25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 10 Haziran 1974 ABDULCANBAZ TURHAIM 6ELÇUK }AMÎ üflS.lNı YAPTı^t AKPA, $A#FÛ&U PüfcUMA « TOfA HAK/M KAUSıNÎ Ku^tTÜ 6Σ VÛLt j u ööMDAlADt,.. kAlfü ALi UtftfAMA8ü NELER YAPMADIK! ŞAKİR BALKI 44 Hadi hadi w*fi\ dinliyoruz, dedl, feiraı daha kes de gönlümüz gözümüz açüsın. Efkâr dağılsın, kafalarımız yerine «elsin' Bu Zülüf denılen kopuk »kluna geldikçe fırttırıyorum be! Hadi seni dinliyoruz, «enin tıraşın gıcık yapmıyor Biraz sinekkaydı yap da kafalarımız yerine gelsin. Hele anlat bakalım «emi nasü battı?.. Kendı kendıne mi battı bu gemi, yoksa, siz mi batırdımz? Anlat be, amma da nazlandm? Bu kadar naz sosyete uyuzuna tutulmul kan takımmda dahi yoktur. Bırak tu pis numaraları da biraz üraşla... Baktı ki olacak gibi değildi, sözlerini |öyle sürdürdü Bekir Usta: « Bu batan geminin öyküsü de uzundur ha .. Kulağı delilc Kaynakçıbajı Hakkı Usta «Bir tekne alınacakmıj yine..» dıye konuîunc», bu sözler hemen »oguk demirhaneden dökümhaneye, buradan da çarkhaneye.. Sonra da havuzlara uçuverdi. Dökümcü îlyas Usta: Bakalım piyango kime vuracak?.. dedi. Bu lözleri iıiten modelci Ali Faruk Uata güldü: ... Adamı olan kazanır, u n ı bana hava duşer. Hem kafanı hiç yonna, dedi, bojuna yor mus olursun'. Odacı gıdıklandı: Acaba yolcu gemiai mi, lilep mi alınaeak?.. diye »rdu. Demirci geveze Bahri o ablak yuzunu efctitti: Yine büyük bir kazık yiyeceğiz, dedi, ba ri ucu sivri olmasa .. Bizim tersanede hep böyle olurdu. «Gemi almacakmış. sozleri yavaa ysvas dagılınea, çalışanları bir düşünce alırdı. Bu konuda bizi trga layan bir taraf yoktu ama, biz yine pirelenip duruyorduk. Ne var ki, bu pirelenraelerin de bir nedeni vardı elbette. Her aluıan bir gemi daha seferine çıkmadan, bizim tersanenin önünde demirliyordu. Hemen başlıyordu oMOm. «Yahu biz bu gemiyi yeni almadık mı?» «Aldık, eee ne oluyordu bu onarımlar?» Yasalar bozuk olunca, tasalar artıyordu .. Önce uç kişilik bir <Gemi Satın Alma Heye ri» hazırlıkları başladı. Aradan ne kadar gün geçmişti ki, bu üç kiji oldu onbeş kigi !.. Hani vallahi pek fazla löz etmeye de gelmez ya, însamn adı hemen bozguncuya çıkıverir de haberi olmazdı. Şu oldu, bu oluyor derken, bir de baktık ki otuz kişilik bir .Gemi Satın Alma Heyeti>ni göz vaşları arssında uğurladık!. Kim ne derse desin, bu gemi satın alma işi bıldiğınız gibı kolay bir iş degildir. Kenarv na bak bezini, anasına bak kızını al derler ya. ama gemi sattn alırken neresine bakarsımz?. «Gemi Satın Alma Heyeti» içinde bulunan ktşiler bereket versin ki büyüklerimizin adamlan, dostlanydılar! Bu bakımdan kötü gemi alacaklanndan kuşkumuz yoktu. Hele hele aralannda bir kaptanın bulunması bızi çok sevmdiriyordu! Az daha unutuyordum. kaptan filftn dedim ya, buim kulagımıza geldi, bu kaptan da «Zindankapıspor»un ünlü kaptanıymış!. Eh dedik, adam yine kaptan değil mi? Kalaycı da. oduncu da olabilirdi... Neyse canım, olur böyle şeyler. Bu sefer bizi başka bir düşünce. başka bır kaygı aldı, adamlar yabancı tek bir sözcük bilmiyorlarmış. Sonra bğrendik ki, adamlar ne de olsa akıllıca davranmışlardı. tki bavul lügit gdtürmeyi lhmal etmemışler. Bu da içlmlze serin BU serpmlş oldu. Gemi satın almacüardan uzun bir süre hiç bir ses çıkmayınca, aldı bizi bir telâş. Yahu bu adamlara ne olmuştu böyle?... Bir arkadasımız davranmıştı: Hiç boş yere kafa patlatmayın, dedi, herhalde kaybolmuşlardır! Bizim tersane ne kadar bir yerdi, bu «kaybolmuşlar» sözü her üniteye dağılıverdi birden. Bir gün Başmühendis bizi topladı: Hiç üzülmeyin, dedi, belki yüz yere arkadaşlar için tel çektik... Bir ay sonra bize satın almacılardan bir tel geldi «Biz Arjantin'deyiz. Bizi düşünmeyin.» Bu sıralarda da «Toplu Sozlesme» görüşmeleri sürdürülüyordu. Hiç bir şey çıkmıyordu. Canımız sıkılmaya başladı. Yüzlerimız asık mı asıktı haa.. Kimsenin agzmı bıçak açmıyordu. Zam işi suya düşmüştü aşağı yukarı. Bu zam işi suya düşünce, biz gemi almacılan unuttuk. Genel MüdUr de sanıyordu kı, gemi almacüar kaybolmuşlardı ya, biz onlara üzüluyorduk. Bizi havuzun önündeki küçük alana topladı: . ÜzüntUnUzü anhyorum arkadaçla^rj ,^>o aldığımız habere ^öre. Arjantin'den'Pans'e geimişler.. Yurdumuaa sağ salım donecekler!... BıT kadar Uzülmeyın.. dedi. Beş altı gün sonra bir tel gelmez ml «Pari«... Pazarlığa oturduk. üç ay sonra dönecefis... Siz sağolun!.» «Gemi Satın Alma Heyeti» Ha geldıler, ha gelecekler derkeen, bir tel haberi daha: Yine Amerikalı dosUarınuz bize ellerini uzattılar. Anlaştık, gemi alındı! Törende satıa Amerikalı su konusmayı yaptı! «Barbaros'un torunları olarak sıze bu gemiyi satmam, benım ıçın büyük bir başan oldu. «Oevamı »arl PARlS'TE TÜRK RESSAMLARI Kosta DAPONTE Raşa "Devlet sanatçıya yaşama olanağı sağlamalı,, II »?> bngüne dek dort res'saTnının geçtlği v« • • yaçadığı Alesia'da Rouet çıkmazındakı atolyelerd'en birinde. Fransa'da une ulaşan hemen hemen Uk Turk ressamı sayılan Fikret Muallâ da uzun bir sure çalkantılı yaşammın o devrinde bu çıkmazda çalışmıştı. Bugun bu çıkmazda Selım Turan ve Remzi'nın atöheleri var. Daha önce, 60larda Mubin Orhon da bu çıkmaza girmî?ti. «Gundehk akımlardan uzak v > bağtmsız Hiçbir akıma ko« yamarlar beni» dıyor Remzi ve arkasından eklıjor: «Ya'ayan ressamlar arasında beni ilçilendirer» biri yok En «on Picasso idi, o da oldü. Yırmi senedir buracJa yaşıyorum ve hiçbiri ile de tanışmak arzusu duymadım. Kimbilir kbşesınde bucağında, bılmediğimlt tanımadığımız, galerilere b'.le resim vermeyen ne büyük ressamlar vardır şu anda..» Tablolannı «Remıl» diye tmzalavan T u r k Sanateısı 1928'de Kırıkhan'da dunvaya gelmiş. tlk sergisini de 1947'de Kırıkhan'da açmış. Istanbul Güzel Sanatlar Akademisirvın 1953 mezunu olan Remzi tFransız maalesef artık resim almıyor» defflkten sonra, tsviçre ıle Belçika'nın dünyanın en buyuk koleksıyonlarına sahıp olduğunu ve resim işıne büyük paralar yatırdığını ekliyor. Paris'te 20 yıldır yaptıgı resimleri satarafc yaşadığını ve ikinci bir mesleğı olmadıgını »oyleyen Remzi, «Çalısma i?teğı bana kriz halinde gelir. Haletı ruhıye rejsamıyım Aklımla resim yapan bir sanatçı değilim. Bu nedenle önceden tasarlayamam, düşunemem vapacağımı. 34 ayda 2030 resim yaptıgım olur. ya da altı ayda hiç bir şey çıkmayabüir.» Remzi de tüketim toplumu siı teminin resim piyasasına el atmasından yakınıyor. «Resim tüccarlan amatör kolleksıyoncu ile sanatçıyı temasa geçırmez. Fiyat yükselmesı rüccarların elinde. Açılan sergilere bağlı. Istek artınca fiyat da yükselir, ticarette olduğu gibı. Oysa her mahallede bir kütüphane olduğu gibi, birer galerı de bulunsa ne lyi olurdu. BUtün eserler halk içındir. Tüccarlar ve kolleksıyoncıılar pul kolleksiyoncularmdan farksız! Bazılan bunlan çelik kasalara kilitliyorlar. Biz resmî kasalara konulmas; için yapmıyoruz ki... Ömeğin büyük ressam Bonnard'ın son işlerini bümiyoruz, görmedik. Hepsi çelik kasalarda!» Paris'e gelip yerleştikten sonra hiç bir okula. ya da akademiye gitmedigini telirten Remzi, îstan bul'da Leopold Levy'nin yanında çalışırken çok yararlandıguu ekliyor. de koyiü alamıyor ki » Turkıye, Fransa ve ABD'deki öıel kolleHsıJbrilarda ' resınaleri bulunan Remzi birçok sergilere katılmıs Türklye ve yabancı ulkeler de. Osmanlı geleneği reddedilmiş köksüzkalınmıştır Bu nedenle Türk resmi diye birşey yok bugün. Köylü resmi yapmakia Türk resmi yaptığımızı iddia edemeyiz,, REMZI RAŞA (ortadakı) BİR SERGIDE .. Duyguya bir biçim vermek Remzi resim sanatıyla ilgili görüslerini soyle özetlıyor. «Nonfigüratif, bır eşyanın taklidi degildir. Eşya transpoze edildigi zaman güzelligi soyut oluşundadır. Insan oranları da önemli. Onsuz bır sanat dekoratıften öteye geçemez. Ama yalni7ca soyut yetersizdır. Duyguya biçim vermek benım tasam. Ama seyircıye de bır anahtar verilmedi.» Remzi'ye göre Türk resmi vsrel motifler kullanarak değıl; asıl geldigimiz toplumun acılarım, ızdıraplannı düe getırmek ıçin bir biçim arayarak ortaya MALKOÇOĞLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOGLU çıkmah. «Üzenmde aılemm ve çevremın ızlerını taşıyorum» dıyor Reırai. Ve ekliyor: «Bu bakımdan benim Fransız resmi ıle bır ılgim yoktur.» Remzi'nin resimlerini karamsar. karanlık, ıçine kapanık bulanlar için şu karşılığı veriyor: «Sevinci, neşeyi dile getirmek benim konum değıl. Kendi insanlarım böyle değil ki... Ben, bana en yakın olanı seçerim. Empresyonistler neşeli resimler yaptüar. Ben o kadar uzağım ki bu duygulardan. Buradakı insanlardan kendi memleketime en yakın olanlan konu olarak seçerim » Fransız eleştırıcılerınden Edouard Rodıtı, Remzi'nın resmi için şoyle der: «Konu olarak seçtiği msanlarının fiziğini çizerken kisısel kaderlerinin niteliğinden yaşam durumlarını iletir bize... Remri'mn protrelert R«mbrant' çı bir nitelik taşır.» Marcel Espiau, Remzi için «acı duygusal sorunların yukü altında tedirgin bir ressatn» diyor. RemzTye, Fransa'da bugunkü koşullar altındaki çalışma, yaratma olanaklarını soruyoruz. Bütun ressamlar gibi o da dert yanıyor. Kuşkusuz Fransa'da bütün güçlüklere rağmen bir resım geleneğinin bulunması, bir de piyasanın varhğı, Paris'in bugün bile hiç olmazsa ticaıi planda önemli rolünü sürdürmesini sağlıyor. Fransa'da yapılan resimlerin «o 8fl'inin dış ülkelere gıttiğine inanan Remzi, buraya çalısmaya gelen ressamlar için sayısız denecek kadar çok müze ve galerı bulunduğunu da hatırlatıyor. Bütün bunlar bir sanatçının kendini bulmasına yardımcı oluyor. •tskandinav ülkelerind* rea> samlar açlıktan ölmuyor, ornegın. Hollanda'cîa da öyle. Bu sorunu çözmuşler. Ama bu ülkelerin büyük ressamlar çıkarmasına da yardım etmedi. Kuşkusuz açlıktan ölmemek insanın en büyük hakkı. Yaptıgı işten hayatı kazanabilmeli. Bu ülkelerde devlet resim satın alıyor. Sanat da bir yaşama yolu olduğuna gör* bu insanlara da bu olanağı sağlamak en doğal bir hak değil mi?» Fransız Milli Müzesinde Remzi'nin LAON Müzesindeki sergısı de önemli. 1971'de açılan bu sergide Remzi 194671 yıl ları srasındakı 25 yıllık çalısmalarmı sergılemişti Bu bakııa dan Fransızların railll müzelerinde sergi açan tek Türk res*a> mı sayılır. Açlıktan ölmeyer ressamlar Remzi. ressam açlıktan olmemeli diyerek funları ekliyor: Y A R I N : SELİM TURAN D!Sİ BOND GARTH İSTANBUL JANDARMA SATINALM KOMİSYON BAŞKANUClNDAN Jandarraa birliklerl ihtiyacı İçin kapalı larf usulüyl» 25.000 takım soğuk iklim fanila ve donu satın alınacaktır. Tahmlnl bedeli 2.297.500 lira olup geçid teminatı 82.675 liradır. Eksiltmesi 21/6A974 Cuma günü saat 15 00'de Sirked Demirkapı'daki Komlsyonda yapılacaktır. Tamamı bır ısteklıye verılebıieceğı gibi ıki eşit partl halinde ikı lstekliye de thale edilebilr. Evsaf ve sartnamesi Istanbul, Ankara J. Sat. Ai. Kom. Bşk'lıklanyle Izmir Ege J. Dz. Bölge KJığında görülebilir. Isteklilerin teklif mektuplannı ihale saatinden bir saat evvelıne kadar Komısyona vermelen şarttır. Her nevı gecikmeler kabul edilmez. (Basın: 16U0J 4743) İLAN Urfa Belediye Başkanlığından llımlz Balıkhgöl Park tanzim işi 185.000,00 llra keştt bedeli üzerinden 2490 sayıü kanunun Ugilı maddelerl gereğince kapalı zart usulü ıle Ihalesi 27.6.1974 persembe günü saat ll'de Belediye encümenınde yapüacaktır. Bu Işe ait muvakkat teminatı 10^00,00 liradır. thaleye girebılmek için ihale gününden 2 gün evvel tek kalem olarak en az bu keşit bedeli kadar iş yapmıs oldugunu bildirir belgenin Fen tşlerı MUdürlügüne lbraz edilerek yeterlik belgesinin alınması ve bu işe ait proje kestf şannamesi mesaı saatlerinde Beledive Fen îşlerl Müdürlügünde görülebüir. TalipİTin ihale günü saat ll'de zarflann Belediye başkatipUğine verilmesi postada gecikmelerin kabul edilmlyecegi ilân olunur. 1 (I * i 8 «Köksüz kaldık» Remzi «bugün biz, Türk sanatçıları minyatüre dönsek de, Leonardo da Vinci gibi resim yapsak da bu bir çözUm getirmes» diyor ve arkasından ekliyor: «Otantik olmadıkça bir lse yaramaz. Osmanlı geleneği reddedilmiş. inkmr edilmiştir. Köksüz kahnmıştır. Bu nedenle TUrk resmi diye bir şey yok bugün. Köylü resmi yapmakia Türk resmi yaptığımızı iddia edemeyiz. Kaldı ki bu resimleri (Bas.n: 15996) 4748
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear