01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET S Nisan 1974 ABDULGÂNBA2 TURHAIU SELÇUK HAiNLtiU £|L(WM<M K İ M YARALISIN ERDAL ÖZ • 47 Baba yalnız sdamdı. Klmsesi yektu. Blr oglu v»rmış, biz görmedlk. Bırakmış bunu, almış basını Bodrum'a gitmiş, oraya yerleşrniş. Aklına geldikçe deli gibi olurdu Baba. «Gidip getireceğim dürzüyü» derdi. Derdi ya, gidemeyeceğini kendi de bilirdi. Bir de bakardın Baba balıkları mis gibi kızartmış geliyor. Getirir önumüze koyardı. Blr tabak dolusu da taze, yeni koparılmış maydanoı. Buzlu rakayla taze balık. Bir yandan da kanaryalar. Ah gözünü sevdlğimin Istanbulu.» N'uri'nin gbzleri pırıl pırıl. Kızarmış mlt gibi baliklar, buzlu rakılar, çoban salatalar, taze marul, Gül'ün dalgalı gözleri, Gül'Un »1cacık elleri, Gül'ün kadeh kaldırışları, Nuri'yi, yıllar öncesinin gözünü sevdiği Istanbul'una götürüp götürüp getlriyor. Gizll glzli kaç yıl sevlşmişler Gül'le. Güî'ün «rkek kardeşleri kaç kere pusu kurmuılar, adam salmışlar üstüne, ama Nuri baaa mısın dememis. Kocası almıt Gül'ii ta Almanyalara kaçırmış. «Dellye dö'nmüştüm. Gldemedim işte. Budala. Salak. Ne dumyorsun, ıen de bas git ist» Almanyaya cfeğil mi? Yok. Basiretim bağlanmış anlaşılan, gidemedim. Sabahlara kadar oturuyor, destan gibi upuzun tnektuplar yazıyordum ona. Her gün blr ikl mektup attığım oluyordu. Babanın lokantasma gidiyor, camın önündeki masaya oturuyor, yazraaya başlıyordum. Ama yazdıklarımı görsen, mektup demezsin, destan. Gec» eve geliyor, tabahlara kadar sayfalar dolduruyordum. Gönderdiğim her mektup zarfı, Allah canıml alsın, bavul gibiydi. Onun mektuplan uzun olmazdı. Kısacık yazardı. Ama ne güzel yazardı, bilemezsin. Sonra sonra mektuplannın arası açıldı. Sonra da hiç yazmaz oldu.» Günesin altında, Nurl'nin alnında domuran terlerl görüyorsun. Işte Beşiktaş'taki o apandlslt kadar kahveyt o uman açtım. Bir şeylerla ujraşmam gerekiyordu. Deliler gibiydlm. Sabahlara kadar kıvranıp duruyordun. Uykusuzluk daha da yoruyordu. O kahveyi açtım da biraz kendime geldim. Ama ne yaptım? Tuttum kahvenin duvarlarını «Gül» resimîeriyle 6*onattım. Gorsen, gül bshçesine benzer benim kahve. Ocağın yanırvria, vazoda, yılın her günü, taze blr gül bulursun. Hep taze tuttum o bir tek gulü. Karasevdamı içimde taptaze tuttum.» Sonra nasıl olmuşsa olmuş, Nuri bir kızla ilgüenmls bır ara. Bir gün de nasıl olmuşta oimus, kızı kadın yapıvennlş Nuri. Anlaşılmıs. Kızın ailesi lşe elkoymus. Nuri de belâsını oulmuş, evlenmek zorunda kalmış kızla. «lyi kızdı. Ama ısınamadım blr türlü. Kanım kaynamadı.» Bır d* çocugu olmus. Adını «Gül» koymu?. «Baska ne ad koyabllirdim kızıma» diyor. O ara Gül'ün Almanyada kocasından ayrıldığını duymus, kuşlar gellp haber vermlş Nuri'ye. Duymuş ama, Gül'ün «Izini bulabilirsen bul • Gül dönmemiş Almanyadan. «Karadenizli zengin bir Lâzla yasamaya başladığını öğrenince deliye dönmüştüm. Gül bunu yapmamalıydı bana.» Ama yapmış Gül bunu. Bır bahar günüymuş. Bütün baharlarır» açtığı. Nuri, kahvesinin önünde oturmus, nargilesini fokurdatıyormuş. «Bir kadın döndü köseden. Üstüme dogru gellyor. Ayağa kalkmısım. öyle bakıyorum ona. "Gül bu" diyeceğim, dlyemiyorum. Benim Gül'ümun saçlan sarı değildir. kısa da efeğlldir. Geldi, geldi, önumde durdu.» «O muydu0» «O'ydu. Gül'dü.» «Sonra?» «Konuşamıyorum. Dillm tutulmuş. Ağzımdan tek BÖZ çıkmıyor. O anda kess«n bir damla kamm akmayacak. Elini uzattı bana, elimin içine soktu elinl, çevirdi. Sıktım. Hep öyle yapardı Gül'üm. elini elimin için» »okar, döndurür dururdu avucumun içinde; blr kuş yavrusunu tutar gibi olurdum. Avucumun İçinde sıcacık yavru bir kusun pıt pıt yüregi atardı sankl. Küçücüktü elleri.» O gün Bebek'ten blr tandala atlayip Goksu'ya geçmişler, doğruc» Hisar'a, Baba'nın lokantasma. Eskiden olduğu gibi. Nuri tam bir hafta evine ugramamış. «Evimle ne ilgim varo*ı ki. Varım yojüm Gül'dC. Bir dakikam onıur geçmesln istiyordum. Bulmuştum onu artık, yakalamiftım. Dönmüştü bana. Bırakır mıydım.» Karısının boşanmamık lçin kene gibi yapışışı, bir akşam Nuri'nin yoluna çıkı«ı, Nuri'nln onca içkili oluçunı aldırmadan salakça tizerlne yürüvüçü, tokağın ortasmda bagıra çafıra, ele güne rezil edisl, Nuri'nin kıç ceblndeki, düğmesin* basınca tşık» diy* açılan sustalısı. HALlFESÎZ 50 YIL BİLÂL N. ŞİMŞİR Türkiye'deki gelişmeler ANKARATA gelmelc lsteyen Huıd Heyeti konusunda Ismet Paşa Londra MümessiUiğine şunları yazdı: «Hind Heyeti hakkında Hükümetimin noktai nazan şudur: «Ingiltere tabiiyetinden mürekkep bir Heyet diplomasi tarıkile teşebbtls ettlkten sonra Turkiye' ye gelerek Hilâfetin ilgası hakkındaki kanunu Türk Hükumetiyle münakaşa etmek istiyor. Böyle bir münaka&anın esası gayri kanunî bir hareket olacagından HUkumeti Cumhuriye Heyetin bu maksatla TUrkiye'ye gelmesine nza göstermemek mevkiindedır. Yoksa Türkiye Büyük Millet Mec lisının kanaat ve buna dair kararı kat'isındeki isabette asla tereddüde mahâl olmadığıru teslim eden Türkiye Hükümeti ve Milleti böyle bır zamanda görüşmekten haddi zatmda içtinab etmezlerdi. «İngiltere notasına bu mealde cevap verilecektir..» Demek ki, Türk Hükümeti, Hind Heyetinin açmak istediği tartışmayı kanun«uz saymaktadır. Bu yüzden Heyetin Ankara'ya gelmesine izin vermemek durumun<la kalmiîtır. Hariciye Vekili Ismet Pa««, bir ba^ka yazısında da şunları söyla mektedır: «Mukarreratı rakıa (Halifeliğin kaldınlması) Turkiye Cumhu riyetinin dahili ve harid vahdeti sivasiyesini muhafaza için ittihaa edilmiş icraat mahiyetindedir. Bu babda kimse ile münakaşaya key fiyetin tahammülU yoktur. Diger taraftan mukarreratı vakıa ahkâmı diniyeye tamarnen mutabık tır. Menafii hususiye erbabının bizimle uğraşmalarında bir faids mutasavver deglldir. Bilakis onlann hUanilniyeti emri vakıalan hüsnü telâkki etmek ile tecelU edebiliyor (edebilir).» «Hangi ecnebî Devletler v» nangi lslâm milletl bu meseleden istifade ederek aleyhimizde bir pohtika takip etmek kararında göriinüyorlar? «Tedabir1 mutasavvere berveç hi âtıdır: «A Avrupa ve Islâmda bu meselb etraîmda neşrıyat ve tezahiırata mütemadiyen dikkat ve teyakkuz ve daıma merkezi haberdar etmek. «B Mısır ve Hindistan'daki (dıkkatlj ve dıkkatsiz?) istizanı malumat olması ve ahvali bılhassa takıp. Ismet Paşa'nın talimatı «C Mukarreratımızin dinslz•MAKAMI Hilftfetin ilgası et lik olmadıgı hakkındakı telâkkırafında vaziyeti idrak etmeğe ce yat telkin olunarak... Bılâkis haletleri müsaid olmayan Müslü umuru diniyeyi Hükümet harıman milletlerin ne«riyat yaptıkla cmde bırakmakia faaliyatı dirı anlaşılıyor» diyor ve Avrupalı niyeye en zıyade riayet olundulann da Türkiye aleyhindeki bu gu tezini her vesileyle takip. yayınları körüklediklerini bildiri<D Avrupa Devletlerinin yordu. Iki gün sonra dış temsil hakkımızdaki politikalarında ne ciliklere gönderdiği bir genelge tebeddülü mahsus olduğu veya (inde dt Ismet Paşa funlan söy muhtemel bulunduğu hakkında ledi: malumat. «Mukarreratın (Halifeliğin kal«Esas mukarrtrat vahdet1 ridırılmasının) Ttlrkiye için ma yasij'eyi temin ve medeni bir hü hiyeti hal&skâranesini pek lyi viyeti tesis etmek itibariyle datahmln eden Avrupa, lslâm ale bilde ve hariçte Türkiye Cumhuminin cehaletinden istlfade ede riyeti İçin fevkalâde mucibi em. rek bizj lslâm nezdinde ltibar niyet ve kuvyet oldujhı her ve dan iskat İçin sarfı faaliyet edi sileyle tezahfir ve tahakkuk etmekte oldufnndan. tezahüratl «lslâm âleml umumî bir cere' mebhflsn anhS islâm fileminde ymna kapılarak aleyhimizde nes ve Avrupa Devletleri beyninde riyat ve tezahUrstta bulunabili hasıl olan müşkülâta bizim aley himizde son bir akai tesir adyor.» Bunlan bildirdikten sonra Is dolunabiliyor. Bu sebeple, mülâmet Pasa Turkiye'nin dış tem hazatT ficizanem dairesinde hareket buyurulmakla beraber assılciliklerine IU taliamtı verdi: fi bir cephe almış değildi. (ii) Hali feligi kaldınnakla Türkiye lslâm dinine karsı da cephe almış. olmu yordu. Din iıleriyle devlet iılerini birbirinden ayınyordu. Bu, dinaizlik demek değildi. Bunlan yeri geldikçe duyurma. ğa çalısırken Türkiye, anlaşılamamış olmaktan sık sık dert yanmaktaydı. Müslüman ülkeler ve topluluklar, Halifeliğin kaldırüma sındaki derin manayı ve yararı anlayamıyorlardı. Ismet Paşa, Londra MümessiUiğine gönderdiği 18 Mart 1924 tarihli bir telgrafında; la eser1 zaat re telâs Ibraz olnn duğu gibi bir mâna hasıl ounaaından tevakki olunmasını da ilâveve lfizum görüriim . » Turkiye'nin güveni ÎSMET PAŞA'nm bu son climleleri Türkiye'nın nasıl kendme guvendiğıni göstermesi bakımmdan özellikle üginç ve önemlıcür. Pasa der ki: Halifeliğin kaldınlması Türkiyeye siyasal bütünlük, uygar benlık kazandırmıştır; lçerde ve dışarda Türkiye için biı güç ve güven kaynağı olmuştur. Bu vüzden İslâm dünyasıyla Avrupa güç durumda kalmışlardır. Türkiye'ye karşı gösterileri Önemsızdır, son bir tepki niteligindedır. Bunlan yakından izlerken, Türk temsilcilerinin telislanmalan yersiz dir. Kısacası Türkiye, kendlsina yüzde yüz güvenle tariht kararını vermiştir, bu kararın, devletin geleceğini güvenlik altına aldığına iman etmiştir. dışardaki tepkilerden zerrec* sarıılrnaz. Tepkilere karşı yeri geleîikçe karşılık verilmekten de gerl kalınmaz. Dısişleri Bakanı Ismet Paşa, Hind Hilâfet Komitesi Başkanı Şevket Ali'ye, Ana dolu Ajansı aracılıgıyle gereken karşıhğı verdi. Anadolu Ajansı Bombay'a şu telgrafı çektl: «Bombay, Şevket All «Büyük Millet Meclisinin son mukarreratı hakkında harıçten vukubulan muhsberat hakkında Ismet Pkşa tle mülâkat yaptık. Pasanın ifadatı aynen berveçhi âUdir: «Rüesa ve ulemai muhtelifeden ilk nâkıs malumat üzerine Türkiye Reisicumhuruna hu iusl telgraflar gelmistlr. Rel sicumhurun Meclis mukarreratı U7enne muhabere açmasına imkân olmadığından efeer bazı telgraflara cevap alınamaz ls» bunun mâzur gorüleceğine suphe yoktur. • Esas meseleye geiir.ce, Türkiye Bılyuk Millet Meclısınin, mukarreratı tamemen sanhtır. Hakayıkl diniyeye mutabakatı kafıdır. Türkiye, halâsı hakikisının icabatına tevessül ederken gerek Türkiye için, gerek camiai Islâmiye için aslâ nâ'i olmadıgı sabit olan ve bilâkıs Islâmın kendl kendlnt ıgfalına badı olan hususat karşısında tevakkuf ve tereddüt caız olmadığına kanlız. Turkiye'nin v« âlemi Islâmın hakıki dostları Türkiye Cumhuriyetlnin 10 raatı vakıasındaki isabetl takdır etmekte gecikmeyeceklerdır. Bu isabetin kat'iyetıne delil olmak üzere öteden berı Tur kıye'ye ve Islâma adavetlerl musbıt ve malum olan bazı ceraidin gösterdiklerl telâşı ve beynelislâm yeni nlfaklar vücuda getirmek hülyasiyle »arfet. tıklerı gayreti göstermek kafıdır. Entrıkacılar tahrikatının cümlemız için yeni bir ibret ve intibah dersi olmasını temennl ederım. Islâmın menafıı ve faaliyatı ve uhuvveti tslâmiye rabıtaları haklkat yolunda aranılmaliffır. Bu esnada bazı zevat tarafından Ankara'ya gelmek arzusu da izhar olunmuştur. Devletin mukarreratı üzerınde bir müzakere ıhtlmall bit tabi varid oltmaz. Şuau da llive ederim ki, Ankara'ya gelmek isteyecek dındaşlanmızın muhabbet ve sühulete mazhar olacakları tabüdir.» Y ARI N : Atatürk'ün mesajı DİŞİ BOND (Deramı nr) MALK0Ç06UJ yazarrveçizen.Ayhan BAŞOĞLU tzin verilmiyor PAŞA biraz kızmış göriinmektedir. Serttir. Der ki: Halıfelik, Turkiye'nin siyasal bUtünlügünü korumak için, Devlet içinde Devlet olamayacağı için kaldınlmı;tır. Bu karardan dönmek söz k o nusu olamaz. Bu bakımdan başka lariyle tartışmaya girişilemez. Bu işte özel çıkarlart olanların TUrkiye ile ugraşmalannda herhangi bir yarar yoktur. Türkiye'ya karşı iyi niyet besleyenler, çıkarılmı? kanunun iyi niyetle kabul ederler. Bu duşUncelerle Türk Hüküms ti, Hind Heyetinin Ankara'ya gel mesine musaade etmedi. Heyeta Tiirkiye'ye giriş izni verilmedi. Türk Hükümeti, Hind Heyetinl Türkiye'ye kabul etmemek durumunda kalmış olmaktan aynı zamanda üzüntü duymuştur. tsmet Paşa, Londra Elçiliğine gönderdiği 28 Eylül 1924 tarihli bir telgrafmda, «Türkiye Büyük Millet Meo lisi tarafından kanuniyet kesbetmiş mevad •üzerinde miinakaşa açmak gayri kabul olduğundan» Hind Heyetine vize verilemiyeceğini bildirdikten sonra şöyle diyordu: «Böyle bir maksadı mevcut olmaksızın Türkiye'ye gelmek isteyecek misafırlerin kabule mazhar olacaklarına «üphe yok tur.» LESTlC/İEM . DUYUUJG... nırn.onunamır larino uyma TİFFANY JONES Halifeliği kaldıran kanunu eı GARTH kardıktan sonra Türkiye, resmen bu konuyla artık ilgisiz olduğunu göstermeğe çahşmaktaydı. Kes men, artık bu 15le hiç ilgilenmiyor görünüyordu. Ashnda, olayın dı? dünyadaki yankılannı yakıncîan izliyordu. Dış temsilciliklere bu konuda çeşitli talimat gönderfl mişti. Islâm dünyasında ve Avrupa ülkelerinde bu kanun ne gibi yankılar, tepkiler yapmıstı? Bun ları soruyor ve dış temsilcüiklerden Dısişleri Bakanhğına üstüste, telgraflar, raporlar geliyordu. Ama yurt içinde bu konu artık eanlılıftını kaybetmiîti. Türk basjnında Halifelik içine artık pek az yer veriliyordu. Basın, bu konuda no lemiSe gırişmiyordu Bununla he. ^ııııııııııııııııııııııııııııııııııılıııııımıiHiiıiMHiııiiiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııııııııııııııııııııiji ^ıııiıınnıııııııııııııııııııııııııııniııınıııııııııııııııııııııııııııııııııiHiııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııs men Kemen tek istisnası Hindi*tan Heyeti konusunda yazışmalar oldu. Bu konuda Türk Hükümeti cevap vermek durumunda kaidı. Eşimin hastahğında gösterdiği büyük ilgi ve yaptığı baİngiltere de yalnız bu konuda Tür şarüı ameliyaüa esime sıhhatini kazandıran sayın kiye'ye nota vermişti. Temel Bilimler Bölümü Fizik ve Matematik Kürsüleri = = İçin Dı? temsilciliklere gönderilen ta I limattan anlasıldığına göre, buKÜnlerde Türkiye, iki noktayı be lirrmeie özellikle dikkat etmişti: ş ğ sayın uzman Dr. Hayrettin Cebeci, saym asistan Dr. Kadri fi) Hilâfeti kaldırmakla Türkiye ş = Caner. sayın narkozitör Dr. Sadık Söğıit. başhemşıre RayiIsteklilerin hal tercümelerini ve hangi yabancı dilden Cumhuriyeti Islâm dünyastna 3 = E gan Batur. ameliyat hemşiresi Meiâhat Pala. hemşire Suade imtihan olacaklarını belirten birer dilekçe ile 15 Nisan 974 karjı bir harekettp bulunmuş 3 ğ |j Seiemofhrya cnndan teşekkür eder. bir kere daha &ükrantarihine kadar Akademl Başkanlığına başvurmalan dudegildi. Tersine, Halifelik kal = = ş larımızı sunarıı. yurulur. kmca Müslüman tilkeler ara S Köksalan ailesi adına »indaki ilişkiler d?ha da iyiieşe= = ÖMER KÖKSALAN Ş Fazla bilgi Akademiden alınabilir. cekti. Bir rekabet ve çatışma un. (Basın 13024) 2630 = = Orhon.. / 2642 f ruru ortadan kalkmış oluyordu. = Türkiye asla lslâm dünyasına kar İlllllllllllinilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllimilllllllllllllılllllllllllllllllllillllllllllllllllllllllİ EFJF. Istanbul Devlet Mühendislik ve | Mimarlık Akademisi Başkanlığından | TEŞEKKÜR I Asistan Almacaktır i 11 Prof. Dr. Adnan Salepçîoğlu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear