Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 22 Eldın 1974 6 ünümüzde, şimdilik zamam bilinmeyen. ımı kaçınılmaz görünen bir seçim var. Eğer bir takım huysuz politikacıların taşkınlıkları ile, sert tatsızlıklara sürüklenmek zorunluğu doğmazsa bu erken seçim, er geç yapılacaktır. Bu seçimlere, şimdıden ve en hırçın, en sorumsuz girigimlerle hazırlanan, sanıyorum ki, Adalet Partisi başkanıdır. Gerçi son zamanlarda onun Başkanlık durumu, kendi partisi içinde de sarsılnr.s. gibi görünür. Ama, Adalet Partisi başka, başka m gene başkadır. Ona göre, o partinin değil, Ada let Partisi onundur. O konuştuğu zaman, yalnız Pf.rlamento çatısı altında yer alanlara, yahut Adalet Partifi merkezindeki toplantılarda kendine karşı çıkanlara hitap etmez, Onun, sözünü duyur mak istediği insanlar asıl, bu çatılarra dışmda ka lanlardır. Bir Başkan ve Partisi... Şevket Süreyya AYDEMİR vaadederek, devlet rotasınj demagojinin saltanatına sürüklemekle girmeyecektir. 27 Mayıs İhtilâlini suç, ihtilâiciyi suçlu, ve 1961 Anayasasının zaten yıpratılmış olan kahntısını da. kendince işleyerek, aslını rafa kaldırmak için girecektir. Sosyal Devlet ilkesini ise, bir eski masal haline getirecektir. Eğer eski demokratlardan hâlâ oyu serbest kalanlar varsa, onları da, Adalet Partisi kervanına katacaklardır. Gerçi bu mirasta, başka hak iddia edenler de var. Ama o kadar mı? Hayır! Bir de 12 Mart askeri müdahalesi var. Bu müdahaleyi yapanların, hem Adalet Partisi ve Demirel iktidarını, hem de, partinin bir mekanizması haline dönüştürülen Parlamentoyu şiddetlc eleştiren. bir de protokolü var. O halde bu müdahale ve suçlamalar da çürütülmelidir. Bunun en kolay yolu da, Askerin siyasete ve hü kümete müdahale hakkı olmadığıdır. Bu bayrak, daha şimdiden havaya kaldırılmıştır. lyi ama, gene kanunlanmıza göre ordunun vazifesi, yalnız sınırlarda ve kışlalarda değildır ki? Ordunun bir de tç Hizmet Talimatnamesi var. Buna göre ordu, nizamın korunmasında da aynca vazüelidir. 12 Mart müdahalesi üe ordu, bu vazifesinı yspmıs oluyor. Çünkü devlet nizamı sarsümiîtı. Sokaklar, meydanlar, bombalı, silâhh harp alanr lan haline getirilmişti. Analar, babalar; abah mekteplerine gitmek için yola çıkan çocuklannın, akşam eve dönüp dönmeyecekleri endi$esinde idiler. 17 genç, bilinen veya bilinmeyen kaatil Çünkü o, sokaklann dilini konuşur. Onun, konuşurken karşısına aldıklan, ne senatörler. ne milletvekilleridir. O, sokaklardaki, kahvelerdeki kalabahklara haykırır. Kalabalıklar ise, kendilerine seslenen insanlarda, pek mantık aramazlar. Onlara lâzım olan, evvelâ kendilerine ve kendi dülerinde bir şeylerin vadedilmesidir. Sonra da, onların bilinç altlarında uyuyan, kolayca harekete getiriîebil?n, ama çağm hızlı akışı içinde çağ dışı kalmaktan gelen hınçlann kamçılanmasıdır. Bunlan da bizde, siyasî lider geçinen bazı yaratıklar ve bu arada Adalet Partisi Başkanı, kolay ca yapabilirler: Sola karşıyız derler. KomünJst'ıik le mucadele ediyoruz derler. Ecevit soldur, hatta komünisttir Enlamına gelen taşlamnlar yaparlar. Nihayet, ortaya atılan «sağcı cephe. özlemi eltında, halkın goriye dönük iç âlemini hareke'e getirmeye çalışırlar. Bu gayrstleri, refahlı Türkiye ve bcnzeri slnganlar allında. ustaca kullanmayı beceren. yine Adalet Partisi Başkanıdır. Pu gayreüer, halk kalabahklarında, bütün ileri özlerr.lere kar?ı, ruhi bir reaksiyon yaratmak için dir. Meselâ bir miras kavgası ortaya atılır. Evet, paylaşılamayan bir miras kavgası! Bu miras kav gasının ardmda. sahibini bekleyen mal gibi. bir oy terekesi umulur. Gerçi bu tereke bir aldsr.ış da olabilir. Belki de ashnda, bu oylar, çoktan erimiş, paylaşılmıstır. Ama mirasçüar. her sezinsedikleri gölgenin, üstüne atılacaklardır. Nitekim öyle olur. Mesele judur: 27 mayıs 1960'da, bir hükümet darbesi olmujtur. Artık ömrünü tamamlayan ve Syle giderse, kendilerinin kurtarılamayacağj Meclis kürsüsiinden bile haykırılan eski Demokrat Parti, iktidardan düşürülmüştür. Bu hükümet darbesinin hemen ertesi günü de, yeni bir Anayasa düzenlenmesi işine girişilerek darbeyi, gerçek anlamı ile bir ihtilâle dönüştürmüştür. Böylece de, ihtilâl öncesi iktidarını teşkil eden Demokrat Parti, sahneden siliamiştir. Ama Adalet Partisi Başkanınca, eski Demokratların, varsayılan metrukâtı, yani oy ve taraftarlan üstünde yürünmelidir. Bunun için de, evvelâ bir zemin hazırlsmak lâzımdır. Yani evvelâ. bu 27 Mayıs thtüâli inkâr edilmelidir. îhtilâli bir haksızlık, kanunsuzluk saymak lâzımdır! Ordunun, kendi hizmet alanlarını aşarak. devlet aley hine, devlste müdahale ettiği Ueri sürülmelidir. Sonra ihtilâlin getirdiği ve şimdi milli bavraralar arasında kutlanan 1961 Anayasasını kuşa benzebr.ek, daha sonra da rafa kaldırmak lâzımdır. Anavasa;,a giriş maddesi olarak kanunlaşan «Sos yal devlet» ilkesini, soleu bir hcdef ve değer çay malıdır. Onu şüphe bulutları altında, gölgelemek lâzımdır. Nitekim bu satırların yazıldığı gün çıkarı gazetelcrde Adalet Partisi Başkanı, bunu da ve kendi dilinde, haykırmı^tır. Hülâsa yeni seçimlere bu parti, yalnız »okaklsra cennetler ler tarafmdan öidürülmüs, hükümetln kılı kıpırda mamıştı. Öğretmenler, hakimler, protestolar için »okaklara dökülmüjlerdi. Mektepler, yurtlar basılmıştı. Kız yurtlarında, insanlık dışı sahneler geçmisti. Ama Adalet Partisi Başkanı ve iktidarı, gamsızdı, Vurdumduymazdı. Başkan millete: Yürümekle sokaklar aşınmaz, iözlerinden başka bir şey söylej'emiyordu. Kısacası, ülke bir kardeş kavgasına gitmekte idi. Kavram karışıkhkları ise almış, yürümüştü. Anarşistlik 100 yıl geride kalmıştı ama, bir takun gençler, Anarşiyi, Anarşistlik diye alıyorlardı. Komünistliğin tarihinde ve demokratik kapitalizmin evrimsel devresinde, terörün misali yoktu. Ama bir takım gençler, bomba atmak, snam kaçırmak, haraç almak gibi sosyal fikirlerin mücadels tarihlerinde göriilmerni?. işitilmemiş eylem lerle, kendilerini sosyal mucadele içinde saymak hatasına düşmüşlerdi. Hükümet ise duygusuzdu, hareketsizdi. Vurdumdu>Tnazdı. Hattâ olup bitenleri tahrik ettiği de söylenip durmaktadır. Böyle olunca da elbette, asker siyasete kanşacaktı. Ordu, nizama müdahale ederek, kanunların bu hallerde kendisine verdiği görevi yerine getirecektL Öyle de oldu. Gerçi ve ne yazık ki. 12 Marttan sonra gelen geçici hükümetler de gidisata hakim olamadı. Kavram karısıklıkları, sonra da başka îekillerde devam etti. Bir takım sorumsuz insanlar ve sonımsuz organlar, yayınlanan anılara, anlatılan facialara göre aldı yürüdüler. 12 Marttan sonra sivil hüküraetler. yanhş yolları ve icraatı önlemek yerine, kendilerini. tarihimizde görülmemiş bir sadizm dalgasma kaptırdüar. Hükümet cihazlarmda, bu gibi hareketleri önlemek görevinde olup, önlemeyen sorumlular, gerçekler ne ise ve medeni bir cesaretle, hata ve sevaplarını, artık kamu oyunun önüne sermelidirler ki, milll yaşamımız, devlet hayatunız, yarın gene bu tür hata ve çıkmazlara sürüklenmesin. Bunun için gerekirse, ye ni ve önleyici kanunlar da çıkarılmahdır. Çünkü aşın akildışı baskı olumlu netice verseydi tlk çağdan beri ömekleri zaman zaman görülen ülkelerle, çağımızda bu baskıları ve işkenceleri devlet nizamı haline getiren veya getirmiş olan ülkelerde hayat, güllük, gülistanlık olur, ne zından lara, ne de zındancılara lüzum kalmazdı. Okuyucu mektupiar Çağdışı yönetmenlikle öğrenci kıyımı! Eğitim Enstitülerinde modern öğretim yapıldığı halde y5netmeliği çağdışı kalmıştır. Bugün hâlâ çok eskiden hazırlanmış olan yönetmelik uygulanmaktadır. lerine devam etme olanağının Üniversite, akademi ve öbür sağlanmasını. ayrıca ara sıyüksek okullarda sınıf geçme nıflarca şubat sınavının veyerine ders geçme sistemi uyrilmesıın Eğitim Knstitüsü öj gulandıSı için en az 2 • 3 dersrencıieri olarak i=tiyoruz. ten sorumlu olarak bir üst sıSala Ozdılek nıfa devam edıleb:lmekte. öğIstanbul AUtfirk rencilerin ara sınıflarda yıl Eğitim Enstitiısü kaybı olmamaktadır. öğreneileri adına üysa ME.B.'na bağlı bir yüksek okul olan Eğitim Enstitülerinde ders geçme sistemi olmadığı icin. sadece bır Hekimler dersten başarısız olan öğrend beklemeye kalıp bilgilerini unuturken talebelikten de psi yurt dısına kotojik olarak ayrılmaktadır. pitmeye Bu çağ dışı uygulama sonucu özellikle Fen ve Mate zorlanıyor matik bölümlerinde ckuyan Sağlık ve Sosyal Yardım Paöjrencılerın % 4fl'ı beklemekanhgı 24 ağustos 1974 gunü ye kalmakta, bir yılları boşuaçmış olduğu asistanlıK sınavı rva gitmektedir. Hatta lkinci sınıfa gelen bir öğrend bel sonuçlarını hâlâ açıklamamıştır. Bakanlığın uygıılaınası ^u geli duruma cfüşmektedir Bu yönden kanun ve tüzük.ere aybir öŞrenci kıyımı oldugu kakındır. dar yurt ekonomisine de büyük zarardır. İH nisan 1973 tarih va 14511 Reformcu sayln Milll Egi sayılı Kesmi Gazetede yayırnanan «Tababet Uzmanlık Itoütım Bakanımız orta öğretime günne göre: Madde: 8: Asıstançağın gereklerine uygun den lığa girış sınavlan yıida en az geçme sısteml getirip ilk aşa1 defa olmak uzere Ankara'oa ma olarak tek dersten borçlu yapıhr. geçme olanağını sağlamıştır. Oysa Bakanlık 1971 senesınDers geçme sistemi ortaöfiretime kadar indirilirken ESi den Den asıstanlık sınavı açmamıştır. tim Enstitülen arada kalmıs Madde: 10: Sınavlarda başarıve unutulmuştur. öbür yüksek okullann bir ders içir» h sayılmak için mesleki bilgiden 10U üzerinden en az ı;u • ya5 kez sınava girme olanağı bancı dilden İüü uzerinden en varken, Eğitim Enstitülerinde sadece 2 sırtav hakkı var az 50 almak gerekır. Oysa yabancı dıl sınavı sodır. Ara sınıflarda subat sına> nunda sonuçlar açıklanmış, vının olmadığı bır gerçektir. Sonuç olarak reformcu Ba meslek bilgisi sonuçlan halen kanımızdan Eğitim Enstitüle açıklanmamıştır. Kişinin en tabii hakkı olan notunu öğrenrinde ders geçme sıstemln'.n uygulanması ile 1973 • 1974 öğ me lsteği devamlı red olunmaktadır. retim yılı sonunda beklemeye Madde 10: Asistanlık sınavlakalan yüzlerce öğrencinin ve belgeli duruma düşen öğren n yabancı dü ve meslek grucilerin okula dönüp öğrenim bundan olmak üzere iki kısımdır. Oysa her doktor ihtisas yapmak ıstediği branştan (Meselâ Dahiliye, Cerrahî, Çocuk hastaSehir Hatları lıklan gibi) Imtihan edilnieyi beklerken Genel Tıp Ders;?rinİşletmesi den (Parmakolojl, BakterinloJi, Biokimya, gibi) bir kere daMüdürlüğüne ha sınava tabı tutulrauştur. Biz şikâyet mektubumuza bu Bir yönden Türkiye'de hekim şekilde bajlık koymakta sa sıkıntısı en yetkili ağızlarca nırım haklıyız. Şikiyetimizm ilân edilirken öbür yandan hemuhatabı bir baska makam ise kimin mesleğinde ilerleme ıs^ede, saninro size bağlıdır. Kaği sorumsuzca engellenmekteraköy Kadıköy, Karaköy dir. Bu hekimlerin yurd dışına Haydarpaşa ve Kadıköy Kaitilmesi değil midir? Hekım bu raköy., Haydarpasa • Karaköy kadar engellemeden sonra yurt vapur seferleıi sabah ve akdışına ihtisas yapmaya gidersa sam İse gidisdönüs saatlerinsuç kimin olacaktır? de çoğaltılmaktadır. Dr. Asım Berzeh Dr. Sevcnırül Kırrall Temmuz ayının İlk cumartesi. Dr. Usmaa Şanel • gününden itibaren cumartest Dr. Murat Koc» gUnlerinin resmen tatil olduğunu bildiren bir kanun çıkmıs ve yürürlüktedir. Ancak bu kanun yalnız resml yerleri HATIRLATMA kapsamaktadır. (Daha sonra da Bankalar Birliği almıs olduğu Sayın AP Genel Baskanı Sübir kararla tatil ilân etmiştlr.) leyman Demirel'in partismın Acaba sayın yetkilıler HaydarSamsun tl Kongresinde yaptıpaşa vapur yolcusunun cumarğı konuşmayı 8 ekim tarihli tesi günleri özellikle ise gidış gazetelerde esefle otruduk. Sasaatlerinde (sabahlan) yolcu yın AP Genel Başkanı aynen sayısında öbür gtinlere göre şöyle diyon yüzde kaç bir azalma olmus«Kıbns'ta. Türk ordusuna aıt tur, bunun bir incelemesini yap başanyı CHP'nin kendisine mışlar veya yaptırmışlar mımaletmeye kalkması ve bunu dır Sanmıyorum. Peki bangi bir siyasi istismar konusu yapfikre hizmet edilmektedir, cumasıdır. CHP bu hususta tevmartesi sabahlan Kadıköy'den kalkan vapuru Haydarpaşava kalâde pervasızdır. Sayın Eceuğratıp oradaki volcuyu da vıt, ikinci Atatürlı olarak ilan eaynı vapura binmeye mecbur dilmiştir. Ülkede bir uçtan bır etmek nakkını hangı yetkılı uca fevkalâde ağır bir tıava eskendinde buluyor. tırıimıç ve sayın Ecevit, kahranıanlık. fanhlik ve ıkîncl AtaKadıköy 'den kalkan vapurda türklük ünvanlannı berumser zaten yeteri kadar ayakıa se:,agörünraüştür...» hat eden yolcu var, bir de HayEvet, biz de soruyoruz, Sadarpasa yolcusunun aynı vayın AP Gene] Baskanı. bu tür purda btnmesiyle durumun ne konuşmalarını sürdürmekle hal olabilecegini düsüneblliyor tnukımua, kandırabileceğıni mi sunuz? zannedlyor? Yoksa; açıtcça ben, Sayın llgiiiier, eğer mı bir Ecevit'in basanlarıru hazmedetasarruf ise Dentzyollan genel mıyorum mu? diyor. olarak tıer yıl zarar etmsktedir, Kıbrıs buhranı. kendi iktidan ama sehir hatlanmn earar ettizamanında da zuhur etmiştlr. gi söylenemez Başka nareamaBaslretsiziığı ve veteneksızliğ.nlada yapüan israfın faturasını den dolayı busüne deic süregelayakta, sıkışık bir vaziyette seyahat eden vatandaşa ödetmemıştir. Asıl davayı kendısl siniz en azından insafsızlık olmuyasi isttsmar sonusu vapmakta yor mu? ve kıskançlıSmı aDaçık ortaya Beyler. kararlannızı masala kovmaktadır Kıbns konusunnnınn basında vermeytniz ıüt da aldıği vazıyete kadar. AP fet. Gezin, görün inceleyin. ın yanlısı olan bizıerden artık oy celeün ondan sonra kararlanbekiemesınin naflle olduğunu nızı almız. Böyle vaparsanız, kendisine hatıriatır. ulusal daakşam evinize gitağınizde yevamızda bu gibi bttiüctl tamr meğinizl huzur içinde yer. uyve hareketlerinden sakınmasıru kunuzu huzur içinde ayursurica ederiz nuz. Ilginizi bekliyoruB. Hlkmet UUKGl'N Saun ATLI AMASYA TURKIYE'DE HAKİMLER VAR Feridun AKSAVRIN Lüleburgaz Yargıcı Yerleşme Düzeni ve Pahalılığa Etkisi ayat pahahlığı konusı, karşıtı bazı gerçek ve gerçek dışı savlarda Dulunulsa b:le kapitaUst toplumun bugünkü çağdaş toplumda en belirleyici nıteliğıdir. Hayat pahalılığı, kim ne derse desın, gelir dağılurunı bozar. Böyle olmasaydı, alınan veraset ve gelir vergileriyle toplumda gelir dağılımının gitgide düzelmesı gerekirdi. Hayat pahaiılıgı dsmek, mal fiyatlanrun hizmetlerin fıyatı demek olan Ucretler den daha hızh sekilde gelişmesidir. Bunun SODUCU da, Ucretle geçinenlerin ezilmesidir. Dinamik bir toplum olan Türklyemizde durum daha da ilgınç tir. Bizlm gibi toplumlarda, istem (talep) ile sunu (arz) arasındaki denge daima istem lehine bozulur. öylesine bozıılur ki, kaybeden sanılanlar kazananlar olabilir. Öylesine bozulur ki, ıtlkede ne yapsanız satılır. tflâs eden firmalar bile, eğer ÖnemU bir sabit sermaye oranma sahip iseler, tasfiye sonunda kâra geçerler. Dinamik toplumda isteffl tarafından gelen baskıyı bin hesaba ve kitaba s S lanagı yoktur. Bu nedenle durağan (statik) olarak yapüan hayat pahaiılıgı indeksleri, gerçeği geregi gibi yansıtmaz. Türkiye'de düzenU işçiler toplu sözles melerle durumu bir ölçüde düzeltseler bile, yan dUzonli, ya da dUzensiz sekilde ıs bulaıuar bu baskı karşısında büyük zorluklar çekerler. Elbette gelir dağılımı hep bir •ınıf aleyhine, eayıf gelir gruı> lan »leyhino hep ayni hızla stire gitmez. Btr de bakarsuıız zaman zaman Ucret âyarlamalan yapüır. Bu âyarlamalar ya geç, ya da yetersiz kalırlar. Bir de ücret ve fiyatlann durmadan Syarlanması sonucu iç fiyatlar öyle yükselir ki, bakarsuıız d:ş satım (ihracat) iticı ve olanaksız hale gelmiş... Bu diş ticaret etkeni son aylarda aleyhte çalısmaya başlamıştır. Geçen hıfta (15 Ekim 1974 günlü) yazımızda beiirttiğimiz gibi, elimizde dışsatış için güçlük çektiğimiz önemli stoklar kalrruş'.ır. Kamu kuruluşlan bütçelennde kentlere ekmek, et verirken eski fiyatlan koruyabilmek için mey dana gelen büyük açıklar vardır. TUrkiyemizde, toplumun oturmuş hale gelmeyişi ile, para miktanndaki artiş başa çıkılmas bir cendereye sokar vurtdası. Guya fiyatlar kontrollüdür. Ama bu fiyatlar bazan 5nemli Urünlerin örneğin son zamanda yağ • ortadan kalkması sonucunu doğurmaktadır. Kendini Uretimi kesmeye varacak kadar güçlü hissetmeyenler ise, kaliteyi bozarak tüketiciyi zarara ugratır. Bakarsınız sarıdviçtn, ya da tostun içindeki pey nir, incelerek kâğıtla yarışır ha le gelmiştir. Besin ürünleri keyfe göre sınıflandınlıp, fiyatlar artınlmıştır. Beyaz peynirde olduğu gibi... Karaborsa ortaya çıkmıştır, Tekel maddeJeri bile resmî fiyatın üstünde alınıp satılır. Türkiye'de ve az gelişmiş ülkelerde toplumun dinamizmi ve bu görünüşü açısın dan bir yeni hesaplama ve endeksleme yolu tutulmaüdır. Aksi halde ne olur? Yurttas devlet rakamlarına inanmaz olur. Pahahlığın durdurulduğu yolundaki savlara bir tuhaf bakar. Tek nik adamlann natasmı da siyaset adamlan çeker. Sokakta asıl var olan ekonomi ile ekonomistlerin kafasındaki ekonominin arası iyice açıhr. Ne siyasetçiler, ne de bilim ve basın adamlan, toplumun en dinamik tabakasına hitap edeblllr nalde kalıriar. Açık söyleyelim ki, enflâsyonun kârlılan ile zararhlan da her zaman aynı degildir. Elbette bir grup insan vardır ki, onlar daima kârlıdır: Ellerınde taşınmaz mal ve fabrika makineleri olanlar. Bir grup insan da zararlıdır. Ücretcüer, Ucretle geçinen ama, bu Ucretleri toplu sözle$me, ya da kanuna bağlı olmayanlar, serbest meslek sahipleri (Avukatlar, danışmanlar, doktorlar, sanatçılar ve yazar lar). Ancak bunların enflâsyondan etkileniş tarzlan, toplum içindeki siyasal ve örgütsel püç lerine gcre, zaman İçinde degl H B lar. srakm, adlan çirtirje çıkan bir fcısım px)!iti)cacıl«r, hftkimleri radyo ve basın aracıl.gı ile halka şıkâyet edip, Yüksejc Mabkemelerin kararlarınaı veryanaın ededursun KAPÎTALİST EKONOMİNİN BİLE DÜŞMAN OLDUĞU KÎRA GELİRÎ, PAHALILIĞIN BAŞLICA ETKENtDİR. DURMADAN YÜKSELTİLEN DÜKKÂN KÎRA VE HAVA PARALARI ASLINDA MÜŞTERÎYE YÜKLETİLMEKTEDtR. Berl tarafta, haklmler, bu tür politikacılarm geriye tepecek silâh niteliğindeki sözlerini ciddiye alma&sızın, hızla geîiçip degişen •^ürkiye'nin gerçek çıkarlan dügnutusunda lieri yargın'n pınl pınl ömeklerini vermekten biı an içirı bila geri durmuyorlar. Son günlerdekl llgtnç kararlar btr yaca, biraz geriye, Ağustos ayına dönelim: Diyarbakır GüvenlUc Mahkemeslnln kendine vUcut veren 1773 sayılı yasanın iptali İçin Anayasa Mahkemesine başvurması bu konuda verebilecegimus örneklerden yalnızca biridir. Konuya açıklık getirebilmek amaciyie, İptali Istenen 1773 sayılı yasarun bu mahkemlerm kuruluş ve işleyişme llişkin 6 ve 9. maddelerine şoylece bir göz atahm. 6. madde aynen, .Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanlığı, üyellgi, >edek üyeligi, C. Kavcılıgı, C. Savcı Yardımcalığı atamalarında, Bakaular Kurulunca, h«?r boş yer için bir misli aday gösterilir. Bu adaylar arasında Devlet Güvenlik Mahkemesi Halslmlerinin atanması Yüksek Hakimler Kurulunca, C. Savcısı ve yardımcılarının atanjnası Yüksek Savcılar Kurulunca, Askeri Haklmlerdea üye ve savcı vardımcılannın atanması İse, özei kanunlannds göst(nlen usule göre yapüır» derken. gCreve lliskin i. madde de «TUrk Ceza Yasasında yazılı devlet idaresine, ksmu dHMmiae, taunu güveollgine, kamu selimetlne, adliyeye. özgürlükle'e karşı lşlenen su^*irayarü siyasi suçlara v« glyasl amaçlarla islenmis bir tasım adi suçlara bak&cağı» yasılıdır. Hemen iiave edelim ki, 6. maddede sözü adilen fiael kanun, 3b7 sayılı Askeri Hakimler ve Savcılar Yasasıdır. Bu yasanın 16. madüesi, Askeri HaMmlerm Cumnurbaşkanırun onayına sunulacak Miill Savunma Bakanı İle Başbakanın muş» terek karamanı^sl Ue atanm&sını Ongörtlr. Bu £isa açıklama mızdan hemnn sonra konu İle Uglll olarak aklımıı» tatakveren sorulann ««inmMmı geçeblllriz. Ara&ç, çağımırda yeni boyutlar Umnıuı bas suq r» lulara ilişkin danüara hftkaroV mahkemeler kurm&k idlyse, o git>t ahvalde, varol&n yargı örgütünün devletm güvenliğini koruyamadığı yolunda, kamuoyunda adalet UstUne baa kuskuların doğmasm<i yol açacak böylesi bir yolun izlenmesi yerine, basın ve kaçakçılık suçlarına bakan mahkemeler ömeğta de oldugu gibi clhtisas Mahkemeleri» kurulması yoluna gidilme^ daha yerinde bir davranış olmaz mıydı7 Bir başka deyişle, Devlet GUvnıllk Mahkemeleri bugünkü htoiyeüyle, Ana yasanın yasakladjğı türde (madde: 32) «özel, siyasal ve olağanüstü bir mankems nitellğine bürünmüs olmuyor muî Yine, Ani'yasanın 144 maddesi, başta yargıçların atanmalan olmak Uzere, onıvnı her türlU özlük işlerlni yargıtav üyelermden oluşan Yükstk Hakimler Kuruhı'na vermişken, 6. mad. denin getirdiğl ytni hüküm, Yüksek Haklmler Kurulumı valmzca biçimsel ycnden görev yapar hale sokup, bir anlamda onu, bertaraf etmts olmuyor znu? Keza, mahkemenın sivil ve asker üyelerinln seçlminde Bakanlar Kuruluna p^ıruk tanıyan bu yöntem, yargı organının yani mahkemeierin siyasi organlarm hertiirlü etkisinden uzak bulunması ve onlarB karsı tam bir bağırısızlığa sahip olmasını öngören Anayasanın 132. maddesine oîauğu kndar, aynı yasanın, genel esaslaı bölümfindeki kuvvfüer ayrılığı ilkesine de ters düsmez mi? BUtün bu 80101181711 cevaplandınlması işini, konuyu yakmda karara bağlayacah. olan Anayasa Mahkemesine bırakarak. diyeceklerime fazlası Ue önemU gördüğüm bir hususa işaret ederek son retmek ısterim. Kuruluşu SiTisında hedet oldugu sert eleştlrUer sebebiyle doğmadan vtı* alan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kuruluşuna ilişMn 1773 sayılı yasanın bir başka kurulus tarafından değil de, bıatihl GUvenlik Mahkemesi tarafından iptal lsteğiyle Anayasa Mahkemestain Bnüne götürülmüs olması, üginç olduğu ipoar, Türk adaletl hesabına kıvanç veriadir de. Bilindiği üzere, temelinde devrlm sehitlerinln ıtanı bulunan 961 tarihli Devrtn Anayasasından türlü nedenlerle rahatsızlık duyarüar, b.r Dtşka demokratik ülkede örnegine rasUanmayacak biçirade, onu, her defasında da olumsuz yönde olmak üzere, 13 yu içinde tam altı kez degiştirdiler. tste, 961 Anayasasının (y.fnndan kopanlan taşları birer lMşer yerU yerine oturtulnasr yolundaki yüce görevi yargının Ustlendigini görrr.enin mutlu.ufu içinde bir kez daha varRÜcüırue. «Türklye'de hakimİPT var» diye haykınyorum. Arslan Başer KAFAOĞLU şir. örneğin 1950lerde memurlar en çok etkilenen grup idl. 1960'tan sonra memurlaria beraber mevsimlik isçiler en çok etkilenen oldular. Nasü vergi po litikası tbaskı gruplanna» göre şekillenir ama bir tek değişmez çizgisi vardır. (Mal, mülk sahiplerinin bir sekilde bu yüktl yan sıtması şeklinde), burada da de ğişmez çizgi vardır. Ayrintı değişebiUr, yUkü çekenlerin, aldıklan yük birleşimi degi?*Wlir. Her toplumsal olay gibi, ulu•al ve uluslararası güç denge leri konjonktür değişmeleri de konuya ayn bir çesni geünrler. «Arz ve talep eğrileri» Ue yorum lanamayacak bazı olusumlar or taya koyarlar. Hayat pahaiılıgı bütün bu şeklıyle ortaya konulup düşünülmeUdır. Böyle düsünülüp endekslerın pek bir sey | K O N U T S Ö M Ü R Ü S Ü , ., ,.^ .„. Açjk Anlatım Yarışması.t;;,«; • tnşaat Müh. Odası, Harita ve Kad. Müh. Odası, Çehtr Pl. Mlm. Müh. Odası ve Mimarlar Odısi tarafından, bir AÇIK ANLATIM YARIŞMASI düzenlenmistir. • Yansmamn konusu KONUT SOMÜRÜSÜ'dür. # Yarısma herkeM açıktır, lüresi 6 aralık 1974 günfi sona erecektlr. # Yanşmaya katılma, fotograf, grafik, karikatür ve b*nlerl anlatım biçimleri ile olacaktır. 9 Yansma Jürisi ve ödüller «öyledir: JOR! O D O L L E R = % § s 1 Aydın Ülken Graflker Pikret Otyam Gazeted Mıutafa tstemj Fotografçı Somer Ural Mimar Tan Oral KarikatürcO 1. ödül: 6000 TL. 2. ödül: 3000 TL. 3. ödül: 2000 TL. Manslyonlar: 1000 TL. Satınalmalar: 500 TL. göstermeyen Sdyutluğundan, somutlara dönüıünce. ilpilileri uyarmak isteriz fci müthış bir va S&TO pahaiılıgı ıcmdeyız Gelece gin de ne olacagı belli değildır. H ayvansal ürünler oamukludan başlayıp giyim kusama ve hele •yakkabılara yansıyarak korkunç bir Dahalılık dalaası. ekmek teıı elektriğe, elbiseden margan ne her mal ve hızmeti pahalılas tınnıstır. pahalıiastıracaktır Ama pahalılık ne Ecevıt'ın, ne Ta lu'nun. ne Melen'ın eseridir tek basına. Evet buruann da bir rx>lltikalan vardır ama ası) etken toplumun dinamizmlnırj kavranrramasıdır Toplumun f«meı öğe si olan >yer yani mekân » böyle bir dinamlzm ıcınaevken ner giden gun mezar pahası bile eski apartman oedellerırr aratan gidişi sürdürürKen devletın, belediyenin va da ner tıangı bir baska kurulusun fiyat kontrolu vapmalan olanaiı voktur Kimse nin fiyat kontrolu için bir niyetl de ciddi sekilde vok ya... Bunun gibi, tüketimin en lüksüne yönelmis bir topıumda. en zorunlu ihtiyaç madaeler: örneğin margarin ve hayvansal ufttnleı arttırılamazken, bunian ' satın alanlann parasal gelirlerind arttırmanm hiç bir hEİamj o^amaz. Asbnda düzen bır bütündür. Kalkınma gibi, pahalıhğın da bu düzenle çözüme varacagını kabul edemeyiz. Bir mağazaya girebilmek için neredeyse taşıru töprağını tartarcasına para ödeyen bir girişimcı elbette bir çift pabuca 400 üra olmadı 500 li ra değer koyacak. fiyat biçecektır. Hükümetler ekonomik olaylann dinamik gereksinimlerin. tutucu yönetim ve siyasal kubbeyi çökertüğinin, ama bunun yarannın da bu tutucu yönetimden yana olanlarca paylasüdığının farkında olmalıdır. Dedik ki. düzen değismeden bir köklü çözüme varılamaz. Ama bu düzeni nattâ kapitalist CUzemn oyun kurallarına uydursak, halkımız bazı sıkıntılardan kurtulur. Bunun bir örneği, tasmmaz mal niteliklerinaedir. Ta şınmaz mal sahiplerinin gelirleri ne rant denir. Kapitalist ekonominin kuskusuz en büyük ekonomisti olan Ricardo, en çok bu rant sahiplerinden vakınıraı «Rant» yani toprağın verl ve fonksiyonuna eöre kirası kapitalist işletmeye yön verince bir dinamik az gelişmiş toplumda. ünlü deyimle, kantarın ipi kopmaktadır. Geçenlerde, değerli bir sanatçı yazarımız söyle dert yanıyordu: «Kardeşim Paris'te 30 yıl önceki, 50 yıl önceki bir mağazaya git aynı adrestedır. Ya bizde öyle mi?... Paristeki durum Londradada, New York'ta da aynıdır. 1935'in Garfinkeri, Woolworth'u, Macy'si, Washington'da ya da New York'ta ayu yerdedir. Ama Istanbul'da öyle miT 1940 ve 1950'ıerae büyük mağaza denilince akla İs tanbul da ya SirkedKminönü ya da Beyoglu gelirdi. lü20 yılda Sirkecide büyük mağaza ne men hemen hiç Kalmadı gibi, Beyoğlu btr Bankalar Caddesi olurken, ağırlık Şisli ve Harbiye ile Rumeli Caddesine kaydı. El bette bu yer değiştinşler. yenihavs paralan, yeni giderler, yeni avantalar demektır. Doğal olarak bunlar da yurtt&şın cebinden çıkacaktır. Hükümetler, Be lediyeler, meslek kuruluslan, her seyden önce bu durumda bir çözüm getirmeli yani gerek yurt düzeyinde ve gerekse bü>ük kent ler içinde kesin bir verlesme düzeni saptamalıdır Arazi rantını, yer rantını en aza düsürecek bir kurallar Daketi bunu izlemelidir. Dinamik bir toplum söyle dursun, durmus oturmus toplumlarda oiıe arsa ve yerleşme düzeni ööyıesine keyfe bı rakılamaz. Çagdas toplura ne kapitalist, ne sosyalist ve ne de adı ne olursa olsun, düzenli bir ekonomik kalkınma izieyecekse. buna izio vermea. Kiralann makuilesttrilişl ve spekülasyoniann dondurulmasi bile, bir ferahlık stetinr, topluma. Elbette bütürı sorun bu degildir. Yapılac&k daha bir ços çey, atılacak adımlar vardır. Ama en önemli nonu kuskusuz nüfusumuzun dinamıgıne uvgun 'tr yerleşme düzeni sağlamaktır. Hiç ilgisiz görünea şeyleT bile asiında bu konuyla sıkı sıkıya bağlıdır. Bir ılk adım boy lece atıldıktan sonra. fiziksel dengeleri ayarlayarak. yurttaşa daha başka ferahlama olanakla. n sağlanabüLr. Yırışma şartnamesl. ilgili odalar subelerinden ya da «Jüri Raportörlügü Mimarlar Odası • Konur Sok 4 • Ankara» adreıinden ücretsiı olarak alınabilir. (Cumhurlyet 8338) YILIN BÜYÜK HEYECANI BÜYÜK CUMHURİYET BAYRAMI PİYANGOSUNA TEK TEK BÜTÜN VATANDAŞLAR, GRUP GRUP BÜTÜN TEŞEKKÜLLER, TOPLULUKLAR, BİRLİKLER İŞTİRAK EDİYORLAR. BU BÜYÜK YARIŞA MUTLAKA KATIUNIZ. Eskışehir Devlet t Mühendislik ve Mimarlık t t I Akademisi Başkanlığmdan tt Akademimiz 1755 sayılı Üniversite Personel Kanunu uyarınca (Ayrıca 3. derece kuruluş ve gelişme güçlüğü ödenir) \ MİLLÎ PİYANGO Cumhuriyet BAYRAMINDA Çalışma Bakanlığına Sınavla Is Müfettisi Yardımcısı Alınacaktır. Bakanilğınıızda açık bulunan 10 uncu derece ayiıklı ÎŞ MÜFETTİSİ ÎARDIMCIUGl aadroıarına HuKuk IKUsat Siyasal Bilgiler Sosv^ı! ve tdarl Bılımler PaKüJteıen ue tktisadî ve Tıcar! tlımler AkademılerındeD vanut ounıara eş öğrentm veren denklıgı onanmıs yerlı ve vaDancı Pattilfe veya vüksek okullardan oırinı Dıtırmıs olanlar arasından sınavla eleman alınacaktır. Yazılı sınavlar Aiıkara. tstanbu) ve Izmir'de 4.11.1H74 tarihinde yapılacaktır. Yazıu sınavıarda oas«n gösterenıer, kendilenne aynca bildJnleceh tanb ve yerde söziti tınnva çağrılacaklardır. Daha önce ıs mütettısl veya varflımcısı olarak tayin ertiîenJerden yedek suoavlıK veva nerhan?ı Dir nedenle görevlnden ayrılanlann da venıden sınava gırmeıen gerekmektedir. ts miüettif ve yardımcılanna ayııkianna es olarak devaml) y«vmıye verilmelrtedır Sınavda basan ghstermek stanma haklıınj vermez. Atamada askerlik nizmetınl yapmıs ol&nlar tercıh edilecektir 2a eviül 1»74 sün ve 151^1 sayılı Resrnl Gazete'de vayınlanmış bulunan «Çaıısma Bakanlığı Merkez ve tller Teskilâtma stanacak D«r»oneı naıckında sınav yönetmelıgı» esaslan uyarınca VBoııacaK ıınava girecekierde aranan şartlar Ue sınav Konuıan ve tamamıayıcı diğer bilgiler Anlaıra'da Çalışma BaKanlıgı (Çalışma Genel MUdürlüftü ve Zat tjlen Müdiirmftiinrlen tllerde Boıge Çalışma Müdürlükleri vt Sosyal Sisortalar vt ts ve tsçl Bulma Kurumu Şube MüaUrlüklerlnden ögrenilabilır. (Basın: 239148325) I j* Asistan Alınacaktır | MAKINE BÖLÜMÜNE: Motorlar, Termodinamik, Malzeme ve Ölçme Tekniği, Makine Elemanları, Mekanik ve Mukavemet, lsı Tekniği ve Buhar Kazanları Kürsüleri. İNSAAT BÖLÜMÜNE: Mühendislik Mekaniği, Masif Yapılar, Hidrolik ve Su Yapıları Kürsüleri. 1 Muracaf.tların özgeçmiş ve bir fotografla 25. ekim. 197* tarihine kadar ilgili bölümlere yapılması, 2 Müracaatçılaruı en az Yüksek Mühendis olmaları, 3 H84 sayıb kanuna ve ilgili yönetmelige göre durumu uygun olanların ve istekliierin Öğretim Görevlisi veya Öğretim Üyesi olarak müracaatlan duyurulur. (Basın: 239398326) 6 1 Milyon Lira DAĞITIYOR (Basın: 23714 . 8331)