28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 CUMHURtYET 28 Ağustos 1972 afer» fiden yol özerinde ıert donemeeler v« çetin engeller vardı. Bunların hepıinden »öı ctmek bu yazı dizisi için mümkün tfegildir. Nihtyet yapabileceğiraiz, en önemlılerinden bazılan vt özellikle daha çok askerliğe değgin olanları üzerinde durmaktır. Büyük Millet Meclisinin toplanmasınd'an öneeki dönemde zaferden çok uzakta bulunuyorduk. Söı konusu dönemin ayrı bir karakter tajıyın gilçlükleri, tehlikeleri ve sarsıntılan 1920 yıh Nisan «yından itibarra geride kalmıştır. Ya bundaa sonra?.. Bundan sonrası bir bakıma daha da eileli geçecekti. Gerçi millî bir Meclis toplanmış, znillt hükümet kurulmuî ve dağımk milli güçler belli bir raerkeze bağlanmaya başlamıçtır. Güçlük suradan gelıyordu: 3040 ki?ilik geçici kongrelerin yerini «ürekü toplantı halinde bulunan blrkaç yüz Idfilik çetin bir Meclis almıştı. 78 üyeli «Hey'eti Temsili. ye» lerie kararlar almanın kolayhğı kalmamıjtı. llk dönemin küçük Kuvayi Milliye müfrezeleri gelijerek büyük güç kazanmışlardı. Başlanjıçtaki isimsiz halk kahramanlan, çimdi ünlü birer lider haline gelmişlerdi. Bütün bunlardan ayrı olarak, milli hareketin tehlikell olmaya başladığını gören düsmanlar .başta îngilizler ve yerli işbirlikçileri . başta Padisah tedbirlerinl arttırmaya bajlamışlsrdı. Kurulmakta olan milH birligi bozmak için tahriklerini yoğunlaştırarak Iç isyanları yayacaklardı. HenÜz çok eılız olan Batı Cephesini yıkmak için Yunan Orduıunu taarruza geçireceklerdl. Z Zafere GidenYol SABAHATTİN SELEK GENELKURMAT BAŞKANI FEVZl PAŞA VE MAİYETİ.. mu şöyle anlatır: «Daha öneeki buhranlı devlrlerde olduğu Sakarya'dan sonra da kSlümser bir hav» esmeya başladı. Zaten siyasi fitne ve siyasî çekişme hiç bir an durmamıstır. Her büyük muharebeden, her büvük askeri buhrandan az bir müddet sonra, ümil d'evri geçer geçmez, yeniden ümitsizlik hâkim olur* Bu ümitsizlik havası içeriden. dışarıdan. her vası» ta ile tahrik edilir Şimdı yine böyle ümitsiz bit atmosferin içine düştük Her tarafta şöyle konuşu» luyor: Hedef şu. an'arii"k ama, Anadolu ortasına kadar gelen düşmanı bir rnuharebe meydamnda mağlup ederek memlekeften çıkaramayız. O halda bunun bir çaresini bulmak lâzımrfır. Siyasi çare, askeri çare, uyuşma çaresi. düşmanla anlaşma ça» releri aramalıyız Bir meydân muharebesini kazandıktan sonra böyle bir devir başladı. Mustafa Kemal Paşa, Ankara'da bu menfi havayj venmeye çalışıyor> Bu haksız tenkitleri yönetenler. haklı çıkmak için türlü mantık oyunlarına başvuruyorlardı. Sakarya zaferinden sonra sövlenen şu sözlerin başka bir anlamı var mıdır: «Ee .. rie oidu? Muharebe ettik de ne netice alp dık? Düşman h nüz Anadolu'nun ortasmda bulunuyor. • Fevzi Paşa dert yanıyor Millî Birligi yıkmak isteyenler vardı tubayların bir klsmı üniformalannı çıkararak milis kumandanı kılığına girdiler. llk zamanların Garp Cephesi Kumandanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa bile kıyafet değiştirdi. 61. Tümen Kumandanı Izzettin (Çalışlar) Paşa, hatıralarında, bir kumandanlar toplantısından bahsederken «Benden başka yakası kapalı kimse yoktu» diye yakımr. Bu yüzden orduyu kurmak hemen hemen imkânsız hale gelmiştı. Iki silâhlı teşkilâtın, ordu ve Kuvayi Milliyenin, yanyana bulunması daima ordunun zararına işliyördu. Çünkü, milis müfrezeleri, suçlulann barınağı idi. Hem bu müfrezelerde bulunmak daha avantajlı ve rahat idi. Disiplinden ^ yoksun olan millj kuvvetlerde, kumandanın hassas olduğu kurallara uyduktan sonra mesele kalmıyordu. Gittikçe büyüyerek' süren bu tehlike, nihayet, 1920 yıh sonlarında kesin operasyonlarla ortadan kaldınldı. Aksi halde, 30 Ağustos Zaferini kazana. cak orduyu kurmak mürakün olmavacaktı. Muntazam ordu istemeyenler Aynntılarına girmeden Szetledlgimiz bu yeni durum, kısa zamanda llk meseleıinl ortaya attı: Kuvayi Milliye mi? Muntazam ordu mu? Büyük Millet Meclisi Hükümeti, savaşı lürdürebilmek ve zaferi kazanmak için bir yandan orduyu yeniden kurmaya çalıjırken, yaptlkları hizmetten çok halka zulümlerini arttırmaya başlamı? olan Kuvayi Milliyeyi düzene sokmaya uğraçıyordu. Kıyajnet koptu. Ordu. bir ije yaramıyordu. Subaylar, kumandanlar ehliyetsizdi. Asıl dayanılacak silâhlı kuvvet «Kuvayi Milliye» idi. Bu propaganda o kadar işledl ki. «Milis» taraftarlığı günden güne gelişerek Büyük Millet Meclisinde karargâh kurdu. Meclis üyesi bir binbaşı, eski bir Kuvayi Milliye kumandanı olarak, kurmaysız. generalsiz. rütbe işaretleri ta?imayan kumandanlarla yönetilecek yeni bir ordu kurulması iîin kanun teklifi bile yaptı. Cephedeki Orduya insafsız hücumlar Ortfu mu? Kuvayi Milliye mi? tartışmasının kö. tü izleri, Büyük Millet Meclisinde, Büyük Zafere kadar surüp gitmiştir. Henüz yeni kurulmakta olan zayıf Türk Ordusunun. «anki bir düşman ordusu imiş gibi nasıl acı tenkidlere uğradığmı Meclis tutanaklarında esefle okumak mümkündür Asker milletvekillerinin bir kısmı ve askerlikle hiç ilgisi olmayan birçok milletvekili. kumandanlan hedef alarak orduya o kadar insafsız hücumlarda bulunmuşlardır ki. orJunun bu şartlar altır.da nasıl kurulduğunu anlamak mümkün değildir. Meclisin açılışından >iki ay sonra. 22 Haziran 1920'de başlayan Yunan taarruzunu zayıf ordu birlikleri durduramamıstı. Milli kuvvetlerin de uğradiğı bu taarruzun durdurulamaması Meclis'te uzun tartışmaiara yol açmıştır. Fakat. Kuvayi Milliyenin yenilgisi üzerinde hiç durulmarfığı halde. özellik!e Bursa'yı bir avuç askerle savunan tümen kumanda. nı, yenilginin' tek sorumlusu sayılmıştır Buna karşılık, Garp Cephesı Kumandanı Alı Fuat Paşa'nın, iki piyade tümeni ve Çerkes Ethem kuvvetleriyle Gediz'deki Yunan tümenine karşı yaptığı başarısız taarruz. belli sebepten dolayı sü.kutla geçiştirilmiştir. Ordu. ancak zafer kazanınca alkışlanıyordu. Ermenilere karşı kazanılan Doğu zaferinde ve Inönii Muharebelerinde olduğu gibi... Kütahya . Eskişehir muharebelerindeki yenıl' ginin, düşman kuvvetlerinin sayıca ve silâhça üstünlüğüyle ilgisi üzerind'e durulmadı Sakarya Meydan Muharebesi kazamldıktan snnra bile, ordu bir • e yapmamış sayılıyordu ?y Bu hava içinde Büyük Millet Meclisi. zaman zaman. bir grup milletvekilini cepheye gönrferir ve ordunun durumu hakkında fikir edinirdi. Bu cephe gezilerinin moral açısından faydaları da. zararları da oluvorriu Bazan. orduyu görerek Meclis'ini morali vükseliyor ve milletvekillerini cephede gör» mekle ordunun morali kuvvetleniyordu. Fakat bazan da. bu geziİTd'en kumandanlar tedirgin oluyorlarriı Sakarya zaferi ile Büyük Taarruz arasında geçen »aman içinde. orduya vöneltilen tenkitler büs» bütiin artmı?tı Ordu neden duruyordu? Niçin taarrn' etmivordu? Bu soruların cevabını yine kendileri veriyorlardı • Rıı ordu verinrien kıpırrfavamaz.. Ru havadan Baîkumandsn Mustafa Kemal Paşa île Genelkurmav Başkanı Fevzi Paşa'nın nasıl tedirsin olduklarını Nmet Paşa şövle arılattı: «Ağustos'un baslarında Fevzi Pasa geldi. benlrn karargâhımda mi'îafir oldu Bara dedi ki: Ben artık Ankara'va eitmem Kimse taarrua PdecPSimize inanmıyor ve bize yapmaö^kları kal« mıy^r Mu^tafa Kemal Pa«a'nın cpkmffliSİ vok.» Siyasî fitne hiç durmadı tsmet Paşa. bu karamsarlığı ve bu kasıtlı tutu YARIN: Mustafa Kemal macera yolunu kapamıştı SAVAŞ ALANINDAN ANILAR HİKMET ÇETİNKAYA Büyük Taarruz'cîa Dünya Basmı ÖMER SAMİ COŞAR Burası Aslıhanlar. 53 yıl önce 29 A£nstos 192î'de bn tepede Türk Ordnsnnun 23. Fırkası mevzUenmisti. Işte 50 yıl sonra, kalan sağlardan Mehmet Zenfin, mjfi Savaş alanında şimdi yaşam kavgası sürüyor D aha sonra 62 yaşındaki Mustafa Yıldırım'ı tanıdık. O yıUar 12 yaşında bir beb» olaı Mustafa Yıldırım, şimdi ak sakallı bir dede. Cç çocuk ve 40 dönüm toprağı var... «Nasıl bu yıl ürünler» diye baîladım »öze. Bu sorumdan sanırım hiç hoşnut olmadı. EhyIe pek fazla boy atmayan ayçiçeUerini, köy alanındaki harman yerini gösterdl: «Bizim topraklanmız sıkıdır. Verün az olur bu yörede. 98108 kuruş veriliyor bugdaya. Az para bu efendim az. Her geçen gun birsz daha kötüye gidiyor işlerimiz. Başka ürün yetişmez bizim buralarda. Haşbaş yasaJc edildi. Halimiz nice olacaktır bilinmez!..» «Yılda elde ettiğiniz gelir nedir?» «Sen de iklbin, ben diyeyim Uçbin...»' • Ayda üçyüz lira yani?» «Yük efendirn yok... İjn paradır köy yerinde üçyüz lira. Kim kaybetmiş de biz bulahnn.» Harman yerinde yüzlerce tasan sarı sıcağa inat çalışıyorlar. Kadınlar sırtlarında testiklere su taşıyorlar. Bir düvende bir kadın, sırtınla bebesi dönüp duruyor. Kurtuiuş Savaşında artında cephane taşıyan kadın, 50 yıl sonra yile onurlu bir görevi yerine getiriyor... 12 yaşında ömer Kaynar. Bu yü llkokuıu i'eni bitirmiş. Çil, çil bakıyor insana. Sonr3 deh» diyor düveni çeken beygire. Beygir dö lüyor, Ömer dönüyor. Ömer'in bir resmini çeüyorum kardeşiyle birlikte... Zafertepe karşıda tüm yüceliğiyle. Aslıhanar ovasında yaşam kavgası var 12 yaşmdakı 3mer, acaba neler düşünür? Hele gelin Dir koıuçalım o'nunla... «Ortaokula gidecek mısın Ömer?» «Bubam göndsnnem dedi...» «Nerede baban7> «Aha şurada?» . «çağırsana babaaı?» Ömer bağırıyor babasına. Babası elinde abası harman savuruyor. Sonra yabancılann •.eldiğinin farkına vanp yere bırakjyor yabasıu. Ağır, ağır yaklaşıyor... tlk önce birer sigara yakıyoruz. Sonr» «ooıyoruz: «Ömer ortaokula gitrnek lstıyor, ne d«in?cOKuyup n'olacak yani...» «Okumazsa nolacak?» «Bizira gibi çiftçi olur...» «Ama okumak istiyor.» Dönüyor baba Hasan Kaynar, oful Ömer'6: «Okuyacan mı ulan?» «Okurum elbet...» Söz veriyor Hasan Kaynar Ömer'ı okutnıa•a... Yoksa bizi mi kandırdı dersiniz? Hayır, hayır söz verdi okutacak. ömer o:uyup adam olacak. Bu ülkenin insanlarını *ylınlatacak. Mustafa Kemal'in ülküsünü taşıy*ak. Zaten Mustafa Kemal ülküsü kafada, yüekte taşınır öğretmeni belletecek.. Kocatepe'ye vuruyoruz gün doğmadan. Uo \ğustos 1922'de büyük taarruzun basladığı yüe tepeye ulaşmak için gün doğmadan çıkmaK ;erek. Âsfaltlanan yol dik mi, dik. Sıcalc dal.a bastırmadıgı halde aracımıs homurdanmayi» baslftdı. Afyon ovası yeni bir günü kucaklarken yan yolda durdulc. Bir sigara içiminden sonra yeniden koyuldulc yola. Gözlerimiz 50 yıl önceden Izler anyor. 50 yıl önce kan ve barut kokan bu topraklarda şimdi arı gibi Insan kaynıyor. Artık kanıksadıgımız harman yığınlarını uzaktan seyrediyoruz. Burası Kocatepe... 50 yıl sonra saygı ile efiliyoruz bu topraklarda bagımsızlık savaşı veren şehitlerimiz için. Yüregimizde bir tutku gittikçe büyüyor. Gözlerimiz o mavi aydınhğa kayıyor. Kocatepe' den kükreyen Mustafa Kemal dalga dalga oluyor bulutların arasında. Resimler geçiyor, kafnılar, Ayşalar, Fatmalar, ömerler, Memetler, Paşalar geçiyor hepsi dimdik, hepsi bir el. yurek! Mehmet Zengin, lokomotifl, 30 vagonu ve 12 eriyle yürüyor şimdi. 23. fırka kumandanlan ve erleriyle ayakta. Tınaztepe, Çiğiltepe ve Kocatepe üzerinde ak güvercinler uçuyor. Türk topçusu dövüyor Afyon ovasini. Yunan bozulrauş kaçıyor... Ali çavus, Ferhat çavuş ile Dırlikte uçuruyor Elvanlar köprüsünü. Ferhat çavuşun ıkı gözü kör oluyor. Şimdi Ankara'da oturuyor ve üç ayda 900 lira alıyor. Ağlıyor Ali çavuş, Mehmet Zengin'i görünce. Sanlıyor boynuna hıçkara, hıçkıra ağlıyor .. «Kemal onbaşı geçenlerde ölmüş duydun mu?» Duymadıgını söylüyor Mehmet Zengin. Tekrar sanlıyorlar birbirlerine. Sonra ellerini tutuyorlar bebeler gibi. Kocatepe 50 yıl öncesi Mustafa Kemal ülküsü Yazımızın başmda da söylemlştik. Zale; Tepede bir müze yapılıyor. Tüm hazırhki&ı tamamlanmış. Büyük Zaferin 50. yıldönümünde açılacak müze. Müzede savaş alanlanndan toplanmış silâh, mermi, top arabaları ve diğeı malzemeler var.Zaliha bacınm sakladığı tarihi kağnı da müzede sergilenecek. Zafer Tepedekı anıt ise gerçekten gösterişli. Şimdi kavruluyor Aslıhanlar ovası. Yine girelirn harman alanma. Bulabiürsek 50 yıl öncesini yaşayanlan konuşalım. Bulamazsak, bebeleri, anaları, babalan konuşturalım; duyduKlan, bildikleri var mıdır diye? Hele bir arayalun... «Adın?» «Osman Bulut?» •Kaç yasındasın?» «45 yasmdayırn.> «Kaç çocuk var?» «Beş çocuğum var. îkisi elde.» «Evlendirdin?» «Torun sahibi bile olduk..» «Ya toprağın?» «30 dönüm kadar...» «Nasıl buğday bu yıl?» «Eh bizi idare eder.» «Osman efendi bir soru yöneltec*ğim düsünmeden cevap vereceksin?» «Aman beyim biz köylü kısmı cahil oluruz Var git şehirlilere sor!» (Devamı 7. sajfada) loyd George'un, Anadolu'd» yeniden kan dökti!. mesine sebep olacak bu politikası kime faydd sağlayacaktır? îngiliz menfaatlerinin bundan fayda değil, zarar görmekte olduğu her yerıle ilân edilmektedir. Bu vaziyette Lloyd George, kimm için çalışmaktadır? Avam Kamarasının 27 Martta yaptıgı toplaııtıda muhafazakâr üyelerden Aubrey Herbert ortaya bir isim atar: Sir Basil Zaharof! Konuşmasında önce Türkiye'ye karşı takip' edilen politikayı yeren Aubrey Herbert, der ki; «Hükümet bu konuda hiçbir zaman ne parlamentonun, ne de eksperlerin tavsiyelerini dinlemiştir. Dünyanın en zengin adamı olduğu söylenen ve birçok defa milyoner bir Rum, Sır Basil Zaharof, Ortadoğu meselelerinde Başbakanın belli başlı müsavirlerinden biri olmak şöhretine sahiptir.» Aubrey Herbert e göre Basil Zaharol, Yunan ordularını silâhlandırmak ve bunlan Anadolu'daki saldırıya hazırlamak için cebinden dört milyon sterlin sarfetmiştir. İngiliz milletvekili, Lloyd George'un bu kadar tehlikeli bir müşavirden ayrılması zamanının geldiğine de işaret ederken der ki: •İngiliz politîkasının özü, menfaatlerimiz iehinde veya aleyhinde olsun, Yunan politikasırj desteklemek olmuştur.» Kimdir bu Basil Zaharof? Muğlalı bir Rum. Gençliğinde îstanbul'da her türlü iş peşinde koşmuş. Kendisine acıyıp da yanina alan bir akrgbasının dükkâniM soyup İngiltere'ye kaçmış. Osmanlı sefirinin şikâyeti üzerine sanık sandalyesine oturtuhnuş. hapse girmiş. Sonraîarı yavaş yavaş silâh ticaretine sokulmuş, süratle bu alanda yükselmiş, Boer harbinden itibaren her harpte onun sattığı silâhlarla milyonlarca adam ölmüş ve bu milyoniarca cesed ona jnilyonlar kazandımıış. tngiltere Kralı, kendisine «Sir» Unvanıra vermış, Fransa da «Legion d'Honneurntpıü (1)... Aubrey Herbert'in 27 Mart günü Avaın Kamarasında Mahye Bakanı Justen Chamberlain'e surduğu bir sual ise ortalığı kanştınr: Basil Zaharof, desteğinin ve tavsıyelerinin karşılığı olarak mali bir yardım görmüş müdür? Avam Kamarasının «babası» addedilen yaşlı Irlanda milletvekili O'Connor, bu ima yollu soru sebebiyle A. Herbert'e şiddetle çatar ve «Hiçbir karşılık bekiemeden savaş sırasında buhca yardımlarda buiunmuş olan Sir Basil Zaharof'un şerefine gölge düşürülemiyeceğini» söyler. Fakat Kabine üyelerinden hiçbiri, Sir Basil Zaharof'un Lloyd George ile münasebetlerine dair sözleri tekzip etmek için söz almaz, hepsi susar Bu arada, Avam Kamarasında Lloyd George Basil Zaharof ilişkilerinden ikinci defa bahsedilmekte olduğu da hatırlamr. llk defa 1921 yılımn Ağustosunda bu Rum ölüm tüccaruıın, Ingiltere Başbakanı ile şüpheli ilişkileri ortaya dökülür. Kısa zaman önce Yunan Kralı Konstantin, Ehlisalip kumandanı tavırlan ile Izmir'e çıkmış; «Ankara'ya» parolası ile ordusunu ateşe atmıştır. Bursa. Edirne ve daha birçok şehirler düşmüş, Türk Ordusu, Sakarya gensine çekilmiştir. Batı Anadolu şehirleri, kasabalan yakılıp yıkılmıatır. 5 Temmuzda ileri hareketine başlayan istilâ ordusunun karşısında Sakarya"ya kadar fazla bir mukavemet görmemesi onları da, Konstantin'i saldınya teşvik edenleri de ümitlendirmiştir. 10 Ağustos'ta İngiliz askerî ataşesi ile buluşon Yunan Harbiye Bakanı Teotokis, 5 Eylul'de Ankara'da randevu vsrmiştir. 19 Ağustos'ta Yunan Başbakanı Gunarıs, Atina'da tertip ettiği bir basın toplantısında: «Taarruz, Kemalistlerin tam imhasına kadar devam edecektir. Dört hafta zarfında bu iş bitirilecektir» demiştir. İşte bu hava içinde Lloyd George, Avam Kamarasında 15 Ağustos Salı günü, Kajzer'in bacanağı Konstantin'in zaferinden emin bir tıaide der ki: Lloyd George'un izlediği politika silâh tüccarı Zaharof 'a yarıyordu 16AĞUSTOS 1922 SALI GÜNÜ PARLAMENTODA İNGİLİZ BAŞKANI ŞUNLARI SÖYLÜYORDU: « İKİ TARAF DA ARACILlGlMIZI REDDETTİ. BIRAKTIK, DÖGÜŞSÜNLER. SİLÂHLAR SONUCU BELLİ ETSİN !» I Milyonlarca cesct üzerinden milyonlar kazanmış olan silâh satıcısı: «öliim tüccarı» Muğlalı Rum «Sir Basil Zaharof» bu ağır suçlamalar, Lloyd George'u, bu silâh tüccarınm şahsî menfaatlerine uygun şekilde İngiitere'nin dış politikasını yürütmekten geri bırakrnaz. Ancak birkaç ay sonra Anadolu'da Yunan ordusuna Mustafa Kemal'in ındireceğı kati darbedır ki, Lloyd George'u da. Basil Zaharof'u da tngılia siyasi hayatından silip atacaktır. 1922 yılının Martında ise Basil Zaharol, Ansdoluyu ve belki de bütün Ortadoğu'yu kana boyayacak yeni bir savaşın gizli hazırlığı, bu sayeds satacağı silâh ve cephanenin ve yeni cesedlerin üzerinden gelecek yeni milyonlann hesaplan içirıdedir. Suç ortağı da Ingiltere Imparatorluğu'nun Başbakanıdır!.. Lloyd George'un 1913'te Asquith kabinesiride Müfaimmat Bakanı iken yapılmış karikatürü. Silâb satıcısı Zaharof'la şüpheli ilişkileri o zaman başlar. «Vapuacak caşka Dir şey yoktu. tkl taral da aracılığımızı reddetmişlerdi. Bıraktık. dövüşsünler, silâhlar neticeyi tayin etsin.» Lloyd George'un bu konuşmayı yaptıgı toplantıdadır ki, Albay Walter Guinness. ağır şekıkie Başbakanı suçlar ve der ki: «Dış politikamızı artık Dışişlen Bakanügirnız idare etmemektedir. Bu politika şimdi Başbakan Lloyd George'un ellerindedir. Ben selâhiyetli hiç bir kimseye, asker veya sivil, rastlamadıra ki, bjzim Ortadoğu politikamızı tasvip etsia. Müsavirlere basvurulmamaktadır. Fakat demek tstemiyorum ki, Başbakan hiçbir müşavire danışmadaa hareket ediyor. Tahtın veya daha doğrusu Başbakanlık koltuğunun gerisinden duyulan ses Sir Basil Zaharof'un sesidir.» Milletvekili bundan sonra, Sir Basü Zanarof un kim olduğu hakkında bilgi verir. Bir silâb tilccarıdır! Dörtbeş memlekette silâh fabrikalan bunun kontrolü altmdadır. Ünvanlara, nişanlara da sahiptir ve Ingiltere Kralı kendisini «Sir» yapmıştır. Fakat her şeyden önce bu adam bir Rumdur! Walter Guinness, konuşmasuıı şöyle bitirir: «Başbakanımız. dış politikası için tavsiyelere ihtiyaç duyuyorsa, memleketimizin menfaatlerin* uygun menfaatlere sahip hakikJ bir Ingilize başvurmalıdır.» Onbinlerce tnsanın ölümüne; yaralanmasına *ebep olan Sakarya Meydan Muharebesinin başlamasından (23 Ağustos) bir hafta önce bu ağır tthamlar savrulur. Bu suçlamaya Lloyd George'un ne cevap vereceğini herkes merakla bekler. fakat tngiüz Başbakanı susar. Lloyd George'un yerine Basil Zaharof, bayatımn ilk ve son beyanatım verir. Bu beyanat da çu tek cümleden ibarettir: «1919 ilkbahanndan beri Uoyd George"u görmedim ve onunla herhang) bir şekilde, sifaheo »eya başka türlü, temasta bulunmadam!» Bu sözlere kimse inanmaz. Lloyd George'un, 1915 yüında İngiliz hükümettnde «Mühlmmat» Bakanı iken ordu İçin satın alınacak silih, cephane fıvatlanm tespit selâhiyetini de ellerinde bulundurduğu sıralarda, birçok defa milyoner Basil Zaharofls başlayan şüpheli ilişkileri etrafındakl söylentiler devam eder. Buna rağmen îngiliî parlaraentosu bu adamı hükümet reisi olarak muhafaza etmekte devam edert 1921 ASustosunda olduSu eibi 1922 Martında da Paris'te 1919 Mayısınm ilk haftasında, Mercedes Otelinde kalmakta olan Venızelos'u telefon!a ararlar. Rahatsız olduğundan Dışişleri Bakanı Politis konuşur. Arayan Basil Zaharof'tur. Der ki: «Venizelos'a, îzmir'e çıkarmak üzere gemilerle asker hazırlamasıra söyleyiniz. Yüksek Konseyin bu konuda karar almasını sağlamış bulunuyorum. Konsey kararuu size resmen yarın bildirecek. Zarnan kaybetmeden hazırlanmanız için ben size önceden haber veriyorum.s Gerçekten ertesl gün (7 Mayıs) karar resmen Venizelos'a ulaştınhr. Bahsi geçen yüksek kurul toplantısında bu karan alanlar Ingiltere Başbakanı Lloyd George, Fransa Başbakanı Clemenceau ve Birlesik Amerika Başkanı Wllson' dur. Dimitri Kltsikis: Tarih Doktoru (Milletlerarası politikada propaganda ve bastalar Vunanistan ve Sulh konferansından talepleri: 19191920) ( S : 364) (1) Basil Zaharof üzerinde geniş araştırmalar ırardır. En mühimleri şunlardır: Richard Lewinsohn: Zaharof, EsrarengU , Avrupau. Robert Nenmann: Sir Basil Zabarof: Silâhlar Kralı. Roger Mennevee: Sir Basil Zaharof: Avıo. pa'nın Esrarengiz Adamı. Rochat • Cenise: Silâhlar Kralı Siı Ba*il Zaharorun Esrarengi? Hayatı Ayrıca. Paris'te yayınlanan (Crapouillut) derKisinin çu iki özel nüshası da çeniş bilgi verir: 1 Millete Karsı Silâh Tüccarlan H»33 Ekim) 2 Dünyanın Patronlan: (l«32 Mart;. YARIN: «İzmir'i işgal altmda tutmak imkânsızdır»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear