25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 21 Ocak 1974 OYSA 8cN,i*AM0NA (nİLİÎÜİİİMU &A$KA ö i f t ^ İOİLA 0K5tM£ Ptyüft İDı'M... B u l ^ l N O J İ . .. VAUAHÎ î)f tiıUÂHİ MCU 8u H/4İM H£WF«. AMA £/\PON ONUN AU SulpAU MÎ2AM£TTİA(,\/üWHlĞU Z, Kfffıfrî İFIÂHöLMAl, rA&AHCAY E^tilbLöürtl.A0ÖütÛW \ KARAT£(ÎNİN L A5KI ^ /A 22ı T \ ^AT/Ni K/Kı£MA^v YA(^if/|.«, 0 '0 BlR SANAT EVl... Atillâ DORSAY Toz Duman İçinde TALİP APAYDIN 119 Gorsek iyiydi çunları. Neyıni göreceksin? Inecekler lşte. Inip çehre yerleşecefcler. Allah belâlannı versm Tekrar geriye baktılar, hoca kılıkl» adamlar vagonlara doğru gıdiyorlardı Şunlann tıaline bak. En çok bunlara kızıyorum. YsmkJar olsun. Müslümanlığı da, hocalîgı da beş para ettiler. Yalak dürzüler! Başlan önde yürüyorlardı. Bu tarafa gel. Şehre girmiyelim. Gözümüz gönnesin. Bahçelere doğru saptılar. Oralar cenhaydı. Arka arkaya düşüp bir zaman yürüdüler îkisi de hasta gibiydı. Bahçe çitmi atlayıp içeri gırditer. Tabancalannı gurüzün altından aldılar, kuşaklarına soktular. Bir agacm altına oturdular. Mahmut ağaca yaslandı, sigara yaktı. Burnundan duman lan koyverdi. Kendimi nasıl alçalmış, nasıl ezilmis duyuyormn, bir bilsen, dedi. YüzU ıncelmiş, çökmüştü. Ben de öyleyim arkideş. Düjman böyle karsüsnır mı? Mahmut ilerde çite bağlı ineği gösterdi: Şu hayvan bıle bizden daha onurlu şimdi. Baktı baktı, gbzleri yaşardı. Sonr* birden hıçkırdı, aflamaya başladı. Ölseydim de bunu görmeseydim. Düşman topragımıza ayak bastı. gözümüzün önünde. Bız de davul zurnayla karşıladık Bunun utancı... Sonunu getiremedi, başını yumrukladl. Vay, vay!.. Haceli de ağlıyordu. Ellerini yüzlerine kapadılar, karşılıklı ağlaştılar. Dürzüler. Alçaklar! Bizi bu hale getirdıler. Resil ettiler, rezıl!.. Yonan kumandam kimbilir ne demiştir? «Bifmiş bunlar, ölmüş» demiştir. Bir şrtıir böyle tesüm edilir mı bev Davul zurna çalarak, tüü... Kahroldum vallahi. Haceli baktı, yüzü acı içindeydi. Bî2 etmedik arkideş, dedi edenler etti. Kanlannı da versinler bari Verirler. Onu da yaparlar Istasyondan gürültüler gelmeye başlamıştı Mızıka çalıyordu. Hıh, indiler. Şehre mızıkayla girecekler. Yazıklar olsun. Düşman hiç bu şehire böyle girtnemiştır. Hüsnü Bey kahrından ölür şimdi. Görmemek için gifmiş zati. Ne yapsın, bir Hüsnü Beyle olacak iş değh ki. Öyle. Su rezillerin yaptığına baksana? Çiçekle karşıkyorlar. Hadi şöyle çıkalım. uzaktan bakarız. Ne kadar olduklarını merak edıjorum. Bırak Haceli, şeytan görsür. yüzlerini! Tabancaları neyi yakaiarlar. Başımu belâya girer. Yine s&klanz canım. Akşarr geçerken alırız. Ne yapacağız burada, kan gibı ağlayıp duracak mıyız? Düşmanı tanımak ^erek arkideş. Görelim bakalım nasıl adamlaı, gel... Çevreva bakındılar. Kimse görünmüyordu Deminki yere tabancaları tekrar saKladılar. Mahmut gönülsüzdü. Gitmek ıstemiyordu. Hacelfrun zoruyla ağır ağır vürüdü. Bahçelerden çıktılar. Başı yerdeydi: Bak bak, Haceli. Gördün mü? Şehrin ortasındaki büyük binaya Yunan bayrağı çekilmişti. Mahmut basını kaldınp baktı. Boğazı düğümlendi, yutkunup dağıtmaya çalıştı. Donmuş gibiydi. Bir söz bulup söyleyemedi. îçine karanlık çöktü. Meydanda Yunan askerleri gösteri yapıyorlardı. Halk kıyüarak çekilmiş sessizce seyrediyordu. Kimisi üzgun, kimisi kararsızdı. Yerli Rumlar, kadın erkek renk renk giysiler içinde, bağırıp çağınyorlar, şişeleri dikip içiyorlar, şapkalannı göge atıyorlardı. Ne kadar da çoktular. Molla Mahmut, «nerden çıktı bunlar bu kadar?» diye düşündü. Arada bir: Vitoo, vıtooo! diye bagınyorlardı. Vay canına, dedi Haceli. Böyle yapacakları hiç aklıma gelmezdi. Daha neler görecegiz, dur bakalım .. O sırada eski zaptiye Musa'yı gördüler. Sivil giyinmiştı, zor tanıdılar. Usulca yanaşıp kulaklanna fısıldadı: Buralarda durmayın. îşgale kaışı olanlar tutuklanacak. Ihbarlar başlaciı. Bir tanıyan olur, kaçın! Ya sen? Ben de gidiyorum. Çabuk kaybolun. Yonan kumandanı emir verdi. Kuvayimilliyecüer hep toplanacaklar. Tellâl kılıkh blrisi bagırarak önlerinden geçti: Ey ahaliı!... Yonanlılar bizim dostumuzdur! Padişah Efendimizin emri var, biz onlara. onlar bize hiç dokunuimayacak Karşı gelenler olursa cezaya çarptırılacak. DuyduK duymadık yok, ey ahaliıil... Halk sakindi. Çoluk çocuk eli kolu bağlamış, kıyılardan bakıyordu. Gidelim. Bize buralarda yer yok gayri, gidelim. Nereye gidelim, geceyi bekliyecegiz. (DEVAMI VAR) En büyük sorun filmlerin korunması anglois'nm başlattığı işin tap, notlar, yazüar, kostümler, örgüUenmeye "baştodılar. FİAF önemli bir sonucu da, tüm maketier, cihazlar, onun saye(Federation Internationale des Batı dünyasının ilgisini çek sinde bugün uluslararası bir müArchives du Film) 1938de doğdu. mesi ve diğer Sinematek'lerin de zeyi oluşturacak biçimde korun Bu federasyonun halen dünya birbiri ardına doğması oldu. muşlardır.» üzerinde 40'tan çok üyesi vardır. Langlois ve Franju'nun, çalışmaLanglois'nin kendisi ise, bir Ancak Fransa, Langlois ile FÎAF larını daha rasyonel biçime ge Sinematek'in ilkelerıni şöyle an arasında meydana gelen bir antırmek ıçin 1936'da bir «Sinema latmaktadır. laşmazhk üzerine, federasyon üye Çevresi Le Cercle du Cinema» «10.000 filmden 10'u, 100'ü, gi liğinden ayrılmış bulunmaktadır. kurmaları, hemen ilgi çekmışderek 1000'i bile kurtarılsa bu bir FlAF'm üye ülkeler arasında yap ti. Ayni yıl, Londra'da ünlü «Bri skanadldir. llgisizliklerini, tem tığı bir ankete cevap veren 24 ultish Film înstıtute», New York' belliklerini, sahte bir kültür ve kenin, kendi sinematek'lerüıde da «Museum of Modern Aıt, seçme ilkeleri ardında saklayan 130.000 kadar film ve 4 milyonu Film Library», Berlin'de «Reichs lar utansınlar. Herşeyı korumak, aşkm fotoğraf bulundurduğu anfılmarchıv», Moskova'da «Mosko kurtarmak, ayak t a tutmak, klâsik laşılmıştir. Buna, dünyanın en ^'a Sinema Okulu Sinemateği» eser amatörü rolünü oynamak zengin sinemateki olan Fransız kuruldular. Bilınçlenme, bırden tan vazgeçmek gerekir. Tanrı de Sinemateki'nin elinde bulunan hemen her ülkede oluştu, yay ğiliz biz, yanılmazlıfimiza ina 60.000 kopyanın, 1 milyon fotoğgınlaştı, gelişti. Sesli sinemanın namayız. Sanat vardır, bir de rafın, bir o kadar da afiş, dekor yaygınlaşması sonucu sessiz film belge vardır. Her zaman kötü aksesuan, maket ve çeşith melerin içine düştüklerı an son ve kalacak kötü filmler vardir, bir tinlerın eklenmesi gerekir. yokolma tehlikesi, hele bu ülke süre sonra başeser ilân edılecek 60.000 sayısının önemini kavralerde bu filmleri yaratmış, ya kötü filmler vardır. Nasıl yargımak içın, ayni tarihlerde Rus Sıpımına katılmış ve seyretmiş layabiliriz? Yalnızca zaman ka nemateği'nin 15.000, Amerikan olanlar yaşıyorken, elbette ılgi rar vermelidir. Birçok büyük us Modern Sanat Müwsi Film Böçekecek ve önlenmesıne gidile tanın ustahğını, geçen zaman lümü'nün 3.000, Türk sinemateki' cektı. önemli olan bu İŞ19 bir gerçek boyutlarına oturjmustur. nin ıse 400 film bulundurduklanülhHj|iWW^|]'^til|lte»4d»ttl A Ş k , toır müzrfdır .. Gd&te* nı düsünmek yeter. Ancak Langyıgmları sine lois, bu sayıdan da memnun dea zevKme alîştınrken, bellrf de gildir ve bunu şu sözlerle anlatlois veGeorges Franju, yalnız maktadlr: Fransız sınemateğini kurup dün sayısı 100°ü aşmayacak tutkulu«İlk sinematekler kurulduğu yanın en önemli sinemateği yap ya sinema mirasmın ince zevkmanın değil. bütün dünyada si lerini duyurabılmelidir. Sinema zaman, henüz çok çey yokolmanematek kavramının yayılması tek, ayni zamanda, isteyen herke mıştı. Dünya üzerinde yapılacak nm, eski I:lmlerın bılimsel ve sın emrine, her filmin 16 mm' bir araştırma, hemen herşeyin yöntemli olarak toplanması ve lik bir kopyasımn verilebilecefi bulunmasını ve kurtanlmasını korunması hareketinin de bir öl bir kitaplık olmalıdır. Fransız sağlayabilirdi. 1934'de ilk kuruluçüde başlatıcıları olmanın onu Sinematekinin zaferı, Yeni şumuzu yaptığımıa ve devlete runa ka\oıştular. Langlois'nm gi Dalga'yı yetiştirmek, Resnaıs ve başvurduğumuzda, bana ancak 10 rişiminin önemi, ünlü Fransız Rouch'a yardım etmek. 1938 39' yıl sonra tanınacak olan olanaksinema tarıhçisi Georges Sado da Milano Sinemategi'nın kuru lar hemen tanmsaydl, neler neler ul'un anlatımıyla şöyle tanımla lusunu desteklemek, Milano ve yapabilirdik.. Bu olanaklara 10 >ıl Roma Sinemateklerıne yaptığı sonra kavu.ştuğumuzda, ben kennabilir: p di sınırlı olanaklanmla 50.000 fıl«Langlois, Franju'yla birlikte, j ardım dolayısıyla da, îtalyan Sinematek hareketinin yalnızca Yeni Gerçekçilığinin doğuşuna mi kurtarmıştım bile..» kurucusu değıl, vücudu ve ruhu katılmış olmaktır.» BİR SİNEMATEK'İN da olmuştur. On binlerce FranF.İ.A.F. sız ve yabancı filmi kesın yokSORUNLARI oluştan kurtaran odur. Ayni bi1936'lardan itıbaren bırbıri arBir Sinematek'in sorunları, bir çimde, tonlarca senaryo ve ki dına hızla kurulan Sınematek'ler, müze için olduğu gibi, özellikle 3 bir yandan dünyanın en yeni sa bölümde toplanabilir: natının, değeri yeni yeni anla Filmlerin aranması, bulunşılmaya başlanılan geçmış eserle ması, elde edilmesi. ç A ĞR i rinı, kısa tarihinin mırasinı ko Gerekli koşullar sağlanarak • ruma çabasına girısirlerken, di depolanması ve ımıhafaza edil20. Ocak 1974 tarihinde ku • ğer yandan da kendi aralarında lübümüzün olağan Genel Ku rul toplantısı çoğunluk oltnadığından yapılamamıştır. DİSİ BOND 27. Ocak. 1974 pazar günü + saat 14.00'de kulüp lokalin • de çoğunluk aranmaksızın o ^ l t .DOSTIAO.IM ŞÜ lağan Genel Kurul toplantı ^ mız yapıiacaktır. Sayın üye • lerimizin teîrifleri rica olunur.'* Langlois, iki kez ülkemize gelmiştl. Yukanda (Soldan sağa) Sinematek'in o zamanki sekreteri Jak Şalom, Langlois ve yöneticis! Onat Kutlar görülüyor... bi, bir köşede de atılmış eski film ler arasında bir başeser keşfedüdiği oluyor. I MALKOÇOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU SÜPHELİ ZAFER ÇeşiUi programlar, gösterilerle halka sunulması. Bir sinematek için, ilk sorun, fılmlerden bir kopjayı sağlamak oluyor. Bunun için, tüm dünya sinemateklerinin peşinde oldukları bir koşul, yine tüm dünya devlet kitaplıklarının yararlandıkları «yasal kopya» hakkı. . Yani, çıkanlan her yayımdan devlet kitaplıklanna birer tane yollanması usulünün, çevrilen her filmden ulusal sinemateklere birer kopyanın verilmesi biçüninde uygulanmasım istiyorlar. Bunun belli baslı engelı, bir filmin kopyasımn bir hayli yüksek bir maliyeti olması.. Bu nedenle, yapuncılar bu koşulu yerine getirmeye zorlanamıyorlar. Bunun tek ayrıcası, Rus sinemateki.. Orada, gerek ülke içinde çevrilen her iilınin, gerekse dışardan getirilen her filmin (bir «contretype» çektirilerek) birer kopyasımn («yasal kopya» adıyle) Devlet Sinematek'ine verilmesi zorunluluğu var. Bunun dışında, sinematekler, baş ka yollarla koleksiyonlarını zenginlestirme yollannı anyorlar. Bunlardan biri, özel koleksiyonculann (veya anlayışh yapımcıların) bağışları, diğerıyse öbür sinemateklerden degişme veya satınalma yoluyle elde edilen filmler. Diğer bir yol ise, «film hırsızlığı»... Yani herhangi bir biçimde elde edilen bir kopyadan, gizlice bir «contretype» çıkararak bunu sinemateke maletmek.. Bu yolla filmlerini çoğaltan birçok sinemateğe karşın, bazılan da buna iltifat etmiyor. Bu yolu kullanmak istemiyen Langlois'nin (ki bu bir çelişki, çünkü aslmda Langlois da, efsanevi sinematekini kurmak için zamanında her yola başvurmuş bir «korkunç koleksiyoncu» dur), bu yolu açık biçimde kmamıyan F.IA.F.'tan bu nedenle ayrıldığı söyleniyor. Bir de, beklenmedik bir yerde, beklenmedik biçimde bulunan eski filmler var. Yeraltında raslantı sonucu bulunan bir antik eser, veya bir bodrumda ortaya çıkan eski bir Stradivarius kemanı gi FİLMLERİN KORUNMASI Filmlerin korunması da ayn bir sorun... Gerçekten de, genellikle 1940'a dek yapüan filmler, yalnızca kolay yanan cinsten olmakla kalmıyor, ayni zamanda zamanla kendi kendine dekonıpoze olan ve filmi tahrip eden nitrat'la yapılmış bulunuyor. Bu türJ filmlerin sağlıklı biçimde korunması da son derece zor... F.İ.A.F., sinemateklerin yararlanmaları için, bu tür filmleri koruma yöntemleri üzerine ilginç bir kitap yayımlamış bulunmakta.. Bunda, bu tür filmlerin korunma sı gereken ısı ve rütubet kosulları ayrıntılariyle verilmiş. Ayrıca, filmlerin, tıpkı eski tablolar gibi, «tamiri» de mümkün oluyor artık.. Rusya'da örneğin Ayzenştayn'in bazı eskimiş filmlerindeki bazı bölümler yeniden çevrilerek eski filme eklendi. En ileri gelen spesiyalistlerin bile bunu farketmediği söyleniyor. Ayrıca, koruyucu ve eski filmlerin görüntülerini canlandıncı kimyevi bir mad denin yapıldıgı ve 75.000 metre uzunluğunda eski filmin, görüntü görüntü, bu maddeyle yıkanarak «canlandırüdığı» büdiriliyor. Ancak bu gibi çalışmalar, henüz önemli teknik olanaklar ve yatınmlar istiyorlar. Bu yüzden her ülkede yapılmalan sözkonusu değil. Hele sinemayı bir sanat olarak ta, bir halk eğitim aracı olarak ta en küçük biçimde ciddiye almıyan ülkelerde, devletten böyle olanaklara para yatırmasını beklemek uzak bir hayal. Böyle bir ülkeyi, benim gibi, herhalde siz de tanıyorsunuz... Y ARIN : Türk sinemateki nasıl kuruldu? LOZA.V KLTÜBÜ DERNEĞİ t YÖNETİM KURtXU GÜNDEM: t t • 1. Başkanlık Divanı seçimi,X 2. Yönetim Kurulu faaliyet • ve hesap raporu ile murakıp J raporunun okunması ve gö X rüşülmesi. 3. Yönetim Kuru • lunun ibrası, 4. Yönetim Ku j ruluna 7 asli, 5 yedek, 3 mu X rakıp ve 3 haysiyet divanı • yedek üye seçimi, 5. Kulüp binası ile ilgili bilgi veril X mesi, 6. Dilekler. Cumhuriyet 541 DfŞ TABÎBt TİFFANY JONES OrhanTÜZÜN Saat 13.30 19.30 Samatya Cad. No. 400 TEL: 21 75 82 (Curohuriyet 544), 1 KONT BEET1 RASPOVfcul'LE Eyüp İcra Memurluğundan MENKUL SATIŞ tLÂNl 973 / 2291 T. Mahçuz olup satılmasına karar verilen 40.000 lira kıy metinde 35 tonluk yerli yapı eksantrik pres Bayrampaşa Maltepe benzin istasyonu karşısı Şirin Sok. No: 2 de 9.2.1974 günü saat 12.30 . 13.00 arası birinci açık artırma suretiyle satılacaktır. O gün kıymetin "o 75'ini bulmadığında 11. 2.1974 günü ayni yer ve saatte ikinci arttırma suretiyle en çok artırana peşin para ile ihale olunacaktır. Şartnamesini gormek isteyenlerin dosyasına müıacaatları veya mas rafı verildiğinde bir suretinin postalanabileceğ! ilân olunur. 17.1.1974. (Basın: 330 539) GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear