28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
V CUMHURtYET 3 Mayıs 1973 ABDİİL (. ı'iÂHİ ZAfcJfiî MizAHA ?£K VATKiN BîJi. VAY VAAAV \ «ANlMıMltlAfUJHÎ ÎİÂHİ HAtfFYAM... LÂTI'FB LÂTİF ^ 1( ÇÎPÎP.? OVSAH VaÎHiMETÎMll 1 HtDİVEAlMlîr $ î l t . ÖİZİM KAP|LAfeMiZpAWVEDF ^töcB'i UtfAÎİMıZDlp/ W BüVU,YAftiMELMA <MiALM/lz£KÂ$U $uFW«lNA 3îü tı'uK. köVMAVl çıTiPın Bl BUIAMHÎ.» KATi ^îBÎ M£ CtŞıY MAMALAP ÎSA'NIN GÜNCESİ MELİH CEVDET ANDAY 16 «Işler ve sözler.. Adı takılmadıkça hiç bir ış gerçeklesemiyordu. Sozlü bir dünvada yaşıyorduk. Yaptığırruzın ne olduğunu bılmeliydık. Boylece bız de onunla sevgilı olduk. Ama birbırımizi hiçbır zaman spvmedık sanıyonnn. llJc yattıgımız gece belki öyle bir duyguya kapılmısızdır. Bu hcyecandan doğmuş olmalı daha çok. Heyecan başka duygulann olduğu gıbi aşkın da yerinı tutar çcğu zaman. Sonra bu ıki duyguyu, aşk ile heyecanı birbırlnden ayırmaya künin gücü yeter ve kimin zamanı vardır? O gece vücudunu bir türlü göstermek ıstememişti bana, ısipı kapatmıştı hep; göğüalerinl daha önce görmus oldugıımu hattrlattıkça eü ile ağzımı kapatıyor, »usmara için yalvarıyordu, elinı çeker çekmez de dudaklanna bırakıyordu o ışı.» Bana karsı olan davranısları, pörülmemiş Wr gururun buyruğunda idı. Gogüslenni göstermis olması, «Benun sevgilım olur musun?» diye sorması, bu gururu ta basta, canevinden yarelamıstı. Vurulmus bdhğın ıri in bfüusı. onda o zamandan kalma idı. Belkl bunca yıldır benimle surüklenmesı de, bu suçlınuk duygusu ile tek başına kalmak Korkusundan ileri geliyordu. Çaresızliğın doğurdugu bu bağlıUkta ben, onun için gerekliydım. Büyütüyordu belkl, ama buyütüİTieyen şey lerden bıze ne .. Aşkımız olsa onu büyütmeyecek mlydık? Gerçi çocukluk döneminde kalmasj, unutulması gereklj şeylerdi bunıar, üzertade durulunca başka ne diyebilirdlk? Oysa o, unutulması gereklı şeylerin, unutulmayan »eyler olduğunu biliyordu. Hangrmiz için? Onun için mi, benim için mi? Rıuı, karşısındatonin unutmasını istedığı şeyi, beıkı ömek olfun diye, önoe kendı unutur; btlinçsız olarak, kendi yasalarına göre, bize duyunnadan yaptıgı bir işlemdir bu. Istersen mutfakta yiyellm, dedl. Evirrin en güzel yeri orası id!. Oradaki küçük yemek masasını sevdığimi biUyordu. Bir de şije buldum kâgıda saruı, dedi. Boylece unutma çabası ile çarçabuk olgunlaştı. Fakat ruhündaki çatışma, • aşkını besleyecek erioce olanak vermiyordu Benim aklımsa, göğüslerini gösterdiğı gune takılı kal mıştı bep; o kızı arıyordum. Niçin? Bılmıyordum. Bu duygunun sevmekle bir ili$iği yoktu elbet. Bir giz düşkünlüğü idi benimkisi. Oysa sevgilisi oldugum, seviştıgıra bu kız hıç de bir giı degüdi benim için. Kımdi o âdem elması? diye sordum. Arkosı sıra yurUyordum. Ne dedıgimı anlamamış gibi başını çevirdı. Parmağımla gııtlağımı gösterdim. Bir an durdu, sonra; Ha, o mu? Kapıda karşılaştıgın mı? diye sordu. Kansınm yaptırdıgı tuvaleti almaya gelmiş... Oysa bugün için söz vermenüştim ben. Yann akşam teslim edecektim. öyle dedım. Belki yarın akşamı sağlaıra bağlamak için, belki de kocasının bir meraîanı doyurmak .. Kım büir! Ama kocaları ile terzilerini tanıştırmaktan hoşlandıklarını bıürlm. (Bir takım işler görürken konuşuyordu hızlı hızlı). tki yanlı övünme duyuyorlar bundan. yeni bir giysıye kavuşnıanın keyfi artıyor boylece Hatta şu da var, yaptınnak, diktirmek değil istedıkleri, ba$ka bir şey... Bir gıdıp gelme. Bir müşterim bana gelip de, bunu begenmedim, gıyemiyecegim derse. bunuı» altında bir kızgmiık değıl, bir sevinç... Sözünü kestim. öylesine miyoptu kl, beni îtörebllmek için uzun uzua baktı. Diyeceksın ki, kapı önünde bir dakika bile kalmadık karîi karşıya, olsun, ama bir adam karşısmdakine ille bakmak isteyince zaman uzamı$ olur sanki. Bense çarçabuk içerı girdim. Onun yol vermestne karşın, belki de biraz kabaca, evet, ama ben o adamı merak etmiyordum. Masanın başmda duruyorduk. Ne yapacağımı bilmıyordum, içimde korkuya benzer bir duygu belırmışti. Birden: Ne ıstıyor bu adam benden? diye bağırdım. Mutfakla küçük odayı ayıran geniş rafın üstünden bır tabağı alırsen durdu, şaşkın şaşkın baktı yüzüme. Senden ne istiyebilir? dedı. Parıltü: giysisi içinde çıplak oldugu belliydi. Onunla bır an bnce yatmak ıçın acele ediyordum. Fakat kafam nedense o adama takılmıştı, durup dunırken ve bu dıuıım bcni korkutmuştu. Korkan insanlann cesaretıyle' Ne bileyim? Onu oğremnek ıçın sor«Uım, deiüga. Gaga burunıu, sümiık bı'vrklı, gırtvağı çıkık bır mlyop *;arn benim uelctiğim dak*ıkada karşıma dıkiltyor... Nedir mâksaâı? Elındeki tabağı maspya koydu, düşundu. Bu gereksız hırçınlığımın kısK'înçlıktan, saçma bır kıskançlıktan geldığinı düşünuyor olabılirdi. Oysa bende böyle bir duygu yoktu Pek iyi bıliyorsuı*. ta her zamanklnden daha erken geldın bugıın. dedı. Acelem olduğunu o da anlı>orda. Fakat açılmış olan konuyu, gereksiz bir şey, bir kumaş parçası gıbi bır yana atamıyordu. (Deramı var) TOPRAĞIMIZ INSANIMIZ. Röportaj: Mahmut ALPTEKJN Bir toprak sahibinin söylediği.. 16 Şubat giinil tanıştık Selim Goncüoglu ile. Bır tubaliye mağazasındaydık. Hoşbeşten sonra oturup konuşuyoruz, Denızlı' nin Bayramyerı'nde bır kahve de. Selim Göncüoğlu, 56 yaşında. Yaşını göstermiyor pek. Sigara ve kahve içiyoruz ilkin. Soruyorum: Sızın adınızı daha önce de duymuştum, Selim bey. Tanıştığımıza sevindim. Sızinle, Toprak Reformu konusunda sohbet etmek ıstedım. Ben de memnun oldum taruşuğımıza. Hay hay, konuşalım. Ne düşünüyorsunuz, Toprak Reformu konusunda? Düşunüyor, Selim bey. Ne dıyeyun bılmem. ki? Benım topraklanmı alıp baskalanna dagıtmak ne derece dogrudur? Hem de bu iş demokrasıye uyar mı? Yalnızca fazla topraklan da ğıtmak mı, sızin anladıglmz, Top rak Reiormu'ndan? Başka ne anlayacaktık ya? Suleyman Çamlıoğlu başlıyor soze: Toprak Reformu, yalnızca bu degıl canım. Okumadın mı gazeteleri, Selim bey? Hukümet, bedava almıyor ki fazla topraklan Karşılığını taksitle bdeyecekmiş. Pekâla, topraklann değerini verecek mı? Yok fiyatına alacakmış. öyle dıyorlar. Siz duymadınız mı? Diye soruyor Selim bey. Soruyorum Selim beye: Ne kadar toprağınız var? Var toprağımız ama çoğu dedemden, babamdan kalma. Bır kısmını da bız kazanarak aldik. Ne kadar olduğunu söylemedıniı? Dört beş bin dönlim kadar var. Suleyman Çamlıoğlu karşı çıkıyor: Ben daha fazla sanıyordum, Selim bey? Ben, verımli yerleri söyledım sadece. Bunlar Tavaslıoğlu' nun tarlalanmn yanındakiler. Bin donüm kadar da kelepir top ragım var ama, onlan da tarla mı sayıyorsunuz siz? Suleyman bey cevap veriyor yıne Ne olursa olsun, Selim bey. Onlar da tarla tabiî. İyi işlenırse, sulanırsa, onlardan da bol verım alınır. öyle değıl mı? Nereden sulanacak? Öyle bır sey olsa, yanı sulama imkânı, bız faydalanırdık. Suleyman bey: Meclis'te de görüsülen kanunda bunların hepsi var. Daha iyi verim almak için sulama işıne de önem verilecekmiş. Keza gubreleme ışı, kooperatıf, ürunün pazarlanması... Selim Göncüoğlu ile Süleyman Çamlıoğlu çok onceden tanışıyorlarrruş. Ahbaplıkları eski, yanı. Söz arasında şakalaşmalarından da anlaşıüyordu bu. SUleyman bey takılıyor gene Selim beye. Gülüyor, ılkin: Merak etme Selim bey. Topraklarının hepsını alacak degıller canım. Sana da bırakacaklar. Bır korku falan olmasm. İyi vallahi. Beş altı bin donüm topragımı alsmlar ehmden, bana da 100 dönlim bıraksmlar. Yeter miymiş yüz dönüm tarla bana? Olur mu boyle şey'' Suleyman bey cevapüyor: Yok canım, kim demis yüz dönum diye? Bin dönüm kadar bırakırlar, sanınm. öyle olmasa bıle, 100150 dönüm verimlı tarla yeter, sanınm. Ben soruyorum Selim beye: Saraykoy'e yakın mı sızin tarlalar? Oraya yakın olanlar da var. Çoğu Denızli Ovası'nda .. Yalnızca pamuk mu ektiriyorsunuz, Selim bey? Ö5'le Buğdayı, arpayı çoktan bıraktık. Pamuk daha kârlj oluyor. Var bir yirmibeş yıl kadar pamuk ekimine baslayalı. • Ziraat Mühendisleri Odası'nın, 1971 yılı ıçınde hükümetin Toprak Reformu konusunda görüşlerıni istemesl üzerine; Toprak Re formu'nun uygulanmasına ilışkın olarak saptadığı ana ılkelerden bazılan ozetle şöyledir: «Ülkemizde tanmsa. topraklara, ancak üretimde kullamlmak ve işletılmek amaçları ile sahıp olunabilmelıdır. Yasalarda yapılacak değişikliklerle ve alınacak yasal tedbirlerle tarım topraklannda mülkiyet hakkı sınırlanmalıdır. MUlkıyet dagılışı sosyal adalet ilkelenne uygun bir şekılde yenıden düzenlenmeli ve akla uygun aıie ışletmeleri kurulmalıdır.» TOPRAK ANA'nın bağnnda ANADOLU'nun bir çılekeş ANA'sı daha çocuklanyla.. kı'nm bir sırasına oturmuştulc. Yağmur başladı az sonra. Cadde nın karşısındaki bır kahveye gır dik. Çaylajımızı söyledık. Sordum: Anadolu koylerinı iyi tanıdığmızı duydum. Koylumüzun toprak sorununu incelemışşinız. Toprak Reformu hazırlıklannın ilerlediği şu sıralarda; sizce kuçük arazi sahiplerinln çahşma durumu nasıl olmalı? Azıcık düşunüyor Ziya Demır bey. Şöyle cevaplıyor: Küçük arazıden verim aiır»maz. Alınsa da kıymetı yoktur. Koy arazısi tüm olarak. düçünülmeli. Verim durumuna gore bolünmeli. Toprağın tahlili yapılmalı. Alınacak sonuca göre, pamuk ekilecek yere pamuk, buğday ekı lecek yere buğday, arpa ekıleceTc yere arpa ekilmelı. Hayvan yemi ıçın de gerekn yer aynlacak. Ayrıca hayvan otlatılması için mera bırakılacak. (Mera da fennî şekilde bıraküacak). Yine bir kısım arazi de ağaçlandınlmaya ay rılacak. Tanmm bir kesimi de hayvancıük... Ek bir geiir olarak köylünün aracıük, tavukçuluk ve sütçülük yapmasım kolaylaştıracak araçlar ve yerler sağlanmalı. Nasıl sağlanacak köylüye bu imkân? Kdylü, birleşen arazisinde fi ilen çalısacak ve kendısıne çalısmasını kolaylaştıracak tanm araç ve gereci verilecek. Kim verecek tarım araç ve gerecini? Aynca, birleşen arazi deyimiyle neyı kastedıyorsunuz? Devlet verecek... KUçük arazilerin kendi sınırlan içinde ve sahıplerinin arzulanyle ekilmesi hem verimi azaltacak, hem de köy arazisinin tüm hallnde verim tahlılinı zorlaştıracaktır. Az önce söylediğım gibi, şu mevkide buğday, burada arpa, öte yanda pamuk yahut sebze, meyve, bostan yetiştirilecek. Tarla aralanndan sınırlann kalkması, arazinin çoğalmasını sağlar. Ayrıca işleme kolaylığı doğacaktır. Köylü; bu çalışmasınm verimini, birlesecek arazisinin ürücü nü nasıl paylaşacak? Bırleşecek araziye ekilen ürün yahut da kân köylüye tapu sundaki arazısı miktan gözönüne alınarak ve emeği değerlendinlmek suretıyle dağıtılacak. Bir ne vî kooperatifçilik usulü... Peki, Ziya bey; mal sahlbi olduğu halde, çalışmaktan kaçınan kişilerın durumu' .. Toprağı m gerektiğı gibi işlemeyen, demek istiyorum.,. Fiilen arazisinde çalışmayan Tnal sahiplen, ekm ve Diçim mas raflan çıkanldıktan sonra üründen faydalanacaklar. Bu is için köylünün şu andaki tanm bilgisi yeterli mi sizce? Köylüntin tanm bilgisi arttanlmalı tabiî. Bir de orman sorunumua var?... Ormanlarımızın korunması baş sorun olmakla birlikte, ormansız ve ağaçsız köyünde ağaçlandınlmasına ve beslenme» sıne azami itina gostenlmeli. Bir tarım uzmanı Uzun yıllar, tanm teknisyenliğı, tapu memurlugu yapan Ziya Demirle konustuk. Zıya bay.^ıı» dı emeklı. Fatıh'teki İtfaiye Par MALKOCOĞLU Vazan veclzenrAyhan BAŞOGLU BEYAZ İLÂHE Y A R I N : Anadolu insanını oluşturan; onu, anısıyle umuduyla yuğuran TOPRAK'tır. Anadolu insanı, toprak insanıdır her şeyden once.. Topraksizlıktan yerinî yurdunu terke zorlananlar DIŞI BOND TİFFANY JONES •%\J< al 3^ ....... UPMıMSTHC OOJLUNP/ilJ PALONU*J PtLOTU V &AN 'A TBLE . <suv, LON OtDU. LUSJSTEB OCULUMUM OOÜ GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear