23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 30 Haziran 1974 ABDULCANBAZ TURHAN SELÇUK Mitffri VJN5TÛN, 5t2 j > £ \ VAH HAfcEM Mifîı £Î0M?LİMÜ2 TÛPl/tıir DÜ. \ DANl^MA^Öf4(£... ZcLTTÎKTEN 47'LİLER FÜRUZAN 5 ÖZET: 4711lerden Emlne, gençlik olavlanna fcahimış, zekl, çahskan bir sosyolofl 8 | renctsidir. Yakalanmış, işkencell bir sorgudan geçirilmis, takat hiç bir arkadasın adın: vermemiştir. Aslında adlannı verecek bir suçluluk da sömıez. Sıkıntısız yaşayan ve aydın sayılabllecek bir ailenin kızıdır. Babası Selâhattin Kozlu Erzurum'da bir okulda başöğretmen, annesi Nü\c>re de aynı okulda öğretmendir. Ablası Seçil, llse son sınıfta değme güzelliktc bir öğrencidir. Küçük kardesleri Kubilay ilkokulda, anasının • babasınm sevgüisi bir oğlan. Bu aileye, Leylim Nlne ve Kiraz kiz hizmet ederler. Demokrat Parti döneminde Erzurum'da Atatürk'çfi bir rarlık gösteren Emine'nin allesi, baiolardan toplantılara kadar sosyal Ulşkllerl «ürdürmektedlrler. Anne Nüveyre öfretmpn, kızlannın ivj yctişmesine ve iyi evlillkler yapmasm» özenli, baba lse daha kültürlü ve anlayışlı bir davranış lçin dedlr. Leyllm Nlne ile Kiraz, bu aile lle kavnaşmıs olarak yaşamalaruu gürdürmek. tedlrler. Yerli evlerin girijte olan mutfaklarını memur aıleleri yadırgami}, «böylesi soğuk bir yerde ikide bir aşağı inip de, yemekdi tuydu buydu ugrajıhr mı?» diyerek beğenmezlenince, ev sahipleri de kiralayacakları evlerde değijiklik yapmıştı. Üst odalardan biri mutfağa sa yılmış, mutfakların tabam da böylece ahşap oluvennişü. Bu da oranın temizliğini güçleştiriyordu. Kiraz, küçük ellerinde yer silme çaputuyla ikide bir tahtaları ovahyordu. Mutfağm köşesindeki sekinin üstünde dürülü duran yatağmı geceleri serip, gün doğarken topluyordu. Leylim Nine kaldığında nine, torun birlikle sığışıyorlardı küçük kızın yatağına. Gecenin ilerlemij, saatlerine değin Leylim ninenin mınltüan sürüyordu. Kiraz'ın kıstırılmls inc» çocuk gülüşleri arada Eminenin kulağma dek vanyordu. O anlarda Emine bilmediği bir özlemle «arsılırdı. Kim bilir orada, mutfağın kösesinde, bir yatağın içinde, dertop uyuyup kalana dek kurdukları düşlerle nerelere uzanıyorlar acaba diye düsünüyordu. Böyle gecelerin sabaht Kiraz daha çevik, daha len dolanıyordu ortada. Kahvaltı masası topla nırken, ninesinin mutfakta geceden kaJma çorbayı yiyip bitirdiğini bilen Kiraz onu uğurlamaya çıkarken: Ninem gidiyor. Kamını peki#tirdi. Devrijl gttn uğrayun mı diye damjıyor. Annesi çuhayla örtülünce daha da ses geçirmez olan kapının arduıdan aşıp gelen ihtiyarın mı rıltılarını garip bir titizlikle izliyor, sonra, «Ah. ilk derste dünya kadar i|im var» dediği günlerdeki ezici tutumuyle: Yok, diyordu, gelmesin; gidilecek yer kalmadı pek. Seçıl'siz gidilecek yerler var ya, o zaman da ablalan bekler. Anneleri birden kalkıp kapıya yanaşıyor. G« len sesin daha açılmasmdan tedirginleşip geri dö nerek çoğunlukla radyonun önünde duran kara çantasından bir şeyler aranıp çıkarıyor, kimseler görmeden avcunda stkarak kapıyı yüzü asılmış, kararlı açıyordu. Çuhanın inişiyle de görünmez oluyordu. Leylim nine türküsünü kesmeden yanıtlarını türküye katarak: Kuzum eline özüne sağlık hanımcan. Dizine fer ola. Salarsm Kiraz'ı Leylim yoksuluna, ye tişip erer. Geçende de keveni yapan bir kadına ulak olmaya vardım. Eh daha yoğurup koyacak gücümüz var. Kurban olsun babalaruna, canlaruna leyüm, diye uzatıyordu söyleyişini. Merdivenlerden indiğj sırtındaki haki kaputun yerleri süpüren hışırtılı sesinden anlaşılırdı. Ardmdan kapı hızla kapanır, kapının dibine bırak tığı küreğini ahp gıderdi. Bu her zaman böyleydı. Kiraz ninesinin gideceği sabahlar olanları izlerken gördüklerinin isiıtiklerinin her birini sanki içine çekiyordu. Leylim Nine gelip de onunla yalnız kaldıkları geceler, anlaülmaz bir coşku alırdı Emine'yi de, Kiraz gibi. Kardeşi Kubilay daha her söylenene evet, olur» denen yastaydı. Onunla birlikte mutfağa geçiyorlardi. Leylim Nine, annesinin diretip durduğu üstünü başını değiştirme işinde tersini savunmuş, kazanmıştı da. Bu yüzden mutfağın dışında kalmaya odalanna girmemesi gerektiğine kendince karar vermiyti. Böylece hanımın öfkesini engelliyecekti. Öyle ya, şehirli kadın haklıydı Leylim Nineye göre. Onun giy bürün, dedikleri çok yufkaydı, öyle diyordu. Yufksdır balalanm, ceyranlanm. kemiğim, iliğim un ufak oluyor balalanm, ceyranlanm. Her gün sdrıp sarmalamazsam can suyum akıp gider. Artık >ürürken bile toy taylar gibi yorgalamak yok. Yalap yalap akan kan yok etimde. Öğretmen hanım bilemez. Eti sünmemiş yüreği ölüme yanmamış ki. Bunca sarmalanmam lâzım. Her buldu ğum çaputu neyi sararım. Eski gövdemi unurhım. Belli ki soyunursam tanıyıp bilemem kendımi. N« zaman ki tam soyunursam teneşiredir bu soyunmam, bedenimi görüp de ürkmem şükür. Bizi ıal> dılar ya Kiraz kızla. bir yol. Doğrudur, doğru et tiler. O küçük, ben koca. Onun engin işe dolanması gerek, benimse ölümü gözlemem. Erzurura daha yumuşak, daha diri. Kars'ın düzü başka kıran giresice. Hiç bir yana da uymaz güzelliği. Kars'tan yılgınlaşmak olmaz. Şehirlerin padişahıdır ya zordur, genç can ister. Günesi balkıdığınd» diri duracak ciğer ister. Ne zaman gönlümt dü|«e burnum sızlar, içim döner. Leylim Nine sözlcrinin burasında iki yana MIınmaya başlardı. Ak koyun kuzusuna / Kan kay nar bazısına /' Ne diyim ne ağlayım / Alnımın y«zısma / Anamın kızı idım / Sandıkta bezi idim / Kaldırdı attı beni / Sanki el kızı idim / özüm çok durmuşum yalancı dünyada. N» gelin ne oğul barındıramaz özümü. Bu balaya g« lende kemiği yumuşak eti guılenmemij. Evimizd» tandır vardı. Ayaklarınuzı örtünün altına verirdik. Özüm civandı. Saçı kat kat sırtmı doverdi. Beli eğilip doiaılurdu. Sarıl?a.niî ooranı Olduğunda daha oğttllarım ermemişti. Köyün inceden civanlarmı salA idik, kara battılar. Düşmana çıkaydılar gönül karartmazdık. Karın kurdun kahpeliğine can ödedıler. Sonra bir Mustafa Kemal Paçasıydı bir ulu paşa çıktı bizde de bilindi. Savaşa tutujtuk yenıden dediler oğullarundan üçü ile iki kaynınıa. Kâzım Paşadır ordunun başı dediler, varıp bulasınız. Onlar Nahcıvan'da, iehıtliğe erdiler. Erim daha önceki muharebede bir kolunu verdiydi. Tandırdı yaktık, çay idi bitirdık. Yenıden (iogurdum, y..n:den dcgurdum. To runlarımm yaşıtı çocuk ettim, gelinlerimle al tülbent takındım, utandim, yüz eğdim. Emzirme sü tümüz suya çaldı. Otumuz buza kesti. hayvanımız engıne duştu. Gazi Mustafa Kemal Paşasıdır asker ister uzak bir yana dediler. Yeni yetişip erenleri saldık, bekledik. Yüreğimizi, bağrımızı ta| ettik. Kaç k:ş geçti balalanm. Kaç kez kara toprak kardan sıyrıldı. Leylim Nine durup Emine'ye, Kubilay'a, Kl« raz'a bakardı. Onlar, içleri kıpırtılâria doln, bekledikleri masalın başlayacağını bilirler, daha önceden ögrer.diklen sozür sıras.nı k&çirmamaia rı gerektiğıni unutmazlardı Çok kış geçti Leylim Nine. Bir de dönüp baktm ki bir arpa boyu yol gitmişsin. Nah ömrümüz de buna benzer kurbanlanm, cerenlerim. Gel Kıraz'uıi senır. etın bana hafifür. Gel. Kiraz, sekinin ucunda, gözleri raflara dizdiği sa. han tencere dizisinde, ağlamaklı bir dudak büküşüyle kayarak yaklaşırdı ninesinin yanına. Kara saçlarla yığılı küçuk başını dayardı kadının omuzuna. Kırpiklerinin asır ipek örtüsü inerdi yanak larına. Zor duyulur bir Eesle sbzsüz bir ezgiyle başlardı. Bu ezgi bir süre soluk almaktan bıle çe kinen Emine'yle Kubılay'ı karanlığın basmasından beri bekiedikleri giz dolu dalgalanmalarla gelen anın içıne doğru çekçrdi. Inlemeye dönen sesiyle Kiraz, ninesıne sokulmasını arttırır, birden gozlerıni açıp acı dolu bir bakışla: Ninem benim, hanım ninem. Boranda tipide bana sut emziren ninem, derdi. Emine koyulan bir duygu çarpmasıyla üşür, omuzlarmı öne verip Kubilay'a kuşkuyla bakardı. «Sut emziren» sözünün Kubilay'ca annesine yinelenme düşüncesi ürküntüsünü korkuya çevirirdi. (Arkası var) Petrol Bunalımı, Batı Ekonomileri ve Türkiye Arslan Başer KAFAOGLU Maliye Bakanı Baykal: "Özel sermaye akımımn pahalıya malolduğu yadsınamaz,, toplantısındt Türkiye*nın görüşünü Maliy* Bakanı Denız Baykal dıle getirdi. Baykal, OECD'nin sadece bir «engınler kulübii olmadıgı ve lçinde banndırdığı gelışme derecelerl farklı ülkeler nedeniyle, dünyada ekonomik kavram ve kalkınma yöntemlerinm tartışılacagı iyl bir forunı olabüeceği ümıdini behrtti. Baykal, ülkesmın görüîlertni şöyle özetledi: Bütün dünyaya nvıtluluk getirecek karşıhkh işbırlığı, ekonomik ve akçalı yardımlardan da önemli olarak gelı?mekte olan ülkelehn son petrol fiyatı artışlan ve onlarla birlikte endüstriyel ürünlere yapümiş zamların dogurduğu sonınlara bir çare aranması gerektıği belirtildi. Gerçekten fiyat artiîlan, bu arf.şlara karşı alınan tek taraflı tedbirler, dünya ekonomisinde bozucu etkiler yapmaktadır. Bir yandan fıyatları kontrol altında tutup, öt« yandan gelişme ve iş bulma artışı hızını konımada başvurulon bu tek taraf.ı adımlar misilleme yoluyla yayılmaktadır. politika lzlenemer. Bufün önUmüzdeki onerıleı* gör» OECD ödemeler dengesınde bir geriye gidiş vardır ve bu nedenle de önce durum dondurulmakta ve her Uye devletin tek taraflı hareket etmemesl istenmektedir. Ayni önerilerde dış açıklar veren ülkelerin durum iannın da gözetileceti belirtilmıştir. Eğer petroldekı fiyat artışlan için meydana getirilmesi düsünülen fondan ihtiyaa olan Ulkelere uzun süreli bir finansman yapılacaksa, ki durum bunu gerektirmektedir, bu tek taraflı tedbır alınmasmı önleyecek ve dış ticaret durumunu dondurmaya yeterll olabilecek, amacı sağlayacaktır. «Bütün üye devletler gibi aşın taleple savaştık Te fiyat artışını önledik demek olanağı yok ama, en azından kontrol altına aldık diyebiliriz» cu Üzerinde durulmasım da onay lamaktayız. Petrol bunalımı, akçalı yardımın uygun kosullarda ve gelişme düzeyleri uygun durumlardakl ulkelere yapümasuu son derece önemli kılmıştır. Yardımlar Ulkeler arasında dağıtılır ken bu ölçüye dikkat edilmelıdir. MALİYE BAKANI DENİZ BAYKAL rece önemli blr öneri olarak g(Jrünmüştür. Bu arada Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmalannda ıfade edilen isteklere uygun olarak çalışmak ve ivedilikle vardım adımları atılmak gereklidir. Yalnız şu nokta işaret edilmelidir ki, gelişmekte olan OECD tilkelerinin diğerlerine göre çok daha farklı sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklar bu Uyelik niteliğinden dogmaktadır. Bu Ulkeler diğerlerine göre biraz daha ilerlemiş durumda olsalar bile, özel durumlan kendilerine yöneltilmış teknik ve resmı gelişme yardım İannın sürdürülmesini zorunlu kılar. Diğer taraftan, özel sermaye akımı ek bir kaynak gibi düşünülebilirse de, kimse bunla nn kısa süreli olmaya dofru git tiği, her zaman gerekli yere gitmediği ve ayni zamanda çok pahalı oldugunu inkâr edemez. daha iyi çözümlere varmak lçin, kalkınma probleminın sadec* yardım verenlerın değil, petrol Ureten Ülkelerin ve gelişmekt* olan Uye devletierin de bulunrlugu bir forumda et'afltca görüsülD'esinde varar vardır Türkiye'nin şikâyeti Ayrıca Sekreteryamn gellşmekte olan ülkelerin ihracatının teşvik edilmesi gerektlgi konusundaki işaretlerlnı de onayla karşı layan Türkiye Maliye Bakanı bunun örgütün statüsünde yer alan 1 (b) maddesiyle de ilgili oldugunu belirttikten sonra, Türkiye nin gelişmekte olan bir topluluk üyesi niteliğine karşın genel tercihler listesinden yararlanamadı ğını esefle beyan etmiştir. Gerçekten bu listeye giremeyen ülke miz, genel tercihler listesine glren ülkelerle olan ticaretinde büyük dezavantajlar içinde, ticaret ve potansiyel endüstriyel gelişmesinde güçlüklere uğramaktadır. Kaynaklann doğru tahsisinde gereksizce sapmalar olmaktadır. Bu konunun gelişmekte olan Ülkelerin lhracatlannın teşvikl konusundaki genel çabalar içinde bir gündem maddesi haline getirilmesi. Bakanlann dikkati çekilerek, Başkan'dan istenmiştir. Zenginler Kulübii mü? Sözierimn sonunda Baykal, «OECD örgütü, oir çok uluslararası problemlerle başa çıkmıştır. Bugün de gerçek kaynaklarui gelişmekte olan dünyayâ akması konusunda başan sağlayacağına güveniyorum» demlstir. Aynca OECD'nin durgunluk getirmeyecek şekilde enflasyonu kontrol altına aiacagına güvenini belirtm:ştır. Görüleceği gibi sayın Baykal, lçınde bulunduğu gelişmekte o . lan ülkelerin sorunlarını son derece açıklıkla dile Ketirmiştlr. Bu dile getiriş, son derece etkili somut önerılerie oezonince havada kalmamıştır. Baykal özelhkle, gelışmskte olan ulkelere yardım konusunda ısrarla dururken, top luluk içinde gelişmekte olan ülke bulunduğu gerçeğine dikkat çekmiş, OECD'nin sadece bir «zenginler kulübü» olmadıgı noic tasına parmak basmıştır. Baykal'ın konuşmasında önce bu top luluk içindeki üyelenn durumunun düzeltılmesi gerektiği noktasındaki ısaretı önemlldir. Sonradan bir yorumlayıcı not çıkanlarak OECD içindeki ou Ülkelerin «Türkiye ve Portekiz» olduğu belirtildi. Baykal'ın gırışimı ile sekreteryanın vaptığı öneriler toplantıda degıştirildi. Dış açıklar Ancak bu statüko durumuna daha güçlü olan Ulkeler bir güven ve kararlılık atmosfen çerçevesi ıçinde bakmaktadırlar. Küçükler problemleri ile uğraşırken. onlar bu donmuş dunımun aynen kalmasını istıyorlar. Ama gehşmekte olan Ülkelerin ödemeler dengesı açıklaruun pet rol krizınden çok öncelere dayandıgı unutulmamalıdır. özel durumlariyle bu ülkeler özel dik kate lâyıktırlar. Katılacagımızı ümit ettiğımiz bildıride bu ülkeler ıçin özel tedbîrlere yer ver.lmelidır, gelışmekte olan Ulkelenn birbiri ile ve topluluk içindeki durumlan ve taahhütleri gözönünde bulundurulmalıdır. Gelişmekte olan Ülkelerin durumunu inceleyen bnerıleri de dikkatle okuduk. Bunlar üzerinde de durmak isteriz. Gerek yardtmı yapan ve gerekse yardımı alan ülkelerin şimdi bulunduklan durura da kalabilmelerl konu Petrol fonları Yeni petrol fonlannın biriklmine de değınmek istediğini belirten Maliye Bakanı Bavkal, bu fonların atıl kalması ve kullanıldığı zaman da spekulatıf yöneümlere düşmesinden çekindiğini belirtmiştir. Bu lonlar gerçi ödemeler dengesi açıklarının karşılanmasında kullanılacak ıse de, dünya çapında üreticı amaçlar ve hele gelişme yardımlannda yararlanılması daha uygun olacaktır. Bu amaca ulaşmak Uzere çekıci kârlar ve değer earantılen verilebilir. aynı zamanda bu yolla gelişmekte olan ülkelerin gelişmis ülkelerden ara mallan ve yatınm malları ıthali sağlanabilır. Bu koşullar altında, herkcsın edındigı deneylerden yararlanmak üzere ve yakın gelecekts Fiyatlar Bız de bütün üye devletler gibi, aşın taleple savaştık, fiyat artışını durdurduk diyemeyiz araa, en azından kontrol altma aidii. Herh3İde enflasyonla birlıkte durgunluğu getiren adımlara itibar etmıyecegız. Ama bizim burada üzennde daha önemle duracağımız konu, enflasyonla savaş ıçin yapılan değerlendırmelerde gelişmemiş ülkelerin özel durumlan üzerinde durulmaoıdir. Bu ülkelerin çok karmaşık problemleri vardır. Bu problemler birbirine çok bağlıdır ve karşılıklı Dağlar önünde tutulmadan tutarlı bir Gübre sorunu Genel Sekreterin, gelişmekte olan ülkelerin gübre gereksinimlerinin karşılanmasmın zorunlu oldugu önerisine gelınce, Türkıye bu son derece hayati konuda sıçramalar yapmak için büyük yatınmlar planlamıştır. Ama yine de konu, tarımsal gelişmeyi hızla artırmak bakuıundan son de Y AR I N: Amerikan çıkarları ve OECD açıklaması DİSİ BOND !•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• | " Hesap Uzman JVluavinliği i | Hacettepe Ün/Versitesi \ Tıp Fakültesi Dekanlığından Giriş Sınavı MALİYE BAKANLIG1 HESAP UZMANLARI KLRCLÜNA 8 6 EYLCL 1974 TARtHLKRl ARASINDA ANKARA VE ISTANBLL'DA SAPILACAK SINAVLA Fakültemlzin aşağıda gösterilen Bil'.m Dallarına karş.larında gösterilen tarihlercîe yapılacak sınavla I 1 Asistan Ahnacaktır. I Hesap Uzman Muavini Ahnacaktır îstekhlerin, Fakülte Sekreterliğinden alacaklan glri» formunu ıınav gunünden bir giın oncesine kadar doldurup teslim etmeleri gerekmektedır. Patoloji, Nöroşirurjl Genel Cerrahi, Pediatrlk Cerrahl Psıkıyatrl Pediatrl, Göğüs Cerrahısl, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Gıiz, Orolojı Nukleer Tıp, Ortopedl, HistolojlEmb Fızyoloji, Anestezı, Iç Hastalıklan Radvoloji, Mikrobiyolojı, Anatoml Noroloji, Toplum Hekımliğl Giriş Sınavlarına Katılabilmek lçin : 1 Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinde yazılı nltelıklere sshıp olmak, 2 1/1/1974 tarıhinde 35 yaçını doldurmaıms bulunmak, 3 Slyasal Bılgıler, lktısat, Hnkuk, lşletme Fakültelert ile Ortadoğu Teknik Ünıversıtesı Idari tlımler Fakultesmi, tktısadi ve Tıcari tlımler Fakülte, Akadem) ve Yüksek Okullannı veya bunlara eşitlıgı Mılli Eğıtim Bakanlığınca kaDul olunan Yabancı Fakülte Akademı ve Yuk'îek Okııllardan hınnı hıtirml$ olmak gereklr Sınavlara gırış şartlarını ve sınav konularını gösteren broşur vukarıda sn?u edllen ogrPtinı kurumlarınrian ve Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanlığl tle Ankara. Istanbul ve tzmir Grup Ba«kanlıklarından sağlanabıhr. Isteyenle rın adreslerine gön'lerılir. <^ îsteklilerin en geç 15/8/1974 eünü akşamına kadar Maliye Rakanlıfrı Hesap Izmantarı Kurulu Baskanlıtına belgelen ile birlikte yazılı olarsık iia.nnnıjljn serekir Basın: 17501, A. 10680 5284 4 Temmuz 1974 9 Temmuz 1974 12 15 18 23 25 29 Temmuz Temmuz Temmuz Temmuz Temmuz Temmuz 1974 1974 1974 1974 1974 1974 m §| = j ş f 1 = ı GARTH Ayrıca, Pediatri Bilim Oalına «Malnütrüsyon» derslne, Pedıatrik Cerrahl Bilim Dahna «Yenidoğan Cerrahisi Fizyolojişi^ dersine ve Plâstık ve Rekonstrüktif Cerrahl Bilim Dalına «Yuz Kınklan ve Tedavileri» dersine birer oğretım gorevlisi ahnacaktır. îstekhlerın 1 Temmuz 1974 tarıhıne kadar Fakülte Dekanhğına müracaatları duyurulur Basın: 17504, A: 10677 5286 •••••••••••••••••••••••••I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear