26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 28 Ocak 1973 AMÛM UttADlM, BEMı' CrtCEDt ÛKUMÜ5üMİJd|2. ... BuoyüM ı'LEM riyATÛ|5A ETMcK {uMAiliKEM pTTİNİl . %U İ î V Â dmiııkık t ' •:' SIS IÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI17 «Blr Pazar püro ver Fuat,» ded!. Parasim uzatırken: •Roman kahramanı gibi adamsm yahu!» dlye, her görüste yaptıgı sakayı yineledi. Sonra püromın birini ateçlodi .. Püro içmek, zevklerinden biriydl... Blralan tükenmiştl. Brrer bira daha istediler. Beslm: «Benimki arjantin olsun!» dfedl. Garson: «Çek bir arjantin!» dlye bağırdı. Oğuzdan (îktıklarında saat blre geliyordu. Herkes evine yoüandı. Besim, epey sarhoştu. Evi de uzaktl. Bir dolmuşa atladı... Evine daha epey Tareh; Besim, yanlışlıkla dolmuştan indi... Bardaktan boşamrcasına yağmur yağıyordu. Islanarak ve yalpalayarak evlne d'oğru * ğıraksak yürudü karanlıkta... Bir gün, kapıdan öğretmenln birl bskrp çekildi. Bu durumu görünce Sevil: «Bılıyor musun, bıze değişik Dakmaya başladılar,» dedi. «Biliyorura.» «Gözleri bizde.» «öyle.» «Niye acaba? Biz ne yapıyoruz onlara?» «Yemek yiyoruz, müzik dinüyoruz, şiir okuyoruz, gülüyoruz. Bir de oruç tutmuyoruz. Bir de, bir de başbaşayız...» «E bunda ne var?» «Bir çey yok.» «Peki niçin öyle bakıyorlar?» «Bizim yapüklarımızı onlar yapamadıklan için.» «Yapamryorlar.» «Yapamıyorlarsa bize ne canım?» «Öyle ama...> «Evet...» «Bai Sevü,» dedi Besim. Durdu. Sonra birer sigara yaktılar. Anlatmaya başladı: «Dedım ya, Ramazan ayında genellikle hoşgörü azaüyor. Bütün Türkiye'de bu böyledlr. Biziın müslümanlar, öteki onbir ayda çok şeyi noşgorürler de. Ramazan ayjnda bir dindarhk, hoşgörüsüzlük başlar. Ramazan ayında cınayetler de artar. Bu durumu yıllarca izlemlşimdir. Ramazan ayları kara bir örtü gibi ıner Uzerimize. Bu kara örtünün atında, halk biribirini çekiştlrir boyuna. Halk, bir ay boyunca, öteki dünya, cennet, cehennem konulnnnı konuşur. Bu durumdan vurguncular, karaborsacılar, arsacılar, parsacılar, spekülasyoncular hoşnut olurlar. Çünkü, halkın dikkati üzerlerinde olmaz. Ve onlar boyuna, çeşıtli yollarla, din sömürücülüğünü sürdürürler. Halkı dln sbylevleriyle uyuturlar.. > «Gerçekten öyle.» «Bizi çekiştirenler de aslında çelişkl içindeler. Onlar bir bakıma bize imrenıyorlar.» «Kıskançlık.» «Kıskançlık ve başka nedenler.» «Astıntla orilar da teteyerek oruç" tutnra" yorlar canım. Çevresel baskuar.» «Elbette.» «Yalancı dindarlar.» aBunlar Mevlâna'yı bile okumamiîlardır. Mevlâna'run şu şiirini biz yazdık diye otcusak, saldırırl&r.» dedı ve okumaya başladı; elindeJd kıtaptan: (Dersan var) vn Ramazan aymm ortalanndaydular. Yalmz Besim'le Sevil oruç tutmuyorlardJ okulda. Besim'in dersanesl denize beJuyordu ve köşede idi. Besimie Sevil, öğie yemeklerim bu dersanede yiyorlardı. Boylece oruç tutanlann onlertnde yemek yememıs oluyorlardı. Zaten oruç tutanlann canları burunlarında oluyordu. Açlık, susuzluk... Hale de sıgara tiryakisı olanların durumu... Uçan kuştan alınıyorlardı. Haliyle konuşmalar dın, oruç kGnusunda oluyordu genellikle. Ve genellikle oruç tutanlar bu aylarda bağnazlaşıyorlardı. Okulda. öğretmenlerden birisi de Sevil'e, «bomba gibi kızsın, niçin oruç tutmuyorsun?» deaiği içın, Sevil, alınmıştı. Bundan ötürü, öğretmenler odasına ginniyordu. Ders aralannda ve öğle paydoslannda soluğu Besim'in dersanesinde alıyordu. öfle yemeklenni bu dersanede yemelemün tıedfizu, bira^ oruç tutAni&ıdari uzalc kalîrıaksa da"âsîl~âm5ç beraber öîmâktı. ögle tatılı zili çalınca, çocuklaıdan birini bakkala gönderiyorlar; konserve, peyniı, salam gibi yiyeceklerle gazoz geürtip, Besim'in masasmda yiyorlardı yanyana... Yemek yerken, başbaça verlp uzun süre konuşuyorlardı. Arada sırada rnasanın çekmecesine koyduklan teypi açıp müzik dinliyor lardı. üteveffa Başkan Johnson*u, Amerikan poliükası üstüne kurulmuş teorilere yerleştirip değerlendarmek zordur. Aslında bu teorüerin doğruluda tartışmabdır ya... Meselâ bir «Denge» teorisl vardır Amerikan iç polltikasını değerlendiren. Amerikahlar, hükümetin zıt menfaatlen dengeliyerek kendi kendine çalısan bir makina olduğuna inanırlar (1). Bu teori belki 18'inci, ya da 19"uncu yüzyıl için geçerliydi. Merkezd kuvvetin şimdiki gibi oluşmadığı zamanlarda, ekonomiye hakim kuvvetler belki kendi aralanndaki bir dengeyi arayabilirlerdi. Fakat şımdi özellikle Amerikan devletini yöneten bUkUmet öylesine güçlenmıştir U, bu hükumetin iplerini ele geçirenlerin karşısında bir denge kurmak imkansız hale gelmlştir. Yasama ve yürütme organlarını temsil eden Kongre ve Başkanlık müesseselerine kısaca bakalım. Meselâ bugün bir Amerikan Senatörü, nüfusun ancak yüzde onunu meydana getiren yükselc eğitim görmüşler arasından seçıliyor. Aynca Senatonun yüzde 24"ü, Temsılciler Meclisinin ise yüzde 22'si ış adamlanndan kurulu. Diğerleri de, eskiden yilksek devlet görevlerinde bulunmuş kişilerden, özel sektör idarecilerinden ya da avukatlar gibi serbest meslek sahiplerinden meydana geliyor. Bunlann arasında tarun ya da sanayi işçisi, küçUk memur gibi kimseler yok. M JOHNSON1N AMERİKASI SADE ÜLKESİNİ DEĞİL, PARTİSİNİ DE BUHRAN İ Ç İ N E İTEREK AYRILDI. Mehmet BARLAS AMERİKAN POLİTİKASINDAKİ DENGELER, JOHNSON DÖNEMİNDE YIKILDI. Çelişkileri arttıran politika Johnson doneminin Amerikası, belki ilk bakışta bugünkü Amerika'dan farksız gibi göriilebılir. Fakat son dört yıl içlnde yer alan gelismeler hatırlandığı zaman, Johnson dönemindeki oluşmaların bugune yeni bir Amerika bıraktıgı görülecektir. Johnson'ı Izleyen Niıon iktidarı, Vietnam'ın yalnızlığa ittiği Amerika'ya yeniden itibar ve ittifaklar sağlamak için bazı uygulamalara gjrmek zorunda kalmıştır. Doğuya açılma po litikasıv Çin • Amerikan ilişkilerind'eki gelisme, Washington Johnaon, fononda Lady Bird'e kalacaktu. MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan 6AŞOGLU KILIÇ Buna karşı Amerika'daki başka bir dengeden, ya da çeşitli dengelerden söz edilebülr. Beyaz siyah, yaşlı genç, v.b... Söz konusu dengeler katoliklerle protestanlann veya azınlık^gruplan ile eski Amerikalı lârm ilîşklleıine kadar dayanabiliyor. îşte Başkan Johnson'm Amerikan politikasına getirdigi yeni durumlar, temeldeki dengesizliği bozamadı. Büyük iş çevreleri üe askerî yapmın temsilcileri, yürütme ve yasama ile birlikte ülkeye hükmettıler. Başkan Kennedy zamanında huzurlan kaçmaya başlayan pet rolcüler, çelikçiler gibi güçlü iş çevreleri, Johnson döneminde iyice rahatladüar. Çünkü Johnson, yönetimine yeni teorüeri sunmaya çalışan «Beyin Takımı»ndan antmıştı. Schleisinger Jr., Sorensen, Galbraight gibi klşüikler bir kenara çekilmek zorunda kalmışlardı. Buna karşı Dominık'te başlatüıp Vietnam'da devam ettırilen ve zlrvesine vardınlan «Kaba Kuvvet» polıtikası, endüstri için yenl bir dönemin müjdecısi oluyordu. Boylece fabrikaIar, silâh üretımıne olanca giıçleri ile yüklendıler. Hergün bir kaç tanesi düşürülen uçaklann, helikopterlerin yerıne yenıleri konmahydı. Tonlarca bomba, mılyonlarca mermi ve diğer araç gereçler isteniliyordu. Amerıkan endüstrisi, tarihinde ancak birkaç kez görülen büyuk bir hareketin içine girmiştı. Ne var ki bu, Johnson'm «Büyuk Toplum» hayalinin d'e sonu oldu. Çıkardığı kanunlarda, geniş kapsamlı sosyal yatınmları, uzun vadeli devlet yatırımlarını öngörüyordu. Ancak Vietnam, devlet kaynaklarını ölçusüz bir hızla çekmeye başlamıstı. Denizasırı bir Asya ülkesinde, 700 bin Amerikan askerinin giriştiği kara savaşını heslemek zorundaydı Washington .. Bu durum, sade doları sarsmakla, dış ödemeler dengesini bozmakla kalmadı . Amerikan tODİumunun bütün sosyal çelışkileri de açığa çıktı. Buyuk şehirlerin varoşlarında yaşayan zencilerin ayaklanmalannı, üniversite kampuslarındaki gençlik olavlan izledi. Vietnam savaşının körükledıği fanatik duygular. eski ile yeniyi, sağ ile solu, siyah ile beyazı ve her zıtlığı karşı karşıya getirdi. Vietnam'da uyuşturucu maddelere alışan askerler bu belâvı ülke içine taşıdılar. Ve Johnson, nereden başlayıp nereve geldigine kendisi de şasarak, bu durutna müdahale edemez hale geldigini pörüvordu. 1964'ün taraflarüstü kişiligi, şimdi. bütün taraflann hücum ettigi. tüm aksaklıkların ^ebebi olarak görülen yıkılmı? bir nolitikacı haline gelmisti. Johnson duvannın son taşını yıkan olay, Tet saldınsı oldu. Vietkong'un Saveon'daki Amerikan Elçiligine bile girmesine dayanan bu saldın, bardaSı tasıran son damlavdı. Johnson Icin artık 6*aha ilerlsi yoktu. Başkaniık seçimlne adavlıgını koymayacagını acıklarken. arka^ında sadece bö!ünmüs bir ülke ve harao bir maMve bırakmıvordu. Olanca varlıS'nı John«on'a baglavan Demokrat Parti He bir buhranın yuvarlanmıstı. 4 0 Yıl Önce Cumhuriyet *APONYA Hariciye Nazırı onceki gun soylediği bir nutukta açıkça butün Çin ülkesinin Japonya'ya ait bir nufuz dairesi ıçinde sayılmasınm devletler tarafından tasdik edilmesini istemîştir. M. Hıroto, Japonya'nın doğu Asyanın her tarafında istikran temin etmek gibi bir görevi bulunduğunu da sözlerine eklemiştir. Japonya bu suretle artık baklayı ağzından çıkarmış bulunuyor. Bu devletin Asya'da Mançun'yi zaptetmekle yetinmeyeceğı zaten bılinmekteydi. Simdi bu tahmınler tahakkuk etmiş bulunuyor. Japonya bütun Çin arazısini kendi nüfuz I JAPONYA BÜTÜN ÇİNİ ve kontrolü altına almağı kararlaştınnış bulunuyor. Imparatorluk ilân etmek üzere bulun an Japonya'nın kontrolü altında bulunan Mançuri şimdi doğuya doğru hududunu genişIetiyor. Ve Mançuri MogoHstanın kendi mülkü olJuğunu iddıa etmektedir. İSTİYOR M. Hiroto'nun bu defaki beyanatı 1931'de söyledıklerinden daha ziyade tehditkâranedir. Ve sözlerini »öyle1 bitirmistir: «Çinde komünist fırkasının faaliyetlerinl ve kızıl ordulann artmakta olan tecavüzlerini büyük bir endise'ile karşılamaktayız.» . • RAMAZAN ayında Bayazıt Camiihde vaiz Hayrullah Efendi vaaz ederken, adliye yangınından bahsederek, «Besmele levhasının kaldınlarak yerine resim asılmasının yangma lebep olduğu» şeklindeki konuşması yüzünden hakkında açılan davaya dCn başlanmıstır. Şahitler olayı doğrulamışlar mahTteme bazı hususların tahklki için başka bir güne bırakılmıştır. Moskova diyaloğuıfun stratejik silâhlar ve ticaret konularında verdığj somut sonuçlar, bu yeni dönemin ana çizgisi tzerindedir. İç politlkada İse, Johnson döneminin eyleme ittiği gençlik aktıf politikaya gırecek, bir McGovern hareketi Demokrat Parti'nin eski şdhretlerini silerek Amenka'daki liberal akıma hız verecektir. En önemlisl' de, Vietnam'da askerl bir zafer kazanmanın imkânsızlığı artık anlaşılacak ve barıs her ne şekilde olursa olsun aranılmaya başlanacaktır. Yeni Amerika. muhakkak kj, eskisinden daha ileri olacaktır. Johnson bu açıdan gerek ülkesine, gerekse rfünyaya olumsuz katkilarda bulunmuştur. Fakat iktidar doneminin daha dışına çıkıhp uzun vadede bakıldıği zaman, Johnson'm Amerika içindeki çelişkileri açığa çıkartması belki de hizmet olarak görülebillr. (1) The Power Ellt • C. Wright Mills s. 242 S ON DİŞİ BOND TİFFANY JONES * TO, BU Ç.OK. BİR.9EY MİÇ } GARTH 7OBİA SESfME SAC kUBEVt <\ LAHİTLE NJ 8ı'Q( ME 5 LÛMALIM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear