22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ORTA DOĞU TEKNIK ÜNlVERSİTESlNDEKl HUZURSUZLUK!.. . öğrenciler ve öğretim üyeleri üzerindeki baskılar gün geçtikçe yoğunlaşıyor seçilmis üyelerin bulunduğu mütevelli heyetinde, eskı DP miUetvekillerinden Ahmet Tokuç. Pen Pakültesi dekanlarmdan Sevinç Karol, Vecdi Diker ve Osman Bozok da vardır. Baskılar baskılar... Bakanlar Kurulu tarafından atanan ve 14 ekim genel seçimlerinden sonra da değiştirilemeyen bir mütevelli heyetince yönetilen ODTÜ'de öğretim üyeleri arasında kıyim hazırlıkları var. ANKARA, (ANKA) Ortado| u Teknik Üniversitesinin (OD rÜ) üzerinde kara bulutlar doaşıyor. Herkes huzursu*, için çin kaynıyor üniversite... 12 Mart'tan sonra ilerici öğretim üyeleri ve öğrenciler üzerinde yoğun baskıların süregeldiği Ortadogu Teknik üniversitesinin yeni olaylara gebe oldufu ifade ediliyor. Melen ve Talu Hükümetleri sırasında yeniden oluşturulan mütevelli heyetin atadığı fakülte yönetıcilerı huzursuzluğun nedeni olarak gösteriliyor. ODTÜ. Bakanlar Kurulunca »tanan bir mütevelli heyeti tarafından yönetiliyor ve Üniversite yöneticilerini de bu mü tevelü heyeti atıyor. 14 e'.im sonrası ODTÜ'de bir vönethn degisiklijŞi olmadı. Süresi dolmadığı gerekçesiyle Ecevit Hükümetince değistirilemeyen Mütevelli Heyetinin başkanı Yüksel Bozer'dir. Genellikle «iş adamları» arasından ODTÜ'de gerek mütevelli heyetinin gerekse rektörün üniversite öğretim üyelerine uyguladıkları baskılar gün geçtik çe yoğunlaşmaktadır. 12 Mart sonrasında ileriel ögretim üyeleri ve öğrenciler üzerirıde yogun antidemokratik ba«kılar uygulavan ODTÜ yf>neticileri bu kez de yeni bir kıyım ha7irlıjına eirişerek. söz leşme süreleri cfolan bazı ÖSretim üyelerine «idari yetkililerce akademik çalışmalarının yetersiz görüldügü» gerekçesiyle sözleşmelerinin arvcak bir yıl uzatilabileceğini bildirdiler «Akademik çalışmalan idari yetkılilerce yetersiz görülen» ög retim üveleri arasında «eçımiş yıllarda ODTÜ'de fakülte dekanlıâı. bölüm baskanlıSı yapmış olanlar. ııluslararası bazı kuruluşlarda Türkive temsilcisi olarak sörev yürütmekte olanlar ve çesitli akademik çalışmalarıyla proieleri ödül kazanmıt kisiler rie vardır. Sn^lpşmelerinin ancak bir yıl uzatılahüeceği bildirilen öğretim üyelerinden. 111 Mimarlık. 4ü tdari tlimlpr. l'i rie Fen ve EJebiyat Fakültelerinde görev yapmaktadır. Bu ögretim üyeleri sunlardır: Orhan Üzçüner, Tugrul Akcura. Devran E?kinat, Raşit Gökçeli. Avdan Bulca, Donık Pamir. E*at Turak, Argun Evvapan. Bİİ2İ Done!. Türel Savanlı, Sarii Cindoruk. Oya Silier. Yakup Kepenek Mart'tan hemen tonrt tbrahim Niyazioğlu adiı bir öğrencinin fakültede açtığı bir resim »ergisı yönetim degisikligine sebep oldu Sıkıvonetim «toplumsal ıçeriği»ni a*ır bulduğu sergiyi kapattı ÖSrenciyt tutukladı. Dekan da «orguya çekildl Öğrencı, soruşturmaya yer olmadığı kararıvla serbest bıra kıldı Ama ö?güner'in görevinden istifa etmesi istendi. Dekan direnlnce görevinrten alındl ve verine ınsaat mühendisi olan Atillâ Bileütav atarvriı. Toplu terk Bundan sonrakl gelişmeler i?e hep Mimarlık Fakültesinin Dekanı Bilsiitav etrafında düSümlendî. Gnreve üetjrildiâi sunden bugüne kadarki tutumu ile ilginç bir görünüm göşteren Bil tüîav'm 150 kadar öğrencinin ifarielerim banrfa kaydederek =orguva çekmesi. davranışlan ıçin güzel bir örnektir. Mimarlık Fakültesindekl huzursuzluk Genel Kurul toplantılannda İTİenen vnntemle ba«lariı Dekan Bilgütay'ın Genel Kurul toplantılanndan önce hazırladığı Bündemlerle bazı fikirlpri kabul ettirmeve çalıstı$:. bir kısım öğretim üve«i tarafmdan ıleri «iirüldü. tlk tepki 25 mayı« günkü toplantıda 19 fakülte üye'inin toplantırı terketmesıvle başladı Bu 19 öfiretim üvesi. Dekan Bilgütay tarafından hazırlanan günd»min oylaması ••ırasınria. kararlann tpk taraflı oluşturulmaya çalıJıldığını ileri «ürerek toplantıyı terketmişlerdi. Bu riurumu hir tııtanakla Rektörlüâe hüdirdiler Ama hicMr ses çıkmaıtı. B\ına karjılik Mimarlık Fakü!te«inin 11 ögretim üyesine gönderilen 30 temmuz tarihli birer mektupla idari yetkililerre akariemik calısmalarının yeter«İ7 görıildfî*ü. bundan ötürü sozle«melerinin sadece bir yıl «ürevle uratıldıSı biMirildi. mek lorunda kalan başkanı Asst. Prof. Yıldlrım Yavuz, ReKtöre yazdığı bir yazıda. bu öğretim üyelerinden şöyle SÖÎ ediyor: • Akademik yeterliliklerinden zeı rece şüphem olmayan Mimarlık bölümü öğretim üyeleri arasında uzun senelerini ODTÜ Mimarlık Fakültesi. Mimarlık Bölümüne eğitici olarak vakfetmiş. yerlerı kolay kolay doldurulamayaciK kimselerdir. tçlerinde milletlerarası bilim dallarında faal üye, hattâ idareci kademelerinde görev almış. tebliğîer ve konferanslar vermiş. yurtiçi ve yurtdışı araştırmalarda bulunmuş kisilerin de bulunduğu öğretim üyelerine reva görülen tutıım. kanımca bütün öğretim üyelerince kır.anması ge reken bir olaydır.» Bir öğretim üyesinin akademik faaliyetleri önce Bölüm başkanlan. daha sonra Dekanlar tarafından değerlendirilmekte olup. bundan sonra bir sonuca varıimak tadır. Fakat idari yetkililerce aka demik çalışmalan yetersiz görülen bu onbir öğretim üyesi için hiç bir bölüm başkanı aleyhte rapor vermediklerini belirtmislerdir. ri hakkında nasıl karar verebiliyordu? Hattâ içlerinde çok örel bir bilim dalı olan «Basic Design» (temel çiziml konusunda devamiı çalışmalar yapmış ve ihtisas'.aşmuj olan öğretim üyeleri varken. Bu konuda ürermiş nldukları bil gilerle diklcati çekmis, aynı konuda yazmış olduklan kitap, m» kalelerle mimarlık teorisine katkıda bulunmuş öğretim üyelerine yapılan bu uygulama tepki yaraü yordu. Mimarlar Odası Bu arad Mimarlar Odası Ankara Şubesi hem ODTÜ Rektörüne hem de Mimarlık Fakültesi De kanına bir yazı ile basvurarak • sözü geçen yetersizlik tanımı, söz konusu üyelerimizin Oda'ca bilinen ve takdirle karşılanan ba şarıh calışmaları karşısında açılc bir çelişki yarattığından, yetersiz liğin hangi konularda ve ne j«kilde belirlendiği husu5unda> bil gi istedi. ODTÜ Rektörlüğünden gelen ce vap yazısmda istenilen bilgilerin verilmesinin hukuki ve idart bakımmdan mümkün olmadığı bildirüdi. Ama Mimarlık Fakültesi Dekanı Bilgütay Mimarlar Oda'sı nın mektubuna 5 sayfalık bir yazı ile cevap verd: Bilgütay yazısmda akademîk ye tersizliğin hangi kıstaslara daya narak yapıldığını da kendine göre izah etti. Buna göre «iki yıldır her sömestr denediğün ve faydsjına inandığım, öğrenciler arasında • ' • 1015 civarında rastgele seçilenle rin kanaatleri», «dışarıda is yap ması», .şehri terketmesi» gibi kriterler esas olarak alınmıştı. Kullanılan ölçüye itirazlar Şehir ve Bölge Plânlama Bölüm haşkanı Associated Prof. Gönül TankuT. Rektör Tank Somer'e ya2 dığı yazıda: «Bu yılki değerlendirmede bölüm başkanının görüşünün hiç dikkate alınmadığını görüyorum. Halbuki farklı disiplinlerden olu ?an bir fakültede akademik yeter lilik ya da yetersizliği en yaltın izleme olanağına sahip kisinin bölüm başkanı olacağı düîünülür se, böyle bir sonucun ne denli uzüntü verici ve bölüm içi çal'lma ortammı zedeleyici olduğu an laşılacaktır.» Bütün bu çabalara rağmen • idari yetkililer» olarak tek bir Vi şi. Fakülte Dekanı Atillâ Bilgütay. bu kararlan veriyordu. Asıl brançı insaat mühendisliii olan bir kişi. Mimari Sehircilik ve Bölge Planlaması ya da Restorasyon bölümlerindeki öğretim üyelerinin akademik yetersizlikle Sorgu Yöntemleri Mimarlık Fakültesi öğrenci der neği. fakülte öğrencileri arasından gelişi güzel seçilmis olanlardan alman cevaplar konusunda söyle demiçtir: «Sorgular sırasmda öğrencilerin okuduğu ?azete ve siyasî düşünceleri sorulmuş, derneğe üye olmaması için baskı yapılmıştır. Sorulan sorulardan ba zıları sunlardır: Eylemlere katıldm mı? Cavit Bey yeterli midir? Îdamlann affı konusuyla 11gili yazıya niye imza attm? Selahattin Bey neler gbsteriyor? Açılt oturumda ortaya konulan fikirlere niçin karsı çıkmadm? Suha Bey neye önem veriyor? öğrenci dernefine üye misin? Öte yandan, Mimarlar Odası Ankara Şubesinin yaptıgı arasürma sonunda öğretim üyelerinin dışarıda iş yapmalarmı gerekçe olarak gösteren Dekan Bilgütay* m, İnşaat Mühendisleıi Odasına kayıtlı bir proje bürosunun sahibi olduğu ortaya çıkmıstır. Mimarlar Odasının bir yetkilisi ise, «Biz asıl Dekan Bilgutay'ın dışarıda 1? yapügmı saptadık. înşaat MUhendisleri Odasına tescılli Uzay adlı bir proje bürosu var. Seker şirketine yapüğı projeler de yetersiz görülerek reddedümiş, elimizde belgeler var» demiştir. DEKAN ATİLLA BÎLGÜTAY ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanlığına 12 Marttan kısa bir Süre sonra bir İnşaat mühendisi olao Atillâ Bilgütay getirildi. Mimarlık Fakültesinin halen antidemokratik baskıların en yoğun olduğu yer olarak gösleriliyor. Dekan Bilgütay'ın 150 kadar öğrencinin ifadelerini banda kaydederek sorguya çekmesi de, belirtilen ilginç ömekler arasında. Öğrencilere yönelttiği sorular da hayli ilginç: «Idamların affına ilişkin yazıya niçir fcnza attın?», «öğrenci derneğine üye misin?», «Eylemlere katıIĞM mı?>. Mimarlık Fakültesinde Baskılann ve huzursuzlugun en yoğun olduğu ver Mimarlık Fakültesidir. Bu fakülte d?kanlıŞma eetirilen ve hir ınşaat mühendisi olan Atillâ Bilgütay tüm simşekleri ürerine çekmektedir. Atillâ Bileütay'dan önce Mimarlık Fakültesinin dekam Orhan Özgüner'di... 12 Kıyıma uğrayacak olanlar Kimdi bu öğretim üyeleri? Mimarlık Bölümünün istifa et (DIŞ HABERLER SERVtSt) tran $ahı Rıza Pehlevi'nin, Avustralya gezisi sırasında yaptığı her hangi bir basın toplantısı ya da Suudi Arabistan Petrol Bakanı Şeyh Ahmet Zeki Yamani'nin Amerika'da enerji konusunda verdiği sudan bir demeç bile artık bir süreden beri Batı basınının manşetlerinde yer alıyor... Kuveyt Emiri gibi, dünya tarihinde uzun yıllar geri plana itilmış olanlann. kabul ettikleri özel konoklar bile, son zamanlarda Batı basınının ba? köşesıne yerleşiverdl... Ancak ne Suudî Arablftan çollerinin yöneticileri, ne de Batılı politik ve ekonomik kurumlar, olaylardaki bu son gelişmelerın bilincine varmı$ durumdalar. î k i ' taraf ta, ne yapmak istedlklerine ve ne yapmaları gerektigıne hâlâ karar veremiyorlar. Petrol İmparatorlarının da derdi varmış: Dolarlar nasıl harcanır diye düşünürlermiş! OPEC ülkelerine 1974'de petrol için 102 milyar dolar ödeneceği hesaplanıyor. Bir diğer hesaba göre de, petrol imparatorları, örneğin 1980'e d e k , Alman ekonomisinin tüm gücünıi üç yıi s ü r e y l e satın alabilecek güce ulasacaklar. olmamış gibi yerlnde durur. Masal şoyle devam eder: Bası kesilen adam, cellat işini bitirdikten sonra, «hayret, halbuki ben başımı keseceğinizi diisünmüstüm» der. Bu sözler üzerine cellat gülUmser ve yamtı verir: «Başuızı bir öne eğin, göriirsünüz.» 1973 yılınm son günlerlnde OPEC örgütü Petrol Bakanınm yaptıgı açıklamayla, ve bu açıklamayı izleyen dokuz ay içinde petrol fiyatlannm dört katan» ulaşmasıyla, Batılı sanayi toplumlan, eski Çin'deki başı kesilen 1001 inci adama benzemişlerdir: «Onlann da başı kesilmistir, ancak bunun farkında değildirler.» viçrede frank degerinden • » ' 9,8 kaybederken, Amerikan dolan da '« ll'lik bir deger kaybına uğramiştır. Japonya'da ise, Yen'tn deferi •» 25,4 oranında • düsmüştUr. Eskiden herkesi hayretlere düşüren bu oranlar, artık Batılı Ulkelere olağan gel mektedir. Enflasyon oranlarının bu düzeye ulaşması sonucu, Batılı ülkeler için zenginlik ve kalkınma artık çok uzak larda bir nayal olarak kalmıstır. ö m e ğ i n İngiltere'de uzun yıllardır sürdürulen başansu eko nomi politikası, petrol soku ile birleşince, ülkedeki yasam standardında 1974 yılının ilk altı aymda • 4"lük bir gerUe» ' me görülmüştür. Enflasyon hızi, ücretlerdeki artışın itibari hareketml çok gerilerde bırak mıştır. Dünyanın en büyük ekonomik gücü olan Amerika Birleşik Devletlerinde daha geçen yıl, işçilerin hayat standardında belirgin bir gerileme göriilmüştü. Bir AET ülkesi olan Italya ise, tam bir ekonomik çözülme içindedir. Tedbir almakta çok geç kalmış olan bu ülkeyi ancak, başka devletlerin hükümetleri ve uluslararası dayanışma hareketleri bugün içinde bulunduğu durumdan kur tarabilir. kalar, sirketler, bankalar ardı ardına ıflis etmekte. işsizlik oranı hızla artmaktadır. Madalyonun öbür yüzüne bakıldığında ise, petrol içinde yu zen Abu Dabi Emirliğinın bugün kisi başına düşen 45 bin dolarlık njilli gelirie, dünyanın en «en^n;' ; 'devleti' Öidugn görülür. Rakamlar, OPEC ülkelerinin ekonomilerinde önümüzdeki her yıl en az »» 10luk bi r artış olacağinı göstermekte dir. 8 milyon nüfuslu Suudi Arabistan ise, petrolden yılda 28 milyar dolar elde etmektedir. Suudi Arabistan, Kuveyt, Lib ya, Abu Dabi ve Katar gibi Çöl devletlerinde yasayan toplam 11 milyon insan, 1974 yılı sonunda r>etrol dolarlannın hemen hemen yansını, yani 48 milyar dolar elde edeceklerdir. Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaskanı Gerald Ford'un Eko nomik tşler Daruşmanı, «Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar, artık Arap enstitülerı haline dönüşmüslerdir» derken çok da haksız degildir. Nasü harcanır? New York Chase Manhattan Bankası petrol finansman bölümünün yapüğı hesaplara göre, 1974 yılı içinde OPEC ülkelerine petrol için ödenecek para, 102 milyar dolar dolaylanndadır. Diğer yan ödemelerle birlikte, petrol üreten ülkelerin bir yıl içinde eline 117 milyar dolar geçecektir. Ne var ki, petrol ülkeleri ne kadar müsrif davranırlarsa davransınlar, en yeni model kamyon lar, çeşitli savaş malzemeleri bile satın alsalar, konuklanna en pahalı armaganlan verseler bile elde ettikleri petrol dolarlannın ancak üçte birinl harcayabileceklerdir. Eskl Ameriltan Savunma Bakanı, çirndild Dünya Bankası Başkanı Robert McNamara. harcanamayan petrol dolarlannın 1980'e dek 635 milyar dolara ulaşacagını öne sürmektedir. Yapılan hesaplara göre, bu birikim 1985 yılında 1 trüyon 200 milyar dolan bulacaktır. 210 milyon Amerikalı 1973 yılında 1 trilyon, 300 milyar dolar mal ve hizmet için harcamıslar. Tutarsızhk örnekleri Akademik çalışmalan idari yetküüerce yetersiz görüldüğü gerekçesiyle, sözleşmesinin ancak bir yıl uzatılabüeceği bildirilen öğretim üyelerinden Asst. Prot. Doruk Pamir, Dekanlıkça daha önce bölüm başkanlığına aday gösterilmiştır. 18 gün sonra da akadamik yetersizliği idari yetkililerce saptanmıştırl. Asst. Prot. Pamir bunun uzerine yazdığı İstifa mektubunda, «Böylesine tutarsız keyfı ve bir günü bir gününe uymayan bir yargı ve karar mekanizması altın da görev yapmak artık bıkkmlık verici bir sürece dönüşmüştür. Dolayısıyla kurulduğu günden bu >ana ilişküerimi degişik kapasitelerde sürdürdügüm üniversitemizden üzülerek isüfa ediyorum» demiştir. Petrol dolan, tran, Irak, Oîayir, Nijerya ve Veneriiela gibi çok insanm yaşadığı petrol ülkeleri. petrolden elde ettikleri dolarlan kendi büyük kalkınma projelerine uygulamak için ulusal eko nomilerine sokabilecek güçtedirler. Bu nedenle bu ülkeler, bir nesil İçinde sanayfleşme olanağına sahiptirler. Petrol üreten ülkelerin tümü, yukarıda adlan sayılan ülkelerin paralelinde olsalardı, biriken para sorunu kendiliginden çöeimlenirdi. Ne var ki, petrol Ureten ülkeler yalnızca İran. Irak, Cezayir, Nijerya ve Venezüela değildir. Tam bir çöl ülkesi sayılan ve nüfus yofunluğu çok dü şük olan Suudî Arabistan, Kuveyt, Katar ve Abu Dabi gib: ülkelerin zenginlikelrini kend. ülkeleri için kullanabilme olanağını bulamamaları, petrol dolan birikiminin ana nedenidir. 117 milyar dolar Batı'mn endustri kulübüne Uye devletler, Ortadoğu, Kuüey Afrika ve Orta Amerika'daici petrol tekelcilerine 1972 yılında 30 mil5*ar dolar, ödemişken, petrol şokundan bu yana Batılı devletler, satın aldıklan petrolde ° « 10'luk / bir kısmtıya gittikleri halde, 1974 yılı sonunda bu rakam 117 milyar dolara ulaşacaktır. Iran Körfezüıdeki az geiişmiş ü!ke ve diğer OPEC üyesi devletler, ellerine geçen dolarları nereye harcayacaklannı kara kara düşünürlerken, zengln Avrupa devletlerinin istikrarlı ekonomileri bir anda tepe tak lak oluverdi. Bir ay içinde Bu arada öğretim görevlisl olarak temmuz 1974'de ODTÜ'ne alman İnci Durmuş'un ağustos 1974'de yetersizliğme hükmedilmiştir. Bir ay gibi kısa bir sürede ve ofculun tatilde olduğu bir dönemde yetersizlığine hükmedilen Durmuş okuldan aynlmıstır. Bütün bunlardan sonra Mimarlık Bölümü, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ve Restorasyon Bölümünün ajTi ayn yaptıklan Genel Kurul toplantüannda Fakülta Dekanı istifaya davet edilmiştlr. 24 eylül 1974 tarihU bölüm genel kurul toplantısında alınan karar şöyledir: «Bundan önceki 2 yıl süresinca ODTÜ Mimarlık Fakültesinin kar şı karşıya kaldığı ve en son örneği yukanda belirtilen türlü huzursuzluk ve güvensizlü ortamının Fakülte ölçegindeki sonımlusu olan Dekanın bu huzursuzluğu arttırmamak ve devamnu önlemek üzere derhal istifaya çağrılmasına oy birliği ile karar v»rümiştir.» Neler yapabilirler? RaJtamlar karşılaştınldıfında, petrol patronlannın dünyanm en büyilk ekonomik ve askert gücünü 11 ay boyunca rahatça satın alabilecekleri görülür. Fiyatlar, fiyatlar... İşsizlik Tüm Avrupa ülkelerl srasında. 1974 yılmı ödemeler den gesinde fazlayla kapatacak tek ülke olan Federal Almanya bile, bu bunalımdan etkilenmeKtedir. Almanya'da büyük fabrı Petrol tüket«n ülkelerdeki en Petrol şeyhleri Alman ekonomiflasyon oranîan, bugün *;» 71 ,5 sinin tumünü ise üç yıl süreyle satın alabilecek güçtedirler. Batı(Federal Almanya) ıle • 43.8 ' • nın büyük sanayi kuruluşların(tzlanda) arasında değişmekteden 24 milyar dolar sermayeli ve dlr. Yıllardır ekonomisindeki is Amerikalıların da hissedar olduktikran korumakla ün yapmış t s lan çok uluslu Exxon firması, dünyada tüketilen petroKln 1/8 < inin satışını yapmaktadır. Petrol j şeyhleri bu şirketi, elli kere satın alabilecek güçtedirler. Bu konuda çözümlenrnesi gereken sorunlar, şu noktalarda toplanabilir: • Batı ülkelerinden petrol şeyhlerine akan ve orada nasıl kullamlacağı bilinemeyen dolar birikimiyle ne yapılacagı sorunu. • Petrol ülkeleri, sanayi ülkeleri ve az gelişmis ülkeler diye tanımlanan yeni üçlüsırufsistemi içindeki zenginlik, kalkınma ve geleceğe ait yapılan planlar arasındaki farklıhkJarın hangi yöntemlerle azalUlabüeceği. • Pahalı enerjinin nasıl ve hangi fiyatla dagıtümasının daha mantıklı olduğu. İSVEÇ TV'SİNİN RENKLİ FİLME ÇEKTIĞI YAŞAR KEMAL'LE ILGILİ FILMDE ÜNLÜ ROMANCI KENDİ ROLÜNÜ KENDİSI OYNADI Özgür DİCLELİ Belgesel yönü ağırlık kazanan filmde Yaşar Kemal'in «arkadaşlarım. dostlarım» diye tanımladığı küçük insanlar, balıkçılar, satıcılar, hamallar da yer aidı. Yaşar Kemal'Ln deyimiyle ne kadar sevdiği balıkçı, işçi varsa, onlar da kendisiyle birlikte oynadüar. Başınızı öne eğin! Burada biraz durarak bugünlere nasıl gelindiğini anımsayahm: Çin'in en unlü cellftdı, 1000 kisinin kafasını kesmistir. Sıra 1001 inciye geldiğinde cellat o denli ustalıkla işini görür, bıçak o kadar hızlı hareket eder ki, gövdeden ayrılan baş, hiç btr sey s Kemal de artist oldu v» kendi yaşamını yansıtan bir Isveç televizyon filminde oynadı. İki yıldan bu yana Isveç'te verilen Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterüen, romanlısrının alüsı İsveç dilinde yayımlanan, iki oyunu sahnelenen Yaşar Kemal 'in kimliği, yapıtlan, toplumsal görüşleri, savaşı, doğduğu ve yaşadığı yerlerde geçtiğimiz hafta renkli olarak filme alındı. İsveç'te yabancı yazarlar arasında çok çok tutulın Yaşar Kemal'in yaşam öyküsünü filme aJmak için Isveç televizyonunun görevlendirdiği Karabuda çifti, Füıkiye'ye gelip onbeş günlük çaJıjma yaptı ve filmi bitirdi. Çukurova Yollannda Karabudaiar kameralarını ve Yaşar Kemal'i de yanJanna alarak Adana yöresine yollandılar. Romancmm doğduğu köy Gökçedağ (Hemite1'de onun çocukluğunu tan yan insanlar, da konuşturarak çe kimı gerçekJejtirdUtr. Böylece köylülerin dilinden Yaşar Kemal'in çocukluğu çıkmış oldu. Köyde Yaşar Kemal ve Isveçii filmciler davul zurna Ue karşılandı. Camideo «Soydejimiz geliyor» diye anons edildi. Koçlar kurban vdildi. Beyaz güvercin uçuruldu. Bu yöresel karçılanif töreni de filme alındı. Daha sonra Yaşar Kemal'in yirmiyedi yaşınadek yaşadığı Kadirli'ye gidildi. Orada «Pis Hikâye». •Bebek., «Dükkâncı. gibi ilk hikâyelerioı altında yazdığı zeytin ağaei da filme konu oldu. yor. Yaşar Kemal'in hiç bir yerde yayımlanmamış son yapıtı «Azat Buzat. öyküsü de İsveç filmine konu ı.ldu. Bu bölüm, kırlarda, ormanlajrda tuzak kurarak kuş yakalayan, sonra tutsak edilen bu sakaları, ispinozları, serçeleri kafeslere koyarak satan çocuklann öyküsünü içeriyor. «Azat buzat bizi cennet kapısında gözetı bu bölümün melodisı... «Yaşar Kemal'in Yaşamı» renkli yaym yapan îsveç televizyonunda aralık aymda yayımlanacak. Ardından Finlandiya, Danimarka, Norveç ve Federal Almanya TV'da aynı filmi göstenneğe ba$lı jacak. Böylece bir Türk yazarı ilk kez Kuzey ve Orta Avrupa ülkelerinde televizyon yoiuyls halka tanıtılmış olacak. Yapıtlanyla, özellikleriyle, uğraşıyla. Küçük insanlarla Sesli olarak çekilen «Yaşar Kemal'in Yasamı» filminin senaryo yazarlıgını ve yönetmenliğini Barbro Karabuda, görüntü yönetmenliğini Günes Karabuda yaptılar. Filmin çekimi önce Istanbul'da, Yaşar Kemal'in Basınköy'deki evinde, kitapları ar» sır.da başladı. Florya, Menekje istasyonunda, Eyüp'îe. Galala Köprüsünde, Unkapanında siirdü. İsveççede altı çeviri Yaşar Kemal, tsveç'te en sevilen yazarların ba şında geliyor. tsveççeye yazann «Ince Memed», «lnce Memed II» «Ortadirek», «Yer Demir Gök Ba kır», «Hikâyeleri». «Ağn Dağı Efsanesi» adlı yapıtlan çevrilmiş. Şu anda •Ölmez Otu» çevıi:ıyor. llkbaharda yayımlanacak. Yaşar Kemal oyunlanyla da önemli bir yer aJıyor Kuzey ülkelerinde. Önü Kuşçular da var «Bir yszar sıtını, filmin n»sıl yaratılıyor?» Bu aoruBUn yanMenekşe'de çekilen bölümleri veri Mimarlık Fakültesi Dekanı Bilgütay ise genel kurul toplantısında kesin olarak istifa etmiyecemüzdeki ay Stockholm'de «Teneke», «Ortadîrekı, ğini belirtmiştir. Göteborg'ta da «Teneke» oyunları oynanacak. TV gösterisinin de aynı döneme rastlatüması, İsveç'te • Bir yılan nikâyesine dönen bu bir Turk Edebiyatı rüzgânnın estirilmesini sağlıya olaylann nasıl sonuçlanacağı s » cak. İsveç dışındaki Kuzey Avrupa ülkelerinde de | rakla beklenirken Mimarlık PaYaşar Kemal'e bir ilgi belinniş. «Ortadirek» oyunu ! kültesi Öğrenci Dernegi yayımgeçen jıl Finlandiya'da Turko'da oynamış ve ilgi ladığı bir bildiride, «huzursushıuyandınnış.tı. Bu yü da yeni bir oyun hazırlam , ğun hat safhaya ulaştığı bugünyor. lerde Fakültede çıkacak herhangi bir olayın baş sorumlusu, onu Yönetmenin görüşü bu görevde tutan Rektörlük mütevelli heyeti olacaktır» denustir. Güne? Karabuda, «Yaşar Kemal'in Yaşamı. filmi için söyle diyor. «îsveç TV'da bir saat yirmi Aynlanlar, aynlmak dakika sürecek bu yapıt için üç bin metre ham film kullanıldı. Özellikle filme gidecek öyküleri seç üzere olanlar tik. Yaşayan hayatın içinde görünrüler aldık. Y»jar Kemal'in kendi çevresini yansıttık. Istanbul' , ODTÜ'deki huzursuzluğa ve daki balıkçılardan Çukurova'daki pamuk işçileribaskılara dayanamıyarak yabanne dek her çeşit insana yer verdik. Romanlarının cı ülkelere gitmek isteyen ögrekahramanlannı yansıttık. Örneğin bir Dudu Kadın tim üyeleri arasında eski Rektör başhbasına bir belgesel film konusu olur. AnadoProt. Erdal Inörü ile Prof. Cahit lu'yu Yaşar Kemal'in rehberliğinde dolaşmamız, bi i Arf'da bulunmaktadır. 1974 Tubl7* çok sey kazantiırdı. Zengin anılarla döndük tak bilim ödülünü alan tnönü ile İsveç'te 2,5 milyon TV tlıcıaı var. Bir gösteriste er Arf'm vurt dışına gidficekleri bilaz S milyon kiji görüyor.» dirilmektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear