25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 2 O a k T974 ALİA4fiMk.... JAPuM KBtfrî ÖELÂÛL&U MA HAİBfDE JANA PAKl^MPfp. / CATİ ÜEMİffİM. / l l PEC.'lDifi,, DEMÎf ,,.. FtNA1.... UpON OfrLANı O&ÜJ 41leri. KARi Toz Duman Içinde TALİP APAYDIN 103 Yüzünü oğuşturdu. Gittikçe ışıyan duvala bakıyordu. «Hadi uyuyabm gayrL Düşün düşün sonu yok. Iş olacağına vanr.> Yan dönüp kendini bıraktı. Ziver hoca uyanmıştı. Her gün sabah ezanından bir saat önce uyanırdı. Bir iki kere döndiı yatakta. Sonra egilip saate baktı. Bir dua okumaya başladı. Sakalı kıpır kıpır oynuyordu. Yallah bismilaa, deyip kalktı. «Şimdi ocagın yanmış, suyun ısınmış olacak. Hoca dediğin kalkınca her şeyi hazır bu. lacak. Nerdee.. Bizim kötürüm kan yatar ancak, zıbarasıca!» Söylene söylene giyindl. Hava soğuktu. î çerde bile ü?üyordu insan. Kapının arkasındaki leğene eğilip abdest aldı. Kirli peşkire silindi. «Şuna bak, bir hocanın peşkiri böyle mi olmalı?» Kadın hiç aldırrruyor, duymazdan geliyordu. Kalk! Tembel tavuk! Benden önce yattm, gece deliksiz uyudun. Benım göziıme uyku gınnıyor. Sen hâlâ uyuyorsun. Nereye gıdiyoruz, ne oluyor, haberin yok dürzü karı! Kötürüm kadın zorlukla doğruldu Suratı asıktı. Her gün boyle kaldırırdı, «boynu altında kalasıca.» Namazdan gelince sıcak çorba hazır olacak, eyeni kırarım! Koca kaltak senii... Kapıyı vurup gitti. Tövbe yarabbi tövbe. Boyumca günaha sokuyor bu kan beni. Her gün böyle, her gün. Usandım gayri. Cübbesine bürünerek çabuk çabuk yürüdü. Caminin kapısındaki sete çıktı, her günkü sesiyle sabah ezanını okudu. r Köyde hiçbır kımıltı yoktu. Cansız gibiydi h e şey. Sabah namazına gelen olmadı. Ziver hoca kendısi kıldı. Camiden çıkarken: Gelmeyin bakalım dürzüîer, dedi. Ben kendim kılarım namazı. Sir gelmeyin ha 1 lyice gâvur oldunuz gayri Bir de gâvur gelîycTr diye kızarlar. Onlar da sizin gibı işte. Onlar da namaz kılmaz Söylene söylene eve gitti. 24 İLK MECLIS'TEN CUMHURIYETE Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU Koye hergun bir haber yayılıyordu. Gelen geçen herbiri başka şey söylüyordu. Yonan SalihJi'yi almış. Yonan üerliyormuş. ÇOK guçlüymüş. önüne çıkanı yakıyormuş. Mıllet hep ıçerılere kaçıyormuş. Yollar tıklım tıklım doluymuş. Adım atacak yer bu lunmuyormuş. Kemal Paşa «bu iş olmaz» demlç. «va» geçtim» demış. Yonan Alaşehir'e girmış. Müslüman halka çok iyı davranıyormuş. Yonan üç koldan ılerliyormuş. Yakında buralara gelecekmış. İki gunluk yoldaymış. Konya'da halk isyan etmis. «Padişahın yolundayız, memleketi padişah kurtarır» diyorlarmış. Bütun hacılar hocaiar, aklı başında adamlar Kemal Paşa'ya karşı çıkmış... Testici Bayram köye geldı. Arabayı caminin önüne çektı. Saga sola baktı, kimse görünmüyordu. «Nerde bu millet? Inierine çekıl miş dürzüler. Ulen gelin yanıma, söyleyeceklerim var karadayılar! Allah sizin defterinizi kara yazmış. Nerde o efelerınız nerde çetenız? Hani vatanı kurtanyordunuz? Aha Yonan geliyor, ne durursunuz?» Ceşmeye eğıldi su ıçti. Güneşli bir gündu. Hoca efendıi! diye bağ:rdı. Z:ver hocaa! Ziver hoca kapıya çıktı. Görünce bir sevindı. Hay yaşıyasın Bayram efendi, sen miydin? Dur geliyorum .. Sarığım başına geçirdi, cUbbesirin eteklerini savura savura geldi. Hoş geldın. Nerelerde kaldın yavu, özledık senı. Hoş gördük hocam. Eyiyım. Sen nasılsın? Valla bilmemki nasılız. eyi mi kötü mü? Ne haberler var? Haberler çok hocam. Kemal Paşa düşmanı surdu çıkardı, duymsdm mı? Sahı? He. Kaçacak delik arıyor. «Padişah haklı» demege başlamış. Ziver hocanın gözleri ışıdı: Deme ulen, doğru mu? Doğru yaa. Ben size dedım zatl. Onun kıvıracağı iş değil bu. Padişah efendimizden bastet'könse tranun altından kalkamaz. Kolay degil. Elin gâvuru böyle yapar işte. Bau yürüyüp geliyor. Alaşehir'i de aldı. 3ahi mi? Sahı yaa!.. Duyanlar birer ıkışer geldıler. Kadır ağ.ı geldı, Kır Ali geldı, Hüseyın emmi geldi. Haceli köyün altındakı çeşmeden atı sulamış dönüyordu. Biraz sonra o da geldi. Yanında Aşır da vardı. Hoşbeşten sonra sordulpr Ne var ne yok bakalım, ne haber? (Devanu Var) Cumhuriyetin Belirtileri ve Hükümet Bunalımı Hasan Rıza Soyak, Atatürk'ün, dünkü yazıda görulen ilk tasarısından sonrakı olaylan da şöy le anlatır: «O günden Cumhuriyetin ilân edildıgi 29 Ekim 1923 tarihine kadar geçen 34 ay içınde bir daha ben, doğrudan doğruya Ataturk'ün bundan bahsettiğıni işit medim. Yalniz, Viyana'da çıkan «Neu Preie Presse» gazetesinin bir muhabirine verdiği beyanatı arasında «Yeni Türkıye Devleti nın Teşkilâtı Esasiye Kanununun ilk maddelerini size tekrar edeceğim: «Hâkımiyet kayıtsız, şartsız milletindir. lcra kudreti, teşri selâhiyetı, milletin tek hakiki temsılcisi olan B.M.M. de teceUi ve temerküz etmiştir.» Bu iki maddeyi bir kelime ile hülâsa etmek kabildir: «CUMHURÎYET...» demişti «Bu beyanat, gerek memleket bilhassa Istanbul gazetelerinde ve gerek yabancı basında turlu tefsırlere yol açmış, «Cumhunyet şeklıne geçmek Uzere bulunduğumuz» yolunda neşrıyat yapılmıştı. «Bir de, sulhun takarrür etme sı uzerıne, tabıatıyle, değışmış olan şartlara daha uygun bir Teşkilâtı Esasiye (Anayasa) projesı hazırlamak üzere Halk Fırkasınca ılmi selâhiyetı haız mebuslardan mürekkep bir komıs yon kumlmuş ve istasyonda hususi kalem bınasinın Ust katındaki salonda çalışmaya başlamıştı. Komisyon Uyelerı arasında Diyarbakır mebusu Zıya Gökalp de vardı. Atatürk arasıra bu ko mısyonun müzakerelerine katılıyor, gazeteler.bunu haber verirken komisyonda Cumhunyet şekli üzerinde durulduğunu da ilâve ediyorlardı. lcra Vekıllerı Heyetı Reısı Ali Fethi Bey (Okyar) de bir konuşmasında gazetecılenn sorulan üzerine Anayasanm bazı maddelerının tâdıle muhtaç oldugunu ıfade eylemişti. (Sağıroğlu) ve Meclis lkinci Re isliği için de Rauf (Orbay) beyleri namzet göstermiş, fakat Fırkanın Umumi Reisi Atatürk bu kararı tasvıp etmemişti.» Ata'nın Görüşü Atatürk bu olayı «Nutuk» ta şöyle anlatmaktadır: «Sakınca, hükümet kurulmasının, Meclisin seçimiyle olmasmdaydı. Bu gerçeğı çoktan gormüştüm. Ben, Meclis'te, gizli ve muhalif bir hizip (bölüntü) keşfettikten, Meclis çahşmalannda duygusallığm egemen oldugunu gördükten ve Bakanlar Kurulunun çalışma düzeninin her gün temelsız bir takım nedenlerle bozulmakta oldugu kanısına vardıktan sonra, uygulanması için elverişlf bir zamanı beklemekte olduğum bir düşüncenin uygulama zamanının geldiği sonucuna varmıştım. Bunu itıraf etmelıyim. Buna bakarak şimdi vereceğim bilgi ve yapacağım açık lamalan anlamak daha kolay olacaktır. Halk Partısinm, Rauf Beyi kendısi orada yokken (Rauf Bey o günlerde Istanbul'da bulunuyordu) lkinci başkanlığa ve Sabit Beyi Içişleri Bakanlığına aday gösterdiği tarih, 25 Ekim 1923 Perşembe günüdür. Aynı gün ve ertesi Cuma günü Bakanlar Kurulu Çankaja'da benım j anımda toplandı. Gerek Bakanlar Kurulu Başkanı Fethi Beyin gerek öbür Bakanların çekilmeleri zamanının geldiğini ve bunun gereklı oldugunu ortaya attım. Meclisce yeni Bakanlar Kurulu seçilirken eskı Bakanlardan tekrar seçilenler olursa onlar da çekilerek yeni kurula girmeyeceklerdir, esasmı da kararlaştırdık. Yalnız o zaman Bakanlar gibi seçilen ve Fethi Bey (Okyar) Meclisteki Bakanlar Kuruluna giren Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa bu kararın dışmda bırakıldı. Çünkü, ordu idare ve kumandasının rasgele bir zata verilmesi uygun görülmedi. Bu davranışm ve alınan kararın niteliği incelenirse şu sonuç çıkar: Hırslanna mağlup hizbi (bölüntüyü) hükümet kurulmasında büsbütün serbest bırakıyoruz. Eski hükümetteki vekillerden hiçbiri katılmadan, hepsi arzu ettikleri zatlardan, arzu ettikleri gibi bir Bakanlar Kurulu seçmelerinde sakınca görmüyoruz. Fakat ne hükümet kurulmasına, ne de kursalar bile ülkeyi yönetme gücünü göstereceklerine güven beslemiyoruz. Meclisi aldatmağa çalışan ihtiras sahibi hizip, şu veya bu yolda bir hükümet kurmayı başarabilırse bu hükümetın bir süre yönetim biçımini ve yönetimdeki basarısını izlemenin, hatta ona yardım etmenin uygun olacağı kanısında bulunduk; böy lece kurulacak hükümet, ülke yönetiminde ve yeni amaçlanmızı izlemekte beceriksizlik ve sapma gösterirse, bunu belirterek Meclisi aydınlatacaktık. Hükümet kurmayı basaramazlarsa bundan dogacak kanşıklığın Mecliste bir uyanış meydana konaşmalarından birini yaparken .. dular. Fakat, hiçbir grup, Meclis Umumi Heyetı tarafmdan ka bul edilebılecek ve umumi efkârı tatmın edecek Dir liste tanzım edemiyordu. Bilhassa muhtelıf vekıllıklere talıp olanlann çokluğu bu husustakı güçluğü artırıyordu. «Muhalif hizbe meyillı oldukları sezılmekte olan Rauı ve Dok tor Adnan beylerle, Ali Fuat ve Refet Paşalar da Istanbul'da Refet Paşa'nın Kalamış'taki köşkunde bir toplanü yaprnışlardı. Ali Fuat Paşa'nın yazdığına göre bu toplantıda, Dr. Adnan Beyın sorması üzerine, kendisi arkadaşlarına yeni aynldıgı Ankara'daki olaylar hakkında tnalümat vermiş, Fethi Beyin istifası ve yeni nükümetin kurulamaması sebeplerini açıkladıktan sonra «Cumhuriyetin üânının arifesindeyiz» demişti. getireceği doğaldı. Bunalım ve karışıklığın sürmesi uygun bulunamayacağmdan, işte o zaman kendim işe el koyarak tasarladı ğım sorunu ortaya atma yoluyla işi kökunden çözümleyebüeceğimi düşündüm.» (1). Bakanlar Kuruluntın Çekilmesi ve Kulisler Bakanlar Kurulu, 26 Ekim 1923 akşamı verilen karara uyarak T. B.M.M. Başkanlığına sunduklan şu yazı ile çekildi: «Türkiye devletinin. karşısında bulundugu ıç ve dış onemiı ve güç görevleri kolaylıkla sonuçlandırmayı başarması için çok güçlü ve Meclisin tam güvenine sahip bir Bakanlar Kuruluna ke sın ıhtıyaç bulundugu kanısındayız. Bu nedenle yüksek Meclisin her bakımdan güvenine ve yardımına dayanan bir Bakanlar Kurulunun kurulmasına hizmet etmek maksadıyle istifa ettiğimizi derin saygıyle arz eylerız, efendim.» Bundan sonrasım Hasan Rıza Soyak amlannda şöyle anlatır (2): «Vekiller Heyetinln böylece i s . tifasından sonra mebuslar Meclis odalarında ve evlerde topla. narak listeler tanzimine koyul MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU ŞÜPHELİ ZAFER YARIN: Tarihsel Akşam Yemeği ve Parti Grubu Toplantısı (1) Nutuk, Cilt n, (Istanbnl 1934) s. 265/266. (3) Atatürk'ten Hâtıralar, Cilt I, (Istanbul 1973) s. 185/186. DİŞ! BOND Kendisini Tutmasım Bilen Adam ve Çıkan Fırsat «Butun bunlardan anlaşılan şudur kı: bir ışin sırası gelince\e kadar. kendısını tutmasını pek lyi bilen Buyuk Adam, geçen müddet zarfında, bir taraftan duşunduğunu tatbik etmek için münasıp fırsat zuhuıuna intızar etmış, dığer yandan fikırlerı yoklamak ve hazırlamakla meşgul olmaktan oa gerı durmamıştı. «Bekledıği fırsat, zuhur e»mekte gecıkmeo'ı; 1923 yılı Ekim ayının son günlerınde mevcut Teşkilâtı Esasiye Kanununun tatbikatına aıt bir meseleden dolayı guçluk başgostermısti. «Mesele şuydu: Ali Fethi Bey (Okyar) butun dikkat ve vaktıni lcra Vekıllerı Reısliğine lıasretmek dusuncesiyle Dahılıye Vekaletınden istifa etmistı. Aynı zamanda Meclis Ikincl Reıslıği de Ali Fuat Paşanın (Ce. besoy) çekılmesı uzerıne boş kalmıştı. «Teskılâlı Esasiye Kanunu hı: kumlenne gore, bunların yerlne Meclis Umumi Heyetı tarafından, yenılennın seçiimesı icap ediyordu. «Diğer taraftarv B.M.M. iklncı devresınde, birinci devredeki lkinci Grup gibi, daha ziysde gizli faaliyette bulunmayı tercih eden, Fırkanın Umumi Reisi fle istişare, hatta tema,tan çekinen ve birtakım şahsi hıslere kapılarak lcra Vekillerinı durmadan hırpalamaya çalışan muhalif bir hızbin vucııt buldugu görülüyordu. «tşte bu hızbin sinsi faaliyeti neticesi olarak Fırka Grubu; Hukümetin teklif ettiği zevat yerine (Hükümet Dahlliye \7ekâletine Kütahya mebusu Ferit ve Meclis lkinci Reisliğine Sinop mebusu ve eski Harlciye Vekill Yusuf Kemal beyleri tek lıf etmUti) Dahıliye Vekillıği ıçın Erzıncan mebusu Sabıt TİFFANY JONES GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear