02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET ^ 25 Î T: n 1973 ı^rİYATU 01MAM İ W . ^ KAiDfM ÇOK... luZUMSüZ VŞK TEHLıVEVE ATJYÛJİJZ KEMirtÎ 6 ADAMLA* Ğ;EC£MİM Öü SA^İ ÖU 6MtTECİ MÎ TUfSfUH VfcU.UK İSA'NIN GÜNCESİ MELİH CEVDET ANDAY • 8 Eski muhasebe şefine, bir zamanlar, «bıyıkKIZ fok> adını takmıştım. Bunu başkalarına soy lediğimi aklınızdan geçirmezsiniz elbet. Içine ka palı bir insan olduğumu anlamışsınızdır. Bu gibi kimselerin az arkadaşı olur ve ağızları sıkıdır. Gizliden ad takma yolu ile keyif çıkarma İ5İ, ol dukça cski bir alışkanlığundır benim. Ama ad takma için kafamı yormam hiç. Bir yabancı ile karşılaşır karşılaşpaz gelir bu ad. Gerçekten de, gizli adları ile birliktc görürüz insanlan. Nüfus kütüğüne geçirilmiş adı ve soyadı ile bire tanıtılan kişi, çoğu zaman, göz kırparak şöyle der gibidir «Sen bakma öyle soylediklerine, benim ger çek adım Tavşan Kulak'tır.» Hattâ kimi zaman sokakta, yanmızdan bir Leylek Gagası'nın, bir Dülger Balığı'nın, bir Mors'un hızla geçip gittiği ni fark edersiniz. Bıyıksız Fok, ellerinin üzerine konmuş olabileceğini düşündüğü görünmez tozları iki kez üfledikten sonra: Hadi, dedi, ve ayağa kalktı. Ben de kalktım. Karşı gelinmesi olanaksız durumlar vardır, bunu daha ba«langıçta sezersinlz ve boyun eğmeniz sadece haysiyetinizi kurtarmak içindir artık. Boştına olacağını bildiğiniz bir direnmeden sonra teslim olmanın küçüklüğüne katlanmaktansa, kabul etmenin özgür kararı yeğdir elbet. Eski muhasebe şefi, bana damşmağa lüzum bile görmeden Gaz Sobaları Ortakhğı'nın müdürü üe konuşmuş, yeni bir işe atanmak üzere ayrılacağımı soylemiş.. Bana sadece pardösümü ve bir de hakkım olan parayı alıp sellerin götürdüğü aokağa çıkmaktan başka bir 1 kalmıyordu. 5 O zaman, benden biraz da bekleneceğmi um duğum bir iürazda bulundum Isteksizce. Acelemiz ne? dedim. îstersen gitme kal, dedi eski muhasebe şefi, bütün bütün kal, tozlan, yıpran, geber burda. Biraz fazla olmuyor mu bu? dedim. Az bile dedi. Sonra başı ile pardösümü isaret ettl. Bir iki odaya uğradım, arkadaşlanmla ve. dalaştım. Sonra müdüre gittim. Eski muhasebe şefi, ben odadan odaya girip çıkarken, posta edilmiş bir kaçakmışım gibi arkam sıra geliyordu, yüzünde mağrur, belli belirsiz bir gulümseme ile. Arkadaşlanm beni ocfalarından uğurlarlarken, bir yandan onlara şöyle bir el sallıyor, bir yandan da «uzatma» gibilerden sırtına vuruyordu. Vurmaktan da fazla bir şey, nerdeyse iteliyordu beni. Hayır, başıma geleceklerl daha o zamandan bildiğl için bana böyle davrandığını söyliyemem. Gerçi ben nereye, ne işe gittiğimi açık seçik olarak bilmiyordum ama, basta da söylediğim gibl, orad'a ortaya çıkan olayın nedeni, benim rastgele bir hareketim, daha doğrusu, cansız bir madde ile, üç dört kâğıt parçası ile karşılaşmamdı. Demek istediğim, belli blr plâna uygun olarak tuzağa düşürülmüs değildim. Fakat o günleri bütün aynntılan ile düşündükçe, eski muhasebe sefinin yukarda anlatmağa çalıştığım o güdücü davranışına şaş...aktan kendimi alamıyorum. Sanki 1lerde olacakları daha başlangıçta sezmiş gibi, nerdeyse bir suçlu muamelesi yapıyordu bana. Bu da, suçiunun ya da sanığın suçtan önce bulunması gerektiğini düşündürüyor insana. Gerçekten de, suç, insansız olarak ortaya çıkamayacağına göre, suçiunun önceden bulunması kadar doğal bir şey olamaz. însan bulunduktan, ele geçtikten sonra »ce, suç nasıl olsa gelir yakalar onu. Burada masumlarla gerçek suçlulan birbirinden ayırmağa kalkmak yanlış olur. Bütün suçlular maıumdur çünkü. Bu düşünce ile ben de zamanla suçuma alıştım, ne olduğunu bir türlü anlayamadığım suçuma. Gaz Sobaları Ortaklığı'nın müdürü beni ayakta karşıladı. Göz kapaklan öylesine düşük bir adamdı ki, karşısına geleni görebilmek için başını tavana bakarcasma arkaya atmak zorunda kalırdı hep ve gene de iyi göremezdi. Sanki dört ayak yaşasın diye yaratılmış gibiydi, insanm ayağa kalkmadan önceki d"urumunu düşündürürdü bana. Başının normal durumunda ancak ayağının ucundakileri görebilirdi. O ise önündekileri, karşısındakileri, daha uzaktaldleri de görmek istiyordu. Hırs ne korkunç bir güçtür. Blzi bırakıyorsunuz, öyle mi? dedl. Kızgınlık yoktu yüzünde, fakat bir çalışma yerinden ayrılmanın yöntemlerine uyulmaması saşırtmış gibiydi onu. Elinde tuttuğu cigara«ının, nikotin sarısı parmaklarını yakacak had'ar küçülmüs olduğunu gördütn. Son >kül~|)arçası ayakkabısının üstiine düş=müstü. Bu ayakkabılar pırıl pırıl boyanmıştı (hep onları görüyordu da belki ondan), öyle ki kül cilâlı deride hafifçe yansıyordu. Buradan ayrılıp başka bir işe geçeceğim konusu, eski muhasebe sefi ile onun arasında konuşulup çözürnlendiğine göre, bana söyleyecek bir söz kalmıyordu. Ama hiç konuşmadan ayrılmanın garipliği düsünülecek olursa, ona hak vermek gerekirdi. Hattâ müdür böylece benim gururumu da kurtarmış oluyordu. (Deramı var) Millî mücadelenin ilk yıllarından ilginç belgeler Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU Grup tuzugunun başmdaki ilginç giriş Reform Grubu Tüzüğünün «Mukaddeme denilen başlangıç bolumu, harfi harfine söyledlr: «Çepçevre diişmanlarl* »anlı vatanımızın nlussl sınırları içinde ba|ınısızlıfırun saflanma 11 için şimdiye dek Büyük Millet Meclisi'nin barcadıfı te.şekküre dejer çabaların sonnna dek sürdürülmesi için olduğu kadar, bondan böyle de çatınu zın gereksinmelerine göre ulusal ortamda genel bir mutluluk sağlanması için dahi Meclisin belirli bir programa göre çaIışması gerekliliğine inanmış olan Grubnmuz, aşağıdaki ilke lerd«n«luşnMi»Wr program kabul etmiştir. ülkemizde genel refahın ve çağdaş ilerlemenin gerçekleşmemesinin nedeni, hiçbir zaman ulusumuzun yeteneksizliği olmayıp yönetim biçiminin ve hükümetin, çağın gerek lerine nygnn duruma getirilmemesinden ve ulnsal enerji kaynaklarının yolsnz ve yöntemsiz olarak israf edilmesinden ve devlet yönteminde halk denetiminden nzak bir yol izlenmesin den ileri gelmiştir. Bu nedenle Islahat (Reform) Grubnnun ama cı, sosyal mntluluğu kurmaktan ve izleyecegi yol da ülkedeki dengeli güçleri alt üst etmeksizin, halkı yönetime ortak etmek ve yönetimi halkın çereksinmelerinin karşılanmasına hizmet edici duruma getinnekten ibarettir.» Bu başlangıcın kaleme al:nması üzerinden yanm yüzyılı aşkın bir zaman geçmiştir. Gerçi elimizdeki orijinal metinde tarlh yoksa da, bunun içindeki maddelerden, bu metnin 1921 yıh sonlarına doğru ya da 1922 yıh başlarında hazırlanJığı kesin olarak anlaşümaktadır. ğımızın nedenini ulusal yetenek sizliğimizd'e görmemektedir; Türk ulusu yetenekii, güçlü bir ulustur; ne var ki, bazı nedenler on^ın geri kalması sonucunu doğurmuştur. Bu nedenler, Tüzüğün Başlangıcında sıralanmak tadır. En az 51 veya 52 yıl önce hazırlanmış olan bu tüzükteki görüşlerden kimisi bugün bile güncel nitelik taşıması bakımın dan, çok ilginçtir. Reform Grubu Türk ulusunun geri kalmışhğınin nedenlerini, şöyle saptamıştır: 1) Devlet yönetimi, çağin gereklerine nygun deçildir. Yönetim biçimi ve idare yöntemi, güöü» kosullaruıa^. nydotaıln»*' mış daha doğrnsn çagın isterle rine nyrnn dnrnms Gerçi Baslangıç bölümündekl bu yuvarlak sözler belirsiz ve bulanık görülmekte ise de, Reform Grubu'nun Tüzüğündeki öbür maddeler, çağın isterlerine uygun bir yönetimin nasıl olması gerektiği konusunu az çok aydınlatmaktadır. Tüzügün maddeleri ele «lındıgı zamao, Grup üyelerinin, bu yönetim biçlmlnden ve «çağın gereklerine uygun» bir idareden neyi kasdettikleri, çelişküi de olsa yer yer açjğa çıkmaktadır. 2) Reform Grubu, geri kalmışlığm ikinci nedeni olarak, ulusal güç (enerji) kaynaklarının yolsuz ve yöntemsiz israf edilmesini gösteriyor. Bununla neyi kasdettiğl, Tüzüğün öbür maddelerinden de iyice anlaşüa mamaktadır. Acaba belirtllmek istenen nokta, doğal enerji kaynakları mıdır, milli servetin 5bür ögeleri midir, yoksa işlenmemiş insan zekâsı, insan gticü müdür? Her ne olursa olsun, Tüzüğün deyimiyle, yurdumuzun «Çepeçevre düsmanlarla sanlı oldağu» ve Bağımsızlık Savaşının bütün şiddetiyle sürdüğü bir za manda ulusal enerji kaynakları nın israf edilmemesini, bu konu da savurganlıktan kaçınılması nı düşünmek, o çağ için ileri bir görüştür. 3) Reform Grubuna göre ülkenin geri kalmışlığının bir .^gd^ni de, .devlet yönetJmJflde . halkın denetimi olmaması, onun devlet yönetimine katılmamasıdır. Başka bir rfeyimle Reform Grubu, demokrasiden yanadır. Grup, ülkede sosyal mutluluğu gerçekleştirme amacına ulaşmak için, «Halkın yönetime ortak edilmesini» zorunlu görmektedir. Ne var ki, bu noktada ülkedeki «DenjeU ffiçleri altflst etmekslzin» (orijinal metnin deyimiyle: «memlekette mevcut ve mütevazin kuvayı herç ü merç etmeksizin) denilmesi, Reform Grubu adım taşıyan bu topluluğun devrimci olmadığını açığa vuruyor. ne demektir? Bu deyime göre, halk kendi kendini yönetmeyecek, fakat yönetime ortak olacaktır. Başka bir deyimle. halkı «padışahlık, taltanat» yönetecek, halk ise ancak bu yönetime ortak olmayı çagnlacaktır. Bunun adına Anayasa Hukukun da: «me$rutiyet» denilir. Garip tir td, Tüzüğün Giriş bölümünde bu ifadeyi kullanan Reform Grubu, daha aşağıda, Genel Prensipler (Mevacfı Esadye) bölümünde, 1921 Anayasası'nın kimi maddelerine yer vermiş ve egemenliğin bağsiz kosulsuz ulusal ait olduğu ve «halkın kendi işlerini doğrudan doğruya kendiıinin yürüteceği.ni beUrtmiştir. Bize öyle gelıyor kl, «Islahat Grubu» adım taşıyan bu Grupta, Mecliste oluşmağa baslamış bulunan ve tutucu nitelik taşıyan «îkinci Grup> üyelerinin göruşü ağır basmıs ve Tüzüğün Başlangıç bölümünde «dengeli güçleri altüst etmemek» ve «hal kı yönetime ortak etmek» gibi deyimlerle, Ulusal Bağımsızlık Savaşının kazanılmasından sonra saltanat ve hilâfetin alıkonulmasına ve Cumhuriyetin ilâ nının engellemesine açık kapı bırakılmak istenmiştir. Buradaki çeliski, başka türlü lzah edilemez. Herhalde, Mustafa Kemal Paşa'nın Bağımsızlık Savaşını kazandıktan sonra saltanatı yıkıp Cumhuriyett Jturroasından kuşkulanan kimi Meclis üyeleri, bu Islahat Grubu Tüzü ğürün Başlangıç bölümüne, bağ layıcı nitelıkteki bu koşulları daha o zamandan yerleşürmeyl düşünmüş olacaktır. 4) Islahat Grubu Tüzüğüne göre, Clkenin kalkınabilmesi içia devlet yönetimi «halkın gereksinmelerinin karşılanmasına hiz met edici duruma getirmelidir. Başlangıcın en sonundaki ifade bunu gösteriyor. Bu ifadenin ters anlamına göre, o güne değin devlet (yani Osmanlı Devleti), halkın gereksinmelerini gözönüne almamış bunlan karşılamağa çalışmamıştır. Geri kalmışlığm bir nedeni de budur. Işte Tüzüğün çok ilginç olan ve içinde çelışkiler bulunan Başlangıç bölümünün kısaca an lamı ve açıklaması. Y A RI N: Devlet Yapısma tlişkin Genel Prensipler DÜJ5BXTME: Dünkü yazınıa 5. satınndan sonraki satır, atlammş, cUmle şöyle olacaktı: «Bu seperat, o devirden kalma orijinaldir. TashihJelerin, Hmler tarafından ya> pıldıfını gösteren hiçbir işaret yoktnr.» Düzeltir, özür dileriz. Şoför almacaktır BaşmüdürlüğümUz Taşıtlar Amirliğinde bos 8 adet 78 fl»ride boşalacajr şoför kadrolarının doldurulmasuu temtaen münferiden yapılacak sınavla yetert kadar şoför almacaktır. Aşağıdaki şartlara haiz olanların smava girebilmeleri için nüfus cüzdaru, diploma. ehliyetname ve 1 adet fotoğrafla birlikt» deneme yapılmak üzere Sirked Gülhane Parkı biüçiğindeki Taşıtlar Arairliğine (eski PTT Fabrikası binası) raüracaatlan Uân olunur. İST. TELEPON BAŞMÜDÜBLÜĞÜ ŞABTLAR : 1 Orta ve7B llkokul mezunu olmak. 2 40 yaşını geçmemiş olmak. 3 Askerliğini yapmış olmak. 4 Profesyonel ehliyetnameye haia olanlann ehllyetnamesinin bir senelik olması. (Ağır vasıta ehliyetnamestne haiz olanlar tercih edilir.) (Basın: 137T72883) MALKOCOĞLU 'yazan've'çizen: Ayhan BAŞOGLU KILIÇ Bağlayıcı koşullar Kastamona Mebusu Dr. SüAT SAYER «Ülkedeki denjeli güçleri al^ üst etmeksizin» ne demektir? «Halkın yönetime ortak olması» DISİ BOND LSJRIhJ S A Temel amaç Metnini yukarıya aktardığımız BAŞLANGIÇ bölümünden anlaşıld.ğına göre, Reform Grubunun herşeyden önce amaçladığı nokta, düşman salgınına uğ ramış olan vatanın kurtuluşu ve ulusal bağımsızlığın sağlanmasıdır. Bu temel amaca erişmek için: a) Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, Reform Grubu'nun kurulduğu tarihe değin yürüttüğü politikayı ve harcadığı çabaları sürdürmesi gereklidir. Başka bir deyimle, Grup, Bağımsızlık Savaşının bütün koşullarıyle sürdürülmesini destek lemektedir. b) Ama Türkiye Büyük Mil let Meclisi'nin yalnız savaş ile değil, toplumda genel mutluluğu sağlamak için belirli bir prcgrarna göre çalışması da gereklidir. Yani Reform Grubuna göre, bir yanda Bağımsızlık Savaşı sürüp giderken, öbür yandan da halkın mutluluğu için bir program yapılması ve o programa göre gereken tedbirlerin ahnması, kaçmılmaz bir zorur.luktur. Demek ki, Reform Grubunun «program» dediği bu tüzük tasarısı, bir bakıma Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu doğrultudaki çahşmalanna temel olmak üzere hazırlanmak istenmlştir. Bu AUÛMSEB; CEkCTEN» OSTA. WİUIİE ĞELfE O C ^ CJ2 KATLI Ot. /V1ALIYIM. TİFFANY JONES Geri kalmışlığın nedenleri Reform Grubu, geri kalmışlıDİŞ TABİBİ GARTH Orhan TÜZÜN Saat 13.30 19.30 Samatya Cad. No. 400 TEL: 21 75 82 KAîTP l.E.T.T. Isletmesindcn aldığım 3280 slcil numaralı pasomu kaybettlm. Hükümsüıdür. NECLA SARSMAZ Cumhurlyet 289S SU tKAF 5 & B TÜGLU DÜZELMEZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear