28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CrMHTTRfYET 5 Ara^lc 1973 lasik hukuk kitaplan ve çoğu hukuk uzmanlan, hukuku, «Toplumda bireylerin kendi aralanndaki ilişkileri ve bireylerle devlet arasındaki üişkileri düzenleycn kurallar» olarak tanımlarlar. Sosyal bilimler açısmdan konu incelendiği zaraan görüllir ki bu tanımlama, gerçeği tam olarak yansıtmayan, yüzeyde bir tanımlamadır. R Olaylar ve görüşler Ashnda hukuk, «Devlet»ten ayrı olarak düşürıülmesi mümkün olmayan, devlefe sıkı sıkıya bpğh ve ayırdedici özelliğini devlet'ten alan bir clgudur. Bu nedenle «Hukuknu düşünürken, onu incelerken devlet'ten ayrı ve ondan bağımsız olarak ele almak olanaksızdır. Hukukun. toplumsal i;işkileri düzenleyen kurallar olarak tanımlanması yanlış olmaraakla beraber eksik ve gerçeği tam anlamı ile ortaya koymaktan uzaktır. Bu eksiklik, devlet konusunda yanlış bir anlayıştan, devletin gerçek yönü i!e görülememeçinden ve fcöyie gösterümesinden doğmaktadır. Bu tür hufcukçularca devlet, toplumun üstünde ve toplumdan bağımsız bir varlık olarak görülmekte ve Bösterilmektedir. Oysa devlet, toplumdan bağımsız ve onun üstünde bir varlık değildir. Aksine trplum üstü ve toplumdan bağımsız olmayan, top!unıun kendisinden çıkmış. toplumsal ilişkilere dayalı, tarihsel bir örgüttür. Devletin varlıfı, başlangıcı bilinmeyen zamanlara kad2r uzanmamaktadır. tnsanlık tarihinde devlet her zaman varolmamıştır. însanlar bir süre devlete ve devlet gücüne ihtiyaç duymarian. devletsiz yaşamışlardır. Sımfsız toplumlarda nevlet'e rastlanmamaktadır. Eski toplum biçimleri üzerinde yapılan sosyolo.jik araştırmalar, bu araştırmalann verileri bize bunu göstermekteriir. Yine bu araştırmalar. sınıfsiz toplumlarda belli sosyal ve ekonomik gelişmeler sonucu olarak s:mf ayrılıklarımn ve giderek sıruflann rnevdana geldiğini ve bu sınıfların meydana geîmesl ilp birlikte devlet'in de tarih alanına çıktığını gösterir. O halde devlet, toplumdakl sınıfların doğuÎU, sınıf farklan ve sınıf çgtışmalan ile yaşıttır ve onlarla birlikte dogmuştur. Bu güç, olaya ters bir yönden ve metafizik açıdan bakan Hegel'in deâiği gibi «Ahlak fîkrinln gerçeği». «AkJın imgesi ve gerçeği» değil, toplum gelişmesinin belli bir aşamasında ortaya çıkmış ve onun ürünüdür. Hukukçuların çofu, devleti toplum üstü bir örgüt, bir varlık olarak gördüklen için, açıklanan HUKUK KAVRAMI Av. Halit ÇELENK geli?meler sonucu tarih alanına çıkan devlet'in, sınıflar arasındaki çelişkileri bağdaştırrnakla görevli olduğunu, bu görevi yükümlenmiş bulunduğunu ileri sürmüşler ise de, kural olarak devlet toplumda ekonomik bakımdan ve dolayısiyle siyasal bakımdan her zaman güçlü sınıfın temsilcisi olmuştur. Güçlü ve belli bir sırufın temsilcisi olan devlet'i «sınıflar üstü» olarak düsünmek ya da göstermek gerçeğe uygun düsmemektedir. 2350 yıl önce Efiâtun, «Devlet» adlı vapıtmın birinci kitabmda Trasymakhus'u şöyle konusturciaktadır: «Her hükümet kanunlan kendi içine geldiği gibi kuram demukratlık demokrathğa uygun kar.unlar, îyrannis tyrannis'e uygun kanunlar kurar. ötekiler de tıpkı böyle; bu kanunlan kurmakla kendi işlerine geîen şevlerin idare edilenler için de doğru olduğunu söylerler: kendi işlerine gelenden ayrılanı da, kanuna, hakka karşı eeliyor diye cezalandır.rlar. İşte dostum benim dediğim şudur: Doğrulult her sehirde birdir, ya ni kurulmuş olan hükümetin işine gelen şeydir; kuvvet onun elindedir. Bundan, doğru dürüst muhakeme etmesini bilen bir adam şunu çıkanr: Doğru olan şey hep birdir, yani kuvvetlinin işine celen şeydir.. » «Her şehirde kuvvet hüküm süren unîurunun elindedir.» (Devlet Kitap: I. S: 31) rinde bulunchıran sınıflann toplumu yönettiklerlni, zayıf sınıflann yani bu zenginliklere sahip oîmayan sınıfların sözü geçen sınıflar tarafından yönetilege'diğin: ve yöneten sınıflann, yasalan kendi çıkarlarına uygun olarak yaptıklannı ve yönetilen smıflan da bu yasalara uymak zorunda bıraktıklarını, bu yasalara uymayanlan d» «suçlu» ilân ettiklerini göstermektedir. Bu açıklamalar, devletten ayrı düşünülemeyecek olan hukukun sımfsal niteliğini de ortaya kovmaktadır. Hukukun en önemli konulanndan birisini teşkil eden mülkiyet. sınıflar arası üretim ilişkilerinin hukuksal ifadesinden başka bir şey değildir. Sosya! sınıfların ayırımında mülkiyet başta gelen bir ölçüdür. Başka deyişle sosyal sınıflar, beili mülkiyet çeşitlerine sahip olup olmadıklarına göre tanımlanırlar. Hukuk, bu «• nıfların ekonomik menfaatlerine paralel olarak gelişir ve üstünlük sağlayana hiztnet eder. Sınıfh toplumlarda devlet. yukanda açıklandığl R:bl egemen smıfın çıkarlarını gözönünde tutmaktt vft korumaktadır. Yasalar bu yönde oluşmaktadır. Bu tjplumlarda yasaler, yönetid sınıflann çıkarlanna uj'gun olan ve onlann örgütlenmi.ş gücü tarafından korunan bir «sosyal ilişkiler sistem;»ni belirler. Bu nedenledir ki, sözü geçen sırufh toplumlarda adalet. bir sınıf adaleti olmaktan öteye gidememektedir. Öte yandan hukuk kuskusuz bir üst yapı kurumudur. Hukulc, bir üst yapı kurumu olarak ekonomik temellere bağlı ve onun bir yansunası olmakla beraber, bir oranda bağımsız bir bayata da sahlp olur. Böylece bell! bîr dönemdeki üretim ilişkileri, kendi gelişme seyri içinde. izlediği üre tim ilişkilerini etkiler ve giderek eski hükümleri. hukuk biçimlerini sosyal amaçlar yönünde. deği şikliğe zorlar. Bu takdirde hukukun. yeni ihtiyaçlara, ceüşen üretim ilişkilerine uygun hale getirilmedikçs. toplumun gelişmesine karşı ciddi engeller haline geleceği doğaldır. Hukukun bir yerde tutucu niteliği buradan gelir. Bu dönemlerde neydana gelen çelişkiyi çözmek için sınıflararası poütik mücadele zorunluluk kazanır. Bu açıdan, hukukun her zaman üretici güçlerle üretıra iliçkileri demek olan, toplumun ekonomık yapısıısa uysur'ugu ve ayni ekonomik koşullan vansıttıgı düsünülemez. Toplumsa! devrimler döneminclp. bu devrimlerin kendi alt yapılarına uygun hukuku için bu. vani hukukun teme! yapıyı vansıttıjfı düşüncesi dogrudur. Ama sürekli olarak gelişmekte olan bir toplum karşısında hukukun her zaman temel ekonorr.ik yapıyı yansıtmakta olduğunu iddia etmek mümkün değildir. AP'li Belediyeler ürkive'nin her büyük kentinde ıki Kent vardır: Gecekundular kenti. spartımHnlar kenti. Bazı şshirlerimizde bu iki kent birbirinden ayrıdır. Bazılannda içiçedir. tzmir'i karayolu ile aşmak için önce gecekondular kesimine girilir. sonra çehrin göbeğinde bü.vük vapılar ve lüks apartımanlar kesimi .eeçilir. en sonra ?ene gecekondu mahalleieri izlenerek sehırden çıkıhr. Ankara. buna yakındır. tstanbu' ise şehrin kuruluşu bakımından dağınık oldugundsn her iki kesim veryer içiçe yaşar. Bu kentlerde Beiedive Reisüıin niteliği ne olursa olsun, Belediye hizmetleri yetersizdir. Üç büyük kentimizin üç Beiedive Baskanı da AP'lidir İzmir'de Osman Ktbar.kişiliğiyle me^hurdur. Ankarada Ekrem Barlas ve istanbuTda Fahri Atabev Kibar gibi oopülfir değülerdır. Ama her üç kentin de aşağı yukan ortak dertleri vardır. Su. elektrik, yol. saglık hizmetleri yetersizdir. H a ^ t pahalıdır. Kamu hizmetlerir.in her kesiminde artan nüfusa karşılık verecek bir planlı gelişme görülmez. Bu yetersizliğin nedenleri sorulduğu zaman önümüza iki cevap çıkarıhr. Önce Beiedive gelirleri kısıtlıdır. Devleşen ihtivaçlara karşılık verecek gelir yoktur. Sonra Belediye örgiîtleri lâçkadır. Adam sendecilik. nemelSznncıtık. çıkar kavgı'.arı Belediye örgütlerini bozmuştur. Düzeltilmesi gerekir. Düzeltmeji kim yapacaktır? Ankara Belediyesinin 19721973 Ça!ışma Raporu tki yüs . sayfaya yakın bir kiîap halinde yayımlanmıştır. Bu raporun 154 va 155 inci sayfalarında tüm çabşma lonuçlan şöyleca değeriendirilmiştir: ' «Beiedive Gelirleri Kannnu Tasansı yıllardır kanunlasmamıv olması sebebiyte gerek Ankara Belediyesi, .gerekse bütün belediyeler büviik bir malî sıkıntı çekmektedirler. Belediyemiz çeşitli vergileri. Emekli Sandıpı ve Sosyal Sieortalar aidatı ?ibi resmî borçlannı ödememek suretiyle Başkent Ankara ya hizntet çötürme gayreti içindedir.» Görüldügü gibi Türkjre'nin Baskent Beledij'e';; inanılmaz bir pclitik» içindedir. Devlete ve emekçilere kajo>: atarai Belediyeyl yürütmek iddiasını taşımakta, bunu açıkça söyleyebilmektedir. Vergi ödememek dwlete kazık atmak demetctlr. Sosyal Sigorta primlerini ödememek işçilere kazık atmak demektir; Emekli Sandığı kesintilerini ödememek memuriara kazık atmak demektir. Yasalarımıza göre vâsak olan bu işlemleri yaptığını çalışrna raporunda açıkça vazan Belcdiyc'nin başka neler .yaptığını ancak Tanrı bilir. Başkent Belediyesi: «Belediye Gelirleri Kanun Tasansı yülaruır kanunlasmadı sıkıntı çelriyoruz» diyor. Başkent Belediye Başkanı AP'lidir. Istanbul Belediye Başkanı AP'lidir. Izmir Belediye Başkanı AP"'lidir. AP iktidan Beledi"e Gelirleri Kanun Tasansını niçin yıllardan beri kanunlaştırmadı? AP'li belediye başkanlan işçinin, memurun. vatandasın hakkını yesin diye mi? Halkın varlıksız kesiminin hakkını yiyerek büyük şehirlerin gereksiz lüksüne prim tanımak AP'li beledıyelerin temel politikasıdır. Vatandaş su ıster. su vok. laşıt ister, taşıt yok. Elektrjk ister, elektrik yok Hastane ıster hastane yok. Belediye zabıta memurlanna seyyar satıcılarla küçük esnafı kovalatıp belediyecilik ovnamak ya da şehrin çeşitli kesimlerinde siyasi yatınmlara girişmekle halk hizmeti mi olurmuş? Apartmanlarla gecekondulann, lüks yapılarla setalet anıtlarının yanyana yasadığı kentlerimizde halka dönük belediye fikrı şimdiye dek belediyenin kapısındnn girnıeaı. 9 Aralık'ta girebilirse ne mutlu nalkımıza! Voksa cümle AP'li Belediye Başkanı. işçıyle memurun haıckını yiyip, küçük esnafı zabıtaya kovalatarak gününü cür. etmekte devam edecek, şehirlerin batağı buaz daha buyuyecek. I Yenik Düşecek..., İlk bakışta bir yasa hükmü. toplumsal bir ilişkiyi düzenlemektedir. Yasa koyucu. eğer toplumsal ilişkiyi. bu ilişkinin ihtiyacmı doğru saptayabilmişse, kabul edilen yasa. bu ihtivacı «Yassma» anı için karşılamış ve «ridermiş savılabiür. Yasama anında toplumsal ilişkiye cevap veren bu yrsa zamanla e«kivecektir. toplumun yapısı ise sürekli gelişme halindedir. Toplumsal yapı gelişt'kçe. toplumsal ilişkiler değiştikçe sözu geçen vasa hükmü artlk ihtivacı karşılavamavacak ve hukuk dili ile kadük «Caduque» hate gelecektir. Giderek. toplum gelişmesi ile hukuk arasmda bir çelişki doğacaktır. Bu halde ar'ık hukuk «Tutucu» bir nitelik kazanmış ve toplumun se'.işmesini engeller bir yöne eirmiştir. Bu haller. toplumun temel ekonomik yapısına bağlı ve onun bir yansımasınrian baska birsey olmaran üst yapı kurun.unun alt vapıyı karşılıkh etkflediği hallerdir. Bu halde toplumsal gelişme. üst yapı kurumunun yani hukukun kar?ılıklı etkist ile yavaşlamakta ve treçici bir süre için kösteklenn.ektedjr. Ama bu kösteklenme alt yapıdakı gelismeler ve birikimler sonueu etkisini sürdüremeyecek. toplumsal gelişme. hukukun bu tutucu etkisini yenecek ve gelijnıe yasalan yönünde yoluna devam edecektir. Üstünlerin Çıkarına.. Bu düşünceler. belli bir tarih döneminden b#> ri toplumda sınıflann var olduğunu. kuvvetli sınıfların yani maddi zenginlik kaynaklannı elle BIKKINLI6I YENECEĞİZ OKTAY AKBAL Evet Hayır Ekonomik Kalkınma Tartışılabilmeli Seçim epey zeridu kaîdı. Tanınmış bir çok bürokrat seçime girdi. Kimı kazandı, kimi kazanamadı seçimi. Özel ihtisas isteyen ekonomi ve finans konulannda, memurların da görüşlerini açıklayıp açıklayamayacaklan hususunun araştırılmasmda büyük yarar vardır. Çünkü, dün memur sıfatını tasıyan kişı; gelecekte polıtikanın içine atılacak; yurdumuzun kalkınmasnda, hayati degerde kararlar alacaktır. TB.\tM Komisyonlarmda ve Genel Kurulunda. 1972 yılı bütçesimn denetlendiği günlerde; memleketimizin ekonomik dunımu ve gelişmesi üstünde yapılan müzakerelerin içeriği ve özeti hatırlandığı takdirde; bu sorun, yabana atılamayacak; ve de. eleştirilmeye, incelenmeye lâyık bir nitelik kazanmaktadır. Yıllardanberi özlenen ve Anayasanın emri olan; aynca, 12 Mart Muhtırası ile açıkç». (^ie getirilen reformlann dahl yapılış biçiminin tamşılması gerektiği ortadadır. Tartışmasız, kabulünün ise; insan tabiatına, bilim ve safduyu kurallanna aykırı düşeceği de bilinen bir keyfiyettir. Çünkü, değer j'argıları, ancak. ka<şılıklı kıyaslamadan doğmaktadır. Öyle ise. bu kıyaslamaların yapılnıası; başka bir deyimle. işin tartışmasına girişilmesi şarttır. S imdi bir şey desem size biliyorum gönülden onaylayacağınızı: bıktım! Anlamadınız mı nerden geldiğini bu duygunun? Aç her gün gazeteyi, çevir akşam, sabah radyonun düğmesini, duy birbirinin oenzeri iâflan: Geldiler, gittiler, konuştuk, görüştük, sayuı falancantn dediklerini dinledik biz de kendisine şunları söyledik, düşüneceğiz yetküi kurullarımızı toplayıp tartışacagız. memleket davasıdır, oturup konuşacağız... Bir takım adamlar nerden, nasıl, niçin, ne diye çıkmışlar bilmem? Başka alanlarda başarı kazanamadıklarından mı, bu işi en kolay sandıklarından mı? «Bıktım bıktım» diye bir şarkı var. Tam sırası onu hep bir agızdan söylemenin. Bitiyor bitiyor derken bir de bakıyorsunıur kısır dbngü yeniden başlamış. Bayılıyorlar «Hder» pozunda resi.nler çektirmeye, demeçler vermeye. ordan buraya. burdan oraya gidip gelmeye, otomobile binerken uzatılan mikrofonlara «Başka söyleyeceğim söz yoK» demeye, ama biraz sıkıştınlır.ca dakikalarca söylev çekmeye!... Bü\ük adam. ünlü adam. ulus yazgısında rol oynayan adam rolü oynamaya! Ne olacaksa olsun demeye başiadık. Sağcıların ortak hükümeti mi kurulacak! Tarafsız bir Başbakanın yör.etimı altmda mı birleşecek yalnızca harfleri değişik bir takım partiler, birleşsinler, bulsunlar 226 ovu iktidan alsınlar. Bu kafayla zar tutunuT^r iktidarda dönem sonuna deic! Kendine «sağcı» diyen, açık açık «sağcı» ortakhk adıyle ortaya çıkan ilk iktidar bu olacak. Ulus da anlayacak sağcıların işbirliğl ettikleri, CHP'ye, yani devrimci sola, gerçek halkçılığa karşı dört. beş partinin el ele verdikleri zaman ne yapabileceklerini, ne yapamayscaklannı? îlgiyle bekleyelim, kimin başkanlığında kurulacağı daha billnmeyen o sağcı ortaklık, Peyzioğlu'lu, Bozbeyli'li, Erbakan'lı: Türkeş'li. Demirel'li «büyük ortaklık»' Türkiye'yi nerelere götürecek? Şimdiden gbrmek zor değil: önce bir e.î çıkarırlar, adi suçluları kapsayan, sonra baslarlar bir baskı yönetimine, devrimci memurlar. öğretmenler biraz daha ezilir. dürüst aydınlar bunalır, Türk topiumunu çağdaş uygarlığa .yüceltmck isteven vazarlar yeni yent kovuşturmalara uğrar! Ne olacak bütün bunlar olacak da? Zaman yitirir halkımız tir kez daha, iki yıl üç yıl daha... Hem alıştık zaman harcamaya. hatta bataklara riüşüp veniden çıkmaya. Sağcılar ortakhğı da b:r kez daha genlere götürür toplumu anlaıız sağcılık. sağcı görüsler, inançlar ulusa yararlı mı. zararlı mı? Hiç değilse «bız sağcıyız, yaşasn sağcılık, sağcılar birleşmeli ki memleket kurtulsun», masalları da iflâs eder böylece. Anlamıyorlar. hiç cır sey anlaçuyorlar. Olanak da yok anlamalanna! Hiç bir şeyden ders almıyorlar. Hepsi aynı hırs içinde, iktidan CHP'ye kaptırmamak... İlk kez CHP halkın oylanyle işbaşma geçecek. halkın yaranna bir takım atılımlar yapacak. Bundan çıkarları bozulacak 'timseler var. Paraya daj'amışlar sırtlarını, bir yığın da kendilcri gibi düşür.en politikacı... Öyleyse elele verirler halkçı bir İkt:d3iın kurulmasmı önlerler. îrili ufaklı beş partiyi bir araya getirip bir hükümet kurdururlar. Meclis'in yeni bir seçiıne gitmcsmi önierler. Ne >"Bpıp yapıp yeni seçime gitmemsk... Sağcı ortakJığın biıleşme amacı bu. îlk genel seçimde o ufak partilerin daha da minikleşeceği, AP'nmse bugünkü durumundan da bcter hale geleceği açık bir gerçek. Bilmiyorlar ki her geçen gün kendi aleyhlerine işleyeeek. Helc sağcı ortaklık kabinesinin rnutlu azmlık yaranna, ama büyük çoğunluk zararına yapacaşı işler de buna bir eklensin, görürsünüz sonucu... Pcki ama, 9 arahkta CHP önemli bir gelişme gösterirsc, oyların yansını alırsa, halk yığınları CHP'yi oyıarıyla desteklerse ne olacak? Bizi ilgilendirme? mi di^ecekler sağcı partiler, biz kurarız kendi ortaklığımızı, yeni seçime de gitmeyiz, bildiğimiz gibi yönetiriz ülkeyi, mi diyecekler? Nasıl diyecekler bunu? Zor olacak scçim üstüne seçim kazsnan CHP muhalefeti karşısında irili ufaklı partilerin ortak bir çıkarda birleşip yarım yamalak iktidar olmalan. Bir iki yıl ancak sürer bu zoraki sağcı yönetim. Gümbür gümbür çöker ilk genel secimde... Belki o kadarda da dayanmaz, dsyanamaz. YÜKSEK UZMANLIK DERECESİNDEKİ DEVLET MEMURLARININ, GÖRÜŞ VE TECRÜBELERİNDEN YARARLANMAK İÇİN DÜŞÜNCELERİNİ BELİRTMEYE FIRSAT VERİLMELİ Muammer Yahya İSLAMCIOĞLU Türk Ekonomik Hukuk Arastırmalan Vakfı Kurucusu Bakanın. bunlarla bir düzeye gelmesı, veya getırilmesı olanaksızdır. Kaldı ki. bakan, «hükümetin genel sıyasetinden» sorumlu tutulmaktadır; bu politikayı yürütecek mahareti. dırayetı ve genel görüşü; onun. ou makama ge tirilmesi için yeterlidir. Sonuç Yurdumuzun içinde bulunduğu bugünkü ortamda, kavraro karışıklığı ve düzensizlıği karşısında. kalkınmamızın vazgeçihnez koçullarından birisi olan reformlann vapılmasında ve uygulanmasında; görevli bulunduğu veya çalışmalanna katudığ; teknik ko nularda kamu personehnin ıhîı. sasından, tecrübesinden ve görüş lerinden yararlanmaya «ciddi ve samımı olarak» imkân verilmesi; gerçek aydınlann ülkücülerin tek emeli ve hedetidir. Bu yolla sağlanacak muazzam yarar; memleket hesabımn aktifine geçecektir. Aksi halde, büyük emek ve titizlikle hazırlanan kanunlann. tü züklerin ve vönetmelıklerin uygulanmaJannda. akla ve nayaıs gelmeyen ve sığmayan aksaklıklar belırecek; buniann zamanında önlenmeleri de o derecede güçleşecekt^;.. ;,.,. ^ . . Bakan Memur lliskisi masına göz yumabilecek; veya, izin verecek midir? İşte, incelemeye çalıstığımu sorun, burada dügümlenmektedir. Şimdiye kadar geçerli olan gelenek ve göreneklere nazaran; biraz genel kültürü bulunan, poli tik iktidarca tutulan bir kişi, bakafi" olatnmekte; l * .feafcanlığın ba^jıa. s^ifîlrnakttdlr,,.,^. . ^ Bakanın ihtisas konusunda İse; iki tez, birbiri ile çelişip gitmektedir. Bir kısım düşünürlere göre; bakanın. yürüttüğü konuda, genel kültürden başka. «özel bılgi ve ihtisasa» sahip olması şarttır. Aksi takdirde, o, yabancı olduğu bir aJanda, başanya ulaşamıyacaktır; bocalayacak ve sıkıntılara maruz kalacaktır. Bunun zaran da. bütün memlekete dokunacaktır. Oysakl, bu görüşün isabetsiz ve tutarsız niteliğini ıddia edenler de, söyle demektedir: Bir bakanda. ihtisas aranması yersiz. hatta. imkânsızdır Çün9 Haziran 1973 tarihli Türkiye kü. bakanlık camiası içinde; yılCumhuriyeti Anayasasınuı 105. lar yılı kendinı bir bilim: ya da, maddesine göre «kendi yetkisı tetnik dalına adamış: yurt içiniçindekı ışlerden ve emri altındo ve dışında doktora tezleri ha dakilerin eylem ve işlemlerinden» vermis ayrıcîi sorumlu bulunan bir ba zırlamış; çeşitlı eserler kan; memurun bu tartışmayı yap sayısız elemanlar vardır. Kotftfnö* Öa*lliği Görülüjor kı, kendılerıni kamu hizmetine ve memlekete ada yan elemanlann; genel ve öze. uğraşım. bilgı alanlanna ilişkin bulunan ve gerçekten «rvakıf olduklan» konuiarda bakarüığı veya toplumu, vatandaş ve halkoyunu aydınlatmalan pek de kolay gerçekleştirilemeyecek bir problemdir. Zira, bakanla, emri altındakile rin; «ihtisasa ilişkin» sorunlarda aynı görüşte, bilim ve külrürde birleşmeleri daha başlangıçta imkânsız kılınmıştir. Başında. Demokles'in kılıcı asılı bulunan bir insandan bu fedakftrlığı ve vazife bağlı lığını beklemek de; insaf ile bağdaşamıyacak bir teşviktir. Geride bıraktığımız ve olağanUstü dönem diye tanımladığımıs 1971 ve 1972 yıllarında; türlü çeşitlı nedenlerle Küstürülen gü cendirilen ayrınlardan, memurlardan vararlamlması özlemleri; bilim adamlan ve uzmanlann, görüşîerinı yazmaya ve söylem»ye davet edilmeleri; korkarız kl, etkisiz kalabilecektir. Şurasını hemen nelirtelim kl, ekonomik kalkınma sorunlannın çözümlenmesinde yazılan, der»leri ve konferanslanyle; kamuoyunu aydmlatan değerli hocalar, hukukçular ve aydınlar memleketimizde vardır. sayılan da pek çoktur. Fakat, bizim incelememiz, «devlet memuru» denüen, kamu personeiının görüşüne, kanısına ve tartışmasına ilişkin bulundugundan; öteki husus, konumuzun dışında bırakılmıştır. •OKUYUCU MEKTUPLARI «Okulların dağılış saatinde bir trafik polisi istiyoruz..» Bizler Istanbul'un Kartal ilçesinin Gfizelyah koyünde oturmaktayız. Köyümüzü Ankara yolu ikiye ayırmaktadır. Güzelyah, Istanbul'un turistik bir bölgesi olarak da tanınmaktadır. Ancak yolun sol kesimi gecekondularla doludur. Buradaki okula gelen öğrencilerin Ankara yolundan karşıya geçisleri başlı bajına bir problem olmaktadır. Nitekim, geçen hafta içinde, ilkokul dönüşü Sırma Tokay adlı öğrenci, bir aracın çarpması sonucu can vermiştir. Bucdan birkaç gün sonra da aynı bölgede bir işçi, trafik kazasında ölmüştür. Bu bölgedeki kazaların önüne geçmek için ilgililerden, ilk ted bir olarak bir trafik polisinin yaya geçitte görevlendirilmesıni bekliyoruz. Bu memurun hiç Sayın gazetenizde THY Dış olmazsa, okulların açılış ve kaSeferleri ile ilgili sayın Aykut panı; saatlerinde görevlendırı'.Sağnak'ın yazısını Uzülerek mesi mümkün olamaz mı? Bu okudum. Eşim ve çocuklanm konu çözümlenmezse, luranm yurt dışından Istanbula THY adı •ölüm geçidi» olacak ve uçaklan ile 22 Aralık 1973 taribirçok aileyi acüar içinde bırahinde getirmek için başvurdukacaktır. ğum THY ilgilileri bütün bilet Ayrıca bölge sakinlerinin şünlerin bir ay önceden satıldığıdiden bir alt geçit yapırnı için ni ve yer kalmadığını söylediçalışmalara başlamasını bekli1er. Ben de bir yabancı uçak yoruz. şirketinden büetleri satın alSezer BAVIR dım. Şimdi sayın THY sorumlularından rica ediyoruın: Lütfen bu sütunlardan 22 Aralık 1973 tarihli Brüksel • Istanbul seferini yapacak uçaJîlanmızda kaç yerin dolu, kaç ye' rin boş olduğunu açıklasmlar! Avrupa'ya Türk birliği Avrupa bizden asker tstiyor. Bir Kolordu gücünde bir kara birliği verebilirız. Ancak bazı ş&rtlarımız var, şbyle ki: 1 Türicıye bir harbe girerse: a) Tek başına narbe girerse, bu birlik ıstenirse 15 gün içinde iâde edilecek. b) Savaş müşterek olursa, Türkıye tesbit edilecek ölçüde hava ve deniz gücüyle takviye edilecektir. 3 Verilecek bu gücün her şeyi Avrupalı devletler tarafından temin edilecek ve maaşlan da Amenkan askerinin ölçüsün de ve Alman marlu üzerinden ödenecektir. 3 Anlaşma beşer yıl süre ile olacak ve birlik iki yüda bir değişecektir. Değiştirme masraflan Avrupa devletlerince kar şılanacaktır. 4 Bu yardım dolayısiyle Türkiye, bu birliğin fcullanacağı kadar silâh, araç ve gereçle takviye edilecek ve bu suretle de değişme birlikleri bunlarla eğitim ve öğretim yapacakür. • Bu ana esaslara serekli görülecek başka hususlaı da ilâve edilebilir. Saygılarımla;. •• » • • • • • •» • •••••••••••••••••••• • » • • • • • • • » • • • Lütfen bu vatandası Muayenehane Nakli DİŞ DOKTORU FUZULİ AŞAR Amerika'dan dönmüî ve Muayenehanesini Şişli. Halâskârgşri Caddesi 360 numarada »Yapı Han> kat 6. daire İU'« nakletmis• tir Sayın hastslanna ve dnstların» duyurur. Telefon: 48 43 01. Muayene, tedavi ve randevu saat 1 19 arası. 0 ******«*«•«••••••••••••••••«••••••••••••••< (Cumhuriyet: 10056) r 4 4 4 4 (I Deniz Kuvvetleri Komutanlığ SEYİF, HlDROGRAFt VE OŞİNOGRAFİ DAİRE BAŞKANLIGINDAN BtLDtRlLMtŞTİR: 4 4 4 4 MUHTELÎF MALZEME ALINACAK T.C. DEVLET DEMİRYOLLARI İSTANBUL ALIM VE SATIM KOMİSYONU REİSLİGİNDEN 0 4 4 , 4 t Genelge Ve Yasak Aşağıya ajnen aunan bir bakanlık genelgesintn ifade biçlmi: «özel ihtisas jsteyen ekonomi ve finans konulannda; memurların da, görüşlerinı açıklamalan» istek ve eğiliminin gerçekleşmesindeki güçlüğü. gözler önüne sermektedir: sBakanlık makammın f«ni olmaksızın, hiçbir memur; radyo ve televizyon kurumlan ile, basın ve haber aajn;larına, bilgi ve beyanat veremiyeceği gibi; çeçitli kuruluşlarca düzenlenen açık oturumlara sözcü olarak ka tılamaz; konferans veremez ve makale neşrettiremezj Bu genelgenin. 334 sayılı Anayasamızm (20.) maddesl hükmü ile çelişkiye düşüp düşmedıSı; bu yönden geçerliligî ve tutarlılığı keyfiyeti: bu vazınm sınırlaxı ve amacı dışında kalmaktadır. NAZİLLİ LİSESİ Denizcilere ve Havacılara 156 Sayılı Bildiri 11 ile 1 Arahk 1973 tanhlerinde 09.00 ile 17.00 saat4 leri arasmda ajağıdaki noktalann birleştiği sahalar içinde seyretme. demırleme, avlanma ve bu sahaların 12.000 metreye kadar olan yükseklikleri can ve mal emniyeti bakımından tehlikelidir. KARADENİZ ISTANBL'L BOGAZ1 GlRİŞl BİRİNCİ SAHA: K 14SAHASI: 1 inci nokta: Enlemi 41 derece 13 dakika kuzey Boylamı 29 derece 09 dakika doğu E 4958 ANADOLU Feneri 2 nci nokta: Enlemi 41 derece 27 dakika kuzey Boylamı 29 cerece 15 dakika doğu 3 üncü nokta: Enlemi 41 derece 22 dakika kuzey Boyiamı 29 derece 29 dakika doğu 4 üncü nokta: Enlemi 41 derece 11 dakika kuzey Boylamı 29 derece 29 dakika doğu ÎKÎNCİ SAHA: K 15 SAHASI: 1 inci nokta: Enlemi 41 derece 1 dakika kuzey 4 Boylamı 29 derece 07 dakika doğu E 4956 RUMELt Feneri 2 nci nokta: Enlemi 41 derece 28 dakika kuzey Boylamı 29 derece 01 d';ika doğu 3 üncü nokta: Enlemi 41 derece 25 dakika kiızey Boylamı 28 derece 58 dakika doğu 4 üncü nokta: Enlemi 41 derece 18 dakika kuzey Boylamı 28 derece 47 dakika doğu. DENİZCtLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULUR. (Basın: 26875) 10043 4 4 4 4 4 4 4 4 4 (• 4 4 4 4 4 (I |l 1 Aşağıda yazıh malzeme hizalanndaki gün <e saatleTde Sirkeci'deki Komisyon binasınfla kapalı zart usulü ile satın almacaktır. Tekliflerin en geç ihale sa atine kadar komisyona verilmiş veya gelmi? ounası şarttır. 2 Geçici teminat teküt edilen bedeün vüzde beşi olup şartnameler komisvondan bedelsiz alınabüu 3 TCDD ihaleyi yapıp yapmamakta veya Kismer jrapmakta ve tercib ettığı taiibe yapmakta tamamen serbesttir. C t NS 1 1 Çelik Levha 2 9 kalem Kaynak tell ve Elektrot 3 Ham Kauçuk MikUn 250 Adet 55800 Kg. 5000U Kg. Gnnfl ÜUH 18.12.J 973 15. 20.121973 15. 24.12.197;! 15. (Basın 26981) 10046 Karayolları 16. Bölge Miidürlüğünden Sivas lhalenin Cinsi: Bos Varil Satıjı Afiktan: 900 Adet Tahmini Bedeü 18.000.00 TL. Geçiei Teminatı: 1350.0U TL. SatısTarihi: thale S»»ti: 21.12.1973 10.30'da Yukanda yazıh malzeme 2490 Sayılı Kanunun 31. Maddesine göre kapalı zarf usulü Ue satılacaktır. İhalesi yukanda belirtilen gün ve saatte Bö'.gemiz Malzeme Âmirliğinde yapılacaktır. Bu işe ait Şartname, mesai saatleri dahilinde Malzeme Âmirliğinde görülebüir. İştirakçıler, geçici teminat makbuzlarıyla birlikte mezkur kanundaki usule göre hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat ö'ncesine kadar Satınalma Komisyon Bdjkanlığırr.ıza vermeleri, telgrafla müracaatlar ve postada gecikmeler nazara almmaz. (Basın 26949) 10044 Nazilli Iisesine yeni bir ek pavTon inşa edilrrjştir. Bu ders binasının açılış töreni ilâhilerle yapılraıştır. Ve resmî tören* din kanştırılmiştır. Lise Müdürü din hocası olan baş muavinine dini duaJar okutmuş, bütün ilkokullann küçük yavrulanrun dahi bulunduğu bu dinî törende eller havaya kaldınlmış amin sesleri ile tören bitirilmiştir. Lise Müdürü, dinsel çevrelere yakın olduğunu bu şekilde açıkça göstermiş, yani dini kendi çıkarlanna âlet etmiş, açıkça din sömürücülüğtl yapmıştır. Anayasamızın 19. maddesini de çiğnemiş ve keza Anayasanın 8. maddesini de ihlâl eylediği gibi Türk Ceza Yasasma da aykın davranmıştır. Bir Lise Müdürünün din işleri ile dünya işlerini birbirinden ayırt etmesl eerekir. Olay, gün ışığında cereyan atmiştir. Hatta, bğretmenler kurulunda yürekli bir ögretmen «Bir taraftan Atatürkçü geçinirsiniz, diğer taraftan resmî törene dini kanştınrsınız» diyerek müdure çatmış fakat müdür, bu ikazı kurul zabtına almayarak davranışmı bir kez daha ortaya koymuştur. Kovuştuıma yapılmasi ve örnek bir ceza verilmesi gerekir. öğrenci Velisi Çok mahcup olmak isteyen bir vatandaş okurunuz. (Adres mahfuz) Köv okuluna yardım edin Köyumüzün ilkokulu fafcir öğrenci lerden teşekkül etmiş ve birçok imkânsızlıklar içerisinde kalmaktadır. Okulumuzda ışe yarayacak hiçbir ders eracı yoktur. Talebeler bu jüzden ılkokuldan son raki okullarda muvaffak olamamaktadıriar. Okul. köy fcatkısı ile yapılmıştır. Araç sereç dilemekteyiz. Saygılarımla arzederim. . Alişan Sankaş Durucabulak Köjfi tlkokui Md. YAYA KALDIRIMI Kaldırunlar yayalarin yurümelerine mahsus yollardır ve bunlan işgal ederek çeşitli emtea satan Işportacılan Belediye eabıtalan «kaldınmı işga! ederek yaya trafigini bozduklan, engelledikleri içîn» ta kip ve tecziye etmeStedir. Ne var ki aynı düzensizligi Ankara Belediyesi bizzat yapmakta hiçbî r sakınca görmemektedir. Nitekim Ankara'da Meşrutiyet caddesinin hemen baçlannda yaya kaldınmm Uzerine Belediye tarafından lnşa ettirilen ve benzeri başka bir medeni til kede bulunmayan bir kapalı lostra dükkânı vardır. Bunun bir benzeri de Yenisehir'de Piknik Lokantasımn önünden peçen yolaa mevcuttur. Schri çirkinlestiren, vaya tra ffğin; aksatan ve vatandaşlan rahatsiz eden bu Rarabetin tashihi dileğiyle konuyu ilgililerin dikksrine sunuyorum. Saygılarımla. Bir okurucu KİTAP YARDIMI İSTEG! Köyümüz ilkokulu maddj bakımdan fakir olduğundan ders kaynaklanm ve araç gereçlerini temin edemez durumdatiır. Bu yoksunluk içerisinde dersler tam olarak işlenemez durumdadır Kaynak kitaplar ve ders araçları yönünden yardımlarmızı bekler saysılanmı sunarım. Sen<>ıno£|ıı Knyü İlkokoln adıns Öğrctmen Aslan Erkmen.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear