24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURTYET 28 AgtfStOS 1972 AKAM ESARET: Son günlerd» Cumhuriyet'te çıkan, ı n ı resraî kaynaklı bir haber, gene köyleri şehirler» göçürmek plânı ile llgilldlr. Bu habere göre, 1999'da Türkiye'de sehirlerde yaşayan nüfusun top&mı, genel nüfusun •4>69.11ııl teşkll cdecektir. Demek kdylerrfe de, ülkenin toplam nüfusunun ancak ^o30.9'u kalacaktlr. Bu tahmin, dikkat olunursa, tam 27 yıl sonrası için hesaplanmıştır. Pek 1yi ama, niçin meselâ Vo70 değil de »069.1? O günler» daha 27 yıl var. Konu, iki meçhule dayanır: 1 Ülkede nüfus artışı, 2 Bu nüfusun köylerden şehre akışı.. Bu ikl unsurun Hdsi de kesin değildir. Ama Devlet Planlaırıa Teşküâtmdan çıkan rakamlarda, eğer birtakım kesirler g ö s terilmezse, bunlart yazanlar ve yayınlayanlar, sankl işte bir eksiklik varmış, kesinlik yokmus zehabı içinde çalışırlar. Mesels okursunuz: 21 yıl sonra veya 11 y ü sonra, filân üretim %11.2 artacaktır. Niçln «'«11 değüT Halbuki bu, bir rakam esaretidlr. Çünkü rakamlar, keskin kılıç gibidirler. Yanhş kullanıhrsa, veya birtakım hevesler v e kaprislerle iraal ve ifade edilirlerse, evvelâ ele alınan konuyu yaralar. Hele bizimki gibi yeni gelismekte olan v e taşra teşekküllerinde rakam asaleti v e btlgisi yerleşmemiş bulunan bir ülkede, bu derlenen rakamlar ancak bir hipotezdir. Fakat genç uzman, hattâ biraz yaşlı bHe olsa, teerübesiz uzman, eline gelen her rakamı, mutlağın, gerçeğin ifadesl gibi alır. Ona inanır, tapar. Halbuki bu genç veya teerübesiz uzman, belki Avrupa'yı, Amerika'yı görmüştür ama, Ankara'nın doğusundaki Elmadağın arkasını pek görmemiştir. Böyle olunca da, önemli ve aslî bir örgütümüz olan Devlet Plânlama Teskilâtından bugün esen ve teneffüs edilen hava, bu gelen giden ve sonra an resmi sicülere ve raporlara geçip, mutlak hakikatlermiş gibi kullamlan, yayımlanan rakamlara, bu daırede bizzat bunlan tertip edenlerin v e sunanların dahi inanmadıklanna dair olan yaygın kanaattlr. Hattâ bu sahada, bizzat sayın Plân Dairesi Başkanının nesrettiği eser üstünde de geniş tartışmalar yapılsbilir. R Olaylar ve görüşler Köyleri boşaltmayın ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR yımlamyordu. Ben de bu eserden, o zaman hazırladığıfn «Çağdaş Türkiye'nin İktisadi Inkişaf Istikametleri» eserım için faydalanmak istedîm. Ama gördüm ki, bu resmi yılhkta, Çanakkale vilâyetinin ormanlarınm yüzölçümü, bütün' Çanakkale vilâyetinden fâzladır ! Şu halde bu ormanlann, vilâyetin yüzölçümünü aşarak, Ege Denizine taşması lâzımgelirdl... Daha yakınlara ve daha resraî cijtlere gelelim: Meselâ 1934' te dikkatli ve ancak umumî batlariyle Vekiller Heyetine sunulan Birinci 5 Yıllık Sanayi Plânı'nı, büyük bir cilt halinde Ikinci Sanayi Plânı izledı. Ama pek çabuk anlaşıldı ki, bu büyük ve gösterişli cilt, ne Plân, ne de Programdır. Bu böyle olunca da, hemen ortadan kaldırıldl. Buna bağlı ve çok renkli haritanın ise işlenmesine, o zaman Hitler rejiminden Türkiye'ye göçen Prof. Baade memur edilrnişti. Ama Baade de Türkiye'yi bilmiyordu. Haritayı önüne alır almaz bir Türk müşavirina .sorar: Yahu, Darende'de ne yetişir? Galiba üzüm... Tamam, çiz öyleyse Darende'ye bjr üzüm suyu fabrikası ! Böylece, hiç birinin hayatiyeti olmayan renkli lşaretlerle h.arita donatılırdı. • Sanayi Tetkik Heyetinin başına getirillnce, bu tür tekliflerle ne kadar karşılaştığımı bilirim: Jilet bıçaklarma el koyalım.. Yünlü sanayiine el koyahm.. Urfa yağına el koyahm.. v.s.. Pek iyl ama, jilet b.ıçaklarını btz mi imal ediyoruz? Giydiğiniz tngıliz ve Avusturya sevyot yünleri bizde yetiçiyor mu? Doğu Anadolu yaylasjnda geleneksel yağ tedarik kaynaklarına ve Urfa'daki ilkel üretime hâkim miyiz?.. Cevaplar hazin bir sükut olurdu. O zaman konuşurdum: Hele 150 kilometre ötedeki Cihanbeyli'nin buğdayım • Ankara'ya nakledelim de, halkı ve askeri besleyelim ne mutlu... yımları 1927'de duzenle\en, Belçikah bir uzmandır. Hem teşkilât iyi kurulmuştur, hem ilk olmasına rağmen sayımlar (Nufus, Sanayi, Ziraat...) iyi yapılmıştır. Ama ne var ki, bir gün gelmis, Belçika dabir genel nüfus sayımının neticelerıni, olduğu gibi ertelemiş vfeya iptal etmistir. Her şeyin devlet emrinde olduğu Sovyetler Birliği'ncfe de bir genel sayım, bütünü ile ortadan kaldinlmıstır. Hattâ bir ansiklopedi bile... Verdiğimiz misallere çok şeyler ilâve edebıliriz. Ama biz g e . ne, şu bizim, 1999 senesınde köylerde c/o3O nüfus bırakılması ve milletin •/o7O'inin sehirlerde toplanmasi gafletıne gelelim.. Evet. demek ki 1999"da nüfusumuzun "oTO'i kentlerde yasaya* caktır. Zaten bunun için, adına Metropoller (Metrepolis Ulu şehir) Komisyonu denilen genç uzmanlar da. bir taraftan ve devlet vazifesi olarak bu işe kendılerir.i vermışlercfir Hattâ neticaye ait müjdeler, bazı yetkililer taralından. şimdiden açıklanmıştır. Hoş, gamsız, deryadil bir eski arkadasımız olan Ankara Belediye Başkanı Ekrem Barlas, daha $imdiden, Ankara nüfusunun 5.500.000 kişi olacağım, sayın hemşehrilerine haber vermiştir. B u na gore, îstanbul'un nüfusu da 6 500 000 olacaktır. Ve bu komisyontfa genç uzmanlarla. teerübesiz hattâ müsaadeleriyle biraz da gerçeklerden ve geleceğin getireceği problemlerden habersiz uzmanlar, galiba bu plânların ve rakamlann deryası içinde çalışmaktadır.. dar, arpa, yulaf, cfiğer yemler v e nihayet entansif ziraat mahsulleri de var. Ya bunlar? Evet, sanayi, ziraate nazaran daha verimlîdır. .Ama bızım gibi yiyeceği için daha şimdiden dışanya elaçan ülkelerin düşüneceği başka şeyler de vardır. Kaldı ki dünyada, köylerini dagıtan bir ülke yoktur. Sanayiyi köye götürenler vardır ama, Köyü ş e hirde eriten yoktur. Toplumun kanunlanna ve gelişme plânla» rına mutlak surette hâkim olan Rusya ve Çin'de dahi.. Avrupa' da isa köyleri, yerli yerinde görürüz. Ihtiyat işsizler ordusu: Kaldı ki, köyden sehre akın, bizim genç uzmanlanmız plânlamasa da, elbette ki olscaktır. Ama bunu biz rasyonel hadda önlemeye çalışmalıyız Köyleri bosaltmamalıyıı Tersine olarak kövleri, yerlesilir ve yaşanır hale eetirmeliyiz Bılhassa Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Çünkü, bu bölgeler bueunkü gibi keleşlesmeden önce, yaylalı. ormartlı. sulu, oturulabilir ve bağlanılabilir yerlerdi. Ama sanayi gelistikçe, ister ıstemez sehircîe ışçi kalabalılı da artacaktır. Bunlar ve çocukları, cYedek İşsizler Ortusu» nu teskil edecektir. Bu yedek kadro. genişleyen sanayi ihtivacını besleyecektir. Bu, tarihsel bir kaidedir. Bizde de hükmünü yürütecektir. Kanserleşen şehirler: Ama köylerin boşalışı böyle devam ederse, bu akıs hükümetten de teşvik görürse. şehirlerin etrafı gecekondu deryalarivle Joiacaktır Bu gecekondu deryalannda' ruhi vani psikotoıik: kompleksler ve depresyonlar, bugünkü gibi birikirse. yann m u . kadder olan netıcelenni verirse o zaman görülecektır ki Türkive «ehirlerde ve şehirler çevre<=inde. halledı'mesi artık Irade va imkân dışına çıkan problemlerle karsıLaşacaktır •Yani şöyle olacaktır: Cinci. cinleri çağırmıs bulunacaktır. Ama onları geri gönderecek duavı unutacagı için. cincinin k a deri, biraz kötü ve karanlık bir hal arzedecektir .. Açıkça ifade etmek gerekirse. bu cınler. elbette ki, yerlermi, yurtlanm terkederek, kentleri saran tepelerde bayırlarda bu şehrl saranlar olacaktır. Ginciler ise, biz bunlan yerle^tirebilinz. bunlan tatmin edebiiiriz sanan Plân ve karar sahıpleri. Ama 5 500.000 ve 6.500 000'iük sehirlere. meselâ Ankara ıçın yalnız ve yarnız bir günde 700 milyon ton su. vılda 6.5 mıh on ton kömur, bütün Türk şehirlerine yılda 33 milvon ton bugHav ister. Diğerlerini savmayalım. Halbuki Ankara. bugünrlen ıehirli dumanlarla zehirlenir Istanbul'da Ue tek park voktut Ve bu şehre 1.5 milyon motorlu vasıta girecektir Ya otomobıl parklan, ya sehir kabadavılart, gangsterler. lâğım tertibatı ve hepsinin üstünde gecekondularda hayat ve emnıyet? Haydi biz, genç U7manlarla, onlara destek olan yaşlıca devlet adamlarınm, bütün bu hesapsızlıklann», bir gaflet sayıp geçelim.. Ama bizde sanayiin yeri. Trakya. Orta Anadolu Doâu ve Güneydoğu Anadolu'dur Köy ve şehir. orada bırleşir Adına 1946 plânlan denilen ve sonra. Bakanlıklarda dahi bulunmayan rasyonel hazırlığın, ruhu buydu... Gartp misaller: Bizde rakamlara dikkatsizlik, hattâ bunlan neşredenlerin, kendi eserlerindteki rakamlan dahi okumadan yayımlamaları, bizde henüz sanayi ve plân işleri ele alınmadan başlamıştır. Yani bizde rakam dikkatsizliği ve lâübaliliğinîn, hem de resmî neşriyatta, yerleşmiş geleneği vardır Bazı misaller vereyim: 1930'lann muhterem bir ziraat profesörü ve Vekâlette Müstesar olan bir zat, o zaman «Yetiştirme» isimli büyükçe bir eser yayımlamıştı. Eser dikkati çekti. Hoca, bu eser için 20 yıl çalıstığını söylüyordu. Herhalde çalışmıstı da. Ama eserde yeralan istatistiklerîn ve rakamların kaynakları, o zamanki jandarma derlemeleri ile, henüz şeklini ve bilenini bulmayan Ziraat memurluklanydı. Hoca cfa bunlan kontrole vakit bulamamıştı. Kısa zamanda anlaşıldı ki, bu rakamların aslî konuları ile bağlıhğı bir tarafa bırakılsa bile, yekunlannda da sıhhat yoktur. Muhterem hoca, bu resmî listelere inanmakla eserini zedelemisti. Ama daha garibi var: 1925 1926'larda bir Devlet Yıllıgı ya İyi ama 70 milyon insan ne yiyecek? Evet, iyi ama, bızim aynı yıl, yani 1999'da nüfusumuz da en azmdan 70 75 milyon arasında olacaktır ! Pek iyi, bütün bunlar ne yiyecekler? Çunkü dağda belde ve bütun köylerde ancak nüfusun 0/o30'u kalacaksa, bu nüfus, ancak bugünkü köylC nüfusuna tfenk bir yekun tutacaktır. Türkıye'nin buğday istihsah ise, ancak geçen yıl 14 milyon ton kadar bir yekun tutmuştur. Normal kapasite 10 . 12 milyon ton! Ve btz daha nüfusumuz bugünkü miktarda iken. her yıl dısarıdan buğday ithal ederiz. 1999'da ise, Amerika'nm ne olacağı, Türkiye'nin buğdayını nereden alacağı çok meçhuldür. Kaldı ki iş. yalnız buğdayla da bitmez. Çav Rakamlar, yabancı ükelerde de mutlak değildir: Türkiye'de ilk Istatistik Teşkilâtım kuran ve ilk genel sa Vermeden almak OKTAY AKBAL «Siz vermeden, hep alanlar Bahsetmeyin hiç esitlikten. Hiç bahsetmeyin insanlıktan Bir tüfek gelip öldürürken. î e n i yeni rincirler dökBlürken lnsanlara Hiç bahsetmeyin özgürlükten.» Bir resim gazetede. Güney Vletnamlı bir iki Kuzey Vietnamlı tutsağı enselerinden y&kalamış. öyle gUvenli, öyle rahat, öyle korkusuz! Biliyor bu resmi çektırirken başına hıçbir derdın açılmayacağını. Bir tehlike yok! Bir encbşe yok! Belki o tırtsakları da başkaları yakalarmçtır. O Guneyli asker açıkgo%ün biri, kahrsmanlık taslamak istemiş Kuzeyliler ise bıtkın, penşan. Herşey sona ermiş onlar için. Bugün, yann bir kurşun besaplannı gorecek. Korkuyu da aşmışlar bir yerde. Korkudan daha beter bir duygu içindeler. Resim aniaüyor hepsini. Bakarsinız bir gun roller ter«ne döner. O iki tutsağı enselerinden yakalayıp poz veren asker, KuzeyUlerin eline düşer, korkulardan korkulan seçer. Kimbilir «ben de sizdenim» dıyerek Kuzey saflanna katıhr büyük bir coşkuyla... Radyoda Mireüle Matnieu, «Bir tülek gelip öldürürken...» diye şarkısını söylüyordu o sırada. Bir tüfek gelıp adam vururken insanlıktan soz edilir miydı? Orda burda, her yerde bir tüfek, bin tüfek, onbin tüfek ateş ediyor durmadan. Durmadan adam bldüriıyor tüfekler. Silâh îabrikaları bayram etsln diye. Büyük zenginler daha büyük zengin olsun diye! Ne okumuştum geçen gün: Vietnam savaşını sürdürmekte Amerikan kapitalizmi içm sayılmayacak kadar yarar varmış. DUn Kore'ydi, bugün Vietnam, yann başka yer ,. İlle de tüfekler ates etmeli, ılle de yoksul, aç, çıplak insanlar bırbirınin gırtlağına sanlmalı Bahane de var her zaman, ideoloji maskesi alünda, insanlık, özgürlük masallanyla... Güney Kore'yle Kuzey Kore'nın sınınndaki askerden annmış bölgj'i gezmiştim önceki yıl. Pan Mun Jom'du adı. Gazetelerde bir zamanlar hep okurduk, Pan Mun Jom'da mütareke görüşmeleri hızlandı falan diye, işte orası. Güneyliler amfi şeklinde bir yer yapmışlar, gelen turistlere Kuzey topraklarını gösteriyorlar: «îşte Kuzey Kore, işte Kim 11 Evet Hayır Sung'un ülkesi, işte Kızıllann diyan.» Bir de Kuıeyli nobetçı görünüyor uzaktan. Türlü ulustan turistler dürbünlerle bakıyorlar dik. katli dikkatli, Kuzey Koreli yaratıklar nasıl bir şey acaba diye? Sanki insandışı bir şey .gbrecekler... Oysa ha Güneyli, ha Kuaeyli. ikısi de aynı ulustan, ikisi de Kore ulusundan. Ama tüfekler hep patlayaeak durumdaydı iki yanda da. Durmaksızın casuslar girıp çıkıyor, yakalanıyor, asılıyor, vuruluyordu. Bu işte çıkarı olanlar hep o tüfekleri yapanlardı, satanlardı. Yalnız tüfek mi? çağdaş uygarlık denen vahşetin en ince, en becerikli bütün öldürme araçlan... Mireille Mathieu, «Yeni yeni zincirler dökülürken, Hiç. bahsetmeyin özgürlükten. dtye bağırıyor acı" acı. Bazan özgürlük adına dökülür yeni zincirler. Seni özgurlüğüne kavuşturacağım diye bakarsinız «incire vurmuşlar sizi!. Kurtarıcüar zincirleriyle gelirlerl O kurtancılardan da kurtulmsk gerekir. Belkt de insanoğlu zincirsiz edemiyorl Kendi keudine yem zincirler lcat ediyor, zinciTlerüü şakırdata şakırdata gelenlere buyur diyor. Garıptır. insanoğlu! Bilinçsiz bir yaratıktır yığın halindeki ınsan. Gider en kötünün, en zalimin, en budalanın iradesine köle kılar kendıni. Alkışlar, tapar ona, başına çıkarır, getirdigi zincirleri sevinerek takar kendine. eline, ayağına, kalemine. Yahu bunlar zincirdir, sizi tutsak edecek, köle haline getirecek, özgürlük diye, insanlık diye bir şey kalmayacak diyen üçbeş kişiyi de yerden yere çarpar düslerinl yıktığı, gerçefi söyledıği İçin... Bir şarkı, kişiyi nerden alıp nereye götürür bazan. Kim yazmış, bihTüyorum. Belli usta bir şair. Çekmiş bir kişi. Tatmış o zincirlerm, tüfeklerin tadını. Tammış o hep vermeden, hep alanlan... Verdikçe alırlar elbeu Niye veriyoruz? sormakyız hep. Kiye, niçin, nasıl? Sorulan içimızde büyütmeliyiz. Niye bunlan bizden istiyorsunuz? Ne hakkınız var istemeye? Biraz da siz versenıze bize? Biraı da siz başkalan için versenize canmızı, enıeğinizi, paranızı!.. Hem alacaklar, hep alacaklar, hiç vermeden alacaklar, sonra da eşitlik var dünyada, Ulkede, toplumda, diyecek'.er. Eşitlik dedikleri özgürlük dedikleri, insanlık dedikleri sizler içm bir uyku masalı, kendilert için mutlu birer gerçek!. Haftanın raporu GENÇ KUŞAKLARA GÜVENINIZ | H H Ulke katüıyor Münıh 1 ğ / 1972 Olimpiyadına. OünI M yanın dört bucagından gelmiş 10 bini aşkın genç ıki halta süresince yanşacaklar. Her ırktan, her renkten, dini, dili, kişisel ve toplumsal hayatı farklı gençler, ihtıyar dunyamuda yaratabiU diğimiz tek «eşitlik» forumunda kendi yeteneklerınl ortaya koyacaklar. Kenyalı atlet 1500 metreyi kazanırsa, bütün Kenya vatandaşları özgür bir soluk alacaklar, «biz de varız» diye. îranll güreşçi, Hindistanlı Hokey oyuncusu, Habeş maratoncu, Uruguay'h futbolcu, geri kalırus dünyanın bütün çocuklan bir ustünlük koparabilirse kUlâhlannı göğe firlatacaklar, «Amerıkalıyı • Rus'u • tngilizT • Fransızı • Alman'ı geçtik» diye... MÜNİH 1972 OLİMPİYAT OYUNLARI, GENC KUŞAKLARIN, EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK FIRSATINI YAKALAYINCA NASIL BİR GÜÇ KAZANDIĞINI ORTAYA K O Y A C A K T I R... tan aşağı katranlanıyor ve üzerîne avuç avuç tüy serpiliyor En son yuzüne bir fırça ve bir avuç tüy v« emin tGötürünU İnsan ve toplum değişiyor Bu Haçlılar, bu devlet içinde devlet düzeni kuranlar, halkuu seven, çağına saygı duyan genç gazeteci Dolan'ın araştırması sonucu meydana çıkıyor ki, şehirde önemli .işler yapan saygıdeger vatandaşlardır. Onlar Amerikayı ve Amerikalüan böylece tehlikelerden koruyBcaklanna inanıyorlar. Sonunda da. isimlerini açıklayan gazeteciyl bir arka »okakta vurdurtuyorlar. Sen renci komjulanm da, beyazlaruı davranıslannı protesto etmege kıskırtıyormuşsun. Haç lılar her seyi görür, her seyi duyar. Sen iki ölümsüz Amerikahnın adını taŞıyorsun. Biz sana bu adlara nasıl saygı göstermen gerektiğinl öğreteceğiz. Efendi patron» Efendi patron.. Zencüer oldukları yerde kalmajn, şikâyet etmemeyi Öğrenmelidirler. Sana verecegimlz ders hayatına bir zarar vermiyecektir.. Ama gene çenenl tutmazsan, seni şuradaki kirişlere asarım! Katran ve tüy. diye kükredi yönetici.» Amerikah yazar, daha sonra katran ve tüy cezasının uygulanışını anlatıyor. Zenci çırüçıplak soyunuyor, bir kazan katran getirilip zencinin vücudu fırçayla baş İşte 1930'lann beyaz AmerikaUya utanç veren Amerikasından, 1972'nin, Nis Konsolosluğuna bir zenci genç kadını atama anlayışına kadar, 35 40 yüı kapsayan bir yol yürünmüştür ç a i içinde» Zenci atletler Münih 1972 yarısmalannda Amerika halkına gurur veren başanlar kazanacaklardır. Dünya, siyah ırkın, eşitlik bulabildifi tek alanda kazand'lı basarılara bakıp «Zenciler otursunlar oturduklan yerde» demlyecektir. Bütün horlanmıj, geri bırakıîmıs insanlara fırsat ve özgürlük verdikçe. çagdaş kuşaklarm geride kalmış insanlık tarihi önünde bir güçlülük ve yeteneklilik yıldızı gibi parladığı görülecektir Dünya daha güçlü, sorumlu, yetenekli kuşakların eline geçecektir. Sadun TANJU artık çok hızlı bir degişim ve geliştm dönemi yaşanıyor. O e»ki hikâyeler, masallar inandırıcı değil artık. Adam bilmem laç metreye ok atarmış, kocanıan taş gülleyi ne kadara fırlatırmış, dibek taşını yerinden kaidınr kaç adım gtStürürmüş, iki parmağının arasında paranın yazısını silermiş... Kulak vermeyjın hiç birine, çünkü hiç biri çağın msamnın fizik gücüyle baş jdemez. tnsan ve toplumun yeteneği zaman içinde büyümektecLr ve değer hükümlerimiz geriye dönük kaldı mı, geçmişle oğünmek, bunamış bir ihtiyann sinir krizlerinl hatırlatmaktadır. Geçmişten daha iyi olmayan ne var bugUntln dünyasında?. İnsanlığın fizık gücü ve bilinci artıyor, hızla degişen dünyada yeni bir cüzen, mutluluk refah • yaşam güveni anyorsa; geçmiş zamanlan n bütün özlemleri büjiik bır gürültü yaratıyorsa; bu eski s^ssizliği özlemefe, istemeğe hak verir mi? •«••••!•••*••••••»•>•• KlRALIK MÖBLELİ DÂİRE Nışanta» Topağacında 1 büyuk, 1 ufak yatak odası, yemek odası, salon, devamlı sıcak su, telefon, moket halı, yepyenı esya. MÜRAÇAAT: 63 38 88 Sabahlan yalnız 9 1 2 arası. Cumhurlyet 6081 D O K T O R Tarık Z. Kırbakan Deri Saç ve Zührevl Hastalıklan MOtehassısı tstıklâl Cad. Parmakkapı No. 6« • TEL: 44 10 73 5 Gerçekten de, Ollmpiyatlar, teknolojik alanın dışında xalan ÇUnkü bir tek a.lan var: Spor! büyük değişmenin, insanın tizik gücUndeki buyümenin en açık Bütün insanlar eşit doğar, bir çağa kadar bu eşitlik az bozulur sergilenmesine fırsat hazırladıkl a n için de a y n bir özellik laşıve ondan sonra, içinde yaşanı'.an toplumun biçim vermesiyle top yorlar. 1896'ya kadar uzanan, yalumsal farklılasma ınsanlara da ni 19*uncu asrın bitiminden başyansır. Olimpiyat, bu farklılaş layıp, «büyük değişim çağı» nın manın eşiğinde genç kuşakiara hızlı gelişim temposunun ışaret bir kez daha «dunya vatandaşla taşlan gibi sıralanan bu gençlik forumlan, Owens'ın içindeki özrı! Eşıtsıniz!» propagandasım yapma olanağı sağlar. Hiç «vs lemin kaynağını bize çok iyi htssettiriyor. Her kuşağın önıinde kusuz, yıne de bir bilinci, eşitlik ve özgürlük kavramlannı yerleş uzanan çag, fırsatlarla doludur. tirme görevini yuklendiği için, Bir Nurmi vardı, hatırlar mısıOlimpiyat geleneği, insanlığın en nız, 1920'lerin aUetizm ilâhı idi. az kirlı organizasyonlanndan bi Üç Olimpıyatta geçümemişti. ridır. Orta mesafe koşulannda, öyle derecelere sahipti ki, aynl hızla koşmak, 19201930 kuşaklarına Yeni bir dünya imkânsız gibi gelirdi. Oysa bizim 800 metre şampiyonurrıuz doğuyor Mehmet Tümkan bugün Nurmi ile yanşsa, ipi ondan 13 saniye • Şimdi dünya iki hafta, Uç iıaf şöyle 7080 metre • önde bitırir. ta, bütün olayların Uzerine çı 5000 metre koşucumuz Hikmet kardığı bu forum'u konuşacak. Şen, 1924 Olimpiyadında Nurmi 1930'ların pist firtması Jesse Owens, «Dünyaya erken gcldi ile yanşsa, onu 33 saniye gende ğime üzfilüyorum, şimdi yarışma bırakırdı. Fakat ne Mehmet ne yaşında olsaydım çok daha iyi Hikmet MUnih 1972 pistlerinde dereceler yapardun» demiş. De küçük de olsa bir şensa sahip mek 40 yıl öncesinin yıldızı, da göriilüyorlar. Şimdi artık 4 sanıha büyük fırsatlar vertn bir yelik bir fark içinde birbirinl gedünyaya eriştiğimizi müjdeliyor. çen yüzlerce iyi koşucu var ve 1936'da, Berlin limpiyat Stadında geçmiş yıllardaki şampiyonluk kazandığı zaferi kutlamatntsk derecelerini spor hocalan kolej için madalya dağıtımı törenlnde bitirme sınavlarında öğrencilerinortadan kaybolan Hitler'in yur den lstiyorlar. dunda, 36 yıl sonra ırkçı Rodezyaya 5 oy farkla da olsa • iyi bir ders verilmesi, Owens"in İnsanlar güçlenîyor «Yeni fırsatlarla dolu» bir dünKesin bir sonuç: Çağımız, inyaya inanmasını doğruluyor. san yeteneklerini arttınyor! Hem 1930'lar Amerikası Ama daha zor bir dünyada yaşadığımız doğrudur. Amerikauın 1930'lardaki büyük toplumsal bunalımı, bir gelişimin sonucudur. 1930'lar Amerikası, daha önceki dönemlerin Amerikasından daha geri degildi. Ama öyle bir bunalım kaplamıştı ki etrafı, yaşayan boğuluyorum sanabilirdi. Horace Mc Coy'un geçenlerde «Gazetecinin ölümü» ismiyie çıkan kitabı, 1930'lar Amerikasından boğucu bir hava getinyor okuyucuya. Doğrulan halka duyurmak, toplum zaranna ginşimlerin ipliğinl pazara çıkarmak isteyen bir gazetecinin, Mike Dolan^n başına gelenler, bugün de pek çok toplumda olagelen olaylar dizisidir. «Haçhlar» denilen ve kendılerinl Amerika devletınin Ustünde bir görev sahibi sayan aşın milliyetçiler, halk arasmda bir dehşet rüzgân esnrmektedirler. Toplumun fcoruyuculuğunu üzerlerine almışlardır. 1930'lar Amerikasında, tanınmamak için maskeler ve bol elbıseler giyerek toplantılar yapnn, mahkemeler kuran ve cezalar veren bu dindar milliyetçileti şöyle anlatıyor Horace McCoy. METAL KAPLAMA SANAYİİ Siyanürlü ve Asitli Bakır, Nikel Krom kaplamaları, hareketli sıcak, geniş kapasiteli banyolarda, istenilen spesifikasyon'a göre. DOLAP NİKEL kaplamas» DOLAP ÇİNKO kaplaması Ilkokul Montaj Malzemesi Nakli Ve İnşaat İlânı Izmir II Daimi Komisyonu Başkanhğından Aşağıda Dügüerı yazılı » adet Ukokui yapımı ile pretabrtk tikokuı Dlnası montaj malzemesi naklıyesı 2490 sayüı kanuna göre kapalı carl usuiü ile e y n ayn eksıltmeys çıkanlmışiu İhaleleri tl Daımi Kotnisyoounca belirtllen gün ve «aatt» Ü (Cezayir) ts Hanındalü odasında yapüacaktır. Dosyalan mesaı saaUen datdlinde D Dalml Komisyonu ve 'i. Beylerdekı lisomıllaı inşaat Bürosunda görülebiliı. Isteklilerın 1972 yıhna alt Ticaret veya Sanayi Odası oelgesı İle lhaleden ena* Uç gun Once VUâyete müracaatla Bayındırlık Müdürlügunden aiacakian veterlık oeigesl, geç«a temınat mukabill banka makbua veya mektuplBiiyle teklll mektupl rını navı 2490 sayüı fcanuna göre nazırlayacaklan kapalı zarflarım lhale saatınden engeç bır saat öncesme kadar makbıa mukabılınde tl Daimi Komisyonu Başkanlıgına vermelert Uân olunur. NOT: Postadakl vaM gecikmeler nazara abnmaz. Sıra No. îlçesi Oknlnn ve işin adı 1 Ankara'dan lzmir*dekl 19 manallertne prefabrike okul monta] malzemesi nakli 2 Merkez GUmüssu kfiyü Hasan Eren Ilko. 3 > Sarnıç Köyü tlkokulu 4 Kiraz Halilleı Köyü tlkokulu ö Urla Kalabak Mab. tlkokulu 6 Merkez Cumaovası Çataica köyü tlkok. 7 Bayındıı Tokatbaşi K6vU tlkokulu 8 Klraz SaçU (liitüzler) Köyü llkok. 9 Menemen Kaklıg Köytl tlkokulu 10 Seferihisar Ürkmez Köytl tlkokulu Kesif bedeü 32.904.00 16B.Ö73J8 50İ17J7 171JO2£) 60.09658 79.M&.48 4İİO3.75 58JH8.71 153.431.96 58.730.91 Oeçid teminatı 2.468^ 9.5«4. 3.776.8.S2&4JJ55,5.24»^ 3.Ü81. 4.170^8.922. 4.187*thale tarihi 31^.1971 31JU972 3İÜJ972 31JJ.1972 31JU972 75.19T2 7S.1972 7.9.1973 7İ.197Î lhale saati 11.00 11.U0 11.00 11.00 lli» 11.00 U.U0 11 tn 11.00 TVTAK ORTAOKULU MÜDVRLtjĞÜıSDF.N 1 Ortaokul ve lojman binasının onanm inşaatı ve sıhht tesısat onanmı 38.092.94 lira kesif bedeli Uzeıinden 2490 sayılı kanunun 31. maddesi gereğinee kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkanlmıstır. 2 Bu işle ilgili muvakkat teminatı 2857 liredır. 3 İhale 12.9.1972 Salı günü saat 14.30 da Tutak Ortaokulunda toplanacak Komisyon huzunmda vapılacaktır. 4 Sartname ve kesif özeti heT gUn mesaî »aatlerl içerisinde Ortaokul MUdürlüğünde görülebilir 5 thaleye gireceklerin hazırliyacaklan teklil rnektuplannın içerisinde 1972 yıhna ait TScaret Odası belgesinl Ağn Bayındırlık Müdürlügunden Uınacak ehlivet belgesini. ikametrfh kfiğıdmı ve bu ise ait teminat makbuzunu ihale saatinden bir saat evvel Komisyon Başkanhjjına vermelert gerekmektedir. 6 Postadakl vaki gecikmeler kabul edilmeî. Keyfiyet ilân olunur. (Basın: 20391) 6078 SAYIN SANAYICILERIN HİZMETİNDEDİR ADRES : İplikçi Durağı, Arapzade Dergâhı Sok. No. 19 Kasımpaşa İstanbul Tel. 45 68 69 Grafıka: 2355 6071 Haçlılar «Bir dakika sonra iki Haçlı, elli yaşlarmdakl bir zenciyl sürükleyerek merdivenlerden çıkardılar. Plâtformun ortasmda onu Bylece saşkın bir halde bırakıp aşağı indiler. Zenci aşagıda duran yuzlerce cuppeli adama bakıp inlemeğe. yalvarmaga başladı. Ne «öylediği anlasılmıyordu. Yönetid. zenciye dönerek: Abraham Washlngton, dedi Senin orda burda bu şehrin yöne. ticilerl hakkmda atıp tuttuğunu duyduk. Sen bir bozguneusun. Efend! patron, efendi patron. dedi zenci, ben öyle demek lstemedim. Efendi patron, AUahın adma yemin ederim ki öy!e demek istemedim. Ben sadece... Madeni Dolap Salın Alınacaktır. 1 Başmüdürlüğümüz ihtiyaoı olarak 35 adet alt) kişılik çelik soyunma dolabı ve 25 adet çelik soyunma ve takım dolabı kapalı teklif alma usulüyle satın alınacaktır. 2 Bu işe ait sartname ve resim. Gayrettepe VUdız Posta Caddesindeki binamız 3. katında Malzeme Servisimizden bedeli mukabilinde satm alınabilir 3 Geçicl teminat tekliî edilecek bedel üzerinden şartnamesinde yazılı nisbetlere göre verilecektir. tsteklilerin kapalı teklif mektuplanm en geç 14.9.1972 Perşembe günü saat onbeşe kadar Malzeme Servisimize tevdı etmeleri ilan olunur. Telefon : 46 19 81 uuo BİR UÇAK BİN FELÂKET ÖNLER HAVA KUVVETLERİNt GfÇLENDİRME VAKFI PTT İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLİJĞÜ (Basın: 20381) 6080 ( B u ı n : t • 3511 • 19889) 6077
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear