Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
u yazıyı, ben yazmak ıstemezdim. îsterdim .yıiarı her gün biraz daha artan, şöhretlerı, ;ün biraz daha behrgınleşen genç bilgirüer, onuyu ele alsınlar. Örneğin, şimdi görevde Üruversite hocaları, çağın ve tarihin gerrini de ortaya sererek, memlekette iktidarı ıde tutar görünen, ama onu gıttikçe yıti;örev sahiplenn;, koştukları uçurum yollauyarsınlar. Bir taraftan •miiietı bölüyordıye mılletı ayağa kaldınrlarken, diğer taı, millen yalmz bölmek de değil, yarın lerinin de önleyemeyecekleri çatışmalara dızgin koşturan bu sommsuzlaşmış sorum, tuttukları bu yolun akibetinden, açıkça dar etsınler. Onları, tarıhin ve çağın gerr;nı dile getirerek, mantık ve sorumluluk ına çağırsınlar, ma ne var kı, bugün gerçek aydın siyaseışındadır. Kendıni, bugün, bu kadar insafsoysuzlaştınlan siyasi sefaletin, tamamiyle la tutmaya çalışmaktadır. Özellikle, 12 müdahalesınden sonra o kadar ümit bağjı «doğru yola döniiş ve çağdaş düzene yögenç fikır ve arastırma kadrosunda, delayal kırıklıklan yaratmıştır. Hele, halâ çozulemeyen bir terör ve işkence sistemi:r.eliş ve buna, tarihimizde öraeği olmayan .aygısızlakla, tarafsız bir gücün vasıta kıbugünkü aydın küskünlüğünün, ana sennden biri olmuştur. ma biz yarın, fikir, eylem ve memleket srı ile çağdaş siyaset alamnda, kendilerini ye ataralc, bezirgân ve sorumsuz politikaaktıf siyasetten siıecek gerçek aydmlann ceğıne, gene de inanalım. Yoksa bu tari•ngâmede sagduyu, büsbütUn ümidi yitirir lemleketi suların akışına, büsbütün kaptı rçek Aydınlar Çoğunlukla asetin Dışında: OLAYLAR VE GÖRÜŞLER d« p&rlamento kürsUlerlnden, perti congre ve toplantılanndan, mahalle ve köy lcah^lenne kadar halka, hem de hiçbir Itomünıst gayretıtıe lüzum kalmadan, bu adı, bu akımı. bu korkuvu yaymak için, bilerek veya bılmeyerek. gece g^lndüa çahsmakta, birbirleri ile vans etmektedirler. KOMÜNİZMÎ YAYMAK Şevket Süreyya AYDEMiR nı unutmuş. önce çağrılan cinler ıse, boyuna, üremişler. Dağı taşı, yeri göğü sarmışlar. Cin eibaşı ne yapacağını şaşırmış. Ama cinlere, mutlaka kurban Uzım. O zaman, olan olmus ve cinler, tabii cincilerin üstüne çullanmışlar. Bu hikâyeden alınacak b»zı dersler var. Bir ülkede, sorurnsuz güçler yaratırsın. Ama bir gün bu sorumsuz güçiere hakim olamazsan, on lar o zaman, kendilerini yarat&nların başlarını yerler. Şimdi bizde de, sorumsuz bazı cinler sahnede görünmektedirler. Ve elbette kı. bu so runısuz güçiere hakim olduklannı zanneden ba zı sorumsuz insanlar da var. Fakat hiç süphe yok ki bu gidiş, ne memleket, ne cinler, ne de cınciler için, iyj sonuçlar getirmez .. lanan ve sonra dağlan taşları aşıp. yurdtın en sapa köşe bucaklarında da yankılar yapması tabii olan bu formüiun, komünızmin propoganda edebıyatında da, çok önemli bir yerı ve bir de adı vardır. Daha yukarıda, benim yazmak ıstemediğimi ka> dettijım ve biraz aşağıda da, bugünün gidışatı içınde niçin yazmaya mecbur kaldığımı kaydedeceğim. bu konunun sanıyorum ki, artık büinmesi lâzımdır. Bakın niçin?. Evet, bir ülkede komünizmin en büyük ve güçlü bır akım olduğunu yazmak btzzat komünizmin de en güçlü sılâhıdır. Bir ülkede komü nizmi duyurmak, yaymak ve yerleştirrnek için bu propoganda, gızli veya aşıkâr mücadele usullerinin, en önemlilerınden biridir. Haydi bu siyasete verilen ve bu propagandanın taktik ve strateük ana yöntemlerini de ifade eden ismi, gereksiz olduju ıçın açıklamayalım. Ama bu eksiklik onun önemini belirtirken. konuvu hiç de önemınden u/aklaştırmaz. Esas judur: Bır ülkede komünizmin sözü dahi yaypnlasmamış sa, ne halk, ne de basın bundan hiç söz etmi yorsa. o zaman şu veya bu ıtsullerle onu duyurmak. komüni7m propaganda^ının, temeı şartlarından biri olarak ahnmaktadır. Çünkü ancak bu yoldandır ki. halkm ru hunda ve bilinç altmda komünizm korkusu. hiç farkına varılmadan birikir, güçlenir. Böyîece de halkta, gene farkına vanlmadan. bir ruhi teslimiyet hazırlıgı yaratılır. Bu ruhi teslımıyet, gene farkına vanlmadan. kitleleri daha önceden, birşeylerı bekler hale getirir. Konuyu, daha fazla derinlestirmiyorum. Ama işte sımdi bızde. komünizmle mücadelenin, ya ticaretini, ya siyasetini yapanlar, hem Bunu Niçin Yazıyorum? Çünkü hiç lstemediglm halde ve gidisaün gerçekten yöneldığı macera ve tehlikeleri görerek, önce, faydalı sandıgım bır uyarıyı yerine getirmek ıstîyorum. Sonra da, kendilerini. çağdaş ve ilericı bir Mılli Kurtuluş Hareketinin idealist savunucu ve yorumculanndan sayan, o hareketin bugün artık dondurulan. inkâr edilen, hem devrimcı. hem evrimsel kudretine tnanan kuşağın bir mensubu olarak. bu geleneğe karşı çıkanîarla mücadeleyi. bır görev sayıyoraz. Sonra şu gerçejh de belirtmek ıstiyorum ki, bugün memlekette ve dar bir aydın kadro dışında, ne «Ben komünıstim!» diyenler, ne «Sen komünistsın!» diye onlara saldıranlar arasında, aslında, bilimsel bir kavram anlayışı yoktur. Hiçbir mahkeme de. bu anlamda n« bir gerçek komünistin varhtını ve sistematik faaliyetini, ne boyle bir akıma, bir kuruşluk bir dış yardımı. ne de iki satırlık bir yabancı telkin, tesir ve direktifi ortaya çıkacak tek bir hüküm vermiş değilrtır. Milletlerarası komünizm müdahalesi ise. havada kalan bır elsanedir. Bütün hükümler. aslına niifuz edilmeyerek yürütülmüs günlük eylemlerin detaylanna dayamr. O halde varın bu memleket, bu köksüz geüşmelerle oluşan hir kavgaya sürüklenirse bilınmeyen, anlasılmayan bir vehim veya CİA ovunu yüzünden alevlenecek bu kavga, gerçek bir kördöçüşü olacaktır. Bu tür kördö£üşlerinin örneklen Ortado*u ile Güneydogu Asya ve Giin«y Amenka ülkelerinrie görülmüstür. Gerçek şudur kı. çagımızda komünizm elbette ki vardır. îhtılâllennı yapmış, rejimleri çok kan pahasına da olsa verleşmi; ve neredeyse dünyanın yan nütusuna yakın kısmını ele almış bir nizamdır Hem komünıst olmayan. hem kendilerini kapitalıst saymayan üçüncü dünva ülkeleri de düşünülürse. komünizmtn yannki dünyadaki yeri üzerinde bilım^el araştırmaların bizim tçin de ve çağdısı kalmamak için, çeşitli yönlerden ıneelenmesı. bilinmesi gerekir. Ama biz bugün burada bunlan. biraz da istemeyerek yaaarken amacımız ne bır övgü, ne de bir yergiye kapılmadan. sadece bu yersiz. sebepsiz telâslar karşısında. fizelliklp ileilileri. kapıldıkları hatalı yolda sadece uyarmaktır. Mahzun, Sarı ve Suskun. SADUN TANJU ait Faik'in «Müthlş Bir Tren» n:kâyesınde kıraathanenin camı önünde oturup nargile ıçen iki yaşlı arkadastan biri, rüyasında mı yoksa nülyasında mı geçtığmi bilemediğı bır olayı anlatır ötekıne. «Küçük bir lstasyonda tren bekliyorduma der, «yağmur dıırmadan yağıyordu, bekleme yrıtndeki Insanlaruı hepsf mahzun, hepsi san, hep«t sükuti idl..« Metin Erksan, bu sarı ve suskun Insanlara öbür dünyalı bır görünüm vermek için hepsıni dondurmus bir hareketin. bır bakışın yakalanışında; ve Sait Faik'i, eski Istanbul'un varlıklı evlerinde bulunan Ayvazosld tablolannda olduğu gibi, karanhk ürkütücü ve dünyadışı bir yaşamın yazarı imişçesine yorumlamış. S HANGiSi? Bir sinema yönetmeninin bir hikâyeden bir film yapma isteği başka şeydir; bir hikâyesini alıp o yazarı sinema sanatının olanaklanyle yansıtabilmesl başka şeydir. Televızyonda seyrettiğim «Miithiş Bir Tren» bu nedenle Sait Faik'i değil. Metin Erksan'ı yansıtıyordu. Sinema eleştirmenlen herhalde onun yapımı üzerıne düşünceîerinl söyleyeceklerdir. Ben sadece şunu belirtmek istiyorum. Amaç, sinema sanatı ve televizyon aracılıgı ile bazı hikâyecl ve romancılarımızı seyırciye tanıtmaksa, kişisel yorum ve zevkı bu derece öne çıkarmamak gerekir. Yok eğer Televizyon Türk sinemasına bir olanak tanımış da. saygın yazarlann eserlerinden kaliteli filmler yapabilmeyi denemeye kalkışmışsa. sonradan filmin nasıl çekildiğini gösteren kısmı eklemekle erken bır öğünme payı çıkarmıştır ki, kanımca bu da gereksizdir. Kaldı ki, dostumuz tsmail Cem döneminin yetkili televizyon adamlarından Halfik Şahin, konunun «Türk edeblyatına ait bir takim temel ve nelirli deçerlfrin ekrana getirilmesi» oldugunu, yapımcanm da bu amaçla hareket ettiğini bir yazısında belirtiyor. Demek ki: «Müthlş Bir TTTTI» edebiyatımızın temel ve belirli bir değeri olarak seçilmemıştir. Amaç. Sait Faik'tir. Öyleyse, Sait Paik'i başka dünyalarda dolaşan mistik bir yazar olarak göstermek doğru bir yorum olmamıştır. Ruh Çöküntüleri Yaratmak: Bu arabaşlığı; halkta ruhi teslimiyet yarat mak şeklınde de ifade edebiliriz. Çünkü bir memlekette söz sahibi olanlar, memleketin günlük meselelerinde bıle görüşbirüğine varamazlarken, bir gün hepsi de bir tek tehlike formülünde anlaşırlarsa, demek ki ortada, mertr leketın ası! derdi artık keşfolunmuştur. Nıtekım bugün Türkıye, böyle bır beyanlar bombardıı manı içındedir. Bu beyanlara göre. Türkiye'de, tek, büyük ve boyle olunca da en yakm tehlike komünizmdir! Su halde ve bu söz sahiplerine göre. memleket halkı, demek ki ikiye bölünmüştür. Ve bu bölüntülerden biri, ülkede tek. büyük ve böyle olunca da en yakm tehlike teşkil edecek kadar güçlü olan komünizmdir' Fakat durum. acaba gerçekten böyle midir? Çünkü bu madalyonun, bır de ters tarafı var. Bakm nasıl? Fizde en yüksek makamlarla. en yetkili kürsülerden, gece günriüz aynen tekrar ıcinin Hikâyesi: onumuza ilk önce. bir masalla girrnek isız. Masal şudur: Bir Cınci varmış. Biıtün lerin de başıymış. Bır nızam kurmuş. Etla mıllet ne zaman biraz kımıldanırsa. he<Cinleri çağırma, duası.nı ofcur ve sığındıknagaralannda beslenen, emir bekleyen cinemen bu mağaralarır.dan fırlarlarmış. Cini!e bbür Cir.cüerin emrinde, ne denilir.parlarmış. Iş bıtince Cincibaşı. bu sefer Hinleri geri gönderme duası»nı okur, cins mağaralanna gızlenirlermiş. Ama bir gün Daşı, her nasılsa bu geri gönderme duası BAŞKA BiR DÜNYADA DOLAŞMAK Ama Insan bazan başka bir dünyada dolaşır gibl oluyor. Istanbul'un göbeğinde iki büyük çarşı cayır cayır yanarken. baktım, insanlar, Sait Faik'in «Müthiş Bir Tren» hikayesinde olduğu gibi mahzun, san ve suskun idiler. Konuşmuyorlar, sadece bakıyorlardı. Aralannda dolaşırken bazı fısıltılar duyuyordum. Sessizlıği bozmadan blrbirlerine düşüncelerini söylüyorlardı. Kimine göre bu bir «hesap temizleme», «defter dürme» idi. Maliye Fakanının önceden haber verdiğl kalabalık denetleme ordusundan bir çesit kaçış. saklanış, aklanıştı. Mahzun san ve suskun insanlar, bu çarşilarda ber çeşit mal gibi her çeşit hllenin, kacagın. kanun dışı sömurünün kol gezdiğini konuşuyorlardı fısıldaşarak. Bir taşla iki kuş vururlar. hem sigortadan zarar zıyanlannı alırlar, hem de devletin denetiminden kurtulurlar dıyorlardı. Bazılan ise işin içinde profesyonel bir kundakçılığın bulunduğu düşüncesinde idüeT. Yavaş sesle, şehrin her taraftan rutuîturulduğunu haber venyorlardı çevrelerindekine. Yüzler daha da saranyor, bakışlar daha da donuk, korkulu. paniğe hazır oluveriyordu. Olağanüstülüğü duyuran sirenleriyle kırmızı yangın arabalan insanlan yara yara dar sokaklara doğru ilerliyorlardı. Sular akıyordu yollardan, alevleri ve ateşi okşamıs sular; ve Metin Erksan çekseydi bu sahneyi, kan oluverirdi bunlar. Bir gazeteci çocuk, heyecan avcısı küçük baskılı bir sağ gazeteyi, o suskunluğun üzerinde dramatik etkiyi arttıran bir sesla bağırarak satmaya çahşıyordu: Gürün han neden yandı?. Yangınlar neden söndürülmüyor?.» yıların TAY AKBAL Evet Hayır EKUNOMİK SPAZM ışığm enfliısyonu ve dığer renklerdek! ışıkların çevresel. askeri, sosyal, kültürel ve dünya olaySOSYAl FARKLILAJMAUR, TAKASA OONL'JU GETiREBilECEK BiR larını yansıttığı kabul edilirse: ENFLASYON TEHLiKESi. YENi ÖNLEMLERi VE SÜPER • ENDÜRTSiYEL spazmodik bır ekonomide, bu ısıklar fesadüfi olarak ve o kaULUSAL EKONOMİK POLiTiKALARIN IZlENMESiNi GEREKÎiRiYOR. dar çabuk yanıp sönmektedirler kı, hiçbir hükümet politikası bun ları izleyememektedir. Ekonomik spazm. dünyada politik değişmeDr. Türkân ARIKAN lere ve dünya ticaret sisteminde yıkıntıya neden olabilir. Spazmod>k bir ekonomide süperenflâspara miktanndan değıl; fakat, Hatta. takas'a dönüs bile gerekeyonist ve süperdepresif güçler paranın el değıştırme hızından bıhr. ayni anda ortaya çıktığından, yuda etkilendiğini anlamışlardır. kardaki bunalım senaryolanna 6»Mİİ*ıtiriltft bUMİım ıcniryoUrı Nıtekim, para bir cepten diğeriiki tip daha eklenebilir: 6) Selek1929 bunaiımuiin tekrarlanmane ne kadar hızla geçerse, harSon yıllarda hemen her yerde camaların sevıyesi yükselir; bu yacağı demek. bunalım ortaya tif bunalım: Bazı sektorler gerisorulan soru çudur: «Dünyada nedenle, paranın belli b\r sür« çıkmayacak demek değildir; an lerken, ajTii anda bazı sektörler 1929 bunalımı tekrar edebılir csk, ortaya çıkacak bunalım, 1929 ilerler; "!) Hareketli bunalım: Bumi?» Hayır. Çünkü, bugünku e içüıde el değiştirme hızının arbunalımından çok farklı olacak nalım bölgeden bölgeye, şehirden ayn«n .para ara arttırılmış konbmik sıstem, geleneksel ekotır. Nitekun, futurist BiUy~Rojas, şehıre çabucak geçerken; enfıi bır etki yapar. Ayni şekilde, lasyon artışı da hemen arkadan nomik gdrüslerle açiklanamavaaşağıdaki bunalım tiplerinden itlı ve kMÖili «atışJar da, ek cak denn bir oluşum içindedır. söz etmektedir: n Kısmi VS'par veya önden gider. Bu yüzden; önümüzdeki yıllarda satın alma gücü yarattığından, ça parça bunalım: Boyle bir buEkonomik spazm kririyle saortaya çücabilecek ekonomik bu benzer bır etki yaratır. vaşta iki ilke gözönünde bulunnalımda çeşitli sektorler farklı Geçmışe benzemeyen böyle bır nalımların geçmiştekilerden fark durulmalıdır: zamanlarda gerıler ve yükselir; lı olacagında hiç şüphe yoktur. ekonomik sistemle yüzyüze bulu 2) Uyuyan bunalım: Böyle bir a) Çevre koşullannı ve yan etnulduğu dikkate alınarak, gele bunalım. durumun yavas yavaş 1929 deneylerinin gelecek için kılerinı unutarak, sadece iş ve rehber olamıyacagını gösteren bu cekte karşılaşılabilecek durum kötüleşmesi ve bütün ekonomiyi kâr sağlamak ıçın yalnız ekono olusumlar ve etkenler söyle özet lar, aşağıdaki senaryolarla ortamik tedbirlerle yetinilmemelidir. etkilemesıyle ortaya çıkar; 3) Silenebilir: ya konulabilir, Çözüm aranırken, sadece para hirlı formül bunalımı: 1929 tipi arzı, ücretler, fiyatlar ve öde. bunalıma benzer; ancak, hemen 1) Bu yeni ekonomik sistemSüper • EnfUsyon stMrytsa meler dengesi defil; fakat. fizikhemen başladıgı anda sona erer. de ulusal düzenleyici mekanizsel ve sosyal çevre de gözönünSuperenflasyon senaryosunu Çünkü, hükümetler gerekli anda malar, uluslararası gerçeklerle de bulundurulmalı: kıt kaynakçözüm getirememektedir. Cün ortaya koyabilmek için, herşey gerekli tedbirleri alırlar; 4) Süper ların kullanılması, eğitim, kültükü, çok uluslu şirketler giderek den önce 1923 Almanya'sına göz çöküş: Herşey birden yıkılır ve büyümekte. dünyaya vayılmakta atmak gerekir. Bir dolann karşı işsizlik oranı ' ı 55 veya ~« 50 rel yaşam, taşıma, haberleşm© ve benzeri sorunlar birlikte ele ve dünya üretimine hakim olmak lığı ocak 1919'da 9 mark iken, olur; 5) Armageddon bunalım: alınmalıdır. tadırlar. Nitekün, 1930'de çok ocak 1920'de 65 mark; ocak 1923' Bu bir dünya savaşının izlediği uluslu Amerikan şirketlerinin di de 495 mark, temmuz 1923'de kısa süreli bir bunalımdır. b) Geçmiş yeniden elde edileğer ülkelerinaeki yatınmlan 1^ 350.000 mark; ağustos 1923'de mez. Teknomani. teknofobi veya Ek«Sp»ım SMaryoM milyar dolar iken. 1968'de 65 mil 4.620.000 mark ve kasım 1923'de kırsal hayata özlem, dünü geri var dolara yükselmiştir, 1973'de 4.200.000.000.000 mark olmustur. Gelecekte, enflasyonla, bunagetiremez. Her krizin yeni bir îırçok uluslu 140 Amerikan sirke Bugün dünya ekonomik siste lımla, iflâsla veya durgunlukla sat yarattığı düsünülmeli ve buntinin satış rutarlan 380 milyar mi birbirine son derece bağımlı değil; fakat, yukardaki senardan yararlanılmahdır. dolara ulaşmıştır (5,7 trilyon TL). bir durumdadır. Nitekim, bir pet yolardan temelde çok farklı ve Şu halde, geleceği karşılayısta Hatta, çok uluslu tek bir şir rol ambargosu, veya petrol ya da çok daha kötü olan «ekonomik ve geleceğe geçişte bazı stratejiketin. ekonomik olarak, içinde şeker fiyatlannın birkaç katına spazmnla karşılasılacaktır. Ekolerden yararlanılabilir. Şöyle ki: faaliyette buhınduftu Ulkeden çıkanlması, pek çok ham madde nomik spazm, zıt güçlerin çarpış 1) Çok uluslu şirketîer gibi etdaha büyük olduğu durumlara fiyatının yükselmesine neden ol tığı: ulusal bir ekonomıdeki krirastlanmaktadır. ömeğin, Gene makta; çok uluslu şirketlerin ve zin bütün dünyayı etkilediği; sü kisi büyük ekonomik güçleri kont rol etnıek suretiyle global ekonoral Motors'un satışlan Güney ya sendikaların herhangi bir kaperenflâsyonist güçlerle süpermi sttbilize edilebilir. Bu itibarAfrika'mn GSMH'sından: Ford' ran bütün dünyada enflasyomst la, çok uluslu sirketler, dünyaya un satışlan Avusrurya'nın GSMH etkiler yaratabilmektedır. Bunun depresif güçlerin ayni anda ortasmdan ve Exxon'un satışlan Da içmdir ki, bugün 1923 yılmdaki ya çıktığı; batmak için sadece be yayılmış bankalar ve Eurodolar lirli kritik olaylann ortaya çıkıuluslararası kontrol» tsbi tutulnımarka'nm GSMH'sından daha fazladır. Bu yüzdendir ki, çok ne benzer bir durum ortaya çı sını bekleyen hemen hemen uçumalı; çok uluslu şirketlere uykarsa dünya para sistemi çöker; rumun kenanna gelnüs bir ekouluslu şirketler ülkeleri baskı gun vergiler getirilmek suretiyle bir ülkede belirecek böyle bir nomik durumu yansıtmaktadır. altmda tutabilmektedirler. Niteyerel şirketlerin bunlarla rekakim, tngiltere'de Pivat Komis durum bütün dünyayı etkiler. Kırmın ışığm durgunluğu, yeşil bet edebilmeleri sağlanmalı: bunyonu, Shell sirketinin satış iıyatlara karşı işletmeler, sendikalar, larının *.'t 50 oranında yükseltiltüketici birlikleri ve diğer kunımesine karşı çıkınca; sirket înluşlar işbirliği yapmalıdırlar. giltere'de s^rıs vapmamakla pözBÜTÜN TÜRK AYDINLARININ KİTAPLlGlNDA 2) Daha az kaynak kullanmak dajı vermeğe çalışmıştır. öte BTJLUNMASI GEREKEN BU ESER, HER ZAMAN suretiyle daha çok hasıla sağlayandan, bu güclü jirketler, ülBAŞVTJRTJLACAK BÎR KtTAPTIR : mak amaç olmalıdır. Az enerji kelenn dış politikalan Userintüketen, az hammadde kullanan de de etkili olabilmektedirler. veya çevreyi hiç kirletmeyen kuruluşlar vergi veya diğer teşvik 21 1929'da Eurodolar yoktu. tedbirlerinden yarariandırılmalı; Oysa. günümüzde merkez banbesin maddeierinin ve diğer hakalarının hiçbir kontroltl Olmay«tî malzemelerin «tok edilmeledan ve hatta fiilen el deftiştirmerini sağlamak Uzere, kamu ve den 50 mılvon dolar tngiltere'ye özel kesim tartışması dışında, veya rransa"ya girebilmektedir. bu stoklan yapan kuruluşlara Bugün, ulusal mekanizmaların malzemeleri kullandıklan anda kontrolünde otmaksızm 180 mildeğil, satın aldıklan anda gider yar Eurodolar dünya para sisteyazabilme olanaklan sağlanmaUminde elrit cynamaktadır. Kaîdı dır. ki, Eurodolar bir ülkede enflasyonu etkilevebilmekte. ödemeler 3) SOper endustrilesrne istir». dengesini deftiştirebilmekte: didam politikası izlenmelidir. Örjier bir ülkede ise, bu Ulke par»neğln, hismet merkezlerl kurulasının deSerinın dUsmesine neden bilir. Bu merkezler işsizlere iş olabilmektedir. sağlamak yerine; issizlerin ener. ji ve yeteneklerini gözönünde ru3) TUksek teknolojl ülkelerintarak en az parayla, daha çok iş de sosyal farklılasma da çok fazve daha çok hizmet sağlayabileladır; yeni ugrasüar, sosval güç ler, alt kültürler, çıkar grupları. cek projeleri saptamalıdırlar. bölgesel farklar, kırk yıl öncesiy4) SUper endüstriyel bir ulule kıyaslanamayacak ölçüde artsal ekonomik politika izlenmemıştır. Bu da çok karışık bir lidir. Böyle bir sistemde günü ekonomi yaratmaktadır. gününe ve anında kararlar vermek gerekebilir. Bu nedenle, ör4) Bugünün «hızlanan temneğin ülke çapında politika sapposu» •orunlan arttırmaktadır. tamak yerine; hükümetler, bölBir taraftan, teknolojik ve sosgesel ve yerel ekonomik ve sosyal değişmelerin temposu hızlanval planlamalan teşvik etnıelimış, örgütsel ilişkiler ve planlar dirler. büyük bir iux içine girmistir; diğer taraftan, kredi ekonomin ge5) Uıun vadeli düşünme ve lişmiş, Eurodolar piyasasının bügelecek bilinoi içinde çalışılmayüme hın saşırtıcı ölçüde arthdır. mıstır. öyle ki, bu para ve kreNe dersiniz? Kısaca otetleyedi kaynatı, 1965'de V 25, 19«9'da » rek aktarmağa çalıştığım bu ki• t 50 ve 1973'de • 37 oranında • • ' tabında yazarın; polirikacılarfl, yıllık bir artış gösterimştir. ötedevlet adamlanna: ekonomistleyandan, bilindıği gıbi bir toplumre, büim adamlanna; ikletme 20 yazarın uzun çalışmayla hazırladığı bu yıllıkta, bir yıllık da para miktan, satısa arzolunan vöneticılertne. sendıkacılara, B Ç Türk Edebiyatı bütün aynntılanyla derlenmiştir. mal ve hizmetlerden daha hızlı rencilere ve sade vatandaslar 912 sayfa 60 lira. arrınca enflasyon ortaya çıkar. olarak bizlere ulaştırmak istediBu nedenledir ki, hükümetler Dağitım : TEKtN YAY1NEVİ ğı baa mesatlar yok mudur? par» arzını kontrol etmek isterler, Ancak, artık ekonomistler, 1) Alvin Toffler. The Eco. ulusal bir ekonomide fiyatların Sputn Report (Banıam Books, seviyeciDJo sadece t*davüidakl (Cumhuriyet; 10428) 1975). «Spazmodik Ekonomi». «Şizofrenık Ekonomi» ve «Hısterik Ekonomı»: İşte. son yıllarda dünya ekonomik sistemim tanımlavan kavramlar. Hemen bütün dünyada ilgiyle okunan «Gelecek Şoku» (Future Shock* kitabının yazarı Alvuı Toffler. bir yıl süreyle dünyayı dolasmış; çeaıtli ülkelerde çeşitli kişilerden bilgı toplamış, istatistik verilerden yararlanmış ve yeni bir kitap vazmıştır (1): «Ekonomik Spazm Raporu». îşte bu yazıda. bu kltaptaki fikirleri özetleyerek Cumhunyet okurlanna aktarmaga çalısacafeım. ÇOK UIUSLU 5İRKETIERIN GiOERfK BÜYÜMESi. EURODOUR. nlük satı?ı bes bin. O da gerçek rr.l de*il mi. belli rtegil. endilert öy)e demisler, biz giinde beş bin ıcazete satıyouz. işte beleeler! Ama o belgeler nasıl sağlanır, onu ner)ilir. Neyse. vaısın b«ş bin satsın. Daha asağı satış f.â*restni ilândan pay alamaz. Bir alt sının var bunun da .. im ki bes bin satıyor her gün. Bir de aldıjjl ilânı göre9 zaman şaşırıp kalırsınız. Bir milyon üç yüı bin liradır resmi Uan geliri o brs bin satan gazrtenln!... Varlık Yıllı|ı»nın bn 19*6 sayısında Prof. C.O. Tülen«İH bin yüına çeyrek kala 1975'ler Türldye'sl ve geli$me ıltulan» adlı bir incelemesi var. Her zaman olduğu fibi îfil sayılan konuşturmuş. tstatistik oranlan «Tfirkiye' iosvo^konomik ve kültürtl kökenli bazı sorunlannı» f'âznüne seriyor. Tüiengil basın yavm hayatını, yollarda ;ezen ölümii. »on geçlmlerin, son sayımni »onuçlannı ıra dayanarak föz önüne seriyor, ayrıca iki bin yılının ısına «Akıl yolunun rutulmasu sonucuyla nlasüacaeını .ijor. Öyle görünüyor ki insanlık bir yol ayrımına doğru llerıctedir. Ya bilimin ve teknolojinin bütün olanakları ırk, ulus (arkı gözetmeksizin bütün lnsaıüarın mntlulufu harcanacak, yibyıllardır özlenen «ürekll bans ve refah gerçekleştirilecektir, ya da dünyaya egemen olmak ve ı kaynakları eline geçirnıek isteyen ldeolojik bir egoizme ıçacak, atom savaşiyle yeryflzünü, yeniden başlanfiç noka, yatıi «Sessiı dünyaya dönüştürecektin diyor Tütenn sonunda... ki bin yüına daha ylrmi beş yü var. Türldye çeyrek ruz> u uzakta 2000 yılından, yoksa daha da mı çok aradaki uukL>Sarlığın 1975 inci yılında sayabillr miyiz kendiııuzi, ımca, ulusca, bir bütün olarak?... Hiç sanmıyorum. Tüıl'in jalnız o basın ve yayın bölümünde verdiğl oranlar, ır yetiyor çağunızın çok gerisinde kaldığunıza... îeçen gün oturup saydım, Istanbul'da çıkan yirmi kadar e var ki çoğunuz belki adını duydunuz. ama bir kez biinize almadınız. Adları saymakla bitmez. Hepsi en aı bes Katış yapmak, ya d» yapaı gorünmek zorundadır. Bunu Urlü yollardan sağlar, daha doğrusu bu görünümü terir. bin tane bile satmaz bunların çogu, belki basmaz da... nm istediği kadrolan da yoktur, varsa da bu ancak kâğıt ıdedir. Basın Uan Kurumu bu işle ilgilenmek için kurul.ur, ama ilgilenir mi, görevtrü yerine getirir mi? Getlrse • olmazdı, satışsız gazeteler birbiri ardına ortaya çıkiı. Doğrusu nedir bilir misiniz, bu satışsıı gazetelerin hehepsi sağcı, a^ırı sağcı partilerin organı durumnndadır. ıman isin içine politika girer. girdi mi de, ne yasalar Uyıır. ne de açıkgözlükler önlenir.rütengil, «Kültürel bir gösterge olarak basın ve yayın haIA alişkin sayılan, niccliklerin yanı sıra nitelikleri de ıtmaktadır» diyor. Bize ağustos 1975'teki gazetelerin rps»atış listelerini veriyor. Buna göre •Cumhuriyet», «Milli• Günaydın», •Hürriyet», «Tercüman» gazeteleri yüz bini, üç yüz blnl asan bir fatıs yapmaktadıriar. Onlann dıi kalan iki gazete de yirmibin satıyor, geri kalanı on ya >eş bin satışı aşamamaktadır... Bu gazetelerin aldıkJarı ilân parasını incelemekte yarar Ku ilânların büyük bölümü •Rrsmi ilâna dayanır, bunu ıııamalı... Tütengil'irı verdiğl çizelgede bes on bin satıs rrmi>. gerçekte bu kadar satış yaptığı da çok kuşkulu gaer hir milvonu geçen iki milyona varan yıllık Uân geliri rimaktadırlar. Yüzbinlerce satış yaptığı kesinlikle belli eazeteler kadar devletten ilân parası aüyor bu gazeteler'.» en. niçin? Bir kültür yardınu desek, o gazetelerin kültüliçbir katkılan yok, hatta zararlan var. Öyleyse, hep parik hesabı, politika oyunu... tki bin yılına çeyrek kala «basra ve yayın» hayatunızın göüsü boyle işte... Ttitengil sözü uzatmamış, uxun yorumflrijmemis «Dikkatli okuyucular iki çizelge araaında balağıntılar kurabüirler» demiş yalnız... Sayüar fiyleaine anL ki söze gerek yok. Herşey, bütün gerçek ortada... ı BİR MASAL GiBi.. r * Sultanhamam yöreslnl yoğun bir dumanla geceye döndüren yanğmın" içinde" blrer masal kahTamanı «ibi koşuşarı itfaiye erlerine bakıyordum. Bu kadar çok yangın çıkancı varken söndfirmek için oradan oraya koşusmalan, bana, Sisifos efsanesindeki çabavı hatırlatıyordu. Merdivenler kuruyorlar, hortumlar döşüyorlar ve baştanasağı ışık kesilen binalara. yüzlerinde ter, bıkıp usanmadan su sıkıyorlardı. Boynundan yafcalanmış dev yılanlar gıb» titriyor, sarsılıyordu hortumlar. Alevler bir süre susamış ağızlanyla kana kana içiyorlardı suyu ve yatışıyorlardı. Sevişme sonundaki doygunluk gibi bir şeydi yangınm yatısması, suyu sıkana egemen oluşun gururunu veriyordu. , * YAŞAMDI İŞTE BU.. Sait Faik gibi daha çok kendi İçinde yaşayan; yaşamın herhaline, gerçeğt düşler ve anılarla birbirine kanştırarak yeniden bir sekil veren yapıda degiliro ben. Ama gerçeğe bakarken, onu kavramağa çalışırken. anıların ve bilincin uyanışını seziyorum. Sait Faik olsaydım diyorum, şimdi bütün bu sessiz kaynasmanın, alevlerin ısıklı büyüyüne tutulmuş Insanlarla bir felâketl paylasmanm. Işiniıt servetinin ve umutlannın yanışını seyretmenin; yarın ve ondan sonrasının ne olacağını bilemeden, kan tutmus gibi bulundnğun yerden ayrılamadan ve hiç bir şey dâşünemeden sadece o anı yaşamanın hikâyesini yazardun. tşçi kızlar. kadınlar, delikanlılar, Yeşildirek yokuşundan yııkan pembeli yeşilli morlu iplik paketlenni kaçınrlarken hanlardaki trikotaj atölyelerinden, yağmur altmda ve yangın dumanlanrun daha da koyulaştırdığı bir öğle sonrasındakı bu tedirgin kargaşaya yine de yaşama ait bir sıcaklık. bir olağanlık verirdim. Yaşamdı bu işte.. Yangından kaçıyordun, mallannı güvence altma almak istıyordun, yeniden başlamak umudunu canlı ruruyordun o cehennem içinde bile: ve sokaklan caddelerı dolduran bütün o insanlar, mahzun sarı ve suskun seni seyrediyorlardı yaşamıyorlarmış gibi ve baaka bir dünvadan.. YALNIZ VE ÇARESiZ.. Bana kalırsa, Metin Erksan. «Müthiş Bir Tren» yorumunu ve yönetimini bu çarşı yangınına uyKulamalıydı. Felikete uğramış Insanın çaresizliği ve valnızhğı. kalabılıklann donmuş seyircilijh ile nasıl büyür ve etkileyici olnrdu.. Büyük bir yangının alevlen ve dumanlan ıçmde durmadan şekîi değıştıren binalar. eşyalar ve her biri bir masal devini zaptetmeğe çalışan bırer kahraman görünümunde ittaiyeciler, b«yle bir günde dükkân sahıblne bağlüığını lspatlamak istermlş gibl tehlikeyı söze alıp mal ve makineleri kurtarmağa sıvanmıs emekçıler: ve tıpki ıstasyondald ölüleri gibi Metin Erksan'ın. bakan, kıpırdamayan. yaşamdan soyutlanmış kalabalıklar. Bftzan ne kadar yalnız ve çaresız kahvoruz.. NESİNVAKFI Gerçek Elektronik Hesap Cetveli YENİ MELCOR SC635 EDEBÎM Y1LLIG hafialık siyasi hober ve yorum dergisj • 22 işlen •12 hane 40 ayrı tuş'lu 3 tuş'lı, hafıza •en ucuz faktöryel YENİ YIL SAYISI 24 SAYFA 5 LİRA Türkiye Politıkasında 1975 Türkiye Efconomisınde 1975 Türkiye Solunda 1975 Dünyada 1975 Demokratık Kuruluşlar 1975'i değerlendiriyor. Adres: Konur Sok. 15 X ANKAR* seviyeli parantez ESAN A.Ş. Çırağan Cad. 15/2 Beşiktaşlst.Te1:4014 39 Tahran rad. 5. Kavaklıdere AnkaraTel. 2618 42 (Bektaa Reklam: 1715) (Cıuniıurıyet: 10433)