Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 9 Arallk I973 tobüsle Ankara'ya gidiyorum. Sapanca gölünü geçtikten sonra, Bolu Dağı'na kadar olan yol boyunca bir renk cümbüşü ki, rioğa tutuşmuşa benziyor, camın üstüne uzantn pul pul altın yapraklardan bir taç, gözüm aaha öteye bakınca iç içe sarı. boz. kahve ve kızılın her perdesine bürünüp, sonunda bir ateş yığın: gibi harlayan koruluklar. daha arkada değişim bilmeyen yeşil kaftanlarıyle görkemli çamlar, ufukta yer yer karh tcpeler, arada bir su akıyor, kırmızı damları, kalem gibi minareleri ile bir köy, şurada bir küme çocuk, su taşıyan bir iki kadın, bir araba, birkaç hayvan. Anadolu bütün sevimliliğiyle. candanlıâıvle. Neden böyle güzeldir bu yurt toprağı, bu yurt insanları nasıl olur da bu denli çekicic'iı rüreğine işler insanın her görüntüsü? Ner«l'> i e dur diye bağıracağım önümdeki şoföre. 'Du., ineyim, bakayım. fotoğraf çekeyim, dayanamıyorum, daha çok görmek. dokunmak, sevroek istiy&rum, şu okul çocuklarının sıcacık baslarına elimi dayamak. bu kadınlarla ıki lâf etmek. şu ağaçlartfan bir dal koparmak, o da oimazsa eğiîip öpmek şu canım toprağı. r.asıi da bürünmüş güz gelinlığine, bunca olgun renklerle nasıl da yaratmış son canlılık yangınını! Sevgi, yurda, toprağa sevgi ne kadar kolay kaymyor insanın içinde çağlayan Eİbi! O Olaylar ve görüşlcr SEVGİ YÖNETİMİ Azra ERHAT hjnç ve öfke baltalarmın canlıhğı hiç bir zaman öldüremiyeceğini, herşeyi unutup beden ve ruh sağlığını yeniden kurması gerektiğini söyledim. «Tabii, tabii» diyordu delikanlı, taş bakışlannı duvara dikerek, kansız d'udaklarını gülümsemeye zorlayarak Sonra Ankara'da dost ailelerinl gezdim. Su . suz evlerinde mavi beyaz plastik kaplarda biriktirdikleri sularla ellerimi yıkayarak sofralarına oturdum. Canım Ankara aileleri, erdemli. sabırlı, Atatürk yolunda ve Başkentinde elli yıllık ülküye göre yaşamı sürdürmeye çalı.şan ak saçlı babalar, karınca telâşındaki analar. Hep aynı konuyu tartısıyorlar. Yüksel ya da Yücel miydi adı fidan boylu, mini etekli bir kız, yarım puan ekMkliğiyle girememiş çok özlediği tiyatro okuluna, kardeşi Ceren okumamış diye, buruk bir gülüşle yakınıyor kitap bilimine kendini adamış , babası, ovsa Ceren daha ba.şarılı, teknik ressamlık yaparak cıvıl cıvıl arkadaşı Polat'la bir ış kurmuşlar. OkuyorUr yine de, rteler okumamışlaı bu yaz, dünya yazınmm büyük romanlannı yutmuşlar. sayıyorlar, tartışıyorlar. lip de Sirkeci pisliğine kendi pisliğini katan hippilere. Kim demiş ki kesecekmiş Türk gencinin saçını sakalını. altında bin pislik türeyen uzun etekler giydirecekmiş Atatürk kızlarının fidan bacaklanna? Kim önlemeye yeltenir Türk gençliğinin uygar sağlık ve özgürluk düzeninin hangi ülkede olursa olsun genç insana tanıdığı doğal serpilme hakkını? Hangi kokuşmu.; ^hlâk ve sapık milliyetçilik anlayışına uyarak öne sürer bu savı. geriye. döndürmek ister Türk gençliğinin ileriye dogru attığı elli yıllık dev adımını? Bir başka annenin bakışları vaşlarla buğulanmış, tru gümüş renkli perdenin arkasınds gözleri elâ mı, kahve mı. yeşil mi kestiremiyor«unuz. Ojalı yemeniyle suslü ağır bir saç örgüsünün taç gibi çevrelediği güzel yüzü. acıyle kaygının kaynaştığı bir gülüşle açılıyor her önüne gelene Kraliçe gibi bir Türk kadım, Anadolu kızı ve annesi. Dertli. çünkü oğlu Âli çocukluğundan beri, tıp okumak isterken, tulKıramamış gereken puanı. dolaşıyor şimdi çeşitli üniversite ve öğretim kurumlannı, nereye kapağı atacak, Izmir'e mi, Bursa'ya mı, Erzurum ya d"a Trabzon'a mı, nerde kalacak, nerde oturacak? Sinirleri gergin, dengeleri bozulmuş. zayıf, süzgün gençlerimiz, günün olur olmaz saatında uykuya yatıyorlar, kuşku. bir yerde korku okunuyor gözlerinde. Analar, babalar tedirgin, ya çocuğun başına bir çey gelirse, ya bir eyleme, ya bir suça itelenirse diye. Hep çocuk, hep puan, hep ders ve okul ağızlannda geveledikleri konu. Kimıi dengesinı büsbütün yitirmiş: Dışarıya gitsin oğlum diyor, Fransa'da, rferde olursa olsun oku.«un, lsterse orda kalsıri1, ordan bir kız alıp evlensin. drinmesln buraya, vaz geçtim, gitsin. Bu sözlerin anlamsızlığını, olçmsuzluğunu anlatamıyorsunuz bir türlü, dinTemiyorlar sizi. Bırakın gençleri, almayın özgürlüklerini ellerinden, uğraşmayın onlarla, tavuk bile ancak yumurtanm üstüne kuluçka yatar, eiycivWrir.l kendi kendilerine bfrakır, diyorsunuz da, getiremiyorsunuz bu ana babalarl kendi kanatlarının altından çıkacak çocuMarının yollarını k.v zasız belâsız yürüyebüecekleri kanısına. Ürkmüsler bir kez. çırrınıyorlar verimsiz bir çaoa içinde. Puan, test, okul, üniversite, yine piaan, yine test, orta okul, lise, yüksek okul. başka lâf yok... Karlı yollardan dönüyorum Istanbul'â. Içim yine de sevinçli: Can'lar, Özcan'lar geldiler benimle konuşmaya, kültür üstüne söylediğim birkaç Sîzü daha da derinleştirip bana sorular sormaya. tartışmaya geldiler, sonra da detgıle • rine yazı yazacaklarmış. Gözleri akşam yer.i coğmuş yıldızlar glbiydi, saçları güzelce taralı. yuzleri seftali düzgünlügCnde ve yumuşaklığında. Xe güzel Türk gençleri, bizim çocuklarımız, ne saglarn. bilincü, inançlılar yine de, güven dolu Atatürk yolunda bunca engellere karşın yürüyebileceklerine! . • , Mutluluğun ölçüleri alkon rrenceresinrie bir minik kerti var. Miyavlayıp du^ıyor. B?sb.elli* aç ve üşümüs. lçeri alın, okşaym, ısıtın. süt veıin Az sonra pembe. diliyle yalanıp mırmırlanma^ya*ba«layacak. . . •t • Minik kedi. bira2 önce soğuktan ve açlıkta,n acı çekiyorcfu. Dışardâ kalsaydı bir siire sonra donacaktı. Şimdi rahat ve mutlu Çevresiyle uyumlu bedeni. ^Kaldırımın kenanntla bir ıhtiyar kimsesiz. Paçavralarla. sarmış bedehini. Oilenivor,titriyori midesi boş, gözr leri anlamsız. S«rtleşmiş dsmarlan doğaya uymakta zorluk çekiyor. kanı çekilmiş gibi vücudundan. ' JhtK^r adamı sllın.soba hâsına götürün, bir kase sıca*k çorba verin.^o saat canlanacak gözleri: bir nefes ala„ caK insanca . • . Ibtivar ad^m kaldırim kenanncta bir gece daria kalsa, belki sabahâ çıkamazd: Kaplânı kutuplara götürün, önce penguen kovalayaCB'K kı?a bir süre: sorlra donup ölecek. Beyaz ayı Afrika' da suöan çıkmış balığa .dönecek. Sudan çıkmış balık. bir' iki çırpınıp •can'verece'k. Leylek çevresiyle uyumunu sağlamak için kışın sıcalc Clkelere uçacak, yazın evimizin damıria \uva kuracik. Ay'a giden astronot, Dünya koşullarını taştyacak berâberınde... , Canlı yaratık, çevresiyle uyumunu sürdürdüğünce yaşar, bu uyumun tamlıfiında bulur mutluluğunu... Toplum koşulları çevresiriir insanın. Bu çevreyle uyum sağladıkça insan, mutludur. Uyumsuzluk başladı mı, mutsuzluk da boy verir. Kazanrfığı para' yaşamasma yetmedi mi insanın, çevresiyle uyumsuzluğun tohumlan serpilmiştir. Fabrika ijçisi ücıetini çoğaltmak ister. Ç^inkü ocağına aş. çocuklarına okul, hastasına doktor ve ilâç gerekir. Çaliştığınca kazanarr.azsa başlar uyumsuzluk: Patronla araşındaki anlaşmazlık, belki de greve dönüsür. Eşiyle* yaşantısuıda bir uyum sağlayamayan kişi mutsuzdur. Evde cehenneme rloner hayat, denizaltı gemisinde havasız>kalmış.gemici gibi odadan odava ctolanır insan. . Toplum. nasıl evrenin bir uzantısıysa. kişiler de toplumun bütünü içinde parçalardır. Bu parçalann uyumsuzluğu. dislileci birbirine uymayan makine gibi zırıltı t J dırıltı çıkarır. MüslÜTrtsr» kiüsçde rahat değildir, Hristiyan camide ne yapacaşını şaşırır. Mini etekîi kadıru harenıe kapatraak, uyu^anııyacağı. Dir yaşama mahkum etmektir Fikir özgürlügüne olıfm'ış kişinin diktatörlük düzeniv.e uyuşma olanağı yoktur Toplum düzrniyle uyuşamayan £yam. acı çeker sürekn . Toplumu değiştirmeye ve kendi tikirleriyle uyuşur niteliğe dönüştürmeye çabalar. Bazan konuşur, bazan yazar.^bazan çizer, bazan bir siyasi partiye «irer, bazan oy spncugına koşar çevresini 'değiştirmek için... Tcp^ı.iu değiştirip, yeni bir toplum düzeni yaratmak yolura bn^ını koyzn insanlar vardır. • Devrinr.c. denir Dunlann adına. • Gerçekte çevresiyle uyumsuz insanlann çoğaldığı top•lumlarda "msanla çevre aras:ndaki ilişkiler degışimi hız' landırır, Açlann, yoksulların. işsizlerin çoğaldığı; insanca yaşamak fikirlerini kotkmadan söşlemek lEtevenlerin fazlafavtıgı topiumda. köklü değişimin gizilgücü bırikiyo."> Demektir. Böyle bir toplutnda mutsuzluklan mutluluğa dönüştiirmek için çabalayanlar. amaçlanna ; . * • fstan*ııT"un baîkon penceresin^e miyavlayıp duran hıinik keriive ^»cıyan, onu içeri alan, okşayan, ısıtan süt veren nıce' kişı; Anadolu'da kara, kışta, soğukta fcıyamette, o'iu';suz, ışıksız,' susuz. ilâçsız yavruya duygusuz gözlerle haicınaktadır. . • ^Üysa o yavrucuklanh da hakkıdır yaşam'ak:.^ .* ' ^ , V? rauthı olmak. • • ,•••*.. Iflkemfede ve yeryüzünde insanlann insanca yasaması için. evr(r,l> tam bir uyuşum sağlamalan gereıdyor Doğa<Ca ve cioga'nın bir parçası olan toplumda kargsşa savaş, ugraş öundan.. Türkiye bu çerçevenin dı«ına çıkamaz. UIUSCP mutluluğumuz. bu u£raşı kazandığîmız ölçüdegerçV:ie£ee'ek; aydınlann mutluluğu da bu ufraşa katkıları oranmda ölçülecek, biçilecek B Yürekli fiir Deneme Son gece özdemir Nutku'nun Atatürk*ün Nutuk'ıtndan tiyatroya uyguladığı «Söylev» oyununu snrmeye gittik. Dil v e ' TarilvCografya FaküIteMndeki Tiyatro Kürsüsü,nün. Deneme Toplulusu'ndan. Nutuk sahneye konmuş.Atatürk metni bir yerden okunuyor," bir yerde de kız erkek sençlerle ve bı» ,koro ile canlandırılıyor. oynanıyor. Olacak "iş değij, tıe yurekli bir denemeye girişmtş yazarı. ne ağrr bir çabayı yüklenmiş bu gencler! Olanakları. az söyleyisleri iyi degîl. sesleri vrtersiz, .valnız yürek var, istek. atılım ve ulkü. Bir genç Mustafa Kem«l"i oynuyo#. benzemeye hiç özenm#miş, ince uzun bir delikanlı, başında kalpak, az jest ve ö'çülü bir sesle konuşuyor. zaman zaman bir kzhve fincanı tutuyor elinâe, ams gözlen benziyor mu sanki Atamızın akan sular gibi alacalı, hem bulanık hem duru bakıçlarına? Oyun sürüyor. Musufa Kemal olacak genç gelişiyor, sahneyi daha çok dolduruyor andan ana, büyüyor. canlanıyor, bir de kororvun kızlı erkekli gençleriyle kol ko!a kenetlenince perde kapanmadan ve hep birlikte alkışlarımıza eğilince, bakıvoruz ki o genç değişmiş, bir gerçek Mustafa Kemal oluvermiş. Tiyairodar çıkarken Meziyet diyor ki: «Ne tuhaf, Mustafa Kemal'i görür gibi oldum sonunda, o muydu, değil miydi?» Evet, kim olursa olsun her Türk gencinde bir Mustafa Kemal olma olanağı, yeteneği vardır. tste bunu ne bunaiım. ne yozlaşmış polıtika, ne çarpık düzen, hiç biri hu oiasılığı, bu gerçeği silip yok edemez. Bunu iyice anlasak artık • Otobüs j'olculuğu kadar esinleyici bir yolculuk oiamaz, tekerler döner, gözünüzün önünde imgeler serit olup geçer. siz de söz düşünürsünüz, onları birbirine ekler, dile getireeek' bir yazı düzeni kurarsmız. Levent diyecektim bu yazının başlığına, giderken öyie rfüşünd'üm de karlı yollarda Ankara'dan dönüşümde Sevgi Yönttimi olmasına karar verdim. Adı üstünde levent bir delikanlı görmüştüm Istanbul'da geçirdiğim son pazartesi gecesi. Eyuboğlu'ların evinde. Levent'i bir buçuk yıl önce yine orada görmüştüm'. Şaşmıştım güzelliğine, gözlerinin parıltısına. alnının temiz açıklıgma, bed'eninin çevikliğine. Orman Fakü!tesinde okuyor, kimi zaman genç tiyatro toplulüklarında rol ahyordu. Oranancılık, tarım, bitki konuşmuştuk onunla, Hikmet Bira"nd'ın «Alıç Ağacı ile Sohbetler» kitabım salık vermiştim ona. Sonra girdi içeriye, bir buçuk yıl Ecçti, Levent çıktı yine karşımıza. Beüeğim güçsüzdür, adları yüzleri pek hatırlayamam. çünkü ayırdedemem insanlan. hele genç insanlafı, göktekj yıldızlar nasıl birbirine benzerse. öyle ışıldar gençlerin gözleri beyrıimin karanlıklannda. Ama'.Levent o Levent değildi. gözleri kara birer tas, yüzü buruşmuş ikinci hamur kâğıdi. Elektrik mi geçmişti bedeninden, falaka mı yemişti, sorrnadım, sormak da istemedim. lr.sanın ormandaki ağaç gibi olduğunu, Tedirginlikler.. Bir başka aile. derli toplu, Sinan mimar olmuş, Antalya'ya bir yarışmaya yetişecek diye fıkjr fıkır, elleri kelebekler gibi çırpınıyor Kardeşi Esen'in Selçuk tipli yüzü, birbirinden uzak derin bakışh gözleri çok şey söylüyor, ama sgzı açılmıyor. Esen az puan değil, çok puan almış, fazla puan almış ve jeoloji mühendisliğine girtniş. oysa Esen'in eğilimi şüre mi, yazıya mı, dil bilimine mi, belli değil, söylemiyor. susuyor. katlanıyor simdilik gelir getirmez bir meslekle ana babasma yCk olmamaya. tkisi de uzun saçlı. sakallı Sinan'la Esen. Türk gencinin saçı sakalı derli toplu ve temiz olur, Türk genci benzemez dışardan ge "BEN 0 ÇİÇEKLERDEYİM,, OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Günün ardından BİR TEK KİSSİNGEK UMUTLU! işbirliği antlaşması imzalanmıştır. Antlaşma karşılıklı ticaretın genişletilmesini, çelik fabrikalaB. M. GUvenlik Konseyinin 22 n ve dığer tesirlerın kurulmasınekım kararına ve Israil ile Mıda Sovyetlerin kredi ve teknik sır arasında Kahire Süveyş yoyardımlarını öngörmektedir. Gölunun 101. kilometresinde imzarüşmelerden sonra çıkanlan billanan anlaşmaya rağmen, »teş diride, diş »politikanın birçok kesilememiştir. Zira İsrail. gerek alanlannda iki ülke arnsmda göGüvenlik Konseyi karannda, gerüşbirliği oldugu belirtilmekte. rek ikili anlaşmada öngörüldüğü dir. Aslında, Hindistan ile Sav^ gibi, 22 ekim mevzilerine çekilyetler arasmda 1971 yılında immekten kaçınıyor. Anlaçreaaın zalannnş 20 yıl süreli bir doStöbffr 5 maddesi uygulanmaktaluk antlssmssı vardı, peni *nJaş^, • S !0>!n dır: 22 Tekim mevzilerme • çekilma ile Hihdıstan, SovyetWe d"a" mek ile ilgili maddenin de uyguha sıkı bağlanmış bulunuyor. Bu, lanması için 101. Km.'de girişibir başan ise de. Brejnev'in» bu len görüşmeler, günlerce sürmüş zıyarette her istediğıni elde edeve olumlu bir sonuç elde edile şında işgal ettiği Arap topraklaHollanda isteğine karşı çıktık mediği de anlaşılıyor. Başlıca hemeyince, Mısir, görüşmeleri kes rından çekilmesmi ve Filistin lan, Fed. Almanya ile Danimar defi, 4 yıldan beri peşinde oldumiştir. Tekrar başlatmak için B. halkımn haklarının tanınmasını kanın ise dayanışmadan yana ol ğu ve aslında, Çin'i sarmaktan ibaret olan Asya Güvenlik PakM. BarışgucU komutanı Gl. En istiyorlar ve bunlar gerçeklesindukları gizli kahnamıştır. tı planını Bayan Gandi'ye kabul sio Siilvuo. Kahire ile Kudüs ceye kadar savaş sürdürülecektir. ettirememiş, bu konuda eli boş arasında mekik dokurauş ise Şimdi de Suudi Arabistan, Cezadönmüştür. de, sonuç elde edememiştir. Sü yir, Fas ve Tunus Dışişleri Baveyş Kanalı boylarmda çarpış kanlarmdan kurulu bir heyet de Watergate skandah dallamp malar son gün lerde tazlalaşmış yola çıkiyor. Bunlar «malî savaş» budaklanmada ve Nixon ın yolsa da savaşın tekrar atevlentnesi açüacağım da bildireceklerdir. suzluklariyle ilgili bir süril olaybeklenmiyor. Bu arada Mısır sa«Mali Savaş». Arapların batı ban lar meydana çıkmaktadır. Beyaz vaşta kayıplstnnı fâzlasiyle telâfi kalarmda milyonlarca dolar paara.. ses bantlarını vereceğini etmiştir. Savaş başlamazdan ön ralannı çekmeleri demektir, Av soylediği halde iki tanesini verDışişleri Bakanı Sir Alec Dougce 2600 tanka sahipti, bunların rupa ve Amerika'nın yaUmnlar memesi, üçüncüsünden de 18 da las Home'un Moskova'yı ziyareda kullandıklan bu paralar çeki kikalık bir kısmm silik çıkması binini kaybetmiş, fakat «şovyetler tiyle, iki ülke arasında, savaşın lirse, yeni bir bunahmm doğa tepki yaratmıştır. Bunun dişında den yeniden 2500 tank aldıgrndan değil, küskünlüğun banşı kurulcağından korkuluyor. Bu da ikinbugün 4100 tank sahibidir. 680 süt endüstrisinden iki milyon muştur. Böyle bir ziyaret 1971 ci Arap silâhı. dolar seçım parası alarak, süt uçakla savaşa başlayan Mısır 240 yılırun Eylül ayında yapılacak ve fiyatlarmı arttırdığı, seçim kamuçak kaybetmiş, fakat yerine 560 Sir Alec, Gromiko'nun 1970te panyası sırasında büyük şirket yaptıgı ziyareti iade edecekti. Fauçak almıştır. îerden kammsuz paralar alınıp kat 1971 eylülünde casus oldukhesap verilmediği, vergi vermek ları gerekçesiyle İngiltere, 105 Petrol ambargosunu uygulayan Araplar. dünya ülkelerini tiç sı ten kaçındığı. şüphe uyandıran Sovyet diplomatını Beri <yolladıt nıfa ayırmışlardır. 1 Dostlar, sartlar altında iki ev satın aldı ve olay küskünlük yarattı. Öl£ü2 Tarafsızlar. 3 Düîmanlar. ğı ve daha bir çok yolsuzluklar yü kaçırmamak şartiyle diploOrtaya atılmış ve azline gidilmesi Banş Konferansının 18 aralıkta «Dostlar» 1972 yılında aldıklan matlarm casusluk yaornalan olatoplanması tasarlanmış ise de kadar petrol alabilecekler. taraf için halktan gelen istekler çoğal gar^dır, fakat Moskova ölçüyü kamıştır. Azil meselesini ele alahenüz engeller kalkmış değil ve sızlar sınırlı olacaklar, düşmanCirmış ve kiraliçenin hükütnetintoplanabileceği şüpheli görünülara hiç verilmiyecektir. Batı Av cak olan Temsilciler Meclisi Ada den gelen uyarılara kulak asrhalet Komitesi başkanhğına Ekimrupa ülkelerini de sınıflara ayıryor. Konferansa katıhnak için mıştı. Aradan geçen iki yıl içinmalan. Ortakpazan zorlamış ve den beri Nixon'ın azlini isteyen Mıstr, îsrail'in ateşkes anlaşma181 bin znektup ve telgraf gel de Batı Dogu ilişkilerinde bübunaiım içine atmıştır. Araplara sım uygulamasını şart koşmuşyük değişiklikler meydana gel. göre, İngiltere ve Fransa «dost», miş. buna karşı sadece 11 bin mİ3. Avrupa Güvenlik Konferantur. Israil son savaşta işgal etFed. Almanya, Belçika, îtalya, azledilmeme isteği olmuştur. Bir tiği topraklardan çekilmedikçe sı toplanmış, karşılıklı kuvvet yıl sonra seçim de yapılacağından Suriye de konferansa gitmiyece Danimarka «tarafsız». Hollanda indirimine girişilmiş ve bu koıMeclisin tümü, senatonun üçte ise «düşmanndır. Araplar, Holtinı bildirmiştir. İsrail konferanşullar altında iki Ulke aralannda seçimi landa'ya petrol vermedikleri gi biri) iktidarda kalırsa, sa katılmak için Suriye'nin esirkaybedeceklerinden korkan Cum normal ilişkiler kurmaya karar len gerj vermesinde direniyor. bi. başkalarının vermesini de ya huriyet partililer Nixon'dan kur vermişlerdir. Sir Alec'in ziyareti saklamışlar ve verenleri «düşFilistin Araplannın temsilcisi bu bakımdan başanlı olmuştur, man» sayacaklanm bildirmişler tulmak çaresini anyorlar. konferansa gelirse, HUseyin kengelecek yıl Edward Heath de dir. Ortakpazar anlaşmasına gödisinin gitmeyeceğini söylüyor. Sovyetleri ziyaret edecektir. Fare. üye ülkelerde mal, eşya ve Araplarla Israıllileri bir masa kat gariptir ki, Ingiltere'nin Sovemek serbest dolaşacağına göre, etrafında toplamaya kararh olan yetlerle ilişkileri düzelirken. SovHollanda ortaklanndan «yükün yet Amerikan ilişkilerindeki ge: Kissinger bu engelleri kaldırmak eşitlikle paylaşılmasını», yani lişmeler yüzünden, Fransa'nm için Ortadogu'ya geliyor. Sırasiy kendisine petrol verihnesini :sSovjet Komünist Partisi Genel Sovyetlerle çok yakm olan iliş• *e Mısır. Suudi Arabistan, Su temiş,tir. Brüksel'de Dışişleri ve kileri son günlerde soğumuştur. rıye, Ürdün, Lübnan ve İsraile Maliye Bakanlannın yaptıklan 5 Sekreteri Leonid Brejnev, Hindistanı ziyaret etmiş ve Bayan gidecek ve ondan sonra da ba saat gizli eörüşmede bir karara r nş konferansında yerini alacak vanlamamış ve mesele yakında Gandi'nin Sovyetlere, Brejnev'in de Hindistan'a aşk ilân eden 5 tır. Toplansa bile, açılısJndan az toplanacak zirvede görüsülecekgün süreli karşılıklı nutuklannsonra, tartışmalara girişmeden tir. Fakat İngiltere ve Fransa'nm Onbir ay önce Paris'te imzaladan sonra 15 yıllık bir ekonomik ertelenecek ve 31 aralıkta İsranan ateşkes anlasmasiyle»Vietilde yapılacak seçimlerden sonnamlılar arasında ateş kesilemeyip rasına bırakılacaktır. İsrail sedevam ettigi gibi, kuraklık eelinçımlerinde «Ilımlılamla «aşın»ce savaş da başlamıştır. Kuzey lar çatışıyor. fakat «ıbmlısların Vietnam, bu aylar İçinde sızdırbanş şartlan da Araplarca kabul dıgı, bir kısmı kadm 60 bin asedilecek nitelikte degildir. Basake» ve sayısı bilinmeyen tanklar nlı sonuç vermesi umudu bu deve modern silâhlarla, Güney Virece az olan bir konferans taetnam'daki 145 bin askerini (Van rihte görülmemiştir, fakat KisThieu'ye göre 300 bin) güçlensinge. umutlu. dirmiş ve yer yer taarruza (teçmiştir. SnnılrtıSına eöre bu hareketler Vietkone ile birlikte girişilecek »enel taarruzun baslanPetrol savaşında hedet, Amerigıcıdır. Vietkone da seçen hafta ka ile Hollanda idı. Cezayır KonSaygon yakmlarmdaki petrol deferansından sonra Araplar bunposunu havaya uçurmuş ve 15 lara. Güney Afrika. Portekiz ve milyon galon rjetrolü yakmıştır. Rodezya'yı da eklemişlerdir. faYanan petrol ülkenin petrol rekat bütün dünya, Romanya ve 1472 sayılı Kanunla Akademi'ye bağlanan zervinin yansım te^kil edivordu. Yüksek Okulumuza imtihanla tamgün 2 adet Si.ygon hılkümeti de. misineme Polonva jribi Dogu Avrupa UlkeFizik Asistanı almacaktır. Sözleşme ile çalıştırıolarak, Vietkong kontroliinde leri de petro! ambareosımun etlacak olan personele 2S0O. TL. brüt ücret ödeolan bölgeleri bombalamıstır. kisj altma girmislerdir. Batt Avnecektir. Amerika »vnlırken Günev Vietrupa üliceterinde PaMr günler; 657 sayılı Kanunun genel şartlann» haiz, Onlnam'a acaba 5 tnilyar dolarlık otomobiüer parailanian dısarı versite Fizik • Mıtematik mezunu isteklilerin. malzeme ve cok sayıda uçak bıcıksrılmıvoT. öbür jçünler «üratgirmek istediklerı iisanı (fa belirten dilekçeleri rakmıs ve Van Thieu. bunlaria leri sınırlandınlıyor. yakıttan kıile 15/12/1973 Cumartesi günü saat 13.00'e kadar • milyon 100 bin askeri silâh sıntıya sidillror. her Olke kenükul MüdürlüğCne başvurmaları ve 18/12/1973 a'tına almış ise de, bunlsr Amedine özgii tedbir almıştır. Suuds Salı günü, saat 10.00'da yapılacak lisan ve bilım r'kasız savasamıvnr'ar. Kon»re Arabista.. Pfttrol Bakanı Yamani imtihanında hazır bulunmaları ilan olunur. de kesin karariarivle, Niron'ın i'.s Cezayir Enerii Bakanı Abdüskolunu bagladıgından. tekrar siselâm. savaşın hedefini »nlatma'ıc lâhlı rnjUdahal«>de bulunamıyor. için Batı Avrupa ülkelerini doS^yjron'u ve .tsraili yaşatRiak,laşmısîar ve sonra Amerika'ya Amerika'nın'iki probletni.' (Basın: 2750J/10193) gitmjşlerdir. Israil'in 1967 «Ne var yani park olduysa eski mezarhk» der Cahit Sıtkı Tarancı eski bir şiirinde. Nerde bir park görsem soranm, burası eskiden mezarhk mıydı? diye. Çoğunlukla da doğru çıkar bu önse7im. Mezarlıkları parklar gibi güzel yaparlar Batı kent!eritıde. Anlayamazsın parkta mıyım mezarlıkta mıyım, burası ölüler için mi diriler için mi? diye Baktîm geçerken, ZincirlikujTi' mezarlığının ön yanı kalkmış ortadan. Duvarlar yıkılmış, yeraltı geçiti nerdeyse tamamlanmış. Oradaki mezarlar ne oldu. başka yere mi kaldınldı? Hatırladım birden o mezarlıkta yatan dostlan. arkadaşlan yakırdarı.. Başfa annem. Neyse ki onun yeri çok gerilerde, kentin solufu daha ulaşmadı oraya. Sait Paik var. Behçet Kemal var.'Alangu var, daha v kimler kimler var! Hepsi^orada yerleşniişler. sonsuza dek... Şimdi kent s'olu^unu gezdifiyor hepsiniri üsttinfJe. İnsanlar sığmıyorlar eski yoîlara, caddelere, kendileri çojaldıkça arabalar da çoğahyor. Ölüler ses çıkaramaz, mezarlıklar eninde sonunda yok olmaya mahkum, orasından burasmdan parçalar ahrlar, alnndan tüneller kazarlar, üstünden köpriiler geçirirler!... Mezarlıklar park olacak. yol olacak, olan olacak. ölüler öldüğüyle kalacak. Ancak belleklerde yaşayacaklar. Yakınlan yaçadığı süre... İnsanoğlu kentleşme ugnina mezarlan ortadan kaldınp durur hep. Önce orasından burasından, sonra daha içerlere girer, bir de bakarsıniz koca bir mezarjık yok olup citmiş! Burda bir sürii yer adı vermek mümkün. Çogunuz bilmez bıle o koca koca apartımanlann yerleştiği, arabaların gidip geîdiği semtlerü. eskiden mezarhklarla dolu olduğuoıu... öîümle yaşam iç içedir. Yanyanadır. Hatta ölümü kendimizde taşınz. tçinjizdeı.. Böyle de olmalıdır. nasıl olsa bir gün herkes çekip gidecek. Kimse sürekli kalamayacak yer üstünde. Gyleyse niye öliimle dirim arasında bu ayrım, bu korku, bu bekleyiş? Dogmak nasıl doğalsa öjmek de öjlesine dofaldır. Yaşamadığunız zaman!an düşünüp; üzülüyor musunuz. ah niye geç3n yüzyılda yoktum diye! ör/leys* niye yakmmak on yü kırk yıl, elli yu daba yaşayamayacağim diye? • Insanlsrı rcezarlara koyarlar. bırakıp gideıler Arada bir gclip voklaılar, saygılarla. dualaıla... Ölü duyrr.az bunları. Torancı bir şiirinde mezarına çi^ek getirilip bırakılan bir ölüyii konuşturur' «Bilmezler ki bu kabirle yoktur alâkam» aiye... §öyle bitirir çiiritii: «Ben ,o çiçeklerdeyim, ben o çiceklerim». Bu bakımdan Zincirlikuyu Mezarlığı yıkılmış, bir bölümü onadan kalkmış, bu gidijle geri kalan parçalan da tehlikeye girmiş diye üzülmek. korku duymak neden... ölülerimiz o topraklarda yatsa da gerçek anıları bizde, belleklerdfi, .kendisim sevenlerin yüreklerinde... Yine de bir hıızıirı çöktü oradan geçerken. Kent büyüdükçe. genişledikçe; uygarlık teknik başım alıp gittikçe, insanlar durmadan arttıkça ölülere yer kalmayacak aramız•da... Uzaklara. çok uzaklara gömeceğiz srtık onlan, çiçeklerle süsieyerek, olanakianmız oranmda mezarlar yaptırarak .. Kentin soluğunun daha ulaşmadlğı yerlere, tepelere, vadilere... Otuz kırk yıl önce Zınoirlikuyu kentin çok uzağında bir yerdi. Şişli'den yürüyüş yapardık. Mecidiyeköy adı gibi b:r köydü. dutluklar. kahvelerle dolu... Tek tek evler, daha doğrusu kö^kler... Zincirlikuyu'yu geçtik mi Maslak başlardı, bomboş ihsansız yollarla... Jşte Zincirlikuyu Mezarlığı bu yüzden yapıldı kentin en uzak yerine... Bir de ne göreıim, Vıllar geçmiş aradan Zincirlikuyu nerdeyse kentin göbeğinde kalmış. Yarırr o uzaklar da yakın olacak, ölülere yer kalmayacak, nerdeyse dirilere de! • Ne var yani park olduysa eski mezarlık» tfemiş şair. Sonr=l o da gitmiş o mezarlıkta bir yere yerleşmiş. Bir gün orasl da park olacak. Orada gömülü olanlar siiinip gidecek toprak altında, dahü daha sonra belleklerde, anılarda, düşlerde... Şair bunu da görmüş önceden «Kabıime çlçek getirenlere gülerim» demiş. cEen o çiçeklerdeyim, ben o çıçeklerim» demiş... Ateş Kesilemiyor* MISIR, ŞAVAŞTA KAYBETTİKLERİNİ YERİNE KOYDU 18 ARALIK BARIŞ TOPLANTISI YAPILABİLŞE BİLE ERTELENECEK İNGİLİZLERLE SOVYETLER KÜSKÜNLÜKTEN BARIŞA GEÇTİ NİX0N'IN AZLİNİ İSTEYENLER ÇOK FAZLA. Pfof. Dr. Ahmet ESMER VVatergate DORTLER DERSANEŞİ ÖZEL r, • * ' İngiliz Sovyet Barışı v DÖRT KURUCU ttdnETMENİN • A9ARIİLK VÜRÜTTÜÛÜ HAZIRLAMA FEN KURSLARI ÜNİVERSİTE u»«ı.04ı.u •ITMJII llTimuı II! 22 2 l BU Zorlanan Ortaklık Konferans Toplanacak mı? Cumhuriye). 10178 • BAŞSAĞLlGl ANKARA ÇİMENTO SANAYtî T.A.Ş. TÎCARET MÜDÜRÜ .Sayın GÜLTEKİN ÖZTEKİN • '23 Kasırn 1973 CuVna günu Hakkm rahmetiııe kavuşmuştur. "Merhuma Allah'tan rahmet niyaz eder. Kederli ailesine baş. sağlığı dileriz.» . • AVKARA ÇtMENTO SANAYİİ TAŞ. UMUM MÜDtRLÜĞÜ (Basın: 2745610185) Hint. Sovyet İşbirliği V. AFYON.ÇAY Vietnam Beyaz Kamış ve Saman Selülozu Jesisînin Sosyal Site İle İdari Binaları İkmal Insaatına Ait IHALE « f, •I 1 ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN Eleman Almacaktır Üniversitemiz. Elektronik Hesap Bilimleri Bölümü, Mer• kezi Hesaplama Laboraıuvarına, büyük boy bir bilgisayar (komputer) sistemi iç'n UYGULAMA VE SİSTEM PROGRAMC1S1 ve SİSTEM AN'ALİZCİ olarak yetiştirilmek üzere sınavla eleman almac&kıır. ADAYLARDA \RANA\ NtTEI IKI.ER: Fen Büimlertne dayajı Üniversite veya Yüksek Okul mezunu olmak. , TERCÎH SEBEPLERt: 1. Bilgi islem kontısunda disk ve / veya teyp Uletim »Utemlerinde tecrü're sahibi bulunmak. 2 Birden tarl.t prngramlama dili bilmek (FORTRAN ASSEMBLER gibi). 3. Ingilizce d:l bilgısi olmak 4. Konusunca vüksçk r.sans derecesi almış ve 30 yaşını ge;memis olmak lleilenenlerir Personel Müdürlfişünden alacakları formları doldurarak iade etmeleri ve 17 Aralık 1973 günü saat 9.30'da Elektronik Hesap Bilimleri Bölümünde hazır bulunmaları gereklidir. (Basın 27368 1O1Î4> Arapların Yeni Silâhı I.D.M.M. Akademisi Vatan Mühendislik Yüksek Okuiu'na V • '.. . TÜRKtYE SELÜLOZ VE •' FABRtKALAR! tŞLETMKSI GENEt MÜDÜRLÜÖÜNbEN' t Z Mt T Asistan Almacaktır Afyon • Çay Beyaz Kamış Saman Selülos Tesisinln Sosyal Site ve îdarl Binalan tkmai tnşaatı şartnameien uyarınca kapalı zart usulü ile.birim fiyât esasına göre 1970 • fiyatîan fle n a m y e hesaba ihaleve konmustur. 1 1. keşif tutan 13.439.583,49 TL.'sıdır. 2 Geçici teminat 416.937, TL 'sıdır. 3 Bu lşe ait takım halindeki komple ihale dosyası hmit'te Genel Müdürlüğümüz tnşaat Müdürlügünde sBrulebilir. . 4 Tekllf rarfları 28.12.1973 Cuma günü Miat 15^0 de Genel Müdürlük binasında ve Komisyon huzurunda açılacaktır. '• . 5 Eksiltmeye girebHme şartlan ile. is'tenen pütün hususlar tnşaat îşleri Eksiltme Sartnameslhde belirtilmlştir. 6 tstelclilerin 15 mllyonluk B grubu müteahhitltk karnesi veya noteree tssdfkli suretl Ue 2 milyonluk kredisl oldugunu gösteren banka referans mektubunu eksiltme sart; namesl ile ıstenen diSer evraklarla en geç 17.12.1973 Pazartesi günü saat 17SK've kadar SEKA Genel MUdürlüSüne müracaat etmeleri sarttır. • • 7 Yeterlik belgesi 21.12.1973 tarihinden ttiüaren t«rtlecektir. SEKA. lhaleyl yapıp yapmamakta veya dilediglne î«ap \ l makta serbesttir. .' Telgfaf, telefon ve postada vukubulaoak kaybolmalar dikkate alınmaz. (Basın 2727110175^ f , | \ f