17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHTIRİYET 4 Mayıs 1973 40 YIL ÖNCE CUMHURIYET 4.5.1934 CUMHURIYET EKONOMİ GÜBRE FIYATININ ARTIŞINDAN EN ÇOK BUÖDAY ÜRETICISI ZARAR EDECEK Gübre ithal fiyatlannın artması nedeniyle gübre satış Iıyatları artırümadığı takdirde firmalar gübre ithal etmek istememektedırler. Hiıkümet, güb re sıkıntısı karşısında gübre satış fiyatlannın artınlması reya başka bir yolun bulunması için çalışmalara başlamıştır. Eger gübre fiyatlan artınlacak olursa bundan en çok buğday üreticilen zarar görecekler. Tiirkiye'deki gübre tüketiminin yarısından fazlası tahıl ürettcileri; yansına yakın bir kısmı İse sadece buğday üreticileri tarafından yapılmaktadır. Türkiye'dekl yapay gübre tüketiminin yansına yakın hıı KJSmı ithalât yoluyla sağlan.naktadır. Uzun süre ithal fiyatlarının iç üretim fiyatlanndan düşük olması, özellikle özel gübre tabrikalannı üretimlerini talebe gö re geliştirmekten alıkoymuştur. Fakat son ıkı devalüasyonun ve Çin Halk Cumhuriyeti ile Hindistan'm düaya piyasasına büyük bir alıcı olarak gırmesiyle, hem yapay gübre fiyatUn ve hem de gübre üretiminin ham maddesinın fiyatlannda yuzde 40'a yakın bir artış olrnu>tur. Bunun uzerine fcamu ve özel gübre fabrikalan, gübre satış fiyatları artmlmadıgı takdlıde ithalât yapmak istememışlerdır. Gübre sıianusının bir sebebi ithalât yapmama ıken dijerl de mevcut fabrikalann tam ıcapasitede çalışmamasıdır. Bunda da ham madde sıkıntısının rolü olmaktadır. Tunus'dan ithal edilen ve daha önce belirll bir fiyat Uzerinden arüaşılmış olan fos fat kayası ithalâtı da dunnuştur. Artan dünya fiyatlan karşısında Tunus, anlaşıimış tıyat uzerinden satış yapmak ıstememektedir. Eski üyatlardan satış yapmak ıçın Türkiye'nın ihraç ettiği çimento gibl malların da dünya fiyatlannın altından Tunus'a verilmesinl şart koşmuştur. Sanayi eskl Bakani Mesut Erezin Tunus'a yapmıs oldugu ziyaret de tam bir anla}mayla sonuçlanmamıstır. Gübre sıkıntısının diğer sebebi de fabrikalann bir takırn «teknik anzalar» yüzünden fatn çalışmaması ve batta üıetıme başlayamamasıdır. Bu duruında bükümet'in gübre ttbaıâtını sağlamak lçin ya gübre salış fıyatlanna zam yapması ya da aradakl farkı bütçeden karşıla ması kaçınümaz olmaktadır. Yalnız gübre satış fıyatlanna yapılacak zaro özellikle taban fiyatlannı artırmak yertne tanmcılann kullandıklan gırdılerin fiyatlannı düşürmeyl vaad eden Adalet Partisini zor duruma sokacaktır. Üstelik, böyle bir duruTn etkilerini Ekim seçımlennde en kuvvetlı jetıldo gösterecektır. Çunkü DU S'.ha gübre alım zamanı geçmıştır. Bundan sonrakı esım içın aıunlar yaz sonlarında ve sontwhar başlarında yapılacaktır. Tam seçım oncesınde ve seçım kbTn panyası sırasında eıibreye yapılacak bır zam. AP'nın seçım şansını olumsuz bır şekilde etki leyebılecektir. Bu süzden nukümet gübre sorunu fcarşısırjria zor bır duruma gırmış tadır. YAHUDILERE YENI BIR YURT LMANYA, Lehistan, Avusturya v« Romanyada sıkınü içinde yasamakta olan Yahudilere yeni bir yurt bulmaya ça lısılmaktadır. Bu yeni yurt için Portekiz Devleünin Batj Afrikarlaki Angola müstemlekesi uy gun görülmektedir. Buraya Yahudilerin yerleştirilmesi ve kendilerine muhtariyeti haîz bir hü kümet kurma hakkınm verilme«i içia öteden beri gizli görüşmeler yapılmakta idi. Şimdi bu 15in teferriiatnn görüsmek üzere bir  Yahudi murahhas heyetl Paristen Lizbona gelmiştir. Portekiz Hükümeti Angola da büyük bir Yahudi kolonosinin kurulmasına izin vermektedir. Yahudi işlerine bakmak üzere Milletler Cemiyeti de M. Makdonald'ı komiser tayin etmiştlr. Yahudilerin buraya yerleşmeleri lçin Amerikadan iki milyon tngüiz lirası borç istenmiştir. Kurulacak bu yeni Yahudi Hükümeti MilleÜer Cemiyetinin himayesinde olacak tır. • tKTlSAT VekiH Cciâl bey tzmittekl fabrikalan gezmîş, sanayi programı hakkında bir demeçte bulunmuş ve «Sanayiimizin hedefi Türk mlileti için refahı fethetmektir. Bic bu yolun üzerindeyiz. Mntiaka başaracagız» demiştir. CtHAN Harbine katüan Infriliz muharipleri dün 70O kl. şilik bir grup halinde Çanakkaleyi ziyarete gclraişlerdlr. Bir tngiliz generali söylediği bir nntukta «aHrp etmek bndalalıkttr. Özellikle Türkler gibifcahramımbir milletle» demiştir. # BULMACA 1 23456789 tiren kısımlann duygu ve düşünee birEgine dayanarak blrblrlerine karştfıklı bağlanmalan tesanüt. 1 Emeksizce havadan sağlanan mertfaat, kazanç Yabancı. 3 TERSt hareketsiz durgun man&sına (Eski dil) • Kimyada radyumun simgesi. 4 TERSt bir çeşit yosun. 5 însanın kendinl görmek için kullandıSı cam veya maden levha Sevgide üstün tutulan. 6 Kimyada kobaltın simgesi Çeşme ağzj veva esklden tîltün çubuklanrun ucuna takılan camurdan yapılma tütün yuvası. 7 TERSt düsünülerek vanlan sonuç düsüniilmüş şey fYeni dil) TERSÎ insaatta kum. klreç, çimento efbi maddeleri su ile karıştırarak yapılan camur. 8 Hudut. 9 ElçiUğe bagb memur Bir deniz. DtNKÜ BULMACANIN ÇÖZflMÜ : SOLDAN SAGA Î 1 Çömez, daH. 2 tdaK, Dâvâ. 3 Kabahat. 4 ıtaB, Lira. 5 Remll, Ey. 6 TR Riya. 7 Ket, Dalak. 8 Akt de, Adi. 9 Ne, Araban. YTJKARDAN AŞAĞIYA : 1 Çıfırtkan. 2 öd, Tereke. 3 Makam, Ti. 4 Ekabir, Da. 5 Lider. 6 Dal, Ya. 7 Dahi, alaB. 8 Avare, Ada. 9 Hatay, Kin. ORTAKPAZAR ÜLKELERİ ARASINDA EN AZ GÜBRE TÜRKİYE'DE KULLANILIYOR GÜBRE KULLANIMININ BÖLGESEL DAĞILIMI Bölgeler Orta Kuzey Ege Marmara Akdeniz Kuzeydogu Güneydogu Karademz Ortadoğu Orta Güney Toplam 1963 13,0 16,7 15.4 18,8 1» 1.7 15.4 8.3 9,0 100,0 1910 1C.8 19.1 13U 30,7 1,1 lö YORUM Yalcın KÜCÜK 1969 YILINDA AVRUPADA VE TÜRKİYEDE GÜBRE 1KULLANIMI (Hektar oaşuıa küomram) Azotln Fosforıu Pota«:vtr>ılu T o p u m Gübre Gübre Göbı» 371,3 622 1 113,9 ı:*,a 5364 191,9 146,7 li7,ft 336,7 113.9 95,3 33i .2 '104',/ 119,1 108,4 61,2 2«4 0 62,7 soa 113 303 SOLDAN SAGA: 1 Argoda, aklı ortadaki işle uğraşmayan başka işte olan, işine dürüstlükle ciddiyetle sanlmayan. 2 Lâhza Fransa'da bir sehir. 3 Gerçekle ilgisi olmayan sözler Kabasaba baston. 4 Caka çalım Bir şeyin beğenildiğini hoşa gittiğinl anlatrAak lçin e! çırpmak ve o şekilde sözler söylemek. 5 Müzik yazısı Kimyada neonun slmgesi. 6 TERSt Dal yapıcı hayvan Kendl taşından elde edileVı tozlan heykelciltkte, dişçillkte ve kalrpçılıkta kullanılan su ile yapılan hamunı çabuk donan beyaz toz 7 tncecik toz tanesi ya da moleküL 8 Baş vuracak yer (Eskl dil). 9 Kanşık renkli Bir diğer adı Venüs ya da Çulpan olan gezegen. YUKARDAN AŞAĞIYA : 1 Bir bütiinü meydana ge l'J.3 35 8,8 100.0 Hollanda Belçika Batı Almanya Lüksemburg Fransa îtalya Türkiye Destekleme Bir nokta gayet açık. Destekleme politikası sanayileşme hızını yavaşlatır. İki nedenle: Bin. normal olarak tanmdan sanayie aktarılacak kaynaklan azaltacağı ıçın. Digerı, ışsücünün günlük ihtiyaçlanna glren ürünlerin fiyatlannı yukset teceği için. Bir nokta daha açık: Destekleme ahmlarıyla yükseltilen fiyatlardan kCçük üretıcınm cebine giden devede kulak ölçüsünde. Bu da iki nedenle: Biri, küçük çıftçinin pazara getirdiği ürünler az olduğu için: ikincısi. düzen bozuk olcfuğu için. Küçük çiftçınin, tefeciye, tüccara ve agaya, çogu laman üçü aynı kişi olan bu düzen parçasına devamlı olarak borçlu olan küçük çlftçinin, ürünleri çok önceden kapatıldıŞı tçın. Açık olan üçüncü nokta şu: Bunlar çok önceden söylendL Egemen çevrenin tepkisi avnı oldu: «Sız susun. ham solcular». «Hain solcular» susmalıyriı. Oysa aynı tezler bugün hükümet eden kişilerin de diline yerleştı Bu başan bütünüyle solculara ait değil. Anık sanavıcılsr de sdzü dinlenir bir yönetici parçası hallne BPİdi. Polıtikacılar. yeni yükselen güçlerin etki alanına gırmekte eecıkmediler. SanayicÜer, kendilerine gidecek kaynaklan azaltaeagı için destekleme ahmlanna karşı Bunların görüşünü hesaba alacak partilerin olması kaçınılmaz. Şimdi hâla destekleme alımlannı savunan bir ilerlci parti var. Yanlış mı yapıyor? Hayır. Bir defa fivat artışlan küçük köylünün eline Reçmivor dıye küçük kövlünün çıkarım savunmamak olmaz. Küçük köylünün emeginin karşılıgını «^ masına çahşmaktan vazgeçmek için «ebep vok. tkincisi, büyük sanayiin çıkannı savunan bunca politikaci ve kuruluş varken bir de ilericilerin bunlara katüması eerekli değil. Ostelik artık özel sektörü kalkındırarak sanayileşmenin politik yapısının ne oldugu bütün acıklıgıvla ortav8 çıkmışken. Açık olması gereken dörtfüncü nokta: 1961 Anayasa« h»zırlanırken sanayileşmek için yürütme organının hareket serbestUSi olmasını savunanlar Kurueu Meclıs'te Mümtaz Soysal, Avcıoglu. tlhami Sovsal, Altan övmen olmuştu. özgürlüklere dokunmadan yürütmevi kuvvetli kılmaSa çalıştılar. Ama bankacının, tüccann, toprak aîasmın «sinl bastır»madılar. Bunlar. sanavilesmeyle kendi çıkarlannm tehlikeye girdigini cördükleri için karsı çıktılar Sonund» bir»kınız yürütme organının guçlendirilmesini, özel sektörö kalkındırarak sanavileşme için özsrürlükleri de fa?la pördüler. Anayasayı <lüks» ilân ettiler. Diğerlerine ve onlar gibi düsflnenlere de doğru »övlevene ne yapılırsa o yapıldı. Bunu yapınca, büyük sanayiciler iktidara gelip yerleştiklerini sandılar. Fena halde yanılmis olduklannı anlamalannm zamanı. Şimdi son iki yılda yürütme organının eliyle aldıklar nnı geri vermenin sırası geldi. Karşı çıkanlara, her türlü g«zabı lâyık gördükleri sermaye piyasası, teşvik tasanlan d« beklemeye mahkum edildl. En etkili sözcüleri istedikleri k«dar seslerıni yükseltsln. Geriye kalan sadece özgürlükleri klsılmış bir duzen. Bununla rahat sanayıleşeceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Türkıye'de hapishane bacalannı tüttürmekle sanayileşmenin mümkün olduğunu sananlar yanılacak. Hep «Halinıze bakın, ders ahn» diyorlar. Ders alması gerekenler çok. 1970'e kadar eğer sanayileşme lehine bazı düzenlemeler olduysa bunlar sadece büyük sanaylcilerin hatın için gerçekleşmedi. Toplumsal muhalefet ve bu muhalefetin geliştiği özgürlük ortamı bunu sağladı. Bır yaodan ışçisi, köylüsü, öğrencisl, aydını; diğer taraftan sanayiciler sıkıştınnca, iktidar, iktidarının en zayıf noktasından tavız verdi. Emlâk sahibi, tüecar, taban fiyatlannın vent dogrultusuyla toprak sahibi ve bir ölçüde bankacı kaybettı. Tıpkı fızikte bıribirıne ters iki kuvvetin etkisivle bır demır çubuğun en zayıf noktasından bel vermesı gibi. Büyük sanayiciler ders almalı. •Meden!» bır Türkiye istedıkleri konusunda köklü kuşkular var. ortada özgCrlük anlayışlan derın yaralar aldı. Eğer destek ıstiyorlarsa, işe, yaraların sanlmasına destek olarak baslamah Şimdi artık herkes biliyor: Politika üstte, politika ekonominin Bnünde. Hiç olmazsa bir süre içın. Ve bir süre için, ılericilenn özgürlüklerine saygı göstermecfikçe hiç bir şey elde edemezler. 11,4 0,8 76.3 24.0 Planlı dönemde Türkiye'de gübre kullanımında önerrül artışlar sağlanmış olmasına rağmen Ortakpazar ülkeleri içinde en az gübre kullanan Ulke TUrkiye'dir. 1969 yüında Hollanda'da hektar basına kullanılan yapay gübre 622 kiloyu bulurken, Türkiye'de 24 kilo olmuştur. Planlı döneme girildiği 1963 yılında Türkıye'de hektar başina yapay gübre tüketimi 4 3 kilogram idi. B u rakam 1970 yı lında 24 kiloya çıkmıştır. 1969 yılında Avnıpa'da en düşük gübre tüketimi olan ttalya'da hektar başına gübre kullanımı 76 kiloyu bulmuştur. Türkiye'de diğer Avrupa ülkelerine göre gübre kullanımmdaki dengesizliğin ortaya çıktığı iki nokta daha bulunmaktadır. Bunlardan biri en degerli yapay gübre turU olan potasyumlu gübrenin Türkiyede kullanımının henüz hektar başına 1 kiloyu bulmuş olmasıdır. Tek nik hesaplamalar içın bu Uç tür gübre birbıriyle karşılaştınlırken azotlu gübrede yüzde 21, fosforlu gübrede yüzde 17 ve po tasyumlu gübrede yüzde 50 müessir madde bulunduğu kabul edılmektedir. Karşılaştmlan Av nıpa ülkelerine göre, Türkiye'de kullanılan toplam gübre içinde potaslı gübre oranı son derece düşük kalmaktadır. Planlı dönemde Türkiye'de h.ktar başma ortalama gübre tüketımlndeki artış, bölgelerarası gübre kullanımındaki dağılımı bozma pahasına sağlanmış tır. Zaten bölgeler aleyhine çar pık bır dağılım gösteren gübre tüketimi 1963 yıhndan 1970 yılına kadar daha da dengesız bır durum almıştır. 7 yıllık bır zaman aralığında toplam gübre tüketimi içinde sadece Akdeniz ve Ege bölgelerinin payı artarken diğer bütün bölgelerin payı azalmıştır. DYO "İSTANBUL 05.55 06.00 06.05 06.30 C7.O0 07.05 07.30 07.40 07.45 08 00 08.10' 08.30 09.00 0915 09.30 İOOO 10 05 10 25 10.40 11.05 1130 1145 12.10 12.25 12.40 13.00 13.15 14.00 1240 Açılıj v« program Haberler Kur'anı Kerlm Günaydın . Köye haberler # Turküler geçldl ' Haberler Günün programlan ' Sabah rouzlği Çevremlzdc bugün Unlü yorumcular Beraber sarkılar • Hafif melodller Hayatın îçinden ' Sabah türkülert Haberler Arkası yann G. Güvenli'den sarkılar Türküler Hafil Batı rnüzlğl Sarkılar Türküler Haberler M. Birtan'dan sarkılar Küçük orkestra Türküler geçldl . Haberler Yemek raüziğl T. Korman'dan jarkıîar 14.15 r. Ege orkestrası 14.30 S. Yılm«z'dan turküler 14.45 A. Güneı'ten sarkılar 15.00 Haberler 1505 Asık Dalmi'den türkdler 15.20 ÜUcelerden müzik J5.45 E. Uyanıkoğlu'dan sarkılar 16 0O Küçük konser 18.33 R. Erten'den sarkılar 16.45 Neclp Divitcloğlu orkestrası 17.00 Haberler 17 05 Günden güne 17.20 Kadınlar faslı " 19.00 Haberler 19.30 Dlnl sohbet 19 40 Saz eserlerl 19.55 Bir varmış 20 00 Radyo tiyatrosu " 21.00 Haberler ' 21.15 tkl sesten türküler 21.35 Sarkılar 21.55 HafU müzik 22.45 Haberler 23.00 Bestedler Besteler öyküler 23.45 HafU Batı mürffl 24.00 Gece ve müzik 00.55 Haberler 01.00 Program ve kapanif v Amerikan çiftçileri destekleme politikasından vazgeçilmesini istemiyor Amerikan tanmsal ürünlerinin ihraç potansiyelinin artması tanmsal ürünler fiyatlannın hızlı bir şekilde yükselmesine yol açnuştar. Bu yeni durum karşısında Amerikan Hükümeti, 40 yüdır sürdürdügü Amenkan çiftçisini destekleme politikasından vazgeçmeyi planlamaktadır. Fakat» özellikle pamuk, buğday ve hayvan yemi üreticisi çiftçiler dış pazarlardaki lmkânlann geçicl olduğu gerek çesiyle destekleme politikasından vazgeçUmesi düşüncesinin karşısma çıkmışlardır. Amerikan Hükümetinin tanmcı nüfusunu desteklemesi 1930'lardaki büyütc bunalımdan sonra başlamıştır. llk destekleme politikası, tanmcı nüfusa belli bir gelir temin etmek 1 çin tanmsal ürün fiyatlannı piyasada oluşabilecek fiyatın üstünde tespit etmek olmu$tur. Yüksek fiyatla Amerikan Kamu kuruluşlannca satm alınan tanmsal ürünler stoklanıp ürünün az olduğu yıllarda tcullanılmak için aynlmıştır. Daha sonraki yıllarda bu stoklar, az gelişmlş ülkelere Amerikan hal kının «hediyesi» olarak gönderitaıiştir. Amerikan tanm işletmeciligtnin dünyanın en verimli tarım cüığı olması nedeniyle bu tür destekleme alımlan ve depolama sorunlanyle başa çıkılmaz olmuştur. Bunun üzerine Amerikan Hükümeti, tavan fiyata uy gulamasının yanmda ülkenln ij tüketim ihtiyaçlanyle üıracat imkânlanm tesbit ederek çıftçilerin bundan fazla üretim yap masını önlemeye çalışmıştır. Her bölgede çeşitli bitkilerden gerekli ekim alanı tespit edılerek bunun üstünde ekim yapmayacak ve toprağını boş bıvakacak çiftçilere belli ölçülerde ve boş bırakılan toprak büyüklügüne göre ödeme yapılmasfr na başlanmıştır. Sadece pamuk, buğday ve hayvan vemi Ureticilerine yapılan bu türden ödeme geçen yıl 55 milyar Türk Iirasını bulmuştur. Sovyetler Birliğine buğday satmnın perçekleşmesi, Japonya'nın et ve diğer tanmsal ürünlerde gittücçe büyüyen bir al^ cı olarak ortaya çıkması ve sym zamanda tanmsal Urünlerc1 olan iç talebin artması nedeniyle geçen yıl hem tanmsal nyatlar yükselmis ve hem de boş bırakılan el^m alanlan azal mıştır. Artan tanmsal fiyatlara, sehirli nüfusun eosterdifti tepki ve tanmsal g'lrlerin ytiltsek ol masının varattıSı durumdan lsHfade ederelc Amerikan Tanm Bakanlıgı, bu destekleme politikasından tarnamen •azırecn'ö vollarmı aramaktadiT. Tannı Bakanlıgı tic yıllık Wr ««man (Devamı 7. Sayfad») Cemil Çınar Egeli çiftçiler ihracatçıları itham ediyor Ege Çiftçiler Demeği, önemil bır döviz kaynağı potansıyeli taşıyan satsuma mandalını konusunda bir rapor hazirlamıştır. Bu raporda ihracatçılann kendi aralannda tröstler kurarak üretıcmın karşısına birlik halinde çıkıp üreticiye ödenen fiyatlan düşürdükleri, buna mukabil aralanndaki rekabeti yurt dışında yaparak dış pazarlarda fiyatlann normalın altına inmesine yol açtıkları açıklan mıştır. Ortakpazar Ülkelerine satılabilen satsuma mandalinınde Türkiye'nin rakiplerı îspanya, Yunanistan ve Israil'dir. Bunlann hepsi, Türkiye'nin ortak Uye olmasına rağmen, Ortakpazar'dan gümrük mdirimi ko nusunda Türkiye'nin elde ettiğinin üstünde avantajlar sağlamışlardır. Buna ragmen Türkiye*nin ihraç konusunda bir önemli avantajı bulunmaktadır. Türkiye'deki satsuma mandalinleri en iyi durumdaki rakip ülkelerden 20 gün önce olgunlaşmakta ve piyasaya sürülebılecek duruma gelmektedır. Bunu önlemek için tspanya sunî sarartma yoluna başvurmuştur. Böylece Türkiye'nin avantajını elinden almak ıstemektedir. Bunun üzerine Türkiye'de de sunî sarartma yapılmaya başlanmıştır. Fakat ihracatçılar ve işleri bilmeyen bazı kooperatiflpr olgunlaşmış satsuma mandalinlerini de sarartarak Türkiye'nin ıhraç ımkânına darbe indirmektedir. Olgunlaşmış mandal.nlerin bır daha sarartılması halinde bunlar ihraç şanslarını kaybetmekte ve ihraç edılmemeieri gerekrnektedir. Ege Çiftçıler Derneğınin raporunda, bu konuda şöyle denılmektedir: «Her ne l:adar ihraç malları kontrole tabı ise de, kontrollerin verdıkleri menfi raporlar thracatçılar Birliğinde kurulan ve hepsi de ıhracatçılardan ibaret olan heyetler tarafmdan hiçe sanlarak ihraç edilmektedir.» Çiftçiler Derneği, bu durumun önlenmesi için bu heyetlere, Ziraat Müdürlükleri, Zıraat Fa külteleri, Ziraat Odalan ve Çift çi Kuruluşlanndan üye alınmasmı istemişlerdir. Çiftçiler, uygulanmakta olan vergi iadesi sisteminin de çıftçilerin aleyhine sonuçlar verdigini belirtmişlerdir. Vergi iadesinden yararlanmak için bir ihracatçınm 1.200.000 doiarlık ihracat yapması zorunlu görülmüştür. Çiftçiler, bu konuda şunlan söylemişlerdir: «Bu sistem üreticinin aleyhine ve devletın de dövız kaybına sebep olmaktadır. Şöyle ki; bazı ihracatçılar barajı aşabilmek için düşük kaliteli ürünleri de ihraç etmekte, diğerleri de üçü beşi bir araya gelerek tröst kurmakta ve kendi aralannda üretici fiyatlannı düştlrmek hu susunda anlaşarak birbirleriyle rekabeti dış pazarlarda yaparak UrUn fiyatlannın duşmesine sebep olmaktadırlar.» Bunu önlemek için Çiftçiler Derneğı, «vergi iadesinı çok ihraç edene vermektense, ihraç ettiği ürunü en ıyi değerlendirene vermek usulünün kabul edilmesini» lstemiştir. Çiftçiler, sosyalist Ulkelerle yapüacak ticaretin genişletilmesini teklif etmektedirler. Raporda, «ürünlerimizı daha ıyi değerlendirebilmek için anlaşmalı memleketlere genış kontenja" verıimesı ve ihraç müddetinin kısıtlanmaması bir zarurettır» denmektedir. Bu zaruretle ilgili olarak da şu örnek verilrniştir: «1972 ürünür.den anlaşmalı memleketlere bır kontenjan aynlır, fakat ihracatm 15 kasirada başlaması kaydı konmuştur. Bir Polonya heyeti îzmir'e gelerek ihracatçılanmızla tonu F.OB. 205 dolardan bir ön anlaşma imzalamış. Fakat ihracatm müsaade edildiği 15 kasım tarihınde bizim en esktra satsumalanmızın Münih piyasasmda, nakh'yesi ödenmiş olarak tonu 120 dolardan satıldığını görünce tzmır'den satsuma almaktan vazgeçerek ihtiyacını Münıh piyasasından yandan daha noksan fiyatla temin etmeyı tercih etmiştir.» Egelı çıftçilerin raporu, «bunun, memleketımize neler kaybettirdığini tak dırlerınue bırakıyoruz» diye son bulmaktadır. Çınar'ın ardından Bir tür aydın var; Türkiye' de az, Batıda biraz daha çok. Düzen, bu aydının sorunu değil. Şu anlamda: Düzenin ne esin ne de karşısında. Düzenin çelişkilerini ortaya koymak da, bu çelışkilerle karşılaşınca bunlan örtmeye çalısmak da bu tür aytfından uzak. Bu tür aydının tek sorunu kişisel dürüstlüğünü sürdünnek, Türkiye gıbi bir ortamda belki en zor uğraşlardan biri. Düzene esir olmadan insancıl değerleri savunabilmek çok zor bir iş. Bir trafik kazasında, genç yasta aramızdan aynlan Devlet Planlama TeşkilStı Sosyal Planlama Dairesi Başkanı Cemil Çınar, bu zor işi yapabilen pek az kisiden biriydi. Planlama Teşkilâtı, ilk ve son memuriyeti oldu. Kurulduğu zaman uzman yarduncısı olarak girdi. Daire Başkanı olarak mes leği değilse bile hayatı son buldu. Birinci Beş Yıllık Planın hazırlıklarına heyecanla katılan bir avuç iktisatçıdan biri oldu. Zamanla heyecanı artmadı ama bilgi ve tecrübesi arttı. Daha çok sektörlerin sorunlannın, sanayiin iç ilişkileri üzerinde çalıştı tkinci Beş Yıllık Planm makro ve sektör modellerinin hazırlanmasırıda emeği geçti. Sanayi programlaması konusunda çevirileri yayımlandı. Türkçe ve tngilizce çalışmalan basıldı. Çalışkan ve meraklı bır araştıncı oldu. Çalışma arkadaşlanvle rahat ilışkiler kurdu. Fakat gittikçe Türkiye'deki planlama cahşmalanndan soğudu. İki yıl Birleşmiş Mılletlerın Merkezinrte ik'ısat u/manı ola rak çalıştı. Anadolu, Çınar'ı tekrar çekti. Dönünce, bir «post» kapmak için çaba göstermedi. Bir türlü düzeltilemeyen millî gelir istatistiklerine eğildi. Bir büyük uzman grubunun başmda yeni seriyi hazırladı. Bu çalışma sırasında ti carette vergi kaçakçılığıyle kar^ sılaştı. Bunu da resmî yayına kovmaktan çekinmedi. Bir süre Yabancı Sermaye Komisyonu Başkanlığı yaptı. Bu görevin baskısmdan kurtulunca büyük bir rahatlık duy du. Otomobil kullanmasmı sevmezdi. Fakat çocuğumı okula makam otomobiliyle götürmeyen nesll tükenmis yOneticilerden biriydi. T.K. T.C. Devlet Demiryolları İşletmesi Merkez Alım ve Satım Komisyonu Başkanlığından Müteahhit Nam ve Hesabına; 16 Ad. (SKF NJ 2219 MAS/03 Rumuzlu) Rulman (Bilyalı Yatık) Satmaluiacaktır. 1 Dahilden kapalı zarf usulüyle yukanda cins ve miktan yazılı malzeme satınalınacaktır. 2 Tekliflerin engeç 31 Mayıs 1973 Perşerribe günü saat 15.00'e kadar Ankara'da Genel Müdürlük bınasındaki Makina ve 'tkmal Grup Baskanlığında toplanan Komisyonumuza gelmiş veya verilmiş olması şarttır. 3 Verilecek teklif zarflan Üzerine teklifin hangi işe ait olduğu yazılacaktır. 4 Bu işe ait şartnameler TCDD*nin Ankara'da Merkez ve îstanbul'da Sirkeci veznelerinden 25, lira mukabilinde temin edilebilir. 5 TGDD ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmsn yapmak. ta ve tereih ettiği taüDe yapraakta tamamen serbesttir. (Basın: 14531) 3176 Büyük mağazalara diğer ticaret ünitelerine göre ayrıcalık tanınıyor Ticaret Bakanlıgı tarafından hazırlanıp Melen Hükumeti'nın son günlennde TBMM'ye sunulan buyuk mağazaların kurulması hakkındakl kanun tasarısında, büyuk mağazalann teşvıkı için kanun kuvvetınde kararname çıkarılacağı hükmü yer almıştır. Halbuki mevcut sıstemde büyük mağazacılık tesvık edilen iş kolları arasına alınmış bulunmaktadır. 1973 programıyle bırlıkte yayımlanan Genel Teşvik Tablosu ıçinde büyük gıda mağazalanyla büyük mağazacılık da sayılmıştır. 1973 programının yayımlandığı Resmi Gazete'nin 53. sayfasında Genel Teşvik Tablosu açıklanmıştır. Bu Ubloda ekonominin teşvikten yararlanaeak kollan ve her kola verilecek teşvik çeşıtleri gösterilmıştır. Butün İş kollan lçin 5 çeşit teşvı k sistemi tesbit erfilmiştır. Bunlar, gümrük muaflığı, gümrük taksitlendirmesı, yatınm ındirıml, orta vadeli kredi ve yatırım kotasından ıbarettlr. Genel Teşvik Tablosuna göre büyük mağaza kuracaklar bunlardan gümrük muafiyeti hariç digerlerinin hepsinden yararlanabilmektedlrler. Gümrük ttksitlendirmesinin en çok süresı 6 yıl olabilecek ıken büyük mağazacılığa raaksımuma yakın olmak üzere 4 yıllık taksıtlendırme süresi tamnmıstır. Büyük Mıllet Meciısı'ne sunulan kanun tasarısında büyük mağazacılığm ne tür teşvik tedbırlerinden yararlandınlmak istencöği açıklanmamaktadır Kanun tasarısınm 9 maddesır.de hangi teşvik tedbirlerının kullanılacağı •kalkınma planları ile kabu) edilen hedef ve politika ükelerine dayalı olarak Bakanlar Kurulunca yıllık programlarda gösterilir ve bu hususlar çıkanlacak kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenir» denılmektedir. Gerekçe de, büyük mağazacılığm böyle ayn btr teşvik sistemine bağLanması ve Meclıs'tekı teşvik tasarısınm dışında tutulup ayncalıkh bir duruma sokulması, Meclis'tekl teşvik tasarısının «sanayie dönük» olmasına bağlanmakUdır. Tasan kullanılacak tesviklen bellrtmemekle bırlikte, büyük mağazacılığın teşvik edllmeslnı kanun kuvvetinde kararname çıkınlmasm» bağladıgına göre hem bugünkü ve hem de Meclls'tekl teşvik tasannndan daha çeşıth tesviklen getırmeyi duşünaüğu ızlenımını vermektedır Yıne tasannın 9. maddesinın c {ıkrasında büyük mağaza ların kooperaüi kuruluşlan olmalan halinde • hangi teşvik fecfbırlennln aynca uygulanacağı» üin da kanun kuvvetınde kararnameye bırakıldığı beürtılmıştır. Bununla bırlikte tasannın 14. maddesı teşvik edilen mağazaların lehine bellrtı ayrıcahklan şımdiden getirmiş bulunmaktadır. Buna göre teşvik edüen mağazalar; a) Alım • satımın yoğun olduğu saatlerde işyerinde çalışanlan bir bölümden diğerine kaydı rmaya, b) öğle saatlerinde işyerlerinin açık bulundurulmasına, c) Çahşanlann lşyerlerinl, reyoolarını değişürmeye ve parttime personel çalıştırmaya yetkill kılmmaktadır. Böylece mevcut büyük magazalann en çok İstedikleri ayncalıklar tasannın metnlne alınmış olmaktadır Bu lmkânlar kanunlaştıgı takdirde büyük mağazalar diger tlearet ünitelerine göre çok büyük ve etkili avantajlar sağlamış olacaklardır. Başbakanhk Kültür Müsteşarlı^ından 1 Devlet Memurları Kanununun 48. maddesindeki sartları haiz Almak üzere Ankara D.T C. Fakültesinin Sümeroloji, Hititoloji, Klâsik Arkeoloii ve Çağdaş Anadolu Arkeolojisi, Protohıstorya ve Önasya Arkeolojisi, Sanat Tarihi ve Antropoloji Bölümü Etnoloji kürsüleri ile, Istanbul Edebiyat Fakültesi Prehistorya ve Arkeoloji Bölümü Eski Önasya Düleri ve Kültürleri bolümü melunlanndan, Ankara, Istanbul ve İzmir şehırlerindeki müzeler dıjında diğer illerdeki müzelerimiz için asistan adayı alınacaktır. 2 Meslek sınavı ile birlikte, îngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden birinden, yapüacak sınava katılmak isteyenlerin, 22 Mayıs 1973 Salı günü çaliîma saati biümine kadar, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı Eshi Eserler ve Müzeler penel Müdürlüğüne, mezuniyet belgesinin aslı veya noterden tasdikli örneği, lisans tezi konusunu belirülen dilekçe ve iki vesikahk fotoğraf ile müracaat ederek sınava girme belgesi atmalan gerekmektedir. Pbstadâki gecikmeler dıkkate alınmayacaktır. 3 Meslek sınavı 23 Mayıs 1973 Çarşamba günü saat 9.00'da, yabancı dil smavı aynı gün saat: 14.00'de Ankara Milll Kütüphane"Se; mülâkat ise 26 Mayıs 1973 Cumartesi günü scat 9.00'da Ank»ra Arkeoloji Müzesinde yapılacaktır. 4 Sınava girenler başarı derecelerîne ve kadro lmkânlanna göre, ihtiyaç yerlerine atanacaklardır. Ûân olunur. CBaan: 14795) 3179
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear