a dek Adana'daydı, ondaa tonra Istanbul'a gelip yerleşti. Orhan Veli ise Ankara'da yaşardı, yazlan gelir giderdi. Bu bakımdan bir arkadaşhkları olduğunu »anmam. Ama gerçek yazarlar, şairler birbirlerini tanımasalar da arkadaştırlar, ölümsüzlükte adlan hep yanyana anılır, bir çağın beğenisini, anlayışını, havasını değiştirdikleri, etkiledikleri için... Sait Faik için ödül kuruldu, adı Burgaz'da bır alana, Adapalar'mda bir sokaga verildi. Bilmem Sait Faik adlı bir okul var mı Türkiye'de? Şimdi Orhan Kemal'le Orhan Veli'nin adları birer ortaokula takılacak. Sanata sevgi duyan, önem veren siyasal iktidarlar zamanla yurt sokaklarmı, alanlanzu büyük »anatçıl»nn, yazarlarm adlariyle, heykelleriyle donatacaktır. Bir yaşam «üresince yazmak yaratmak çabasıyle dıdinen ısnatçılarm anılarma karsı toplumun saygı göstermesidir bu. Gelecek kusakların lanatçılarına nmut, güç, coşku vermektir... Orhan Kemal Ortaokulu, Orhan Veli Ortaokulu... Kiji yajlandığını böyle güzel gerçeklerle karşüaşmca duyuveriyor. Aklunm ucundan geçmezdi, yaşadıklan günlerde, yerlesmiş beğenıye. anlayışa karjı çıkan, bu yüzden kuşkular uyandıran, izlenen, rürekli «sanık» durumunda bırakılan kimselerin bir gün böylesine saygmlık çizgisine yüceltilecekleri, hak ettikleri yerin toplum tarafından kendilerine verileceği... Demek toplum değişiyor, ilerliyor, hem de sandığunızdan daha hızlı... Bu değişiklik devlet yönetimini ellerinde tutanları da etkileyecekti elbet..» «Ben Orhan Veli Kanık Halkı sevmekten sanık> demiati eski bir şiirinde... Suçlan, halkı sevmek olan kişiler günü gelir halklarmm sevgilisi olurlar, bunu önleyecek güç yoktur... R ORTADOĞU'DA * II L SAVAŞ VEDİİEVSAL DOKTOR KİM Her yaşta okuyucunun ilgiyle okuyacağını umduğumuz uzay serüvenleri Yeni BilimKurgu dizimizde... İLK İKİ KİTAP, çıktı... o 320 sayfa, temiz baskı m e o uiıa YAÖMUR YAVIMKVİ P. k. TB ISTANBLA. DALEKLER KORKUNÇ KARADAMLARI Hazırlananlar: DOKTOR KİM VE SİBERMENLER DOKTOR KİM VE GİZLİ SİLAH DOKTOR KİM VE DALEK BASKINI DOKTOR KİM VE PELADON GEZEGENİ Her kitap lO.TL'dır. •.m • J » ' kONUKYAYINLARI PK 749ISTANBUI ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞLARIVE ÜÇÜNCÜDÜNYA E Jukov A.İskenderov Çagınuzda REVİZYONİZM ÜZERİNE 10 Lira Isteme Adresı: P K. 907 Istanbul v.ı.lenın SLOVENCE ÇEVİRMEN ARANIYOR Slovence'den Türkce'ye teknik çeviriter yapabitecek birelemanaranmaktadır. Çaltsma koşulları birlikte saptanacaktır. isteklilerin Galataşaray YenlCarsı Biltez Han No. 4 0 İSTANBUL adresinde müraeaat memurluğuyla gdrüşmeleri nca olunur. CS \ Türkiye Ihtîtalcî | İ9Cİ Köylü Partisi l Davası DoğuPenncelc EMYBI BtC* Revizvonizm ve MaceracAk DoğuPerinçek Kıvılcırnlı'nın Burjuva Ordu ve Devlet Teorisinin Eleşîirlsi SAVUNMA Halkin VenUgiye. M O C a d e l e S İ n İ 5I IMaritsizmLenlnbm Faşizm Dd Zafere Götürürl Endonerya Halkının Faşizme Karşı Mücadele Tecrübesi Cumhuriyet 3444 DUYURU istanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanlığından Yazışma ve İsteme Adresi : P.K. 242 Aksaray îstanbul Genel Dağıtım : TURDA Cağaloflu Yokuşu • Saadet îşhanı No: 405 Cagaloğlu • tstanbul ULOSAL DAölTIM : Ataç Sott. No: 48/1 Yenişehir Ankara HALKIN SESİ Profesör ve Asistan Alınacaktır Fakültemizin PatoloH Kürsüsünd8 1 Profesörlük, Parazitoloji Kürsüsünde 1 Profesörlük, Cerrahl Küreüsünde 1 Profesörlük ve Anatomi KUrsüsünde 1 Asistanlık kadrosu açık bulunmaktadır. isteklilerin bir dilekçe ile en geç S Mayıs 1975 tarlhi# ne kadar Dekanlığa (Tıobiye Caddesi No. 11 Selimive) müracaatlan ilân olunur. DSİ. XIV. Bölge Müdürlüğü isale Hatları ve Deniz Geçitlerl inşaatı Başmühendisliğinden 1 Kâğıthane Pompa Istasyonu IL Kısım tnşaau Çevre Tanzimi işi, ilgıli Emanet Komisyonunca teklif aiınarak emaneten yaptırılacaktır. 2 İhale, 5.5J975 pazartesi günü saat: 14.00'de Başmühendisliğimizde (Istanbul Gayrettepe Yüdızposta Cad. Yeşil Apt No: 26 D. 3'de yapılacaktır.) S Işin Geçici Teminab 42.100. TL. (Kırkikibinyüı Lira) dır. 4 İhaleye gireceklerin en geç 25.4.1975 cuma günü mesai saati sonuna kadar iştirak belgesi almak için müraeaat etmeleri gerekmektedır. Durumları uygun görülenlera iştirak belgesi ile ihale dosyası 29.4.1975 salı günü verılecektir. ihale dosyası bedeli 100. TL. (Yüz lıra) dır. 5 İştirak belgesi almak için iştirakçilerin düekçelerinej a) Bayındırlık Bakanlığından alınrmş (B) grubundan 1.000.0UO. TL. lık müteahhitlik karneri (tjtirakçi Sirket ise; kendi belgesi veya ortaklanndan binnin belgesi ile iştirak edebilir. Şirketin tesciüi olması şarttır.) b) Tek bir taahhüt konusu olarak en az 1.000.000. TL. keşif bedelli bir işi yüklenici sıfab üe basariyl» bitirdiğıne dair belgeye sahip olmak. c) Makine, ekipman ve taşın taahhütnamesi. d) Bankadan alınmış usulüne uygun en az 250.000. TL. lık mali yeterlik belgesi. e) 1975 yılı vizesini taşıyan Ticaret veya Sanayi Odası belgesini dilekçelerine eklemeleri gerekmektcdir. 6 Teklif zarfı ihale günü saat 12.00'ye kadar 2. maddedeki adresimizde Başmühendisliğimiz tdart tşler Şefliğint teslim edilecektir. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. 7 İdaremız 2490 sayılı kanuna tâbi değildir. (Basın: 139792431)5 çıktı! T.ırıhı yar.ıt.ın bırıcık quc halktır P.K.: 1112 Sirkeci İstanbul TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI SUNAR NOT: Asistanlık İçm Fakültemızce açılscak sınavı ka•anmak çarttır. (Basın: İ4S34S438) ÎÇÎNDEKÎLER EZtLEN BİR ASYA ÜLKESINDEN ÖZGÜR KAMBOÇYATA SElAM * KADIN IŞÇtLERE YAPILAN BASKILARA SON VERİLMELtDİR Almanya'daki kadın İKİlerimizin durumu Kadm işçUerle konnşmalar * HAPİSHANEDE VE MAHKEMEDE DEVRİMCt TLTUM * PORTEKÎZ VE REVtZYONİSTLER I: Revteyonizmin hâkimiyett, burjuvazinin ve emperyalizmin hâkimiyetidir sfc LENÎN VE KÖYLÜ MESELESl II * Fabriludan Köyden * Fasjrt Zalimlerden Hesap Sonılmalıdır * Halk Postası. Yazifma adresi: PK 1112, Sirkeci, Istanbul Abone fartlan: Yurtiçi yıllık 100, altı aylık 50 lir». İLÂN TÜRKİYE ŞEKER FABRiKALARI A Ş, GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN Tecrübeli Teknik Eleman Ahnacaktır I Alınacak Personel: a) Makina ve Elektrik Yüksel: Mühendis reva Mühendisleri b> tnsaat yüksek Mühendis 'eva Mühendısıeri c) Kesin hesap işierinde tecrübeli înşaat Teknisven veya Pen Memuru Aranan Şsrtlar : 1 657 Sayılı Devlet Memurlan Kanunun'da aranan şartlan naiz olmak. 2 Taşra ve Merkez teşkilâtında çalışmayı kabul etmek. 3 Kendi sanalannda asgart 5 >ü meslek ve iş tecrübesini nalz olmak. 4 Askerliğini yapmış olmak ve lisan bilmek tercıh sebebidir. II tlgililerin lüzumlu belge ve bilgileıle birlikte en geç 1.5.1975 tarihine Kadar Hirkiye Şeker Pabnkaları A.Ş. Mithatpaşa Cad. No: 14'deki Personel Dairesi Başkanlığına bizzat veya dilekçe tle müraeaat etmeleri rica olunur. «Ocvrlm jâpnık İçin devrlmcl bir partl olmalıdır. Dcvrimei Ur partl olmadan, MarictlsMenlnltt A... ımel teoriya v* çalısm» to'tna dayalı bir devrlmel pnrti olmadan. emp«ryalLrml v* usaklannı yenmede | Isçi iinıfına ve ganlf halk yıflınlınn» 6od»rlik •tm«h imkln*ndır.> MM BORA nmlm J | W W I Komüıiist Partisi Kısa Tarihi BHttln kitapçdard* veîf Bankast Şubelerinde. Genel Dağıtım: BATEŞ Bayilik TeşMlâiı A. Ş.. Cagaloğlu, ht. TURDA . Saadet Işhara 405 CiğaloğJ. İST I ULUSAL DAĞITIM, Ataç Sok. 48:1 ANKARA I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear