29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TRT Genel Müdürü yaptıklarını ve yapacaklarını anlattı SORU Bir vılı aşkın bir ıtiredir TRT Genel Müdürlügünd* ulunnvonıonor. G«çcn bir yılın kıs* bir de t"lendirmesini yapar usınııT ISMAİL CEM Geçen yıl:n çahşmaiarını üç açıdan degerlenIrmek tnüır.kün : Radyo TeleviiTon'jn trkrıik jelişim:; program kesimlerir.ln uyonel bir işieyişe kavujması ve Radyo • Televizyon Programınnm yapısal deği«imi. 1974 yılındı. teknik jeiişîm yönünde büyük yol al*k. Teievizonun Türkiye'ye yayılması hızlararken radvo vericilerirriizi daha uyonel kullanarak yeni bir yayın şebekesini, «TRTII»yi mevcut steme »kledik. Ayrıca, yent stüdyolann tamam'ar.ması. gerekli V yapım araçlannın «knma«ı için çalışmalarımız oldu. Bugünrde »erçek!»smekif o'an Ankara Çorıım Amasya Sam>un « • ?ke nakil hattı ile vapımı yakında tamamlanacak olan Ankara onya Içel Adana Gaziantep Urfa Diyaıbakır Van hattı Jüney RadvoMnki ı, teknik arkadaslanmıı 1974'*e hazırlanan ek ro.ieniri bir sor.ucu. Teknik konular.iaki bir sorunumuzdan da söz etmek isterim. azen bizim eksiklerimiz oluyor. çoklukla, duzeitilmesi eümizde mayan eksikler. Her gün nv.IyonUrın gözü önünde olduğumıızın. hatta zaman ılmaiı sert eleştiriler de ahyoruz. Ancak bir rıokcikka'ter. kaçıyor: Biz daha elektrik sorununu haliedememiş, nlerce köyıi ı?ık«ız. şehirlerinde her gün birkaç kez cereyan ke!en bir ülkede. elektronik ÇBğ'.n en karrcaşık bir ürünü clan tevizyonculugu ge rçeklestirnıeve çaluıyoruz. Bizrie gözüker. bazı knık yeter'iz'ikler, ashnda, bir parçası olduğumuı toplunısal vt tonomık >apının kaçınılmaı ıcmucu. «YARATICILIK, BiR COK TRT Genel Müdürü Ismail Cem «BÜYÜK ÇOGUNLUGU TEDiRGiN, BEZGiN VE ÇEKiNGEN BiR «YARATICU KADROSU BULDUM TRT'YE GELDiGiMDE. BU KADRO, BÜTÜN VERiLERiNE, ÇALI$MA GÜCÜ VE AZMiNE RAGMEN YARATICILIGI SINIRLANMIŞ, HATTA ENGELLENMiŞTi. SANIRIM, GEÇMiŞ YILIN EN ÖNEMLi ÖZELLiGi, TRT'DE ÇALIŞANLARIN ÖZGÜRLÜK iÇiNDE YARATMA iMKÂNINA KAVUŞMALARIDIR.» ENGELDEN KURTULDU» Sin b!r yüın önemli gelismesl. TRT'nin ö'.eden beri ?ikavp'çi duğu bazı bünyesel ha«talıklarrian kısmen de olsa kurtarılmıs liunması. Bütüniiyle bir yaraheıhk görevi olan Radyo Televizın, yaratıcılığın her yondrn engellendişi bir çerçevede «ıkısıp ılmıştı TRTrle. Bu engellerin çoğu kalktı son bir yıld'a. Örnek reyım : TRT'nin Radyo Televizyon programeıîan hatta haberlerj. yaptıklsrı işin vöneticilerce vt heyfi oiarak beşenilmemei ılinde olmadık cezslara. isten çikarılmalara. siirgünlere hedef oluşlar. Ben buyuk çoğunluğuvla tedirgin. bezgin ve çekingen bir aratıcı» kadrosu buldum TRT'ye grldieimde. Bu kadro, bütün rilerine. çahşma gücu v« a/mine rasmen. yaratıcılığı stn:rnmış hatta engellenmişti. Bnylr olmaşı olağandı. Son birkaç vil içİTıde İMen çıkanianlai. idari kararlar karsısında mahkemeye ba^vuranların sayısı, çbir devlet kurulımında rs«t!anmavan bir tiüzeydeydi. Kururr, ıvük huzursuzluklardan geçmiş, yaratıcılığı fiilen imkânsız kılsn r ortam dosmuştu. Sanınm geçmi? vılın e " nnemli bir özellici, *v îT'den bu havanın ka!kma=ı n!du. YaratRilığa en geniş itnkânrı, Türkiye iıl;usüylc hele persor.el kanununa bağlı bir devlet Ismail Cem, «Ben halkıma karşı sorumluyum Görevimi yapıyorum, yapacağım da» dedi kuruluşunun ölçüsüyle çok geni? Imkânları sağlamamu oidu. KanunJar ve TRT ilkeleri çerçeveçirıde, TRT'de çahşanlar bzgürlük içınde yaratma imkanın» kavusmuştur. Geçmiş bir yılı değerlendirirken, beş bin kişinin çalışnğı bu kurumda, görevliler arasında sağlam bir uyumun ve çağdaş bir çalışma disiplininin sağlajıdığını da belirtmem gerek: Değişik kademedeki görevlilerin birbirlerine. üstleıine ve nihavet Genel Müdi'ır» güvenlerinin bir sonucu olmuşuır bu. Zannımca 5 bin kişilik bir kıırıjmda. bir yıl içinde alınan binlerce idari karardan sadece iki.i için Danıştay'da itiraz edilmiş olmaü. TRT'de sağlanan uyumun en açık belgesidir. Ayrıca. bazı çevrelerce kasıtlı olarak çıkarıîan >TRT' deki huzuriuzlısk» söyîentılerinin geçersizliğini gösterir. Devîeıin uyum içinde çahşan kuruluşları arannda TRTnin *n önlerd* ıeldiğini rahatlıkla söyliyebilirim. Gene bu son yılın değerlendirilmesini yaptığımırda yayınlanan programların hem sayı hem de içerik açısından büyiik geliîme kaydettiğini belirtmek mümkün. SORU Sizıe. TRT'ye Rflbjininien bu yana en önemli geli^m* hami alanda oldu? TV ve radvonun toplıımdaki işlcvi sizce netjir'.' İSMAİL CEM En önemli gelişme, kanımca Radyo ve Televizyon yayınlarında oldu. Zaten son değerlendirmedeki amaç, programdır. Gerek teknik bolümlerimiz. gerekse başanh olan idarî ünitç'ıerimiz. bu amacın gerçek'.eşmesine dönüktür. Hoparîörden duyulan vt ekrand» yansıyın, bütün çalLşrnaiarın ortak Orünü ve fonucudur. Progıamlaım, önce. nitel geü^im'.ni. sayısal artışmı sağladık. Tekıaılamay» gerek yok »ma, Radyo yayımna TRT Il'yi, hem d» hazırlanması çok zor olan kültür yayını özelliğiyle ekledık. Televizyonu ise bir çeşit deney yayını görünümimden kurtarıp yılların tecrübesine sahip ülkelerin yayın hacmine kavuştuıduk. Bunları. bazı çevrelerce sanıldığının aksine öyle çok rahat teknik imkânlarda yapmadık. Bütün bir yıl boyunca en büyük sorunıımuz teknik imkânın çok üzeıindeki program amaçlarına yeti.şme çabamız oldu. En önemli gelişnv'yi bir içerik gfflişimi olarak görürüm. TV pıogramlannın. ve haber yayınlarının gelişimi. l>74de bizim en öneml: amacımız ve sanırım başarımız olcîu. SUÇ AVRUPA'DA MI? «Eurovision Şarkı Yarışması'nda haksızhk o!ı. Avrupalılar Türkleri sevmiyorlar da, onun in bize oy vermefliler. Kıbrıs'la ilgili tutumumuı beğenmecüklerinden ötürü sonuncu o'.duk. onako jürisı uç oyu $arkımi2i ve şarkıcınıı;ı ^fendigi için verrnedi. Monako jüri başkanı il? >stluk kurmustuk da. bu nedenle onlann oynnı aldık. Avıupa Türkıye'yi tanımıyor. Bu nc•nle. İsveç'e kimi göndersek sonuncu olurdu.» rtuğu gıbi, Fransızca konusulan ülkelerin m»>rkezlerinde. C?nevre'de. Lozan'da ve Brüksel'df \1neleneceğini gazeteler belirtti. Bizi sevmec'i'i; ıleriye sürülen Avrupa için oldukça şaşırtıcı bir davranış o!sa gere'.; bütün bu ba.^arıîarımıza orı da olanak tanınmas!. «HABER, DEVRiMCi NiTELiK TAŞIR» MAHMUT T. ÖNGÖREN Biz. TRT olarak yayınlarımızda şu amaçlara yöneldik: Önce, Türk insanını dünyadan ve Türkiye'den en geniş ölçüde haberli kılmak. Bu düşünceyle, hsber yayınlarında olağanüstü bir aıüş sağladık. Hem televizyon hem de Radyolarda. TRTl'e saat başı haber sistemini, TRTH'ye aynntılı ve geni; haber bülteni sistemini getirdik. Radyolaıımız. her gün birkaç gazete çıkarabilecek kadar haber verir. Ayrıca. çok sayıda açık oturum ve panel türü programlar yapatiar. Benim gazetecilıkten gelen anlayışım. haberin. bizatihi haberin devrimci bir nitelik taşıdığıdır. Doğru haber, yalın haber, insanın kendisini ve çevresıni ileriye doğru değiştirmesinin başlangıç noktasıdır. Haberli olan kişi, hareketli olur. dinamik olur, gelişmçye ve gelistirmeye açık olur. Biz. bu anlayıştan hareketle. bütün bir dünyayı ve Türkiye'yi en geniş. en yalın en objektif biçimde halka götüren bir haberciliği gerçekleştirmeye çahştık. Halkımızı en geniş biçimde haberli kıldık. Onun kendini geliştirme ve çe\Tesindeki maddi koşulları değistirme sürecine katkıda bulunduk; bu alanda payımıza düjen görevi sanırım yerine getirdik. Kendi Sanatçılarımızı Seviyor muyuz? Avn.ıpa bizi sevmiyor demeden otıce, b'z kendi kendimi^i seviyor muvuz diye sormaiıyız. Yukaıda kısara sıralanan ve belki aralanndan bazı'.arını burada bile unuttuğumuz uluslararası basanlarımızdan kaç tanesi bizim resmi desteSimizlc gerçekleç.miştir acaba? Bıınu hiç düsündük mü? Bu başarılarm hemen hemen bepsi kisisel çabalürla ve özel kumluşların ancak amatörce destekleyebıldiklerı gayretlerle oluşurken. büyük oraanizasyonlnr ve mi]yon!»rı bulan beceriksiüce harcamalarla yürütülen ve atılan adımlardaki yanhslar ve eksıkler nedeniyle de hiç beklemediğimiz bir sonuca uiaştığımızı sandıŞımız Eurovision Sarkı Yarışnıası'nı gozümüzde bu denli bimi;nıememiz gerekirdi. Avrupa'ıi'n bizi durup dunırken sevmesinı ciüşüneceğimize. kendi kendiınizi sevseydik kazanraa şansınm ancak ticari yatırımlara dayandığı yıllardan beri bilinen bu yanşmaya ortalı>ı ayağa kaldırrcadan yapılan bir degerlendirme ile şarkımızı ve şarkıcımızı seçtikten sonra ve son derece sınırlı bir harcama sonucunda katıhr. üstelik büyiık harcamalanmızı ve en önemlisi ügıır.i.ri de yukarda adlarını saydığımız gerçek sanatçılarımızdan ve digerlerinden esirgemezdik. [aketn ıtıi? Avrupa mı? Eurovision Şarkı Yarışmasındaki «jnuçn sonra ileriye sürüien başlıca özürden sadere rkaçı bunlar. Hepsi de aym çizgide: Eurovisior. ırkı Yanşmasında sonuncu oluşumuzun nedeni rrupa. başka hiç bir şey değil. Eskiden f'jtbol,ki uluslararası başansızlıklarımızın nedeni olsk: yabancı hakemler gösterilirdi Şimdi yine ulu.fsrası Rlandaki dijer başarısjzl.khf.n.m Avruı'ya yiıklemeye başlıyacagımız anlaşıhyor. Zor L olsa, bazı ülkelere <ıyasla az da olsa bugün ırt dışında başarı kazanan pek çok sanatçıız var. Başta Nazım Hikmet olmak üzere çeşiiyazarlarımııın yapıtlarından bizi sevmediği ileye sürülen Avrupa da övgüyle saz edilir. Yalnız > bir yıl içinde ise Aziı Nesin, Çefin Altan ve n aşar Kemal yin« adlarını Avrupa "da duyurma anafını buldular. Yine son jr.llarda tiyatrcda ehmet Ulusoy, onun sahneye koyduğu oyımun îkonmda Menn Deniz ve yine aynı oyundaki lasklann yapımmda Kuzgun Acar Fransa'da ç?tli övguler aldıîar. îsveç'te re&sam Rauf A;ıın'ın da başarı kazandığını okuduk. R c a n Şen»i'nde Yılmaz Güney'in filmieıi baş&nyla gösteldi. Paris'te ise Türk Filmleri Haltası'na y.ne ılmaz Güney'in Atıf Yılmaz'ın Onıer Kavur'un f.ın metrajlı filmleri ve Istanbul Üniversitesi'n. Tonguç Yaşarın kısa filmleri katıldı. Bu araı aynı haftada Isveç Televizyonu'nun Yaşar emarin «Bebek» adh öyküsünden yararlanarak >ktiği filmin yer alacağını da ögrendik. İlk olaık Paris'te yapılacak olan bu «Türk Filmleri aftasınnın Fransanm tüm büyük kentlerinde ol sız sedasız şönderdiği 19 yaşındaki sanatçımız Hüseym Sermetin sayesinde kazandığı başarı üzerinde hiç durmuyor. Hüsevin Sermet kımdir? TRT onu bu yanşmaya göndermek için nasıl bir vol izlemiştir? . Bizi sevmeyen Avrupa'da bu başarı rasıl sağlanmıştırn Böyle bir yarışmava katılmak iı.in kaç para harcanmıştır15 TRT bu sorulan ya nitiamak söyle dursun, Hüseyin Sermet'in çabaMyla Türkiye'nin kazandı»' övpü>ü doğru dürüs r halkımıza üetmeyi bile at'.sunmemistir. eOaspard de la nuit» adlı yapıtıyla sol majör piyano konçertosunu bitiriş sına%anda ça'.dı. Hü seyin Sermefin 1974 nisanında Ankara ve Istan bul'da verdifi iki konser de büyük bir ilgiyle ka>şılanmıştı. Avrupa Yayın Bırlığı'ne üye olduğu için Eu rovision Şarkı Yanşması'na katılan TRT, Fransız Yayım Kurumunun söz konusu Birlik'le birlikte düzenlediği Uluslararası Ravel Piyano Yanşrrusına da katılma hakkma sahipti. Bu nedenle TRT Müzık Dairesi yetkilileri öteki ülkelerin yayım kuruluşları ile birlikte yarışma masr&flannı oaylaşarak piyanist Sermet i ve kurallara göre bir de jüri üyesini < Istanbul Radyosu Çağdaş Türk Sanat Müziği ve Çoksesli Müzikler Şubesl Müdüaü piyanist Ergican Saydam) Paris'e gönderdi. Eurovision Şarkı Yarışmaşı için ortahğı ayağa kaldıran TRT, Uluslararası Ravel Piyano Yansması için son derece aiçak göniülii bir oı^aniaasyonla Hüseyin fcormet'i seçmişti. Üstelik bu yanşma için harcanan paranın da 20.25 bin lirayı geçmedigi ortadadır. Hatta belki böyle bir yanşmaya katılmak için TRT yetkililerinin gönlünü hoşnut eımek an^acıyla uzun boylu bir mikadeleye girildigi bile düşünülebilir. Çünkü böyle bir yarışm3nın parlak tarafları yoktur. Bu nedenle Ravel yanşmasında aldığımız başarı da TRT tarafından parlak bulunmamış ve sonuç kamuoyuna gerektiği gibi duyurulrr.amıştır. Oysa değerli piyanistimiz Ergican Saydam'ın üye olarak uluslararası bir jüride bulunması bile önemli bir noktaydı. Bizde bu gibi noktalar üzerinde durulmazken, Paris teki yarışmadan sonra 12 Mart 1975 tarihli le Figaro adlı gazetede PierrePetit ve Le Monde adlı gazetede de Jacques Lonchampt üçüncü olan sanatçtmıza övgü üstüne övgü yagdırtiıi&r. O hal de «Avrupa bizi sevmiyor» demeden önce, çok düşünmek gerekli. Avrupa bizi sevmek zorunda değil. Ama eğer biz gerçek sanatı ve şanatçımızı önemsersek, Avrupa'yı dize getirebiliriz. İşte Hüseyin Sermet'in ve onu Avrupa'daki vanşmava gönderenlerin başarısı. Çok Sesli Müzikteki Başarımız Ünlü Fransız bestecisı Maıınce Ravel'in doğumunıın 100. yıldönümü dolayısıyle 30 mart 1975 tarihlerinde Paris'te dnzenlenen Ulusîararası Ravel Piyano Yar.şması'na TRT Kurumu adına katı'.an 19 yaşındaki sanatçımız Hüseyin Sermet çok önemli tair üçüncülük aidt. Avrupa tükelerinin ço*unun (Batı Almanya. Italya, İsviçre, Finlandiya, Fransa, Norveç ve Türkiye) katıldığı bu yanşmada birır.cıliği 25 yaşındaki tanınmış Alman piyanist Chiristian Zaharias, ikinciliği 28 yaşındaki Fransız Jacques Rouvıer kazandılar. Avrupa tilkelerinin 30 yaşının altmdaki piyanistlerinden bu zor yarışma için seçilen en başanlı sanatçılarm arasında 19 yaşındaki Hüseyin Sermet. en genç yarışmacı olarak dikkati çekti. 15 eylül 1955 tarihinde Istanbul'da doğan Hüseyin Sermet olağanüstü çocuklar yasası ile Paris'e gönderilraiş. 1973de Paris Konservatuan \üksek Piyano Bölümünü bitirmiştir. Sanatçı 1974 yıîı başında başanlı bir oda müzıgi sınavını vererek Paris Konservatuan oda müziği yüksek ihtisas sınıfına girdi. Haziran ayında ise gerek icracılığı. gerek besteciliği bakımlarından degerlendirilerek, 1974 Lilı Boulanger birinci ödülünü aldı. Ayrıca aynı yılın haziran ayı son'jnda Ecole Normale de Musique'de girdiği Konser Lisansı yanşmasında yine birinci oldu ve 29 nısan 1975 de Cortot Salonunda çalma hakkını kazandı. Ecole Normaleden «premier prix» diplomasmı da alan Hüseyin Sermet, .Uluslararası Ravel Yarışması'nın baş yapıtları arasında buluran Ravel'in «PROGRAMLARDA SAKINDIKLARIMIZ» Progıamların içeriği büjük ölçüde değişmiştir son bir yüda. B J degişimin önce. sınırlayıcı yanları üzerinde durayım: Programlarda, kıjısel {iddet unsurunu, insanları şiddete yöneltici nitelikleri kaldırmaya çalıştık. Bu, özellikle Batı televizyonlarının kendi toplumlarında yarattıkları büyük bir hastalık. Vurkır üzerine şartlanan bir toplum. gıderek vurucu, kırıcr, yıkıcı insanlar yetiştiriyor. Hatta. bu şarUanma, bazı sapık ve ha!k düşmsnı eğilimlere de kaynakhk etmekte. Amerikan toplum bilimcileri bunun üzerinde ısrarla duruyor. İngiliz ITV televizyonunun konuya ilişkin yönetmelikleri bile var. Başkalarmm tecrübesinden yararlanmaya çalıştık bu alanda. Sıddete. kaçmılmazın ötesinde yer vermemeye uğraştık. îkinci sınırlayıcı uygulamamız. cinsel konulara ve sekse ilişkin görüntülerde oldu. Bugün çocuk sosyolojisi. tabiatın henüz çocuklarda uyandırmadığı duyguların başı bozuk ve suni biçimde «Ömeğin TV sracılığıyla) henuz doğal zamanı gelmeden yaratılmasını, çok sakmcalı görüyor. Bur konudaı z ydikkatli rver sınırlayıcı olmaya çalıştık yayuılarımızda. kı «' , t e l e v o n b u " a l ı etkiye çok açık. Bazı yanlışlarımız oldu, halâ da var. Ancak bu yanlışları düzeltmeye çalıştık. Bir de, argo sozcukîerden kaçmmayı öngördük. TV ve radvonun milyonlara scslenmesı nedeniyle. bu alanda da «ınırlavıcı hir uygulamamız oldu. TRT Farkında Bile Değil Şu TRT garip bir kuruluş. Eurovision Şarkı Vsrıç.ması için bütün ycnetim ve parasal olar.aklarmı bir hiç uğruna seferber ediyor ve bunun sonucunda umduğunu bulamayınca suçu AVTUDA'nın Türkıye'yi sevmenıesınde arıyor. Öte yanda. yine aynı TRT, Fransız Yayım Kurumu ve Avrupa Yayım Birliğinin işbirligi ile Pariste düzenler.en uluslararası Ravel Piyano Yarışması'na ses «KÜLTÜR, TELEVİZYON VE OLUMSUZ iŞLEV» HAFTADAN SEÇMELER TV'DE MÜZiK TV'DE SiNEMA Yararlı programbr ve Dvorak'ın iki bestesi Selmi ANDAK 14 ni«an 1975 pazartesi ile 20 nisan pazar gecesinı kapsayan hafta içinde TV'de çeşitli müzik programı içinde, çok sesli çağdaş TUrk bestelerine yaratıcıhk yönünden yararlı kaynak olan folklorümüze ait ilginç bir yayın var: «Öyküleriyle Türkuler» adım taşıyan ve 14 nisan pazartesi saat 18.30'da yayımlanacak ulan ve yapım yönetimini Parlar Yazan'ın yaptığı bu prograrr.da «Tüık folklorunun en yaygın ve kalıcı ürünleri sayılan Halk Türküierimizin öyküleri» anlatıîacak... Bir başka yönden, 15 nisan ?aa: 18'de «E!ma Şeken» adh egtici progıamda: Müzik çalgıları ve sesîerinin öğretimi ve müzik aletleri ile ilgili bir öykü'nün yer alması, müzik kültürü açısından yarar taşıyor. Gelelim. çok sesli evrense! müzık türünde haftanın konserine: 20 nisan pazar gecesi saat 22 15'teki «BÎR KONSER» programında Çek bestecilerinin en ünlüsü Anton Dvorak'ın (18411904 ı. keman ve piyano için iki yapıtı yer alıyor: «Op. 11 Romans» ve «Op. 49 Mazurka» Müzik dünyasında. özellikle «Yeni Dünya'dan adlı Mi minör Senfoni»sı, «Slav Dansları». «Çello Konçertosv.». «Karnaval UvertürÜB. «Fa ma.iör Dörtîüsü:: Op. 96, «Piyano ve Yaylı Saziar için Beşli. Op. 81», «Dumky adh t'çlü, Op. 90 Mi minör». «Keman Konçertosu», «4. Senfom Sol majörii. «Scherzo Cappricioso Op. 66» ve daha nice büyük değerde yapıtlarla adım perçinleyen Anton Dvorak, yaratıcı kişiliğiyle «halka yakın besteci» oiarak da en çok sevilen ve popüîer olan sanatçı'.ardandır. Dvorak'uı yukarda saydığımız ve saymadığımız kabarık sayıda besteleri arasında «keman ve piyano için» yazdığı birçok parçalan da futulmuş ve ünlü virtüozların repertuannda yer aîmıştır. îşte keman ve piyano için yapıtları arasında. en se\ ımli karakterde, duygulu melodi ve motifleri ile ger.iş dinleyici etki yapan bfs'elerir.den «Op. 11 Romans» i!e «Op. 49 Mazurka» da bu türde güzel örneklerrien ikisidir. «BİR KONSER» programında rr.i. z:kseverler her iki yapıtı da ilgiyle izleyeceklerdir. sayet son dakıkada gene programda biı degişikîilı: olmazsa...» 'Komedinin Altın Çağı, ve Mack Sennett.. ATİLL DORSAY • TV'de sinema, zengın bir progıam sunuyor bu hafta.. Salı akşamı, ünlü oyuncu Paul Muni 2. kez TV esranlarına gelecek .. En çok hatırlanan filmlerinden oiriyle: «Juarez» Muni, Meksika Devrimi'nin bir bölümünü anlatan bu fümde olağanüstü bir rol veriyor. Yaaında Bette Davis. Bnan Aherne, John Garfield gibi oyuncular var. William Dieterle'nn yönettiği 1939 yapımı iılmi. belli bir kusak kuskıtsuz veniden zevkle görecek. • Perşemoe gecesi. Halit Refiğ'in 1963'te yapıgı ^Şafak Bekçileri» var. Refig, bu iilmle ilk kez jet pilotlan hakkında. bir film yapmış oluyoröu sinemamızda. Refiğ'm sinemadaki 4. filnıi olan «Şafak Bekçileri»nde göriıntü Kenan Kurfun: oyııncular ise Göksel Arsoy, Leylâ Sayar. Nilüfer Aydan, Ekrem Bora. A. Tarık Tekçe. • Cuma gecesi. «komedmin altın çağı>ndan bir yaprak geîecek önümiıze. «Yedinci Sanat» saatinde.. 1910larda burlesk'in en parlak örneklenni veren, ünlü Kolstone komedilerinin yaratıcısı Mack Senrett'in (18801930) yine ayni komedi serilerimn ünlü kadm yıldıziarından ve Charlie Chaplin'in partönerlerinden olan Mabel Normand'la 1123'de çevırdiğı «Figüran Kız Extra Girl» gösterilecek... Senr.ett, bir sinema yazarına göre «1910 lardan 1923e, komedinin tüm kaynaklannı, unsuriarını öylesme kullanmıştı kı, sesli sinema doğdugund2.. güldürü alanmda yeni bir şey yapmak olanağı yok gibiydi.» «Extra Gırl», bilir.en kavgalı döğilşlü, pastalı Sennett kom">dılerine kıyasla, daha bir duygusal yanı olan bir film. Figüran bir kızın Hollywood'da l:ndisme isim yapma çabasını yans;an filır. e. Mabel Normand, esrar ve içki alışkanlîğı yüzünden çöküşe doğru gittifi bir dönemde ı!gi;ıç bir ojiın veriyor. • Cumartesi'ye ise, «Kaçakmn ve dığer bazı tanınmış Amerikan TV serilerıniıı yönetmeni olan ve sinemada da «Kafestekı Kadın», «Yaşamak Hırsı» <ibi filmlerini seyrettiğımız 1922 doğumlu Walter Graumann'ın yeni bir dizisi olduğu bıldirilen ıtlnsan Avcılan Man Huntermn ilk böiümünü izleyeceğiz. AJDA PEKKAN MI'AZZEZ ABAC1 I Bu hafta, müzik haftası... Televizyon'da bu halta şenhk ır. Hergün müzikle dolu. Bu sce ilk program 19.40'da Teleizyonun araştırmalan ile dıkati çeken programcılarınöan arlar Yazan, yeni bir diziye başyor. Öyküleri ile Türkuler. İlk arkü, Bodrum'un meşhur Çökert ıe'si. Gecenin ikinci müzik prog unında Arıf Sami Toker tanıtıyor. Sadettin Kaynak'ın yapımısı îlgün Soysev'in imzası var ene. Yann Hacettepe Üniversi•si Türk Müzigi Korosunu izle?ceğiz. Çarşamba günü önce üheyli Kutbay alaturka söyleyeek. Ardından. bir zamanlar son nda yasaklanan Şölıretler Gaîa^ı aliyor. Kim yok ki.. Ümit Tokan, Gonül Tansel, O>a Alasya, röksel Arsoy, Gökben, Muazzez bacı. Paco de Lucıa. Neşe Karaöcek, Ajda Pekkan, Anna Marıe »avid, Emel Sayın. Perşembe ye nz sırası Eyüp Öncü'de. Bu kez yla Algan'ı çıkarıyor ekrana. Alan, 1940dan bu yana. kendi ya eserieri dinleyeceğii:. Gumarıesı bir büyük program daha var. Selâhattüı Pınar. Kaynak Gültekın' in yapımı 78 dakika sürüyor ve günümüzün en ünlü sanatçüan. Pınann eserleriri seslendiriyorlar. Pazar gecesi de bir klâfik konser var. Keman ve piyano ile Dvorak izleyecegiz. sunuyor. îlk bölüm de cunıaıresi gecesi. • Fakir 01, Şehre Yakın Ol... Televizyon, dunyanm çoğu köşesinde kültür emperyaîizminin muhteşem bir aracı olmak niteliğinde. Bu tehlıke, televizyon yavıncıhgmm bünyesinden geliyor bir bakıma. Bir de, toplumlann ekonomık. sıyaşal ve sınıfsal özellikleriyle yskm olduklan ülkelerin ve s;stemın kulturune aynı ölçüde açümış olmalarından. Tabi bu durumu tek beşm. bir radyo televizyon kurumunun önlemesi düşünıılemez. Ancak. ekonomik ve 5 i y a s a ! b a ğımhl,ğ ln a d e t a n m M n i haznlajan kultur emperyalizmme, biz, kendi sınırlı gücümüz çecevesınde kar?, koyd.ık. Kendi kültürümüzün ve «rensel kültürün degerlerın. onde tutan bir vayın anlayışım izledik Orneğm, yabancı kaynaklı dizüerde. oelseselırde ve fılmlersene mumkunün sımrlan içinde. fakat çok dikkatli seçmeler yaptık. Yabanc, bir toclumun yaşam morteüni. ekonomik ve s o " .al sıstemım empoze erlen yapıMardan elden geldigince kaçındık. Bu ugraşımızın samld^, kariar kolav olmadığin, ria belirtmek ısterım. Yayınlarımızda, üzerinde en îa^la durduğum noktalardan biri oeUı en önemlisi, televizyonun bünyesınde var olan bir özellikle ıigılı: Televızyun. dikkatsız ya da kas:tlı kullantlriısında toplumların çagdss afyonu olabüir. Bu. televizvonun tabiatında var oian bir tehhkedır Bıt TV yav.n, dızı filmrfen eâlence Pn.sram.na, oranan korku fılmlerıne. sonra tekrar duı fümlere. arka^ından guldurulere ve melodramiara cecerek. kendmi «ürdıirehı 1r • hunun eşhgmde, toplum^al aerceâı van=!',,a,ian hHhprlPrı vermerler. %orunlara eğılmeden, hatta kitlelen ters ve nlumsuz yönce etkiley». rek yayın yapaoıiır Bîz. gerıç r . | e . . ! / v u , , u m u , u oütün TV yay'ıniarının bunyesınriekı bu teklıkeden d:kkatle sakındık Televizvonun doğal gorevıerı arasınüa o:an eSlendırmek ve dinlendirmek gorevını ıhmal etmeksizın, TV'yj ve bizi een:ş kitleden koparıp sadece öar çevrelercien üolay ovgü getırecek bu asık yü/lü yayıncılıga düşmeksizın. teıevızyonun serçefiı \ansıtmasır:i gerçeği" vermesint sağlaöık Öğrencı. eeîtici ve .gerçekcı »annlırı çok az vs. • organında rastlanabılen yüksek bir oranrtH ™ »ercekleştlrdîk. Yani, dünyanın birçok teîevizyonunöa vaıulan ftnjlumları' avutmak, toplumsal gelişmevı vavsvlatrid.; ı>levı>îi. biz, televiz'onumuzdan özenle uzak tuttuk H Eugenie Grandet. Klâsiklerde bu gece yeni bir dizi başlıycr. Balzacın en ünlü yapı'larından bıri. BBC yapımı dızi. klâsiklerin en çok ilgi topiayar.laıından bıri olmaga aday. Gürol Sözenin köyden kene goçenlerin yaşamlarını anlatan dizisinde ikinci bölüm çarşamba gecesi. Soluklu bir çahşma. «HALKI DUYURMAK, YANSITMAK» • Çölde Savaş... KiTLELERi • Ask 1 Memnu... İkir.cı Dünya Savaşı.. Ram mel.. Seyircıyi bıktırmayan bir konu ve bir insan. Çöl Tilkisi Montgomery ve Patton ile karşı karşıya.. El Alameyn savaşı. Me şale harekâtı ve... Yeşilçam ticari endişeler içinde gerçek yapıt veremiyor. O haicie ite ticari endişesi olmayan bir reklif. TV için filra. Hiçbir masraftan da kaçınmayın. Bakahnı Yeşilçam'ın gerçek payı ne?. Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşkı Menınusunu fılme alan Halit Reüğ ilk sınavı verecek. Ardından, Metın Erksan, Atıf Yümaz, Lütfi Akad sırada. Tanıtma programı M iktisat... Güncel iktisadi ve mali olaylara djyanılarak. haika ikusjt kültürü verecek bir program dizısi. Ayda bir yapılacak. İ!ki per şembe gecesi. İhtiyaç, fayda. mal, değer. fiyat konuları işleniyor bu kez. İşleyenler, Prof. Yüksel Ülken, Doç. Erol Manı • salı, Doç. Erdoğan Alkın. Prog Buraya kadar, yayınlarjmızrta ve özellikle TV'de sakinmaya idhştığım özelliklerdeii söz ettim. Şimdi. güçlendirmeye yöneırfis:miz ve başarıldığı uranda en öneml' selismemiş olarak mteleJiğim özelliklen sıralayayım: Önce halkımızın surunlannı gerveklennı, toplumun ge:işmesini en valın biçimde .vansıtmava ve duyurmava çalış'lk. Bunu başardığımız ölçüde, :Utlelerle dıyaloğumuz aıttı. Bunun esiğirvüe, halk kü'türunün yavıiması ve giiçleMmesine, halk kültürü, millî kültür. evıensel insan kültürü örntkieılnuı milyunlar tarafından ızlenmesıne uğra^tık Ö/ellıkle rari.volarımı/ırı eğitsel görevıni vurgulayaıak. bir çeşıt halk ünıversıte^ı olmalanna çalıştık. Örneğin bir «THTİI». bııgür. Türkıye'r.in en yuğurı eğıtım ve arastırrr.a yapan yayın kuruluşadur Hem de mılyonlarca insana bunu götürebilen bir kjruluş TRT11. her gün toplam 150 • 2b<) daktılo sayfasl tutan haber verioı. eğıtsej ve küıtüre) bir yayını şerçekleştirir. Adeta her gün ayn bir kitap yazılır THTlfcfe. Aynı özellıği. Televizyon olçülri İçinde de yaşatmaya çalıştiK. Örneğin, Karauenizü maden Isçileruıln neden dünyada en fazla <Dt>ıami ». Sjvfn1j>
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear