26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHURÎYET 21 Hazîran 1973 emleketimizm ara sıra tazelenip üzerinde konusulan, yazılan ve conra gene buzdolabına konan önemli sorunlanndaB bın de yurt dısındaki hekimlerımız konusuaur 195r lerden bu yana bu yetişkin yujttaşlarımız hak kmda çeşitlı düşünceler ileri suıiildu. 8a.>lanpçta Parlamentomuzda bir sayın mluetvekil' tarafından «vatan haini» ilâr, ediıseleı oüe, sonradan Dr. Vedat Aü ÖZKAN *e Dr Cevdct AYKAN gibi Sağlık Bakanları konuya biraz daha ciddi olarak eğildiler, bulunduklan memleketlere giderek kendileriyle toplanular düzenlediler, anketler yaptuar. Aldıklan sonuçların ne oJdugu duyulmadı ama Sağlm ve Sosyal Yardım Bakanlığı'mızın bu Kouuda artık bir çabada bulunmak istemediğinı bırkaç nafta önce sayın Bakanın ağzından Oumhuriyette okuduk: Onlar gelmezmiş! Sayın Bakanın bu konuda ileri sürdüğü en önemli neden de yanılmıyorsak bu meslektaşların çrcuklarurn oralarda öğrenimde olmasıydı. M Olaylâr v£ götuşter Anlayışh Üavransak.. Doç. Dr. Nejat SABUNCU Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğr. Üyesi nedenler daha çok ekonomîk ve pslkolojik o . lup şöylece özetlenebilir: (T) thtisas yapma isteği: Bu her hekimin eninde sonunda gerçekteştirmeyi amaçladığı en doğal istektir. Maddi tatminsizliğin yanında mesleki çalışma koşullarmın yarattığı tatminsizlik hali de bu isteği güçlendirmektedir. (î) Birinci ile sıkı sıkıya bağh ikinci neden de ekonomiktir: Memur hekimin geçimini muayenehanesinden sağlaması görüşü hâlâ geçerliliğini korur gibi görünmsktedir. Asistan hekjm ise en dogal gereksinimlerini frarşüayamaz durumdadır. Aldıgı aylık orta hall: bir apartman katının kira bedeli ile ölçülebilir. (3) Psikolojik nedenler: Her hekim bir yabancı dili doğru dürüst öğrenmek ıster. TürK tıp yazınının henüz pek cılız olduğunu düşünürsek konunun önemi kendiliğinden ortaya çıkar. Yabancı dil ögre*ımek. istek ve gereksinlminin yanında herkesin gönlünde yatan yeni ülkeier görmek, oralarda vasaysn insanların yasatıtüannı biraz gözleme olar.ağını bulmak düşüDÜ (yabancı tüketım mallarmı satm aimaya yonelik dıj turizrn dısında.) hekıme da çok göremeyiz. Bu sayılanlann dışında önemli bir etken de hepimizin kafasında yer etmiş bir saplantıdır: Batı'daki her şeyin biaden daha iyi oldugu saplantısı. Akılcı düşünce ile çok şeyin üstesinden gelebileceğinMz, bütün sorunlanmızı çözebileceğimiz gerçeği «Batıhlaşma» biçiminde ıiade edildiğindea Batıdan çok teşka bir Batı kavranu yer ebniştir kafalanmnda. Hekimlik bakımından bu saplantımm kuvvetlendiren bir başka etken de yakın zamanlara kadar üniversite öğretim üyelerimizin bu görevi genellikle sadece öğrendikleri bir Batı dilinden aktarma yapmak se'ıcHnde anlamış olmaları gerçeğidir. Bu durumda Batıda yapılacak ihtisasm birdekinden daha iyi olacağı da kafalanmızda kök salmıstır. Eves lşte kısaca özetleroeye çalışUğımız bu nedenlerle yurt dışına gitmiş bulunan hekimle rimian sayısı kesin olarak bilinmiyor. Sayın Dr. Cengis TANER'in verdiğl 600 rakamı belki Almanya'da Başkanı bulundugu derneğe üye oUtnlann sayıadır. Dışanda çabşan hekim s»yısı hakkmda zaman zaman duydugumuz tahmini rakamlara dayanarak en az her 10 heklmlmizden birinin yurt djşında çalışmakta olduğunu söyle yebiliriz. Bir kısnu ayrıca uzman olarak gitmiş bulunan bu vatandaşlannuzı yetistirmek içln herhalde milyarlara varan para harcamış olan bu mületin bu çocuklanna ihtiyacı ortadadır Sayın Sağlık Bakanı «onlardan vazEeçtik» derken biraz dar bir çerçeve ıçinde düşünüyor gibi görünüyor. Hatınmızda kaldığına göre «Bunlarm çogu uzman. benim Bakanlıgımm ise pretisyen hekime ihtiyacı var» gibi bir hiiküm çok kolay bir çıkış yolu olarak görünür. TUrk milletüıin saglık hizmetlerinin hepşinj vflrütroüyor Sağlık Bakanhğı. Bugün ytirürlükteki sistem Içinde Tıp Fakülteleri, Sosyal Sigortalar Kurumu ve benzeri kuruluşlar yanında serbest çalısan hekimin de bu hizmetlere katkısı azımsanamaz. Heklmlenmizin çahştı*ı dı$ memleketlerde mahalll belediyeter bile ihtiyaç duyduklan urman veya pretisyen hekime serbest çâhşması Içfrı dahi büyük kolayhklan üafladıklannı ilftn edip onlan çagınyorlar. Kısaca özetlemek gerekirse dışanda çalışan hekimlerimiz yurda gönderdiklerj temsilci aracılıft 5Je mrds dönme isteklerini açıkladılar. Dönüslerind«> nasıl çahîmak isterlerse istefinler onlann sorunlanna eğılerek gelmelerini kolavlactırma'a çalışmak hükümetimize ve başta onun saŞfık hinnetlerini yiirütmekle Körevli iivesine d<><=en bir ödevdlr. Yanılgı ve Nedenler Bakanın yanıldığını ve bu meslektaşlpnmızın gerçelcten yurda dönmek istedığ.ni Almanya'da çalışan hekîm ve dişhekimlerimizın ısurdugu demeğin başkanı Sayın Dı. Cengiz Taner'in ağzından yine Cumhuriyet aracılığı iie duyduk. Hatta kısa bir süre önce yurt sorunlan i!e ilgilenme konusunda başkanımn ara sıra yayımladığı biriki makaJesi aışında en pasif mesiek kuruluşlanmızdan birisı olan Tabip Odalan Birligi bile konu ile ilgilenmeye başladı ve sözü geçen Dernekle işbiriiği yapacağını gene Cumhuriyet'te açıkladı. Kendilerine başanlar dilerken onlann yaşant'lannı 8 y ı paylaşmış bir hekim olarak konuya biraz daha yakmdsn eğümek isteriz. Neden gideTİer hekimlerimiı yurt dışına ve neden hâlâ gitmek istiyorlar? Gitmelerini nasıl önleyebilir, gitmis olanlaTin da dönmelerini nası! kotaylaşbrabiHriz? önce hemen söylemek gerekir ki başta A. 6.D. ve B. Almanya olmak üzere zengin ülkelerde Türk hekimlerinden başka îranlı, Yunan, Arap, Ispanyol, Yugolsav gibi birçok yabancj hekim çalışmaktadır. Bunları bu ülttelerde çaIışmaya iten ve hatta onüarda kalmaya zorlayan nedenleri kısaca şöylece özetlemek rottmkün. Bunlann birincisi polıtık: Ülkesindeki polîtik rejimle bagdaşamayanlar dönerlerse kovuşturmaya uğrayacaklannı. hapsedilebileceklerim ve hatta hayatlanmn tehlikeye girebilecegini düsünen Iranlı, Yunan, lspanyol veya. Çekoslovakyalı meslektas dönmemeyi yeglemektedir. Sonradan yurda dönmüs olan eski bir Yassıada kaçkını politikaeı meslektaşımız dışında poütik nedenle ysbancı ülkelerde çaiışan herhangi bir Türk hekimi görmedim ve duymadım Yanl politik sorunlar Türk hekimtnı dışar. ülkelere iten nedenler arasma henüz gırmemiştir. Ama asistan atanmalannda adayın politie görüsü bir koşul veya kayırma nedenl olarak benimaenirse girebilir. Bugün için hekimlerimizi dıs Ulkelere iten Sosyal Güvenlik Peki nedir bu sornnlar? Kısa bir süre öne» Cmhuriyet'te Dr. Cengiz TANER bazılannı sıralamıştı bunların. En önemlilerinden bir tanesl sosyal güvenlik konuru. BagKur'a Uye olmak istedilderi bunu açıkça df!e getiriyor. BOyük bir kısmt resml hizmetten aynlarak gitmiş olan bu vatandaşlanmızın dönüsleri halinde kendilerinin ve oradakl isverenlerin ödedikleri yaşlıhk sigortası keseneklerinin duruma Röre Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Saadıgı veya BağKur'a intikalini sağlama konusunda Ilgili ülkelerle anlasmalar yapmaya, eğer benzeri anlaşmalar varsa işleralerini saglaznaya çalışılmalı ve bunlar ilgili vatandaşlanmıza duyurulmalıdır. Boylece dönerlerse emeklilige esas olan bismet sürelerinden birşey kaybetmiyeceklerml bilmelidlrler. Başka bir konuda resmî hizmetlere atanma lardaki intibaklarda dışandaki hastanelerde pp çen sürelerin taınamının kıdemlerine sayılma'= <Jır. Sağlık Bakanlığı'nın bunu kısmen de ol= Eerçekleştirdiginı duyduk Ama örneğin ünivcı sitelerimîzde olmamtstır bu. Burada somut bir örnek olarak kendi durumıımu açıklayayım 7 yı!ı aşkın bir kı«mı Göffingen Üniversitesinde olmak üzere 8 vıla yakın hir süre Almanya'ria çali5tıktan nonra Eîe fTmvprMtpKİ'ne Hnndür.1 Oradaki intibakım buradakı kıdemim aözönüne ahnarak bir gün bile kavbettirümetfen yapılmıs tı. Burada i«e ayrılirken bıraktısım yerden bas latıldım. RskamlaTİa ifadp etmek istersek. sövleAlrnanya'dan ayrıiırkenkt net maaçım 25O0 mar km üstünde idi, buradaki rıet maaçım i?e 2720 lira ve muayenehanetn olmadıgı için de döreT sermaye v.s.'den 1000 • 1500 lira araçında deSişen ek bir gelir. Ûrarfa yapfıeım ileri ihtisas dolayısıyle çağrılmış olduguıtı buradaki Üniversitede oradaki çalısma sürem kıdemime sayilmıvor yani. Buna psikiyatri dilinde sizofren bir düşünce tarzı denir ve Türkcemiîrie de perhiz ve lahana • urşu5U ile ifade edilir Dönüsün bir başka maddi vfinü daha var Buna kısmen Dr. Taner de dokunmuş. M<^!eki f«ya ve arabamızdan eümrük alınmasın, divor Önce şunu belirtelim ki. bu meslektaslar donerken kimseden yolluk almamsktadırlar. U z u f ] vıllar disarıda vaşamış bir me?lektaşm evini yurda tasıması hiç de »nmsanamayacak miktarda bir maSTafî serektirmeVrtedir. Almanya'd'a h?r yılbaşı. maaslarımıza, pahalılıgı telâfi edecek ve milli gelirin arttıgmı^bi7.e de hissettirecpk kadar hir 7am eelirdi t niversitelerimizin hâlâ kapsamı dışında bırakıldıkları veni persone? kamıru kst^ayi sirtemini Retirmistir. Katsayınm pahalıhâın artısı oranmda arttmlması gerekirrti. Pahalilık rekor fe\iyeve ulaştılı halde eeçtieîmiz malî yılbasında katsayıyi Brttırma sereSi riuyuimamıstır. Dr. Taner'in belirttigi yurt dşındakl meslfktaslanmızın kullanmava alı?tıklan mod'em cihazların EereksinimİTii duracak'sn konvısunun büyıik bir «orun olduiunu sanmıvorum. Mevcut aletler kullamlabnecegf eibi venilerinin safclarmam d» bil>ök Wr problem dpŞiHir Bir b»*ka sornn da bu meslektasianınızın calıstıklan ülkelerde öîrenime başlamış olan cocuklannm burada bu Sfrenimterini n»sıl sürdürebileeekieri konusudur. Sayılan pek fazla olmamakla birlikt* memleketimizde yabancı dillerde ögretim yapan resmf, özel ve yabancı okullar rar^r. Bu okulTarda bn çocuklara öneeHk taTiırtm»«i ılıisGnfliebilir. Görebildiğinıiz kadanyla hekimlerimizin <lışanya gidiş nedenlerini ve dönüşlerini engelleyen sorunlan »nlatmaya çalıştık. ögretim üyesi yetistirme konusuna pek önem vermeden yeni yeni Tıp Fakülteleri açarak hekim ihtiyacımııı karşılamaya çalısırken biraı da oralardan yetişecek hekimleri yurt içinde tutmaya ve dısandakflerin dBnüşlerin! kolaylaştırmaya çalışmak akılcı ya da hâlâ modası geçmeyen deyimiyîe •Batıll* Wr davranı» f»r»ı nİTnar nrn* însafsız Doğa B KEBANDAKt ÇATLAK OKTAY AKBAL' Evet Hayır Tartışma Pahalılığa Süratle Çare Bulunmalı Seçimden Önce Geçim! HERŞEY ATEŞ PAHASI, PİYASA ALABİLDİĞİNE YÜKSELfYOR. jf ünüraüzün en ilginç konusu pahalılık bence. Türkiye'nin köyünde kentinde öfkeh insanlar bu konu üzerinde duruyorlar. Çiftçiler tarlalarında, işçiler fabrikalarmda, memurlar dairelerinde, emekliler kahvelerinde hep hayat pahalılığını konuşuyorlar, birbirlerine dert yanıyorlar. Köylü Ayşe kadar kentli Pakize de çarşı pazardaki alışıveri? dönüşü dertli. Herşey ateş pahası. Piyasa alabildigine yükseliyor. Günümüzün azgın piyasasını jetlere benzetmek bile az. Geçen gün bakkaldan alışveri? yaptım. Pirinç çuvalınm üze rindeki etikette 10 lira yazıh icfi. Bir gün sonra aynı bakkala uğradım. Bir de ne göreyım: etiket değişmiş pirincin kilosu 15 lira olmuş. Bir gecede liyat »o 33 yükselmişti. Bakkala dünkü fiyattan satmaz mısınız? diye sordum. cNasıl olur bevim bu fiyattan bile yenisini yerine koyamayız» karşılığmı verdi ve konuştu; «Büyük hata etlim, elimdeki parayla çeşitli mal aldım. Bu parayı pirince yatırsay dım yüz bin lira kazancım o'.ıcaktı.» Bu gözlemlerim bana su gerçegi gösterdi: Milyonlarca tüketicinln ekonomik kaderini satıcının ikl dudagmın arasın» dan çıkan rakam tayin ediyor. Osmanlı döneminde yasalar gereğince yetkili kadı ve mültezimler çarşı pazan dolaşır piyasayı kontrol eöTerlerdi. Yasalara uymayan. aşın fiyatla mal ?a tan esnaf oracıkta cezalandırılırdı. Suçlu çarşı pazar ortasmda, herkesin gözü önünde yere yatınlırdı. Suçunun derecesine göre ayaklanna 1050100 sopa vurulurdu. Buna falaka ceza^ı denirdi. Aynca dükkân kapama, para cezalan da vardı. Yükselme devrinin Osmanlı piyasaü; dünyaya örnekti. 1. Dünya Savaşı'nda şeker. gaz gibi bazi gerekseme m a t delerinin fiyatları yükseldi. Bu savas vurguneulannın marifeti idi. Halk bunun çaresini bulmuş fu. Seker yertne pekmez, reçel, bal viyordu. Gaz yerine ic yaJından yapma mumlar kullanıyordn. Türk ulusu 1. Dünya Savaşı' atlak olmayan bir yer kaldı mı? Her taraftan sular sızıyor, dereler gibi... Keban barajında da yeni yeni çatlaklar ortaya çıkıyor. Sol kıyısmda setdz yüz metre uzunlugunda, iki yüz yirmi beş metre derirJiğinde bir çatlak daha saptanmış. Öyle bir çatlak ki Kızılırmak kadar suyu sızdıracakmı;.. Sorumlu? Hemen bir sorurnlu aramak gerekmez mi? İlk etüd ve projeleri yapan Amerikan firması isi gerektlgi kadar ciddi tutmamiî, oysa onlar suçu bsşftasma atiyorlarmış, ftîie verîleri bilgiiere. belgelere göre çalışma yaptık diyo'riarmiş. Suç gelin olsa kimse kabul etmez, derler... Oysa rerli uzmanlar zamanında hatırlatmışlar, bu yerde baraj kunılamaz demişler, ancaîc politika daha agır basmış. Sonuç ortada... Keban barajı ilk hesapların çok üstünde bir paraya mal oîdu. Daha da bitmedi. Bitirilemiyor da... Durmadan kusurlan anlaşılıyor, bir çatlak, bir çatlak daha, derken bir daha... Kızılırmak kadar su kaçıran çatlağı olan bir baraj işletmeye hiç açılmasa daha iyi elbet. Ne olacak, çevre su altmda mı kalacak bir gün? Ya da baraj çökUp yıkılacak mı bu çatlakların açılmasıyle? Bir roman yazmalı «Keban» diye. Bizde o tür roman çalışmaları yapılmıyor daha. Zor iş. uğraşmak, derinleşmek, türlü engeli aşmak gerek. Oysa ne ilginç bir roman olurdu Keban. Kaç seçimde iktidarlann dilinden düşmedi. «Keban Keban» diye oy avcılan az mı dil döktüler. Menderes zamanında başladı bu konu. O bitiremedi. hatta başlatamadı bile. Sonra înönü kabineleri, derken Demirel. Barajlar krah Yük. Müh. Demirel'in iktidan süresince yapıldı, vüceltildi Keban. Türlü söylentilerle, türlü elestirilerle... Bir övgü konusuydu AP iktidan için. bir açılsa. bir bitse bütün bir bölgenin kurtuluşu sayılacaktı, huzur. refah hep ona bağlıydı. Bitti. bitecek. bitiyor derken bir de ne gtfrdük, orası çatlak. burası patlak... Gelmis geçmi? bütün iktidarlar Keban İçinde kendilerine pay çıkanrlardı. Şimdi sorumlulugu hanpisi benimseyecek bakaiım? Göreceksmiz kimse. Milyarlara yeni milyonlar eklenecek, nerdeyse yeni baştan yapüacak Keban. Bu ulusun parasını havaya, daha dogrusu onun burran cebine atanlardan kimse hesap soramayacak mı? Bu hesap verilmelidir, sorurnlulaT bulunmalıdır diyenlere kızılacak. Nerdeyse stıçlu sa^nlacak gerçeği arayanlar! Ultıs Jşlerinde ihmal gösterenlerin. hata yspanların, bilerek bilmeyerek büyük zararlara yol açanlann yakasına yapışmalı diyenler kötü kîşi sayı'.sın. asıl suçlular bas tacı edilsin! Bu mudur istenen? Tek bir çatlak olsa onu tıkaraak. kapotmak. ortadan kaldırmak kolaydı. Oysa her işimiz böyle. Her yandan sıanti var, her yandan sesler gellyor umut kırıcı. her yanda bir >nkılma belirtisi, her yanda bir çökme korkusu Bir toplura bütünüyle sağlam olursa tek tük çatlaklar bir şey yapamaz. Ama çatlaklar durmaksızın artarsa. o zaman çare nedir? tşi pücii bırakıp temele inmek, sorunun özüne egilmek gerekir. Nive her iş bozuk. her yapı çürük, atılan her adırn ters. yanlış? öyle oldugumur halde böyie görünmek hevesindeyiz? Hep aldatmak, kandırmak, hep uyutmak. hep zaman öldürmek... Hep beş, on kişinin özel yaran, çıkan uğruna toplumun dört yandan çökmesine ses çıkarmamak... Bugün Keban çatlar, yann başka yer çöker, öbür gün hiç ummadıgınır bir yapı yerle bir olur. Bir ülke binbir acıdan, ıstıraptan ders alarak bir Anayasa yapar da onu uygulayamadan on yıl geçirir, sonra o Anayasa yeniden eskisini aratacak hale getirilirse o toplumun yapısmda nice çatlaklar vardır, durmadan artan çatlaklar... Gerçekte bütün burJar düzeltilebilir seyler. bir yapı çöker yenisi yapılır, bir çatlak kolaylıkla kapatılır ama bir toplumun tnsanlarnıda gelecege güven, umut duyma: kendine. kendi gUcüne inanma duygusu çatiamamalı, ortasından varılmamalı, giderek çökmemeli... îş bundadır. însanJanmız bilinçli bir yurttas saflamlığında olsalar, olabilseler vız gelir bütün çatlaklar. Ama öyle degil pek! öyle olmaması için var eüçleriyle çalışanlar o kadar da çok ki... C TÜRK PİYASASI İSTİKRARA KAVUŞTURULMALI PERSONEL YASASI'NIN YARATTIĞI HAKSIZLIKLARI. GİDERMEK İÇİN CİDDÎ GİRİ•^:^:V ŞİMLER GEREKİYOR ndan yorgun, bitkin ve yoksul olarak çıkmıştı. Kurtulus Sava>ı rauclzesi maddeden fazla yüreklilik ve kahramanhk gücu ile yaratılmıjtı, Japon dampin(El tüm dünva plvasasında çökün tüler yarattı. Gazi Mustafa Kemal kurtardığı Türkiye'nin eko nomisini bu afetten korumaıını serefle başardı. Atatürk devrinin onurlu Türk'ü bolluk içinde rahat, huzur!u bir yaşantı :ürdürüyordu. Hi; bir zaman pahalılıktan sızlanma olmamıstır. II. Dünya Savaşı'nda milyonluk orduyu ayakta tuttuk. Dretici güç silâh altında idi. Oretim fel ce uğramıştı. Altı yıl sürekli sa vaş yıllannda bile Türk piyasa sı bugünkü kadar azgınlasmamıstır. Tüm dünyada para ve piyasa tfalgalamnalan oluyor. Bu dalgalanmalar Jngiltereyi de etkiledt. lngilterede fiyat yükselmfleri başladı. Hükümet e$ya fiyatlarını dondurdu. Bizim hükümetlerimiz ise siyasal bunaltmları dondurdularl Dünya piyasalarında yılda • 5 fiyat ar» ' tışlan normal kabul ediliyor. Bizdeki fiyat artısı oran ve öl çülerinin ayan bozuldu. Pirinç, demir, çimento, ayakabı, yiyecek ve giyecek maddelerinin 19721973 yıllanndaki yükseliş oranlannı resml istatistikler he nüz saptamadı. Merak edlvoruz. Amerika, Ingiltere, Fransa, Almanya, Italya, îsviçre gibi ülke lerde fiyat artışları var. Ama piyasa istikran da var. Bugün Avrupada en çok yaşam pahalılığı olan ülke îsveç. îsveç'te de piyasa istikran var. Piyasa hukuk, adalet, eşitlik ilkelerine göre ayarlanmıştır. Gider fazİa, kazanç da fazla. Isveçli paha lılıktan yakmmıyor. Türk silâhlı güçleri 27 Mayıs 1960'ta ak devrim yarattı. Oluşu yönünden dünyada esi olma yan devrim piyasayı da etkiledi. Türk piyasası istikrara kavuştu. Sayın tnönü"nün koalisyon hükümeti süresince piyasa istikran bozulmadı. Fiyatlarda vük'elis olmadt. Millî Birlik ve Koalisyon hükümetleri süresince piyasa istikrannın devam etme nedenlerini incPİedigimizde $u tedbirlerin alındığını görüyoruz. 1 Hükümetler Tekel ve îktisadî atıhm ürünlerine zam yap ma*lar. 2 özel «ekıör ürünleri öyat ları da vıikçeitilmedi 3 Sıkı etiket rejimi uygulandı. 4 BelediyeleT çarsı ve pazarı ci^riî olarak kontrol ettiler. 5 Para devalüasyonu yapılmadı. 6 Adalet <5rgütü dinamik bir c»Iısma vaptı. Piy»«a davalan Ivedilikle karara baSlantfı. Kararlar ceciktirilmerten uveulanriı Dükkân kaDam». para.1 hspi« cezalan etkili oldıı Piv» »» 1«t!kran korun <iu. Türk ulusu rahdt ve huzur iclnrtp vasadı Rn beshucuk villılc dnnpmi Tfirk Dİyasasının altın cafı o)»raV nitelendirmek kaHir hilirtik olur. Yakın tarihten her uhif ders alır. Yüce parlamentomuzun h« men harekete geçmesini diliyoruz. Uygulama kabiliyeti olmayan bir takım kanunlardan önce fiyat artışlannı önleme tedbirlerl alınmah Türk piyasası dünya piyasalan arasında istik rarlı yerini almalı. Bu ulusun seçimden önce geçim derdi deva istiyor bence. 6 Ahmet KORKUT Çapa tstanbul $u36. Madde! PERSONEL REJİMÎNt AYARLAYAN 37 ADET EK GEÇİCÎ MADDE İPTAL EDÎLMELÎ Personel rejimini düzenlemek amacı ile 13.1970 tarihinden peçerli olmak ve uygulanmak üze re kabul edilen Personel Yasası. 90 maddeden oluşmuştur. Bu maddeler incelendiginde, old*uk ça iyi hükümler getiriyor... Bütün eski memurluklan kaldırıyor... Bu eski memurluklar «Av lıkh, ücretli, barem dışı, D.E. F.S. cedveli, istisna, ihtisas ve benzeri» gibi statüleri kaldınyor, bunlann yerine «Sekiz sınrf» sistemini getiriyor: Genel tdare, Sağlık, Eğitim ve öğretim, Dîn, Avukatlık, Emniyet, Teknik ve Yardımcı Hizmetler S ı n ^ Bütün eski hizmeti olan meycut memurlar da bu stnıfların kapsamı içine alındı (Personel Yasası Madde :361: fakat mevcut memurların intibakları: kapsamı tçine alınan 38. maddeye göre yapılmadı, rürürlükten kaldınlmış olan eskl mejnurluk statüleri ile düzenlenme hatasına düşüldü. Bu tutum, reform amacı eüden Personel yasasırnn 90 esas maddesine gölee düsürdü: bazılanna akla eelmeyecek kadar avncalık varstan: asın haklar tanıyan, büyük eski memur çogunlugunun da hlzmetlerinin kaybina yol açan ve sonrsdan yapılan öSrenimleHni sav mayan 37 adet EK GECtCt maH ri*e ekîendi. Bütün esitsİ7İikler haksizlıklar ve adaletsizliklerı» yol açan bu ek geçici maddeler olmuştur. olmaktadır. Sesi çıkmayan memurların haklı olarak iiç vıldan beri feryaf?»n yük«el mege baslamıstır Sîvet. ssW? «ınıf kansamın» slınsn mevcut eski memurlann intibakları da kapsamın» alınan 36. tntibak maddesine eöre yapılsa idi. hic bir haksızlık ve sızlanma olma yacaktı... Biitün rerten bura 1» toplanıyor. 36. maddenin eski hizmeti olan meveut memurlaTa uvgulanmaması. yeni memurl» ra îşte esklyeni memur farkı; haksırlıSı. tutarsırlıgi buradan çıkıvor. Eski memur. 36 madd» yi açıror re bakivor: tlkokul 15, ortaokul 14. lise 13. yüksek okul 10. tfereceden intibakı yapılır ve işe başlar.. Ben bu mad denin kapsamında mıyım, sını fım şu, o halde baslangıç cesini; mevcut bugünkü öğrenimine göre buluyor, hizmet IÜresini üç yıl bir derece olarak hesaplıyor. 6. derecede olması gerekirken bugün 9. derecede bulunuyor bu durumda dokut yıl hizmeti intibakında «ayüma miî Bu sonuca haklı oiarak üzülüyor, ve yapılan hıksızlığa da kızıyor. Çünkü yeni alınan memur bu örneğini verdlğim 36. maddenin olanaklarından yararlanmakta, eski memur yoksun bırakılarak hizmet kaybına ugramaktadır. Bu isleri hiç görevi olmadıgı halde, Maliye Bakanlığında bir grup genç mülkiyeli maliyeci tasarruflanna almıs, mesiek gruplarma hakları olamayan üs tün haklar verirken, çojunluk memur kitlesininde hizmet kaybını yaratmaktadır. Bu görev; Devlet Personel Dairesine yasa «.! ile verilmiş olmasına ragmen, bu daire bu hizmeti, başından beri: vozlaştıran maliye grubu nun elinden alamamı; ve kurtaramamıştır. 37 ek geçici maddenin yarattı fı haksızlık, su yüzüne çıkttSı halde. ne açıchr ki. bu işlemin düzeltilmesi de, vine malivecile re verilmiştir. Hata yapandsn. hatasının düzeltilmesini istemek insan varsdılısına ters düsen bir davranıştır. Nitekim hata yapanlar; hatalanndan dönmedigi gibi. yaptıklan hatavi devam ettirmek amacı ile kanun hükmünde kararnameye de, 37 adet ek feçici marfdeyi savun mak üzere, düzeltiyoruz havasında ve okuyanın anlaması as İa mümkün olmayan tutarsız. kanşık bir üslüp içinde çıkardı lar, Parlamentoda dahi görüşül me yapılamadsn uygulamaya: intibak yönetmelijti ile başladılar. Çözüm yolu o kadar kolay ve basit ki, bir anda her seyi düzeltecek ve bütün sikayet, haksızlık, ve vakınmalara son verecektir. Söyle ki: 1 Bütün haksızlıklann ve de esitsizliklerin ned*nl Olan 37 adet Ek Geçici Madde. Kanun Kuvvetindeki Kararname ve întibak Yönetmeligi iptal edilerek işlemden kaldınhnası mevcut memurlann intibaklannın. vürür lükten fcaldmlmıs eskJ memurluk statüleri ile düzenlenmeme«i 2 Bütün mevcut: eski hizmeti nılunan memurlar 1.6J973 tarihfrvleki huktıld ve Bğrenim dunımlanna göre. Personel Yasasımn SFıncı maddesi kapsamına alındjgı sınıflann başlantnç dereeeleri. 1.6.1973 tarihinde saD tanmalı. kamiı kesimlnde emekli aidaü ödediklert veya (çalıstıklan süre içindet or1m ödenmis sigorta hizmet sürelertnin hp? üç yılı bir derece. her vtlı bir ka d«>me sayılarak veniden intibak lan düzenlenmeli. 36 madde yp ni ve eski bütün memurlara v gulanmah: 3 Memur iker ortaokulu btırene bir derene lise ve densn okul bitjrene bir derfce rakiiitr bîtirene " derece fSB maddpri* ki dîlzene eöre> intibaklanna ek lenmeli. Bu üç madde. 80P bfn ımmır "rasında her çeşit haksızlıfı ei dererek ve esit ve hakça uv?ıı lamayı varatacaktır. DeSerîi var dtmlantnn bekler saglık »e e«er likler dilerim ir zamanın yolsuz Anadolusunda tren, büyük önem taçırdı. Gezilerin turistik değil zorunluk olduğu o dönemde. memur subay. öğretmen, bir yere tayin edUdi. mi; hemcn: Tren var mı? dive sorardı. Gidilecek yerden demiryolu çeçiyorsa yolculuk kolaylasırdı. Hemen sandıklar. ienkler hurçlar hazırlanır, ambara verilir: coluk çocuk bir kompartımana rfoluşulur, hareket kampanası beklenirdi. Demiryolcular lâcivert ünlformaları ve kasketlerivle ortalıkta doiaşırlardı. Yalnıı i^tasvon sefinin kasketi kırmızıydı. Çncuklar. istasvon şefini severlerdi Cünkü hareket emrini o verirdi. Üçüncn kampanadan sonra elindeki ijaret levhasınm yeşil yüzünü lokomotife çevirir: Tamam! derdi. Lokomotif. tekerleklere ilk riönüşü yaptırmak için bfltün eücünö toplar bas'.ardı puflamaya... Mendiller sallanır. taş istasyon binası geride kalır. Anadolu'nun tukenmez kıraçliŞına sirilir*. Ufukla demiryolu arasında uzanan bir toprak ve telsraf direkleri cevrelerdi treni... Çocuk a!n:mı cama vaDistTrıp telgraf direklerini seyrederdim. Her bir direk ötekine benzerılt Bazen tel?raf telleri üstünde bir dizi kuşa rastlanırdı. Uıun yıllar sonra öğrenecektim ozanm bu konudaki dizelerini: • T^l•;ra^n teilerinde serçeler Teltraftan habersiz bicareler Tren hızlandıkça telgraf direkleri pencereden daha kısa aralıklarla geçmeye başlar. lokomotifin ivmesi arttıkca direkler birbirini kovalardı. Yalnız onlar mı? Pencereden görülen dünva. vansa çıkmı$ Eİbi kosuva katılırrtı. Hele manzara tekdüzelikten kurtulunca nereye bakaca.ımı saıınrdım. Bir ev bir adama çarpar. bir köpru sosenm yerini alır, bir tu birikintisi bieli vutar, bir kopek koyuna dönüsür, bir agao ormarlaçır. bir atlı yayalasır: daha birinl aleilpmadan ntpkl cıkn'prir ortava Pencereden görünen hayvanlann <»?açlann direSJerin. evlerin yerli yerlerinde durduklannı ve onlsnn defil trenin fcoştuğunu büirdim. Okulda Nevton çark.nı eöstermişlerdi bize... Yedi renk uslu uslu otururken, çark doirneve başladı mı önce birbirine bulaşır. sonra bevaza don'işür. Aradan bir süre peçt:kten sonra da, zamanla nız arasındaki ilişkrji öğrenecektim. Evrendeki ortak «sslanp tıerseyi yönettiŞini. toplumlan ve insanlan Kansadıjtmı anlıyacaküm. Yasun Uerledikçe yasam hızlanacaK "as«m ttırlandıkça olaytann ivmesi artacak; nereye balcaeagımi nereye yetişecegim! şaşıracaktım. ÇevremdeW doeımlar. ölümle'. hastalıklar inanılmaz biçimde çog*Htcak; b.r dostu ntirmenin acısı dinmeden ikincisinin acı hanerin; duyacak ve her sabah eazeteyi açarken Dilmedlgim b'i kuşkuyla bakacaküm sayfalmra... Bir arkadasımm Wr se» diğimin rahatsızlıgmdan söz açsalar: Acaba? diye düsünecektim. Nevton çarkmı gittücçe daha hızlı çevircn biri vardı Atesçi çiderek daha çok komür atıyordu kazar.a.. Her sabah Denoereden bakarken dogaya herseyü» ne denli hızlandıgını fründen eüne daha iyi nnlrvorum. tnsanda zamamn ivmesi yaşla orantılı Ru sabah eazetevi actıSımda Alangu'nun ölümünü okudum Kemml Tahirt dun yitirmiştik. Sabahattin Eyuboglu'nu önceki gün. Bu yazımda ne Tahir AIangu"nun herlesç* büineo değerinden söz açacagım, ne de lrişilSme eŞilmek »olunu tutacagım. Başka bir noktayı isaretlemek ıstivorum Bir kuşak. makineli tüfek atesine tutulmus #bi takır takır toprağa seriliyor. Hem en »primli döneminde... Bi* Arrupa'ya, Amerika'ya beyin göçünden vakınırken; ealiba Aırail bu ise sıvaadı, sefeıberlik ilân etti. Bir edebıyatçı. bir sanatçı, bir biUmadamı, çalışıyor. çabalıyor, bir yere geliyor; en verimli olacagı yere.,. Hepimiz kendisinden nice degerli ürün beklerken bir kalb krizâ. Ve yasamına bir nokta. Yaşarken musalla taşına uzanmış nice kisi vmrken. topluma nice katlcılarda bulunacak insanın ölümü tnsafs:zl;k değil ml? En verimli olacağı dönemde kisinto ölümlı, ölümün anlammı anVamsızla$tırıyor: acınm agırlı^ını; ağırleştırıyor. Son zamanlarda birbiri ardından ölümier. öylesine sıklaştı kl, doganın bu temel yasasım dogal karşılayamıyonız. •ııiNiiNinınınınııiHnınr. TESEKKÜR Acfl olarak kaldırıldıgı S.S.K. Istanbul Hastanesi'nde teda • vi gören annem Muazzez Azak'a yakın ilgilerini esirgemeyen : başta Bashekim SAtM AKSAN nlmak üzere. Asabiye Müt. • Dr. NECİP SÜERKAN | Fizlkoterapl Mütehassıslan Dr. Kesa A&SOY Ue Dr. Tank ERŞEN'e. Cildiye Müt. Dr. Tank KIRBAKAN'a. roasöz Saime ÖZDEMİR ve yattığı Ortopedi Servisi doktor. hemşire ve personeli ile, candan ilgilerini gördügüm 3'üncü Dahiliye Servisi hemşirelerine ve personellerine. ziyaret etmek lutfunda bulunan akraba, dost ve meslektaşlarıma teşekkürü borç bflirim. j : İ j j Ş • Dr. Masume ÇÖL [ (Cumhuriyet • 4823) SAYIN İHRACATÇILARIN DİKKATİNE CERRAHOĞULLARI UMUMİ NAKLİYAT VAPURCULUK VE TİCARET T.A.Ş. Karadeniz ve Crtadoğj Genel Acentesi bulunduğu RCD Shıpping Services üyesi NATIONAL SHIPP1NG CORPARATÎON PAKISTAN Kurapanvasma ait î gerr.isir.ın Ternmuz sanu veya Ağustos'un birinci hsftasmda DERtNCE, BANDIRMA ve/veya HAYDARPAŞA Limanlarında Mombasa AFRÎKA. LtMANLARI İLE Paidstan'ın KARACHt Lımanı için yük aimak üzere tahsis edildığini sayın ihracatçilarımıza duyururuz. MV. RÜPSA Umumi Naklıyat Vapuıcülul; ve Ticaret T.A.Ş. Cumhuriyet îieydanı Telefon: 49 79 00 Kösecğlu Apt. 2,'3 44 QJ 73 Taksim İstar.bul 44 76 21 Telex 2230T îstanbul Telgraf: Çerrahoğullatı aciresine rcüra^aatınız rica olunur. : İKXı 4828 CERRAHOĞULLARI Mütemmim malumat için VEFAT Kırcalı eşrafından Eski Sobranya Türk Miüetvekili. tütün taciri merhum Salim Nuri Dağh'nın esi, Nevin Kayabal'ın annesi. Kadri Kayabal'ın kayınvalidesi. Bedri ve Azize Kayabal" ın anneanneleri, Ferithan Kayabal'ın büyük babaannesi, Refia Peker'in yengesi, Av. Şermin Tokgöz. Dr. Muzaffer Argun. Av. înci Mağra'nın büyüİt teyzeleri, Sabahat Alkaya. Sevim Barutçu. Emine Daglı ve Münire .Ereı'irön vfnffpleri Okulumuza yıllarca emek vermiş hocamız seçkin insan vazar ve eleştirmen ACI BİR KAYIP TBHtR flLBNGÜ'yu Mevcut İhtiyaç Fazlası Muhtelif Malzeme ve Tali Hasılat Maddeleri ile Muhtelif Varil Satılacaktır: ! Satış kapalı zarfla teklif alınmak suretîyle yapılacaktır 2 Satıs şartnameleri ve Usteleri Beykoz'daki Müessesemfı Merkezinden veya Sirkeci 5*ind Vakıf Han altındaki trtibat Büromuzdan tpmin edîlebilir 3 Teklifler en geç 4.7J973 günfı saa1 17 00'ye kadar Müessesemiz merke^ine verilmiş olaeaktır. i Teklifler srasmda sartlanmıza vc ihtiyacımız» en uyctm olanı tercîh edilecektir. 5 Müessesemiz satısı yapıp yapmamskta veya diledigîne yapmakta taTramen serbesttir. SÜMERBANK DERt VE Kl'NDURA SAVAYİI (Basın. 4813 Müveddet DAĞLI HANIMEFENDİ Hakkın rahmetine kavuşmuçtur. Cenazesi, bugünkü Perşembe günü öğle namazını müteakıp Şişli Camiinden alınarak Zincirlikuyu Kabristanına defnedilecektir. AUah rahmet eylenin ,>. „ • anstzın kaybetmiş olmamn büyük acısı içindeyiz. Kederli lilesine bas sağhfı dileriztstanbal Gazetedltk Yüksek Okoln O^Tflhn ve Yönetira Ailesi Cumhurivp* «30 KAYIP 005465 Nolu Basm Kartımı kaybettim. Yenisini alacajımdan eskisinin hükmü yoktur. Ferruh KURTER Cumhuriyet 4833 Nejat TÜMER ANKARA (Cumhuriyet 3824)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear