22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
c'ı (L'MHURiYEI Aral.k IÎ7S MEKCJ UDIUUUZ VATAN DEDILER Talip APAYDIN 24 Adamın hası, dedl Haceli arkasından. Öyle Çok iyi. Genç ama bilgili. Öğretmenmiş baksana. Hay yaşasın be. Subavdan vana sanslıyız. Benim şansım, dedi Haceli. Çanakkale'de de iyiydi oenim subayım. Ya benimkı, heheey... Bir görecektiniz. Subayın iyisi iyi olur zati. Arslan gibi olur. Çadıra girıp karanlıkta soyunmaya başladılar. 8 BERLİNGUER İLE PKOFESÖll BİR UYARI VE BİR ÖNSOZ ttalya plnümüzde sfyasal ve ekonomfk bunahmlann adata noktası olmuştur. Milyoniarca l'alyan. bu Dunahma kend'.'.prr.;p çörüm arar dururlar Ben de olavlan ve kahramanlarını vnKi:fian *• nıvan biri oîaralt. içıne düstüSümüz bunalıma en akılrı rö7invi H'i'ma yolıınun diis kurmak olduğunu farkettim. Bu nedenle kerdimi, 2C00 yılında herscyı açıklayan onemli b:r Kişınin. Hn^Tivnr Ornoltratlann liden Amintore FanÎBnı'nin özel kalerrı nrifliirnn'ii t r r . e koydum. Adımı açıklamamamın bir nedeni de. düş giirümü olabildigince ögür bırakabilmek endışesıdir.. Bu kıtaöı okurken fazla yabancılık çekilmenıesını saj!am>.( ama cıyla. İralya'nın siyasal ortamı konusunda özetle bügi verm>k's sonsuz yarar var.. 1970'lerde ttalya'da en 2?çerM siyasal moda. kıımlan r,M''Tn"><'»rı riaha çıçe'Kİen burunlarır.dayken düşürmck. arnda bir de yeteneks.zlikleri iki kere iki dört örneği kanıtlanmış kişıleıe nuicumM kureiurmaktı. çarpan simgesı. 30 vıllık Hns'ivar" n*>rnolsra' Partı ık'ıd^riTn ^r cak dün oldugu gibi bugün de olan bu parti çok ciddi bir Dunaıtm ıçindedir. ÖrırUtsel kriz partmın tüm yapısmı sarsmıstıt. ~ıvasaı ç'<n lemciler bu parti içinde 40"a varan ayn görtişt« gruplar saptamışlar dır. «Berlfngtıer ile Profesör» (ıayal üriinii siyasal bir öykün'Jn roma nı olarak kabul edilebilir. Ama tümüyl* defil. Kftabin vazarı. ttalva' nın beürsiz gelecefini ilgilendıren sayısır varsayımlar arasmtla eerçege en yakın olanı dofnılamrsa ülkede neler olabileceğinı. çeli$ki!e rı ve gülünç yönleriyle incelemeye çabalamıstır Bu da. Hristiyan r>e mokratlann gîderek artan oy genlemesidir ki. bu partınin ik»'riar «vönetimi» üzerindeki hakkını sürdürmesini de tehlıkeye sokmaktadır. Yazara göre, Italyan Komünist Partisi, Genel Sekreteri Er.nco Beranguer'âı ünâerliğinde, bugünkü siyasal rejimin tck seçîr.cğidır. Dünya'da bir esl bulunmajran 1 ttalyan CnmhuriveH'nln < r * Türkçesi Kosta DAPONTE Desenler Melımet GÜLERYÜZ Bölükteki erlerin çoğu acemiydi. Yeni asker olmuşlardı. On sekızinde • yirmisinde delikanlılardı. Kimisi Konya ioylerınden, kimısi Eskişehir'den, Kütahya'dan, kimisi daha öteıerden, Çankarı'dan, Yozgat'tan... Dilleri davranışlan çeşit çeşittı. Ama yüzleri hep aynıydı. înce, karayağız, yanık tenli. Hepsi de bıyıklıydı. Bıyığa düşkündüler. Kimisi ince uzun, kimisi 'içgen bıyık bırakmıştı. Bazısı uçlarını aşağı sarkıtırdı. Fırsat buldukça bıyıklarım çekiştirirler, uzatmaga çalışırlardı. Sabahtan akşama kadar eğitımdeydiler. aYat, kalk, saga dön, sola dön. Marş marş, yat. » Tunç gibi olmuştu hepaı de. Bedenleri sımsıkı et ve kemikti. Akşama kadar ter dökerler, akşara kuru topragın üstüne yatıp, kımıldamadan uyurlardı. Rüyalarmda ya köydeydiler, ya savaşta tetik çekerlerdi. «Göz gez arpacık... Ateeş! Dâh oğlum, höst!» Uykulannda en çok bu sbzcükleri sayıklarlardı. Kimisi çıplak başını kaşır, «Oh Allah...» diye mırıldamrdı. Egitimde on dakika mola verildi. Silâhlan üçer üçer çattılar. Kimisi oturdu, kimisi uzandı. Beyşehirli Ali ufuitta görünen mor dagların ucuna bakıyordu, Bizım köy şu dağın ardında olsa gerek, dedi. Kesın bılmıyo/du. . . ... ... . ut! , 0 , ! r t , î l B i i t , r<lillı1[,, ^Xefetisin sen? Beyşehır'ıa Karakapı kbyünden. Yok ulen, ta Beyşehir görünur mü buradan? O kadar yakın rru? Bılmem Bğa, bana öyle geliyor. O dağlar benziyor gibi. iyi öyleyse. Bak da hasretliğin gitsin. Bakmakla gıtse... Gene de baktı uzun uzun. Gözünü alamıyordu. «Bobam ne ediyor acep? dedi kendikendine. Kulakları çuılasın. Ya anam? Bacım?...» Toprak damlı evleri gözünün önüne geldi. Oradan kapmın önüne indi. Koca öküz kuyruğunu kaldırmış böğrünü yalıyordu. Sonra gevış gettrtneye başladı. Kımırt kımırt sesini duyuyordu. Babası duvar dioindeki çula oturmuş sigara üstüne sigara içiyordu. Gözlerı iyi görmezdi, kulağı iyi duymazdı. tkide bir anasına sorardı, • ezan okundu mu?» Hatip hocaıun sesini duydu. Düz, aglamaklı sesini. Ikindı ezanını okuyordu. Halası köşeden çıktı, yün egirerek geldi. Biraz ağır yüriirdü, Mıstava agaa, Alı'den habar yok mu? Yok, dedi babası. Nerden olacak? Ortalık nasıl, gene karışık mı? Karışık ya, iyi oldugu mu var? Dağlara bakıp düşünüyordu. Niye daldın Ali? Ne düşünüyon? Kendine geldi, Kiç. Kbyü düşündüm de... Düşün bakalım. Düşunmek iyidir. DüsünUnce insan hasta olmaz. Çubuklu Habip söze karıştı, Yok ulen, tam tersi. İnsan çok düşünürse hasta olur. Emmim derdi ki... Emmine dedirme be. Usandık senin emminden. Habip bozuldu. Yüzü kızardı. Çevap vermedi. YozgaUı Yunus sırtüstü uzanmıştı. Gökyüzünde ağır ağır giden ak bulutlara bakıyordu. Burnuna kötü bir koku geldi. Doğrulup baktı. Hasan dayı derlerdi, yaslı bir er vardı. Gene ayakkabısını çıkarmıştı. Ayakları çok kbtü terlıyordu. Ulen Hasan dayı, ettin gene burnumuzun içine. Ne edeyım yeğenim, ayaklanmı dinlendiriyorum. Baksana suna... Yün çoraplan çamura batmış gibiydi. Yunus yüzünü burusturdu, gitti uzağa oturdu. Tacım'lılar beride bir küme olmuşlar, sıgaraları yakmışlardı. Aşır, rengı atmış fesini gözünün önüne indirmişti. Çarıklarına baktı. Giyilecek halı kalmamıştı. Afyon'a giden olsa da çarıklık gön ısmarlasam, dedi. Bunlar vermiyecekler. Kendim dikeyım çarıgımı. Venrler, acele etme. Ne zaman? Kış gelince. O zamana kadar ne giyeceğiz? Yahnayak gez, dedi Haceli. Çarık giymeye mi geldin buraya? Yok çızme giymeye geldi, emme vermıyorlar. Verecekler acele etmeyin. Urba da verecekler, potin de verecekler. Teğrr.en söyledi. Onlar neyse ne ama çok kötü kirlendik yavu. tzin vermezler mi, Aiyon'a gitsek de bir yıkansak? Boşver. Nasıl olsa gene kirleneceksin. Mahmut sırt çantasına ysslanmış. gözlerini kapamıştı. Söze karışmıyordu. İçinde deyimleyemediği bir sıkıntı vardı. .Akşehir çok mu ıızak acaba? Teğmenden izin alsak da bir gidip gelsek. Hacer'le Murad'ı görsek. Nerede kalıyorlar, ne yapıyorlar? Anam köyde. iyi kötü komşu içinde. Murat'la Hacer... hiç bilmiyorum nereaeier?» (UEVAMI VAR). ÇunkiJ r«sfrtrı* dfinüs (!«5İ»n«1emeve<Hrl tlW Wr askert darbesi de Ualya gerceklerıne uymamaktsair. (.ünkü îtaly»'da silâJv ! nuvveriPF sıvdsai oartılerden daha da daemık durumdadır. Bu noipnıp AvrupB'nın en eüclü Komünsr oartnı p^tf^ktpn çıkmazdsatr: Kaldıjh siirece eiderelr wn1s des*m «aSlamava devmm nras bir ke7 ıktidara (î*Cfikten ^onra »»rt bir turomla bir sıkma rtönpml uyrıiamak rorunda Katapajtım ds Wl HnstivanDemokratlarla Komlinistlet arasmda btT ıktıdar böliismpsı nlarak «tanh!«<»l uzlasma» bnerisı ıse gerçekleîtirilmesı »on dere^p eüc eörilnmektedir. Ancak ne varfct. Bu bvkünün içinde kurulan çörümler ile Cumhurbaşkanindnn b*9 layaraK ahçı ve hademeierine kadar gerçekten vasavan lcisil«rin mey dana getirdifci basroldekiler yabancı okura «arın soninebılır Ancak şu an» Kadar. ikiyüz bin ttalyan ekururmn bunda ttıç Dir .aripllk bulmadıklar'.nı bilmemzde de yarar vardır. BiRINCi BOIÜM Bu yazıya, benl gururlandıran bir olayia başlıyorum: Bu notıarm yazarı, Plaıılama Bakam ı!e ilk nükleer tepkilı arabaya binerek kentin bir ucundan merkezıni yirmi bir buçuk dakikada gıdebilmek ayncahğını paylaşmıştır. Bakana katılmak onurunu her paylasan gibi, bir gözyaşı damlasınm kirpiklerimi ıslatmasına engel olmadığımı da itiraf etmeliyim. Tüm yasamım partinin ve ülkenin hizmetinde geçirmiş benim gibi "bir insan için, onaltıncı metro hattmın gerçeklestirilmesine ilfisız kalmam söz konusu olamazdı. Bir düzıne helikopter parkyeri ve büyük bir karaj'olu kavşagı, baskentımizin trafiğini nihayet akıcı yapmıştı. Elektronik beyinlere baglı yalnız dokuz trafik polisınin yönettiği bu şebeke, başkentimizi dördüncü dünyanın en modem ve sosyal açıdan en ileri kentlerinden biri yapmaktadır. îkinci göz>aşı damlasıru, programcmın nutkunu dinlerken tutamadım. 2000 yıünın Italya'sını her yaz görmeye gelen milyoniarca turist. geçmisin bugün tümüyle onanlmış, yenileştirilmiş tarihî yapıtlanm. ya da emekçılerimizin hakettikleri tatillerini geçirdikleri plâjlan görmeye gelmiyorlar artık. Bugün ulaşım Braçlarımızı, okul tesislerimizi, hastanelerimiei görmeye geliyorlar. Tarım işletmelerimizi, en yüksek üretim ve en düşük çevre kirletmesi endeksi gösteren fabrikalanmızı görmeye geliyorlar. Milano ile Roma, en fazla yabancı çeken kentlerimizdir. Ya bancılar Milano'da. Avrupa'nm en büyük para merkezini, Amerikan, Alman. tsviçre sermayelerinin doğal sığınağını keşfederken, Roma. ziyaretçileri başka nitelikleri ile misafir etmektedir. Bakan konuşmasında. Tahran, Kurert, Abudabı ve Kahire dışmda. şehircilikte bu denli ileri gitmis başkentlerin dunyada çok az oldugunu belirtmiştir. Roma • Palestrina arasmdaki bu gezi sırasında bu notlan yazmayı düsünmüştüm. tşte tam o sırada aklıma baska bir gezi geldi. O da tarihl bir ?ezi idi. Kuskusuz daha az hızlı ve konforsuz bir gezi idi. 20 ocak 198O'de kalmıstı bu gezi. Çok az insan tarafından bilinen bu geziden, biienler de pek söz etmezler. Bugfün de tanman, bilinen bir kişi: II. İtalyan Cumhurivetinin kurucusu Amintore FHnfani ile yazarınız sadık özel kalem müdürii. îkimiz Gesu Alamnda bulunuyorduk. O günlerde partinin nıer kezi orada idi. Eskiden Dışişleri Bakanhğı da orada barımyordu. İşte bu nedenledır ki, burası ideal bir buluşma yeri olarak seçılmişti. Cumhurbaşkanı Gıovanni Leone ile HUkümet Başkanı Ruggero Bertolon ve birkaç bakan. basit bir Amerikan Devlet Bakanı olan Henry Kissınger'i kabul edeceklerdi. Kendisini dünya po litikasının basrolüne çıkaracak 2000 yılının îtalyasını her yaz görmeye gelen milyoniarca turist, artık bu ülkenin tarihî yapıtlanm, doğal güzelliklerini değil, gelişmiş ulaşım araçlarını, okuüarı, hastaneleri görmeye geliyorlardı BAŞKAN SABAHLARA KADAR SÜREN POP MUZIGININ GÜRÜLTÜSÜNE DAYANAMIYORDU, TEK ÇIKAR YOL SARAYDAN KAÇMAKTI.. olağanüstü kariyerirün başlangıcında bulunuyordu Kissinger. Herkesin bildiği görülmemiş ve beklenmedik çöküşünden önce 1980lerde dünjanın dış politika yıldızı olmuştu. Partinin en yetenekli adamı olan Fanîani de bu şenliğe çağnlmıştı. Bu yer. gizli sennslerin raporu üzerine. daha dogrusu SİDD (Demokrasiyi Koruma Enformas yon Servisi) raporu üzerir.e seçilmişti. Çünkü bu buhranlı yıllarda yerli ve yabancı devlet adamlannın KÜvenh*inin sorumlulugunu taşıyanların ışi kolay değildi. Kissinger bir öncekı Roma gezisinde nümayişçilenn arasında kalarak sıkışmıştı. Amerikalı bakan, arabasını saranların boya ile üzerine sloganlar yazmalarmdan soni'a uzaklaşabilmışti. Amerikalı gazeteciler, o güne dek boyle bir olaya tanık olmadıklarmı ve ABD Hükümetı temsilcilerinin hiçbir yabancı ülkede bu denli bir dü.şmanlıkla karsılasmadıklarını yazmışlardı. En yaşlıları ise 1959'da Karakas'ta Nixon'a karşı yapılan nümayişleri hatırlatacaktı; lakat Roma' daki olayların yanında bir lıiçti. Bu olaydan sonra gizli servisler ayrıntıh bir plan hazırlayacaktı: Amerikan Dışisleri Baka nının füvenliği ancak şu koşullar altuıda garantilenecekti: Fiumicino açıklarmda demirleyecek bir Amerikan uçak gemisinden bes Amerikan helikopteri ile havalanacak olan Kissinger ve beraberindekiler Olimpiyat Stadına ineceklerdi. Staddan beş yüz metre uzaklıkta bulunan Bakanhğa kadar İtalyan paraşütcüleri ile deniz piyadeleri yolun iki tarafma dizilecekti. 1970lerin ortalanna doğru zamanın gazeteleri, gizli servislerin bazı raporlarını yaymlamışlardı. Bunlara göre, aşırı sağcı komandolar, tam dört kez Cumhurbaşkanhğı Saraymı basarak Devlet Başkanım kaçırmak ve Anajasayı iptal ederek yenisini çıkarmak girişimlerinde buJunmuşlardır. Degiştirilecek Anayasa ile parlamenter rejime son ve rilecek ve Başkanlık rejimi llân edilecekti. Bastınlan veya suya düsen hü kümet darbeleri hakkında kesin bilgiler hiç bir zaman öğrenilemeyecekti. Ancak resmi belgelerde belirtilen tehditler, ileri siyasal güçlerin temsilcilerine gereken güvenlik tedbirlerini de al dıracaktı. Birkaç aydan beri de zincir, demir çubuklan, elektrik gitarlarıyla donatılmıs gençlik gruplan sarayın önündeki büyük meydanda volta atıyorlardı. GUn lerini devrimci marşlar, ya da pop konserleri ile geçiriyorlar. Gecelerı ateş yakarak ve nöbetciler dikerek kamp yataklannda uyuyorlardı. GUnün birinde, Cumhurbaşkan lığı Sarayı muhalızlan grev ilân edeceklerdi. Nöbetçilerin kulübe lerini terkederek silâhlannı da yere bıraktıklarını gören. iki bin kadar genç en ufak direnişle kar şılaşmadan saraya girmışlerdl. Baskan Leone bu <istilâ> karşısmda, Paris'ten gelip Versay Şatosuna giren baldın çıplakların Kral 16. Louis'ye yaşattıkları dramatik saatlerin geldıgını sanmıştı. Ancak tarih pek ender tekrarlanır. Komandolar başkanlık dairesine girecekleri yerde Quirinal Köşkünün meshur bahçelerinde bulunan ve Coffee Hou se diye bilinen pavyona gideoek lerdi. Çadırlannı kurup kamp yataklarını da yerleştirdikten son ra orada kalacaklardı. Grevin so nunda saraya dönen muhaıızlar ise herhangi bir müdahalede bulunmaktan kaçmacaklardı. KomHndolarla Başkarun aynı çatı altında yaşaması birden zor laşacaktı. Quirinal'in mutfağı, aynı yemek menü'sünü isteyen iki bin ek davetliyl doyurmakta «orluk çekiyordu. Komandolar keyif çatmak için degil, Cumhur başkanının güvenliglni herhangi bir hükümet darbesine karşı korumak için orada bulunduklarım iddia ediyorlardı. Bu arada Bas kan Leone'nin esi Donna Vittoria ise kız ve erkek komandoların, hatta erkek komandoların kendi aralannda. ikâmetgâhlarının bahçesinde. hem de muhaftî larımn gözleri önünde birleşmelerine tanık olmanın Cumhuriye tin Bir Numaralı Hammının soy luluğn ile bagdaşır bulmuyord'J. Durumdan en fazla tedirgin olan Baskandı. Hoşgörii sahıbt ve geçimll bir insan olan Leone, bu barışçı işgale belki ayak uvdurabilecekti. Ama Coffee House yönünden gecenin geç saatlerıne kadar duyulan elektrogıurların gürültülenne dayanamıyordu. Kaldı ki. Napoliten şarkılara vâ kı£ ve de nâçız bir tenor olan bi ri için bu müzik son derece fatsızdı. Başkan bir firar planı kurmaya başladı. TBrih kitaplannı karıştırmaya başladı. Kral 16. Louis'nin, Tuileries Sarayı'ndan kaçısını inceledi. Fransız Kralının düştügti hatalardan haçınmaga çahstı. Kral 16. Louls gece vaktl kaçmıştı. Çünkü Tuilerıes bir mapusane gibi korunuyordu. Bu nedenle 16. Louis ile Marie Antoinette gece yarısı kaçmak zorunda kalmışlardı. Oysa Leone bir bgle vakti çıkıp gidebllecelctı. Sarayın bahçesindeki genç ko mandolar bütün sririşleri kontrol ettikleri halde çıkıslara bakan yoktu. 16. Louis ile Marie Antoinette, Tuileries Sarayınria hizmetçi KIlıgında kaçmışlardı. Donna Vi»toria ile Giovanni Leone ıse ou türden çözümleri Kendllerine yakıştıramıyorlardı. l'zak bir yere kaçıp sığınmayı da iBteımyorlardı. Yolculuk sürdükre tehlike artabiıecektı. Bu nedenle yuirinal Sarayından vedi kılometre uzaklıkta bulunan Monre Mariodaki Vılla Madame'a karar kıldılar. Kaçışlannda kullanaeaklan araç da bir sorun olmuştu. Benzin fiyatlarınm artmasından berı bısıklet kullanmaya başlayan Romalılar utukta »ordüklen bakanlıklara ait oüfün arabalara hücum ediyorlardı. Ne Bnşkan. ne de Donna Vıttoria köşkten taksi ile, ya da yaya olarak veya bisiKİetle çıkamarlardı. Kaldı Ki televizyonda sık sık görünen Leone ile yakınlannın volda tanmması çok Kolaydi. Sonunda. tarihe «Gianco harekâtı» olarak geçecek formül bulunmuşfu. Başkanın oğııilarından Giancarlo Leone Gumhur(Uevamı V. Saytada) GARTH . BU MABA DOBN DiŞi BOND R I.LE OfBME ISjLE DOSTUMUZ 9A SANİOOO BKZI BfUSl'l£ VA<4£>a YAVAŞ VEClLEH MD1BJLEH BASABIU |SUXS1L OLUVOQ B U DAL BOTA Kl'Mt'N B E y İ N OA1CASINI y E C L t / ONU 8 U L A S l ' n y Q « A OB. Mi'Ç $ ^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear