Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 6 Temmuz 1973 ahmetli Ahmet Emin Yalman, «berrakhk» düşkiinü idi, «bulaınlc olmayan» aalamına gelır o Arapç* sözcük. Berrale hava, bulutsuz hava demektir. örneğin ben günesli havayı severim, ivi göreyim, doğa'nın eizlisi sakIısı kalmasın isterim. Ama herkes "böyle defildir: söz gelisi Oscar Wilde. zünesin bastır«üjı yerden uvgarlığın kacıp gittiğinl vazar. Nedense koca Mısır'ı, e?ki Yunan uyearfığıni unutur. va da unutmus görünür. Andre" Maurois da bir denemesir.de, tam olarak anlasılmıvan sanat yapıtlannın daha iyi etki bıraktıgını anlatırken. yeni gelinen bir kente uzaktan bakıîdıSında. her yam göniîmeven bir vonutun. kafamızda tümlenme yolu ile. bi*e oldugundan daha elizel görüneeegini söyler. Bense o yonutun vanına gitmek istertm. Ahmet Ha«im, Birinci Dünva Savası aırasınds. yedek stıbay olarak bulundugu Canakkale'de. sreeelevin aya, irlce kanyıp incelttiği Bir karpuB kabuğundan bakmayı çok serermiş. Karptus kabuğunu bir yana atsa da, diirediiz baksa olmaz mı diyeceksiniz. Olmuyor iste. avın kendisini defcü, gizlisini. buîutlusunu anyor. Bir de Amerikah yazar Erskine Caldwell'in bir romanmda sövle bir oarca T»rdır: îssis züçsüz bir Ciftlik sahibi, günün kimi saatinde ortalıkta görünmez olur. ararlar tararlar. «alas bir deponun lcinde bulurlar bir gün adamı. gözünii buriak deliklerinden birine uvdurmus, uzsvıp fiden topraklanna bakmaktadır. Hatta bir yakını ile, sen bakacaksm. ben bakacajŞim diye iîiş kakıs d» ohır aralannda. Oys« budak d«lijhnden zar sor görünen o toprak. günesin altında bütün «•enisliği İle yatmaktadır. R Olaylar ve görüşlcr DEMEK KUŞ DlLl Melih Cevdet ANDAY siyle önlemeye kaltasanlann, Padişab ITI. Selim'in aynj sarayda, Ağa Kspısı önünde opera oynattıguıı bilecek kadar olsun tarihimiıe berrak bakamadıklan anlasıUyor. Şimdl lse, budak deliği, karpua kabufu yöntemi, günümüzün akıl almaz ölçülere getirilmis olan solcu avının yöntemi durumuna gelmistir. Homongolos'u tersinden okuyarak solcu yakalamanın başka tiirlü bir açıklaması bulunabilir rai? Nitekim ou k o nunun basınımızda vogun bir grtildürü yaaınıııa yol açması da bumı srösteriyor. G«rçi bizde sola kar?ı bu ce?it güldürü korusu yöntemler eskiden beri kuîlanıla gelmistir. Adamm erini aramaga gelirler, Larousse sözlüğünü Rus'la ilgilidir diye belge olarak alırlar, evi arananın duvarda asılı duran büyük babasının sakallı fotoğrafına Manc'tır diyerek yapısırlar, çene sakalı bırakanı Lenin'e öykünmekle, Rusça'dan çeviri vapanı komünist propagandacılıgı İİ8 suçlarlardı. dan esinlenerek takmıstı o adı güney denizlerimirfeki jrolcaluklanmıza. Toprağını. denizlerini sevsen bir türlü, sevmesen bir türlH. Anlamıyor defilirn, bizim sol akımlan telemelc, solculan suçüstü yakalamakla H«iH RBrevlilerimiz, bunca yıldır «kırmızı» v suçun rengı olarak belledikleri icin. karsılanna birden bire «mari» çıkmca duraladılar. bir oyuna eeldiklprl kuskustınB saplandılar. Yoks» «Mavî». eskl «kırmızı» nm yerirrf tutmu? olmasındı' Bir milletvekili de k*Ikmıs, artık tarihsel bir üne kavuştuSnnu korkusuzca sövliyebilecegimts Erzurum Rektörü'nün Ihban Için. «Dofrudur.» divor, «fersinden okrınunca sol çıkıyor.» Ben de öyle okuyunca sol çıktı. Ama bir yan>n tersinden okuyaraV anlamak yönteml bir kaç bakımdan yan'ı^tıı önce yazım ümlâ) kurallanna uymaz bu. Kolay mıdir soldan ıa2a okununca ba?ka tnlam, sağdan sola okununca bajka antam verecek sözcükleri bulmak, tümceler kurmak? Bu vörtrmle bîr kitsp raıılabilir mi sözgeliîi* Yarılabileeeîinl rarsavalım. solculuk propaganda'i yapmak i«teyen bir kişinin bu vönteme bav vurmasi hiç de verimli olm»7. Nerden bileceİiı övle vaptiîmı d». teT^inrfen okuyup propagandaya kapılscajı?? Propaganda tanımin» uvmuyor. «Kırmrn»nm yerine «mavi». «so^un yerine <los>. ««Neb los. nes los tnusun?» Hadl canım, ben kus dtlini çorukluâuında bile öğreTiemedim. Bir yabancı dile çtlısınm Haha iyi. 5uray« İBelelIm: Tersinderi ifleğfl, aüpedü* «sol» diye yazılan sSzcüğü kuüanmak tuç mu yurdumuztfa? Giderek, cBen »olcuyum» diyen koğuşturulur mu, yakalamr mt, cezalandırılıT mı? önce bunu çSzelim. Su son davalar dolayısiyle, «Yurtta *olun köküntl kazıdık» diye sevinenler bulunabilir, onlann istekjerine, dileklerine kanşmak kimseye düşmez: ancak unutmayahm ki. «soNun bu ülkede altmıj yetmiş yıüik bir geçmişl vardır, burada IOICU, sosyalist partiler kurulmustur: eazeteler, dergiler, kitaplar yayımlanmıstır. Kendldne ortanın solu adını veren bir parti, CHP. Bnümüzdeki «eçlmlerd'e basa jteleceginj ummaktadır. Giderek bu partinin Ba^kam Sayın Ecevit. ken dilerine Rore solun boj kaldıîmı bile söylemi?tir. Demek ki Türkiye'de «olcu dünya eSrü?ü ve inanı?ı yasamaktadır. Bunlan budak deliSinden Jtözetlemenin. karpuz kabuîu arkasından rörmenin. sÖ7CCkleri ters okuysrak «olcu yakalamaSa kalkmanın h!c eereSl voktur. Dflnvanin avrıcası» her Olkesinde olduğu gibi Türkiyede de soicular var*ır. Yıldızh dam camur. Yeteneksizliginin yttregine vükledij) hırsla kalemine sanlmıs. Yazı, bir fikir üerî sürmelc İçin yaalır. F<lcn olmayan, rns buna camur atarak yazarlıle taklidl vapar. Bu adamm Iri T*leU tlerid vazar ve aydınlars çamur atmak. Derim ki kendisine: Nedir bu telâsın? Sonunda zaten toprak olacaksnt, daha hayattayken çamurlasmak neden? • Adam dedikoducu Durmadan dedikodu vapar. Birini jurnal eder. ötekine ifüra eder. berikinl çeki?tirir Bunun elindeki kalem degil, dedikodu kazanınm kepçesi. kanstır babam kanstar. Dedi ki biri buna: Boşuna çabalıvorstm. Varsayalım W çekiştirdiklerînin itiban eksilsin, ama bu ySzden seninki artar mı sanıyorsun? * Ilericî yazarian. 07anîan. aydmlan snsturup basra yayın piyasasmı Venditerine göre d'izenleraek Isteyen cevTeler vsr Bu çevrelerin hasmda hmk devicileri ve yol aöstericileri de var. Son yıllarda hızlı cabalara siriştiler. Koyunun buhmmadıgı yerde Abdurrahman çeiebilik yapmak isteyea bu kisiler basansız kaldilsr da denemez. Ama bu basan geçieidir. Atesböcefine: Ev gecelerin tfiğı, fündüzleri neden görünmüyorsun? diye sormuılar. Böcek: Onu bana deîfl. «runese sorun, derala, Cflmle böceğe sunulur. * Cafımızm aydını. çafdas insanlıSa aykm toplum dÜ7en nd j e yaıavamaz. Düzenl ileriye do&ru degstfrmeye. özeiirlükleri genislerlp deHnlestirmeve çalısır. Bu yolda ya basa. nva ulasır, ya da venilgiye uğrar. Ama rizikosu ne olursa olsun. yolu bu yoldur. îrfaivecl ölmüs. Stekl dunvaya varmıs. Mel»k!er giris kapısında eUerindeM deftere bakarafc Cehennemet demisler. Yah'armış itfaiyeci: Beni cehenneme atmaym: atesten korkmam ama, söndüremiyorum diye helik olurum. A Gülüp Gecerek... Bunlan. solda umaeı, yurt nalnî eörenler Için yazmiyorum »acfece, Erzurura RektBrünü giildürüve almakla vetlnen toicuiar İÇİD de yaziTorum. Neden derseniz, Larou«se. mkallı bövükbaba fotografı ve los vüründen su yurtsever sagcılan alava almak kamuovunun artık o türlü uydurmalara kanmamastnı »agiamak yanında, bir de ve en Bnemll"!. Tiirkive'de solculutun hic bulunmamıs ol«lu8u itanısına da vol açabilir rfiv? düsünüvomm. Onlann yazıları ters okumalan. Fransızca sSzlükten kuskulanmaları. önce kırmızıdan sonra maviden ku;kulanmaları, olsa olsa solu btr türlü anlayamadıklarını eösterir. Cünkü onlar solun, suclulujfunu bildigi icin eizlentnek rorunda bulunduÇu ve bundan ötürü de birtakım slmEeler arka'ina sakTann"ı8ı inancındadırlar *ÎUTIra akıl almaz saplantılara düşmeleri. (halkı korkutmak İvt»fc1 vanınHa) bundandır. Bana kalırsa. solcuya tföşen KÖre». İO« sacmalıklarına gülüp geçerek. soltın ölkemlz gerçeklerl bakımından bir eereklilik. vazgeçilemeyecek bir gereksinme olduğunu bıkmadan anlatmaktır. Ama WildeHn, Maurois'nln sonr» CaldwelWn romanındaki kişinin, kapanıkhlıgı. az görünürlüjü. bulutluluğu sevmeleri. ya kisisel bir begenî, ya da bir sanat görüşü olarak değerlendirilebilir ancak: bunlarda gerçege bakmanın kuralını bulmaga kalkmak yanlıs olur elbet. Astronoml bil^inleri aya karpuz kapuğunun arkasından baksalardı. zor gönderirlerdi uzaya astronotlan. Ne v»r Xi. bizde toprak reformu dedikleri şu yasavı çıkaranlar. koca Anadolu toprafına, Caldwell'm kahramanı gibi, budalc deliginden bakmayı veglemislerdir. Dağıtılaeak toprak mı var? Topkapı Sarayı önünde, «Saraydan Kız Kaçırma» operasınm oynanmasını, yangın çıkar bahane Kırmızının Yerine Mavi Son yıhnın bir yazını hapiste geçiren rahmetli Sabahattin Eyuboglu'na, «Mavı yolculuk ne demek?» diye sorduklanra duydum, sonısturması sırasmda. Yolculuk Uzerinde degil de. mavi tizerinde duruyorlar Szellikle. Ben de fcatılmısımdır o volcnluklardan bir kaçına. mavl denizin güzelligine kapılmaktan insan solculugu unutur. Sabahattin Eyuboglu. çok seydiği dos tu sayın Cevat Şakir'in «Mavi SürgUn» kitabın SEKSEN YIL ÖNCE DE... OKTAY AKBAL Evet Havır Suçluyu Tanıma ve Kişilik Dosyası j elli oranda suçlusu olmayan ıtoplum», hısta gözüyle ba'kar, Durkheim. Nedir ki, her çağda, her suçluya adalet, kelepçe takamamıstır. Suçluluk matfmatiğind'e daima bir karanlık sayı vardır. Üstelik, kuskunun sanık lehinde <>ma;i kuralı, ceza hukukunıın vızgeçilmez bir ilkesidir. İste cezasız kalan bu «yedek suçlu ordusu' na»(l) ve suça karsı etküi ve etkin bir savas için, suç olgusunu ve suçluyu çok iyl tır.ımak sarttır. Zira savas strıtejisinin ilk kosulu budur. Gelin görün ki. dünün doktrinleri, •Suç, yasaca özelliklerl belirtilmi;, hukuka aykın İnsan! bir davranıstir» (2) diye tanımlanmasına rağtnen, özellikle davranısa, yani suça egilmisler; davranısı ortaya koyan insanı, yani suçluyu çok az incelemislerdir. Oysa, Ferri'nln dediŞi gibi, ceza adaletinde bas aktör sue dejfril, •»«! tersine tuçludur. Ikincl Durva Savajı'ndansonra. klasik okulun <ı prierl> katı, bicimsel ve kalıpçı uygulamacılıjtma (iuridisme) son verme kaygısiyle harekete uecilmis; suçun öîelerl (unsurları> yasal kurallarla numıralanan bir olgu, suçlunun ise evrenb*ısı bir yaratık olmadıjh ileri sürülmüstür. Ünlfl cezacl Ancelin de etkislyle bu düsünceler ilk adll uyculamtlannı çocuk mahkemelerinde bulmuslardır. Sözgellmi, Fransa'd» çocuk mahkemelerin! ele alan «1945 tarihli reformu vo£un bir dille Ö7etlemek gerekirse. sövle divebiliriz: Cezalandırma diye bir sorun yoktur, eğitmektir «öz konusu olan». Yenlden eğitebilmek ve Szellikle ergin suçluları topluma döndürebilmek içinse suçlunun kiçilijini tüm boyutlariyle iyice tanımak zorunludur. tşte suçlunun kişiligfni tanımaya rarayan bu ckisfllk do* yası» artık Batılı Devletîerin vasalartna girmeye baslamıştır. Bunlar arssında Isviçre Federal (md. 40). 1945 tarihli Neuchâtel fmd. 112), Cenevre ( m t 57). Fransız Ceza Yargılamaları Yaoları «avilabilir. B «A»ya kıtasma geçmek için Boğazm iki kıyısı arasında Işleyen buharh vapurlara binmek gerek. Istanbul'un eski köprüsünden yola çıktıktan birkaç dakika sonra Bağdat demiryolunun terminus istasyonu olan Haydarpasa'nın merdivenlerine yanaşılır. Sarayburnundan başlayıp I^ondra veya Paris'ten gelen esyalan doğrudan dofcruya Bağdat demlryoluna tasıyacak muaxzam bir met»l köprünün yapunıyle bu sıkıcı yolculuk ve masraflı akfarmalar ortadan kalkacaktır. Böyle bir köprünün projesi de hazırlandı. fakat denizin ve adalann o essiz görünüsü ne hale girer e zaman?» Bu safırlar 1892'de yayınlanmış. Fransız piyade teğmenl Kont dö Cholefnin «Asya Türkiyesinde bir yolculuk» adlı kitabmda... Eski kitaplar arasında buldum bu soluk, yırtık yapıtı. Aradan tam seksen bir yıl gecmiş. tnsan, seksen bir yıl önceki Anadolu'yu. özellikle doğu bölgesini bir Fransız nasıl görmüs, nasıl anlatmıt, ilgiyle okuyor. Ama bakıyorsunuz ki özellikle doğu fllerimiz seksen yılda pek bir sey kazanmamış, pek önemli bir degisme olmamış oralarda... Bilecik'e kadarmış demiryolu. Ba|dat hattı yenl yapthyof daha. Kontla arkadafi înmiîler burada. atlarla devam etmisler yola. Bilecik yakinlannda demiryolu yapunıyle uğrasan bir Franstz mühendisi <Bu bölge insanları asın tembel, uyusuk» diyor. Verileu gündelik çok oiduğu halde zor isçi bulunuyormus. sözleşme de ols» bir de bakıyorlarmıs Işçîler çekip gitrnis. haber vermeden.. cBir ifci lira birikören bir yıHıV geçimini fl»)jlavacaSına güvenerek iıi bırakıyor». Kont dö Choîet. «Bu adamların hem pek »r. şeve ihtiyaçlan var. hem de yasam çok ucuz» dive yazıvor Bir de tren yolu yüründen topraklsrın değerlendiSini belirtivor. Bilecik yakınlannda toprağın metrekaresi be| kumsa yükselmi»! Eskişehir'den Ankara'ya geliyorlar. Vali Vezir Abldin Pasadır. Amavut soyundan gelme Pasa mükemmel Fransızca konusuvonrms. Istanbuî'dan yola çıkarken cadrazamlıktan gerekU belgeleri alan Fransızlara bir buyurdu da o reriyor. Choiet. «yanımızda bir yıjbn kâğıt iasımak gerekivordu» diye yazıyor. Fer soran i'çüive Köstermek ic'n (ferekli belceVr.. Ankara'dan Sıvas'a. Frzurum'a. Bitlis'e. Divarbakır'a. nradsn Mu*ul. BaSdat, Hilco. Jskenderun. vapurla geri dönüs. Merfin. tzmir, Istanbul.. Cholet ile arkadaşı Julien'in gezisi böylece bitiyor. Kitabın hemen her sayfası ileinc bügilerie dolu. özellikie do£u bölsesini, orada yasavan insanlan. ceşitli inanıslan. derebevhk kurumunu. yokrallugu tanıtıvor. Osmanlı Împaratorlu8u çafına uyup. ^•enl reformlar yaparak raşavacak mı, yoksa bir yıkıma mı gidiyor? Bunu anlsımak istivor Fransız subaylan. Vtrdıklan kanı su, «Osmanlı împaratorlugundaki bu uzun gezi sonunda, bunca güçlü vanları bunca Kücsüzlüklerle yanvana, böylesine dojfa zenginliklerini böylestoe derin bir yoksullukla iç içe görerek saşırdık. Bu topraklarda vasayan topluluklarm parlaîc niteliklerini ve erdemlerinj vadsımak mümkün de^ldir. Uzerinde durulacsk nokta bu insanl8nn derin moral bo«ukluklannı ve kötü ahîkanlıklartnı alt edip edemevecekleridir. özet olarai. Sultanın eiristigi reform hareketlerini alkıslamak gerekir, bu da memleketine kavbettigi zamanı kazandırmak, maliyeji bir düzene sokmak, endüstriyi kurmak, tanmı geli?tirrnek, orduyu güçlendirmekle olacaktır. Belki, memurlar arasında yapılacak sıkı bir tasfiye sonunda bu girisüaler basany« ula^acak. yüzyıldanberi Türkiye'yi mahva sürükleyen akış basanyle durdurulabilecektir.» Seksen yıl sonra Doğu bölgeminn ırörünüsu pek defismemis. Kitapt* yer alan resimler bir ayna Kibi dünümüzü bugüntimüzü yansıtıyor. însanlar synı, yeraltındaki bannakiar • ynı, kafa aynı, yoksulluk aynı... Seksen yıl bir rüzgâr gibi e s . miş geçmiş! Sonrn kaybedilen zsmanı kazanmak. maliyeyi düzene koynuüc, endüstrüe?mek çabalan. vent adıyle reformlan hâlâ öz'enen. beklenen, tartışılan konular. îlginç oluyor geçmişimizle ilgili kitaplan okumak. Hele bunlan yan tutmayan, gerçek nevse onu görüp anlatan bir yabancı. hem de meslegi yazarhk olmayan bir Fransız askeri yazmışsa... Böyle kitapları çevirmeli, ibretle okumamız için... SORUMLULUĞUN BİREYSELLEŞTtRİLMESİ; TOPLUMLA SUÇLUNUN BÜTÜNLEŞMESİNE KATKIDA BULUNAN BİR İLKE VE CEZAÎ TEDBİRLERİN ETKİLİLİĞİNİN VAZGEÇÎLMEZ BİR KOŞULUDUR. Sami SELÇUK YırgıUy C. BaiMvcı Yarduncıa blrleri alabileceginl Sngörmüstür. Ejer bu incelemelerin yapılması, bizzat suçlu veya vekilince lstenilmisse, bu isteiti yargıç, ancak gerekçell bir kararla reddedebilir. (md. 81/7, C. 174. 172.1981 gunlüı genelge). Aynı yasanın D. 18. maddesl lse, 81. maddenin ^son iki fıkrasınrfaki suçfun'un'çe^resel, ailesel, maddt sorunlannı dile getiren sorusturma ile tıbbt ve medikopsikolojik denemelerin bir bütün hâlinde «suçlunun kisilik dosyasinı» meydana getirecegini ve bu dosyamn amaeının, suçlunun Içinde bulundugu zaman ile geçmis yasantılannın biçimi uzerinde değerlendirme olanağını veren SJelerl. görülmekte olan davayı ilgilencRren sonuçlar çıkarmaksızın. obiektif olarak adlt otoriteye ««S'">mak olduğunu: suçlama kanıtlannı arastırmayacaJSını hükme baglamıstır. Adl! otoriteler, anket ve denemeleri emrederken. suçlunun asgari 25 yasmda olmasinı, mükerrir bulunup bulunmadıjını, suçun nitelik ve mahivetlni. velîyet hakkını kaldırma ve probasyon olanaklarım göz önüne almak zorundadırlar, (md. 17). Dosyanın teskillni emreden «orgu yareıcı, raporların kendi«ine verileeeSi süreyi de sa^ıtayacaktır. (mi. 18). Bu hilkümler. gerçek W«Uik do.'vasının teskili icin, suçluların medikopsikolojik ve sosyal deneraeye uyruk kılınmaları Ukesine yasal bir güç Ketinnlslerdir. Yasanın yürürlüSe nrmesinden önce, eerek Franşada ve gerekse öbür ülkelerdekl çalısmalar. suçlunun kisiliSlnin en iyi bir biçimde tanımlanıp bellrlenmesini saSlaran bövle bir dosvanın, «cok in^ancıl ve hakkaniyet içinde bir adalet yolunda önemli bir ssama olacaSmı» ortava koymustur. Nitekim yasada 5n*örülen do«yamn ortaya çıkardıSı sorunlar, gerek pozitlf hukuk. gerekse bilimsel çevrelerd'e çalısmıbrı hızlandırmıştır. (md. C. 168, aynı genelge). Anketin yapılman yöntemlne gelince, bu söyle yürütülmektedir: Cünhalarda. kisilik üzerine yapılacak soru$turtnanın, cürümlerdekinin tersine zorunlu degll, ihtivar! olması. bir çelişki stibi göriinmekle birlıkte, sorgu yargıcı yasanın D 17. maddeMni göz önfine alarak, her durumda bByle bir sorusturmanın eerekip gerekmedigini degeriendireeektlr. Anket süresince gerçekleştlrilen gözlemleri sereileven raporlar. sadece soreu vareıcına verilebilir. Bu incelemeler dolayısiyie savunma hakkı kısıtlanmaz. Ancak tehlike bulunmazsa bunlar üzerinâe sorsuda ve durusmada tartısılabilir. (md. C. 169). îste, bu anketin sonuçlanna göre; sor^u yargıcı, tıbbl ve medikopsikolojik veya yararlı arastırmalara irerek olup olmadıgını araştıracakiır. Tıbbl ve medikopsikolojik inceleme i=e söyle yapılmaktadir: Yasanın 81. maddesinin son fıkrasında beîirtllen ve sorgu yargıcmın takdirine bırakılan bu incelemeler, vasanın 156169. maddelerindîki kurallara uyularak vapılır. (m 23). Zira insan onuruna. aile »ırlarına olanca »avgı e8«terilrr>elidir. Gerektiginde heklmiere. teknisrenlere. p«iko!off ve psikiyatrlara basvuran «argu yargıct, yeri geldiSlnd'e sentez tnDlantıianna da baskanlik eder. BSyleee suçlunun kisilifif bilimsel ySntemlerle belirlenir. Avnca kisilik dosyasım teşkü edenlerin «tatülerl d« ytsa v« genelgelerde aynntilariyle belirtilmiştir. (md. D. 2026, C. 173175 va 172.1961 günlü genelfe). ka blr gereç yoktur. îste lneeledlgimiz kisilik dosvan bu boş> lugu dolduracak biridk araçtır. Temel cezayı belirler, eezalan kislsellestlrmevi saglayan töm kurallan uvgularken, yırgıca ancak bSyle bir dosya ısık tjtabilir. Oysa uygulamad'a çogu zaman, aynı suçları lsleyenlerin aynı miktar cezalara çarptınl* makta, bazan da, sanıSı yargılayan yargıç baska. cezayı veren baska olabilmektedir. Bu determinlst sonuçlar lse, blzee cezaların kisisel oldujjunu sSy leven Anayasamıza rfa avkırı düsmektedir. (md. 33). «Geçmiştekl ahlakl egillmlere göre», «takdlren ertelemeye, kanun! ve takdirt tahfife yer olmadıSına» yollu kolav yargi ve gerekçeler» İe yetkin bir adalete ulasılama* yacagı ortadadır. Ülkemizde birkaç sözünden ötüril yedi bueuk, birkaç sayfalık yazısından ötürü on bes yü hapse mahkum edilmis aydmlar var. Konıısmanm. yazmanın bedell bunca ajır. Geçen gfin bîr yerd» dili yuzunden basına belâ gelenIerden «Sz acılmt«tı. Blrisî: Dilin kemifi yoktur. deo*l. Orada bulunan bîr kasap cevap verdl: iste bunun îçîn pahalıva malolur. Cumle fDcir kasaplannm kulaklan çmlasm. Olajan döneme « ç i s ço&ıı kîjiyî aevmdiriyor. Ama geçiş için Sdenen ne? Cogu Vîmsenin bedeli düsündüfu yok. Bir bedevi devesini yitirmiş: ~ H"" Wm devemi buIuD setirirse, kendisine fld deve yukıi veHieeektir. diye üin etmis. MeraVlılar: Sen ne bicim bedevisîn. dive sormuslar, bir yuk devesı. îki deve yükünden degerli mi? Bedevi boynunu büfanüs: Bir »ey yîtirmedi|iniz v P bulmak Szlemini tammadı» gınız için böyle düsünmekte Szürlüsünüz. 12 Mart Muhtırası fle flrtidardan uzaklasan bazı politikacılann tekrar iktidara yönelmeyî. hatta simdiden koltuğa oturmast bazı kl?neri pek sevindiriyor. Çocugun blrinin babası uzun bir geziden dönrnuj. Çoeukta bîr sevinç. Kapıdan geçen herkesi durdurup: Babam seferden döndü, bana müjde verin.. diye asjIırmıs. Adamm biri ögüt vermis: Oğlum, babanın seferden dönmesi herkesi sevindirmez. Madem ananın kocası seferden dönmüs. git müjdeyi •nandan.js.tt. ^ n , , , Bizde Durum Billndiği gibi bizde nerut böyle bir dosya yoktur. Yargıtayımız lse mantık yordamiyl» vo"~d»rin btr «oigryleto.yle.bir karar vermistir: «Sanığın lşlediği müessir fiilden dolayı tâyin edilen bir ay hapisten lbaret kısa sürell hürriyeti baglayıcı cezanın ertelenmemis olması yerinde görülmemiştir. Şöyle ki: Cezanın gayesi suç lsley*n bir kimsenin bir daha Uertde suç lslemeslnl önlemek üzere usUndırılmasıdır. Cezaların ertelenmesi ilkesinin temel sebebf, geçmişte bir suç lslememts bulunan ve fakat sonradan Srızt bir sebeple bir suç lşlemis olan kimsenin ileride yeniden bir suç lslemekten çekinme!=ine sebep olacaSı düjüncesl ve bunda toplum menfaatinin bulunmaoıdır. Bu sebeplerle TC.K.'nun 89. ve B47 savılı vasanın 6. maddeierinde ertelemeve gereken yer vm önem verilmis. ahlâkt tema»illlerine göre. kanunt hadler lcinde hökmedilen cezatann ertelenmesine karar verilme«intn, erteleme ilkesinin ruh ve hedefine, ceza ve ertelemenin dayan dıSı felsefî fikre. toplum v» adalet vararına ve bu ilkenin ni'elik ve amacına uygtın olacaÇı tâbiidir. (...) Mahkeme erteleme yetkisini sübiektif ölçülere göre defil ve fakat objektif mahivetteki sorusturma «onuçlarına göre takdir durumundadır. Aksi takdirde kevftli?e vol acılmıs olur. H*kim!n takdirine bırakılması. kevfine terk edilme«i demek de?ildir. Sanıgın ahlâkca kötu hâllera sahip bıılunduSuna dair obiektif mahivette ve takdirde esas olabilecek maddî ve hukuk! vakalar bulunmadıkca erteleraeye karar vprilmesi âdil. makul ve toplum için yararlı olur.» (1. C. D. 1.2.1972 E:5012, K:290). Ancak bu yetkin karar, henüz bir içtiharfı birleçtirme 8samasına ulaşmadıgı İçin. deyim yerindeyse. ülkesel bir boyut kazanamamıstır. Kaldı ki, kararda söz edilen «süb.iektif Blçülere göre degil. obiektif mahlyetteki sorusturma sonuçlarına göre» hüküm vermek için, vargıçlanmızın ellerinde bugün, sabıka kaydı ve kimlik tesbitinden bas Sonuç Kısaca demek Utlyoruı ki, sorumlutuSun blreyselle$tirllmesi, toplumla suçlunun bürünlesmesine katkıda bulunan blr 11ke ve cezal tertblrlerin etkililiJJinin vazgeçilme* (slne qua non) bir kosuludur. «Ceza ve tedbirlerin Mpoloiisi. mesl. sovut ve bireysel blr ey> lemln sahneye konulmasindan «baret deSildir. CoBraft (sSzee § Hmi suçluluSun termik vasa«ı dojrultınunda iklimler. mevslm ler. arari vspısı), ekoloilk (kent sel ve kırsal vapı. kentin büvüklüSü). vere ve îüman» b?»lı ekonomlk ve kCltflrel (din. beslenme. dogum, bosanma, basm. »inema). politik (savas. ihtilal) faktfirlerin vanmda, yas, cin«ivet, dofiıntsn karanılan ha< talıklsr da sanıih «tıç» iterler Mrnfern M. son c^Himde vursulanan bilimsel bîr vareıdır hu. ar»s« iliskiler kurnrak ve çaSda« anîavısa uvarak «^nıSı v»r^ jnlamak zonjndadır. Bu i«e «ncak hir ki'ilik dofvasının tesküivle kabildir. Uyeulamada TEŞEKKÜR Kızımız EBRU'yu büyük bir ihtlmamla bizlere kazandıran Haydarp»sa Nümune Hastanesi Nisaiye Servis Şefi Op. Dr. ŞAHAP AVCI'ya Şef Muavini Op. Dr. GİİNHAN YAYLA'ya fedakâr çalısmaları İle yardımlanm esirgemeyen Eb« HAYRÎYE ÖZARSLANa, Hemsire AifLA ANAYURT'a ve hastanenin tüm personeline tesekkürfl blr borç biliriz. H A T R G N M S A ve ARSAL TCZONER (Cumhuriyet • 5420) Fransa'da Biz bu yazTmızda, Fransa'da, kisilik dosyasımn nasıl tutulduğuna kısaca dejtinmek istiyoruz. Nitekim. Paris'te 1822 Kasım tarihleri arasında sorunu görüşmek üzere toplanan Uluslararası Sosyal Savunu Dernegi'nin 8. toplantısının açıs konusraasmda, Adalet Bakanı Pleven, bu k o nuda söyle demektedir: «Okulunuzun temel vargılanndan biri, hiç kuskusuz, suçlunun somut bir insan oîrfuğunu, onua belirli ve toplumsal evrende olusmus garip bir öykünün meyvesi bulunduğunu. uygulamacıya hatırlatmaktır. Suçluyu. ilgilendiren hiç bir tedbfr, kişiUgm • > lusumunu sa^layan faktörlerln bütOnünü gözönüne almazsa etkill olarak kabul edllemez.(.) öteki ülkeler gibi. Fransıı Y«sası da daha Snce bu zorunluÇu duymustur. BSvleeedlr kl. 1959* da yüriirlüğe giren Cez» U. Yasası, kisilik dosyasımn teskilini önçSrmüstür. Son olarak da. 17.7.1970 günlfl bir vasa Uk sorustunnada samgin ki?iH|ine uygun bir karar alabllmek yetkİMnt «oreu yargicma vermistir. Fransa'da, bir çok konnlarda oîtfuSu gibi. kisiiik dosyası da bir ektp çalısmaMvle viieuda retirmektedir. Gerçekten. 1958 tarihli C U. Yasaüimn 81. m <ddesinde, sorjru yargıcmm, yasa çerçeveslnden gerçeğin aydınlan masına yararlı bilgileri toplav*cajh ükesl konulduktan sonra, cünhalarda (kabahatten aS'r, cinayetten bafif suçlar) Ihtiyarî, cürümlerde lse zorunlu olarak auçlunun kisillglnin saptantlacaSi belirtilmiştlr. (md. C 169). Sorifu ysrgıcı bunü bizzat veya Adalet Bakanınca yasal yetldyl* donatılmı? adll kolluk memurlın aracılıBivle vapacaktır. Yani suçtu hakkın<ta matMi. ailesel ve toplumsal bir anket tutulacaktır fmd 81/8). Aynl maddenln son fıkrası da yine bu yargıcin, tıbbt ve medikopsikolojik bir incelemeyi de v»o ttrabilecegini veya baska tüm yararlı bilgileri toplayıp ted henü* amarlanan düzeve eel JOMHÎHKHMHîHKHKHMHSHSîttMM^^ memi« de otsa. bu konuda Fran ^ıllllllllllllllllllllllllllltlllinillllllfllllinilllllllMlllllllimilllllllllllllllllllinilllllllillllllllllllllllllllllllllll'': •» bize vetkin bir örnek olabt = . ^ = llr. (1) O. Pieea. Ponr nne politl. qne da crime. Paris, 1966, p:7i. (2) P. Lecoz, Commentaire dn Code Penal Snisse. Neuchatel, 1S39, p:23. I ESAS NO. KARAR NO. DAVAC1 ILAN VİRANSEHİR ASLİYE HUKUK HÂKİMLİGİNDEN I TEŞEKKÜR Babamız. Dedeiîüz, Kardeşimiz, Ameamız, Aile Büyüğümüz ŞENOL ÇELtKSET ile AV. OSM.4N KÜRKÇÜOGLU Evlendıler 4''7/1973 ABOULLAH ERCAN'ın = f| = | ş = = = I 1971/76 1973/315 ÇELENK ASLAN. Hasan oğlu VIran«ehir Kale mahallesinden. DAVALI Hasımsıs. DAVA Gayiplüc DAVA TARtHt 8.4.1971 KAR\R TARÎHf î.7.1972 Davacı Çelenk Aslan vekili Süleyman TeMn tarafmş dan acılan gaylplik davasuun mahkememlzde yapılan yarş gılaması sonunda: = Gaviplik ıstenen Mustafa lrak hakkmda her hangi blr i malumat alınmamıs olmasına ve dolayısiyie ölümö muhte= mel görüldiiğünden Medenl Kanunun 31. maddesl gereginee ğ Mehmet oğlu Mustafa Irak'ın 6.7.1973 çününden itibaren 1 Gayipligine karar verilmlstir. tl&n olunur. = (Basın: 188466415) = vefatı dolayısiyie, cenaze törenine iştirak eden. telgraf, telefon. mektupla ve bizzat gelerek acolanmızı paylaşan akraba. komşu, arkadaç, tanıdık, eş ve dostlanmıza tesekkür eder, mlnnet ve şükranlarımızı arz ederiz. AİLESİ (Cumhuriyet: 5429) (Cumhuriyet: 5424) Sıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımınıııııııııııııııııııııııııııııııııııı.f FİLM YAPTIRILACAKTIR CDmhurlyetlmlztıı 50. yılı dolayısiyie GençUJt ve Spor Bakanügınca eksiltme sureörle 35 mm. Uk üim vmptırü»caktır. 1 Yapılacak lsln muhammen bedeU 439J30 TU «a oiup, «mrtnamesl bedelsts olarak «Ba&anlık 6a Yıl Kutlama Büro sundan* teroin edllablllr. 2 Geçid temmat 21.000 TU. n olup aranan dljeı ho«uslar sartnamede gostertirruştlr. 3 Encsiltme kapan rarf usultlvle 10 Temmta 1973 Saü eünü saat IOJOO da Bskanlık Topianr< sninnunda vapiiacak GOKSUN DEVLET ORMAN İŞLETMESİ MÜDÜRLÜGÜNDEN EKSİLTMEYE KONAN tŞİN C I n ıt Galvanızli oluklu taç Muhammen Bedell Lira Kr. 288.000,00 Geçicl Teminatı t b aI en 1n Ura Kr. Tarihi GOnfl 15^70,00 16/7/1973 Paz«rt«sl Saatl 123U ar. tlln olunur. Gençlik ve Spor Bakanlığı (Basra: 178746411) 1 Işletmemız orman köylerine verllmek üzere kapali tart eksiltme usuld Ue gelvanizli oluklu saç alınaeaktır. 2 Ihale Komisyonu kapalı tarf usulü eksütme suretlyl» tektif verecektlr. 3 Teklif sahlplerl, «artnamesinin 4 üncü maddeslnde bellrtllen «artlara hala olmık kaydlyle verecekleri teklif mektuplarını üçer nüsha olarak tanıtm edeeeklerdir. 4 Geçici teminat, Sartnamenin 7 ncl maddenlne g&re heaap edilip teklli mektubu ü» blrlikte thale iiıtlnden önce Müdürlük veznesine yatınlmıs olaeaktır. 5 Bu ise ait teknik fartname Kahramanmara» Orman Basmüdfirlfigtt ve tsletmemlzde mesal saatlerinde gSrülebilir. 6 Kurumumuz 2490 sayılı Kanuna tabl dejildir. (Basrn: 185675413)