01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CTIMHURİYET 12 Ekiın 1972 nbe? yıl Onoe fflc uydunun havay* hrlatüdığı günlerde may stretejislnln gerçek nedenl blllnınediğl için daha lyi blr gelecek ve yasanbdan söı ediliyordu. Oysa kl, uzay çalışm&lan çok hızlı bir tempo lçinde gelislrken gesegenlerle dünya arasında köprü kuran uydulann askerl amaçlara göre kullanılmasından sonra tehlikenin büyuklüğü anlaşıldı. I957'den ltnjaren teknolojlk olanaklar içinde uydulann silâhlandırılması güçlü Ulkelerln stratejlk alanda üstünlük kurma görtlşüne uyguo düştügünden yapv lan deneyler banştan çok savaşa dönüşmüş ve insanlığa hizmet anlayışı yava? yavas kaybolmustur. Bunuzüa beraber lkl büyüklerln uzayda giriştikleri denemeler özellikle aya gitme komısunda gösterdikleri büimsel çaba dünya uygarlığı için gerçekten ögünttlmeye değer. Ancak kuracaklan kıt'alar arası eğemenlik yönünden uzaydan yararlannıak istemeleri bu göTttşü ters yönden etkilemekte ve geleceğimizl tehdit etmektedir. O Olaylar ve görüşler UZAY STRATEJISİ Feridun AKKORşan 800'e yakın uydunun askerl amaçlara göre kullanıldıtını düşUnürsek son vanlac anlaşma ıie ikl bUyüklerin barışa ne denli hizmet ettlklerini anlamada gtlçlük çekmeyiz. Bugun*> kadar blrbirlerinin saldınsından korkan bu İM süper ülke herseyden önce erken uyarma ve keşlf htanetlerinln yanı sıra haberleşme konusunda kurduklan uydu sebekesiyle güvenliklerinl ı&glar görUnmektedlrler. Bir savaşm kazanılmasında önemli birer faktör olarak niteleyebileceğimlz bu uydulardan yararlanan askerl şefler de taktik ve stratejik alanda aldıklan görevleri kolayca başarıp blr zafere ulaşacakiannı ummaktadırlar. Blr an ülke savunması ile ilgili olarak uydulann gördükleri bu bizmeö hoşgörü ile karşılasak bile bunlann Atom taşlyan blr saldın silâhı olarak kullanüması hallnde gelecekteM felâketin büyüklüğünü îlmdiden kestirip gerekli tahminde bulunmamu mUmkündür. Bu nedenle Birleşmiş Milletler 1966 yılında uzayda yok edici sil&hlann kullanılmasım ve askerl tesislertn kurulmasınj yasaklanuştır. Yıllardır Birlesmiş Milletlerin bu karannı umursamayan' bu İkl güçlü Ulke aksine silâh teknolojistadeki gelişmelerle orsntüı olarak yeni bir uydu programı hazırlayarak daha etkili bir oıganiıasyon kurmuşlardır. Sovyetler Kosmoslan silahlandınrken Amerlkalılar da SAMOS'lardan yararlanmışlardır. Son zamanlarda büyük bir manevra gücüne sahip ve* Atom bombası taşıyan uydulara ancak roketlerta karşı koyacağı görü?U lçinde üs slatemlne dönen taraflar sabit ranıpalar kurariarken saldın silâhlanndan annmayı bir türlü göze alamamışlardrr. Bu nedenledir kl bans ve insaıihlrtan SÖB etmeleri gerçeklere uymamakta ve inandmcı obnaktan uzak kalmaktadır. Nlteklm son Sovyet Amerikan anlaşmasmda Ulkelerinin İkl önemli bölgesinde kuracaklan roket üsleriyle yetinip banşa hizmet edeceklerinl'Söylediklerl halde blr sllih plâtfonnn haUne geürdikleri uydularla Atom bombasım taşıdıklarmj ve uzay istasyonlan kurup daha da güg, lendiklerlni gönnekteyla. Son zamanlarda yapılan bu çalışmalann kendilerl için de «ararü gonuçlrfr vereceğinl «layan taraflar ba konuda bir anlaımaya vararak baa fasıtlamalara gitmişlerse de güvenllklerlni saglamaaçısından yinş de askerl amaçlara dayalı uydu ve roket yapımından vazgeçmis değildlrler. Bugün uzaydan yalnızca banş ve insanlığa hizmet bakımından yararlanmanm mümkün olup, olmıyacağı »orunu önemli bir problem olarak karsunıza çıküğından konuya bir kez daha değinmede yararlık bulduk. Barış ve uzay: llk anlarda ban? ve lnsanlık amaçlarızıa yöneltilmiş bulunan nzay araştınnalarmda kullanılan ve bugUnkülere nazaran ilkel diyeblleceğimiz uydulan peşpeşe örlatan ikl büyükler zamanla daha yoğun blr çahşma düzeyine girmişlerdlr. TTzayın bilimsel açıdân lncelenmesl ve güneş teorisinin tanımlanması İçin benzer metodlar uygulayan bu ikl ülke Jlk zamanlar yaptıklan bu araştırmalann tamamlyle banşçıl nedenlere dayandığını söylemişlerdir. Halbuki gerek Amerika ve gerekse Sovyetler Blrliğl başlangıçtan it;l>aren uzay teknolojisinden askerl 'silâhlann gellşiminde yararIanm.sk suretlyle Ulke savunmalannda yeni blr slstem meydana getirecek çeşitli denemelere giriştikleri halde gerçek amaçlannı gizlerrye çahşmışlardır. Taraflar bir yönden Atom tasıyıeı roketler yaparken diğer yönden Mercury ve Sputnik gfbi uydulan askerl amaçlara göre İrazırlayarak yeni blr strateji uygulamaya başlamışlardır. Banş alanında kullanılacağını söylediklerl bu uydulara yerleştirdiklerl radyo cihazlan ile kıtalar arası roketlerin uçuş yönlerini saptadıklan gibi keşif, otomatik kontrol ve uyarma göreyleri de yaptırmışlar, başanlı sonuçlar elde etmişlerdir. 1960'larda. Rusya üzerinde düşüriilen U 2 de dahil olınak ttzere bugune kadar sürdUrillen bu tür çalışmalarla taraflar silâh slstemlerfni roket ve uydulara bağlayarak daha gUçlü bir savunma olanağına sahip olacaklannı sanmışlardır. Şu anda uznvda dola Uzayın keşfi: Uzay konusunda ük teorik çahşmayı 1903 yüında Rus bflginj TslolkovsM yapmıs, buna Amerikalüarla Almanlann da katüma.sıyla bugünkü düzeye gellnmiştir. üzay konusunda büyük bir aşama yapan Amerikalılar 1961'de MERCDRY 'uydusuyla ' astronot Shepard'i, Sovyetler deaynı yıl Jurl Gegarin'l nzaya göndennek suretiyle yanşa b'aşlamışlardır. Bu tarihlerden.' sonra ay ve plânetlerle ilgili olarak uzay programlan hazırlannnş ve yeıll "kurulan bu endüstrt dalında büyük harcamalar yapılarak sivü ve aajcer blr çok ıfzman TO teknisyen bu alanda görevlendirilmiştir. Uzun sürea deneme ve çaUşmalardan sonra Kosmos ve Apollo uydularının yapunı üzerinde gerrfş uğraşılar gösterilmiş ve zamanla da başanh sonuçlar elde edilmiştir. SALT görüşmelerine kadar küçük Uikelerle bir anlasmaya varmaktan kaçınan Amerika ile Sovyet Rusya askerl amaçlarla uzaydan yararlanmayı ve bunun doğal sonueu olarak da stratejik dengeyi saglamayı öngörmüşlerdir. Uzay ve savaş: Bugune kadar bir savaşm içinde imiş gibi silâhlann gelişiminı durmadan sürdüren iki büyükler fon olarak uçaklara karşı roket savarlann daha başanlı olacağı açısından güvenlik lerinl uzay ve fuze savar sistemine bağlamışlardır. Böylece düşman uydularını yok etmek, erken uyarma, keşif, gözetleme ve uzay istasyonlan kurmak (ribi konulan lçme alın çesltU plânltr haarltBimçBa da politik, stratejik ve psikolojik nedenlerle uygnlamad* ban gecikmeler olmuş ve realize'edllenıemiştir. Pek kolay almamakl» beraber geçnuşte yapüdığı gibi t*l»ce*te de her sürpriz sil&ha karsı mutlaka bir yenisi aranıp, bulunacağma göre bu çalışmalar arauksız sürdürülecektir. Zamammızda uzay tehlikesine karşı en etkili silâhtn roketler olduğu getekçesiyle bu konudaki gelişmeler hııla devam ettirilmektedlr. Uzay «tratejiskıin blr parç'ası olarak nitelenen bu sistemin gelecekte yeni silahlarla yapılacak bir saldınyı karşılamada yeterli olup, olmayacağı simdlden tarfaşılabilir. Durmadan gellsen ve değlşen sllahlar karşısmd. güçlü ülkelerm yeni bir gelisme lçmde halen uygttladıklan roket sistemini değiştirebüecekleri gibi ikösadl ve malî takatlannı aşması nedeniyle bugUnkU durumlannı da muhataza edebilirler. Son partl Kongreslnde yeni bir savunma kuşağından söz eden Sovyetler geliştirdiklerl yeni bir sisteml haber verirken AmerlkaJ'Iarlfc, bu alandakl çalışmalannı hızlandırmaktadırlar. O halde ulkelerinin kalkınmalan aleyhine de oisa Od büyüklerta glrisüklen tn silah yanşı her türlü teknik ve mall olanaklannı da zorlayrrak bir süre laha devam ettireceklerinl sanmaktayız. Silâh teknolojistadeki geUşmelerin büyük bir hala <tevwn «ttiği ve bir savaşı kazanmak için Laser ışınlanndaB tutua ds her türlü mataryalden yararlanıldıgı içindlr M gelecekte çok önemli olaytorla Itfrsüasacağınııa aöyleyebiliriz. Uaaydan yalnaca savunma smacıyla vararlandıklanm açıklayan ikl büyüklere uydulann blr saldın aracı olarak kullanüıp .kullanılmayacagı ve stratejik dengeyi olumsuz yönden etklleyip etkilemeyeceği sorulabilir. Şu anda 'oir ^ükleer savaşi muhtemel gören güçlü ülkeler herşeyden öace radar, elektronik beyin ve roket savar sistemi lçinde geliştirdikleri yeıü silahlarla varuklannı konıyacaklanna inanmaktadırlar. Gelecek bir saldınyı öoğru olarak değerlendiıdikleri ve silâhlı kuvretlerle koordinell bir tarzda çalıştıklan müddetçe başanlı sonuçlar elde etmeleri de beklenebilir. Bugünün ve yannın stratejisi biüm ve dinamik kuvvetlerle güçlenip beslendigine göre devamlı teknik arasürmalar yapüarak yeni silâhlann denenlp B«üştirilmesi de drğal karşüanabılir. Bu konuda yılmadan büyük çaba harcayan İki büyükle.r üstünlüklerlni koruroak için siyasl alanda oynadıklan .oyunlarla stratejik dengeyi kendl taraflann» çevirmeye çalıçmaktedırlar. Bütün bu gerçeklerl gören dünya insanlıgı güvenligi bakımmdan uzay çajışmalanyla yakından ilgiîenmekte, bilimsel araştırma ve anlaşmalan dikkaüe izlemektedir. Yaklaşık olarak yüda 5 milyar dolar harcanmak «uretiyle bu enC düstri dalında yapılan büyük araştırma ve geliştinnelere paralel olarak tehlikenin her gün blraz daha arttıgını ve dünya insanlıgı için düşündürücü olduğunu görmekteyiz. O halde uzay stratejisi dıye özeüediğimiz bu önemli konu yapılan anlaşma ve karşıhkl» gbrüşmelere rağmen silah yapımını önleyememekte ve geleceğimizi tehdit etmektedir. Demokrasinin hürriyetçisi.., OKTAY AKBAL emokrasi nedir? Hürriyetçi bir dflzen değil midir? Hem deraokrasi olacak, hem de hurriyet, yani özgurlük olmayacak! Buna lmkân var mı? Peki neden yalnız demokrasi istemezler, demokrasiyi gerçek anlamıyla uygulamaktan kaçıhırlar? Hem özgürlükten yana gorünecekler, hem de başkalanna tanımayacaklar bu özgürlüğü! Olağanüstü mahkemeler kurup, olağanüstü yasalar çıkanp «hürriyetçi demokrasi> acfını verdikleri bir baskı düzenini sağlama alacaklar! Yerleşmiş düzenin yanlı? yönlerini, aksayan yerlerini düzeltmek, iyileştirmek istemek onlann «hürriyetçi» liklerine aykırı düşecck! O zaman başlayacaklar hep bir ağızdan bağırmaya, yazılar yazmaya: «Hürriyetçi demokrasiye yeniden karşı çıkıs devri başlamjştır» diye... Evet Hayır yollardan seçme seçilme olanağını yalnız kendi elinde tutamayacağı bir seçim anlayışı, düzeni, yasası... Bugünkü yöntemde hep belirli bir azınhğın temsilcilerl seçilir, seçilecektir. Ortada hep sağcı, tutucu partiler, politikacılar olacak; hep onlar konuşacak, gezecek, tozacak, karsılanna kim çıkarsa hemen komünist, bol?evik diye mimlenecek, dayak ylyecek, kovulacak, ltilecek, kasabaya köye giremeyecek. tağcı partiler, politikaeılar kendi aralarında oynadıklan bu tek yanlı seçim oyununa da serbest demokratik seçim admı verecek! özgürlükçü bir demokrasi lstiyorsanız bCtün siyasal eğilimlere parlameritoda temsil edilme olanağını tanırsınız. Partiler yelpazesinde sola doğru bir açılma, olmadan ne demokrasi, ne özgurlük sözü edilemez. özgurlük söylevlerl vermeden önce seçim yasalarını değiştirirsiniz. Yeniden nlspî yönteme dönersiniz. 61 Anayasasından kaldmlan bütün maddeleri eski yerine koyarsınız. Bu ulkede gerçek bir düsünce özgürlüğü ortamı yaratırsınıı. Kısacası, başkalanna da kendinize tanıdığınız haklan tanırsınız. Sizlnkine benzemeyen fjkirlerl, görüslerl savunan kimselere kendinlz için istediğiniz hoşgörüyü gösterirsiniz. Fransa, lngiltere, Isveç, Italya glbi, sizln o ünlÜ «hürriyetçi demokrasi» tanımına yakışan ülkelerde sol partiler, soleu politlka adamlan, yazarlar, rfüşünürler neler dlyor, neler yazıyor g5rüp İnceleTsiniz. Oralarda özgurlük yalnız sağcılann, yalnız para babalarının, ticaret, sanayı ileri gelenlerinin tekelinde ml değü' ml. görürıünüz Bütün bunlan yapıp, kabul edlp, gerçekleştirdikten sonra, özgürlükten yana, eşitlikten yana. insanlıktan yana blr demokrasiyi bütCn olanaklan, koşullarıyl» kurduktan sonra birl kalkıp bu Bzgürlükçü demokrasiye saldınrsa o zaman kızmskta verden göğe kadar hakkınız vardır. Ama Demireld, Bozbeylicl, Feyzioğlucu blr hürriyetçi demokrasi oyununu, belirli bır çıkar, blr gerl inanç. bir d*r dflsünee, blr ba§nazlık ortakhğını, «hürriyetçi demokrasi» saymak; gerçek özgürlüğe, eşitliğe karşı çıkmak, baskıcı bir rejimden yana olmaktır. Bunu yasmak söylemek de bizlerin en doğal hakkıdır. Çünkü ağzınızdan düşmeyen «hürriyetçi demokrasi» nln ilk koşulu eleştiri özgürlügüdür. Bunun tanlnmadığı yerde özgCrlüüün de, demokrac:in:n de izi yoktur. düsünce BİLİMSEL KURULTAY ÜZERİNE tUimsel olmamakla «uçlayan söz ilindığl üzere, TUrk Dtl Kude bilim kişüeri, »öndl ne xlıyeTÜRK DÎL KURUMUNUN 40. KURUnımu'nun yönetimsel kurul • cekler acaba? Onlar, dü alanında tayı Temmua basuıda ^op " bilimcilıği Osmanlıcacılık olaLUŞ YILDÖNÜMÜ DOLAYISİYLE DÜlanmıştı. O kurultayda, geçen üç • rak gördükleri sürece, bu.tür biyıllık dönemde yapılan çalışma • ZENLENEN 1. TÜRK DİLİ BİLİMlimsel çalışmalan Jjile görmezlar bir bir gözden geçirilmış, gelıkten geleceklerdlr. lecek üç yıllık dönemde yapılmaSEL KURULTAYI, DİLİMİZLE İLGİLİ sı gereken işler görüşülmüş ve Doğnısu, Türk Dil Kurumu' Türk, Dfl Kuruntu'nu yönetecek' ÇALIŞMALARIN BİLİMSEL OLMADInun böyle bir bilimsel. kunıltay kişilerin seçimiyle Kunütay sor toplaması yerinde ohnuştur. Bp, ĞINI İLERİ SÜRENLERE BELGELEna enniştl. Üaha öncelâ kurulşimdiye değinki bilimsel çalıpmataylarda, gemellikle, yönetimşsl lanna her '»«m«ii ariüması ğereRE DAYANAN BİR KARŞILIK OLDU lşlerin yanında bilimsel bildirileken önemli blr' ektlr. • re de yer verilirdl. Yerli ve yaTUrk Dil Kurumu'nun «na göbana Türktoilimciler (Türkologrevl, bugünkü Türkçenın özleşlar) Türk dUiaiH çesltU sorunlameslne, zenginleşmesine, bir uynnı ele alan kısa blldlriler suAli PÜSKÜLLİIOĞLU garlık diU olarak gelismesine katnarlardı. Bu kez, öyle olmadı. kıda bulunmaktır. TUrkçenin geç Kurum"un bülmsel kollanaın çahsmalannın gözden geçirihnest miştekl dunımu üzertndekl «raşve yönetimsel işler, kurultay ?Utırmalar yanında, o, bu görevini resini doldurdu. Yan kurullarda gereğince yerine getirecektir «TUrklye dısındakl TUrk lehçele deli ağzmın özelliklerinden. Pi(komisyonlarda) görüşulen b^itn •Norveç «^W Suzey ülkelerlnden, Türkçenln kökbüimsel, tarlhs»M vanü LugatitTürk'te Tür^çülük selkonular, sayıca o denll'çoktu Sovy«tler Birligi'Dden. Romanya, ri», «Eski, Türk lehçeleri ve Dive öz Türkçe sevgteihe... değin, ve çağdaş sBzlüklerinl ortaya W, caman bunlara ancak söyle Bulgaristan, Macaristan'dan, Po vanü LugatitTürk» ve «Türk diher biri ayn değer^e nice konu • koymak, bnnun y»nı sır» da, devlonya, Japonya, Yugoslavya ve Unin tümü.» > bir dokunma olanağı veriyordu. rimcUiğinden MUn vemlekslzin, ele alınmıştır. Bu dört ana bölUmde, TUrk dil Ömetin. derleme ve tarama ça Ahnanya'dan kırka yakın dogugünumüz Türkçesinln sorunlany Şu anüanlar bile, I. Türk Dlli büimcl (müsteşrik), TUrkbUimd devriminin yenilesme çabamızlışmalan; dilbilgisi veyazım sole uğrasmak. Bilimsel Kurultayı'niA,'Türk dlrunterı: çesitli bilim dailaanuı katılmış ve bilimsel blldirl sundaki yerinden tutun, XIIIXIV. Türk Dü Kurumu, kurulüşunmuştuı, I. Türk Dlli Bilimsel Ku yüzyıl Anadolu anıtlan dilinin soli alahındakl öneminl ortaya koytenm sözlüklerinl yapma lsi ve dan beri bu yoldadır. rultayı'nda yerU dücilerimMn maktadır. 'Türk DU Kurumu'nu öteki Türkçe sözlük, yabancı dil nmlanna; Evliya Çelebi ve AnaEözlükleri çalışmalan... Bunlann sunduğu on beş kadar bildiriyle dolu afızlanndan, TUrk dilleri her birl, üzerinde enine boyuha birükte, üç gün lçinde elll beş ansında Tttarcanın dururouna, biHmsel bildiri üzerinde göruşül Türkmen dfll araştınnalan taridurulacak işlerdi. XIII. TUrk Dil Kurultayı, bu konularda ola müştür Bu, öyle sanıvoriH! ki, hine; dil araştırmalan alanında VEFAT Ve TEŞEKKÜR*'^ naklar ölçüsünde durabildi. gele şimdiye degln TUrk dili konusun şimdiye değinki Türk Bulgar da yapılan toplantılann en önemErkânı Harp Kayrnakamı merhum Faik Stret'in kıymetli eşl, cek dönem çalışmalanna yol gösillskilerinden tutun, SlovakyaValisi ohnaktadır. Türk DU Kurumerhum Korgeneral Necati Ogan, Ferhunde Türoer, Dr Nilüfer terici kararlar aldı, önergeler ki eski Türk yer adlanna, Macarrau, TürkbiUm (Türkoloji) dünBayçın, Mübahat Şölen'in sevgili anneleri, merbum Fehmi Akverdi. cada OsmanU ögelerine, Sovyet yasınuı önde gelen kişilerini böyyön, Atifet Sentuğ'un kardeşleri, Süleyman Tümer, Piof. Dr. ler Birliğin'de Kâşgarlı Mahmut' le bir araya getirmekle, uluslarTokay Bayçın, Ömtr Şölen, Nevver Ogan'm kayınyalıdeleri. Ayun yapıtını konu alan araştırmaarası gücünü bir kez daha ortaya kut, Tardu Tümer, Ali, Ayşe Ogan, Hamit, Mengü, Aslı •B.ayçın ve 40. yıl lara; Azerl kitaplıklanndata koymuştur. Alphan Şölen'in büyükanneleri, Dr. .Gültekin . Akyön'ün halası Türkçe yazmalardan, eşanlamlılık Söz konusu Kurultay, Türk Dil Neveser Akyön, Sema Senses'in teyzeleri fâzilet sahibi iyl insan, Gerçekten de, yabancı Türkbı sorunu ve Türk yaa dilinin eskiKurumu'nun kuruluşunun 40. yılimcıler, çalısmalarında Türk Dil llğinin Baptanmasına eçanlamlı hna rastlamıştı. Ancak, ilk Türk Kurumu yayınlanndan geniş öllardan yanurlanmaya; bügisayar Dü Kurultayı 26 Eylulde toplançüde yararlandıklan için, Ata(computor) yardımıyle yapılan dığı ve geçen yazıda da .jelirtürktin dil devrimini yakmdan bir Kutadgu Bilig çalısmasmdan hanımefendi, 10.10.1972 günü Hakkm • rahmetine kavuımuş, aziz nfttildiği gibi, o gür.ü «Dil Bayraşı, dün Zincirlikuyu aile metarlığındaki ebedl IstirahatgShına tevmı» olarak kabul cttiği için, 40. izledikleri için ve Türk dili ala Gagavualarm sözlttğü ve Gagavuznında, üniversitelenmizdekl çalann bugünkU durumuna; Dedem di edilmiştir. Allah rahmet eylesin. yılın 26 Eylülde kutlanması, doğlışmalar yanında, Türk Dil KuKorkut Kitabı'nın dilınden, Xa nısu, daha blr yerlnde olacaktı Pek kısa süren »rahatsızlığı strasında jakın ilgilerini esirgemerumu'nun çalışmalannı daha verahanh Türkçesmde fiil eklert yen saym Prof. Dr. tsmet Çağlar, Prof Dr. Muzaffer Erman, Öyle ynpıldı. rimli bulduklan için, Kurumla ne; Orta Türkçenin birtakun Prof. Dr. Mecit Doğru, Prof. Df Ahmet Sonel, Dr. Uğur Kandüpı, 26 Eylül Dil Bayramı olarak, ilgilerini sürekli olarak sıcak tuDoç. Dr. fsfendiyar Candan, baş asistan Dr Ergün Ertuğ, Dr Adbu yıl, her yılkinden daha bır tarlar. Onun çağrısına uymakla, sessel çizgilennden, Eski Tiir^çedeki Oğtızca belirtilerine; Türk nan Bey"e, hemşire Hidayet hanuna ve üroloji bsş asistanlalına coşkuyla kutlandı. Dil devrimi bu ilgilerini somutlaştınnıs ol dillerindekl baeımlı bileşik cümtelgrafla, telefonla ve bizzat acımızı paylajaft akraba ve dostlayandaşlan, ölümsüz Atatürk"ün maktadırlar. runıza teşekkürü bir borç biliriz. lelenn evTiminden, Praskove U Türk dilinin bagunsızlığı ugrunrumlannın lehçesine; Sultan Gavdaki bu büyük girişimirun ne ' AÎUESt Dört ana bölüm ri'nin TUrkçe divanından, çagdenli önemli bir atılırn olduğu I. Türk Dlh Bilimsel Kurultayı' das Türk dillerindekl bileşik sözüzerinde bir kez daha durdular: «Ülkesini, yüksek bağımsızlığını nın gündeminde dört ana bölüm cükler aorununa; Irak'takl MenCumhuriyet . 7296 yer almıştır: «TUrkiye TUrkçesi», korumasını bilen Türk ulusuı da, anadilinin bugün ulaştığı erreyt, yeni baştan düşünmek olanağını buldu. Türk Dil Kurumü*na Tuın'nın her günü saldınnayı ış edinmiş olanlarsa, Kurum'un copr ladığı «I. Türk Dili Bilimsel Kurultayı» ile, ağızlanmn payını ahruş oldular. I. Türk DUi Bilimsel Kurultayı, Türk Dil Kurumu'nun bir yıl içinde düzenleme başarısını <;österdigi ikinci kurultay oldu böylece. Akademiciler, Kubbealtıcılar, ortaya bilimsel bir yapıt koymak yerine dil devrimlne ver yansm etmeyi görev bilmiş olanlar, Türk Dilinl Koruma ve Geliştirme Cemiyetlciler, Türkçenin en mutlu günlerine «Türkçenin karanhk günleri» diyenler... Türk Dü Kurumu'nun bilimin kılavuzluğunda aldığı yolu görmü?, üzerinde birazcık olsun dUşunmuşler midir. derslniz? D B Neymiş şu «hürriyetçi demokrasi» nin kar»ıtı bilir misiniz? Hürrlyetl bir yana bırakıp eşitliği sağladığını söyleyen ve bu yüzden de adına demokrasi denilen yönetimmiş! Demek eşitlik ^olmayacak bu hürriyetçi demokraslde, len hü'rsün, ben hürüm, o hürdüf deyinc* lf olup bittyor, demokrasi bütün koşullarıyla kurulmuş oluyor bir ülkede! Gelin de Oktay Rıtat'ın o güzelim çiirini hatırlamayın: «Hadi ordan Haini vatan Sümüklü cenabet Hürriyet var bu memlekette hurriyet». Berbere gltmek hürriyetl, «inema »eyretmek hürriyeü, burnunu kaşımak hürrlyetl, yetmez ml! Bir gazete başyazısında, benim bu sütunlarda çıkan «Hürriyetçi demokrasi bellrli blr «zınlığın keyfinc» yönetme, genl» yıgınları esme özgürlüğüdür gerçekte» iözlerimi •Jmtş, bir yerlere, birtakım kişilere önerali bir sey yakalamıs gibi «bildiriyor». Eşitlik istemek, gerçek özgurlük İstemek, yaşamar haklan sağlama alınmıs bir toplum özlemek, neden özgürlükçü demokrasiye aykırı ssyılsın? Hflrrlyetçi demokrasiyle yönetilen Batı ülkelerinde var mı, yalnız sağcılara konuşma olanağı tanıyıp da en ılımlı solun ağzını mühürlemek, kilitlemek? En açık gerçekleri söyletmemek. Söyleyeni, yazanı en ağır suçlarla damgalamaya kalkışmak, kalemini kırtp sesini boğmak... Var mı? Serbest seçime dayanan b{r demokracl Istemiyor muşuz? Hayır, irtiyoruz. Açık açık yazıyorum, istiyorüm. Ama gerçek bir lerbest «eçim. Belirli blr azınhğın para gücüyle, her türlü güçlerîe ağırlığını koyamayacağı, türlü SAİME OGAN Halk Bombası. Jale CANDAN vrupa ve Amerlka'da, tedhişçilige karşı en etken tedblrler aranıp konu Birleşmif Milletler Genel Kuruluna geürillrken Orford'da toplanan bilim adamlan da, iosanlığı bekleyen yeni bir ftfetin haberciliğini yapıyorlardı. Gerek bu konferansa katılan billm adaırilannın gerekse aynı tarihlerde, bildirlleri yayınlanan gizli bir yeraltı örgütünün açıklamalanna göre tedhisçilerin, yakın bir gelecekte, seçtikleri hedeflere karşı kendi lmal ettikleri nükleer bombalan kuUanmalan Ihtimal dışı değildir. Çünkü lddialara göre bir grup tedhişçi, nükleer sil&hlann en önemli ham maddesi olan plütonyumu elde etmesinl ötrenmiş bulunmaktadır. Ve böylece bir solukta, örneğin binlerce kişinin bulundugu bir bölgeyi yok etmeleri olanak kazanmıştır. tnsana, gerçekten çok, baa hayal ürünü korkunç filmleri hatırlatan bu sBzlere neden şaşmalı? Yine bir bilim adamının Cenevre'deki silâhsızlanma konîeransında, açıkladığı araştırmasına göre, insanoğlu 5400 yıllık yaşantısınm ancak 204 yılını banş içinde geçirmiş ve yalnızca 20 inci yüzyüın ilk yanstnda, savaşlarda ölenlerin sayısı 42 milyonu aşmıştir. Prof. Emilia Nov"un araştırması şu sonuca varmış: însanoğlu İçin savaş, ne yaaık ki, banştan daha olağan bir olaydır. Çok eskiden, kabileler birbirlerine savaş açtıklan zaman her ikl tarafın, en güçlü iki savaşçıs* gelirmiş yalnızca karşı karsıya Sonunda kimin savaşçısı kazanırsa, o kabile galip sayıiır savas hali de bitermiş. Vahşi dediğimız o gtfnkü insanlara bir gün gelip de torunlarının artık birbirlerini kitle halinde yok etmek için birtjirlerine saldıracaklannı, birbirlerini en korkunç şekilde öldürmek için silâhlar Icat edeceklerinl söyleseydlk acaba bize Inanırlar mıydı? A Oysa ki 20 nci yüzyüm uygar insanı yapmıştır bunlan. Gece baskmlan ile, yalnızca çoluk çocugu öldürmekle kalmamıs, onlan inim inim inleten sakathklarla, yaşamaya mahkum etmiştir. Ylne aynı konferansta yapılan açıklamalara göre, 1961 yılından bu yana yalnızca Vietnam'da 6 milyon ton bomba ve 90.000 ton da kimyasal madde kullanılmıştır. Ve bütün bu eyleme sözde insanm mutluluğu için, banş denüen zümrüdü anka kuşunu yakalamak için girişilmistir! Çocukken bir film seyretmiştim, hâla etkisinden kurtulamam. Bir köylü ailesi, mutlu, tarlasında çaUşırken, bilmem nereden gelen savaş uçaklannm saldınsına uğrar ve kan akmaya başlar, biçilmiş buğday demetleri arasından! Bu kan hâla akmaktadır. Kıbns'ta blr ana Ue çocuklanmn doldunılduğu banyoda, Münlh'te spor köyünde, Israil'de şık blr hava alanında... Ama gerçekte, nerede olduğu önemli ml? Asıl amaç nerede olursa olsun insanoğlunu bu vahşetten kurtarmak değil miî DUnyada hak mı gücll yenecek yoksa güç mü hakklB icabına bakacak? Bugune ka3ar ıçüçlü dalma hakhnın hakkmdan gelmiştir. Bunun içlndir M savas sürüp gidlyor, kolayukla feda edilen dar bölgelerrien, bütün ınsanlığı içine alan geniş, belirsiz cephelere doğrı yönelerek büyüyor ve insanı insanhğından utandıracak biçimlere girlyor. ayır halk bombası, plütonyumdan deglı sevgiden imfil edilmeli. Ama bunun için de bütü» insanhk elele vermeli güçten önce hakka, şiddetten önce sevgiye dayanarak... Yoksa öyie anlaşılıyor kl, havaalanmdan temizler.en bombanm, ellmizdeki masum sarftan flrlama ihttmalinl önlemek zor ama çok zor olacakhr. Ve savas bittl derken başka bir Siçimde çıkacakhr karşımKa... UNIVERSITEYE GIRIS ; DİLEDİGİ FAKÜLTE VEYA YÜKSEK OKULA GİREMEYEN BEKLEMELI VE LÎSE SON SINIF öGRENCÎLERÎNE' « BİR OGRETIM YILI SÜRELİ I. Türk Dilı Bılimsp] Kurultayı'na Amerika'dan, Danimarka, Fransa ve tngiltere'den, tsveç, •••*•••••••••••••••••••*••••«»•••»•••«% Bilimsel bildiriler TEŞEKKUR Dejerli vartıSımır. S.Şlık M d r Dr. O üO Bursa OĞRETlM 6 E K İ M »972 DE BASLAYIP SINAV GONONE KADAR DEVAM EDECEKTİR. SABAH OĞLE VE AKŞAM S1NIFLARI MEVCUTTIJR. TEST TEKNİĞİNE UYGUN VE TEST UYCULAMAU ,KOKLO 8İR FEN OĞRETlM ALINIZ EĞİTİMİ GORMEK İSTEYENLER TELEfONLA VEYA B R O Ş Ü R İSTEYEREK GENİŞ'BILGİ Muvaffak ERSÖZ'ün (1941 . 1942 mezunu) 8.101973 stınu aramızdan ebediyen aynlısı dolayısiyle çelenk göndfa^rek UzOntümOze katılan n y ı n Bursa Valisl Enver Sa•tcİRfl. Devlet Hastahanc» Bashekimi savın Dr. Orhan Keskln'e diger ukrul ve mCesscıeler ve vefakâr mesiek arkadasları ile tclefnnTa telffrafa ve btaat eelerek bassag!ı5ı dileyen bfltfin vakın Bkr»b« ve dostlarma tesektriir ederl*. DIYEN İSTİKLÂL GÖKLERDEDİR, UNUTMA TÜRK HAVA KUVVETLERIN* GÜÇLENDİRME VAKFI Ejl. Ogla ve Kudeslerl j Sungurlar 1417»' j Beptİst. telı275132 Kalıafa»jiijiF iskeleşr kafsıstİSt. İEİJ4C198 Cumhuriyet 7291 O/flGDKSENDERSflNfS
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear