24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 29 Temmuz 1973 umhuriyet'in 50. yıldönümü dolayıslyle nasü olsa bir genel af çıkacak. Yalmz içeridekiler veya onlann dısardaki yakınlan degil, içeridekilerle hiç ilgisi olmayan kamuoyu da bekliyor bumı. Aylardan beri «genel af» komısunda yazılanlar. bundan önceki Adalet Bakanınm Tasarısı, CHP'nin önerisi, türlü kurunı ve kurulnslann yetkili katlara başvurması, kimi politika adamlarınm dinmeyen çabası. birçok hukukçunun bu konudaki bilimsel yazılan ve biltün bunlardan daha önemll ve bnnlann üstünde olarak. tilkenin her yanında. türlü vesilelerle halk kesiminden yansıyan ve perde perde yükse!en sesler, Cumhtıriyet'in 50. yılının aynı zamanda bir «Af yıh» olacağını gös'ermektedir. Yarım yüzyıllık bir zaman birimi olan son e!li yıl, bizim Cumhuriyetimiz için de somııt bir tarih parçasıdır. Bu tarih parçasının geleee* elM yıllık asamasının başlangıç nofctası olan 1973 sonbahan, genel afsız atlatılamaz, atlatılmamalıdır ve atlatılmayacakhr. Bu kesin gerçekten birtakım sonmlar doğuyor: C Olaylar ve görüşk* AF ve SEÇİM Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU affını değil, onu da içerecek, adaletli, namuslu bir genel affı savunmak ve bunu gerçekleştirmek için uğraşmak olmalıdır. Bir bölük politikacmın, fikir suçundan yatan basın mensuplarını ve siyasl hükümlüleri genel af kapsatnı dışında bırakmak için daha şimdiden şurada burada pırtlak parçalamağa başladıklarım gazetelerde okuyoruz. Buna karşı. okumus ile okumamısı, cahil ile avdını avnı odak noktasmın çevresinde birleştirmenin yollan aranmalıdır. Basmm, yalnız aydınların değil. bütün konularda oldu*j gibi af konusunda da. bötön halkm çıkannı düsünün korurluğu ve savunduğu kanısı halkta yerleşirse, bunun ülke için «ayılamayacak kadar çok yaran olur. Bu açıdan bakîlınca, Türkiye Ba^ın Enstitüsünce siyasal Darti başkanlarma yollanan ve 12 Temmuz tarihli gazetelerde yer alan su tplgraf olumdur: «Batı Basınında. Türkiye hakkmda yapılan yayınlar, dünya kamuoyunda olumsıız bir izlenim yaratmış ve ülkemizde demokrasi ile, düşünce özgürlüğü ile bağdaşamayan bir rejim buîund ığu yargısı oluşmtıştur. Bu yarpları kuvvetiendiren husus, «Türkiye'de fikir snçlarma uygulanan cezalarm ajırlıcı ve o ağır ceıalara çarplırılan sazetecilerin. yaıarlartn, edltörlerin sayısınra son vıllarda artmaçıdır. Batı demokra=İ5İnin benimçrmek i?tediğimiz özellikleriyle bağdaşamayan ve demokratik âlemde Türkiye'nin itibarını z?deleypn bu durumun ele almmasıncla zorunluk olduiu inancmdayız. Seçîm beyannamenizin hazırlandı&ı şu sıralarda bu konuya yer verpcpğinizi iirrıit ediyonız. Gçnel affın kapsamına fikir suçlanndan mahkum edilenlerin de alınması, bu alanda »tılacak ilk olumlu adım olabilir..» Görülüyor ki, Türkiye Basm Enstitüsü basm ve fikir suçlanna halktan ajTi özel bir işlem uygulanmasını değil, nasıl olsa çıkacağına emin bulımdufu genel ai kapsamına «fikir suçlanndan hu küm giyenlerin de almmasını» i.'temektedir ki, biz gerek bu istemi. gerek bunun özlü gerekçesini yerinde buluyoruz. zorunda kalmıştır. Bir politikacı olmadğmiız VB oy hesaplarıyle alış verişimiz bulunmadığı için, bu konudaki samimî düşüncemizi açıklamakta bir sakınc^ görmüyoruz: Düşünelim: Anarsi olaylarma ve açın sol akım lara kapılan, hattâ Sıkıyönetim Mahkemelerinde, Marksist, Leninist olduklarını açık açık söyleyenler kimler? Gençler. Niçin? Çünkü. türlü merkezlerde kafalan yıkanmış olan bu gencler. katı doktrinlerin tutsagı olmuşlar. tek dnenılhıda diişiinen fanatik bir <utum içine prmişlerdir. Onlara göre, »Atatürk De%rimciliei>nin adı. «Küciik burjuva radikalizmi. ve bizim şibi sosya! eğilimli Atatürkçöler de •Radikal düşünceli burjuva aydınlan» dır. AtatfirkciîlüSün. «Bağnz. Vosulsur. öıeürliik ve barımsızlık» içinde. milliyetçi halkcı ve devletçi doğrııHuda yükselme ilkesinin ve Türkiye'nin jeopolitik dummunda yatan gerçeklerin derinine henüz inememis: rengi ne olursa olsım, süper devletlerle sıkıfıkıhğm tam bağımsttlığı yiÜrme yohında aynı sonuca varacağım henüı hesap'ama çağma ve yefkinliğine ulaşamamı*: kendi fizledikleri toplum düzeninin, iimmet aşamasmdan dpşil. millet aşamasmdan geçmesi gerektieini bile henüz öğrenememiş, bu sabıkasız gençler. Bur.lar şimdi dört duvar arasında. Onları te^vik eden. gizli merkezlerde e^iten, b'i eylem'eri planiayan ve anarsiden kendilerint çıksr •ağUmak isteven •s»bık»lılar» nerede? Kimisi ölmüş. kimisi kaçmış, kimisi saklanrm», bulunamıyor. Kimi politika adamlan: «Bir genel af ile ralıverirsek. bunlar yine synı «uçu işlerler,. gerekcesiyle, bu gençlerin asls sffedilmemesi grrektiğini savunmaktadırlar. Sormak isteriz onlara: Bu ırençler, bn «uçlın daha önce ât 1<1eTni«ler tni? Kişhel olarak biz bunlardan veya yakmlarmdan hiçbirini. uzaktan yakından tanımıyoruz. Acaba yukandaki düçünceyi ileri süren politlkacılar tanıyor mu? Bunlann sabıkalan var mı? E*er yoksa, nereden biliyorlar yeniden aynı sucu işleyeceklerini? Hem işleyen olursa, tekrar yakalanır ve girer içeri. «Devletin baska işi gâcü yok da, bunlarla mı uğraşacak?» diyftcekler buna karşı. Evet, devlet yalnız bunlarla değil, bunlarla birlikte. toplum düzenini bozan bütün suçlularla durmpdan uğraşacak. Çağdaş devletin bişlıca görevlerinden biri bu. Ama bunun yanında aynı devle*in ik*isarlt ve sosysl sörevleri de var. Sosya e>pv]prinrien biri bir fikir sııçu içledi diye yurttaş! 30 yıl zindanda çürütüp vok etmek degil. onu ülkeve ka Birîncî Sorun Birinci sorun. pen«î afftn paıiamentoes 14 Eklm seçimlerinden önce mi. sonra mı fcahul edilmesi serektigidjr. Ne vazık ki, bu nnktada, «Kamunun yaran. hükümlülerin ve yakmîannm Cikan, yüksek insanhk duysrulan» eibi etkenler bir yana itilerek. eürJük poiitika ve bu polit;ka dogrulrusundaki türlü hesaplar işe kanşıyor. Bu hesanlar şöyle özetienebilir: CHP, seçime «af» 1a gitmenin kendl yaranna olacağı düsüncesindeciir. Çünkü affı öneren ve savunan odur. Eğer genel af seçimlerden önce jrereekleşirse, bu. CHP'nin bir zaferi olacak ve bu zafer onu 14 Ekim'de bir seçim zaferine götürecektir; düşünülen ve umulan budur. AP ve CGP'ye göre Ise, mademki şimcîi, ?eçim hükümeH döneminde, genel af önerisi önce CHP'den gelmiştir, o halde bunu baltalamak, bıınun gereekleşmesine olanak bırakmamak gerekir. öneri kanunlaşırsa. bu durıım. kamuoyunda CHP'ye ifibar ve 14 Ekim seçimlerinde oy kazandırır. Oysa amaç, her ne yoldan olıırsa olsun, politika yanşında CHP'nin me?afe kazanmasını önlemek, onu kamuoyunda itibardan dilfürmektir. Bu nedenle, sözde tarafsız seçim hiikümetinin bu iki ortağı. seçime afla defil. affa seçimle gitrne yolunu yeğlemektedirlcr. Böylpce onlar, afla ilgili halkta: «SeçirrJeri nasıl olsa AP kazanacak: oylanmızı ona verelim ki daha büyük bir çoğunlukla iktidara eelsin ve 50. yıl affını gerçekleştirsin» düşüncesini yaygınlaştırıp kökleştirmek ve bundan da Ekim seçimlerinde kazanç sağlamak umudundadırlar. zandırmaktu'. Genel af İle özgürlüğünB kavuşan, ya da hiç içeri ginnediği nalöe edı «solcu» çıkmış bulunan vatanda^ı AIÎT raporuna dayanarak, hiç bir kamu görevlne almazsan, öze) sek törda iş bulduğu zaman da, arkasmdan gönaerdigin kişilerle patronun kulağna onun «mimli» oldugunu fısıldayarak, yeni işmde d9 banndırmazsan, ne yapar bu vatandaş? Umutsuzİuğa düşer. Umutsuzııiğa düşen adam ise, ner şeyi yapar. Artık yitire^eğı hiçbir şeyı feaimayanlardan korkmaJı, bir toplumda. Bir vaandaşı bu duruma getirmek demek, onu. bile bile. yeniden suça itelemsk, suça sürükl"mjk demeluir. lnsarüık duygularıyle oağdaşmayan bir kısır döngüdür bu! Azıcık tarih okuyanlar bilirler ki, eski ve yeni ihtilâllerin ve çoğu zaman klşiyi vahşete kadar sürükleyen intikam duygularınuı temelinde bu okısır döngü»'er ve yitırecek şeyi kalmamaktan doğan bu çaresizlik ve umutsuzluklar birikimi yatar. Evet, anarşik eylemlerden hüküm giyenlerin çogunluğu, 1925 yaşîanr.da sabıkasız gençlerden oluşmaktadır; fakat şunu unufmayalım ki, genç insan ülkücü olur, her ı^e doeruiuk, eşitlik ister; adalet ister. BJZ yaşHar acı tatlı bir sürü deney sonucunda, az cok alışmı?:idır. olayların akışma. Çogumuz «Pöyıe gelmış bö> le gider» diye düşünürüz ^° su«kiınluk ı^ınde pasif kalırız. Genç adam ise atılgandır; Böyle gelmiş ama böyie gitmej» aeı oaş;;alrtı. ve bu yüzden de işte başma mn rtîrlii oem eelir. Hatta kimi zaman başmı v?rir bv uÇuıda Devleti yönetmek idüasmda o amarır bu nokta\ı ve kendilerinin de oir vnkitıer «delikan lılık çağı» yaşadıklarını anuımumajan, valni2 insanlık gereğl degil, aynı ramaDdP b;r vatan bor cudur. Bugün kimi çevrelerce norianan ve tnarSiye itilen gençlerin ellnden tutrrak onlann bu duruma düşmesinde toriumup da Kiısurlu ol. duğunu düşünmek lâzımdır. ai Konusu ele alınırken. Umutsuzluğun jısanı ner turlü sert davranışa sürükleyebileceğini. psikoloji bilimi türlü deneylerle ve yaşam oayıarından aıdıgı örneklerle ispatlamıştır. Bilimsel gerçeklere sırtınıızı çevire çevire ve bu gerçekleri pçıkça söyleyenlere de elimizden »elen her kötülüğü yapa yap» ülkeyi bugiinkil duruma getırmwiik ml zaten! Katı komünist doktrinle yönetilen ülkelerin bile, çittikçe «insan» öğesinin önemini aniayarak yumuşad:ğını ve yavaş vavaş bir tür «sosyalist hümanizma» çagına dogru acıltt.Sın' eözden kaçırmayalım ve önlcrinaizr.en. öze) çıkarlarımızdan annarak, msancıl iiaiım. ıusanl Başbakan olabilir.. Oğretmen olamaz. Mart çalkantısı, topluma yeni yazarlar kazandırdı. Ülkemizde devrimci yazarların sayısı ne kadar çoğalırsa o kadar ıyidir. (,'ünkü bazıları napse Şirdi mı, dışarda kalanlar görevlerini yürütmeve çftlısırJar. Öteden beri gazeteci nitelikierıvle bilinen ve tanman Altan Ö\rnen de, 1971'in bunalımlı günlerinde Akşam gazetesinde Dir yıkiız gibi parlamıştı. Sonra bir sure susturuldu. Şimdi gazetemizde usta kalemirü izliyorsur.uz. Altan dünkü yazıs:nda AP sözcüsü Seyfi Öztürk'ün Büier.t Ecevit'i itham etmek için düzenıedığı basın toplantjsında rutîuğu notları yayımlamıştı Oradan öfrendiğimize göre. Seyfi ö?türk şu biçim konuşmuş. « ... bu bilgiler devletin Millî Istihbarat 1 eskilâtıaııı dosvalurında mercnttur..» « Bu konuşma teype alınmıştır. MİT arsivinde vardır. » « Bu söylediklerim Milli Emniyetin dosyaıanndadır.j» « Bunlann örnekleri Başbakanlığa bağu Mll dosyalarındadır.j « Bunlar Millî tstilıbaratın dış kaynaklarına dayanarak yaptığı değerlendirmelerin sonucudur..» « Bu söylediklerim bir ihtardır...» Görüldüfü gibi AP'nin eski Çahşma Bakanı Zehir Hafiye gibi konuşuyor. MİT adına, devlet adına. BaşDakanhk adına atıp tutuyor. Gerçi Ecevit hakkında ileri sürdüğü iddjalar, bir incir çekirdeği doldurmaz iddialar... Ama nice vatandaşm basuıa bu bir incir çekirdeği doldurmaz iddialar yüzünden belâ \ağmıyor mu? Bu memlekette Biîient Ecevit kadar geçmişi pir0 pak vatandaş buimak kolay değildir. özel ve genel vaşamında adı hiçbir şeye bulasmamış bir kişidir Ecevıt Ada;et Partisi Genel Başkanı Süleyman bey, biraderinın ortak oWuğu 200 milyon liralık çimento fabrikasını geçenlerde Isparta'da nutukla açtı Ecevit'in böyle olanaklan vok. Ayrıca geçmişinde ne Morrison kumpanyası müteahhitli21 var, ne de iş ve çıkar çevreleriyle içli dışlı ıliskiler... SiciU tertemiz bir poütikacıdır CHP lideri Ve şimdi diyelim ö Ecevit bu tertemiz stcille politlkadan vazgeçti, CHP'den istifa etti. hayattnı öğretmenlikle kazanmak istediginden Millî Eğitim Bakanlığına oasvurdu, Ahnacak mı öğretmenlipe? • Artık usul olduğu üzre MİT'e sorulup cevap verildiğinde: Bakanlığınıız kadrolannda çalı;manız mahzurlu gö. rüldüğünden dilekrenizin simdilik kabulüne imkân olmadığı yolundaki karanmızm bildirilmesine... Ecevit baktı ki ögretmenlik mümkün değil, bir başka devlet dairesine, sözgelişi Planlama Teşkilâtuıa basvurdu diyelim... Gelen ce\*ap aynt olaeaktır: Devlet daJrelerinde çalışmanız sakmcalı görüldügünden, Vatandas Ecevit, özel bir fabrikaya işçilik için başvursa ifüralar peşini bırakmayacaktır. Eski mesleğini hatırlayıp gazeteciliğe başlamak istese, Babıâü'de zengin kapılar yüzüns kapanacaktır. TRTye girmek istese, açıkta kalacaktır. Yalnız devletin değil, sözde bagımsız kurumların tutumlan da a.vnı olacaktır. Hiçbir üniversite Ecevit'in dilekçesini kabul etmeyecektir Mütevelli Heyetleriyle yönetilen Amerikan işi üniversitelerde cadı kazanları kurulmuşken Ecevit kabul edilir mi? Ecevit, milletvekilidir. Ana muhalefet partisi Genel Ba'kanıdır. 14 Ekim'den sonra hükümet kurabilir. Başbakan olabilirM. Ama öğretmen olamaz. Devlet memuru olamaz. Peki ne yapsın Bülent Ecevit? En iyisi seçimleri kazanıp Başbakan oimasıdır. O zaman Basbakanlıâa bağlı bulunan Milli îstihbarat Teşkilâtmdan dosyasmı getirtir. Bir iyi inceler. Zehir Hafiy« Seyfi Öztürk'ün dediklerinin doğru olup olmadıiına bakar. Türkiye'nin ?îmfinik "eidişatı budur. Cadı kazanını kaynatan ateşi üfleyenierin nefesleri kesilineeye defc btöyle gi K Önce mi; Sonra mı? Genel af, Ekim seçimlerınaen önce ml, sonra mı çıkarılsın, yani «seçime at ile mi. yoksa «affa seçim ile mi» gidılsin sorvnu/ıa geiince: Bızca hangi suçtan hüküm giymış oıursa cısun aynı suçu işleme alışkanlıgında olsn sahıkalı «mükerrer» suçlular dışında bütün hükümlüleri içeren genlş kapsamh oır genel aı çıksın da, ister «affa seçimle». ister «s*çime afla» gidilsin, bunun önemi vok. Yeıer ki Cumhuriye timirin 50. yılmda. bu mutlu vıldönümüniln şâmna lâyık, objektif ve namuslu bir ai ile biraz da toplumun kurbam clan bütün vurttaşların yüzü gülsünl tkinci Sorun tkincfsi. basm ve fikir suçlannm genel af kapsamına alınıp alınmaması sorunudur. Türkiye Gazeteciler Sendikası ba?ta olmak Uzere, basınla ilgili türlü kurumlar, aylardan beri bir «Basm Affı» nı. sağlamak çabası içindedirler. Kanımızca basına düşen görev, yalnız basm Üçüncü Sorun Af konusunda çıkan üçüncü sorun, yalnız fikirle kalmayıp eylpme gpçmekten ötürü hüküm giyenlerin genel af kapsamına ahnıo almmaması sorunudur. Çok nazik ve belki de değinilmesi bile bazılarınca tehlikeli sayılabilecek bir sorun bu. Nitekim, siyasl af i>;tevcn CHP lideri Ecevit bi le. ansrşi olaylarından hüküm giyenlerin affını istemediğini kamuoyuna tekrar tekrar açıklamak "KORKUNÇ DÖNEM...,, OKTAV AKBAL Evet Hayır 7 Günün ardından Avrupa Dış Politikasma Doğru Avrupa Amerika Uçak kaçirma, Watergate skandalı araştırması ve Libyalılann Mısır üzerine yürüyüşleri gibi heyecanlı olaylar yanında bir Avrupa dış politikasını oluşturmak ve Amerika ile o dılle konuşmak yolunda Ortakpazar Dışişleri Bakanlannın, Kopenhag'da yaptıkJan toplantı, önemi oranında ilgi toplayamamıştır. Be? saat süren toplantıdan sonra Danimarka Dışişleri Bakanı Andersen, «Amerika ile görüşmeğe haıarlaruyoruz» demiştir. Bir Avrupa dış politikası buimak için Ortakpazarcılar geçen Ekim'denberi zaman zaman toplanıyorlardı. Brejnev'in, Amerika'yı ziyareti, bu çabalan hızlandmruştır. Sovj'etler, uzun süredir, Amerika ve Avrupa'nm savunmalan arasmdaki bağlantıyı gevşetmeye çalışıyorlardı. Washington'da nükleer savaş anlaşmasmın in> zalanması ile Brejnev, bu konu da başarı elde etmiştir. Amerika bundan böyle, Avrupa ile Ortadoğu ve Güneydoğu Asya gibi sadece çıkarları bakımından ilgileneceklektir. Nükleer anlaşmadan sonra, Avrupa, kendi savunması için bundan böyle Amenka'nm nükleer gücüne gtl venemiyor. » • U e n i kanunla üniversiteler için korkunç bir dönem başI I W layacaktır. Yürütmenin yetkisi aklın alamayacağı ka™ dar geniştir. Ders verirken omuzbaştmızda denetimin gölgesini görmenin ne oldugunu biz kıdemliler yaşadık. Siz gonç kuşaklar bunun ne demek olrfuğunu sadeçe tahmin edebilirsiniz. Kimse başkasının dtıyduÇu filjirsel ><şyı, yaşama*" dikça duyamaz. Kocamın, rahmetli Baha TfCantar'ın fikirce tut^aklık anlamında bir telkin için evir.e kadar gelen bir Milli Eğitim Bakanını tesadüfen ben de har'r bulunuyordum nasıl kovduğunu hatırlıyorum.» Profesör Faruk Erem, «kırk yıl emek verdiği» üniversits öeretim üyeliğinden istifa etmiştir. Politik nedenlerle ür.iversite özerküginin gasbedıldiğine inandığı için. özerkliğin üniver'iteye j'eniden kazandırılmasını istediği için... Prof. Erem, özerk olmayan bir üniversitede ders vermenin onuriu bir i? say.lmadığını anlatmak istiyor. öteki arkadaşlarını da aynı yolda savasmaya çaŞırıvor. Kendini ortaya atarak örnek oluyor onlara. Bilim adamı. politikacınm emrinde olamaz! Siyasal iktidann Eğitim Bakanı gelecek üniversiteye yön verecek, yol gösterecek! Kırk yillık bir profesörün derslerine karışacak, ya«anfısına karışacak. okucfuklanna kanşacak. Bunun adına da özgürlükçü demokraside bilim özgürlüğü denecek. demokrasi denecek... Bir üniversite rektörü, homongolos'ta son hecedeki «los», torsinden «50I» okunur riiyerek gençleri jurnal edecek. Aynı üniversitenin bir profesörü. Rektöre karşı çıktıgı için mimlenecsk, evinde bir sandıkta kitap sakladığı için adalete verilecek... Sonra rfa profesörlerimiz, doçentlerimiz sanki hiç bir şey olmamış gibi, bilim özgürlüğü varmış gibi. konuşacaklar, y.nziraklpr, deıs verecekler! Eir bilim adamı çevresindeki gericilerin, ajanların baskısından yılacak, kendince tehlikeli savriığı bazı kıtaplan bir sand:kta saklayacak. eve gelen boyacı o kitabı görüo polise hab?r verecek, gelecekler, sandısı açacaklar, «Vay kitap sakladın ha« deyip adalet katına götürecekler koca bir profesörü!.. Bu olay yazrlacak, duyulacak, yine de kimse tmmayacak, Türkiye üniversitelerinden bir protesto sesi çıkmayacak!.. Bütün profesörler basmalı istifa mektubunu... Bunu yapabilmeli!.. Olmuyor. olmuyor! Kimi yaşam sıkmtısından, kimi umur5amazlığıncfan, bana ne'cüiğinden, kimi bezginlikten. kimi hesaplı davranmanın yarar sağlayacağma inandığından. çoluk çocuk derdinden, şundan bundan... Ama bir dÜ5Ünün yeni üniversiteler yasası onaylandığı gün Türkiye' nin bütün universitelerinin bütün öğretım üyeîeri cCbbelerini Atatürk anıtı rinünde bıraksalar ne olurdu! Neler olmazciı ki! Menderes'in «kara cübbeli!er»i bilim özgürlüğü olmadan ya.'anmayacağıni, bir toplumun kültür, sanat, bilim d'üşrranlı»ı yoltından aynlamayacağını dosta düşmana ispat ederierdi bir anda... insan düsündükçe daha çok kızıyor: Ne demek bir bilim adamının evinde kitap var diye sorun yaratmak, ne demek! N? demek, cevre baskısından ürkerek bir profesöre bazı kitaplarını sarıdığa kapattırmak. onu böyle bir şeyi yapacak hale getirtmek, ne demek! Prof. Eremin istifası bütün bu hareketleri yurt ve dünya kamuoyu önür.de protesto etmektir. «Yeni kanunla üniversitelerimizde korkunç bir dönem ba?layacak» diyor, Türkiye Barolar Biriiği Baskanı Prof. Faruk Erem. Hep bekliyoruz sessizce bu korkunç dönemi. Özerkliğe hak kazanmamış bir üniversitenin hangi çıkmazlara doğru gittiğini görerek... Biliyorum. çok «ürmez bu tutum, bu gidiş. Biiimi. sanatı, kültürü özeürlüklerden voksun bırakarak tutsak kılmak çabası. Bir gün yeniden doğru yol bulunur. Nasıl Menderes iktidannın «kara cübbeliler» riiye andığı. «i«tersek temeline bile ineriz» dediği bilim adamlan, bir 27 Mayıs'ia gerçek özgürlüklere kavusmuslaısa Prof. Erem'in istifa mektubu ibretîe okunmalıdır. Yaşadığımız yıllann en ilginç belgelerir.dcn biridir bu. Yarına da en güçlü bir tanık olarak kalacaktır. AMERİKA'NIN GÜVENİLEMEYEN NÜKLEER GÜCÜ FRANSA'NIN . ZAMANINDA SEZGİŞİ^ WATER, ĞATE OLAYINDA DEMAGOJİ BAŞKANLARIN SAVAŞ İLÂNI YETKİSİNDE KISITLAMA Prof. Dr. Ahmet Şükrü ESMER kukl nedenler ileri sürerek «Celpleri» geri çevirmiştir. Mesele artık mahkemelere gitmiştir ve Anayasa konusunda son sözU söyliyecek yetkiye sahip olan Yüksek Mahkemeye kadar gidecektir. Yüksek Mahkeme (Supreme Court) ancak 3 ay içinde karar verebilir va Nixon verilen karara uyacağını söylemişur. Amerika'mn 197 yıllık tarihinde iltc kez bir Baş kan'a, Thomas Jefferson'a, bir «celp» yollanmış ve ikincisi de Nixon oluyor. Nixon, «Ben, yasama organından da, yüriitme organmdan da geien isteklere muhatap olamam. Gerekirse beni seçmiş olan halka hesap veririm» demektedir. Yani, detnar goji! Temsilciler olacaktır. Meclisinde) cor tigi savaş çıkınca İçine atılmış olduğu zorluklardan yararlanma ya kalkacağından korkulmuştu. Darbede Sovyetlerln parmağı olduğu da, soylenmişti. Davud, düzenledigi ilk basın toplantısında, bu şüphelerin yersi2 oldugunu anlatmak lstemiştir. Yeni Cumhurbaskanımn banşçılığından şüp he etmek İçin bir neden yoksa da, basın toplantısında söylediği sözlerden ziyade, olayların gelişmesini beklemek gerekir. Her halde darbe hassas bir bölgeye yeni bir istikrarsızhk unsuru katmıstır. d e c e k . . \ ^c. : a» .u..^ , v^ .^.«o Okuyucu Mektuplan Demir meselesi cikcırlar icin yaratıhyor Geçenlerde Sanayl Bakanı yapılan lthalâtla demlr nkıntısı ortadan kalkmıstır dedl ve konuyu kapattı Oysa me sele böyle değildir. Halkımız bunlan artık bilir oldu. tşi bu sekilde (tçevlriyor»Iar: Beş vüz oln lirası olan Karabük'e vatınp sırava eiriyor. Bunun duğal sonucu törü varattüar Gözlert efabrikanın bütün üretiml mekll ikramivelerımlzde. ma bunlann depolarmı dolduru aslanmızda ve ücretlertmizyor. Piyasa onlann: tkl yüz yetmiş beşten al, b«ş liradedir. Bir tüketira yatınmıdan sat. Yılda bir kaç kere dır. Devletin denetimlnde ko buhran yaratmak. tozu duoneratifîer kurmpk. dalkı ou mana katmak ellerinde. işbilirlerin elinden kurtarElele verdiler, kaba Iruv. mals gerekır. vete dayaü bir tnşaat sekMehmet KADIOfiLD 2$emseddiD GünaJtay Catt No: 63 Libya Mısır Pak Hint Görüşmeleri Araük 1971 savaşını tasfiye etmek için Hindistan ve Pakistan heyetleri İslâmabad'da toplanmışlardır. Bir yıl kadar önce Butto ile Gandi, Simlâ'da topianarak, savaşı tasfiye edecek anlaşmaya varmışlardı. Anlaşmanın askerî kısmı uygulanmış ve her iki taraî da eski sınırlara çakilmişse de siyasî yönlerinin uygulanmasmda zorluklar çıkmıştır. Hindistan Bangiadeş'in tanınmasını, Butto Mucibürrahman ile görüşmeyi, esirlerin geri verilmesini şart koşmuşlar, bunlann tümü gerçekleşecekse de, hangisine öncelik verileceği üzerinde anlaşılamamış ve ilişkiler bugüne kadar normalleştirilememiştir. Şimdi bu sorunlar ele alınıyor. Bangiadeş'in tamnması. 90 bin Pakistan esirinin geri verilmesi, Pakistan'da yaşayan Bengallilerle Bangladeş'te yaşayan Biharilerin mübadelesi; görünürde, bu konular üzerinde anlaşmaya varılması pek zor olmayacak, fakat Bangladeş, 195 Pakistan esirini «Savaş suçlusu» olarak yar;ılamayı tasarlamaktadır. Bunda direnirse, anlaşmaya yine varılamaz ve yazık olur. Libya lideri Kadrfafi'nin 40 bin «devrimci» ile Mısır'ı lstili girişimi fiyasko vermiş ve Sedat'ın uyarısına rağmen, sınır karakol ve gümrük binalannı yıkan istilâcılar, Mısır topraklarına girdikten sonra yolların dinamitle atıldığım görünce geri döümü=lerriir. Arslanndan b?ş kişilik bir heyet, Sedat'a, kanla yazılmış bir dilekçe sunmak için Kahire'ye gitmıştır. Bu ara «birliğin gerçekleşmesini sağlamak için» Kaddafi istifa ederek Bingazi'ye gitmiş, bunu rfuyunca, Mısır'ı istilâya çıkan «devrimciîer», istifasını geri almasını rica için Bingazi'ye gitmişler, kadınlar saçlannı yolarak. erkekler aglayarak yalvarmışlar ve «birliŞin saŞlanmasını gercekleştirmek için» Kaddafi istifasını geri almıştır. Bu, iktidara geleli Kaddafi'nin 5 inci istifası oluyor. Olay. Sedat'm Kaddafi ile arasını açmıstır. Geçen yılın Agustosunda; 1 Eylül 1973'te bırliğin kurulacagı hakkında Sedat törenle bir an'.aşma imzalamış ise de, «Kültür Devrimi» diye yaptığı çılgınlıklan eörünce, Kacîdafi'nin aklî dengesinden şüph»lenerck pişman olmıışı benziyor. Birlik, uzun vade ile de gerçekleşecek gibi değil. Nükleer Güç Fransa'nın nükleer güce sahip olmakta direnmesıni. bu gehşmelenn ışjğı altında değerlendir melidir. İşin buraya varacağını bıldiği için, gelişmeler, Fransa için sürpriz olmamışt'.r. A'.ustralya ve Yeni Zelandadan gelen engellemeiere rağmen. Fransa geçen hafta Pasifik'te bu yılın ilk nükleer denemesini yapmıştır. Eylüle kadar beş deneme daha yapa caktır. Denemeye karsı gösterilen tepki. sadece Fransız denamesini defil, her türlü nükleeı denemeyi kapsıyor. Sadece Peru, Fransa ile diplomatık ilişki lerini kesmiştir. öteki protestolar ve kmamalar formaliteler • den ileri gitmiyor. Fakat Fransanın nükleer gücü zayıftır. Fransız nükleer gücü ile İngilte" re'nin nükleer gücü arasında iş birliği kurularak, bir «Avrupa nükleer gücü» yaratılabılir mi? Avrupanın maddî olanskları yeter ve artar da. Teknik bilgisi de üstündür. Fakat Brandt'm da söylediği gibi Avrupa nükleer gücünü yaratmak için bir Avru pa dış politikasını yaratmak gerekir Bu, henüz gerçekleşmemış tir. Fakat. olayların baskısı, Av rupa'jı bunu gerçekleştirmeye ıtiyor. Kongre İle Çatısma Nixon, VVatergate olayı dışında Kamboç'un bombalanması yiizünden Ğe Kongre ile çatışmaktadır. Savaş ılânına Kongre yetkilidir, fakat Truman za manından beri Baskanlar, ılân edilrr.edik savaşlar açmışlardır. Truman Kore'de, Eisenhower Lübnan'd3 (1958) Kennedy, Joiınson ve Nixon aa Vietnam ve Kamboç'ta. Nixon, geçen Ocakta «Şerefle barışa kavuştuk» dedikten sonra, Kamboç'un bom bardımaruna başlamış ve Kongre ile çatışmış, 15 Ağustos'ta bombardımana son vermeye razı olmuştu. Kongre bu kompromiyi kabui etmiş takat bir kez daha ilânsız savaşa girmemela ri için, Başkanın yetkisini sınırlandırmıştır Temsilciler Meo lisinde kabul edilen kanuna göre savaşa girmek zorunluğunda kalırsa Başkan 120 gün içinde Konsreye gelip savaşı sürdür mk için yetki alacaktır. Senato vetki almak mühletinl 30 gün olarak sınırlanaırmıştır. İki ayrı görüşü birleştirmek için simdi bir Karma Komisyon top lanacaktır. fakat metin nasıl çıkarsa çıksm. Nixon «Veto edeceğim» diyor. Ederse vetoyu ge ri çevirmek için iiçte ild çoğunluk sağlamak da (herhalde Ol kişiye oy vereceğim kiii.. Evet efendim, ol klşiye ve mensup bulunduğu partiye oy vereceğim ki: Dlu Ataınızm çahşma doğrultusunda yürüyerek. şu şirin beldeyi mâamur ve müreffeh, ve cümle ahâlimizi mesrur ve mes* ut kıla.. ki lâfı güzaafi bir yana atıp ve yurdumuzun sanayileşmesine hız verip evlâdı vatanı yurt içersinde iş güç sâhibi idüp el ekmeğine mühtaç eylerneye. ki batılı zihniyetiyle çalışmasını becerüp. suyumuzu ve elektriğimizi inkıtalarla değil, her an ve dakika dâim kıla..ki vatandaşı hayat pahahlıeının atesten gömleginden halâs idüp 60 liralık bir ayakkabıva 220 lira. 25 liralık bir salaş eömieğe 150 lira etiket koyup mille. tin kanını emerek milyonlar vuran sahtekârân ve m'.ıhtekirânm beline tokmaği tndire. ki herkesi karınca karannca ev bark sâhibi îdüp insafsu malsâhibinin eline düşürmeye.. ve yurdan her köşesinden toprak ağalığını ve derebeylieini yokederek topraksız kövlümüze ara zii münbite bahşede. ve yine yurdun en Ocrâ köselerinde dahi mektepler açarak cunı ilmi cümlenin istifâdesine âsân kıla...ki kıyasetli bir sivâset takip ederek yetmis iki düvel ile hos eeçinüp Atsmızm «yurtt» rtlh cihanda sulh» parolasını destekIeye.. Ve dahl bu saydıklanmı yapamıyacak olanlar. agzımdaki pey niri kapabileceklerini hiç bir za man ummasmlar™ Saygılanmla. Haldun CALIKOGLD İSTANBUL Seçimde boşuna masraflar İlimiz merkezine bağlı 21 adet mahalle ve bu manallelerde oturan 37 bin adet seçrcen vardır. Yeni Seçim Kanunu mevruatma göre seçmene, yapuacals tetügatta, Söy muhtarlarına hükmi şahıslara tebligat yapma yetkisi verilirken, il merkezi mahalle muhtarlarından Döyle bir yetki esirgenmls ve teiv ligatın PTI kanalivie yapuması esası ^p^!rılmiştir. Seçmene yapılacak her tebligat v;artına 2 TL lık posta pulu yapı?tınlaca»i dıkkate alınıp bunu seçmen sayısının :ki katiyle çarptıgımızda ve durjnra Tüm Tiirkivemizin il mprkezinde oturan seçmene şamil kabul ettigimizde milyonlann harcanacağj ortaya çıkacaktır PTT masrafı olarak yapıla. cak bu para ile birçok köyümü zün yolu ve elektriği sağianacağı bir yana. köy muhtarlan hüsnüniyet sahibj de, U mahalle muhMrları de*i) midir? Kanunu hazırlayan sayın milletvefcillerimizin bu davramşı kendileri vekil asıl olamn da halk oldugunu düşünmeden mıl letimizin bunu kabul priorpjtne peşinen hüküm verip halka danışmadan cebinden aldıgı parayı israf etmek değil de nedir? Yadırganacak bu H""isu sayeılanmla Ilsrililerin r?iVkarine arzedpr, peç kalınmsmıssa ugulamanın durdurulmasmı dilerim. Trabzon Yent Mah. Muhtan All Baif BATUR Afganistan Afganistan'da Zahir Şah'm düşürülmesi ve Cumhuriyetin ilâtnna varan darbenin, Muhammed Darad liderliğinde 50 genç subay tarafından yapıldıgı ve çatışmada ölenlerin sayısının ondan daha az olduğu bildirilmistir. Fakat tutuklananlann sayısı hayli kabarıktır ve bunlar arasında düşürülen Başbakan Musa Şefik de vardır. Cumhuriyet Afganistan'ın tüm komşulan tarafından tanmmıştır. 19531963 yıllan arasmda Başbakan îken Davud'un Pakistan'ı parça!amaya kalktığına bakarak, bu kez Je komşusunun, Hindistan ile giriş Güvenlik Konseyi'nde Brejnev'in Amerika'yı ziyareti yüzünden ara verilen Ortadoğu göriişmelerine Güvenlik Konseyi'nde tekrar başlanmış ve Mısır, îsraili Arap topraklanndan çekilmeye. Israil de Arapları barış masasma eelmeye çagırmışlar, bu arada Mısır. Amerika'ya da şiddetle çatmıstır. Tartışmaların ilk dönemi de, ikind dönemi rfe anlaşmazlığa bir yenilik getirmeroiştir. Aslında Mısır, bir çözüm yolu buimak için degil, savaşın sürüp gitmesinden Israil ile onu destekleven Amerika' nın sorumlu olduklarını belirtmek için cörüşmenin açılmasmı istemişti. tstedigi olmuştur. S o rumlulugu lsrail'e yükleyen, Israil'i Arap topraklanndan çekilmeve ve işsaü altındakl topraklarda decişikük yapmamaya çagıran HindİFtan ve Yugoslavya tarafından hazırlanmıs bir tasan Konseve sunulmu$ ve çoSunluk saglamıs ise de. Amerika vetosunu kullanarak kabul edilmesinl engellemfştir. Aslında kabul edilmis olsavdı da, îsrall ona uvmayacaVtt. Buna benr.er birçok karara lsrail meydan okumujtur. Fakat bu katı tutumunda, Amerika'mn kayıt?ız •artsız îsrail'i desteklediğl bir kez daha görülmCştür. D A V ETI Y E DENİZ HARP OKULÜ VE DENİZ LİSESİ'nin 200. üncü Kuruiuş Yıldönümü bu yıl 4 Ağustos 1973 Cumartesi günü Deniz Harp Okulunda kutlanacaktır. Fmekli ve hizmetteki Deniz Subaylannın tümü davetlidir. törene Watergate \ixon. olayı örtbas etmeve fesebbüs etti mi. gerek Senato Komisyonu. gerek Adalet Ba<amnın tayin etti*1 özel Savcı Archibaid COJT bunu aydınlat'naya çalışıvorlar Bev&z Saraydan bu konu ile ügili telefnn konuşmalarının bantlanni istemişîer. Nixon. yasama organından gelen bu istegi, «kuvvetle rin aynlığı» ilkesine dayanarak yüriitme organından gelen istegi de «halkm varartna olmayacaSit gerekçesiyle reddetmiştir. Komisyon Başkanı ile özel savcı Nixon'a Subpoena denilen «celp»ler yollamışlar, Nixon, hu ÖĞRETMEN ALINACAK Kolejimize Fizik Kimya Ingilizce Matematik (Fakülte mezunu) branşlarında öğretmen ve ilkokul öğretmerleri ahnacaktır. ücret tat;ninkârdır. Ntekülerin acele olarak Müdürlüğümüze müracaatlan rica olunur. EGİTÎM DERNEGt KARABtK KOLEJİ MÜDÜRLtGO (Cumhuriyet 6023) Davetliler için vapur Köprü Adalar 5 No. lu iskeleden saat 07.45'de hareket edecek ve 08.45'de Kadıköy'e uğrayarak, 09.00'da HEYBELİADA'ya gelecektir. (Basın: 2011? 6025)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear