17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 23 Mart 1975 YEDİ Sorunlara Bakış Batı ekonomilerinin sonbuhranı: Stagflasyon Batı ekononjflerlnin içine girdiği bunalun kapitalist ekonomi kuramına yeni bir kavrara getirdi: »tagflasyon (stagflation). Stagflasyon, enflasyon «•inflation) ve durgunluğun (stagnation) aynı anda belirdiği çağdaş kapitalist buhranm adıdır. Basit bir anlatımla durmadan tırmanan fiyatlarla işsizliğJn atbsşı gittiği, emeğini satarak yaşayan kitleleri «labildiğine tedirgin eden bir kriz. Kolay reçeteler yazmakla namdar batılı ekonomi bilginlerini çaresiziiğe iten kapitalist ekonominin son çıkmazı. Nedir bu stagflasyonun kökünde yatan nedenler? Kanınuzca soruna açıklık, genellikle İkinci Dünya Savası sonrası Batı ekonomileTİnde, ve özellikle Amerikan ekonomisindc yaratılan büyük artıdeğerin veya kârlann nasıl kullanıldığını saptanuücla getirilebilir. Günürnüzde stagflasyonu tekelci kapitalizmin diğer büyük ekonomik durgunluklanndan 'örneğin 1930ların) ayıran onun ileri kapitalist (özellik le A.B.D.) devletleri tarafından izlenen ekonomik poliüka sonucu yaratılan bir buhran oluşudur. G'ttikçe tekelleşme eğilimi gösteren kapitalist batı ekonomilerinin 1930'larda ve 1960larda içine düştü gü durgunluk (artı değer, yani sermaye yaratma güçlükleri) bir yandan Batılı devletlerm genis çapta israfçı, üretken olmayan harcamalarıyla, diğer yandan da bireyleri müthis bir tüketim alıskanlığına yönelten kredi politikalanyla önlenebilmişti. Son Dünya Savaşını izleyen yıllarda ise başta A.B.D. olmak üzere pek çok Batı ülkesinde ve Japonya'da büyük sermaye miktarlan toplumsal ihtiyaçlan giderecek hayati alnnlara yatınlacağına, silâhlanma, eğlence, rekiâm ve ambalaj sanayü. uzay projeleri ve elektronik istihbarat için çok pahalı araftırma ve denemelere akıtılmıştır. îsraf edilen bu geniş ekonomik imkânlar batı halklannm ve tüm insanlığm en çok gereksindiği gıda maddeleri, enerji, yakıt, kitle ulaşımı, ucuz konut ve ana ham maddeler alanında üretuni arttıncı araştırma ve ya tırımlar için son derece gerekli sermayenin tüketilmesine yol açmiîtır. Öte yandan ekonomilerinin tıkanmasız işleyebil mesi için sart olan etkin talebi suni de olsa yaratmak kapitalist devletlere düşmüş. ve sosyal yönü son derece kısır nükleer silâhlanma, tutucu rejimlere yardım vs. gibi büyük çaplı harcamalara girişilmiştir. Bunu iç ve dış piyasada tüketicilere açılan genis krediler izlemiştir. Bu kredilere (borç lara> dayanarak yabancı hükümetler ve halklar (ya ni bireyler) açık harcamaya alıştırılarak güncel ve gelecek emniyetlerini işledikJeri borçlara karşı ipo tek altına sokmuslardır. Bu bilginin ışığında görülüyor ki tkinci Dünya Savaşı batı Dünyasında. özellikle A.B.D.'de ser maye birikimi merkezi ve yerel hükümetlerin desteklediği çeşitli tüketim kredileri sayesinde mümkün olmuştur. Amerikan Maliyesinın son yayınladığı istatistikî veriler gÖEtermektedir ki enerji, ima lât. tanm ve madencilik aianlarında sermaye b:rikimi düşerken, ülkede mevcut genis iş sermayesı daha çok lüks konut yapımı, taşınmaz mallar ticareti, dev ofis ve süpermarket inşaatı. ve varhklı sınüüara dönük lüks tüketim gibi sektörlerde artmıştır. Bu durum sahte bir sermaye birikimine yo! açmış, yani sosyal anlamda üretken olmayan ve israfçı bir ekonomik «gelişme»ye sebep olmustur. Bu haliyle tekel kapitalizmi düzeyine erismiş batı ekonomilerinde sermaye yatırımları genellikle üre tim güçlerinin gelişmesini önleyici müsrif ve üretken olmayan bir tüketim doğrultusunda gelişmişlerdir. Örneğin ödeme gücü kredilerle arttırılan her aile 23 otonıobil, deniz nıotoru, mevsimlik dinlenme kentlerinde yazlık kışlık lüks evler vpya daireler alabümiş, hslk ulaşım şebekeleri geliştirmeden yapılan süper karayollan hem dünyanın tabii kaynaklarını çabucak tüketmiş, hem de insan ekolojisini dengesinden çıkaran doğa tahribine ve çevre kirlenmelerine yol açmıştır. tşte dünyamızı yeniden pençesine alan ekonomik buhran enflasyon ve durgunluk, veya yeni adıy la stagflasyon yeni dev ystırımlarla. onlann bes lediği sosyal ihtiyaçlara cevap vermeyen tüketim arasında meydana gelen kaçınılmaz çclişkinin 10nucudur. Batı kapitalist dünyası 1970lerde içinde bocaladığı krize düşünce kapitalist hükümetler hep bir ağızdan 1930'ların teranesini tutturarak tekelleşme eğilimini durdurmak. ideal rekabet olanaklan yaratmsk. üretimi arttırmak ve fiyatları dü?ür mek gibi tedbirlerle enflasyonist gidişi durdurmak gerektiğini savunmaya basladılar. Ne var ki hem kuramsal ekonomi. hem de dünya ekonomisinin tarihsel evrimi açıkça kanıtlamıştır ki, kapitalizmin hareket kanunu sermayenin yoğunlaşması ve merkezleşmesi, yani tekelleşme doğrultusundadır. Denebilir ki hükümetler tekellerin doğmasını önliyebilirler. Fakat kapit3Üst ülkelerin hükümetle rinin varlıçı kapitslist üretim biçimini garanti ede cek siyasal bir diizeni sağlamaktır. O halde kapitFİist gelişmenin ana kurallanndan biri olan tekelleşme eeilimini ciddi ve devamlı bir şekilde önliyemez.ler Olsa olsa hu efilimi bir nebze yavaşlatabilirler Sonuç ne olursa ol.«un kapitalist ekonomi Kevnesçi ikîisatçılann izahtan aciz kaldıklan yeni hir a=TOava varmıs ve bu çürrcin çclişkileriyle savs«maktadır Afi! sorun kapitalizmin inanılmaz esnekliğiyle bu darboğpzı da sşıp. aşamıyacaâıdır. Ecevit, Erbakan'ın yüzünden Bakanlar Kurulunun toplantı salonunu değiştirtmiş Turgut GÜNGÖR Başbakanlık önünden geçerseniz, taş merdivenlerde yazkış, güneşin sıcağı kışın soguğu demeden bekieşen kişiler görürsünüz. TV film kameraları, fotoğraf makinalan, teyp mikrofonları, tükenmez kalemleri ve bayez kâ»ıtlarıyla bitmek tükenmek bilmeyen sabırla sigara tütıürenlere sorarsanız «gazeteci» olduklarını öğrenirsiniz. Araştırdığınızda, ya Başbakarun çıkışı. yada Bakanlar Kurulunun dağılışını gözledik. lerini anlarsınız. RftPORTAJ: Niye oradadırlar? Yine milli güvenlikle ilgılı bir karar alınacaktır.. Zam yapılacaktır. Tüzük çıkacaktır.. Ya, haftalık olagan toplantıdır, gündemdekı maddeler görüşülecektir Ya da olağanüstüdür, konular belli olmadığı için bakanlara orada açıklanacaktır.. Tüm ülkenin kalbi Ankara'da çarpar... Tüm ülkenin gözleri Ankara'ya çevrilidir... Türn ülkenin insanları Ankara'nın vereceği kararı bekler... Çünkü. Bakanlar Kurulundan çıkacak her metnin noktasında 40 milyonun gizi b\ılunur. ünleminde 40 milyonun kal bi atar, parantezinde 40 milyonun kulagı vardor, virgülünde 40 milyonun gözü açılır.. İşte «T.C. Başbakanlık» yazan pirinçten yapılmış levhanın ardında 40 milyonun nefesi olduğundan. bu bekleşmeye gerek duyulur. Türkiye'de 40 milyonun dikkatini üzerinde toplayan Başbakanlıkla ilgili renkli öyküler anlatılır; bunlardan biri de CHP MSP koalisyon dönemine aittir. na gerek duyıılmuş, bir rivayet* göre de Ecevit, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olan Erbakan'a «sadece bakan» olduğunu başka türlü anlatamadığından bu yola başiurmuştur. Anlatılır ki, Erbakan, eski Bakanlar Kurulu odasındayken, devamh olarak Ecevit'ın yanına oturur, telefon kor.uşmalann) dinler, notlarını kanştırir, kısacası «toplantınm havasım» bozarmiş... Bir gün. Ecevit batanış bu iş boyle sürüp gitmeyecek, o günkü «basın merkezi»ni bugünün dBaksnlar Kurulu toplantı salonu» yaptırmış. Masasuu, bütün bakanları görecek şekilde, fakat en yakınındakinden bir metr e uzağa koydurmuş, böylece Erbakan'ı «Bakanlar»ın arasın Erbakan. niçin bir türlti tSadece Bakan» olduğunu anlayamamış?... daki yerine göndermiş, telefonunu dinletmez olmuş, notlannın da bir daha karıştınlmasuu önlemiş... O gün, bugündür, de, şımdikl Bakanlar Kurulu toplantı salonu kullanılır olmuş.. Bugünkü Bakanlar Kurulu top lantı salonuna girmek için üç bü yük demir kapıdan geçmek gerekir. Birinci kapı, Başbakanlığın ana giriş kapısıdır.. Burada iki polis görevlidir. İkinci kapı. salon giriş kapısıdır... Burada da defişen saysda sivil polisler görev alır. Üçüncü kapı, doğrudan doğruya Bakanlar kurulu toplantı salonuna açılır. Salon. basın merkezi olarak ya pıldığı için tngilizce, Fransızca vp Almanca olmak Czere Oç oda dan oluşan camlı, tercüme böl'ümleri kapıdan girince karjmızda yer alır. Sol tarafta bir platform. onun önünde de Başbakan masası bulunur. Başbakan masası nın iki yanında ve tam karşısmda Bakanların oturduğu «U> şeklindeki masa görülür. ların düğmelerine basarak, 1 nuşma olanağı yaratırlar. Bakanlar Kurulu toplantısı s sında zabıt tutmak, not alm tc>p kullanmak yasaktır. Bun ıek özel durumu olağanüstü 1 lerde Bakanlar Kuruluna, Cu hurbaşkanının başkanhk etm halinde uygulanır. Bu dururr gerekirse, yeminli bir memur rEfmdan konuşmalar teybe alır ya da not halinde yazılır. Siz de, bir gün Başbakanlık nünden geçerken, bekieşen ga: tetileri görürseniz, biliniz ki Bakanlar Kurulu toplanmıştır. da Başbakan çıkacaktır. O zam sirin de kalbiniz daha bir hızlı tacak. kulağınız daha bir kaV racak. gözleriniz daha bir açı caktır.. Başbakanın koltuğu Başbakan, öteki Bakanlardan 5 santim daha yüksekte bir koltukta oturur. Önündeki masada devamlı haberleşme sağlayacağı bir telefonu ile bir mikrofon te sisatı durur. Başbakan'm mikrofonu devamlı açıktır ve ses düze ni salonun akustik durumuna gö re sağlanır. Öteki Bakanlar da. ge rektiğinde önlerindeki mikrofon Bakanlar Kurulu nedir Anayasamızm 102. maddesi « Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kuruludur. Başbakan. Cumhurbaşkanınca TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar, TBMM üyieri veya milletvekili seçilme yeterligine sahip olanlar arasından Başbakanca secilir ve Cumhurbaşka1 nınca atanır» demektedır. j Cumhurbaşkanl, önce bir Baş bakan adayına hükümeti kurma görevini verir. Bu kisinin TBMM üyeleri arasından seçilmiş olması gerekir. Başbakan adayı, gerekli girisimler sonunda birlikte çalışacağı bakanların listesini hazırlayarak Cumhurbaşkanına sunar. Cumhurbaşkanı tarafından, liste onaylanırsa «Bakanlar Kurulu» geçeriik kazanır. Dr. Do^u ERGİL (New Yurlc State Üniversıtesi> Sağ Milliyetçilik Zaman zarr.an ortaya çıkan ve bir takım klçilerı y a da toplulukian ateşli demeçler verme ye veya eylemlerde bulunmaya iten yenj bir milliyetçilik da'.gasır.a tanık oluyoruz. Ülkemizin belll ba?h siyasî partiierinden dördu bir «raya gelerek «Milliyetçi Cephe»yi oluşturduklannı, hükümetl kurma yani iktidar olma hakkının kendllerine alt olduğunu açıklamışlardır. Bu cepheyl oluşturan partilerin bu konudakl içtenliklerinin saptanması ayrı bir konu olduğundan biz burada j'alnızca bu partiieri bir • raya getiren ve «Sağ milliyetçilik» olarak tanımlanabilecek bir tür milliyetçiliğln «yrıntılanna inmeye çalısacağız. Ashnda sağ milllyetçilîk, bllimsel bir tanımlarra değildir Buradaki saj* sözcüğü «geri», «baenaz», «kör», ctutucu» ar.iamlannda kullanılmıştır. Sağ millfyeteilifin tam karçıtı olan cAtatürk milüyetçiliğl» ise bir baska yazımıa n konusu olarak iîlenecektlr. S a | milllyetçiliğin en belirgin özelliklerinden biri geçmişin başarıları ile öğünmedir. Geç miş denilince akla genellikle Osmanlı dönemi getirilir. Baçan kavramından da anlasılan çoğunlukla bir savaşın kazanılmasl y» da bir ülkenin fethedilmejidlr. Sağ milliyetçiler için Yıhftnm, Fatih, Yavuz, Kanunî üzerlerine toz kondurulmayan büyük decerlerdir. Çünkü büyük zaferler kazanmışlardır. Ancak bu öğünmelerde özellikle gerçekleri eleştirmeden kaçınma egilimi yaygındır. Başa nlarından ötürü övülen kişilerin yenilgilerine ve başansızlıklanna yer verilmez. Örneğin Yıl dınm'ın Ankara savagı yenilgisi, Fatih'in Belr""t ku^atma^ındaki ha«irı«ızlıŞi, kardeşin ka^ deşî Sldürmesinl ya^alaştıran meşhur Kanunnamesi, Kanuni'nin Vlyana başarısızhğı ve kapi tülasyon belâsmı başımıza sarması daima eleştirilerden uzak tutulur. Yukanda sözü edilen bu büyük padişahlann hepsi de karö"eşlerini. babalannl ya da öz evlâtlarırı saltanat uğruna öldürmüşlerdir. Arcak bir *ağ milîiyetçl için bunlar önemli konular değildir. Geçmis ile övünmedelti bu asırılık. sag milîivetçileri bazan Deli İbrRhim'i bile yefenekli bir Türk büyüeii olsırak gösterme saçmalıfına kadar götürmektedir. 1711 yılındak! ilk temastan bu yana Ruslarla 12 büjiîk savaş yapılrmş. ilki hariç diğerlerinde başansızlıSa uğTanmış ve büyük toprak parçalan bu yüzden kaybedilmiştir. Bunun içindir ki toplumumuzda Ruslara karşı ulusal bir kin olnsmustur. Sa£ milliyetçiliğin temel amaclanndan biri de bu kini devamh olarak işlemektir. Köprülerin altından cok sulann geçmis olması Rusların sürekli bir dostluk ve vakmlaşma politikası izlemeleri saö millivetf'İPr için bir aidatmacadan başka bir şey değildir. Rusya'nın Amerika'dsn cok Kızıl Cin'der. korktugu bir diinyada bile Rusya ile ulusal cıkarlanmıza dayalı ilişkiler kurma olar.agı yokrur. Rnsva'dan yavıldi^ı icindir ki komünizm. sag m'llivetriler icin bir öoüdür. Komünizmin temel öğelerini öerenrnefte. bu doktrinin çeşitli üikelerdeki tarihsel uvgtılamasını bilmeğe ve buradan harpketle ulusa! deeprlerim.in ve geleneklfirimi?;i savunmpmıza yardımcı olacak yönternleri aramaya gerek yoktıır. KomüniTm. uvsıı'aTra alan; olara!: Rusya yeTi"p hir baska iükeden örnp*fn Amerika'dan veya Almanya'dan vahut da Tançanika'dan gelse idi sa* milliyetçiler üzerinde aynı tepkiyi gösterir miydi sorusu üzerinde ciddi olarak düşünülebilir. Sağ milliyetçi olübilmenin önde ?elen şartlarmdan birı de dindar olmak, yahut dine karşı saygılı olmak va da saygılı görünmektir. Tabii burada tanımlar.an din yalnızca İslâra dinidir. Yoksa Ortodoks ya da Katolik hatta Alevl bir Türkün müliyetçiliCı olanak dısıdır. Sağ nıillıyetcilerin din anlayışıada, dinin kur^üarına herhangı bir tarnşma kapısı açmadan baglanmak gcreklidir. Belirli bir çizgi üzerinâekı 140O vülık İslâm geleneğine ba*lı kalmak şarttır. Bu gelenek içinde ytirümüş bütün din bılgilerı. sultanİT ve halifeler iyidir. Degerlpri ve Hasan'ı zehirleterek ölciüren ^Tuaviye de. Hz. Hüscyin'ı Kerbelâ'da şehit eden Yezld de, Hz. îngiliz zırhlısıyla kaçan son Osmanlı Hahfesi Vahdettin de ijidir. Sag milliyetçilik ekonomik göriiş olarak «birpjcii'ligi benimser. Her şey bireyin daha ozgür ve mutlu vaşaması içindir. Bu bakımdan bireylere ekonomik atılımlarda bulunmalarıru kolaylaştıracak olanaklar sağlanmalıdır. Bireyin konomık yanmın gizliliği korunmalıdır. «Imanla ra nının kimde oldufıı belli olmaz». dfiyişine uygun bir ortam sag milliyetçilerin idealidir. En toplumcu gözüken milliyetçiler bile bu kuraldan sapamazlar. Cünkü büyük sermaye çevrelerinin yardımı olmadan ayakta duramayacaklannı bilirler. Hitlerin oNasyonal Sosyalizmai ile Türkeş'in «Milli hareketçi»ligi bu bakundan aynı çizgi üzerindedir. Sağ milliyetçiler «bireyci» olduklan için tüm topluroculara karşıdırlar. Onlann ^özünde «devletçilik», «ortanın solu». «demokratik sol» hep komünizmin birer görüntiisünden başka bir şey değildir. Bu sermaye ve özel girişimcilik hayranlıgı giderek onlan yabancı sermayeja de hoş görmeye hatta tesvik etmeye itmiştir. 1863 yenilgisinden sonra toplumumuzda Ba tı'ya icarşı giderek artan hayranlık samanla bir aşağılık duygusuna erişmiştir. Batı'yı artık yenemeyen Osmanlılar, Batı"ya karşı yine Batı'nın silâhlan ile silâhlanmayı düşünmtişler ve önce askerlikten başlayarak egitim. tanm. bankacılık. basın yaym ve ulaştırma alanlannda hep Batılı ıızmanlan ve yöntemleri berumsemişlerdir. Son iki yüz elli yılhk tarihimizde dönem dönem Prusya, Avusturya., Fransa, Almanva ve tr.giltere ile çok sıkı dost İuk ve işbirliği yaratılmıştır «Geleneksel Türk Fransız dostluğu» türünden deylmler hep bu dönemlerin anılannı yansıtır. Tanzimat, meşrutiyet ve mütareke aydınlan da bu hayranlıktan kentiılerini kurtaramamışlardır. 2. Dünva Savaşı'ndan sonra da en çok hayranlık duynlan ülke dev teknolojisi ile Amerika olmuştur. Amerika ile başlayan ilişkiler giderek tüm tarihsel dostluklann yertni almıştır. Sağ milliyetçilerin yann bir başka devlete karşı bilınçsiz bir hayranlık duymalan olağan karşılanmalıdır. Sağ milliyetçiler devletler arasındakı ilışkileri, mahalle veya okui arkadaşlığı dönemlerindeki çocuksu dünya içinde irdelerler. Çok sevdikleri bir devletin kendilerine ters gelen tutumu bir dostun diğer dostunu arkadan hançerlemesi gibidir. Sağ miniyetçıier sözün kısası uluslararası ilişkilerde de günlük yaşam çizgilerinin dısına çıkamazlar... Sağ milliyetçiler Atatürkçüdür. Ancak bu bir ftatik Atatürkçülüktür. Onlara göre Atatürk devrimleri belirli bir zaman kesiti içinde başlamış amacma varmış ve bitmiştir. Sürekliliği bahis konusu değildir. Hattâ Atatürk devrimlerinin toplumsai oluşumlar karşısmda yeni yorumlarınm yapılrnasına da gerek yoktur. Sağ milliyetçiler için Atatürk. devlet dairelerin de mutlaka bir büstü veya portresi bulundurulmssı, ulusal gün ve bayramlarda Anıtkabirdeki şe ıef defterine «izinde» olduğumuzun belirtilmesi ge reken bir efsane kahramanıdır. Sağ milliyetçiler için Atatürk'ün işe en yarar yani komünizme karşı oluşudur. Atatürkün komü nizme karsı demeçleri sağ milliyetçilerin en büyük sılâhıdır. Ancak diğer yanda Atatürk'ün faşizme karşı demeçlerinin örneğin ünlü Bursa nutkunun kendisine ait olmadığını kanıtlamaya özel bir dikkat ve özen gösterirler. Bütün bu açıklamalarla varmak istediğimiz sonuç «sağ milliyetçilik.in toplum potansiyelini belir li bir çizgiden öteye taşırmamaya çalışan, eleştiri özgürlüğü tanımayan jurt çıkarlarıyla uzaktan yakından hiç bir ilişkisi olmayan bir kollektif heyecan dayanışması olduğudur. Sağ milliyetçiliğin en büyük zararlı yani ulusu mıızun her zamankinden çok gereksindiği gerçek milliyetçilik olan «Atatürk milliyetçilik.:ni gölgelemeye kafalarda sorular yaratmaya çahşmasıdır. önceden saptanmış toplumsal hedefleri olmayan ba garip milliyetçiliğin eninde sanunda =ilinmeye nıahkum olduğu kaçjnılmaz bir gerçektir. Güven oylaması Fundan sonra, Bakanlar Kurulu bir çalışma programı hazırlar ve en geç bir hafta içinde, meclislerde okunur. Prograrrun., Millet.Meclisi ve Cumhuriyet S*^aiosunda okunmasmdan ikj tam gün sonra görüşmelere geçilir ve bir tam gün sonra da oylama yapılır. «Güven oylaması» denilen bu işlem de Bakanlar Kurulu, Millet Meclisinin üye tam «ayısının salt çoğunluguyia «beyaz» kabul oyu alarak göreve başlar, ya da kırmızı» red oyu ile «güvensiz hükümet» olarak görevden çekilir Anayasamızın 105 maddesi, Bakanlar Kurjlunun «hükümetin genel siyasetinin yürütülmeFİni snzctereei. bu siva?etin yü riitülmesinden birlikte sorumlu olacağı. her bakanın kendi yet j kisi içindeki işlerden ve emri altmHakilerın eylem ve islerin • den sorumlu sayılacağı, Bakanların dokunulmazlık ve yasakla malar bakınundan TB^Î^I üyele riyle avnı riurumda bulunacağı» vazılmaktad'r. Başbakan ve Bakanlara göreve geldikleri günden itibaren birer «makam otnşu» ile «koruma polisi» verilir. 0(103 plâkalı oto Başbakana, 0006 plâkadan sonrakiler de öteki bakanlara aynlır. Başbakanı korumak için bir «koruma müdürü» ile yanına avrıca özel olarak yetis tirilmis 5 koruma polisi daha görevlendirilır. Bunun dışında her bakanı korumak için bir po li? vardır. TURKÎYE'DE 6o BİN KİŞİ YAŞAMIN1 YAPMA UZUVLA SÜRDÜRÜYOR Yalçuı PEKŞEN (tstanbul Haber Senisi) Çapa Ortopedi Kliniği'nin bodrum katında 10 kişi çalışıyor, sessiz sedasız. Bunlar Türkiye'nin dört bir yanından gelen umutsuz. lara, yeni ufuklar açıyor yaptıklan sunî uzuvlarla. Çapa ve Hacettepe'de çalışan kişilerin çabasıyla 60 bin kişi dolaşıyor aramız. da kendilerine yabancı parçalar taşıyarai. Üstelik farkedilmeden, en büyük sorunu başkalan tar fından farkedilmek. Bir bastoı dayanmadan, tekerlekli bir sa dalyeye oturmadan ve aksamadi yürüyebilmek. İşte bu sorunun çözümü iç kol. bacak, el, ayak gibi su uzuvlarla, çeşitli aygıtlar yapı yor Çapa'da, Daha ucuz Çapa atölyesinde yapılan su uzuvlar yabancı menileketlere g re çok ucuza mâl oluyor. A M yenin Alman teknisyeni Richaj Zirbel, Almanya'da 20.000 lira; mal olan takma bacaklann Tü kiye'de 56 bin liraya yapılab diğini söylüyor. Parasızhk yüzü den plâstik hammaddesi alam dıklarından taiıta uzuvlar yaı yorlar çoğunlukla. Bu iş için < iyi tahtanın da Adapazarı'nın k \alc agaçlanndan çılrtığını söyl yor Richard Zirbel. Hera haf: hem sağlam olduğu için. En büyük sorun: Farkedilmek b^ı."klı b'.r vatandaşa plâstık bacafc taKılıyor (Fotoğraf: Erdoğan KOSEOCLt) Kliniğin uzmanı Prof. Hayri Tanaçan'a göre, bir kaza sonucu ya da doğuştan sakat olanlann DUYURU D.B. DENiZ NAKLİYATI T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBU L Savın ihracatçılarımızın, lanayicilerimizfn, Tiearet ve Sanayi Odalarının dikkatine: Teşekkülumiızce 15 mart 1975 tarihmden ıtibaren 15 günlük fasılalaria Istanbul tzrr.ir Mersin Kıbrıs / Magosa (Famagusta) Libya / Fingazi . Tripoll limanları arasında 2700 DW tonluk 12 mıl süratli gemilerimizle muntazam seferler yapılmaya başlanmış olup protzramlar 1 ay evvelinden 2 aylık süreler için gazetelerde ilân edilemektedir. Kıbns'a ve Libva'ya muntazam seferler vapmakta olan teşekkülümüz gemilerinden baska muntazam hat yapan Türk veya ecnebi bayraklı kumpanya bulunmadığından, Kıbrıs ve Libya'ya ihracat yapmayı düşünen sayın ihracatçılarımızın ve sanayicilerimizin bu ülkelere satacakları ürünlerin satışlannı teşekkülümüzden navlun almak suretiyle FOB esası yerine ÇIF veya C + F olarak gerçekleştirmeleri hususu muntazam ve devamlı vükleme olanakları baklmından yararlarına olduğu kendilerine duyurulur. İşin incelikleri Yine Prof. Hayri Tanaçan'ds öğreniyoruz ki, insanın uzuvla lodos havada şişer, poyraz'da b zülürmüş. Bu aynntımn takrr uzuv yapımında yeri büyük. Çüı kü oyulmuş tahtaya gömülen K ı veya bacak, bu şişme ve büzülrr lerden dolayı acıya yol açıyor. B yüzden tahtadan j'apılan uzvu içinin oyulması ayrı bir sanat v incelik gerektiriyor. Bakanlar Kurulıi nasıl ve nerede toplanır? Bakanlar Kurulu, ilk toplantısında bir .hükümet sözcüsü» seçer Bu Bakan. basın ile hükümet arasındakı işbirliğini sağlar. Bakanlar Kurulunda alınan kararlar, bu Bakan tarafından, ba sına açıklanır. Bakanlar Kurulu. ilk toplantısında bundan sonraki toplantıları nı haftanın hangi gün ya da gün lerinde yapacağını kararlaştırır.' Bu saptamadan sonra, Bakanlar j Kurulu her hafta aynı gün ve saatte «haftalık olağan toplantısını» yapar. Bakanlar Kurulu, haftalık olağan toplantıları dışında, Başbakan tarafından gerek görülen durumlarda olsğanüstü olarak top lantıya çağınhr. Bu durumda da tüm Bakanlann toplantıya gelmesi sağlamr. Bakanlar Kurulu toplantüan, bugün «Bakanlar Kurulu toplantı salonu» denilen, daha önceleri «Basın Merkezi» ve «Resmî dış görüşmeler salonu» nunun tarihsel gelişimine bakacak olursak, bugünkü salonun basın toplantıları ve ülkeler arasında ya pılacak görüşmeler için yapıldığı nı göriirüz. Eski, Bakanlar Kurulu toplantı salonunun da, bugünkü Başbakan makam odasının karsisında bulundvığunu saptarız. t t Vakumlu uzuvlar Çapa'da yapılan takma uzuvli ruı bir özelliği de hiç bir askıy gerek duyulmadan kullanılabili oluşu. Bunu sağlayan oyuk kı: mm alt tarafında bulunan bı tıpa oluyor. Bu tıpanın kapatı ması ile sunî uzvun vücuttan aı nlması olanaksızlaşıyor. Tıpa ı çılınca da ayrılma sağlanıyoı «Vakumlu» denen bu uzuvlar Tü kiye'de sadece Çapa'da ve Hacel tepe'de yapılabiliyor. #MÜEACA.\T : JlD. B DENtZ NAKLİYATI T A Ş . İGenel Müdürlüğü jMecüsi Mebusan Cad. 93 97 JFINDIKLI ISTANBUL ^ANKARA TEMSlLCtLlGl ^D. B. DENtZ NAKLİYATI T.A.Ş. İSelânik Cad. 32/1 İYENİŞEHİR / ANKARA ^IZMİR ACENTELtGI }D. B. DENİZ NAKLİYATI T A Ş . iAcenteliği JîZMİR J M E R S İ N ACENTELİGt D. B. DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş. AcenteliSİ MERSİN Telefon Telgraf Telex Telefon Telgraf Telez Telefon Telgraf Telejc 17 61 38 18 65 81 DBCARGO / ANKARA 42307 32734 DBCARGO / ÎZMİR 52525 1382 • 2536 DENİZBANK / MERSİN 67166 031 • 62389 DENÎZBANK / FAMAGUSTA Tiearet Müdüriüğü Telefon TelgraJ Telejc 44 38 72 45 21 20 / 10 Hat. DBCARGO / ISTANBUL 22292 Hurda uçak parçaları JMAGOSA ACENTELtGt f r C R K I S H BANK OF FAMAGUSTA LTD Telefon f(MAGOSA) FAMAGUSTA / CYPRUS Telgraf Erbakan'ın tepkileri 25 yıl önce, Başbakanllkta göreve başlayan ve bugün de aynı çalişmasını sürdüren bir memurun anlattıklanna göre CHP • MSP koalisyonundan bir süre sonra Bakanlar Kurulu toplantı salonu bugünkü yeni yerine almmıştır. Önceleri, salonun artan bakan sayısına cevap verecek durumda olmadığı, teknisyenîerle birlikte çalışma olanağı bulunmadığı gibi redenlerlp. bu İ (Bwın: 126732225) Atölyede çalışanlann çoğunlu ğunun takma uzuvlu kişiler oldu gunu öğreniyoruz. Saraç, maran goz, tornacı, kunduracı ve tesvi yesi olan bu kişiler; sakat vatan daşlan normal havata döndürrnel için her türlü gereçten faydala nıyorlar. Suni uzuv yapımındi plâstik, alçı, mantar, tahta, de mir ve deri kullanılıyor. Hatts parasızlık yüzünden; kazaya uğr? >an uçakların hurda parçalann dan bile faydalamyorlar. Şikâyet leri, yersizlik, parasızlık ve ilgisizlikten.. KARA VE DENİZİ ANCAK, GÖKLER TAMAMLAR. TÜPK HAVA KUVVETLERİNİ GUÇLENDİRMC VAKFİ DÎŞ TABÎB1 ORHAN SAMATYA Saat1330 TÜ/ÜN CAD No: 41» Irl iı !b Orhan ÖZACUN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear