Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 9 Nisan 1974 Unümüz Türkiyesi'nin köklü sorunlanndan biri olan aşırı kentleşme olaymın denetim altına ahnması için CHP MSP koalisyonü'nun programında öngörülen uygulamalar arasında uydu kentlerin de yer aldığı anlaşılmaktadır. Programda dile getirildiğine göre, «Şehirlerin gereğinden fazla ve düzensiz bir biçimde büyümesini önlemek, çevre sağlığı sorunlannı asgariye indirmek, konut ve arsa sorunlarma âdil çözümler getirmek v.b. için büyük şehirlerin çevrelerinde uydu (peyk) kentler kurulması da dahil olmak üzere gerekli tedbirler alınacaktır.» Kentlerin fiziksel. sosyal ve ekonomik olanaklarını asan olaganüstü bir kentleşmenin. ülkemiziıı en belirgin özeiliklerinden biri olduğu herkesçe bilirimektedir. Üstelik bu süreç. doğurdugu sorunlarla birlikte her türlü denetim ve planlamanın dısmda varlığını sürdürmektedir. Ayni sürece çok daha önce girmiş olan gelişmis endüstri vlkelerinde karşılaşılan benzer sorunlann çözümü yolunda uydu kentler uygulamasmm önemli bir rol oynadığı görülmüşrür. Bu bakımdan Türkiyede de kendine özgü nitelikleri hesaba katilarak aynı önleme başvurulabileceğine şüphe yoktur. Buşüne kadar uydu kentler, önce, kendine yeterlik özelliği bulunmayan ve ekonomik ve sosyal ihtiyaçlan bakımından bağlı bulundukları büyük kente dayanan topluluklar olarak nitelendirilmiştir. Bu bağlamda, uydu kent. çalışma gereğl günü birliğine ana kente gelenlerin akşam döndükleri bir «yatakhane» yerleşme anlamı taşımaktadır. Ancak gerçekte adı geçen yerleşmelerin kapsamı daha geniştir. Çağdas anlamıyla uydu kent. herşeyden önce yerleşmeler arasmdaki bir is bölümünür ifadesidir. Bir uydu yapı, bir iç bütünlüğü bulunmayan ve belli bakımlardan bir metropoliten kent merkezine bağımlı olan, ama bazı bağımsız fonksiyonlann geliştiği bir yerleşme olarak anlaşılmalıdır. Daha yerinde bir deyişle, uydu kent, belli işler (fonksiyonlar) alaranda uzmanlaşarak merkez kenti bütünleyen bir yerleşme birimidir. 6 UYDU KENTLER Dr. Yakut IRMAK îşts kentin, çevre topluluklar tistünde, mal ve hizmet üretim fonksiyonlannın yerine getirilmesi doğrultusunda yaptığı etki, uydulaşma olgusunun kaynağıdır. Çevre topluluklann, banliyö ya da endüstri kesimi haline dönüşmeleri, kentin merfcezî büyümesinin doğrudan ürünü olduğu için bu merkezin bir uzantısı olarak belirir. Oysa topluluklann belli mal ve hizmetler alanında uzmanlaşarak kentle bütünleşmeleri anlamında uydulaşmada. topluluklar. adı geçen fonksiyon bir yana, az çok bir iç bütünlüğe sahip oldukları için, kentin bir parçası değil, onunla bir işbölümünün ögeleri niteliğindedir. Bu nedenle, oJağanüstü kentleşmenin ağır fiziksel ve sosyal baskısını dengeleyici bir etmen olarak uydu kentler, temelce, kentle fonksiyonel bağlılığı dışında, kendine yeterli topluluklar olarak anlaşılmalıdır. ömeğin bu yerleşmeler, alt yapı kolaylıklaıınır. y^nı sıra KO nut, sağlık, eğitim, küUür ve "tlence gibi alanlarda msrkez kentten baÇımsız o'an birimlerdir. daki bu btitünlesme modelleri başlıca üç öbekte ele alınabilir: (T) Ana kent. giderek ba ıs n>eryezi özelliği kazandıkça ve ulaştırma araç ve kolaylıklan geliştirdikçe, çevresindeki bazı topluluklan «banliyö» yerleşmesi biçimine dönüştürür. Büyük kentin bir endüstri ve hizmet merkezi özelliği kazanması. bir yandan oturma kesüni olarak elverissiz bir duruma gelmesine, öte yandan arsa ve kira maliyetinin yükselmesi nedeniyle nüfusun ulaşılabilir uzaklıktaki topluluklara yönelmesine yol acar. Bu olay, çevre topluluklann banliyöleşmesidir. (5) Ikinci olarak kent, genişleme ihtiyacı duyan veya yeni kurulacak olan endüstrinin, ucıız arsa ve alt yapı hizmet kolaylıklanna sahip olmalan veya başka özellikleri nedeniyle çevre yerleşmeleri seçmelerinden ötüril, onlan bir endüstri kesimine dönüştürür. Kent merkezinin, çevresindeki yerleşmeleri, bir endüstri kuruluş yeri biçiminde değiştirmesi anlamına gelen bu durum, endüstrileştirme olarak nitelenebilir. (î) Son olarak, kentin, etki çerçevesi içine giren topluluklarda yarattıgı bir değişiklik de. bunlann, belli bir mal veya hizmet üretimi alanında uzmanlaşmalariyle ortaya çıkar. Bu bağlamda kent, çevresindeki bazı topluluklara tarımsal ürünlerden birinin özellikle belli bir besin maddesinin üretim fonksiyonunu yükler. Böyleükle bu yapılar, belli bir tarımsal üretim dalmda, örneğin sebzecilik, meyvecilik ya da hayvan ürünleri alanında uzmanlaşarak başka bakımlardan kente bağımlı kalırlar. Bu durumda bir çevre yerleşme, fonksiyonel bakımdan kentle bütünleşmiş, ancak ona bağlı bir uydu olmuştur. Ya da kent, çevre alanda yer alan yerleşmeleri. yarattığı hizmet isteğine uygun olarak işgücü sunan topluluklar biçiminde uydulaştınr. Bu durumda, söz konusu topluluklar, kentin işgücü gereksinimlerini karşılamak üzere günü birliğine kente gidip gelenler için bir yerleşme kesimi özelliği kazanır. İşlev Ayrımı Gerçi, söx konusu uydulasma, metropoliten gelişmenin kendiliğinden yarattıgı bir eğilim olarak belirmekteyse de, plânsız ve denetimsiz bir gelişms süreci içinde bu fonksiyonlaşmanın kendisinden beklenen yararlan sağlamaktan uzak olduğu bir gerçektir. Bunun en başta gelen nedeni, çevre topluluklarda söz konusu üç model içinde ele alman fonksiyonlaşmanın, gerçekte çoğunluk iciçe girmis olarak ortaya çıkmasıdır. örneğin bir banliyö yerleşmesi, aynı zamanda bir endüstri kesimi olarak kullamlmakta, bir mal veya hizmet üretim topluluğu yine bir endüstri kuruluşuna sahne olmakta, ya da aynı yerleşmenin üç ayn tipin özelliklerini de taşıdığı görülmektedir. öte yandan. kent üzerindeki ağır hizmet isteğini en rasyonel bir biçimde azaltmak üzere uydu yerleşmeler alt yapı ve sosyal hizmet kolaylıklariyle donatılmadığı için, bunlann banliyö kesiminden bir farkı kalmamıştır. Bu nedenle belli kentlerin dengesiz büyümesini önlemek, hizmet kolaylıklarınm aşırı merkezleşmesinden doğan sorunları gidermek üzere, planlı bir «şehircilik» politikasıyle merkez kentle çevre yerleşmeler ve bu yerleşmelerin kendi aralarındaki fonksiyon ayrımının grçekleştirilmesine ihtyaç vardır. Başka bir deyimle, düzenli ve çağdas bir kentsel gelişme biçimi, ana kentle uydularmın fonksiyonel bir işbölümüyle birbirini bütünlemeleri temeline dayanan bir yerleşmeler sistemi olmalıdır. Bunun için de ilk olarak, kendiliğinden gelişen ya da planlı olarak kunılan uydu yerleşmelerin banliyö ya da endüstri kuruluş yeri haline dönüçmesi önlenmelidir. Bu amaçla. kentin banliyöleşme eğilimi denetim altına alınarak çok doğrultulu olmaktan çıkanlmalı ve «kesimli gelişme» modeline uygun olarak belli bir yerleşme kesimine yöneltilmelidir. Böylelikle kentin ulaşım, konut ve arsa spekülâsyonu sorunu geniş ölçüde sınırlandınlmıs olacaktır. Öte yandan, endüstri, maliyet ögelerini en aza indirgemek amacıyle kuruluş yeri olaral: seçtiği çevre yerleşmelerin dışma kavdırılarak yerleşmelerin kısıtlı olanaklarının endüstriyel kuruluşlar tarafından paylaşılmasına son verilmelidir. Uydu yerleşmelere gelince, bunlar arasmda, nifelik, fiziksel koşul ve konumlan gözönünde bulundurularak kente mal ve hizmet sunmalan bakımından işler (fonksiyon) aynmı gözetilmelidir. Bunlardan. mal üretimi fonksiyonunu üstlenenlerin, tarımsal niteliğini konımaya egilimli ve fiziksel konumlan daha elverişsiz olanlar arasından seçilmesi. ve bunlann gerekli özendirici önlemlerle belli üretim dallarında uzmanlaştırılmalan yerinde olur. Böylece,' belli maddelerin üretiminde başta ulaştırma olmak üzere çeşitli maliyet öğeleri kaynağında denetlenerek azaltılacağı için, özellikle besin maddeleri tüketimi alanında kentin karşılaştığı sorunlardan bazıları çözumlenmiş olacaktır. Uydu yerleşmelerden hizmet Uretiminde bulunmak, daha doğrusu işgücü sunmak durumunda olanlannsa, kentsel nitelikleri ağır basan ve kentle ulaşım ilişkileri gelişmiş bulunanlardan oluşması uygundur. Bu uydu yerleşmelerde başlıca kentsel hizmetlerin geliştirilmesiyle ana kentin alt yapı ve hizmet yükü btiyük ölçüde halifleyecek ve kent çevresinde hizmet götüriilmesi olanaksız bir yerleşme biçimi olarak beliren gecekondulaşma giderek önlenmiş olacaktır. Sonuç olarak, uydu kentlerin, kentleşme sorunlarınm denetim altına alınarak çözümlenmesi yolunda yararlı bir uygulama aracı olduğuna, ancak bunun, geniş kapsamh ve uzun dönemli bir sosyal ve fiziksel planlamayla gerçekleşebileceğine şüphe yoktur. A. A/mn 5fl. Yıh nadolu Ajansı 6 nisan 1920'de Atatürk'ün meriyle kurıudu. Ve bir bildiriyle halka duyuruldu: «Kalbi tslâm olan Osmanlı Saltanat merkezinin düşman işsaline geçmesi ve bütün ulus ve vatanımızın en büyük tehlikeye uğramasının sonııcu olarak bütün Rumeli ve Anadnlıı'nun jririştiği ulusal ve kutsal savaş sırasıntia halkın en doğrn İç ve dış haberlerle aydınlatılması önemle gözönündt tutulmuş ve burada en yetkili kişilerdeıı meydana gelen bir özel kurul yönetiminde Anadolu Ajansı adı altında bir tesis ktırulmuştur. Anadolu Ajansının en hızü araçlarla vereceğl haber ve bilgi Heyeti Temsiliyemizden de geçeceği için Ajans tebliğleri Müdafaai Hukuk örgütümüzce de bucak ve köylere kadar n.ığıtılacak ve duyurulacaktır. Bu bakımdan acele tertibat alınması ve sonucun bildirilmesi önemle rica olunur.» 23 mart 1920'de kurulan «Matbuat ve Istihbarat Umum Müdürlüğü» örgütü içinde yerini aldı Anadolu Ajansı, ve bu çerçevede Bakanlar Kurulu Başkanlığına bağlandı. A.A.'nın o dönemdeki görevi iki yönde belirleniyordu: .« Birincisi dileklerimizi ve amaçlarımızı dışarıya tanıtarak davamızın tıaklı olduğunu ispat etmek, ikincisi lıalkı sünkli olarak aydınlatmak...» Demek A.A.'nın biri içe, biri dışa dönük iki göre\i vardı Milli Kurtuluş Savaşında... Cumhuriyet'in ilânından sonra Ajans 1 Mart 1925'te yasalaşcn: bir kararla anonim şirket düzenine girdi; kanunla saptandığı üzre BasınYayın Genel Müdürlüğüne konan ödenekle Bütçe'ye bağlandı; yöneticileri hükümetçe seçildi. Başlangıçta Ajansm yapısı ve yönetimiyle devletin yapısı uyumluydu. Tek parti yönteminde devletin resmi kurumuydu Anadolu Ajansı... Ama çok partilı döneme geçilince, A.A. demokratik yasamın isterlerine aykırı düştü. Bu aykırılık daha ilk adımda kendini belli etmiş ve iktidara geçen her sivasal partinin isteklerine göre biçim alan ajansm çeyrek yüzyılhk geçmişi, bugün kurumu güvenilmez bir haber kaynagı durumuna düşürmüştür. Gerçekte ülkemizde çaplı bir ulusal ajansa büyük ihtiyaç vardır. Çünkü bugün bütün Türkiye basın örgütleri (A.A. dahil) yabancı ajansların, daha doğrusu büyük Amerikan ajanslarının gözlükleri ve kulaklıklarıyla dünya haberlerini izler. Uzak ülkeler bir yana, burnumuzun dibindekı ulkelerde ve komşulanmızda olan bitenleri yabancı ajanslar marifetiyle öğreniriz. Hiç kuşkusuz bu durum, haber alma kesimini dışa bağımlı kılmaktadır. Dış haberleri Amerikan ajanslarından sağlayan gazetelerımiz, iç haberlerde de özel muhabirlerini kullanırlar. A.A.'ya pek iltifat etmezler. Her gün kalburüstü gazetelerimize bir göz atıldığında. A.A.'nın haberlerine hemen hiç yer verilmediğini, ya da pek az verildiğini görmek mümkündür. Böylece A.A.'nın devlete yük olmaktan başka bir lşlevi kalmamıs gibidir. Bunun suçu ajansta çalışan meslektaşlanmızda değildir. Tersine, A.A.'da çalışan gazeteciler arasında çok değerli ve üstün nitelikli olanların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Ama objektif koşullar bu arkadaşlann yeteneklerini göstermesini engeller. Siyasal iktidara bağlı bir genel müdürlükle gazetecilik mesleğini yürütmek, bağdaşmıyan iki şeyi bir araya getirmeye çabalamak demektir. Durum böyle olduğuna göre çare? 54'üncü yılını algılayan Anadolu Ajansının yasası ele ahnmalı, kurum özerk duruma getirilmelidir. Bu özerk kurum, iktidarla muhalefete karşı özgür, siyasal partilere aynı uzakhkta, ama Anayasal gereklere ve gazetecilik koşullarına bağlı bir işleyişe sokulmahdır. Kısacası tek parfi yöntemlerine göre kurulan aians, çok partili demokrasi yaşamının gereklerine uydurulmalıdrr. Böylece bitmez tükenmez dedücoduların ve arpalık hikâyelerinin sonu almmış olacaktır. A Bağımlılık Maddeleri Bu özellikleriyle uydu kentler, metropoliten gelişmeye bağlı olarak kendiliğinden beliren bir forıksiyonlaşmanm ürünüdür. Gerçekten, bir büyük endüstriyel kent merkezi, belli bir büyüme hızına ulaştıktan sonra çevresindeki kır ve kent yerleşmeleri üzerinde etkide bulunarak onlan yapısal değişikliğe uğratır. Küçük boyutlu yerleşmelerde bu değişiklik, ana kentle bir fonksiyonel bağımlılık ilişkisi içine girmek biçiminde belirir. Ancak bu bağımlılık, her zaman aynı doğrultuda değil, söz konusu yerleşmenin yapısal niteliklerine göre ayrı modeller içinde ortaya çıkar. Bir merkezi kentle çevre yerleşmeler arasm AYDINLIK GÜNLER İÇİN Muzaffer Hacıhasanoğlu SORUNLAR VE BOYUTLAR dekj istihdam yükünü arttırır. Bunun gibi, Devlet Yatınmlar Bankası, Sümerbank ve Etibank dururken, bir yeni Sanayi Bankası, bir yeni Maden Bankası kurulma yoluna gidilmemelidir. Unutmayalım ki kamu kuruluşları her alanda teknik eleman deposudur. Özel kesimi de bunlar besler çoğu zaman. Arslan Başer KAFAOĞLU Geçen haftaki yazımızda kuşkular ağır basıyordu. Ama bu yazimız umutlarla doludur. Hükümet pek verimli görünmeyen bir kilo iplik ortalama 2,5 dolar öncülügunü almalıdır. Madenci kısa süre için yorgunluk ve bezlikte de Etibank daha cıddi, budır. Bu hesapla pamuk yerine ipginlik duymamalıdır. Türkiye'de lik ihraç etsek 300.000 ton pa ^ünle kıyaslanmayacak atılımlar umut veren göstergeler daha çok. içine gırmeüdır. Karayolu agları mukta kâruniz 375 müyon dolar Zengm ve emre hazır bekleyen olacaktır. Bunu kumaşa çevir demir yolları ile destekienmelı bir doğal kaynaklar hazinesi, d!r, deniz filomüz (yük gerhisi mek için yapılacak çabalar sonuyurda hizmet etmek isteyen ve cu sadece bu dalda döviz kazan olarak> ulaştırma"yUkÜnfl p'aylaş dışarda imkanlar biriktiren yüzcımız 1 milyar doları bulabilir. malıdır. Anadoluda alt yapı te binlerce yurduna bağlı işçi, bu 300.000 ton ihraç pamuğunu de sisleri yapılmiş sanayı sitelerine işçi kitlesıyle bağlantıları buluğerlendirecek yatırımlann döviz süratie gidilmelidir. Ancak bu nan tüketim düzeyi düşük milOysa Türkiyemizde durum böy tutan ise, sıkı ve toplu bir pa yolla gereksiz sosyal harcama yonlarca köylü, yetiştirılmiş bir le midir? Yurdumuzun doğal ve zarlıkla 400 milyon bile değildir. lara katlanmadan, sağlıklı bir teknik personel kadrosu ile bu şekilde tanmdaki nüfus yükünü insanların hem sayısı, hem de Yanj bugünkü döviz rezervinin hafifletebiliriz ve ancak o za kalkınma planlamasına elverişhünerleri bakımından her olana sadece beşte biri. man köy dertlerine akıtılan pa li güçlü devlet sektörü kısa süğının kullamldiğını kim söyleyerelı fınansmanla ilk atılımlara Hükümet ve yönetici kadro ve ralar etkili olmaya başlar. bilir? Bırakalım doğal kaynakolanak sağlayan azımsanmayalan, insan kaynaklannı, elimiz hatt? muhalefet şunu akıllarına cak bir döviz birikimi var. Umut verici yerleştirmelidir: Bugünkü bodeki paraları bile doğru dürüst kullanabildiğimizi kim söyleye yutlarla halka ne versek onu Ekonomi kaygan bir ortam ve bilir? Elimizde ik[ milyar do hoşnut edemeyız. Diyelim tarımdinamiği içinde bulunan bir topda ürün alım fiyatları iki kat, lumsal daldır. Bugünün sorunla BİR AÇIKLAMA lan aşan döviz olanağı var, bizce fazla tutulmuş milyarlarca li üç kat artırıldı (bu durum ola rının, hükümeti genel yönlerde 26 Mart 1974 günlü «Kuşkular ralık banka karşılıkları var, iş nağı yoktur ama, varsayalım) bu reform çabalannı azaltma yolun ve Umutlar» adlı yazımiz hakkınnun köylüye sağlayacağı yarar ve da etkili olduğu çilerimizin Alman bankalannda kuşkusuzdur. da Sayın İlkay Izer'in eleştirisini yatan milyarlarca marklık biri gelir artışı ile köylünün kaderi Elbette enerji, kredi, ilgi bekle okudum. Üzüldüm. Benim çok kimleri var. Biz bunları kullana pek SLZ, değişir. Hızla endüstrileş yen kurulu kapasiteler, «reform değer verdiğim bir meslek grumeliyız, bu endüstrileşmeyi doğmıyor, kısır çalışmalarla, vakit temsilcinin yapilacak» diye boş, etkisiz ya bunda en yetkili ru dürüst yapmalıyiz. Düzen deöldürüyoruz. Bu eldeki olanakazımsayamazdım. da yarı etkili kalamaz. Eski dii «kuşkularını» ğışikiiğınin ilk adımlannı biz de «cari meseleler» denilen ko Ama kendi açıkladıkları kararlar pek az çaba ile yurda yeni burada görüyoruz. Bugünkü gi nulan elbette hükümetlerin çok nameyi övme durumum olmadığı üretim büyüklükleri, harcama olanakları, tüketim olanakları, bi, yani her tesisin herhangi bir zamanını alır. Hatta buradaki için de üzuntüm azaldı. Benim kalkmma olanakları hazırlama yerde kurulması, sağlıksız nüfus başarısızlıklar, genel yönlerdeki düşüncem şudur: Bu boyutlar ya yeter. Bunlann daha arkasın yığılmaları doğuran şekilde en atılımlarını köstekler. Her iki içinde hiç bir soruna gerçek çöda, yararlanamadığımız, bulun düstrileşmeye gidilmesı yolu tu çabaya yani eldeki düzenin so züm bulunamaz. Bu nedenle bomuş, rezerv tespiti yapılmiş iş tulursa eldeki dövizlerımizi bir runları ile toplumu yönlendir yutlan genişletmek gerek. Buletilmeyen büyük maden rezerv yılda da harcasak, pek doyurucu me çabalanna eşit şekilde ve ge nun için de yatırımlarda geciklerimiz var. Bunları gerektiği gi bir sonuç alamayız. Ya nasıl bir rekli zaman ayırmanın yollan da meleri önlemelı. Gecikmeler çebi işletsek ulaşılacak üretim bo yöntem uygulayacağız? Elbette şitli nedenlerden olduğu gibi aranmalıdır. Bu yollar başlıca ağırlığı sadece temel mallarda ikidir, birincisi yönlendirme ça müteahhit ile devlet arasmdaki yutlan içinde, bugün sorun gödeğil, tüketim malları endüstri baları tam şekline girinceye ka anlaşmazlıklardan da olabilir. O rünen konular erir ya da ufacık sinde de ağırlığı devlet kesimine dar, temelden rahatsız edıcj ol halde bunlar da bir an önce çökalır. Sanmayın ki, bu yazılarımizla bozuk düzenle, değiştiril vererek. Bugün kim ne derse de. mayan sorunlara sadece gereği zümlenmeli. «Sermaye kârlarmın meye çalışılan bu düzenle çözüm sın. güçlü bir devlet kesimine kadar önem vermektir, Örnek artınlmasından» başka, uğraş sahibiz. Eldeki teknik kadrosu, olarak alırsak, üretime etkili ol alanlanm da bulunduğu yolu bulunur iddiasındayız. Ama için, bugünkü düzen, bunlan düşün devleşmiş tesisleri, yılların ver mayan bir dağıtım şekli adalet Sayın îzer'in sözünü ettiği kameye bile engeldir. Savımiz şu diği deneylerle Sümerbank, pa sizliği, düzeltilmesi halinde tü rarname taslağının ayrıntılanni fabrikalaşmanm dur: Düzen değişikliği, herşey muk alanında keticiye son derece yarar sağ da bilmiyordum. Şimdj de bilden önce bol üretim ve doğru Çevikçe layacaksa, ancak bu halde sorun miyorum. Sayın Erol kaynak dağıhmı ile başlar. Ayolarak ele aiınmalıdır. Ama üre yepyeni bir kararname çıkarıp, rıntılar üzerinde durarak düzetımleri ve yatırımlan cidden eskiye sünger çekebilir, anlaşni savunanların karşısına, Kerahatsiz eden engeller derhal ele mazhğı, duraksamalı durumu formcular büyük üretim artışlaaiınmalıdır. Bankalann kaynak sona erdirebilir. Yazimda böyle rı, dev yatırım girişimleriyle çıkanlaşılmıyorsa, maksadunı aşdağıtım şekli buna bir örnektir. malıdırîar. Bu atılımlar elbette, Bu mekanizma üzerinde mutlaka mışsam, okuyucularimdan özür yenj bir felsefe, düşünce tarzı durulmalıdır endüstri kredileri, dilerim. Sayın tzer hakkımızda Kıyımlli »lcıur ve <»jlıanlı,«aı ve bir ileri dönük yaklaşımla kuşku duydukça, Cumhuriyet, ya kooperatif kredileri hızla ele nulesekkıl ct«l« ıntrasin ckikıolacaktır. Eldeki olanaklar bunmı, lir tclefmla tm«\tttt«. aiınmalıdır. Endüstri kredilerin da Teknik Güç Kolleksiyonumu lara yeterlidir, böyle bir politita«l« ıl»ı ve ıımanı nuumtüt de Umel mal, zorunlu mal ve kanştınp yazılarımıza bir daha ıcn ayrı kır (ıctel JlıniMJ, ceuze ka izlemeye elverişlidir. Yeter yatınm malı üreten endüstriler göz atabilirler. O zaman hiç olislerim rUelmemır ttttttt tttr, ki, bu düzenin önce bo\oıtlannı ön planda ele aiınmalıdır. Yatı mazsa «iyi niyet» açısından Insafu ı |artlerı»ı;ı değiştirmeyi aklımıza koyalım. rım bankalarmın fonksiyonlan sız olduklarını anlayacaklardır. yeniden ele alınıp, genişletilmeliTel : 4720 0B Kararnamenin ayrıntılarını bildir. İkinci yol olarak zaman alıAzımsarunayacak ISLÂM CENAZE İŞLERİ cı yeni kuruluşlardan sakınılma mıyorum. Bilsem de, sütunumu olanaklar lıdır. Örneğin Halk Banka sı ve bir grubun cevap hakkı sütunu K T : lutân munelcler ısl«!«ye O cefakeş Ziraat Bankasmı re haline getirmek ve konuyu bu örneğin temel mallarda, eneraıf ılmaiı üzere yırt »ci, yvtiın, formla gerçek fonksiyonuna sok pek özel planda tartışmak istejide sıkmtıları hafifletecek adımyırl »ı$ıo4>n yurıfa c n u « ukli mak varken, yeni bir «koopera mem. Bu nedenle Sayın İzer'in yııılır. Gunln ker saıtnle enrilara başlayalım. değindiği kararnamenin tartışMttiır tifler bankası» kurma yoluna Türkiyenin şimdi içinde bulunEsasen girişilmesi hem hükümetin za masına giremiyeceğim. duğu olanaklar, hiç azimsanacak manını yer, hem de zaten şiş yazimda belli bir kararname sagibi değildir. Bu olanaklar hızla kin bulunan bankacılık kesimin \unulmuş, söz konusu edilmiş kullanıldığı zaman birkaç yıl de değildir. (Cen Ajans: 924/2830) içinde enerji diye bir sorun kalmayabilir. Bu konuda hesaplar •••««•••••••••••••••B yapıldığı zaman varılacak sonuç hayretle karşılanacak kadar inan. dırıcı sonuçlar ortaya çıkacaktır. Enerji konusunda almacak ivedi konular yanında. sonuçlan daha sonra alınacak dev endüstriyel yatırımlara girilebilir. Türkiye'de bu konuda iki alan göze çarpıyor: Birisj işlenmemiş maden Muhammen Geçlci Teminatı olarak dışarıya sattığımız mathalenin Bedeli denlerle, derecesi düşük madenCinsl Miktarı Saati Şekli Lira Kr. Günü leri değerlendirmektir. özellikle Lira Kr. O Ekmek 25.000 adet 1875. 00 11.00 Kapalı zarf 25.4.1974 ol0 maden bulunmayan rezerv25000. 00 Kuru erzak 17 kalem 3332. 00 11.30 Kapalı zarf 25.4.1974 leri ile bakır önemli bir konu 44425. 00 olarak göze çarpmaktadır. »blO 1 Okulumuzun 1974 malt yıh ihtiyacı bulunan yukarda yazılı gıda maddeleri hizalarında bakır bulunan cevherden biz yagösterilen gün ve saatlerde kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. ı irianamazken, örneğin "i>2 hat2 Buna ait eksiltme sartnameleri, her gün mesal gün ve saatlerinde Oku! Müdürlüğüntâ "ol'lı bakır cevheri üzerinde de, Ankara ve îzmir Veteriner tsleri MüdürlüKlerinde görülebiür. Şili'de kıyametler kopmaktadır. 3 îsteklilenn ia74 vılı Ticaret Odası belgesi, her gnıp İçin ayn geçici teminat ve tekBakırm yanında krom endüstrilif mektuplannı, ihale saatinden bir saat evvellne kadar komisyona rermeleri gerektit si de derhal ele alınabilir. Ele 4 İhale Osküdar Halk Caddesi No: 13 de tstanbul 2. sayılı Okuilar Saymanlığı bınasınalınacak ıkincj konu, pamuk yeda Satınalma Komisyonunca yapılacaktır. Postada vâkl gecikmeler dikkate alınmaz. rine ıplik. hattâ kumaş ihraç etme konusuna el atmalıdır. 1 kı ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••I lo pamuk bugün 1,25 dolar ise (Basın: 129452834) er güçlük bir boyut içinde güçlüktür, ama başka boyutla r içinde güçlük olmaktan çıkar. Her sorun, boyutlar değiştirilince sorun olmaktan çıkar. Yaratıcı kafa, iyi politika, boyutlan zorlama yolunu arayandır. îyi bir ekonomi politikası, eldeki kısır döngü içinde kalacagına, olanakları kullanarak boyutlan değıştirme politikasıdır. Ama öyle ortam ve durumlar bulunabilir kı, boyutlan zorlama olanağı bulunmaz. Örneğin bir Alman, bir Jngiliz ekonomisinde boyutları değiştirmek son derece zordur. Bu ulusal ekonomılerde sorunlara içinde bulunulan boyutlar jçınde .çare arama zorunluğu vardır, belki büyük teknik buluşlarla boyutlar zorlanabilir. Bu zorlama da zaman alabilir, dirençle karşılanabilir. HI B ir vakitler bir sandık öyküsü vardı; özellikle kendine güveni çok olan bir politikacı yineler dururdu temcit pilavı gibi. Şimdi sandıktan söz edemiyor artık. Ulusal gelişmeyi yakındar» izleyemeyen politikacılar yanılgılarının sonucuna zor da olsa katlanacaklardır. TÜRKİYE'NİN, İÇİNDE BULUNDUĞU OLANAKLAR HÎÇ DE AZIMSANMAMALI.. BU OLANAKLAR HIZLA KULLANILIRSA KISA SÜREDE ENERJİ DİYE BİR «SORUN» KALMAZ. Dillerinden düşürmedikleri bir sözleri de varrfı: pastayı büyütmek...» Borç, harç pasta büyüdü belki; kim ye di pastanın büyük klsmını? Herkes emeğince yararlanamadıktan sonra pastayı büyütmek işe yaramadı. Onlara göre ilkin zenginlerimize daha büyük kazanç yolları sağlayacaktık, zenginlerimiz de düşüneceklerdi ulusumuzun geri kalan böluğünü; uİusseverliklerine kalmıştı artık. •sstYuıt, ulus, ulusseverlik» sözjerini en çok kuüanankar mevki, para, un kazanmışlardı. Oysa ulusun iıcr bizeyi en az onlar kadar ulusu ve yurdu sevcrlerdi; diledikleri, birlikte el ele kalkınmaktı. 1961 Anayasanının özgürlük ortamınd'a aydınlar ulusu gerçek halk • yönetimine hazırlamak için ellerinden gelen çabayı harcadılar. Toplumun değişik sorunlannı incelemeler, denemeler, bilimsel araştırmalar, romanlar, öyküler, şiirler aracılığıyle ortaya koydular. Yaşar Kemal'in kara listeye aldığı başbakanlardan biri o yayınlârdan, radyodakt konuçmalardan korktuğunu, Allahm bir daha o günleri göstermemesini dilediğini söylemişti. Gerçeklerden korkmanın anlamı yoktu. Zenginiz, rahatız, herkes çalıştığının hakkını alıyor diyerek kendimizi kandıramazdık. Sonra ekonomik düzensizliğin zamanın, sandıktan çıkan, başbakanımn becerikcizliği, kışkırtıcılar kullanmasıyla toplumsal bir patlama meydana geldi. «Yollar yürümekle aşınmıyor...» du ama insan yanhş politikayla memleketi dar boğazlara sokabiliyordu. 12 Mart'tan sonraki başbakan büyük bir çoskuyla geldi işinin başına, ülkücü 11 bakanını büe beğendiremedi eğemen çevrelere; özgürlüğün üstüne şal örtme yolunu daha uygun buldu. En büyük işi 27 Mayıs Anayasasından ödünler verme yoluna gitmek oldu. Gençler. öğretmenler, profesörler, toplumun çeşitli katlanndan kimseler içerdeydiler. Toplandı en suç suz kitaplar bile. Yurttaş kitaptan korkar oldu. Yakanlar, top rağa gömenler çıktı kitaplannı. Hangi yapıt yasaktı? Kesinlikls o bile bilinmiyordu. lçerdekilere işkence yapıldığı söylentileri dolaşıyordu ortahkta. Olağanüstü yönetimin ikinci başbakanı, «Her memlekette olur böyle polis olaylan...» demişti soruldu^unda; yadsıyamamıştı kesenkes. Her memleketin yasaları vardır; suç işleyenler bu yasalara uygun olarak yargtlamrlar; suçları saptanırsa gerekli cezayı görürler. Sorguda işkencenin yasalarda yeri var mıdır? Yoktur ya olup bitenleri de kimse yadsıyamıyor; EBU da çıktı ortaya. Olağanüstü yönetimin son başbakanı yaî'inladığı yalanlamaya ken disi de inanmamıştır herhalde. Şimdi sorulmayacak mı sorumlularından yapılanlar? Bizlm halk • yönetimimizin yeniden iş başına gelen hükümetlerinin baş sözü, «Devri sabık yaratmayacagız» olmuştur. Devleti zarara sokanlar, vatandaşa eziyet edenler, haksız kârlar sağlayanlar hesap vermeyecekler mi hiç? «Yaratm şu devri sabıkı!» di>eceğim geliyor. Genel bağışlama sorununa gelince karşıt partiler ellerinden geldiğince dar tutulmasına çaba harcadılaı. Bağışlama daraltılırsa onlan kim bağışlıyacaktır? Bağışlama kapsamı çok geniş tutulursa ancak o zaman geçmişin üzerine bir sünger geçilebilir; kurtulurlar utançtan, sorumluluktan. Umudumuz bundan böyle politikacıların kartları açık oynamalarındadır. Halk yönetimlerinde sağ düşünce de sol düşünce de yer alacaktır Saklambaç oynamaya gerek yoktur. Düşüncelerden korkmanın bir yaran yoktur. Anayasa eski durumuna getirilmeli, düşünce özgürlüğü yasası bir an önce çıkanlmalıdlr. Çok iyi niyetlerle yola çıkan bir hükümetimiz, bir Başbakanımız var. Baylar, saym baylar engellemeyin; şunu aklınızdan çıkarmayın, zararı ulusça hepimize olur yapacağınız kötülüklerin. Alışın halk • yönetimine, özgür düşünceye. Okuyücu Mektupları Fen Lisesine yazık oluyor 1964 yılında açılmı? bulunan okulumuza, yanşmaya giren yaklaşık olarak ON BİN ortaokul mezunu arasından her sene smavla 96 öğrenci alırız. 24'er kişilik sınıflarda yurdumuzda ilk kez uygulanan ve öteki okullanmıza da yayılmakta olan Modem Fen eğitimi görürler. Okulumuzun pek çok bakımdan üstün ve yararlı yönlerini açıldamama gerek yok. Bu koşullardaki öğretimin yurdumuzun ekonomik durumuna göre bir ideal olduğunu okulumuzu yakından tanıyanlar bilirler. Öğrencilerimiz de şimdiye kadar bizleri utandıraaadı. Merkezi Sistem ve O.D.T.O. girij sınavlarmda, fen dallanndaki araştırma, spor ve müzik yanşmalannda üstün başarüar elde ettiler, göğsümüz kabardı. Gelin görün ki son senelerde dolayı artma yatkinlığı gösteren öğrencilerimizden istenılen ba öğrencilerimlzin verimll çalışşanyı elde edeme2 olduk. Şunu malarinı temin batamınadjı çok da üzülerek belirteyim ki Hagerekli bulmaktayız. Ders saatcettepe Üniversitesinde okulu lerinde tek tek birer değer muz mezunlarına aynlan 30 kaolan öğrencilerlmiz.in, gecelerl dar kontenjanın kaldırUması kontrolsuz kalmalannın ve badüşünülüyormuş. şarısızlıklannın günahı sadece onlara yüklenemez. Mılll EğiVelilere durumu bildiriyoruz tim Bakanlığirmzın bu duruma onlar da haklı olarak «çocuklarımızın hepsi yatüıcıir, onlan kesin şekilde çare bulroasuu sıze emanet ettik gerekeni ya arz ve rica ediyoruz. Yazık olacak Pen Lisesine. pınız» dediler. öğretmenler genel kurulvında konuyu ele alFen Lisesi Fizik dık, sonuç şudur: Kız, erkelt öfretnıeni hepsi yatılı olan öğrencilerin Cemalettin tçağ» akşam etütlerinde belletici öğretmenleri klmdir bilir misinız? Okulun, kâtibi, memuru BU HAKSIZ ve bir süre önce mezun olan ve fakültelerde okuyan öğrencilerimiz. Bir hafta süreyle, şehlrden DEĞİL MİDİR? sekiz kilometre uzaktaki okulBurada yazacağım konu, kulda kapalı kalan öğrencilerin lanılması zorunlu olmayan baderslerini soracağı, kişisel so sit bir madde ile ügili görülebirunlannı açabılecegi kendi ög lir. Ama, Liberal ekonomi adı retmenini gereksinmiyecek mi altında yurttaşın nasıl soyuldudir? gunu ve bu yoldan nasıl haksız kazançlar sağlandıgım gösHemen olculun yanında öğret termesl bakımından çok önenv men lojmanlan var. Burada oturanlar sembolik bir Ucret Udir bizce. öder yakıt, elektrik ve su paraEvet, ülkemizde gerektlği şesı vermezler ve de bunlan tü kildo etkiü görev yapacak bir ketmeleri insaflanna kalmış «Fiyat ve Kalite Kontrol Kutır. çünkü kontrolu yoktur. Bü rulu» kurulması artık zorunlu tün aile kişileriyle okulun res hale gelmiştir mî vasıtalanndan yararlanırlar. Piyasada bol reklâmla satılKısacası Ankaranm koşullarına makta olan yabancı patentli bir göre Bin beş yüz lira kadar deterjan tozu vardır. maddî çıkar sağlanir. Ülkemizde net: 325 gr. lık ambalâjlarda 6 TL. na ve neu 675 En mantıklı davranı? olarak okul müdürü öncelikle lojman gr. ük ambalâjlarda 12 TL. na da oturanlara belleticilik göre satılan bu deterjanın net: 2425 gr. (Yanlış okumadımz 2 Kg. vıni teklil etti. Gerçegı gören iyi niyetli arkadaşlanmızdan 425 gr.) ük ambalâjlan îtalya* da 1000 lıret'e yani 22,5 TL. na bir kısmı kabul etti bir kısmı ise, şu falcir devletin kendileri satılmaktadır. Sözün kısası, Avrupa'da 22.5 ne sağladığı maddl olanağı unu OMO'yu tarak kabul etmedi. Hattâ bu TL.'na alabilecefinlz Türkiye'de 48 TL. na alıyoruz. görev için verilen ek ödeneğln Bizim buna «Ticaret» demeye az olduğunu söyledller. dilimiz varmıyor doğrusu. Şimdi soruyoruz: JLojman veBir de şu konuya değinelim. rilirken asl! görevden başka, Tereyağı fiyatlarının aşın dereaz da olsa Ucretı karsılığı bel cede yükselmesini önlemek ama leticilik ya da tdarî blı görev ciyle Pransa ve Hollanda'dan teöğretmene verilemez mi? Bir reyağı ithal edildi. Hani şu 250 kez lojmana girdikten sonra gr. lık paketleri bazı yerlerde kendisinden görev tstendiğinde 725 krşl bazı yerlerde ise 89 yapmamafcta direnilecek ve ve hattâ 10 TL. na satılan tereölünceye kadnr lojmanda mı yağı. kalınacak? öğretimin başlamaKuzum. bu yağlan hangi firsından bu vana boş geçen ders ma ithâl etti acaba? Bu yağlaler bulunuyor. loiman verile rın o ülkelerden alını? fiyatı ceğını bilseler belleticilik gibi nedir? Bizim. kilosu 10 TL.'na ek görevi de vapacak ve seve satılan «FLORA» adlı kahvaltıseve yapacak dirayetli öğretlık margarinimize çok benzemenler vardır Bu kJiman ve yen bu yağlar sal tereyağı mıbelleticilik görevinin hakka, dır? mantığa ve tnsafa uygun şekilIlgililerden bu konuda lnande hs»lledilmesini, başansı?lık dırıcı bir vanıt bekliyoruz. ları ve buluğ çagmın verdıği Kaptan taşkmiıkarı kontorlsuzluktan Hayrettüı MÜKÂN iJiiiıııııııııııııııııııııııııııııııııııiııııııııııııımıııııııııııııııımımıııi'i 1 E E ~ TEŞEKKÜR Uıun zamandır ızdırabını çektiğim hastalığımı teşhis ve kısa sürede, tıbbın en üstün tekniği ile tedavi etmiş olan Fizik Teda\1 ve Romatlzmal Hastalıklar Mütehassısı, Sayın | E = İ E = Dr. NEJAT URAS'a 1 cn içten teşekkürlerimi, saygüanmla arz ederim. A. thsan ERDEM 5 E Istanbul Selimiye Hayvan Sağlığı Memurları Okulu MüdlirlüSünden ^inilHIİIIIIIIIIMIIİIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIir Cumhuriyet 2842 •••••••••»»•••••»••• Dr. A Z İ Z ÇÖL ORTU^tül ve THAVMAIULUJİ ' ^ • DOKTOR f t % TARIK Z. KIRBARAAl • Hert. S»c ve Zflhreyi Hvstalıklat MB Cmi Pnrmakkapı No: Mi I e l : 44 10 73 + Osmaooev H&iaskâreazt Cad. 279/1 r.eaet Apt. Tei: 4? 47 »3 ••••••»••••••••••••••