24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUR 7 H*>v1s 1973 urumlan, kaderlerj ve gelecekleri hâlâ askıda olan, sorgusuz sualsiz nice musibetler!e karşılaşan, kendılerine öğretmen denilen, devlet katmda gc'revli, halka hlzmetkâr olan bir bilgi ordusunun, hemen her gün yaşanılan öy'.e serüvenleri ile karşuasümaktadır ki. ister İstemez: oYoksa öğretmen sahipsiz mî, öfretmene kim sahip çıkacak?> diye düsünmekten, kendimizi alamjyoruz? Eve', Türkiye"de. elbette ki kanunlar hâkim. Ama, kanunları uygulayanlar insaniardır. Eğer, bu uygulama i!e görevli insanlar, dikkatli defilse, eger bu kanunları uyçulamakla görevli olan teşkilât kademeleri, ögretmene karşı duysusuz ve insafsızsa, o zaman öğretmenle bu kademeler aras:nda, bir koprauşluk var demektir. Her gün ve her çeşidiyle alınabilecek yüzlercesinden aşağıda vereceğimlz örnek blle tek başma, bu kopmuşiuğun, Ügisizliğin ve insafBizlığın, canh bir sahnesi değil midir? Bir örnek ki, bunda öğretmen, Anadolunun uzak v« yaşama sartları çetin bir msrkezinde, bağlı olduğu yüksek teskilâtm emrinde, hırpalandıkca hırpalanmıştır. Ve nlhayet ona, amirlert defü, ama bu çahstığı merkezin halla, yas, dns, inar.ca, parti farklan gözetmeden, tam cephe halinde, sahip çıkmak soyluluğunu göstermişlerdir. Ama, kendi elemaruna sahip çıkmayan bir diğer cephe vardır: O da. kendl teskilâtı! Ve bu yüzden bu öğretmen, eğer in?af ve sağduyu işe müdahale etmemişse, bugün sokaklarda, hâlâ işsizdir.. Şimdl. bu çok dikkate değer olayı özetleyelim: D Olaylar ve gplüşkr Ögretmene Sahip Çıkmak! Şevket Süreyya AYDEMİR ğunu kaydederek, onun, stajyer öğretmeniikten asli öğretmenliğe vükseltilmesine karar vermiştir. Karannı da, Milli Eğitim Bakanlığı makamına toildirmiştir. Ama ondan sonra çarklar, nicelerinde olduğu gibi, ters dönmeye baslar. Bakanlığın Müdtirler Kurulu, yalnız Öğretmenler Kurulunun önerisini tanımamakla kalmaz. Öğrettnen Ahmet Orhan'ın, 6ğretmenîikten çıkarılmasına ve meslekten atılmasına da karar verir. Çünkil 11 Ocak 1873te Müdürier Kurulunun aldığı bu karara göre. Ahmet Orhan, basanlı değil, başansız bir öğretmendir. Forma?yonu, Öğretmenler Kurulunun görüşünün aksine olarak, yeterli değiî, yetersizdir. Davranışlan iyi değildir. öğretmen olamaz. Ve işine son verilmistir.. Bu be*eni!meyen davranıslan herhalde. çev resinde, öğrencilerine, öğrenci veHlerine, halka karşı turum ve davranışlan olacaktır. Ama, bu sefer, hiç beklenmeyen bir şey ohır. Ve Millî Eğitim Bakanlığının, yetersiz. çevresinde davranışlan iyi değil diye attığı öğretmeni. Midyat'm öfcrencileri, öğrenci velileri, me murlan, esnaft, sanatkan ve aynı zamanda Midyat'm siyasî p«rti önderleri, tek bir vücut halinde tutar, benimser ve onun savunmasına geçerler. haklara karşı nası! davranılmıçhr: söyleyebillr mi? Örneğin iki gün önceki gazetelerde şu haber çıktı: Danıştayda hak karanan, yürütme kararı durdurulan 6 öğretmenin altısı da. hep birden, Siiıt'e atanmışlardlr! Eîvet Siirt de bi2im vat; nımiKbr. Orada da çallsan öğretmenler, görevliler var. Ama Milll Eğitim Bakanlığının bu karannda, açık bir hiddet, Danıştaya başTurduklan için bir kızpnlık ve nihayet bir sürgün havası yok mu? Yine Ahmet Orhan olaytna döneiim: Ahmet Orhan'ı, Bakanhk. i?inden ve mesleglnden atınca, genç öğretmen yollara düşer. Ankara'ya gelir. Ama Bakanlığın bütün müracaat kapüan, ona kapalıdır. Midyat'a gelince? Orada bu olay, bir haksızllk olarak görülür, tepki j'aratır. HaLk harekete geçer. llgililere seslerini duyurmak ve haksiz gördükleri bir işJemi aydınlatmak için. Bakınız neler olur: Önce 160 imzalı bir dilekçe ile, Milli Eğitim Bakanlığına müracaat edllir. Bu 180 imza sahibi arasında. 27 memur, 14 bakkal, 13 terzi, 6 lokantacı. 7 manifaturacı, 67 çesitll esnaf, 3 çiftçi, 10 tüccar, 5 avukat, 2 tercuman, 7 şoför, 5 nakliyeci, 7 mahalle muhtan, 1 komisyoncu ve öbür 41 vatandaş \ardır. 2 Mart 1973 Uıihi II» Ba> kanlığa gönderilen bu dilekçenin altındaki imzalann sahiplerlnin. ayn ayn ad vt meslekleri, çimdi önümdeki dergide verilmiştlr (1). Ahmet Orhan için düekçede yazılanlar i » , gözya$artıcıdır. Hepsinin de Bakanlıktan sayp ile dilekleri şöyledir: «Okul içinde va okul dıstnda tam bir ögretmen vasftnı taşıdığı taratımırdan görülmüî ve takdir edilmif Wf kişi olan Ahmet Orhan'ın, tekrar görevine dönmesi. çocuklanmızı ve bizleri çok »evindirecektir. Hatadan dönülmesi için ilgililere emir verilnaesini ar« ve rica ederiz.» Sonra Midyat'ın, Adalet Partisl, Cumhuriytt Halk Partisi. Demokrat Parti gibi, birbirleri ile siyaset alanında çarpışan teşekküllerin »>'• dın başkanlan da, bu haklı dava karşısında birleşirler. Bakanlığa müşterek telgraila. hallun dileğini tekrar ederler. Memleketimiain uzak ve binblr derdi, meselesi olan bir ilçe merkezlnde halkın, haksıa gördüfü bir muameleye karşı böyle tek cephe halinde ve tamamen şekillere ve usullere uyjjun cepht ahşının. sanıyorum kı dır örneğı voktur. Yani Midyat'a Ankara'dan gönderilen bir görevli müfettişle. Midyat'ta • vaşavan halkın, kendi ic'ırrind^ vaşamış ve hizme; etmiş bir genç öğretmen üzerindeki görüşleri, birbirleri ile çelişmektedir. Hangi van hakh? Sanıvorum ki bunu anlamak için. halkın sesine kulak vermeli. Ve yeni Millî Eğitim Bakanı, 'sanıyoruz ki, bu işın üzerine eğilecektir. tşinden ve mesleğinden atılan ögTeHnen : Ahmet Orhan a gelince: Kendismı gerçi tarumıyoruz, ama, önümuzdeki dergide vazılanlardan anhyoruz ki. o Ankara sokaklannda işsizdir, perişandır. Yaşı belki de 2025 arasmda olacaktır. Mesleğinde ancak bir buçuk vıllık kadar bir hizmeti vardır Yani henüz, meslek hayattnın başında ilk adunlarını atarken, 5'Olu kesilmis, meslekl gelişmesi önlenmiştlr. Yine genç bir müfettişin söztJ ve raporu ile. Ama öyle bir rapor ki. bir ilçenin halk temsilcileri o r8pora, tek csphe halinde karsı çıkmaktadırîar. Bir ilçeyi, bu kadar kısa zamanda, böylesine gönülden fethedebllmek ise. Ahmet Orhan'ın bu felâketinde, hayatının sonuna kadar bir teselll armağaru olarak kalacaktır. Haftaniîi 50. Yıla Girerken CUMHtTRİYET, GERÇEKLERİ ÖRTEN BAŞKA ŞEKİLLERDE DE GÖSTEREN VEYA GERÇEKLERE HÜGUM EDEN KÖTÜLEYEN BtR BASIN TÜRÜNÜN VAR OLDUGü DÜNYADA, 49 YILDIR İDEALİST ÇİZGİSÎNİ KAYBCTMEDEN YpL ALMAKTADIR. SADUN TANJU üsnü usta bizim başmürettibimizdir. Cumhuriyet'e geîdiği zaman tasa pantolonlu. 1213 yaşlarında bir gırakmış. Geçen gtir. hesap ettik tam 47 vıl olmus Cumhuriyette çalışmava baslıyah. $aka değil bir ömür Hüsnü usta. Cumhuriyet'in geçen tıafta vapılan Genel Kurul toplantısında gazetenin 5 tışllık yönetun kuruluna seçildl. Böyleee, «^lışanlann yöneUme kaUlması düşüncesinin Türk basınındaki ilk ömeklerinden birini veriyor gazeteniz Cumhuriyet. Türk basurnda 49 yıldır çağdas düşüncelerin savunmasını yapmış bir gazete için Hüsmi Turcan'ın yönetim kurulu üyelieine seçilmesi. 50. yılm esi&inden ilk adımımızı attığımız bugün, bize verilecek en güzel armaJandır. H Kurtarılmalı Sayılamayacak kadar çok örnek arasmda, verdiğimiz bu örnekten de görüyoruz ki, «Öğretmene sahip çıkmak» şeklindeki yazı başlığımız, yerşiz değildir. Evet, ona sahip çıkmak, onun kırılan gururunu, zayıflayan şevk ve heyecanını tazelemek. 200 bin kjsilik öğretmen ordusu ile Eğitim Bakanlıgını. birbirlne kayna^ tırmak, sözün kısası, yeni bir nıh birliği seferberliğine Reçmetc gerek. O öğretmen ki, dövülür. sövillür, hakir pörUlür. evi taşlanır, sîlâhla korkutulur. Hatta öldürülür. îşte bu kara ve kanlı ıfilm. artık durmalıdır. Çünkü istesek de, lstemesek de, yannkj nesli okutaeak, yetiştirecek olan odur. Eğer onun kendisinde şevk v» heyecan bırakmazsak, bu yetiştireceklerlne, kendinden ne verebüir ki? öğretmen, evinden çıtap okuluna giderken, jra da okuldan çıkıp evine geîirken, hangi sokağın hangi köşesinde, hangi kışkırtılmtş sokalc kabadayılarının saldınsına uğravacagı endiîesinden kurtanlmalıdır. Eviıün kapısmdan girip de isttrahate çekilir, yahut yataftmda uykusunu uyurken, kapıdan pencerelerden, üstüne kurşunlar yağacak mı korkusundan kurtarılmalıdır. Yani ögretmene. sahip çıkılmalıdır. Bu, görevlilerin. hem millt, hem insanl bir görevidir.. (1) Tüm öğretmenler Birlefine ve Dayanifma Derneü Derjisi. No. 47. Nisan 1973. Atatürk'le Beraber.. Cumhuriyet 7 Mayıs 1934 de ilk sayısıru yayımlamıştı. Rahmetli Yunus Nadi Beyin o Uk savıda çıkan başyazuında okuyueuya verilen sözler yanm asırda tazeîiklerini kaybe^ memislerdir. Okuvuculanmıza ve kamuoyuna karsı daima bir görevimiz olduğunu unuTnadık. Cumhuriyet hiç bir zaman tophımdaki geri düşünce sahiplerinin »/e gruplarm duyKUİannı oksamadı. Atatürk'le beraber. her zaman ilerid, çağdas fikirleri savundu. Toplumun yapısmı ve yasayışmı deffiştiren devrimlerden yana oldu. Hiç bir Kunan. eski yapı, e«ki ya?ayıs taraflılan ile birleşmedi: kolay ve karlı olan gerj kalmışlık sömürülerine giri?medi. Bilâkis onlarla açık kavgalar yaptı, tam bir inanmıslıkla lleri atıldı, bir tlcaret müesseseal değil. her şeyden Once bir tilkü sahibi oldujunu unutmadı. Îşte bugtin. 50. yıla adımımı» attığımırda, gerive baktığımız zaman, küçüîc çırak Hüsnü'nün vava» yavas büyüyerelc, mesleSinde ustalasarak yöneticilige vükselmesi gibi, Cumfturiyefin de tilke gazeteciliğinde hep o ltibarlı, tnanılan, güvenilen seviyeyi koruduğunu ve yükselttiğinl görüyoru». IVKdyat'tak. Öğretmen Doğu bölgemizden Midyat ilçesi Hsesînde, TUrkçe öğretmeni ve öğretmenler örgütünün Midyat Şubesi kurucusu, Ahmet Orhan adında, genç bir öğretmen vardır. 1971 Haziranmda Gari Eğitim Enstitüsünü bitirmiştir. 28 Eylul 1971 tarihinde, Midyat Jiaesine atanmıştır. Stajyer öğretmendir. Yani meslek ve hizmet hayatmın, henüz basmdadır. Çevresinde, kısa «amanda da tamnmıs, sevilmiştir. Ama, son zamanlarda artık bir cumalcılık sanatı haline gelen ve Milll Eğitim Bakanhğı odalannı, galiba tavanlara kadar dolduran ihbarlardan biri de, nicelerl gibi. bu genç öğretmen hakkmda yapılır. 1972 Haziranında Midyafa bir Eğitim Müfettişl gönderilir. thbar v» sorgular. son zamanlarm artık klişeleşen konusudur: Öğretmen solcu konusmalar yapmıştır. NATO'yu kötülemiş, Amerika'ya karsı çıkmıs ve Türkiye'nin geri kalmıslığından söt etmiştlr v.b... Halbukl Ahmet Orhan, basanlı bir öğretmendir. Hem de müfettişin soruşturmalanndan sonra, Ekim 1972'de Öğretmenler Kurulu, Ahm«t Orhan'ın çok basarüı bir öğretmen oldu Halk Sahip Çıkıyor! O hpjde ortada, ciddi bir çelişme, ya da büyük bir takdir hatası var dfimektir. Eğitim Müfetiiji y. Bakanlığın MUdürler Kurulu mu haklıdır, yoksa halkın, kendi şehirlerinde calısan, kendi içlerinde yaşayan ve mesleğine başlajah henüz bir buçuk yılı bile doldurmsdan sokağa atılan Ahmet Orhan hakkındaki tanıklıklan mı? Ya müfettiçin raporunda bir takdir hatası varsa? Evet, öğretmen için Danıştay yolu açık denecek. İyi ama, Danıştay yoluna başvuran, Danıçtayda haklı çıkan, Baktmlığm yürütme karannı durduran kararlar alan öğretmenlerin sayuını, kazanılan haklann iade edilip edilmediğini ve bu yüzden kaç haklının. haksız gibi süründürüldüğünü. «caba Milll Eğitim Bakanlığı, verip açıklayabilir mi? T» da bu tanınan Prof. VVood'un Dünyası.. Bu arada, geçen haftanm sonunda, Columbla Üniversitesl Bssın Yayın Fakültesi öğretim üyelerinden ve Amerikanın ta nmmıs Radyo Televizyon Basın eleştirmenlerinden Prof. William A. WOODna Istanbuîda geçen bir görüsmeyi hatırlıyoruz. Bir grup ba«m temsilcisine bugönVö basm . radyo» televizyon gelişmelerinden, kar$ıhkh iliîkilerden *8z eden Prof. Wood. basınm topluma jekil vermek gibi bir görevi ol madığını savunuyordu. Prof. Wood'« g8re, basm, haberleri, olaylan olduğu gibi vermeli, bu arada, okuyucunun yani halkın zevkiai, düşüncesini. isteklerini de gözden uzak tutmam»hydL Nihayet amacı meydana getirdigi ürönO. yani gazetejri satmaktı. Müşteriye ters gelen sey yapılamazdı. Kuşkusuz, Prof Wood'un dO«ünceleri, büyök refontılar ve devrimler dönemini çoktan geçirmlî bir toplumd» oluşmuştur ve çsğdaç bir düzlükte sadeeeâo!anlan vermek, sadec« iyi habercilik yapmak yeterli olabillr. Ama bgyle bir toplumda bile olanların kolayca yazılabilditlnt haberlerin tam vm düriistce venlebildifini sanmıyonız. Kennedy kardeşlerin niçin öldüıOldnklerini en doeru yönüyle ne Amerikan kamuoyu ne de dünva öğrenebilmistir. Olayın geçtifiinden uzun süre sonra bugün Watereate skandalının ele •lınnı. Prof. Wood'a göre basının bir zaferi de .••ayılıa, aslında, nice önemü «eylerin gizli kapaklı kalabildiği düşüncesini de yaratmaktadır. 22 YIL SONRA "JNSAN HAKLARI OKTAY AKBAL Evet Hayır ÖNSEÇlM KALKMALIDIR artisl* ya da tek partili bir rejimin adı demokrasi değil, diktatoryadır. Çağdas demokrasi partiler demokrasisidir. Fakat şimdiye kadar geçen zaman süresi şunu göstermistir ki demokrasiye en büyük zarer yine siyasi partiler den gelmiştıt. Bunun nedenini partılerin fikir, program ve ilk^lerinde değil, fonksiyonlannı yerine getirmeoeki samimiyetsizlık ve tutarsızlıkta aramak gerpkiyor. Bunun ca asıl nedenini siyasi parti örgüUerini ellerinde bulundtıran bir azmlığın; seçmenin verini eıması, seçmenin parti listtUenre oy vermek zorunluğunda bırakılması, parlamentoya (fenellikle toplumun seçkin elemanlarının dışında, politika adamı olma niteliklerinden yoksun. çıkarcı parti Uyelerınin pirmesıdir. Bu nitelıktekı • insan• unsurunun partilerin Meclis gruplarını doldurnıası, siyasi oartU leri davranıjlarında samimıyet£iz ve tutarsız yapmaktadır. P ••İlye ülkeler. Birleşmiş Milletler örgütü ile Isbirliği vapa. I I I I rafc insan haklanna, gercek ve evrensel bir saygı goste• • " rilmesini ve temel özgurlüklere uygun davranılmasını yükümlenirler.» 10 Aralık 1948'de bir geceyarısı imzDİandj în:»an Hanlan Evrensel Bildirisi... Olumlu kırkbeş oy verilmisti, sekiz devlet çekimser kalmıştı. Ama olumsuz tek oir o\ yoktu. Genel Kurul Başkanı Herbert Evatt, şöyle dedi sorjucu açıkladıktan sonra; «Milyonlarca erkek. kadın ve çocık y^rdun gcrır.ek, aradığı yolu bulabilmek ve haklannı aiaoilmek IÇID bu bildlriye başvuracak.» B.M. İnsan Haklan Yasasını tamamlayan iki ^üyük söz. leşmeyi hazırlamak için kurulan yarkuıul altı vıl calıştı. 1954' te Genel Kurula geldi tasarı. Genel Kurul da tam onüc yıl bu tasarıyı inceledi. B.M. Genel Kurulu, 16 Aralık lJ)(36'da ekonomik, sosyal ve kültürel haklar sözleşmesiyle, medeni ve siyasi haklar sczleşmesini oy birliğiyle kabul etti. Ayrıoa kisilerin özel yakınmalanyle ilgili bir protokol da ojbirligiyle onaylandı. Bu yasayı hazırlayan B.M. varkurulunun baskam Rene Cassin. şöyle yazıyor: «Bu iki sözlfcşme Uraf olan devletlerin yükümlülüklerini açıklamakla ve devlet'erin va da kişilerin yakınmalarma yol açan ihlâı ve saldırıiann önlenmesini ya da durdurulmasını sağlayan uygtılanıa teabirlerinı belirlemektedir.» B. M, İnsan Haklan Evrensel BildirUini bütün fiye devletlerin yetkili temsilcileri ünzaladı. Ama bücür bu imzacı devletler bu sözleşmelere, bu protokola uyduîar m., uvmals için neler yaptılar? Îşte size ilginç bir inceleme konasu!.. Cassin şöyle diyor: «Ama ülkelerdeki kamuoyu güç.'li bir baskı yapmazsa bu sözleşmelerin yeter sayıaa oevıet tarafından onaylamp yürürlüğe girebilmesi için yeniaen uzun süre beklemek gerekecektir. însan Haklan Yasası da etkili ve evrensel bir biçimde uygulanması için sürekıi çaba narcanmadığı takdirde kâğıt üzerinde kalmaya mahkumdur.» UNESCO'nun aylık dergisi «Le Courrier.nin Türk dilindeki ilk sayısı Mayıs basında çıkü. Adı «Görüs». Dergınin önemli bir bölümünü İnsan Hakları konusu kaplamış. Bu sayıdaM yazılarm hemen hepsi 1958'de, Yasa'nın nabulünün vırminci yıldönümü dolayısıyle yayımlanmış. Ama eüncellifeım. önemini yitirmemiş bir teki bile. Üstelifc 1973 tnsan Haklan Evrensel Bildiminin B. M.'ce kabulünün yirmibeşinci yıhdır. Bu konu önümuzdeki aylarda dünya basımnda. kUltür çevrelerinde olanca derinliği, genişliğiyle ele aüniD ınceipnecektir. Belki Yasa'ya imza koyan devletlerin çeyrek vüzyıl boyunca ne denli bu ana ilkelere uyduklan ya da uymadıklazı saptanacaktır. «Görüş.ün ilk sayısında birbirinden ilginç yazılar var. Je. m m Hersch «İnsan Olma Hakkı.nı incelemiş. Bazı haklan edin meden, kullanmadan önce «însan olma» nedir, bunu bilmeli... Cene\T^ Üniversitesi felsefe profesörü Hersch der ki: «Gerçekten insan olmak birbirinden ayn özellikler Uşıyan iki yetiyi aynı zamanda kullanabilmektir. Bu yeüler, düşünme ve karar vermedir. Yani bilinçli olarak istnen ve benimsenen eylemlerle içinde yaşadığımız dünyaya katılabilmektir. Bu ilk bakışta kolay Bibi ğörünmektedir. Oysa çok sayıda koşullann gerçekleşmesine baelıdır. Önce bir insanm düşünebilmesi ve karar verebilmesi için için her canlmın karşılaştığı ilk tehlikelerin (açlık, soğuk. fiziksel kısıtkma, beklenmedik ölümi ortadan kaldırılması, uzaklastırılması, bir süre etkisiz duruma getirilmesi gereklidir. Ancak o zaman insanoğlu başka şeyler düşünebilir ve başka şeylere b»ğ lı olarak karar verebilir.» Demek herşey bilinçli olmaya, kendi başma düşünüp belirli bir yargıya varabilen bir kamuovu yaratmaya bağlı.... Yoksa her yasa kâğıt üzerinde kalacaktır. Evrensel bildirinin 4. 5. maddeleri istediği kadar «Hiç kimse kulluk ve kölelik durumunda tutuima yacaktır Kölelik ve köle ticareti her şekliyle yasaklanmıştır. Hiç İcimseye işkence yapılmayacak, insanhk dışı, vahşi ya da alçaltıcı cezalar ya da işlemler uygulanmayacaktır» desin dursun! 1948' de o bildiriyi imzalayan devletlerin kaçı uyuyor bu söze. bu insanhk emrine?. «Görüş.te zincirli ayakiar. kollar, yoksulluk içinde çırpman geri kalmış insanlar, ırk aynmının çirkin görüntülerini yansıtan resimler de var. Yirmi beş yıl geçmiş, ama ne değismiş, hiç!... Kölelik biçimleri «başka>laşmış, insan onunınu inciten cezalar daha «usta.laşmış, daha «tekniklesmiş!. Ama aynı çirkinlik, ay nı vahşilik, aynı acımazlık, aynı düşmanca davranışı insanm insana. Sürüp gidiyor bu dünyanın hemen her yerinde, en uygar geçineninden en geri kalmısına dek.... Okuyun «Unesco'dan Dünyaya Açılan Pencere, Görüş> der?i sini. İnsanhk öncüleri ile insanlık düşmanlannm savaşı sürüp gi diyor her yerde, her toplumda. UNESCO «Insan olma» haklarının yetilerinin, olanaklarmm savunucusu. kurucusu. yaratıcısı. de«tekleyicisi bir uluslarüstü örgüttür. On beş ayn dilde yayımlanan, milyonlarca satan «Görüs» dergisini okumak sizi de insanhk öncülerinin yanmda yer almaya götürecektir. Çünkü Cassin'in dediği Ribi, «Insan Haklan Evrensel bildirisinden sonra dünyamızda gerçek bir değişiklik olmustur. Zorbalığa lcurban pden kişilerin çığlıklan baskı ve sansürle artık susturularnamaktadır.» ÖNSEÇİM, BİR AVUÇ . DELEGEYİ SİYASÎ HAYATIN TEMEL TAŞI HALİNE GETİRMİŞ; O DA «ÇİRKİN POLİTİKACI» YI SAHNEYE KOYMUŞTUR. Av. Mehmet ÇAKIRALP dan 4050 delegeye lıükmederler. Milletvekilini, senatörünü, Beiediye Başkamm, Belediye MeciiEi ve ll Genel Meclısi üyelerini seçenler bu parti ağalandır. Devlet yönetimir.e seçimie geIecek olanlar. önce bu parti ağa larını ve delegelerini elde etmek zorundadır. Burüarın elde edilmesi, maddi ve manevi fedakâr ]}k!an; ya da demagoglufu geı ektirmektedir. Samimi. onurlu. bilinçli kimseienn bu nitrlikte olmalan, kışılülerindeu ie oakârlık edebîlmeleri zor, natta mumkün değildrr. Bu takdirde politika alanı. basıt, samimi olmayan, çıkarcı unsurlann sabası olmaktadır. Bu nevı polıtikacı için, parti ilXe!erir. part: proş ifcmı diye Dir şef yoktur. Mentaat icap ertirîrse psrtı <)«*jhşti. rılir. O parti senin, bu ınutj becim gezilir. Parıamentoda bir yasama dönemi içipdr vapılan transferierin cıddj nedenlere da yandığım iieri sürmek etictüı Siyasi rejimin zaman zaman ge çırdiği bunalım ve buhraınRnn Cnemli nedenlerinden bir taneii bu tıp politıkacılann bu tür davranışlan dır Ciddi ve tutarlı sanıci partilerin önseçiınden va». geçe>niyeceği iddiasını vuknrıüa sııVadı£ımız nederuerle <cabuı etmek zcrdur. Her şeym temel uiL«uru «:nsan» olduğu gibi siyasi Dartılerin temel unsuru da ınsarcır. Bu unsurun t»elirlı nıt?lıkleri oîması şantır. Bu nitPİikler cen yoksun msanlaıdan kurulu heyetierın toplum yapısında etkili ve olumlu politika ve 'craat vapmalarmı beklemek boşuna olur. menin »ağdUTUSunu bir tayıya itmek, vatandasm seçme hak ve hürriyetinin ozüne dokurmais demektir. önseçimi kaldırmakla parci örgütü halk nazannda zayıll.':trraz. Aslında devrimci, bUyün partilerin bilinçli öntiıtlen nalka inecek, seçmene yol gösterccek, onu ikna edecek ve ona gü ven verecek rutel.kto olmahdır. Eu şekılde, örgüt, kendi pertısi içinde aday olanlar arasmda ya pecağı değerîendirmeyi seçmene empoze edecek. ona kabul ettire tektir. örgütün bu oılinçlı tonk siyonu. seçmenin sağduyusu ile birükte, en tyi değerlendirmeyi yapacaktır. Siyasi partiler bildiri ve prog ramları ile seçmene karşı sorum luluk altına gırerler. Programdaki ve oildirideki politikayı yü rutecek lüşilen partiler kentiiİpri seçmez de o partiye oy veren kimseler seçerse, bu kışıler bıldirideki icraatı yapmadıkları takdirde, o partiye oy verenler k:mden hesep soracaklardır? Topluma yön verecek. bilinçli ör güte sahip ciddi, devTimei, büyük partiler için böyle bir sorun olamas. O bilinçli örgütü Le adayları an>s:rıda en ıvi deCerleDdirmeyı seçmene yapnratııecek güçtedir önseçımin kalk rrıası ile. brfcütün tlinden bır o'aha seçmeme silâhı almaca^ı da iddia edılemez Bu olstı olsa küçük partıleı için ojur Büyük partilerin elınde ner zaman bu silâh vardıı. Büvük bu sıyasi partinin üyesı olara» seçmen tarafmdan seçiıerek mılltt veküi veya senatör olan kîmse hem parti örgütünün ve nem ae o partiye oy vermiş seçmenin baskısıru ustüııde duyac«ktır. Kaldı ki, önsevımae deıcsenin sıraya dizdiği adaylardan öndeki sıralan ışgaı eaeıüerin sıranın sonıarında yer »ianlan nazaran. parti programına büdinsine ve ilkelerine daha çok bağlı oldutdarıru ıddia etmek mümkün olamaz. Yine partinin llke ve programı DaKimındnn se ç.ıiecek kimselerde dısıplit sağleması vönünden oarti ffeno! nerkezlerine sağlanacak «veto» jetkisi de oartı lisiplinı yönüiıden fayda ssğlayabıLr. tüere sağlayacağı yarar da büyük olacaktır. Önseçimde Uk sı rayı alanlar nasıl ols» milletvekjlliğim sağladım dıve çalısmanakta, sonlarda yer alanıar ise seçimleri imkAnsız olduğundan parti merkezlerme biie uSramaııaktadır. Bir seçim oevreiind» seçim propaganoası, seçilip • seçilmeme noktasında sıraya rırmişler taraîından vapılreakta sadece onlann gayretlenne kalrnaktadır. önseçimin kalKması ile. bir seçim çe»resindekı bütün adaylar seçiro Dropagandasına çıkacaklar Dartinin flkir, Uke ve programîanm seoilme payreti içinde, seçim çevresinin en ücra köselerine kadar seçme nın ayağ^ııa eötürecekierdir. Eöylece siyasî nartiler toplumun bilinçlenmesine büyük kat kıda bulunacaklardır. Önseçimin kalkması. siyasi partiterimizi davratuşlanndaki s&mimiyctsizlik ve tular&ızlıktan kurtaracaîc. dtımokratıK par ir.memer ıejıme yeni blı yöD verecektir. Tümden Yanlıs Olan.. Cumhuriyet. gerçekleri örten, başka şekillerde gösteren, veva gerçeklere hücum eden, kölüleyen blı bas>n türünün var olduğu dünyada. 49 vıldır ıdeal;st çizgisin' kavbetmedeo yol almaktadır. Toplum zevKine. anıavışıns ayk olmamak bahanesi altında, okuyucunun nnsı. ca£da« olmayan bir düzeye çakılıp kalmasma vol açı'öıgını onun nasıl acımasızca çartlandınlıp atıiımıardan* «u.konulduftunu. yeni düşünceye karsj kıışkulu ve düşmfin hale Reilrildiğini biliria Bu tUr basmın. çaftına ulaşmair çib&jan içinde eırpman bir ülkede varataeağı karşı Koymalan Prof. \VOOD anlayamaz ve onun için, 40 vıllık tecrt'bflsivle Ironuşurken «Benim anladtfrm cazetecilik olam v«rmektir. bu konuda dürüst darranmaktır okmucannn «evKÜM. l s . teflne inancına aykın dösmemektir» diyebüir. Bunun içlndir M. bütün düzenı bütün navatı refonnlarla defiştirilmek istenen bir toplumda. tfrarl amaçlı Wr basının geüşmesi, bu yolda tesvik edilmesı tümden yanIıştır. O halde, demokrasjıin vaz geçilmez unsurlan olan siyasî partflerin demokrasive en az zarar veren unsurlar rıalire gelmesı: soçmene gerçeK anlamda seçme hakkoun verümesi ve demnkmsınin «Parti Ağaları» ile basir, kışilik sahibi olmayan, çıkarcı «Çirkin Politikacı»nın tasallutundan kTirtarılmasma baglıdır. Kunun için de her şeyden önce • Önseçım»iu kaldırılması sarttır. Ünsoçirn. bir avuc delereyı siyasi hayatn tem°ı taşı haline getirmiş, (.' da «(.irkin Pc!itikacı»>n sahneye koymuştur. Eiyası partiler. demokrasınin vazjteçilmez unsurlandır. Ancak önseçimı de sıyasî partiierin vaz geçemiyecekleri u.ısur haline getirmek. halkın iradesir.i bir avuç insanm iradesi halme sokmak. gittikçe demokras:yi soysuzlaştırmak demektir. Okuyucu MektuplarıZıraî Donatım'da ehsik uygulama 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunupan 132T »ayılı Kanun1? değisik hükümleriyle hakMilıjja uğrayanlann »esinı zaman zaman gazete sütunlarında görmekteyiz. Türkiye Zirai Dor.a^ tım Kurumu nıensuplarının ise 1327 sayılı Kanunla tanınan haklarının uygulanmamasından müştekiyiz. Şöyle ki: 1 Kurum bünyesi içindeöngörmez. Hani 1327 sayıh kakı, bilhassa Ajans Şefi durununun B0. maddesi (G) bendi, munda bulunan Ziraat Meslek 71. maddenin ek maddesi 178. Okulu mezunları genel hizmetmaddesi. Bu kanun kimler iler sınıfına alınmışlardır. Halçin işler. Yapılan fazla mesa) buki mezun olduklan okul yamnda. tnsan üstü çalışmalan teknik bır okuldur. Gördüklemız yanında. taşıdığımız risk ri hizmet me=lekleriyle ilgili ve sorumluluklanmızm karşıteknik bir hizmettir Tarım Bakanlığı bünyesındeki aynı lığını kimler verecek?, meslek mezunları meslektaşlaŞimdi sayın ilgililerden aynı rımız teknik hizmetler sınıfısütunda cevabını beklediğim ba na alınmışlardır. Bu farklı uyzı sorularım olacak: . gulama neden? 1327 sayılı KaA) 1327 sayılı kanun kimlere nunun 36. maddesi I. bendi uyralanmak üzere çıkartılmıstır. genel hizmetler haricindekl sıB). Çıkartılan mezkur kanunıflara intibakta öncelik tanınun uygulanmasmda memurlar dıgı halde. bizlere 36 madde arası farklılıklar yaratıldığının nin II. bendi (b) fıkrası ısrarla farlctnda mısınız? uvgulanmak Istenmez. * C Kanunun tamdığı haklan. > 2 1327 sayılı kanunun, 71. mızı alamamanın. magdııriyeti maddeye ek bir madde, 50. mizin yarattıeı huzurruzluğu bi liyor musunuz? maddeye (G) fıkrasını fcoymak D) Haklı mafdtıriyetimize bir la 1.3.1972 tarihinden itibaren, Türkiye Ziraî Donatım Kuru son verebilecek misiniz? Saygılarımla. mu haricindeki dalre ve fcu(Isim ve adres saklıdır) rumlara risk zammı uygulanmıya başlanmıştır. Bizlerde, nakit para. senet, tuymetli evrak ve depo zimmetlerini taşırken halen mezkur maddelsr bizler için Işlemez. 21. Nlsan 1973 tarinli bir gazetede, Ge nei Müdürlüğümüzün bir meslektaşırruza verdiği cevapta, Bakanlar Kurulu tcaran alınmaksınn, 1^.1972 tarihinden itibaren ödenmek üzere kurum bünyesindeki komisyonun Diyarbakır PTT MudÜTİüSü paranın kimlere verileceğini Telefon tdaresl «on zamanlartesbitle meşgul olduğunu ve da yeniden basın mensuplarıen vakın zamanda odeneceği na güçlük çıkartmaya başladı. bildirilmektedir. 14 aydır bu Bîlinmeyen nedenlerle gazetetesbit yapılamamış mı? cilerin. ajans ve gazetelerle 3 1327 sayılı Kanunun 99. kurmak istedlkîeri trtlbat, enmaddesi memurlan 39 saat eellenlyor. Bu tfarum BzelUlrmesai tanımıştır. Bu mesaiye le. biz eazeteeneıin tftaTjbul Genel Müdürlük ve Bölge Mümerkezlerivle yaptıgı eBnlşdürlUkJeri tâbidir. Fakat AJans meler ntmstndı oluyor. DiyarŞefliklert yetkl yönetmelikleri bakır PTT îdareslnln bu tutunin 63. maddesini uygular. Kemurnı kinıyonız. Durumu PTT dir bu 63. madde? Günde 10 sa ficiiileHne dUTUnır, bi* fareat mesaiyi öngörilr. Cumartesi terfler* na%erlefme olmnViagünlerl öğleden sonra çalısmavı nmn «sSIanrasn ToTunda TVIeöngörür. gübre sevkivatlannda f«n tdaresinl urarmâtiTiı Pazar ve bayram günlerl gece li (rtindüzltl çahsmayı BnBHnlr. Fakat fazla mesai ödenmesml Banka faizleri Maliye Bakanlığı, sanayi kuruluslarının gelişmesini sağlamak amacıyle, sanayicilere verilecek kredilerin faizlerini %11,5'dan %10.5'a düşUrmüştür. Bunlara paralei olarak tasarrul sahiplerıriin faiz hadlerınde de vadesizlerde Vby&en °'o2,5'a vadelilerde ise bir seneyi geçenlerden *'o9'dan «/iı7'ye indirmıştir Şu halde Kredilerc den oi, tasarrul sahıplerinden ise ».'o2 düşürülüyor Bu demektir kı B^nkaiar lcredilere verdikleri paralardan az faiz alacak berl vandan para sahiplerine de düsük "faiz Ödeyecektir. Bu tattdirde dilsük fcizlerle kendi parasma bir menfaat saftlamayan para sahipleri de kriklü bankalarm ıştirakiyle büyük şirkerler ve dhlayısiyle satısa çıkanlsn *il5 raizii tâhvüleVı vaîırmak üzere haklı olarak bankalardaki paralannı çekeceklerdir . Sırası geldikço bu sütunlards daha önce de yazdık. vine de vazıvoruz, banKalar gazete llânian ve genis radyo reklâmlariyle para sahiplerinı bankalara para vatırmağa davet etmektednler Oysa her sevden önce sürekli ve devamlı olarak artan hayat pahalılıgı. ve fivatlar karşısmda maii ve tktisndl duruma ayak uvdvrahilmek İçin f«iî hadlerinin de eski nisbetlerde bıral'Hmasına ve bu ölçfllere göre avarlanmasına bueün için kati zaruret vardır Bu sayede bankalara olan tştirak nisbetlertnin de çoşalmasına vol acılacaktır Burads «na sonrn faizierdir Para tkramiveleri ikinci derenede Ralır Esasen bugünkil durumda bankalann kPTirtilerTTie cnk fcazsnç sagladıklan da durmsdan aetıklan veni venı suhpierle ortaya çıkmaktadır Sunu bir eerçek olarak öne sflretim ki: Faiz hadlerinin düsflrOJmesi »ankalann lehine t»ra snhinjprtnin de «levhine oluyor Kısaca vukarda açıklamava çaiıstıŞimı? fa'» nish«>tl»>H hPMnnrtaki düsünce ve "^rfl<!fimfİTnn nntir^pini, alınacsk isabptîi ve ndil karartarla vpnidpn Malivp Ileililerinin dikkafin»» «mrnalrtavıı TevfiB TARCAN Önseçim ve Delege Önseçim, siyasi partılerd?n ınılletvekili olacak aaaylann ve bunlarm parti listesmdeki sırasının delegeler tarafmdan saptanmasıdır. Seçmen de sayısı çok az olan delepalerm tavin °t tiği kimselerin milletvekilliğini ya da senatörlüğünü onaylar, seçmez, seçme zorunluğunda bılakılır. Parlamenterleri saptayan dele gelerin «Deıege» seçilmeleri ne (uygulamada) ilgi çekicıdir. Delege. parti örgütürür o yerdeki bır ya da birkaç kişısı tarnfıncan adeta tayın edüir. Asıında köy ya da mahauelerde oturan partiye kayıtlı üvelerin bir araya gelerek kendi araiarından mahailelerinm, koylerinin oeleKelerini seçmelerı sarttır L*ygnlamada böyle bır secim olmâ rrakta, genellikle er. vetkiıl tor'ler, masa başınaa delegevi ta yın etmekte, hazırlanan tııtr.nas larla da şekle uyguniuk sağlanraaktadır. Genellikle deıege partinin emektar nizmejüeri arasından sozde seçilmiştır. Dtıegenin par tililiği, Dartı hakkırKİaki düşünüşleri genel olarak bilince dayanmamakîa; delege herhangi bir nedenle ya d » o psrti 1 İçin< de bazı kişilere bağ.'andıf için rartili olmaktadır Zamanlannm re emeklerinın çoğunu part! için harcamakt8. ancak bu fe cakârlıklannm karşılığıru çtk kez almakta, çevrelerinin sayılan kişileri olmakta. iŞlerl her yerde görülmektedir Delegeler arasında bazı kiçiler si\Tilmekte. öbür delegeler üzerinde nüfuz sahibi olmaktadirîar. önseçimde aslı rol oyna yanlar bunlardır. Sayın Orhan Erkanlı, «Anılar, Sorunlar, Sorumlular» adlı eserinde bunlar ıcin «Parti Ağalan» deyimini kuiranmıstır. Gerçekten de bu kisiler parti ağalandır. En azın Seçmen'e Seçme Hakkı Sağlanmalı Demokratık rejiınde eiDette siyasi partılerin örgütlenni önemsememek .nümkün değildir. Grgüt önemli unsurlann başınaa gelir. Parti içıncie kimin ne ojduğunu. izlenecek politikada kımlîrin ns ölçüde katkıda buiunabileceğini, oartı örgütü. sade seçmenden belki çok daha iyi değerlendirebilir. Ama önse çım sistemi, örgütün değerlendirmesinı olduğu gibi yansıtmas:na imkân vermeyecek yapıdadır. Önseçimde etkili faktör örgüt değıl, örgütün içindeki belırli kişilerdir. Kaldı ki. her şeyi örgütün eline bırakmak, seç Partiler Rahatlayacak önseçimin kaıkRıasmın seçimde propaganda vönünden par gazeteciler Bolu Belediye Başkanlığmdan 1 Kapalı zarf usulüyle Bolu Şehrinin muhtelif lokaklanna kanalizasyon yaptınlacaktır. 2 Isin keşif bedeli 162.814,79 TL. Olup, muvakkat temlnatı 9.400. lirarfır. 3 Ihale 22/Mayıs/1973 Salı günü taat 15.0<rt« Belediye Encümeninde yapılacaktır 4 Bu ise «it keşif ve sartname mesai saatlerl dahilinde Belediye Fen Işleri Müdürlüğünde görülebilir. 5 Taliplerin I8/Mayıs/1973 Cuma günü «aat 14.00'e kadar müracaat ederek Belediyemi» Yeterlik Belgesi Komisyonundan alacakları yeterlik belgesi, 1973 vılı Ticaret üdası kaydı ile teklif mektuplannı ihale günü caat 14.00*e kadar Belediye Başkanlıgına vermeleri. Postada vaki gecikmelerin nazara almmayaca|ı ilin olunur. CBaım: 14655) 3296 Personel alınacaktır 657 sayılı Devlet Personel Kanununa tâbi fabrikamız sağlsk servisinde çahştınlmak üzere bir sağlık laborantı veya sağlık memuru alınacaktır. Isteklilerin Personel Müdürlüğümüze müracaatları rica olunur. (Basın: 14866) 3298 Ankara Çimento Sanayii T. A. Ş. Umum Müdürlüğünden
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear