01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 22 Mayıs 1974 S ayın Eceyıt, 1973 seçimlerinden beri çok act çpkıyoı • 1919 «Vaziyetı Umumiye»?ındeki gıbı en kotu koşulların yumağı ıçinde bunalmış bır Turkiye'nın acısını çekmedir bu... Asıl dramatik von, sosyal uyanısında başlamış, kendini getirmıştır. Fakat bu eskıl (antik) guçler ve tekelci oligarşiler direnişı ekonomik siyasal gelişimi bulmak için hıçbir fırsatı kaçırmıyor. Olaylar ve görüşler tidarda olmamn hazırlanılır. öncelikleri içinde yeni seçimlerf FIRSAT VERİLMEMELÎ Prof. Bahri SAVCI siyasal olgu kuralına dayalı bir «zorun. vardır: Iktıdann bızzat kendısı bır guç'tur Bu guçten yoksun olarun, kendı siyasal amaçlsrma ve halkın istemlerıne yanıt verme«i, onları bır gel'ştırmecılik içınde geçerli kılması olanağı tum ortadan kalkar. İçte şimdi Turkıve'mız bu durumdadır. Sosyal geli?ım çızgımiz, 1973 seçımlerınde, ozgurlukçülüğe • halklaşmacılığa oncehk vermiştir. Turkıve'nin ınpraksı«ı (uyşulama) böyle bir çızgiyı. her şeye karsın izleme zorununu içerir: ö y l e ıse, nOTnal parlamenter yollar rfuşürmedikçe, dLşüremedikçe ki tekelci oligarşıler. meydan onlara kendiliğinden bırakılma?sa, kendi aralarında butunleşerek, bu normal yolları işletemıyeceklerdir. Ecevit Hukumetı, İktidardan avrılamaz. Sosyal uyanışımın Turkiye'ye getirdığı özgürleşmeci • halklaşmacı gelışımin bu evredeki u\gulaması, Ecevıt'e ikrıdarda kalmavı buvurur. Bu bır «sışasal zorun»dur So=val uyanışımın gelışmesını sağlama işinde power (ıktıdar) baslı başına bir etkendır BuracTa, iktidarda kalmanın ılk etkın ışlevi. ozgürleşmecüığe • halklaşraacılığa sırtım çevirmiş tekelci olıgarşilerin ışlemlerine olanak ve fırsat bırakmamaktir. Onların, sosyal uyanışımın geMrdiği «bozuk duzenı değıştırme akımı»nı toptan dusurmelerinı dnlemektir Bu, iktidarda kalmanın başlıbaşına yeterli bir nedenidir. Yoksa, belki, CHP'de, seçim bildirgesi protokol hükiimet programı bütçe planiaması içınde, kendisinin özgürleşmecilik ve halklaşmacılık görüşü üe birlesen MSPden arta kalan 37'ler ile fazla bir şey yapamaz. Olsun Yapılabilen yapılır. yapılamayanın vebali de, tekelci ve özgürlük halkçılık . gençlik düşmanı olarak sicillenmij bulunan grubun omuzları üzerine yüklenetek, ik Işte en .«on. af ta*arısında, bu eskıl guçlerin ve tekelci oligar«ilerin koalısyona kacfar sızdığını gorduk. Sosyal gelişimi arkadan hançerlediğini dehşetler ıçinde izledık. Sayın Ecevir, elbette bunun da acısıru çek»nİPrın basındadır. Bu acının analizinden dopan bır mantık, Sayın Eeevit'e ıktldarı bırakma çizgisini gostermiştir. Mantığın duğümlerı, kuramsal seıdan, çok kuvvetlıdir. Koalısyon îçindeki sadakatsızük bölunmeltrl surerse. hukumet. moral ve sosyal gücünden buyük yitiklere ugrar. O zaman, tekelci ohgarsinin içte varatırağı kareasalık'arla bajetme zorlaşır. Dısta da, var olan antlasmalan, ulke yararına doğru eğen bir vorum içınde olumlu, enerjik, tutarlı bır polıtıka izleme zorlaşır. î=te bir bakıma çok gerçekçı olan bu mantık, Spvın Ecevıt'te hukümetten çekllme kişısel eğihmınl yaratmıstır. Bır de şunu işaret etmek gerekir: Hukümetle rin gucü, her zaman, parlamento matematiğinden çoğunluğu temsıl oranından çıkmaz. Asıl güç. iç ve dış ihşkiler ortammda daha çok benimsenmiş ilkelerden gelir; bu ükelere koşut, bu ilkelere dönük yöntem doğrultuları izlemekten gelir. tlkeleri; çağdaş sorunlara ve kendi ülkesinin çağda? gereksınimlerine yanıt olan hükümetler, uluslararası iliş kiler alanında. belki ilk anlarda, kimı güçlüklerle karşı'pşabilırler ama kısa bir süre içinde. dünya reaüzmı, onun gerçek değerini anlamakta gecikmez. Mustafa Kemal önderliğindeki ilk Anadolu ihtilâli hükümetleri, Haydut sürülüğü>nden, «Yurtsever kahmman. düzeyine ve bu düzeyin saygınlığina, ilkeleri ve dile getirdiği gereksinmelerin geçerlüiğı sayesinde çıkabilmiştir. ö'mcı maddei nayasa'nın 12'inci maddesi: •Herkes: dil. ırk, cinsiyrt. siyagf dajünce, feltefl inanç, din ve mezhep ayırımı gozetilmeksizin. kanua öniinde e$ittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa iıntiyaı tanınamaz.» Maddenin başlığı «EŞÎTLİK.tir. • 15 mayıs 1974'te 1803 sayılı kanun parlamentoda kabul edildi. Bu kanun «Cumhuriyetin 50'nci yılı nedenıyle bazl suç ve cezalan» affetmektedir. Kamuoyunda «Genel Af Kanunu» diye anılan bu kanunun Anayasa'nın «EŞITLİK» ilkesine aykırı maddeleri vardır. Anayasa'nın 12'nci maddesi açıkça şunu yazmaktadır: 1) Hiçbir zümreye tmtiyaz tanınamaz. 2) Siyasî düşiinre ve felsefl inanç bakımmdan herke» kanun kamsuıdıı esjttir. Oysa Genel Af Kanunu bazı zümrelere imtiyaz tanımı?, bazı kişiler siyasl düsüncelerinden ötürü kanun karjısında eşit sayılmamışlardır. Bi? gerçeği elle tutulur biçimde ortaya koymak için Genel Af Kanunu karşmnda iki zum re'yi ele alarak düsüncemizi somutlaştıracağız. Bu zumreler şunlardır: a) Eski Demokratlar.. b) İşçi Partililer.. Bilindiği gibi 1950 1960 arasında siyasl yaşamda etkin rol oynamış Demokrat Parti üyelerı, 27 Mayıs'tan sonra, tutuklanarak Türk Ceza Kanunu Hgili maddelerini ihlil etmek suçuyla yargılanmışlar ve cezalara çarptınlmışlardır. Bunların içinde Demokrat Parti çatısı altında •Vatan Cephesi» adıyla bir drgüt kurarak 141'inci maddeye göre suç işledikleri iddia edilenler vardır. 141'inci maddede yazıh amaçlarla gizli cemiyet kurmak suçundan cezaya çarptırılan bazı Demokrat Partililer, sonradan çıkarılan af kanunlarıyla cezaevınden çıkmıflardır. Ama suçluluk yargısını taşımakta idiler. 15 mayıg'ta kabul edilen Genel Af Kanunu ise Eski Demokratlar zümresf'ni l'ınci maddesi E fıkrası kapsamına almakta ve şu bjlkmü getirmektedir: Madde 1 D Yüksek Adalet Divanı tarafından mahkum edilmis olanların <Eski Demokratların)... cezalan kısmen ve tamamen affedilenlerle bu afların dışında kalanlann asll ve ffri cezalan dayandıkları kanun hükümleri ayırt edilmeksizin bütün neticeleriyle birlikte ortadan knldırılmıştır. Boylece Genel Af Kanunu eski Demokratlann 141'ınci madde suçlarım bütün sonuçlanyla affetmektedir. Işci Partililere gelince... Bilindiği gibi Türkiye tsçi Partisi 1961 Anayasasına g6re kurulmuş bir partidir. 12 Mart'tan sonraki olağanüstü dönemde olağanüstü mahkemelerde yargılanan tşçi Partili üyeler, 141'inci maddeyi ihlftl ettikleri iddiasıyla ccaitli cezalara çarptınlmışlardır. Ne var ki son çıkan Genel Af Kanunu. Işçi Partililerl Anayasanın etttlik ilkesine aykırı düsen bir maddeyle kapsam dışı bırakmıştır. Gene] Af Kanununun 5'inci maddesi Söyle yazmaktadır: Madde 5 Asagıda yanlı bentlerde gösterilen «oflar bu kanun hükümleri dısında bırakılmıştır: A) Türk Ceza Kanununun 141, 142... maddelerinde yanlı suçlar Görüldügü gibi Genel Af Kanunu, 141'inci maddeden mahkum olan Eski Demokratlar zümresini af kapsamına almakta. l?çi Partililer zümresini 5'inci maddeyle kapsam dışında bırakmaktadır. Ve böylece 5"inci madde. Anayasa'nın 12'nci maddesind* yazıh hükme aykın bir nitelik taşımakta, siyasi düfüncelerl bakımından İşçi Partililere kanun önünde eşit davranılmakta, Eski Demokratlara İMTtYAZ tanınmaktadır. â Kişisel Eğilimsiz! Ecevit koalisyonu, 1973 seçimlerinin özgürlükçü diişünü. halkçı ieerikli bir doğrultusu olan grup îarı yan yana getirme olasılığını vermesinden doğabılmişti. Yoksa, parlamento içi sayısal gücü pek parlak değildi. Fakat içte ve dışta, hemen bir saygmlık yarattı Özgürlükçülük ilkesi ile dıştaki demokrasi dünyası onu selâmla karşıladı. İçte alt kstegorilerde kunılu halk tabanı, bu kategorilerin bütünleşmesınden doğan büyük kitla de onu yalnız selâmla de gil, umutla karşıladı. Çünkü onda özgürlüğe halkçılığa sosyal barıja yönelik bir demokrasi ilkeleri demeti gördü. Sayın Ecevit, bu noktayı da düşünürse, kifisel egilıminin değil, siyasal zorunun Ba;bakam olarak yıne de gü,sjü kalır. Siyasal Zorun Fakat Savın Ecevıt'te. tarif edilmez ateşten gomlek acılan tattıran bir iharvetin, kendilerim poturdüğu «gucünü yitirmi$ bir hükümet olmaktan çekılme» eğiliminin ve mantığının karşısmda or.dan daha kuvvetli bır mantığa v e YAŞAYANLAR KALIR.. OKTAY AKBAL Evet Hayır Tuz Darlığı ve uz'un vazgeçüemez ve yerl doldurulamaz bir madensel besın maddesı oldugunu herkes bilir. Bu niteliğinin tuz'a kazandırdığı büyük önem, onunla ilgili sorunları ulusallaştırmış, üretim ve ticaretinde özel koşullarm yer almasma neden olmuştur. • Osmanlıların, lıberal ve sömürüye tam açık bir ticaret düzeni uygulamaya zorunlu olduklan bir dönemde (1862), Anadolu tuz kaynaklannın tümunü, bir devlet tekeline tahsis etmeleri, • Bu tekeli, Batılılann koruyup Düyunu Umumiye Idaresi yoluyle kontrollan altına almalan, • 1906 tarihli Maadın Nizamnamesmde tuzun (maden) sayılmış olmasına ragmen Tekel'in sürdürülmesı, • Aynı düzenın Cumhuriyet Devletince de benımsenerek 1936 yılına kadar değiştirilmeden uygulanması, • Cumhuriyet Devletinin 1936 tarihli Tuz Kanunuyla bu Tekel'e dağıtım görevi yüklemekten öte, amaç ve yönetim düzenınde esasa ilişkin bir degişim yapmamış olması, • 1954 tarihli Maden Kanunu ile getirilen yeni düzen içınde tuza yer verilmemesi, Bu savımızın yadsmamas kanıüandır. Batıhlar; kontrollan altında bulunan bu Tekel sayesinde hem sürekli olarak en ucuz fıyata tuz sağlamışlar hem de, Osmanlıların borçlanna karşı sağlam bir güvence elde etmişlerdir. Türkler ise; yurtlannın her bir yanında var olan tuz kaynaklanndan serbestçe yararlanamamış ve taşımanın ağır yüklerine katlanmaya mahkum olmuşlardır. Buna ragmen, üretün kapasitesinin iç tüketimi karşıladıktan sonra ihraç olanağı verecek derecede oluşu, yetmezlik yönünden yakınmalar yapılmasına yer verdirmemiştır. Ancak, aon yıllarda basınımızda çıkan haberlerden, yurdumuzda bir tuz darlığının başgösterdiği, Devletin «4 kurusa sattığı bu besin maddesinin, ihtiyaç sahiplerine «200» kurusa kadar yükselen fiyatlarla aktarıldıgı anlaşılmaktadır. tlgili kuruluslann darlık bulunmadıgına ilişkin açıklamalan, birbirini kovalayan istifçilik, baskın, tutuklama ve mahkeme haberlerı yüzünden inandırıcı olamadı. Köylüler, hayvan yetiştiricileri ve endüstrıcilerden sonra şehirlilerin de bakkallarından tuz yok cevabı ile karşılaşmış olmalan, tuz darlığmm yadsınmasına olanak vermedi. Tedbirleri KENDÎNİ OLDUKÇA T YURDUMUZDA. SERT DUYURAN TUZ DARLIĞI, ŞİMDİLİK GEÇİŞTÎRİLMÎŞTÎR. ANCAK HER «BUtün öluler unutulur .. Yaşayanlar kaür tek başlanna)». «Sanat Dunya:nız»ın ılk sayısındakı eski yalıların birbirlnden gtızel resimlerıne bikarken ».ndav'ın bu dizeleri dilimin ucunda . Yaşayanlar, ışte bu eski yapılar: Yaşıyor mufcunlar?Yaşam mı bu surdürdüklen? Yoksa çagl&rından kupmus birer geçmiş zaman hayaletı mı Dunlar? Çogu on sekizinci yüzyılda yapılmış. ikı yüz yılük oır süreyi kapsamış y&samlan. Bugün e s 3u gunlerin dılsız tanıklan olarfik duruyorlar oracıkta. Vapurla geçerken görüyoruz onları kıminin tarıîc r*ncurlwı inik, kımının soluk perdeleri kapalı .. Her zaman içimertokunurgbrunuşlen, sankı elleriyle yüzünü kapatmış aglayan başı tülbentli yaşlı bir kadındırlar. GeçtıişteıdleTİ bir anlığına hatırlayıp, sonra duygulanan, sonra kaskatı kesilen oturduklan koşe mınderınde, acımasız, düşman, öfkeli... Bu 5'alılar da gidecek, yanarak, yıularak. çökerelc... Elinden kurtulamayacaklar zamanın. Kemire kemire bı'irecek zaman bcceğ: onları . Tıpkı Anday'ın eski teknesı gib: .. Ş&ir eski teknenin orasımn burasınm sökülmesıni, gun gün param parça edılmesini görmuş pencere«inden. Acımıs o eski tekneye «Kara yakmdı önce, hem çok yakın . Elimi u^atsam tutardı» diye başlıyor uzun şiirine. Karşıda ölecek bır tekne vardır, kaçjnılmaz bır yazgıdır bu, ölüm. Zaman elıjie, msan eliyle .. Hepsı aynı kapıya çıkar sonunda, Ölümdür ölüm, o kadar! «Sanat Dunyamız» dergisınde guzel baskılarıa Dize sunulan. öykulerı anlatılan butün bu yalılar, Kont Ostrolog yalısı N»zıf Paşa yalısı, Ismaıl Paşa yalısı, eski Hubcr yalısı, Afıf Paşa yalısı v.b., v b . Hepsi ölecek, hepsi ölümlü Er geç bi: gün... 2 Melıh Cevdet Anday'ın çok güzel oiı şiırı var: «Teknenin Ölümu..» Yalının ölümü de deseruz Dlurdu Cıüm aynı, ha gemıde, ha evde, ha insanda!.. «Bir yanda parçalar,mış teknem durur, Sert tiltünüyle gün bır yanda Kara yakır.dı once. hem çok yakındı Elimı uzalsam tuU dı ama Yalnızlıktır denızın tek yasası BUtün ölüler unutulur Yaçayanlar kalır tek başlanna.» Sonra ınsanlar gelmer va^ışırlar çalışırlar, tekneyi oldürürler, o yaşamiyan. aenıi* çıkmayan. olduğu yerde çakılı duran tekneyi.. «Çalıştılar bır hafta, sğustosun Altısında bütün iş bittı Kesik oas çapa ıplerım, kureklerim Kumsalda şaşkın bır vığuıdn şimdı Tuter ei ayak, tuter ıslak odun Denızin. uzaklardan getırdıği Yabancı, anlamsız bır şeyim». • Yabancı, anlamsız bır şey» gibi duymak kendini!... İnsanOğlunun da kaçınamadığı bır duygudur bu. Zaman zaman .. Anday, bu şıırmde yalnızca bir eski teknenin sökülmesıni ölmesını mı anlatıyor, yoksa daha başka şeylerı mi'' Hüzün arasanız da bulamazsınız bu dızelerde. Eski anlamıyle hüzün tcalktı yeryuzünden Bakın Türkçesıni bıle bulamadık daha hüzün sözcuğünün! Deınek gereği yok, anlamı yok, gerçegr d* yok . Baska, bambaşka bir şey var şimdi onun yerine geçen ttısan. oğiu yerınde saymaz. ileriye gidecektır hep. Bir Tamanlsr s e v . diğı, beğencüğı eşyalar yapılar, tekneler, hatta anılar Dile eskıyecek, çokecektır. Anday «Sanat Dünyası»nda çıkan yazısmda «Zamanıar geçer, anılar eskır düşsel ve gerçek yapıiarla anılar arasındaki ılışkiyi degişmez savmak. zamana hapsolmaktan başka ne anlama gelir: Her yapı kendi anısım varatacak ve dtığayı zengmleştırecektır» başka bir yerde de... «Daha bır çok yapı, koru ve yalının süslediği bu görünüm, artık dünün degil b u gunün görunürrüdür ve yarın hıç kuşkusuz yeni yapıtlar ve tasarımlarla yine de değisecektir. Asıl sorun ona çağımızın ve çağdaş uygarnğımızın gerçek yapıtlannı eklemekte düğümlenmektedır..» Diyeceksıniz Anday'ın «Teknenin ölümü» şiiriyie Bogazdakı ıkı yuz yıllık yalıların ne ilgısi var? Şu; bır yalnızlık ıcmae bırakılmışiık var. o eski teknede de, o eski yalılaraa da o unutulmuş insanlarda da. Hepsı bu yeryüzünün konuğudur. Bır yıi yuz yıl, ıkı yüz yıl, sonra hepsi bir masal, ha var ha yOK! .. «Butün ölüler unutulur Yaşayanlar kalır tekbaşlanna..» Ölenler olacak hep, yaşayanlar da unutacak onlan, teknelen, yalılan, ınsanları. üretim yöntemlerinin uygulanması ve bunlar için gerekli para ve bılginin saglanması bu dar boğazlann genisletilmesı yanında sorun bile sayılamazlar. ALANDA ÖNEMİ ÇOK ARTAN TUZ Gereken Tedbirler Bu dar boğazların aşüması için ivedilikle şu tedbirler alınmalıdır: C!) Tuz'un; • Yalnızca bir besm maddesi olmayıp modern endüstrinin de çok önemli bir (ham, katla, Maden Muh. Odası Yayın Kurulu Bsk, yan) maddesı oldugunu, • Bugünkü üretım koşull»nnda, tuzla bırlıkte bulunduklan halde, yararlanamayarak attıgı(izere sinsi sinsi gelişen bir dar deni kulaklarına pamuk ve gözmız maddelerın tuza eşdeger ollerine perde yaparak yoksul köy dugunu, lıktır. liinün, zayıf hayvan yetıştiricisi• Derınlerdeki çok büyük tuz Fiyat Oyunlannın nin feryatlarını duymazlıktan, tabakalanndan ekonomik üretim Nedenleri ezılmelermi görmezlikten gelmeyontemlen geliştırildiğiru, leri asla bağışlanamaz bır umur• Tuzun, ulusal ekonomi heFiyat üzehndeki piyasa oyunsamazlıktır. defleri arasma çoktan alınmıs olları ıse hiç durdurulamamıştır. masının gerektiğinı, öğrenmek. Aynı tutum ve yönetim biçiBunun nedenlerini jöylece özetmi sürdürülürse, yurdumuzun tuz ögretmek ve kamuoyuna duyurleyebiliriz: mak. gereksinmesini ithal yoluyle kar0 Ikinci Dünya Savaşından bu şılamak gibi gülünç bir duruma (5) Bugün ısletihneyen tuz yana insan ve hayvan sayısında düşmek kaçmılmaz olur. Ne yaka>naklannı üretim devresıne buyük artışlar olmuştur. zık ki, Tekel, durumun ağırlığısokabılecek bilgiye ve maddî gü• Yine tkinci Dünya Savaşın nı ve dünya çapındaki önemini bu ce sahip olarak yalnızca tuz ve dan sonra hem endüstride akla gün de kavramış gözükmüyor. O, onunla birlikte çıkarılan maddedurgunluk veren bir düzeye ula hâlâ tuzu sadece tencere, salata lerin üretim ve ticaretiyle görevli şan değişim ve ge"'s."i olmuçtur ve hayvan torbasında bilmektedir. b i Iktısadi Devlet Teşekkülü r hem de. endüstrileşme çabasına Çoktan fabrikalara atladığını far kurmak. girişen ülke sayısında büyiık arkedememiştir. Osmanlı koşulları (3) Bugün, Tekel Idaresi üzetışlar olmustnr. nın yarattıği şartlanmadan henüz rinde bulunan üretim ve dağıtım kurtaramamış olduğu # Bu etk«nler yüzündea ülke kendısini gorevıni, ticaret ile ulusal ekomizde ve dünyada tuza olan ge gdrüntüsü içindedir. nomı hedeflenni de katarak bu Teksinme olağanüstü artmışhr. Oysa, Türk tnz kayrtaklan henV" yeni kuruluşa devretmek. Işte bu nedenle, günümüzde i? yurdun gereksinmelerini hem de, (î) Tekel'in elinde bulunnn letebildiğimiz tuz kaynakları v e dünya pazarlarındaki tuz talepletum kaynak, tesıs, araç ve gereci kuruluşları artık yurt gereksin rinin büyük bir bölümünü rahat sermaye olarak bu iktisadi devlet mesine yetmez duruma düşmüş lıkla karşılayabilecek çapta geni? kuruluşuna devretmek. lerdir. Yani, darlık yakınmalan rezervlere sahiptir. Bu pazarlar Maden Mühendısleri Odası pek özde doğrudur. ise öylesine isteklidir ki, ifade et yakında özel bır tuz nüshası yaDevletin tuz üretim ve dağıtı tiği yıllık gelir. Türk olanaklan ymlayarak konunun ayrıntılanna miyle yükümlü kuruluşunun bu için milyarı aşkındır. Boraks'tan inen rakam, bilimsel ydntem Te durumu görememesi ve gelişmele. umduğumuz yararı geride bıra belgelerle bu soruna aydmlık geri izleyememesi hazin olduğu ka kacak kadar tatlı bir pazardır bu. tirmeye çalışacak'ır. dar kaçınılmazdır da. Çünkü, göGelin görün ki, ne Tekel bu eko Bu sorun'un çozümündekj en revi yükümleyen ve kuruluşu bi nomik hedefe yönelebilme ihtisas, büyük sorumluluk payı Gümrük çimlendiren Kanun, tkinci Dün yetki v e yeten'jg'na sahıptir ve Tekel Bakanlığına aıttir. B u ya Savaşından önceki koşullara ne de, yürürlükteki Kanun bu y ö gunkü anlayış ve tutum içinde göre hazırlanmıştır. Bu yüsden ne itici niteliktedir. Tam tersine, ele aldığı takdirde, kısa sürede Tekel'in ihtisası da yetki ve yete iki sunturlu dar boğazdırlar. basarılı sonuca ulasabileceğıne nekleri de kısıtlı ve yetersiz kalinamyoruz. Her hal ve kârda, hüHem de bunlar, açılması zomıştır. Fakat, yöneticilerin bu ne runlu olan öylesine dar iki bo kümetlerımızm T n ı Deryalan ğazdırlar ki, genişlemeyi sağlaya içınde tuzsuz kalraak gibi bır cak tesislerin kurulması, yeni utançtan ulusumuzu kcruyacaklannı umuyoruz. kaynaklann harekete geçirilmesi. KONUSU CİDDÎ ÎLGİ BEKLEMEKTEDİR Kadri YEflSEL • Türk Ceza Kanununun aynı maddesinden mahkum o l muş bir zümreyi affetmek, bir başka zümreyi af kapsamı dışında bırakmak hiç kuşkusuz yalnız Anayasamıza değü, Hotanto ülkesinde geçerli hukuk kurallarına da aykındır. Padişahlık çağında bile imtiyazın ve eşitsizliğin bu kadar elle tutulurunu bulmak zordur. TRT Genel Müdürlüpnden Radyo • Foto cihazında kullamlan 159 adet «İlford 531 marka» fılm kapalı zarf usulü ile satlıacaktır. îstekliler 5.6.1974 günü saat 14.00'e kadar teklU mektuplarını Genel Müdürlük Genel Evrak Müdürlüğüne teslım edecektir. Kurum 2490 sayılı ihale Kanuna tabi değildir. Postadaki gecikmeler dikkate alınmıyacaktır. (Basın: 15344 4081) REAAINGTON* ELEKTRONİK Muhtelif Hurda Malzeme Satılacaktır Müessesemizde mevcut: Kaneviçe merinos çuvalları, muhtelif kaneviçe sentetık çuval ve parcaları. boş kaplar, çember, muhtelif kullanılmış malzeme, 6 Haziran 1974 Perşembe günü saat 16.00'ya k«dar kapalı zarfla teklif alınmak sureti ile satılacaktır. Şartnamesi müessesemiz Ticaret Müdürlüğünden, lstanbul'da Alun ve Sstım Müessesesi Tedarik Dağıtım Müdürlüğünden temin edilebilir. SÜMERBANK MERİNOS YÜNLÜ SANAYtl MÜESSESES! BURSA Gerçekten de, yurdumuzda ken dini oldukça sert bir biçimde duyuran tuz darlığı olmuş ve şimdi lık geçiştirilmiştir. Ama bu. köklü tedbirlerle alınmış ve sürekli olabılecek bir sonuç değildir. Bu, koşulları tamam olunca patlamak PAYIAŞIIIR5A BU HAFTAKi NESE AYTEN DURUKAN ile ILHAM EROĞLU nışanlandılar 19/5/1974 Pıstıkağacı hesapta surat REMIVAC Haiaskârgazi Cad. 34/4 Harbiy» Tel.: 47 87 11 Izmir Cad. 33/27, Yenişfhir, Ankara. fel.: 17 43 49 (Basın: B 462 15385 4093) BUVÜR: Atatürk Üniversitesi Rektörlüğünden Ziraat Fakültesi Kültürteknık, Ziraat Alet ve Makinalan Bolumünde bir adet profesorlük kadrosu açılmıştır. 1765 sayılı kanunun 6. maddesi gereğınce duyurulur. (Basın: 15387/4094) TATİLE ÇIKARKEN PTT Yolculuk Posta Çeki satınalacaksınız.. PTT YOLCULUK POSTA ÇEKLERI gece gündüz paraya çevrilebilir Basın: 15328 4089 (Cumhuriyet: 4106) Cumhuriyet 4087 » •»• • •• • • •• • • • • • • • • • • • • »» • • » • • • » • • • • • • • • • • • r • Darüşşafaka Lisesi Müdürlüğünden • 1 Darüşşafaka Lisesine sınavla parasız yatılı yetim • S oksuz veya anah babalı kız ve erkek • ÖĞRENCİ ALINACAKTIRİ 2 Adaylarda aranan genel şartlar: a) İlkokuldan bu yıl ve en az ıyi derece ile mezun olmak, b) 1 temmuz 1962 tarıhınden sonra doğmuş bulunmak, c) Yoksul olmak, d) Sağlık ve diğer yönlerö'en okula kabulünde sakınca bulunmamak. 3 Yonetmelik hukıimlerıne göre almacak öğrencınin en az yarısının yetim veya öksüz olması şarttır. 4 Aday kayıtları 15^.1974 ılâ 22.6 1974 tarıhlen arasır.da Istanbul'da Darüşşafaka Lisesınde ve Ankara'da Milli Eğitım Mudurlüğünde yapılacaktır 5 Gırış sınavı tarıhı: 29 6.1974 Cumartesi saat 09.00 Giris sınavı veri: Istanbul'da Darüşşafaka Lisesınde, Ankara'da Milli Eğitim Müdürlüğunün uygun gorecefi yerde. Ek bilgi için telefon: 24 18 13 Daruşşafaka Lısesl, Fatih Istanbul. Cumhuriyet 408S T ^ • 3 Adet Elektromagnet Satınalınacaklır Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü KARABÜK 1 Bu işle ilgili şartnameler; a) Karabük'te Genel Müdürlük MALZEME İKMAL MÜDÜRLÜĞÜ'nden. b) îstanbul'da Taksim Lamartin Cad. Dofu Palas Kat 4 İSTANBUL MÜMESSİLLÎĞİ'nden, c) Ankara'da Karanfil Sokak No. 30/7'de IRTİBAT BÜROSU SEFLIĞİ'nden, temın edilebiîir. 2 Teklıfler en geç 25 Haziran 1974 Salı günü saat 14.30'a kadar Karabük'te Genel Müdürlüğümüz Haberleşıne ve Arşiv Müdürlüğüne tevdi edilmiş veya vürud etmis olacak tır. (Basın: 15398) 4097 İst. Dz. Tek. Sat. Al. Kom. Başkanlığından 1 Kapalı zarf usulü gereğince şartnameye uygun koyu bej, açık veşil. açık g n venyl asbestlı yer karosu üe yapıstırıcı satın ahnacaktır. Tamamımn muhammen bedeli 37.172JÜ lira olup peçici teminatı 2.788.00 liradır Şartnamesi Komisyonumuzda, ANKARA ve tZMİR Levazım Amirliklerınde görülebilir 2 thalesi 10.6.1974 günü saat ll^O'da Kasımpasa'dsk; Komisyonumuzda yapılacağından isteklilerin 2490 sayıl) kanunun 31'incı maddesi aereğince hazırlayacaklan teklif mektuplarını en geç ihale günü saat 10.30'a kadar Komisyonumuza vermelerini. (Basın: 15040) 4083
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear