25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHURIYET 19 Nlsan 1975 TSDİ TARTIŞMA KADINLAR İNSAN DEĞİL Mİ? Birçoğu çocuk denebilecek yaşta, binlerce ayakkabıcı, tavaıu insan boyunu geçmeyen, pislik içindeki bodrum türünden han odalannda, çoğunluğu sigortasız ve en az 1015 saat ve de içinde benzol olan zehirli yapıştırıcılan kullanarak çalışırlar.. Fotoğraf: Erdoğan KÖSEOĞLD Hep bildiğimiz gibi 1975 yıh, Birleşmiş Milletler Örgütünce, cKadm Yılı» olarak duyuruldu dünya kamuoyuna. Bilindiği gibi her yıl «Kadın Hakları» günü yapılır ve bu nedenle birtakım törenler. toplan'ılar, yarışma!ar düzenlenir. Ünlü kadınlarm deyimleri ve boy boy resimieri basında günlerce yer ahr. Bu eylemlerın amacı nedir? «Kadın Hakları» sloganı arka<=ıriria kariıp.ı haklarından yoksun bırakmaktır... dersek haksız olmayı?. kanısın davım. Yınp büdığimiz g Birle«mi.' NTillet er Örsütünce bir «İr.sar: Haklaı» büriirUİ düzenlenmiş ve duyurulmuşt'j. Bu orgute bağlı üikeler de bu duyuruvu onaylayarak ber.ım sed'.ken sonra bu doğrultuda yasalar vaptılar (Tümü de kâğıt üzerinde kaldO ülkerr.izcfe de 1961 yılında düzenlenen Anayasanın kapsamına ke>in sırarlarla alındı. Bu Anayasanın 12. maddesinde, «Herkes dll, ırk, cmsiyet, siyasi düşünce. inanç. din ve mezhep ayınmı gözetilmekfizin kanun önünde esittir» dıyerek verini aldı Bu açık ve yoruma gereksinme bulunmayan maddeye karşın «Kadın Hakları»na neden gerekslnme diiyjlmuştur. Var mı «Erkek Hakları» diye bir kavram?.. O halde «Kadın Hakları» tfiye bir soruna da gerek yoktur. Anayasanın bu maddesi ışıemda çıkarılacak yasalarla bu haklar elbette alınır. Ama bu yasaları çıkaracak çogunîuk, kadın haklannı alma çabasındaki erkeklerde... 1934 yılında kadına >eçme ve leçilme olanağını yasalarla verdik ama kar«.ılığında evdeki söz hakkını kendimizde bı raktık. Seçilme olanağına sahip kadınlarımudan kaç üye var parlamentod'aî. Seçme hak kı olan kadınlarımızın okur • yazar oranl % 50'nin altındaki bir toplumda, seçme hakkı nasıl kullarjilır?. Doğal kl erkeğinin buyruğuna göre kullanılacaktır bu hak. Çalışmayan bir kadın evlendiği erkeğe, ekonomik ko?ullar nedeniyla bağımlı olmak zorunluğundadır. Bu durumda eşit hak kavramımn dısında kalacagı gibi çahsm» lsteği de erkeğinin lznln* bağlı olacaktır. Yasalanmızla ne denll, çok kadınla evlilik yasaklanmışsa da Anadolu kasaba ve köylerinde birrfen fazla kadınla ev» li erkeklerin olduğu bir gerçektir. Kentlerde ise bu, fuhuş evleri. özel garsoniyerlerde hükmünü sürdürmekte ve do pal karşılanmaktadır. Bu yasa dssı birleşmelerde yakalanan çiftlerden yalnızca kadın kovuşturmaya uğrar T « gazetelerde teşhir edilir.. Erkegin adı bile geçmez. Buna geltnceye dek nlce haksızlıklar »ürüp giderken bu kadın d'erneklerl hangl blrine bir çare bulabllmişler ve hangl »orunu çözümleyebilmljlerdirî... Hangl köy kadımnm veya lsçi kadının lorunlanna eğllmişlerdirT. Salt yılln kadınını seçmek, yanşma açmak, tören düzenlemekle kadın torunlan çözümlenmes. Sonuç olarak ıunn diyebO*ceğiz kadın derneklert yöneticilerine... TURHAN SELÇUK' un çlzgi romanlannı okumalan ve yüzeyde kalan çslısmalanyla gerçek kadm haklanna eğileceklera (ölge olmamaları. Bayanlar yürekliysenlz, Aristophanes'in LYSİSTRATA'sındaki kadınlan örnek alarak gerçek kadın haklannı alıncava 6"ek erkeklerinize IIH deyin. Kızlarımız ve eğitim eşitsizliji 1970 genel nüfus sayımı sonuçlanna göre, yurdumuzda kadın nüfus »ayısı 17.598.1W dır. Bunun 11.219 30TÜ köylarde yaşamaktadır. Kadın ve erkek nüfus arasında açm bir eşıtsizlik söz konusudur. Nitekim 6 ve daha yukan yaslardakl erkeklerin sayısı aynı yılda 14.933. 274 olduğu ve bunlann da 10. 302.016 okumayazma bildiği halde; 14.561.574 kadından tadece 5.824.920 okumayaima bildiğl görülmektedir. Bu, bu de kadının erkeğe kıyasla yiiz de 30 orarunda daha az okuma olanağı olduğunu göstermesı yönünden çok anlamhdır. Ortaokul ve liselerde yapağımız çahsmalannıız sırasında adı geçen okullarda 4j.S yıllık erkek öğrencilere rastladığımız halde, çok ender ola rak sınıfta kalmış bir fcızm okula devam edebildiğini, bunun da ailesinin sosyoekonomik ve kültürel niteliklerimn iyi olduğunu gördük. Demek ki, öğrenim sırasında erkeklere sağlanan hoşgöril, olanas re şans; kızlara gerçekten tanınmamaktadır. Aile, kızı okı.ıl dan almak için adeta bir fırsat, bahane kollama dunun, psikolojisi içerisindedir. Kız çocuk okumak, kişiliğini ve yeteneklerini geliştirmek. r.eğerlendirebümek için sokakla oldufu kadar kendi evi ile de mücadele etmek zorunda V.;:lmaktadır. Kanımi7a 'e elimudeki bıl pilere göre kızlar, en büytik engelle, ilkokuldan ortaokula geçiste karşılaşmaktadırlar .. Öyle ki, ilkokuldan diploma alan her 10 erkeğın 8'i ortaögrenime geçebıldiği ha'.de. ııynı sayıdaki kızdan sadrce ;>i bu okullara devam edebilıne sansına sahiptir. Eğitim olanakları şeHird°r! köylere gidildikçe kızlar açısmdan belirgin bir biçirnde azalmaktadır. Şehırlerde orîa öfretime cevsm edebilme olanağı kızlar için 12 oranınua bulunmasma karşm, köylerde bu rakam 15'e kadar düşmektedir. Bu ortaokul için böv!edir, liselerde durum daha baskadır. Lisede öğrenim olanağı sehirli kızlar if;in ortaokula devam olanağına eştir. Ba'jka bir deyişle. şehirde ortaoku la gidebilen bir kız. olaganüstü bir durum olmadıkça, biyük bir olasıhkla liseye ne geçebılmektedir. Halbuki koy lü kızlar iciıı durum defisıiktir. Ortaokula devam sansnıdan, liseye devam şansı daha da sınırlıdır. Rakarnla belirlenmek lstenirse l6*y» mmektedir. Ortaokul ve liselere devam olanagı, sansı bölgelere ve illere göre de büjük ayrıcaljklar sergiıenmektedir. ÖrneK olarak Aydın ve Siirt illerir.i aldığırnızda; Aydın'da 19721973 öğretim vılında ortaokullara köyden 1331 erkek ve 480 kız. liselere 174 erkek ve 85 kız kayıt olmasına karşuık; Siırt ilinde aynı öğretim yılında o/taokullara köyden 429 ertek ve 9 kız, liselere 55 erkek ve 2 kız devam edebilme olarmJı bulabilmiştir. Bütün bunlar aynı topraklar üzerinde yaşayan insanlann, czellıkle kızlann öğrenim ola nakları bakrmından ne kp.rter eşitsizlik içinde olduklannı, en küçük bir şüpaeye yer bırakrruyacak türden gözler önüne sermektedir. Salonlarda, kokreyl partılerd<?. kâğıtlarda kadın haklarını sa^Tinmak, hiç bir zaman ve şekilde, karanlık dünyalara mahkum kadınlanmız için b:r anlam ve değer taşıyamıyacCctır. Inandırıcı ve işler etkinükler sarttrr. Ve kadınlarımv zı, kızlanmızı aydınlığa, ışıta kavuşturmak kutsal borcumuzdur. Mustafa YILMAN KİTAPSIZ MILLİYETÇİIİK Osmanlı lmparatorlugu, yüzyıllar boyunca ki'ap v* kıtap üreten araçlara kapalı tutulmuş: toplum, kabuğuna ç?kilmis bir kaplumbağa örneğı ışıea ve aydınlığa özlem duyup, içe dhniik ysşantı=ını vennde sayarak sürdürüp gitmiştır Cumhuriyet Türkiyesinde ıse vaülı oelçelerin toplum için güvenilir, inanılır b;r araç olduğu, uyanışı pompaladlğı noktaslnda egemen sınıflar kitap toplatmayı ve sansürü uygulayıp. çağdaş toplumlarda artık rastlanmayan yöntemlere başvurmuşlardır. Özellikle, ara rejimlerin karanlık ve karamboüü ortamında, uyanı? sürecinin geciktirılmesinde yarar görenler, kimi işgüzar yetkililerin «yaranma» politikalarını da dikkate alıp kütüphaneleri kitap mahpushanelerine d'önüstürmüşlerdir Frenkler; hastanelere, gemici fenerlerine, çıkmaı sokaklardakl otobüslerle kenar mahallelere kütüphane hizmetl ulaştırırken, Türlt kütüphanedligi yakın tarihinin akıçı içinde, köşe noktalarına yerlestirilen bığnaz karakterli kişilerin çabalariyle toplumı pek bir sey verememistir. Kütüphanecilik çalısmaları yapılmamlş m:dır? Kuşkusuz büyük binalar vapılm:ş. atlarla, eşekîerle, ciplerle ve modern otobüslerle hareket halindeki kütüphaneler kurulmuş, kütüphanecilik eğitimine önem verilmiştir. Ancak. bütün bunlara rağmen kitap ve kütüphane, toplurr.ur» uyanmasmda e'kin olamamıştır. Çünkü, bu kütüphaneler uyandıncı, dü»ündürücü, doğruyu öğreten, hakhyı haksızdan avıracak kitaplardan yoksundur. Uyutucu kitapların yer aldığı kürüphanelerde halk. elbette bir şeyler kazanamaz, bir şeyler öfrenemeı. Geliçmekte olan ülkelerde kabuğunu çatlatan toplumlarm. güneş ışığının ssrhoşlugur.dan kurtulup tam uyanmalan için kitap ve kütüphane en etkin motifler olduğu halıfe Türkive'dp neden bu böyle olmamıştır? 1975 yılına kadarki uygulamaya klsa bir göz atalım: Anadolu'nun bir kentinden A kütüphanesi. çevre halkının gereksinme duvduğu kitapları listeleyip Ankara'ya gönderir. Ar.kara'Hakı yetkililer listeve şöyle bir göz atar ve Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Fakır Baykurt, Kemal Tahir, Doğan Avcıoğlu. Bekır Yıldız vb. yazarların kitaplan kırmızı kalemle çizi!ıp, gerive kalanlara izin verilirdi. Halk kütüphanecisi. bulunduğu çevrede halkın kültürel düzeyinl yükseltmek, onlara yararlı olmak Istemektedir. Kitaptan korkup, toplumur» uyanmasından ürk?r.ler :se bunun ne tür sonuçlar doğuracaâını bilecek kadar bezirgândırlar. Nihayet. ülkenin yazarlan, aydınlan, eli kalera tutanlan bu konuya eğilip yazılar yazdtılar, bildiriler dağıttılar, kamuoyunu devreye sokup demokratik bir ba«kı öğesi oluşturdular. II. Yayın Kongresir»de alınan bir kararla kitap seçme ve ya^aklama işi. bir iki kişinin tekelinden ahnıp bir komisvona verildi. Simdilerde, yukanda adlan anılan seçkin yazarların yapıtları da, kütüphanelerimizde yer alacak. Bu ülke, böyle bir tutumla çagdaşlaşacaktır. Bunu durdurmaya. bunu önlemeye kimsenin gücü yetmeyecektir artık. Bu gidişe çelme takmak lsteyenleri ise, kimse saygiyla anmayactk, onlan aklamayacaktır. Miiliyetdlik, bu gldlîl hıdandınnak İçin herkesin emeği. fci'eisi Te gücü oranınrfa katkı saglamasma denir. Demokratik vöntemlerle halkır» mutlulugu için çaba harcavıp, başanyı yakalamak isteyenlerin bu onurlu kavgalanna katılmayıp cepheleşenlerle. onlara yaltaklık eden bürokratlann altıyüz küsur yıllık barikatları. aymazlık devrt geçtiği için. «milltyetçi> etiket yapıçtınlsa bile ajılacaktır. Abdullah TEKtN fasaklandığı halde kullanılan benzol lyakkabı işçilerinin hayatına maloluvor HÜSEYÎN UZKAN ADLI BİR ÎŞÇÎ DAHA ÖLDÜ. YAPIŞTIRICILARDA BENZOL KUL LANILMASINA KARŞI CEZALARIN GÜLÜNÇ DENECEKKADAR ÖNEMSİZ OLDUĞUNU BELİRTEN DERİÎŞ YETKİLİLERÎ, DURUMU «SKANDAL» OLARAK N İ TELİYOR. Kullanımı yasaklanmıj olmasına rağmen, ucuza mal olduğu için yapıştırıcüarda kullanılraaya devam edilen benzol yüzünden bir ayakkabı işçi&inin daha öldüğü saptanmıştır. Deri İş Sendikası üyesi kunduracı Hüseyin Uzkan'ın ölümü ile Ugili raporda, «Benzol Emtoksikasyonuna bağlı akut lösemi» teşhisi konulmuştur. Doçent Doktor Yücel Tangün'ün imzasım ta şıyan Istanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi îç Hastalıklan Kliniği raporu aynen şöyledir: •RAPOR: 20.1.1975 28.3.1975 t» rihleri arasında Kliniğimiz Hematoloji Seksiyonunda tetkik ve te davi edilen bay Hüseyin USKAN'ın «Benzol Emtoksikasyonuna bağ Şükran KETENCİ ıczacıbaşmda direniş sona erdi 'roiilo'da sözleşme imzalandı Iczacıbaşı tlâç Fabrıkası'nda b işçinin 12 gündür süren diişi dün sona ermiştir. nisan tarihinde usulsüz işçi arıldığı gerekçesi ile başlayan 1 direnişi, Sıkıyönetim Kotanlığı'nda taraflar arasında dürülen görüşmeler sonunda Komutanlığın direnişin sona lirilmesi yoUındaki kesin ihı Uzerine dün kaldırılmış ve >tanbul ıkıyönetim iomutanlığı rev ve )kavtı izne ağladı »ıkıyönetim Komutanlığı dün yınladığı bir bildiri ile grev lokavt uygulamalanm izne ğlamıştır. îirinci Ordu ve Istanbul Sı•önetim Komutanı Doğan Özçmen'in imzasını ta?ıyan 15 maralı bildiride özetle «.öyle nilmektedir: Bütün kesimlerde açık v e ;li olarak kıyasıya sürdürüı yoğun faaüyetlere, takdir ilecek çok çeşitli ve clddi nenlerle ara verilmelidir. Her rlü genel çıkar artık bunu zo nlu kılmaktadır. Dlumsuz varsayımların öncen düşünülmemiş ve isabetle stirilememiş olması sonucu !re düzenini affedilmeyecek ihir ve tertip eksiklikleriyle rşı karşıya bırakma durumu elbette ve kesinlikle istene?z ve mazur da gösterilemez. tşte bu nedenle 1 mayıs tarinden geçerli olmak üzere aşaJaki kısıtlamanın konulması runlu olmuştur: ıGenel güvenlik ve kamu düninl korumak ve sağlamak lacıyla 1402 sayılı Sıkıyönen Kanunu'nun 3. maddesinin ) fıkrası geregince tstanbu! kıyönetim bölgesindeki 1475 yıh tş Kanunu ve 854 sayılı ;rviz İş Kanunu kapsamına gin, gerçek ve tüzel kişilere ait sendikanın saptanması için yapılan referandum oylamasını DİSK'e bağh Madenlş Sendikası kazanmıştır. Dün alınan oylama sonuçlanna gdre. oylamaya katılan 5189 işçiden 3494'ü Madenlş'e, 1539'u ise Çelikîş'e oy vermişlerdlr. Ilgilıler yetkiyi alan Madenİş Sendikası ile işveren arasmda sözleşrae müzakerelerinin yann başiıyacagını açıklamişlardır. lı Akut Lösemi» tanısı ile 2S.3.1975 «Canlann değeri» tarihinde vefat ettiğini bildirir ra , Deri U Sendikası Genel Sekpordur.» reteri Adnan Gürkule, 46 yaşmOlayı bir skandal olarak ııitelideki kunduracı Hüıeyin Uzkan'ın yen Deri îj Sendikası yöneticibenzol zehirlenmesi ile ölsn n« leri, yasalara göre yspıştırıcılarda ilk, ne de son işçi olduğunu, sa^il'den fazla benzol kullanımının dece ölümün benzol zehirlenmeyasak olduğunu hazırlatmtşlar, sinden ileri geldiğinin saptandığı «Yapıştıncı yapan fabrika sahiple nı hatırlatarak gunlan söylemişrinin kâr hırsı ve ilgililerin soıum lerdir: ıSorun, ilgililerin yüzbin suzluğu sonucu, halen pivasnda lerce işçinin zehirlenme tohlikesi kullanılan yapıştıncılann çoğunile karşı karşıya olmalanna karda rehirleyici ölçüde benzol varsın. olaya seyırci kalmaları, yasadır. 80 bin civarındaki ayakkabıcı lara sykınlığını bile bile benüreticisi ve işçisi ile. 150 :>mi aşzollü yapıştıncılann imaıine dekın deri sanayiinde çalışan işçi ise, vam edilmesidir. tşçilerin her tür lü sağlık koşıüundan uzak, havasız. pislik içindeki, oda denemiye cek mahzenlerde çalışmak zorunT HtİSEYÎN da olmalan sonınudur. Sorun hiç Adl bir sağlık ve sosyal garantisi ol . ~ UZKAN mayan bu işçilerin büyük çoğunluğunun sigortasız, gündüz v» ge Soyadı " c gulünç denebilecek düşük üc• Baba Ad. : HÜSEYİN rctlç çabştırılmalan sonınudur. Sorun 14 15 yaşmdan oaşlıyaEDİRNE rak. gencecik çocuklann, havalan Ooğum Yen : riınnası olmayan. tavan boyu b:rinsanm bojTunu aşmıyan odalarda, zrhirli gazlar içinde çalıştınlma Doflum Tar : 1 9 2 9 lan sonınudur.» 34 yıl önce ayakkabı yapanlar arssmda, benzol zehirlenmesinden ölenlerin görülmesi ve »endikalann Ayakkabıcılar Derneklerinin konuyu kamuya jTinsıtzehirlen malan uzerine, Sağlık Bakanlığı mesinden bir yazı ile benzolün yapıştın öldüğü cılarda kullanılmasını yasaklasaptanan mıştır. Daha sonra ise 11.1.1974 kunduracı tarihinde yürürlüge giren «İşHüseyin çi SağUğı ve İş Güvenliği TüzüUzkan'ın ğünde konu , ayrıntılı olarak Sendika yer almış, solventler, tinerler ve kartı... her çeşit yapıştırıcılarda "ol'den fazla benzol kullanuması yasaklanmıştır. î ş Güvenliği Tüzügünde ayrıca, benzolle çalışılması zorunluluğu olan ış yerlerinde ise, genel havalandınna ve uygvuı aspirasyonla yapılacak çalışmalann kapalı sistemle olması, havadaki benzol konsantrasyonunun milyarda 20'den fazla itibaren 375 kuruş zam yapılmış, olmaması, işe alımrken ve çalıişçiler saat 8'den itibaren işbaşı jilda 90 gün tutannda ikramiye, şan işçilerin, klinik lâboratuvar yapmışlardır. bin lira izin gideri, 30 gün mve genel sağlık muayenesi ile Erdemir'de Madenİş dem tazminatı, 1250 lira yakacak kan yapıcı sistemlerinin periyokazandı yardımı, 5O0'er lira bayram ıkra dık olarak kontrol edümesi gibi miyeleri gibi çeşitli sosyal hakzorunluluklar yer almıştır.» Erdemir'de 7288 işçi adına lar Terilmiştir. toplu sözleşme yetkisini alacak yokaul olduğu için, zehirlendiğıni bile bile ucuz olan benzollü yapıı tırıcıları kullanmaya devam etmektedir. demişlerdir. " Kunduracı * . . yoküfu GöyUnHan No:15 Ev Adresi fiahml l e l â t P ışa çad.Çıknas sok« Rot 6/1 tsmet TERGtN Savaştepe Balıkesir Ekonomik devrim ve eğitim Tanzimat'tan bu yana Türk toplumunda bir jğıtım savunuculugudur gidiyor. Tanzimat'tan sonra Jöntürkler, Jönrürklerden sonra Mustafa Kemal ve Cumhuriyet döneminde de sorunların bütün çözümlerinin eğitim yoluyla olacağı sanilmıs ve üzerinde en çok durulması gere ken şeyin eğitim olduğu savunulagelmiştir. Egitimin savunucularma göre bir toplumun tek tek bütün bireyleri eğitilirse o toplum kalkınır lengin olur denüimştir. Çok sonralan üzerinde dü^ünülmeye baslanan bir başka görü" ise egitimin bir üst yapı olduğu; düzen degişikliği olmadıkça, ekonomik devrim yapümadıkça egitimin hiç bir yararı olmayaca ğı ve egitimin ancak ekonomik devrimden sonra ele almması gerektiği görüşüdür. Eğitim yalnızca okui eğitimi değildir. Eğitim bebekten mezara kadar toplumun bireyler üstüne olumlıı veya olumsuz her cins etkileri, öğretüeridir bence. Durum böyle olunca, ne büyük ülkelerîe her çeşit erdem, çalışkanlık. iyüik v.b. telkinleriyle yetiş^nis nice çocuklar ve gençler; kapitalist toplumun iğrenç çarklan, türlü yolsuzluk, para numaralan, çıkarcı ve bireyci düzenin kokuşmujluğu içine girince okul çağj ofretilerinin hepsini saisata saymakta, ne denli erdera 6ğretilmis olursa olsun Uk öğretilerin izleri yasanılan toplumsal hayabn eylemsel etkileri sonucu süinmekte ve o kişi tipik Amerikalı, İngıliz burjuva, küçük burjuva özentüi bireyci, bencil ve çıkarcı olmakta ve toplumun en üst kademesinde olsa bile cıkan için nice Watergate dolaplan çevirmekte dir. Benim bu cinsten olan çocukluğunu tanıdj ğun nice arkadaşlarım var. Ama öte yandan egitimin anlamı çok genis ve bu yazınm hiç bir zaman egitimin önemini küçümsemek değil. Çok geniş anlamla alınırsa, emekçilerin bilinçlenmesini, kendi kendine olu» masına buakma3rıp, hızlandırmak da bir eğitim işi ve konusudur. Aynı zamanda endustriyel sa nat eğitimi de bir eğitimdir ve belki de üretitne katkısı yüzünden en kutsal eğitimdir. Ekonomik devrimi ve eğitimi bu denli birbirinden ayırarak incelemek için yanlış bence, Eğitim her yerde insanlann kullandığı dile benzer. Eğitim toplumun ekonomik altyapısıyla en çok içiçe olan bir üstyapıdır. Bu yazıdan çıkar mak istediğim sonuç şudun Eğitim ekonomik devrimden önce, devrim sırasında ve devTİm sonrasında her zaman ekonomik devrimle atbaşı ve birlikte gitmesi, birlikte yürütülmesi gerekerj bir sorundur. Ama beraberinde ekonomik devrim olmayıp altyapı değişmezse e|itira bir hiç» tir; buz üstüne yazı yazmaktır. Yüksel DETVTtREKLER İki büyük otel Cezası yok Türkiye Otometallş Sendikası, ElektroMakina Sanajni Asansör Fabrikası ve şantiyelerinde uygulanmak üzere grev karan alnuştır. Taraflar bir anlaşmaya varamazlarsa grev fabrika ile birlikte Taksim'deki tntercontinental, Tepebaşı Oyak otelleri ile Süreyyapaşa Sanatoryomu'ndaki şantiyeleri de kapsıyacaktır. Profilo'da sözleşrae 1400 işçinin çahstığı Profilo F^brikasında, Madenlş Sendikası 'nın grev ilânından sonra yapılan görüşmeler, anlasma Ue sonuçlanmış ve sözleşme imzalanmıştır. YapUan anlaşmaya göre işçi ücretlerine 1 ocak 1975ten itiba ren 375 kuruş ve 1 ocak. 1976'dan Yasalara uymuyor Ö'.e yandan, Deritş Sendikası Kosarlar Deri Fabrikası işverenı nin, i ş kolunda imzalanan sözleşme k&psamına girdiği hald«. sözleşme koşullarma uymayarak işçilerinin °o 70'ini sigortasız, vergisini ödemeden kaçak işçi olarak çalıştırdığını öne siirmüştür. •••••••••••••••••••••••••••••••••••••I T.C. Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü Karayolları 17. Bölge Müdürlüğünden ^ İLAN 1 Istanbul Çevre Yolu Trafik îşaretleri yapım i?i 5539 sayıiı kanunun 26. maddesi geregince emaneten taşaron eli üe yaptırılacaktır. 2 tşin 1. Keşif bedeli 1.699.897.05 TL. dır. 3 Eksiltme 24.4.1975 perşembe günü saat 11.00'de ılîtanbul, Ortaköy Muallim Naci Caddesi No: 105)'de Bölge Müdürlüğü binasında bu iş için toplanacak Emanet Komisyonu tarafmdan yapılacaktır. 4 Bu işe ait dosya, 17. Bölge Müdürlüğü Komisyon Baskanlığmda görüldü. 5 Eksiltmeye girebilmek için îsteklilerin; bir yılda bu türden en az bu önemde iş yapmış olması te.^ik eden bölgeyi, usulüne uygun Banka kredi mektubunu, Teknik Personel dunımunu bildirir listeyi, bu işleri yapabilecek atölyesinin olması veya anlaşmasını ekleyerek en geç 22.4.1C75 salı günü saat 12.00'ye kadar Komisyon Başkanlığına müracaat ederek Yeterlik Belgesi istcmeleri lâzımdır. ıTelgraüa yapılan müracaatlar geçerli değildir.) 6 Yeterlik Belgesi alan isteklilerin eksilime günü saat 11.00'den evvel 1975 yıh vizeli Ticaret Odası vesikası. Yeterlik belgesi, bu işe ait dosyanın gerekli yerlerinin doldurularak ve imzalayarak tekliflerini Komisyon Başkanına teslim etmeleri ilân olunur. "ı Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. Deriİş Sendikası Genel Sekreteri Adnan Gürkule, ayakka bı ve deri imalâtçılannda çalı şan işçilerin sağlık ve sosyal güvenliğinin denetiminm hemen hemen hiç yapılmadığını, konu ile yükümlü sigorta müfettişlerı, belediye zabıtası, sağuk ekip lerinin çok yetersiz kaldoklannı, sorunun çözümünde ayrıca ekonomik koşullann çok önemli rol oynadığını hatırlatmış, çöyl« demiştir: « îlkel koşullarda çalışmak zorunda kalan ayakkabıcı üreticisinin çalışma kosullannı d e giştirmek belki zordur ama, insanların zehirleneceklerini bile bile yapıştıncılarda benzol kullanan fabrikatörlerin bu yapıştıncılan yapmaktan alıkonması herhalde çok zor değildir. Oysa yasağa rağmen, halen piyasada pek çok sayıda benzollü yapışkan vardır ve hiçbir fab rikatör de bu yüzden ceza görmemiştir.» Öte yandan, bu konuda bllgisine başvurduğumuz Sağlık Müdürlügü yetkilileri, benzol kullanıldığı saptanan birçok yapıştıncmın mahkemeye verildigini, genel hükümlerin ise; bi r fabrikayı kapatma türiinden kesin ve sert ceza hükümleri olmadığını, genel hükümlerin ise bir fabrikatör için, elde edilen kâr ların yanında gülünç bir anlam taşıdığını belirtmislerdir. ••• t * Istanbul Devlet 5 Mühendislik ve Mimarlık ] i Akademisi Başkanlı£mdan Akademimlz İnşaat Bölümü Masıl Yapuar KUrsüsünde boş bulunan Proiesörlük kadrosuna. 1184 sayılı kanun ve bununla ilgili, «Devlet MUhendislik ve Mimarlık Akademileri Profesörlerini Seçme Yönetmeliğı» nükümlenne göre gerekli şartlara hate Doçent ve Profesörler arasından. bir Profesör alınacaktır. îsteklilerin özgeçmişlerinl, yayınlannı, bilimsei çalışmalarını ve bildigi yabana dilleri belirten belgelerle birlikte 30.4.1975 gününe kadar IS)MM. Akademisi İnşaat Bölümü Baskanlıgına dilekçevle basvurmalan duyurulur. 1 r İLAN Etibank Mahdut Mesuliyetli Küre Bakırlı Pirit işletmesi müessesesi Müdürlüğünden: Müessesîmizden direkt karayolu Ue Ergani Bakır tjietmesi stok sahasma 1975 yılı içerisınde T % 100 opsavonJu 1U.0U1 ton Uakırca zengin pirit cevheri naklettirılecektu. îhale 284.1975 parartesj günü saat 15.UU'te Müessesemizin Kürp'dak' ıda'e oinasınaa Satuıalma ve thale Komlsyonu hıızurur.di1 kapalı zarf usulü Ue yapılacaktıt. Isteklileı şartnameye uygun teklit mektuplanna. bu işe benzet en *ı onbin tonJuk bir nakliye işini başan Ue yapUklarma ü^n belgelerin: de ekleyeceklerdir. Bu iş.ın gev'CJ teminatı 133.75U.00 rL.'dır Bu işe ait »arrname assğıda belirtiletı verierden temin ediiebılu a) Ankara'aı. fc^tibank Genel Müdürlüğü Satınalma Şubesı Mürlüılüğünden b' İstanbuJ dh Ctibank Istanbul Alım Satım Şubesi Mü'türlüpiînden, İzmir'df fitibank îzrrm Irtibat Bürosıı ilüdürlüğuıden d> Kıire'de Mııi'sseseırızin Satınalma Servisinden, İnebulu'df Müfssesemizin tnebolu Tesislerı Şefüğindeu f> Bu ilârn vayınlayan Belediyelerden. Mössesemız ?49ı sayılı Kanun» tâbi değildir. Aksaray geçidinin üst kısmı temmuzda hizmete açılacak Aksaray'daki trafik tüsamklığını gidermek amacı ile Vatan Caddesinin giriş bölümünde inşaatına baslanan geçidin üst KISmı temmuz ayında hizmete açılacaktır. 5 milyon liraya mâl olacak geçitin üst kesünl 47 metre uzunluğunda, 12 metre genışliğinde olacaktır. Gcçitin hizmete girmesi ile Vat&n Caddesi yönünden gelen araçlar beklemeden Fatih, Aksaray, Beyazıt yönüne gideblleceklerdir. Beyazit yönünden gelen araçlar da Millet Cad 2. 3. 4. 4. (Basın: 139413320) •••»••••••••••••••••••••••••••••••••••••••O Istanbul Telefon Başmüdürlüğünden Bildirilmiştir Levent Santralına ilâve edilen 64 5J L ) 64 69 99 No. hj ( K 2000 aboneli telefon santralımız 15.4.1975 Urihinden itibaren faaliyete geçmiştir. Saym halkımıza duyurulur. İi 6 kolları ve işyerlerinde grev ! lokavt yetkilerlnin kullanılası hususunda açıklanan tahten itibaren. önce Sıkıyöne B İIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIimillllUIiniHIL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear