Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 5 Temmuz 1973 f | | | m u t yoksulun ekmeğidir» demis îanyaü | I | | f U o z o f Thales, îsa'dan altı yüzyü önce. •wrjmut, yalnız yoksulun eknaeği mi, | u kı«acık, sınırh, binbir kazabela, hastahk, hepsinden beteri insamn insana ettiği kötülükler, kurduğu ttaaklar, sürdürdüğü sömürüler, baakılar, yüdırmalarla piç olan ömrümüsün; yannlara, hep daha mutlu olacağı samsiyle bel bağladığımız, bel bağlamaktan baska bir sey yapamadığnnız yannlara sürüklediğimiz; fesalara açılmakla birlikte, yoksulu lengini ile yine de guçsüz yine de, bir nefeste sönüp gidecek olan hayatmuzın biricik ekmeği değil mı? Cieerc «nerde hayat varsa orada umut var. dır» diyor. Değil m! kl yaşıyoruz, umacağız, yoksulumu» sürüngenlikten kurtulmanın; zenginimte yoksulu yoksulluğunda tutup d«ha bir zenginlesmenin; zorbalar zorbahklannı arttınp daha bir egemen, daha bir afralı tafralı yasayabilroenin umuduyle. Nedir Tiirkiyemiıin, uygar dediğimis Avnıpa tilkelerine kıyasla geri kalmi!» daha 3500 köy okuldan, ışıktan, sudan yoksun Türkiyemizin yannlara olan umudu? Şöyle insan gibi yaşama olanağına karuşma, sömünilmeden, emeğinin alın terinin karşılığını alabilme isteği, susuzluğu, özlemi değil mi? 27 Mayıs Devrimi, o giiseMm Anaytsa*y'«. Türk halkının yüzyıllardır özlediği reform umutlarmı getirdi. Ama bu umutlar sadece umut olarak kaldı. 27 Mayıs Devrimi temiz, iyi niyetli «11erden, kirli, kötü nivetli, a n niyetli ellere geçti. Anayasa'nın getirdiği, yüreklerimize saldığl umut, o sihirli değnek başicalannın eline geçince, geri devrimin buyuruğuna nasıl da giriverdi kasla göz arasında. «Reformlar, blr nmudun yerine bir başkasım koyraaktan öte bir şey yapmadılar hiçbir zaman» diyen Gustave Le Bon'a hak veresi geliyor insanm, şu on oniki vıl içinde Türkiye'de olup bitenlere bakarak. 27 Mayısçılann tınuttuklan bir gerçek vardı, o da, yalnız dünyarın en iyi yasasım koymakla hîçbir seyin yoluna girmeyeceğini, giretneveeefinl »«ıt önemli olan şeyin, o yasajn uygulayacak olanların niteliklerlydi. 1961 Anayasası bir reform, yani bir umut Olaylar ve görüşler UMUT YOLU ILE İŞKENCE Vedat GÜNYOL müjdecisiydl. Aaayasamız. milyonlarla köylünün yüreğine toprak sahibi olma utnudunu, okul çağmdaki milyonlarca genein gönlüne eğitün esitl:ğine kavusma umudunu halkımızın içine, açhğa, hastalığa karsı korunma umudunu, yüıbinleree ajrdının kafastna özgürce konuşabilme, yazabilme umudunu sokmuştu. Ne oldu sonunda? Bütün ba umutlar kursağımızda kaldı. Francis Bacon'un dedifi gibt «Umut, İyi bir kahvalb. kötü bir akşam yemeğldir.». Anavasa'nın içimize saldıgı umut, ne yaaık ki kötü bir akşam yetneği oldu. Dünyada en kötü sey, bir insanm içine umut salıp, sonradan onu hayal kınklığına uğrstmaktır. Gösterip vermemek kadar, tiksinç bir şey dılşün^bilir misiniz? rsn binlerce aydınin, onlarla blrlücte onbinlere» yakınlarmın içine salınan bir umut ışığı, görüyorus ki, seçim kayjılariyle, slstemli bir biçimde karart ı Imaktadır. tğrenç politika hesaplarnun yol açtığı bu korkunç işkence: bana, yıllarca önce okuduğum bir öykuyü hptırlattı. Fransız yazarlanndan A.de Villier de l'lsle • Adam (1840 18J»\ Uraut Yoluvle îşkence adlı hikayesinde, böylesi bir işkencenin tüyler ürpertici durumunu dile getiriyor: Loj, dar bir zindan odasmda baîhyor hikâve. Elleri lcollan, ayakları zincirlere vurulmus bir hükiimlü, sabahm alaca karanlığında gözlerini «çıyor. Hafif gerinlyor. Bileklerini saran «încirler düşüveriyor yere. Şaştnyor. Olacak şey defil. tçine, çokttndır duyamaz olduğu bir umut kinntısı giriyor. Ayaklanna uzatıyor ellerini. Bakıyor, ayak bileklerindeki zincirler de çözük. Kalkıyor ayağa. Hücresinin kapısına yöneliyor. Kapı da aralık. Açıyor kapıvı, koridor» çıkıyor. Kimsecikler yok ortalarda. Süzülüyor koridorlardan. Öbür hükümlüler benüı derin uykularda. Ortalılcta gardiyandan eser yok. Hırstz adımîariyle geçıyor koridoru. alt kata iniyor. Yh» görünürlerde Hmsecikler yok. Cezaevinin demirli kapısını bovluvor sessizce. Yine kimsecikler yok. Demirli kapı killtsiz. îtiyor tapıyı. Büyük bir beyecanla dinliyor dört bir yanını. Herkea uykularda. Bahçey» süzülUyor. Agaçlıkh yoldan geçip dı? kapıya koşuyor ıessi2 sessiz. Etrafta in cin jok. tçindeki umut kabardıkça kabarmakta. Artık kurtulma» üzeredir. Dı? kapıyı zorlamadan açıyor ve adımını, bzgür topraklara **basar basmaz. pusuda bekliypn silfthlı gardiyanlar sanyor dört bir yarını. rmut yoluvle işkence. işkencelerin işkencesi ulaşmıştır amacma. Hükümlü yine dönüyor sükliim piiklüm zincirli hüeresine. Seçimlerin vaMastığı busünlerde. poHtik partilerin, yurttaşîardan ov koparma van<:ı içinde *f sorununu sömürerek. fçeride ve dışanda binlerce insanı «umut mahkumu» durumuna «okmalsn, demoicrasi anlavıjımtzın ne denli ters geli* melere vöneldiğini göstermesi bakımmdan ilşrtnçtir. Pers Kralı Keyhüsrev: «Baskalanm sık sık bajfısla. ama kendini asla» diyor. Biziro politika bayatımız bunun tam tersi bir cızsrfde geiisivor Politikacılanmızın kendilerini bagıslamada alabfldigine cömert, ba^kalarmı bajhşlamadaysa bir o kadar cimri davrancîıkîanr.a demokra«1 deneylerine cirdik Rireli daha sık tamk olmaktavız. Bagıslamak. herşevden fince bir anlayış. bir «irfan» isidir. «Kişi noksanını bilrrp'' tadar irfan clmaz» demiş Ziva Paça. Noksanını "»r, lnsan elbette kendini bagışlamada cimri. t)a=kalannı bagi'lamBdavsa cömert davramr, Keyhüsrev'in dileğince. Bir Eski Hikâye aktiyle bir kad:nın bir oğlu varmıs. Bu oglan, bUyümüs, kazık kadaT herif olmuş; her gün anasına zulmeder, olrr.adık rezilliği yaparmıs. El kadarken emzirdiği, beşlğini salladığı, ninnisini »öylediği, îimarttıSı. semirttığı bu herife öylesine bağlıymıs ki, sesi çıkmazmış kadının. ATI3 ojlanm rezılügi tah?mmülü aşınca: Varıp kadıya sikâyet edeyim. demiş. kalkıp kadıva eıtmis. Huzura vardıkta ne görsün? Kar ^a^ut çibı. Ortalıkta tozdan durnandan ferman okunmuyur. Birisi oracıkta falakaya yatmlmı»: beriki kösede sırasını titreyerek beklivor; bir baskasmı kucakta dışarı çıkanyorlar. Manzara ürkütmüş kadını, geldiğine pisman olmuş. Kadı, kendisine dönüp: Ne istiyorsun hatun? Dediginde, eli ayagı çözülüp: Kadı efendi hazretleri. benim bir oğlum var, edepsizliğivle basa çıkamadım. her gün bir hadise çıkanyor, size sikâvet etmeve eeldira demis. Demis ama, öz evlâdını bu ceberuta teslim edeceğini düşünerek vüreği burkulmuş: ve kadı: Kimmiş bakayım o nankörT diye sorduğunda, o nrada soksktan geçen tammadıjı bir gend föstermiş: Iste bu! Emreylemis kadı, delikanlıyı çağırmiflar. Bu muT Kadın: Evet. bu. Kadı. delikanlıya dönmüş: Bre nabekSr, ıende hiç vicdan yok mu kl anam üzersin? Delikanlı taşırmif: Hangi anamıT Kadı küpiere binmls: Bre hain, kaç «nan var «enln! KaTsındt dnran antnı tnnımıvor musun? Delikanlı: Af buyurun. bu benim anam degil. Kadı emir vermif: Yatınn! Gence on defrnek vurmujlar. aklı baama gelmistir dlyt kaldırmışlar. Kadı: Söyle ulan, demif, bu senin anan mıT Delikanlı: Degil. diye direnmi*. bu benim anam dejfl. Yatırm! Yabnn. kaldırm, yabnn, kaldınn derken tabanlan kau içinde kalan genç: Durdurun. demiş. Durdurmnslar, delikanlı kadına bakıp: Pekî kabul ettim. bu benim anam; hem »ündi iyice tanıdım. bu kan benim Sz anam. . • • . Kadı efendmin yüzü gülmüs: Hah. cövla yol» gel, simdi öp ananın elİnl bakayım 1 Öpmüs delikanlı. Al ?imdi mrtına, götür eve, iyi bakt Delikanlı kadına dönerek: Anam olaeak kadın, gel «ıruma bin, »eııl eviraize f5türevim... Ve yüklenmis kadını, çarsıdan doSru e v ? giderken. delikanlınm kardeşine rastlamıslar. Küçük birader ba*mı» ki, ağabevi bir ytbancı kadını sırhns almıs sidiyor. Durumu garipseyerek ardmdan kosmus ve seslenmij: Ağabey. ağabey.. Ne var? Kim bu aırundaki yabancı kadın Bu bizim anamız. Kim söylüyor bunu? Kendiıi. Kücük kardeş düşünmür olmaz bSyie tey. En Sen benim büyügümsün ama, bunun anamıı olmaiyisi sen Kadı'ya var, durumu anlat dığını söyle, Kadı bir çare bulsun... Deyince delikanlı: Ulan. demiş. senin bir şeyden haberin yok. Bu kadını anamız yapıp ananu belliyen zaten bizzat Kadı. V Acıklı Yan Barış, Sevgi Gerek Cumhuriyefin elllnci yüı dolayısiyle, biltün krgınlıklann, dargınlıklann unutulnMsı, haksızhkların giderilip onarılması, giderek toplumu bir kardeşlik havası içinde esenliğe, huzura kavusturma eğilimlerinin ağır bastıfı çu son günlerde, karşınnza onbinlerce hükümlünün bagı?lanması yolunda taptaze, insanca bir umut ışıfı belirmisti. Haklı haksız cezalara çarptınlan, ihbarlı ihbarsız tutuklamalarla cezaevlerinde (aylarcm vargıç önüne çıkanlmalannı bekliyerek) çile do'rin Af sorununun acıklı yanı, cezaevlerinde yatan fikir suçlusu vazarlann ranmda, çogu eSitimsizl:j|in. kör inançlann kurbanı binleroe hiikümlünün ';a*ışlanıp bagışlanmaması sorunundan cok: bu konunun. hiç de melek olmadıklannı, olamıyacaklannı. adlannın çeşit çeyit volsuzluklara kanştıfını duydugumuz bir bnlfik polifikacüarea bir seçiın kozu olarak fcullanması, verilip seri alınan ya da savsaklanan vaaıilerle. bunc» vurttssa «umut yoluyle işkence» etmeleri, edebibneleridir. ümudun olsun, bir işkence aracı yapılmadığı, vapılamayacagı bir ortama Türkiye'nin, o hıırur bekleyen Türkiye'nin her günden daha çok thtiyacı var. BİLİM, SENİN ADINA. OKTAY AKBAL lğW% Evet Hayır Yüksek Öğretim İçin Bir Öneri  nUmüzdeki günlerde üniverI I sıtelere giris smavlan yapüaW caktır. Sonuç, geçmiş yülarda oldugu gibi, 40.000 kadar h*s mezunu genç icin yine htlsnn olacakur. Aynca, Universitelere gırebilecek gençlerin bir çoğu da, istediği meslek dalına gıremeyeceginden ya bir yılını kaybed«rek şansını gelecek yıl tekrar denemek veya gırdığı meslek dalında hayahni yitirmek zorunda kalacaktır. Bu her iki durum, gelecegini yüksek öğrenıme bağlamış gençler için ve Türkıyenm sosyal ve ekonomik geleceğı için, gidenlemeyecek kayıptır. Çüniçinde dağüuTuna göre daha dar kü, bu auıavlar hiçbir aekild9 bölgelerin merkezlerinde, yüksek sınava giren gençlerin standart öğrenimin ilk iki yılı için ögreüniversite oğreniminde ba$arılı tim yapacak enstitülerin (veya olup olamayacagını ölçmek aır.aBatılı anlamda koleüenn) açılmacı jle hazırlanmamıştır ve bu sınav sıdır. Böyle bir çözüm yolunun larda alınan sonuçlar böyle bir seçilmesi, aynca üniversitelenn ölçüyü yansıtmaz. Bununla berada bünyelerinl etkileyecek, onber, kişisel oldugu kadar, ulusular için gelisme olanaklanm sagmuzun geleceğıne de yansıyacak layacaktır. Çünkü bu kolejler, olan bu gerçek ve acı kayıplar üniversitelerin ögretim görevleüzerine daha fazla söz etmek, nerini yüksek ögrenimin daha üst den şimdıye dek gerekli tedb.rdüzeylerine itmek suretiyle, onlerin alınmadığı hakkında tartışlann yükünü hafifletecektir. mak gîbi sonuç vermez. Bugt& ttniversitelerireizdeki bğGerçekçi yöneticilerin bu Xayıplar konusunda yapacafrnyn. retftn «yeleri. yükseic öğrenimin yapmak zorunda olduklan tek "Sd\.'MaytettıvSe Ueıs »eıııifk 70runlugu ve sıkıntısı içindedir. şey, bu derde çare bulmak ve Samimi olsun veya olmasın, ögbunun için yüksek öğrenimin geretim üyeleri bu durumdan dalecegini uzak görüşlüluk ile planima şikâyetçidir. Aynca, gerekli lamaktır. yardımcı dersler de hem ögrenciler için bir problemdir, ve hem de ögretim üyelerini bunaltır. EBugun TürkJyedo üniveraiteler, ğer üniversitelerin öğretim göyüksek öğrenimin en karakterisrevleri, yüksek öğretimin yalnus tık enstitüleridir. Her ne kadar üst düzeylerinde kahrsa, büttin belU alanlarda yüksek okullar bu problemler kendiliğinden çövars» da bunyeleri ve fonksi«ümlenir. yonları itibariyle oldukça özel Açılacak kolejler ki bunlara karakterde enstitüler sayüırlar. ü veya ilçe kolejleri denebilirO halde, her lise mezunu gence baglı olacağı kuruluş ve yönetiyüksek öğrenim yapmak olanagımi bakımından üç şekilde olabinı verebilmek için, varolan ünilir. Birincisinde, bütün mekanizversite sistemi içinde bir reform ma ve yönetim hükümetin eünyapmak, belkı de bir çözüm yodedir. Bu tür kolejler bir bakılu olarak görülebilir. Ancak Türma, TUrkiyedeki liseler gibi işkiyede, özerk üniversitelenn letüir. lkinci sekilde. öğretim bünyesinde bir direkt relorm düprogramı ve yönetim bakımından şünmek, birçok nedenler ile haözerk, fakat finansman yönünyâlden ıleri gidemez. Ayrıca, devden devlete veya bulunduğu il'e letin kontrolu altında yeni ünibağlı olur. Üçtlncü sekilde ise, versiteler açmak suretiyle derde kolejin bulunduğu bölgedeki üniçare bulmak yolu da oldukça cversite, öğretim programını dülumsuz ve uzun vadeli bir yol« n l e r ve yönetir. Mall yönerimi dur. Çünkü böyle bir yolu seise devlet veya kolejin bulunduçen yüksek ögretim yöneticilenğu ilin sorumluluğunda olur. ŞUp nin her şeyden önce, modem ünihesiz ki bu şekiller, Türkiyenin versiteler ile arada dogacak bosiçinde bulunduğu kosullara ve luğun kolay asılamayacaguu İyi bilmeleri gerekir. Bu durum karşısında, Batılı Ulkelerde uzun yıllar denenmiş bir yüksek öfretün sistemi bir çözüm yolu olarak düsüniilebilir. Bu siitem, ünıversitelerin yurt tlll ' emek buau bir bilim hsline getirdiniz?» dedt. Evet b u b i r bilim dir.» ™ Nedir o bilim? Ijkence! Insınlann agzından îşkenee yoluyla itiraf kopartmak. Doğru yanlı? bir şeyler anlatma larını sağlamak. Engizisyon çağındıki mengene, çsrk, kızgin demir iskenceleri hiç kalıyor çağımızın incelmiş beğenisl, ilerlemiş tekniği, her;eyi didik didik etmiş bilimsel yöntemleri yanında!.. •Bazen onlara elimizi bile »ürmeden gerçeği söylerler.» Bütün is bir korku havası vermede. Göz boyamada. Inı ı m n , insan yönlerini silecek güce sahip old'uğunu göstermede. «Hiç bir zıman müşterinin kendisini insan hissetmesıne fırsat vermezsiniz, anlatabiliyor rtvuyum? Her zaman orlara «anki bir hamambb'ceğiymU gibl bakarıınız ve konujtuklan zaman onlırı ınlayamızsınız. Bu sekilde kendilerini iyicı yalnız hinederler.» Balcıyorsun karsmdaki de insan. Baska evrenden gelmlf bir yaratık degil. Ama insanm insana ettigini hiç bir vah'i hayvan kendi benzerine yapmaz. Bir aslanın baska bir aslanı iskenceyle öldürdüğü, ya da öldüreeek hale getirdigi tfuyulmus mudur? Hiç bir hayvan btşka bir hayvana işkence etmez. Yaşama uğruna parçalar, yer, ama bir anda, bir vurusta, doğa yasalanna uyarak... «Sanki bir le$ . Adamlann ço| u kendilerini derinliklere inmis Rİbl hissederler. Dünyaya »tılmı» tiksindiriei bir sey «ibi. Bunlar benim kendi »özlerinı x ~ Meğrt. A n k r t ı n n ya, psikologlar böyle söyîüjorl«r> îşkencecüer herke» cibidîrler. Yolda sörseniz başkalarından ayıramarsınız. lçlerinde melek vüzlüleri de vardır. Nitekim Santa Vittoria'da «aklı hulunan sarap sişelerini ortava çıkarmak için gelen iki Nazi içkencecisi de mavi gözlü sanşm insanlardı. «Çok genç. cok temizdiler. Güldükleri zaman disleri düzgün ve sağlamdı... "Şeytana ben7emiyorlar" dedi biri. Şeytanlar değişik kıbklartfa gorünürler* diye karşılık verdi Pietrosanto ona». Sonra ijkence araçlanm çıkanriar ortaya: «Portatif amelivat masası gibi bölümlere katlaoan, ütü masasından fazla geni» olmayan dar ince bir tahtaydı. Masanın kenarlarmdan çok geniş ve tağltm üç »iyah deri kayısla Gç büyük »ağlam toka sarkıyordu. Bu m a u m n yanında gelincik Ribl bir sıra dişleri olan küçüfc metal klipslerle tel yumaklannı tutturmaya basladıklan. püle çalısan taşınır bir jeneratör vardı. Obür yanından ise, üstünde kıskaçlar. kerpetenler, çenjfeller. lastik hortumlar, genis blr huni. ameliyat makası, madenl kıskaçlar, demir bir karca, bir marangoz kalemi. ince uzun, bir t>»5t ve koç boynuzlan gibi pençelert olan bir çekiç, kelepçeler ve bir pompalı laraba * ı r a n daha küçük bir «nasa dunıyordu.» Bir roman bu: Robert Crichten'un yazdığı .Kasabanm Sırn». Filmim de gSniük. Savajm son yıhnda kücük bir « a l J»J» kasabasınm baamdan geçenler. Almanlar köylülerin sakladığı bir milyon şi»e «ar»bı ortaya cıkannak icin her çareye başvıırurlar Do»tluWa, iyUikle, «ertlikle, Kmunda da iskenceyle.. Koman ilgiyle oktmur, kisiler canhdır. olayUr renklidir. ama romanın en önemli. en anlırelı bölümu iki Nazi subaymın uzman işkenceciler olarak. hem de bilimsel yolla işkence yapıp ıstenen bilgileri eld« eden kijiler olarak bu köye gelip açık bîr iîkence gösterisi yaTitıkUn sayfalırdır. Bilimsel yöntemlerle y»pılan iîkencelere düny«mın en uygar ülkelerind bile zaman ra. man başvuruldugımu göriiyorur. duyuvoruz, Herkeı «yıplıyor. yeriyor, çirkin buluvor, ama »fası gelince en ince Ukeneeleri uygulanuiktan da çekinmiyor!. «Han* manyetonun pirinç kolunu indirdi. bir çatirtı iuynidu, eekicin ba'şınd»» Vivılcımlar fıskırdı ve çekiç tahta masarra us^ratle sıeramaya baîladı Onlar da böyle vapıyorlar. dedi Hans •însanlnr. sıenynriar. «Ve korkanm haykınvorlar> dedi Otto. «Buna «lı»m»k fcfa epeyce zaman istivor.. «Baren tîz bir do'ya erişiyorlar. dedi Han^ .ama onlann söyledikleri gazMlerden hoşlanmayaeafcsmız.. Otto »let masasmı isaret etti .Butun bu süre bovunca bunlara hakmaktan hiç vaz«eçmn;ler... Konuşmak icin beVleyemerier Konusmayi ister'»r. KonuşmaV tein haykınrlar. Konu«mak icin valvanrlar.. «Ne kadar?. dedi «Ve Vadar sürüyor?» îki asker birhirin»> bakti. Bazen bir dakika. T»azen beş. GeneDikle üç ya da dört daküta, öyle değfl mi Hans?» Ben haklıyım, «en haksızsın. Sen benden yana deSilsin. Sen yurt zararına çalısan birisin. Herseyi herşeyi söylemelisin. Bilrm de bibnesen de. aöylevecek bir seyin varsa da yoksa da™ Madem ki tutsafımsın, dıi'manım savılıyorsun. öyleyse her *eT h«r »ey yapılır «an»' Bilim. •teknik, uv)«rlık araçlan benlm elimde. sen insan deeil«in. Bö^le der. bKvle düsünür işkeneei. bilimsel ifkenceci Anavasalar. insanl'k ilkelert. gelecek ku«ak]ar. uyıtarlık denen defer. her sey her sev verse de. avıol?«» da, cirkinlikle. i&renclikle damealasa da iskenceyi. o insan kılıcmdaki »evtanlar dünvgnm dört bir kb'sesinde basarırlar islerinî.. Ne zsmans dek? Bumı hiimek kolav deeil. Gerçek msanlık, gerçek uygarlık, BPreek bilim kunıiana. yerlejene dek... UNİVERSİTELERE YAKIN MERKEZLERDE, YÜKSEK ÖĞRENİMİN İLK İKİ YILI İÇİN ÖĞRETİM YAPACAK ENSTİTÜLER (KOLEJLER) AÇILMASI, ÇÖZÜM YOLUDUR. Dr: Selman R: KINACI lstenen amaçlara göre tanasılacak bir konudur. 8 Bu itclejler manevi yönden bulunduğu İlin mah oımalı, yönetimiru ve çalısrrasmı o il halkınm sevgi ve güveninl kazanabilecek sekilde dUzenle. melidir. Belki bu llkeıer dkba da arthnlabilir. Ancak venı prensip leri ortaya fcnvarcen pragmatik metodlardan kaçmmak öğrenci ye zeka ve veteneğinın tam kapasitede ışleveceği olanağı ver mek, sistemin «ünifen ve ürettcı olmasını sagıuruüı temel amaç olmalıdır. Bu koleiıerın a^ıımisı ve veteri sayıda çoğa'tılması, üniversitelerin modern an'ayışa geçmesini ve bu y?5n<ie gelijmesini sağlayacaktır Moda&ı pcçmis, verimsiz esM iSŞrerra sistemi ve alıskanlığı verine Oretici yöntemıer geıecek., gerçeic bilimlerde venmlı olma ulküsü doğacaktır. Böylece yüksek zekâlar usta uzmanlar eliade erişebileceğı düzeye çıkacak, gerçek anlamda araşnrma bilimcı. leri yetisecektir. vünkü, fcolej mezunu gençler UTOversiteve. a .siliğini veterlı derecede gellsrirnü?, sonımlulugumı arJgmr$, l f „ geleceğinı Kencu jstek ve . ya^. , " teneğine göre seçnnş olarakf ge* lecektir. Böylece. koıeilerin üniversitelere aetıreceği rahatlık, onları moaem anlamda gelişmeğe ve reforma zorlayacak tır. Burada öngörülen kolejler «is temi, Türkiye için ül&eseldir. ve bir ünut eapısıdır. Usıaca bir planlama ve uygulama ile Tür kiyede vüksek öğrenim sıkıotısmı hafifletebıllr ve batta kal dırabilir. Koleiler daha da geliştikçe, lisans cücloması veren dört yıllık enstırüiftr şekline de getlrilebilir. Ancak. bu sistemin üret:ci özel'iğınj İyi aniamak ve bilmek basannın anahtandır. Eğer vüksek öğretim sorumlulan, DU öneridek: düşünceleri benimserıerse, lise mezunu gençlerin ve devletın sürekli fcayıplanru önleme olanağını bıuacsklan «üphesizdir. Gerekli İlkeler Hangi sekilde olursa olsun, böyle blr vüksek öğreUm sisteminin o^$arth olabümesi İçin bazı modem llkelerin benimaenmesi gerektdir. 1 Bu «olejlfcrde ögretim üyelerinin profesör veya do çent olması zorunhığu olmama. lıdır. Bu koleiler, öğretme yeteneği olan üniversite mezunb n n a öğretim Uyellği verme*d 2 Kolejlerin ders programı ve öğretim tetoıiğı genis kap samlı olmalıdır. Bu program o sekilde çizilmeudir kı, kolejden mezun oianlar. Üniversite. ıerde istedikleri bilim veya meslek dalına gırebilsinler. v e . ya bu geçişte koiaylıkla meslek dalı değistirebilsinier. 3 öğretim programı ve mekanizması, Unıiersltelenn tre rektireceği zonınlu dersleri temel alarak libenu kredt sistemine göre düzenlenmelidir 4 öğretim üyelen kolejlere kontrat ile beglanmalı öğretim üyeliğinı çenic! yapabilecek ustünlükler (avantajlar) aağlanmalıdır. 5 öğretim ve vönetim bu kolejlerae Diroinnaen tamsmen ayrı olmalı. bunlar arasındaki il'ski.er tek kanaldan yürütülmeliOir. 6 öğretimde bölüm sekll uygulanmatı, oölUm baskanhgı seçim ile olm*udır. 7 Koleııer, Universiteye P8renci vetistirmeK eörevinden baska, iki vılda gecerli daharda teknısyeıüik diploman v»rebümelidir. Bugünkü Durum 7 GÜN «Haftalık Siyasl Haber ve AktüaUte Dergisi» «43. Sayı> EMİL GALİP SANDALCI 7 GÜN'de TÜRKÎYET>E ÎLÂÇ SORUNUNUN BÜTÜN HİKÂYESİ 7 GÜN'de (Cumhuriyet • 6395) DZ.K.K; TAŞK1ZAK TERSANESİ DÖNER SERMAYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HASKÖY ISTANBUL Ornf? No: VI TaskreaV Tersatıesl DSner Sennaye Genel Mflo'arlugü asaSıda eîns ve mfktan vazılı '2« kalem malzemeri iljrili teknik ve Idar! «artnamesine g8re kapalı zarf usulu üe «atm nlaeaktır Son tekfit verme Saatl Malzemenfaı cins ve evsaft . Mîktan Geçid teminat Gflnfi Suntaiam, Cam 313 280y205y0.85 Cm. 434 Ad. Suntalam Tik 414 280x205y0,85 Cm. 108 » 14.550. 18/7/1973 11.00 1 Teklifler idarf şartnamede yazılı oldugu sekilde verilecektir. 2 Satmalmaeak (2> kalem malzemeye ait idart ve teknik sartnameler Taskuak Tersaneıi D«ner Sermave Satın Alma Komisyon Başkanlıimdan 150. TL. (Yüzelll llra) Uk Denanma Vak» fına yardTm makbuzu karsılı&mda temin edüîr. S Posts ile sartname gSnderilmeı ve postada vaH Kcikmeler kabul edilmeı. * Taskızalî Tersanesi Döner Sermaye Genel Mfldürlüe3 2490 saytlı kanuna tabl deîildte. 5 Gerel Mü(7ürlO5umfiz herhangi bir tekllfl seçmesi ve fizerinde muameleye geçmesi Genel Müdürlük ile SATICT arasınd» bağlantı farantisl yükleme*. « Tahmini bedel 270.000. TL.Mır. 7 îhaieve Istjrak eden firmalar tekliflerinl so «ekilde vereeeHerdir: önee maktu geçîel teminat veznemİ7» vatınlarak veya vadesiî bank* teminat mektubu verflerek ahnacak makbu* teklif rarfının irin>> konuD Satın Alma Ofisine kaydettirilecek v» senra DSner Sermay» Satın Alma Komi^vonu Bqskanlı|ına verilecektfr. * Teklifler 18/7/1973 ffünü saat 15.00 da Satın Alma Komîsyonu BaskanMSuıca açılacaktır. (Basın: 1834.) S367 Orta Dogu Teknik Üniversitesi | Bölümümüzce düzenlenen Ekonomi ve îstatistik YUksek Lisans Programına öğrenci alınacaktır. öğrenim süresi en az bir. en çok dört yıl olup mezun olanlara Ekonomi ve îstatistik Yüksek Lisans (Master of Science) derecesl verilecektir. Programa Müracaat Şartlan : 1. Dört yıllık öğrenim veren 8 tam sömestre bir fakülte veya vüksek okoldan en as «iyi» derece yada XS1/A.OO genel ortalama ile mezun olmak. 2. îngilizce bilmek. 3. Temel ekonomi bilgisine tahip olmak. îstekliler daha fazla bilgl edinmek ve ön kayrtlannı yaptırmak için 7 Temmuz. 1973 tarihlne kadar Ekonomi ve t » tatistik Bölümüne sahsen veya ya» ile müracaat edebilirler. Ön kayıt işlemi için aşağıdaki belgelerln gönderilmesi rica olunur. 1. Fakülte veya yüksek okul diploması tasdikU örneği (yeni mezunlar ile Eylül dönemine kalanlardan durumlannı belirten bir yazı istenir). 2. TasdikU not belgesi. Giris îmtihanlan îdarl îlüuler Fakültesi blnasında 9 Temmuz 1973 Pazartesi günü saat 10.00 (Yabancı dil) ve 14.00 (Mülakat) yapılacaktır. Programa kabul edilen adaylar 12 Temmuz 1973 Perşembe günü tdari îlimler ftîrtHtesi btnasında ilin edilecelc ve aynca kazananiara mektupia bildirilecektir. (Basın: 18477) 5368 İdari İlimler Fakültesi, Ekonomi ve İstatistik } Bölümü Yüksek Lisans Eğitün Programı X O % ö 5 5 % •'<Hiıi!iıııııııııııııınnıınıınınınmnnıımwmıummtıııntııntıımınmtııiHiımnnftnııııınıınnnnfltini| = = | Silivri Belediye Başkanlığındanj İ = S I 3 = = S H = = İ = g H = S S 1 Beton sahll yolu 2'ncl kısım insaatı lîl projt v» aartnameleri gereğinc* kapalı zarf eksiltmesi tuulü il« yaptınIacaktır. 2 Işjn kejif bedeU 299.868,31 lira olup geçid teminatı 15.745. liradır. 3 îhalesi 17 Temmuz 1973 tarüıin» rastlayan Salı gDnfl n a t 15 de Silivri Belediye Biıciimeni huzurunda yapılacakttr. 4 thaleye istirak etmek İcin talip olanlazıo 2490 aayüı kanunun St'inei raaddesin» göre aşağıdakl belgeleri de ekle. mek suretiyle hazırlayacaklan teklrf mektubunu mezkur gün saat 14'e kadar Belediye Ba$kanlığına venneleri, a) (O grubu müteahhitlik kamesi. b) 1973 yüı Ticaret Odası belgesi ve fkamet sencdi En az ihale gününden üç gün evvei Silivri Belediy«dn« müracaat ederek yeterlik belgeleri almalan. İ = = I = i ^ ^ = = 1 = = | p KAMULAŞTIRMA ÎLÂNI KARAYOLLARI ISTANBUL ÇEVRE YpLU VE BOĞAZ GEÇİŞİ 17. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN: îstanbu] Çevre volunun 25 + 680 2 6 + 3 1 0 KmJer! arasında Osküdar kazasj m> dutlan dahilinde kalan vol güzergahına rastlayan tasınmaz mallann KARAYOLLARI GB . NEL NfÜDÜRLÜGO adına kamulastınimasına karar verilml» oldugundan. asaJHd» alftkalılann isimlerl hlzasmda ada, narsel numaralan. ctns ve mlktarlan trösteıiler) tasınma* maUara 7.7.1973 tarihtnde Hymet takdlrine baslanacafından ngililerln tnMlrur tarihte tasmmaı mallanmn basmda bulunraalan 6830 savılı kanunun 133 tayıb icanunla değisik ll'incl maddeslne tevfikan tebllg makamına kaim olmak ttzere U&n olunur NOT: î]?illlerîn noter tebUğlne e n s olaeak adreslerinl yanh bölge MUdUrlüğüne bildirmelert. Mshalle: BÜLGTJRLD Kamn1»«ttnna Sıra Pafta Ada PmeJ N». No. No, No. îltfliırfnin a * , sovaıb Clntn Mlkt»ı M2 1 74 1083 Otossn Otomobil Sanayll A.Ş. Ars» ri.00 3 74 474 Ayhan Cecan An* İHS^O s 3 74 1341 33 Avhan Duvgtı Cecan Arsa 234 50 4 74 1341 38 Cecan Art» 1.507.00 (Basın • 17972) S3C6 TARIM BAKANLIĞI Istanbul • Selimiye Hayvan Sağlığı Memurları Okulu Müdürlüğünden Okulumuza 1973 . 1974 ders yılı için nnavla PARASIZ YATÎLI ÖĞRENCİ ALINACAKTIR, 1 Kayıtlar 2 3 1 Temmuz'a kadardır. 2 Sınavlar 21 22 Ağustos 1973 günleri japılacaktır. 3 Giriıe ait diğer şartlar için Veteriner Müdürlükl»rint va UUnbul'da Okul Müdürlüğüne ba<vurulmaıı. (Basın llancılık: 28336394 18S23> 5384 zı 5 Taliplerin bu ise ait dosyayj mesal gün ve taatlerda İ Silivri Belediyesinde gör»bUirl*c = <Basın: 11083) S374= *«tı rtnııOHitıınnınıııtnıniiiıtınntinmiTi nt ffnrnıntrnmtnnı fnmnnntHniHinnııııiimHtHitHiMmiiı ü