Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekım gunlıl hemen butun gazeteler haberl büyuk başlıklarla \erdıler «Kereste vuklu bir kam>on Cnrumda 23 ışçivi oldurdtı, 51 koıtıada nlmak uzere 17 kişi de yaralandu» Başlık bu. Kamı gazeteler «ışçls demıyor, «Insan /calabalığı» dı>or. Kımısı de başlık altındakı haoerı şo>le venyor: «Kereste yuklu bır kamjon, şehır meydanında toplu halde bulunan ve çogu ışçı olan halkın ıçıne dalarak cnum saçmış\v» B:z:m Cumhurıyet «Kereste yuklu b:r kımjon (. ) ış aramak uzere toplanan kalabahgın ıçıne dalmıştır» dıye yazıyor. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nımsese, ıur> ıımıuyıa kendı kuşaklannın ge ecegının ulusun genel mutluluğuna bağh olduğunu azıcık kavrasa. çok kısa btr zamanda degıjır. Anadolumunın rengı. Istanbul'da benım gbzum Hıltonlara, Sheratonlara, Charlton lara takılmaz da hep yanık Çıragan Sara>rnın Boğaz kıyısmdakı perışan kalmtısına takı'ır. Bu kalıntı bızım kafalanmızı sımgelemektedır de ondan. Bu saray, benım çocuK'ugumda yanmış ve o zamandan berl olduğu gıoı durujor. Yetkılı fcışılenn gozlerı bu hazın gorunume nasıl katlanıyor bılmem' Bır yanda ıkınrı Fcgaz Koprusunu yapacagız dıyoruz Boğaz'm altından tuneller geçıreceğız d'\oruz. öbur vandan Çırağan Saravı'nın onunden veya arkasından nasırlaşmış bir umursamazlıkla ona baka baka geçıp gıdıyoruz. Sankı Çıragan Sarayı değıl. «Duragan Sara>ı»dır bu. Gozlerımız alışmıştır bu sefa ete Tıpkı Çorum un rençıHT pazanna; tıpkı orta ve Dofu Anadolu'da In gıbl yerterde yaşajan. adına utanmadan «vatandas> dedıgımız ınsanlara; t ı p k ı h e r yıl kızamıktan ve daha bırçok nastalıktan can veren doktorsuz \orelenn çocuklarına; tıpkı her vıl buyucek bır par çası kararan orman yeşılliklenne alıştıSımız gıbı. Oyle bır toplum olduk kı, elımıze bıraz para geçuıce taksıtle Renault mu, Murat mı. Anadol mu al^ak9 aıve duşunuyoruz Zaman zaman voksul bolgelerın ve deprero vurgunlannm oykulennı gazeteıerde okuvtmca, kanıksamış gozlerle magazın sa\fas:na geçıyoraz. Ben oturup yas tutalıra demı>orum. BUyük bır ulus olduğumuzım bılıncinde olalım; ülkede sosval adaletı kurmak ıçm de bır parça dusunelım; bunlan yazıp çızenlerın bıleklenne kelepçe takmavalım; ülkede kanşıklık çiKarmak içın eyleme geçme gırışımı olmadıkça ükır suçu dıve bır suç oldugunu kabul etrpevelım; duşunce duraganliKtan kurtulsun, topyekun kalkınma voljna. ozgurluklerımız yok olmadan gırelım; bılgm Ah Suavılerın Çıragan Sarayı kapısında cahıl Hacı Hasanlar tarafından oldürulmesine artık olanak bırakmavalım; toplumu aydınlık bır yone çevırelım; ve bunun içın her vatandaş, dtMınen her kaia. kannca kararınca, kendl yapabıleceğı herşevı ?apsın, dıve dıişünuyorum. Eğer boyle olursa, koskoca bır ülke, koskoca bır Duragan Sarayı olmaktan kurtulup, yeniden zensrın bir Çıragan Saravı durumuna gelır. Bugun sapm gunu Aslında sayım uzenne eğlenrelı bir vazı yazacaktım. Fakat bu yazının başırdakl yurek karartıcı haberi okuyunca dayanamadım Benı okuyanlan azıcık ulke sorunlan uzerınde düşucdurmek ıstedım. Karamsar değılım. Duzelecek, her şey düzelecek Çağın akışına karşı konulmaz çünku Ben duraganlıktan kurtulmak ıçin çok geç kalmayalım dıve korkuyorum Tasam bu. Durağan Sarayı Gibi DURAGAN SARAYI Hıfzı Veldet VELiDEDEOĞLU gerek. Onu odeyecek pa'a'an yoktur Onlardan çofunun bır sıcak yarma veya bulgur aşlan bila yoktur sofralannda O aKşam ıçın bır >a da IKI soiıun ekme* bır tencere yarma çorD'isı saSlamak onun hayalıdır, sabah Saathane meydanma gelırken. Üstbaş dıye bır seylerı de yoktur uzerlenn de Abartmıvorum. Sabahın çok erken sıa'lerınde Çorum'dan geçen yolcular Saathane mpydannın guney kanadına doğru bakarlarsa goreceklerdır kı, orada emek karşıhğında pkmek parası kazanacaklarım umanların parçaıı gıysuenne d kkat le bakılmadıkça, bu parçalardan hangısın.n asıl elbıse kumaşı, hangılerımn yama olduğu seçıiumez. O denlı yamalı ve alacalıdır gıysılen. îşte gunu gunune jaşajan bu rençberler, kıtnbıîır kaç vuzvıldan berı emek satarlar Çorum'un o meydanmda Okuryazarlığı olmadığından, eski bıçım rakamlardan ılkın bır sekız "(A) az ılensme de bır vedı (V> jazıp sonra bu ık.sım sngaan sola A ) bır çız?l ıle (V "ıçımınde imza attıg: ıçın tarıhe «Yedı sekız Hasan Paşar ad'yıe geçen \e Çırağan Vakası'nda o donemın Unlii avdm ve bılgınıennoen Ah Suavı'yı 20 mayıs 1878'de kalın bır sopa ıle başına vurarak oldüren Beşıktaş muhafıa Çorum'lu Hacı Hasan Paşan'n henuz saat kulesmı yaptırmamış oldugu tarıhîerde de emek satıhrmış o meydanda. Altmış \ıl once ben henuz kuçuk bır çocuKken, bınbır yamalı gıvsılerıyle o zavallı rençberler her sabah erkenden doldururdu mevdanı. Sımdl de doiduruycr. Altı yıl önce şımdıkme benzer bır facıa geçır.ış olmasına ragmen, yine orada. Demek değişen bir $ey yok yüzlerce berı. Işın acı yonu bu Kentlerde, özellıkle gokdelenlerie dolmağa başlavan buyuk kentlerde gdzlenmız kamaşı^or. Ne denlı ılerledik dnoruz Teknık alanda gerçekten bi'çok şev geldı ulkemıze. Bızım Çonımda da rençber pazanrın karşı vonunde ve aj'nca Ankara jolu ıızerırde kat kat yuksek apartımanlar sıralanmağa baslsdı Kentın renaı deŞıstı. Ama rençber pazannm durumu eskısınm tıp^ısı. Yalnız Çorum'da dpçıl, Or*a ve Doğu Anadolu'nun buyuklu, kuçuklu bırcok ken'ınde, he!e koylerde pek az sev degışmıştır. CumhurıveHen berı Hıtıt çagırdan kalrna kağr.ılar o kahn tekerleslenyle hâ!a taşıt o arak geçerhdır. Bırçok yerde karasapan bugun bı'e kullanılm«ktadır. Bırçok yerde kırli \e çamurlu ^ulardan yararlanılıyor Geçen aksam televtzyonda Balkan Sa\asim gosferen belgesel bır fılmı i7ledım S vasal partı ılen gelenlen Istanbu''da bırbınnın gozünu oyarken, koca Bumelı. daha once her bın bır evaletımız olan kuçuk Balkan devletlennce pavlaşılıverdı Sankı fareler yıkmıştı yere yaralı bır aslanı Şımdı o kuçuk fareler bılım ve teknık yonunden ve bırev başına dusen ulusal gelır açısından bızi kat kat geçtı Dunku sutçulenmiz, dünkü çobanlarımız, dünkü garsonlarımız dedıgımız uluslardan bıle gen kaldık. Nıçın bılıyor musunuz' Hep kendımızı üstun ve efendı, uyruklarımızı da kuçuk ve aşagı gordugumuz ıçın. Çağa ııyamadığımız ıçın Çağ dışı kaimamız tılkede ıktısatça gtıçıü olan kuçük b:r zumren'n ışıne geldıgı ıçın Bu dunımu halâ bugun de sUrdurmek ıstıyorlar. Bır blçude başanlı da oluvorlar. Hâlâ uvanmadLk galıbs. Emekten ve emekçıden korkan feodal ve sermsj'ecı zumre bu vatanı gerçekten be YALNIZLIK VE YABANCILAŞMA... alnızlıktan yakınryoruz durmadan : Dostlarımız artık bızı tucmuvorTar. Papaı Makarîo» hep<=ırıjn aklını çeldı. Yunan propagandası yeryuzunde guçlu En guvendıfimız mütterık ABD ıdı; şımdı Atına'yi tutujor Avrupa zaten Grek havranlıâı ıçınde... Asva ve Afrıka'nm mazlum ulKelerı yan'nda Mu^İLmîin kardeîlerımız de Makanos u desteklı>orlar. Türfcıye dunyada yalnız kaldı. Işin Acı Yönü Dusunun bır kez Verılen habere gore bu felâket sabalun jedı buçuğunda olmjş. ıçı'uie oulunduğumuz mevsımın o saa^ınde Çomm'un göbeğmdekı Saathane meydanı çok ayaz olur. Çunku Samsun yonundekı Sıklık boğazından bır degırmei:n olugundan fışkıran basınçh su gıbı, Çorum doğrultusunda esen sert poyraz, Saatlxtne meydanına dolar ve orada anafor yapar, çogu zaman. Bu mevdan Çorum povrazının defırnientaşıdır sankı Zıra arada hıç bır engel olmaüıgından, anayolu ızleyerek dosdogru meydana uzarıp onu çevreleyen dukkanlara ve ortadaki saat kulesme çarptıktan sonra yoredekı sotaklara dağüır, poyraz ruzgân. Işte Çorum'da «rençber» denilen enıeK satıeılan, sıcak, soğuk demeden, her mevsım.n her turlu havasında emeklenrı bu meydanda pazara çıhanrlar. Kazılacas ev temelı ve\a kuyusu, taşmacak toprağı, kal.ba dokulecek kerpıçı, nadaslanacak bahçesı, bel eneeek bağı, elenecek kum veya çakıh olan kişüer sarah erkonden bu emek pazarına gelır ve *ıpkı kent pszanndan soğan. pa'ates, yağ, mene siMn alıyornus gıbı pazarlı* yaparak «emek» satın alırlar orada. Yoksu! köjlerden, ya da Çorum'un yoksul k:yı mahallelennden sabah karanlığında gelere* meydanın povraza bakan guney kanadında ayakta bekle=en bu «rençber»ler, orneğın duvarcı veya taşçı ustası gıbı kalıf:ve ışçı değılriırler Guçlennın vettjğı her turlu kaba ış lçın ku'lar.ıurlar KahLve ışçıler, daha doğrusu, belırlı bır oukkanı veva atolyesı olmaysn zanaatkârlar ıse ço?unl:ıkla kentlı olup, behrlı kahvelerde ya da «îennde aramrlar ve nazlana nazlana iş kaiul edcr er. Çunku j edeıî yıyeceklerı vardır onların. Rençberler kahvelere gıremezler o kılıkla. Kapa'.ı bır bekleme >en yapıiması da auşunulmemış onlar ıçın Kahveye gınnce bır şey ıçmek Y Kamaşan Gözler Eskıden mahalle kjhvelerinde ahkâm kesen dı? politikı uzmanları vardı; Alaman dostluğundan, Ingllız kurnazlığmdan, Italya'nın korkaklığmdan, Rut un dusmanlıjından, Yunan'ın haınlığinden soz açarlardı. Şimdi mahalle kahvelerinde blla polıtıka boyle konusulmuyor. Halk iç ve dıs sıyaset sorunlarına gerçekçl açtdan yaklaşmav* başlamıştır. Ama devletin usl katlarında dfınya olaylarına eskı mahalle kahvesl felsefesıyle bakanlar çoğunluktadır. Bunlara gore Turkiye'nln dunyada «değışmez dosüan. değiştnez duşmanlan» bulunmaktadır. Dü}manlar, gelenektel düşmanlarımızdır; dostlarımız da şlmdl bizt Ihanel edince, yandık gıtti... Oysa Turkiye'nin bugünkü yalnızlıjından Sjretlcl dersler çıkarmak gerekir. 1) Sol ve sağ kavramları yalnız I ; politikada değil, dif polılikada da geçtrlidir. Çıinkü <ıç polıtıkanın dışa yansımasıdır d ı j polıtıka...» Turklye, Ikincl Dunya Savajı'ndan bu yana, alabildiğJne sağcı, hatta gerld bir dıs politıkayı benimsemlstir. içerdt devlet eliyle uretilen dışa bajımlı sermay* sınıfının sıyasal iktidarı kurulunca; bu iktıdarın dıs politlkası da bağlı bulunduğu d ı j sermaye Iktldarlarının dümen suyunda gellsmlstir. Şimdi çeyrek yüzyıldan berl benimsediğlmlz sağcı v» gericl dıs politikanın iflisını yasıyoruz. 2) Turklye dünya yuzunde yalnızlasmıssa, bunun elbct bir nedenl vardır. Tıirkiye; kurulus kosullarına, Ulusal Kurtulus Savasma, varlığının doğal kaynaklarına yabancılaşmıstır. Bugunku yalnızlığımız kendimiz* yabancılasmanın bedelidir. Anadol u halkını somurerek kalkınmak isteyen sermaye tınıflarınm ABO'n* yanasarak varablleceâi yer ıste burasıdır. 3) Kıbrıs sorunu, ya da Ege anlaşmazlığının yüzeyjel açıdan degerlendlrilmesi; Tiirkly» |ç|n aldatıcı olacaktır. ABD kapitalizminin semsiyesl altına glren, v» dıs politıkalartnı da buna göre ayarlayan Ikl ülke (Turkiye ve Yunanıstan) arasındakı çatısmaoın kokenl derlnlerdedır. Türk Ulusal Kurtulus S#> vasmda çatısmamn kokenl ve nedeni neyse; bugunku de odur. Bunalıma giren Batı kapitalızml, Ege'nin ikl yakasındaki Iki ulkeyi artık bır arada tutmakta zorluk çeklyor. Yunanistan paUzlandıkça, Değu'ya açılma politikasının baskısı artacaktır. Turkiye bu baskıya karsı ABD'nin himayeslne sığınarak, ya da surekli ödiın vererek çare bulamaz. İç politikada nasıl bir sol iktidar seçeneSI (alternaHft) •luşmufsa; bu solun bir de »ol dış potitika seçeneil olujacaktır. Bır zorunluk nitellğinde ortaya çıkacaktır bu... Ulusal Kurtulus Savajından sonra Ataturk'iin dış politikası, kapftalist va sosyalıst dünya a n arasında bagımsızlığa dayanan bir raya oturmuftu. Sovyetlerle cSa!dırma7İık Paktı» vardı. «Bır buyuk de\lete karşı korımmak ıçm ötekı devletın hımayesıne ve gudumune gırmek> diye ozeilenen Osmanlı dıs polilıkası v» Tanzımat uyduculuğu reddedilmisti. tklnci Dunya Savasından sonra, dısa bağımlı sermaye stnıfları İktidarı, Tanzımat kafasıyla ABD'nin güdumüne v * himayeslne gırdi. Boylt bir siyaset Atatürk Cumhuriyetlntn varlık nedenlerine aykırıdır. 1975 Türkiye'slnde S a j gayrimlllidlr; Sol, millldlr. GayrimMII sagın çeyrek yuzyıllık dıs pelltlkası <ta gayrımılll nitelikler tasıyordu. Guney Amerlka Muz Cumhuriyetlerinın dıs politikalanna benzer bir yola girilmisti. «Antıko munızm tıcaretı> ustune oturtulmuş İç siyasetin dısa yansıması; artık bugunku dunyada ilkel, asılmıs, geri bir tutumdur. Turkiye, IKO'terde UçOncü Dunya'nın llderl, mazlum ulkelerln gozbebe$iydl. Bugün l«ler tersine dSnmüjtur. Yalnulıjımız kendi kendimlze ve larihimize yabancılasmamızın bir uıunudur. Kimseyi suçlamayalım bu yüzden, oturup aglamayalım, dovunmiyelım. Turkiye, ulusal ve çağdas dış polıtikaya yöneldığl gün, yalnızlık duvarları giımbur gumbur yıkıUcaktır. Var mı o !;ı yapabilecek bır slyasal iktidar? • • BİR SAYIM DAHA... OKTAY AKBAL Evet Hayır DİLYAYINIARI emmanuel robl^s GÜNÜN KITAPLARI Şeker Hastalığı Doçent Dr. NIHAT BOST\NCI Doktorların ve şeker hasta lannın yararlanacagı kıtap, fıyatı 60, TL. Odemelı 70 TL. Ödemeli isteme: P.K 57 Fatıh Istanbul Daıhtım: Istanbul' Serhat Dağıtım, 26 49 90 GEDA Dağıtım 26 3? 34 DAXÎÇ 33 25V B ugun tek tek jayılacafiız. Bir k«z daha akşamı dek «vlerimız* kapanıp kalarak... Ulusça ne çok «lıştık evlenmizdc tuluklanmaya! Sayım olur, bılmem ne olur, kapanırız evlere, geçerlz radyonun, TV'nın karjısına, mmdere, koltuğa gomulup soyleşlye dalartz, bir kılap okur kendimızi unuturuz. Tavla, iskambil, domlno gıbi daha nice vaktt öldurme yolları var. Bır gunu de boyle oldurun, ne çıkar? Sanki oteki pazarlar, daha mı yararlı bir uğraşla geçırıyorsunuzl Kısllığimıze yeni bır şey katmadığimız her geçen gune acımalı... Ama bunun kım farkında? ÖZGÜRLUGUN BEDELİMOT A;) Birazdan görevliler gelecek, sorular joracak. Belki de g«ldl, verdınız yanıtları. Geldiler g*lecekler dıye bekleme dakıkaları g«rıde kaldı. Pencerelere, balkonlara uşuşup komşularla çene çalanlarınız da vardır. Belkl da yolda yakalandınız, bır durakta, bır trende. Işın bu yanı sıkıntılı, bekle babam bekle. Zaman denen şey de gariptir, kimi zaman uçup gider çabucak, kimı zaman gefmck, bılmez... Bızım ruh halımızle ılgili bir durum da ondan. Insanoğlunu kım aHlayabîlmiş ki ben kesin konuşayiml Zorunluklar, başkaldırtmaya goturtır onu. Sen akşama kadar kapalı kalacaksın denıldi mı, ılle de çıkmak, dolaşmak ısterız. Yoksa akşama kadar oturmak, yatmak, soyleşılere dalmak çoğumuzun hemen her pazar yaplığı ış! Oyleyken, içimize bır sıkıntı dolacak, bclırli bir sure sonra dolaşacağını bildığimiz bu tutukluluk Içimizde Isyan duyguları uyandıracak... Dıkkat ettım, her sayımdan »onra caddeler, »»kaklar bir anda kalabalıklaşır. Herkes dışarı Iırlar, bir boy yurur, oh dunya varmış dercesıne, ozgurluğüne yeniden kavusmanın coşkuıuyle. Niye kapatırlar ınsanları butun bır gun? Şu »ayımın başkaca yolu yok mudur 1 Dencdım bılıyorum, Ille de dışarı çıkmak ıstiyor kışi. ille de sokakta yurumek, dolaşmak, bir sinemaya gitmek, bır kahvede oturnak. 12 Mart sonrasının boyle ikı toplu tutuklamasmı birlikte yaşadık. Bambaşka havadaydı o kapalı kalmalarımız. Sanki herkes kuşku altındaydı, korkulu, urkek kimin başına ne gelecek, bılmiyorlardı. O ılk toplu tutuklama akşamı yuzlerce kışi alıp goturuldu bır yerlere. Nedenı, niçınl yoktu, kimi bir 9un, kimi haftalarca kaldı, dayak yıyenler, hattalananlar tayısızdı. Evlerden çuval çuval kıtap alındı, kimi yaklı tehlıkeli gorduğu kıtapları, kimı kuyuya attı, kimı toprağa gomdu. Hem de dunya kıtap yılmdaydıkl Boyl«sıne garıp, acı, korkulu gunler geçirdık, o kapalı kalmaların anıları daha ıçimizde taptaze, acısı da elle tutulacak kadar somut, taş gibi... Bu kez oyle değil, genç sayım görevlıleri evlerinize gelip bir takım sorular soracaklar. Butun bunlar toplanacak, hesaplanacak, Turkıye'nın bugunku nufusu, gençlerı, yaşlıları, kadınları, erkeklerı, oğrenim ve geçim durumlarıyla orlaya çıkacak. Bu kez eskllerin'Jpn daha çok soru varmış, sayım florevlıkrıni relın bir gun bekliyor!.. Kapı kapı dolaşmak, merdıven tırmanmak, kâğıtta yazılı fakat neresi olduğu bilinmeyen yerleri aramak, kızgın, hosnutsuz, aç, yoksu!, ya da kendıni beğenmiş birlakım kısilerle karşılaşmak, onların agnndan yanıt almak, kolay değıldır. Yurttaşlarımıı kuskuludur, nıye butun bunlan bana soruyorlar, sonunda ne çıkacak acaba? dıye duşunur. Bir şey çıkar elbet, ama ne çıkar, bilınmez! Bır kez ben de sayım gorevlisı olmustum. 1940 yılındaydı. Lise oğreııcısıydim, gunlerce okuldan çıkıp sayım eğıtim merkezlerine gıdip geldik. Fena olmuyordu, bır kaç ders atlatıyorduk, bır kaç sınav, muzakere falan!.. Buyuk bırer ınsan gıbı davranıyorduk artık! Bıze ulusal bır ış vermişlerdı, koca koca defterler emanet elmışlerdı, bırtakım sokakların sayımından sorumluyduk. Once gıdıp sokaklarımızı bulduk. Benımkı zaten evımizın bulunduğu yerdi, yadırgayacak bır durum yoktu. Kimı arkadaşlar gorevü oldukları soKakları bulamıyorlardı. Bır tanesıyle birlikte dolaştık oraları. Fatıh'ten Şchremını'ne gıden sokaklardaydı bu yer, ama ne sokak var, ne meydan, bırtakım yangın yerleri, yıkıntılar... Sokak yalnızca planda var, ama gerçekte yok! Galıba o arkadaş durumu ılgılılere anlatmıs, baska bır sokağın sayımıyle gorevlendirllmışti. Ben çogunlukla komsularımızl, tanıdığım ınsanları saydım o gun. Ama o bıldıgımı, tanıdığım sandığım evlerde kımler yokmuş! Ne yaslılar, ne bebe<ler, ne kadınlar! Once, uıun uzadıya sorguya çekılıyordum, nlcın soruyordum butun bunlan, bana neydî, devlete neydı, vergı mı konacaktı, askerlik işı mıydı? Başka şey akıllarına gelmıyordu, kendılerı için bir iyilik, bir doslluk, yararlı bir iş! Hep askerlik, hep vergı, hep kuşku, hep koku. Galıba on sekız mılyona yakındık o yıllarda. On yılda on beş mılyon genç aşamasından geçmıs, yirmıye tırmanıyorduk. Sevinıyorduk, yirmî milyon olduk dıye, bır kırk milyona çıksak, tamamdı! Turkıye yıkılmaz bir guç olurdu, dunyayı titretirdi. O gunu gorecek miydik. Işte gorduk, biz 1940'larm çocukları, gençleri... Kırk milyonluk bir Turkıye'deyız şimdi. Sayım sonuçları belkl kırkı da attığımızı gcslerir, yarım milyonluk Istanbul'un dort milyona vardığını da... Ama yanlıs dusunmusuz o gunlerde. Yalnız ben mi, hayır töm okur yazsrlar, aydınlar, devlet adamları, hepsi yanlıs duşunmuşler. Nufus artması yetmıyor bir ulkeyi büyuk kılmaya. Bakın Hlndistan, Pakistan, Endonezya v.b. kalabalık ulkeler, ama dunyadaki etkilerını, guclerıni nufuslarına oranlarsanız pek de önemll sayılmaz. Ole yandan uç beş milyonluk Isveçler, Hollandalar, Belçikalar, İsviçreler çok daha etkili, çok daha guçlu... Ne yapalım, bu pazar da boyle geçecek işte... TV'de eğlendirıcı yayınlar var. Radyolar, gazeteler, kıtaplar hepsı hepsl sizin buyruğunuza hazır... Evin gürultusünden kaçmak zorsa da, bir yana çekilip duslera dalmak da mı olamaz... Oyleyse, gıızel güzel sayılalım, bu gıdişle beş on yıl sonra ellı milyona mı, altmış milyana mı varacağımızı hesaplayarak. Ister korkuyla, ister sevinçle... TAHSIN YÜCEL'lN TÜRKÇESİYLE BİR DÖNEMİ SİMGELEYEN KİTAP yayınevi .. . DllgJI \ Oktay Verel KAYA ÖZTAS FRANSIZCATÜRKÇE DEYIMLER SOZLUĞU DICTIONNAIRE FRANÇAISTURC DESLOCUTION9 COURANTİS DE LA LANGUE FRANÇAISE ı VATAN RURTULSUN Siyasi Mizah Romanı Demırel, Erbakan, Bilgiç, Feyıioğlu, Türkej, füm Cepheci Milliler ilk kez bir siyasi mizah romanının kahramanı oldular... Fiyatı 20 Lira PEMZİ KİTABEVİ MARSAT ORTAOKULLAR İÇİN PRATiK iNGiLiZCE DiLBiLGîSi VE SORU ÇÖZÜMLERi 10 TL. Isteme Adresl: P.K 190 Aks»r»j Istanbul Toplu tsteklerde Vt 70 Vadırıro yapılır. Ogretmenler, öfrencilertne salık rerlyor. ORHAN KEMAL KAÇAK 3. BASKI ALTIN KITAPLAR İSTANBUL ciltli50tl. KAYA OZTAS Türk Hukukunda Toplu îş Sözleşmesinden yararlanma Dr. EROL AKI îsteme adresi: Karşıyaka 2020 Sokak 4/1 Izmir Fıyatı 30. TX. Tüm kıtapçılarda bulunur FRANSIZCA YARDFMCI DERS KİTABI lise:l23 lOtJ. K>tJ. 12.50. KAYA OZTAS Büyük yazanmızın ölümUneJen önce yazdıgı son romanı BİZÎM YAZARLARIM1Z DÎZİSİ: l 2(9 sayfa 20 Ura FRANŞECADA BÜTÜN FÜLERÎN ÇEKÎMt 20U. cnl yayinian pk. 66 ulus ank im 1 v DoğıtmK V H Sokoryo «• CoiSrtuğ V Hon 17/21 Wt T = . £ t r G t r f MfSAPP ft T E VAJA\t*N d0%C«.'P" MA [ VE hajmjtfj Vfv^LAT'N GE*£I<LER¥NE JVOUH İsIctmc(Maiiyct) Muhascbcsi> MUHENDISLERE, TEKNİK ÜÎÎÎVERSÎTE VE DEVLET MUHENDISLIK, MEVIARLIK OKULU OĞREKCİLERINE: >i : l î ' " Karayolu Tekniği Cilt I. Y. Mühendis TURHAN SONUÇ • TRAFÎK GUZERGAK YOL RANTABİLİTESİ YATAY VE DUŞEY ÎŞARETLEME KAVŞAKLAR TOPRAK İŞLERÎ YOL PROJELERİ DUZENLENMESI 326 sayfa 139 şekil 45 tablo Fiatı: J0 TL. Odemelı ısteme adresi • Tuıhan Sonuç. P. K 6, Küçukyah ÎSTANBUL Kitapçılar: Cağaloğlu An Anıl Ünlrersite tnkdap. Beşiktaş: Uuf Beyoğlu: Alman. topruk hikmet * * T«ı 254037 ^ 1 Ankara ' V • Ur<raK Strfııfe cıltli 225LN ^ . ^ ^ î ^ . . ^ ^ cem yayınevi * SOVYETLER BİRLİĞİ KOMÜNİST PARTİSİ İBOLŞEVİK) TARİHİ A/DINLIK VAYINLARI YUCEL YAYlNLAfl SUNAR v.i.lenin İĞİ TEIEX MEMURU Almanca bümek tercih sebebidir. UTEKSPORT A.Ş. KARAKÖY AUNACAK Geoel Dağıtım TUR DA Ankara TUROA Istanbul TURDA Izmır TUROA Cıktı a Tei 35 097 VUnek^e Sok ı* « Tet 17 2 8 19 C^galogiu yokuşu Saadet Işhanı «o; Kasteltı Cad Başdurak Ishanı 20» Kemeraltı Cad. 34/6