23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA İKf; :CUMHURİYET: 13 Eylül 1971 ÎR PARTİNÎN HİKÂTESİ: Camhariyet Halk Partisi (Fırkası) knrnlnşnnon, yeni bir yıtdönümüne ulaşıyor. Parti; tstiklâl Savaşı içinde şekilleşen Anadoln ve Rtuneli Miidafaai Hnkuk Cemiyetinin yeni bir isim altında merkezleşmesiydi. 9 Eylül 1339 (22 Eylül 1923) te kuruldu. Karnlnsu, o tarihli dilekçe ile Dahiliye Vekâletine arzedildi. CHP'nin fiilen kuruluşa 9 Eylül 1339 tzmir'ia knrtnluş çününe raslıyordn. tzmir'in kurtuluşu ise, Istiklâl Savaşının zaferle düğümlenmesiydi. Şu halde Halk Fırkası kendini, bu zaferin bir çocuğn, bir mahsulü sayıyor ve hâtırasını ona bağlıyordn. tstiklâl Savaşı bir halk savaşı oldnğn için, Partinin kendine seçtişi isim de, bn savaşın, yahnt bn savaştakl birlik rohunnn bir dtvamlılığına bağlanıyor demeUti, Nitekim o tarihî gezisinde ve Halk Partisi'nin Başktırncusn olarak Mustafa Kemal, Parti ile milleti bir görecek ve «Halk Partisi demek, millet demektir» ülküsiinü, kendine bayrak edinecektir. B CHP KENDİSİHİ YEHİIEYEBİIECEK Mİ? Şevket Süreyya AYDEMİR nin de, Kütahya Mebusu Recep (Peker) bey olduğu arzolunur efendim.» Halk Fırkası Halk Fırkası , TJmumî Reisi Umumi Kâtibi Gazi M. Kemal Recep 9 Eylül 1339 (1923) Bn dilekçenin verilmesiyle, Parti fiilen teşekkül etmis olnyordn. Formalite ise iki gün sonra tamamlandı. Dilekçede fönildüfn gibi. Gazi Mnstafa Kemal Paşa, Partinin Reisi de oluyordn. Şu halde ve Halk Partisi kn. rulnrken, Mcclis Reisligi Devlet Reisliği ile, tek partinin reisliği aynı kimsenin sahsında toplanıyordu. Halk Partisi. bütün iktidan bo. yunca bn şekle ba|lı kaldı. Ve Mustafa Kemal Paşa, Birinci Grubnn fii. len başındaydı. Mücadeleler Ise, sert, haşin, hattâ biraı da kanlı oldu. Halbnkl her iki grup «Anadoln ve Rnmeli Müdafaai Hnknk Cemiyeti» nin Meclis kadrosnnn teskil edi. yorlardı. Hülâsa bir safha gelmişti ki. Gazl Meclis yani Birinci Büyük Millet Meclisi, artık çalışamaz olmnştn. Ba yfizden de 1 Nisan 1923' te Meclis Başkanlıfina verilen 121 imzalı bir takrirle, Gazi Meclis kendi kendisini feshetti. Teni Meclis seçimleri ise, Anadoln ve Rumeli Müdafaai Hnkuk Cemiyeti teşkilâtının Halk Fırkası tarafından benimsenmesiyle vapıldı. Ve bn Meelise tkinci Grnptan hiç kimse se v ilemedi. Tabiî di|er grnp ve partiler de daSılnustı. Hülâsa Halk Fırkası ve tek parti, Büyük Millet Meclisinde aynı zamanda, bir tasfiye hareketi olarak yeraldı. Bn bakımdan Gazi Mnstafa Kemal'in : Halk Fırkası demek. millet demektir seklindeki görüşn ve ifadesi, bir tahakkuk sahası bnluyordu. etmedl. Ancak 1937 . 1934 arasınd<ıdır ki, Cnmhnriyetçilik, Halkçılık, daha sonra da. Milliyetçilik, Inkılâpçılık, Devletçilik, La. yiklik gibi ilkeleri evvelâ progranuna aldı. Sonra da Anayasaya koydn. Fakat bnnların da meselâ tnkılâpçılık, Devletçilik, Halkçılık gibi bazıları, Anayasa temel prensipleri de. ğildi. Parti programı ilkeleri şeklinde esas. lardı. Çünkü meselâ, Anayasada yeralan Cnm•huriyetçilile karşı çıkan birini mahkemeler tntnklar, sorguya çekerlerdi ama: Ben Devletçi deiilim, yahut Halkçılıgt, Layikliği şöyle anlıyornm.. diyen bir vatan. daşa, mahkemeler hiçbir snç yükleyemezdi. ' Farklı görüşler Haftanın raporu CHP kendini yenileyebilecek mi? knrulusunnn 48 inei yıldönlinıünü ^ ş olan Cumhnriyet Halk Partisi, kurnlnşundan 22 yıl sonra tek parti olmak vasfını, 27 yıl sonra da iktidarını kaybetmistir. 21 yıldan beri de iktidar dısıdır. Bu arada önder kadrosu da parçalanmıstır. Temel ilkeleri sarsılmıştır. Devamlılık, ancak tsmet Paşa'nın varlıgındadır. Bir aralık ve belki de bir dil sürcmesi olarak ortaya atılan «Orta. nın Soln» sloganı. Bülent Ecevit jtibi deecrli blr bayraktannı da bulmasına raîmen, bâlâ yerlesmis deeildir. Çünkü ortanın solunun nerede başlayıp nerede bittigini. bizzat Parti Baskanı da açık. kesin bir prensip olarak formüle etmiş degildir. Fazla olarak bu belirsiz. lik, bizzat Parti zirve ve kademelerinde parçalanmalar yaratmıs. Partiyi gcri plâna doern itmistir. Çünkü temel prensip «ibi kullanılan vuzuhsuz veva sınırsız slosanlar, ancak parçalanmalara vol açarlar. Kaldı ki. Partinin procrarmnda veralan 8 ok da. zaman içinde islenememis. izah edilememistir. C.H.P. hiçbir zaman düsünür ve yön tâyln edici aydın yaratamamıstir. Hattâ aslında bu S ok'a. artık eskimiştir de denilebilir. Meselâ en çekici prensip olan tnkılâpçılık aslında; azlık, fakat inkılâpcı bir kadronnn iradesinin, çofnnlutun iradesine. cehir ve zor yoln ile mSdahalesi demektir. Toplum yapısının. çoîunln6un irade«ine rajmen. cebir ve *or miidahalesi ile deSistirilmesidir. Halk Partisi doSusunda inkılâpçıydı. tnkılâplar da vaptı. Yoksa ne saltanatın ilja edilmis olmast. ne layik. lik, ne «apka giymek, çofnnlu$un iradesinden celmedi. şimdl kendini ve H ülâsa snretteC.H.P. kendizorundadır. Bn esaslı yenilemek Zaten bn görüşledir ki, Parttye «Halk Fırkası» adı verildi. Parti knrnlnrken, henüz Cumhuriyet ilân edilmemisti. Devietin adı. Türkiye Ciımbnriyeti değil. Büyük Millet Meclisi Hükümeti idi. Devietin Reisi de Mustafa Kemal'di. «Büyfik Millet Meclisi Reisi» olarak imzasını atıvordu. Daha sonra Curahnriyet ilân olnnnnca, 10 Kasım 1340 (23 Kasım 1924) tarihli Firka Gntbn Dmnınî Heye. tinde. Partinin ismine «Cnmhnriyet* kelimesi eklendi. Böylece de Parti kendini, hem tstiklâl Savaşının nâtırasına bağlı tntarak onun bayraktarlıgını «ürdürdü. Hem de yeni rejimin, yani Cnmhuriyetin hem knrncnsn. hem savnnucnsa olarak varlıiını millî mücadeleye vr karakterini drvletin nizamına bağladı. Böylece de, halkın sözcülügünü kendisinde topladı. Zaten Gazl Mnstafa Kemal'e göre, ma. dcm millet demek Halk Partisi demekti, o halde bundan da daba mantıkî bir şekil ola. mazdı. Çiinltö Gazi'ye çöre millet: sınıfsız bir bütündii. Parti de, bir sınıf ve zümre partisi değildi. Kısacası, millet demek Parti demek, Parti demek de millet demek olnyor. da. Şimdi bn gelişmelere ve bn tarihî olusa kı«aca göz atahm: Hem partisiz, hem partili hir Meclis "îstiklâl Savasını yürüten Türkiye Birincl Millet Meclisi, hem partisiz, hem de çok partili bir Meclisti. Mecliste evvelâ, hem giz. li. hem asikâr olmak üzere dört Komünist Partisi vardı. \'e bunlardan biri, ahvalin gidişatı altında bizzat Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiye ve tertibi ile kurulmuştu. Adı «Türkiye Komünist Partisi» idi. Basına. bir aralık Maliye Vekili de olan Hakkı Behiç Bev getirilmisti. Mustafa Kemal Paşa. önde gelen kumandanlara «Yoldas ... Paşa» hitabı ile yaptıgı biidirilerde. maksat ve gayeyi anlatmava calısıyordn. Mnstafa Kemal Paşa'nın gördügü lüzum üzerine knrnlan bn Parti. bir süre sonra yine O'nnn emir ve karan ile kapatıldı (1). Bnndan baska yine Komftnist Partisi olarak «Halk tstirakivyun Partisi» kumlmnştu. , Bu Parti hem açık. hem çiıli, yani iki yönlü calışmaktaydı. Celâl Beyie (Bavar) tnnınmn arkadaslarının katıldıgı, Çerkes Etem'in de yeraldığı ve tabii Mustafa Kemal Paşa'nın bilçisi altında kurulup çalısan «Tesil Ordu» da. vine bu mahiyette bir partivdi Hattâ bir dördüncü Komünist Partisi de olmak lâzımselir. Çiiııkü tarihi arşivlerimizde bövle ve hu isimde mathn bir program vardır ki, knrucu ve örgütleri hakkında. yeterince biltimiz yoktur. Biitiin huniardan baska yine Birinci Millet Meclisiııde. meselâ «Millî Selâmet Grnbu» ve benzcri isimlerle çalışan nice gruplaşmalar da vardı. Fakat bütün bunların içinde Meclis. a*. lında iki eruba bölünmüstü ki. bn gruplar, dijer bütün tesekkülleri eöleede bırakarak, Meclis icinde ve hattâ dışında, kıyasıya çarpışıyorlardı : • Birinci Grnp • tkinri Grup. tkinci Grup muhafazakâr î5rünüyordn. Partinin programı yoktu T T alk Partisi knrnlnrken, sözün tam an•*•*• lamı ile bir programı yoktu. Gerçi bir Nizamname meydana getirilmişti. Dahiliye Vekiletine snnnlan da buydu. Seçiralcre Parti, Gazi'nin «9 nmde» yani 9 prensip olarak ifade ettiği bir formülle firdi. Bn 9 nmdenin aslında, ancak 1. ve Z. nmdeleri köklü prensipler ifade ediyordu : (\) Hâkimiyet, kavıtsız şartsız milletindir. Bu, rfeğişmez düsturumuzdur. ^2) Teşrinisâni 333 (Kasım 1922> kararı ile Saltanat mülsadır. Hukuku hâkimiyet ve hükümrâni, gayrikabili terk ve tecezzi ve ferağ (yani terkedilmez, parçalanmaz ve devredilmez) olmak üzere, Türkiye halkının mümessili hakikisi olan Büyük Millet Meclisinin sahsiyeti maneviyesinde mündemiçtir. Bn iki madde baricindeki maddeler. ya eecici meselelerdi (meselâ yedeksubayların istikbali temin edilecektir çibi). vahut da «Harap yerlerimiz imar edılecektır» veva • Memurlann korunma«ı, halkın islerinin çabuk çörulmeı=i. gibi. nmumî ve yuvarlak ifadelerdi. Hattâ bn umdeleri dinledikten sonradır ki. Yakup Kadri Bey (Karaosmanoslu) Gazi'ye : Pek ıyi ama Pasam. hu kurulacak partinin ideoloiisi yok, diyebildiii zaman. aldıfı cevap suydn : Elbette yok çocuğum ! Eger bir ideolojive baqlanır«ak. hareketi ffondııruruz. Hülâsa Halk Partisi. milli hâkimiyet eenel kavramt dısında. sayfalarda ifadesini bulmn< bir projramla dotmadı. Proeramını. 7amanla varatacakfı. Bunda ise. hic de acele Gazi Mustafa Kemal parti reisi alk Fırkasının veya Partisinin knrnln. snna iliskin belgeyi bnrada vermek, taTihî bir selişmeyi izlemek için sanıvonım ki favdalı olacaktır. Bn belse. Halk Partisinin kurulusn hakkında, Dahiliye Vekâletine sunulan dilekçedir : «Dahilive Vekâleti eelilesine; Halk Fırkası nam ve unvanı İle tesi? ve teşkil ve musaddak Nizamnamesi takdim edüen siyasi Cemiyetin, kanunu mahsusuna teyfikan Türkiye dahilinde teşkilâtta bulunmak üzere. miisaadeİ resmiyesinin itâsı ve rıcası ve Umumî Heyeti îdare âzasının, Erzincan Mebusu Sabit, Istanbul Mebusu Dr. Refik (Sayrfam). Izmir Mebusu Celâl (Bayar). Erzurum Mebu.su Münir Hüsrev (Gerede), Tekirdag Mebusu Cemil (Oybadm), Konya Mebusu Kâzım Hüsnü, tzmit Mebusu Saffet, Diyarbekir Mebusu Zülfü beylerden mürekkep ve Halk Fırkası Kâtibi Umumisi zorunlufun, tsmet Paşa'nın çok meseul ve dolu bir hayat safhasına raslaması. belki bir sanssızlıktır. Ama ne var ki. eerçek partiler, sahısların deeil, nesillerin eseri olmalıdır. O halde C.H.P.'de <;öz. artık veııi bir neslin olaraktır. Ve eŞer bu srtz sahipleri bulunamazsa. C.H.P.'nin kendi kendini venitevebilmesi isinin. bir cıkmazda kaybolmasından. hakikaten korkulabilir. Çünkü simdi onnn karsı«ında. 1930'un uvsal ve muvazaalı Serbest Fırkası defil. artık suurlasan, teskilâtlanan sınıf ve zümrelerin, aktif mücadele kadroları var... (1) Bu konuda. Tek Adam isimli eserimizln 2. cüdinde veteri kadar bilgi verildiği gibi. Feridun Kandemir'in cAtatürk'ün Kurduğu Komünist Partisi» isimli eserinde, çeşitli ayrıntılar verilmiştir. BUGUN / . ^» ^\ YARIN TRT ve yeni çalışmalar W Türkiyedeki iktisadî hâdiseleri ve ortaya çıkan iktisadî zorlukları, problemleri bünyesel sebeplerle izah etmek son zamanlarda moda olmuştur. Meselelerimizin sebeplerini bünyesel olarak nitelemenin bazı düşünürlerimize (veya herkese) kolay gelen iki tarafı vardır: (î) Bir meselenin hakikl sebebini bümez iseniz veya meselenin çözümünde kolay yolu gös« termek isterseniz, bünyesel deyip geçersiniz. Bünyeyi değiştirin, zorluk da ortadan kaybolur. Bünyenin değişmesi hiç de kolay olmayacağı veya bünye değişince nelerin ortaya çıkabileceği iyice bilinemedifi için, kimse sizin yanhş söylediğinizi de ispat edemez. (5) Bünye değişmesi. bir açtdan mevcut ekonomik, sOsyal ve politik sistemin değişmesi anlamır.a gelebileceğine göre, mevcut düzenin değişmesini tsteyenler için zorluklarımızı ha!letmek için gösterilen ilk yol Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasal bünyesinin değiştiriîmesidir. Dillere sakız olan bünyesel değişiklik terimini «on yıllarda Türkiye'de ortaya çıkan iktisadî durgunluğu izab etmek için kullanırken, bu te. rimin Türkive'de son yıllard'a ne şekilde kullanıldığı hatırlanınca, bünyesel terlmini kullan makta tereddüt etmemek elden gelmiyor. Buna ragmen eldeki veriler bu yönde bu izah üzerinde durma gereğini de ortaya ç'.karıyor. • İı'iîiÛ arv Türkiye. bugün hastalık sonrası toparlanma dönemine girmiş bir hastaya benziyor. 12 Mart öncesi, o kadar slogan ve teori fantazileriyle başı dönmüştü ki, sorunlanna ciddi, realist, bilgiyle eğilrne istidadını tünı vitirmis kuşkusu herkese hâkim görünüyordu. Tartışmalar, bir konuya gösterilen ilgi • slogan haykırmamn ötesine gitmiyordu. Bütün pürültü ve patırdıya rağmen, TRT konusunda gösterilen ilgi de, bu genel tablonun dışında bir nitelik taşımamıştır. Clke'de ne kadar siyasal akım varsa. ne kadar kurum ve kuruluş varsa, TKT'vi kendi etkisi altına almanm ötesinde, bu kuruma bir il£i göstermemiştir. Oysa ki, ülkenin jeopolitik durumu, uluslararası hayatta stratejik önemi, sözde herkesçe biliniyordu. Bo'yle bir ülkeyi çevresindeki ülkelerin, yoğun bir rad yo ve televizyon yayınlarıvla etkileri altına sürüklemeye çalışacaklarını, her nedense kimse düşünmemiş, çarelerini ve tedbirleruıi dile getirmemiştir. Cevresinde bulunan ülkelerin yoğun radyo ve televizyon yayınlarının etkisinden ülkenin kurtuluşunun tek yolu ise, TKT yayınlannı en ücra köylerimizde. sınır şehirlerimizde rahatça dinlenme olanağina kavuştarma ile sağlanabilir. Ülkemiz için, devletimiz için bu kadar hayatî bir sorun yıllarca umursanmamıştır. Knrumun bu önemli görevi yerine getirecek, teknik ve mali ısüce sahip olup olmadığı. yatırımlarmın ne dununda olduğu konusunda. ciddi bir ilgi çösterilmemiştir. TRTnun asıl çörevinin ne olduğunu ve ülkemizın çevresinde bulunan ülkelerin yoğun radyo ve televizyon vayınlarımn etkisi dışında tutulmasımn hayati önemini ön plâna alan yeni idare dinamik bir yatırım çalışması içine girmiştir. TRT yayınlannın sınır şehirlerinde. köylerde. rahat dinlenmesi için. hiç değilse büyük birkaç şehrimizde kısa süre içinde TV yayınlarının başlaması için, vılların savsaklamasını kapatma yolunda gayret etmektedir. Hemen belirtelim kî ülkemiz. Hindistan ile birlikte. radyo ve televizvon vayınlan konusunda en geri kalmış ülke durumunriadır. tkinci Dünya Savaşına kadar bes ülke sürekli yayın yapabiliyordu. Amerika. tngiltere. Fransa, Almanya ve Rusya idi, bu ülkeler. Savaş sonrası sekiz yıl içinde bu sayı 66'ya yiikseldi. Bugün 125 ülke sürekli vayın yapıyor. Her ülkenin konuya verdiği önemi bu sayı anlatmaya veter sanınz. Biz bu konuda ciddi olarak 1960'dan sonra uyandık. 1961'de ilk kcz milletlerarası frekans piânlamasının yapıldığı toplantıya katıldık ve ülkemize ayrılan frekanslar bu toplantıda belli oldu. Birinci beş yıllık plânda zaten televizyon için bir çalışma yapılmatlı. Ikinci plân döneminde televizyon için vatırım öngörülriü. Ama 1968'den bu yana yatırım için yıllık programlara tek kuTUŞ konmadı. Ancak. Batı Almanya'nın yardımlanndan sağlanan araç ve çcreçlerle Ankara'da televizyon yayınları başlatılabildi. Bu araç ve gereçlerin basına gelenleri, Gümrüklerde karşılaşılaıı güçlükleri. yeni TRT Genel Müdürü geçenlerde kamu oyıına açıkladı. Şimdi. yeni Genel Müdür, ülkenin, çevresindeki ülkeler tarafından voğun bir radyo ve televizyon vayınlarıyla etki altına alınmak isteğini hayatî bir sorun olarak, birinci plâna çıkarınış görünüyor. 1913 vılına kadar ülkenin her verinde ıkı program dinleme olanağınm sağlanması için yoğun bir çalışma programı yürürlüğe konmıış. TV vayınlarımn bu tarihte belli başlı şehirlere götürülmesi de ayni programın içinde Bövlece 1Mart öncesi nin teori ve slogan kavgalarının dışında ülke ciddi bir sorununu çözme yoluna girmiş bulunuyor. « İKTİSADİ DURGUNLUK VE TARIM KESIMI YAZAN I I 21 Ağustosta Ankara'da hükümet Uyelenyle özel sektör terrısücileri arasında yapılan ve genellikle özel sektörün geniş kap samlı dilek ve şıkâyetlerine yer verilen toplantıdan sonra hükümet • özel sektör ilişkilerinde hissedilir bir yakmlaşma meydana gelmiş idi. Gerçekten de o güne kadar bu ilişkiler çeşitli nedenlerle, berraklıktan yoksun göriinüyordu. İki taraf da birbirine sokulma v. derdini söylemek fırsatı bulamamış, kar?1hkİJ tereddütler sürüp gitmiş, biraz da 12 Mart sonrası siyasal ortamm gelismeleTini i?lemek amacı ile bu ilişkiler bir durgunluk devresine eirtniş idi. 21 Ağustos toplantısından sonra gerek bu toplantıda her iki tarafın ortaya koydugu karsıhku Cörüşler, gerekse toplantı sonrası verilen derneçler hükümet • özel sektör ilişkilerinde yeni bir dönemin başladjgı, durgımlu gun yerini bir açıklığa kavuşturduğu izlenlmini vermiştir. Buna göre sistemin es?.sı o'.an karma ekonomi sağlığa kavuşuyor, tereddütler yerini umuda terkediyor. Hükümetin teşvikçi eli özel sektöre uzanıyor özetle bu sorunun tatlı bir sona ulaşmış bulunduğıı görüşü bu çevrelerde hâkim oluyordu. : Oysa aradan bir av geçmeden özel sektörün. yenlden yükselen sesı. dıırumun hiq de EÖründügü gibi olmadıgı gerçeğini ortaya ko\uvordu. Ne olrntışsa olmuş. geçen süre içinde özel sektör. gidişe yeni bir teşhis koyma zorunlulugunu hissetmişti. Eylülür ilk haftasında tstanbul'da iki gun süren >Tİksek seviyedeki özel sektör toplantısi sonunda. Odalar Birliği Başkanı saym Raif Onger'in diiinden özel sektör son teşhisini ve kararlannı kamuoyuna açıklıyordu. Özel se'.ttörün bu görüşleri nelerdir? Basında yer alan demecin kapsadığı belli baslı temel noktalar şunlardır: Genel bir ifade ile. özel sektöre göre. hükümetçe ahnan ekonomik kararlar karma ekonomi İçinde dengesizlik varatmıştır. Hükümetler özel teşebbüsü karşjlarma degil yanlarına almalıdırlar. Yabancı sermayenin ^ z d e 51'inin Tiirklere ait olmüsı esa=ı kaldınlmalıdır tktisadi devlet tesekkülleri halka açık anonim şirketler durumuna getirilmplidir. Odalar Birliğinden alınan kota tahsis ve tevzi işîeri tekrar Odalar Birligine verilmelidir. Özel sektörün bu »önişlerde ne derecede haklı va da haksiî olduğu ayn bir konudur. Fakat. bugünkü hükümet anlayısı içinde bu isteklerin bir uygulama alanı bulup bulamıyacağı lconusu İse tartısılabilir. Bilindıği gibi Erim Hükümeti programı 2 Nisan •tarihinde Milîet Meclisinde ve Cumhuriyet Senatosunda okunmuş re bünun ardından da Mecliste büyük bir çogunlukla tasvibe ugmmış. Erim Hükümeti bu orogramı ile eiiven oyu almıstır. Örneğin bu pro?ramm yabancı sermaye üe ilEili bölümünde va bancı sermayenin tesvik ve destek görmesı için ne gibi nitelilc leri bulunması gerektiği şu şekilde öelirtilroiştir: • Başka yollarla sağlanamayan üstün teknoloji niteliğini taşıması. • Yurt içinde finanse edilemiyen çok büyük tesisler, • Kurulacak kapasitenin Ortak Pazarla rekabet edecek seviyede bulunması ve ihr3cata dönük olrnası, • Çoğunluk paylannın Türklere ait olması. İktisadî devlet teşekküllerinin durumuna gelince. bu konuda da hükümet programında yer alan temel görüş şu şekilde ifade edilmektedir : «Kamu iktisadi teşebbüslerinin kârlılık ve Terimlilik flke lerine ve modern isletmecilik kurallarına uygnn olarak çalıs nıaları esastır. Bu kurtılusların siyasî baskıdan uzak fakat etkin bir ekonomik ve malî denetim altında çalışmaları şartlarv nın hazırlanması öneralidir. tktisadi devlet teşebhüslerinin ve ortaklannın reorganizasyonn hakkındaki çalışmalar kısa zamanda değerlendirilecek ve varılan kararlar uygulamaya kolacaktır.» Hükümet programında gerek yabancı sermaye. gerekse lktisadi devlet tesekkülleri ile Ugili ver alan ve buraya aktarılan temel görüşler ile özel sektörün aynı konularda son defa belirtilen Körlislerin! baSdastırmanm güçlligü ortadadır Denile bilir ki. hükümet ile özel sektörün iktisadi devlet teşekküUen bakımından ortak pörüşe sahip bulundukları tek nokta. bunların kârlılık ve verimlilik esasma göre çalışamadıkları noktasıdır. Ama ıslâhat tedbirleri konusunda görüşler (arklıdır Bu bakımdan hükümet prograroında ver alan esaslar açısından Jm kiiruluslann halka açık anonim sirketler durumune. jgetiril mesi ofanagı. buTunmasa gerek. Hattâ, büinen kadan^ye^hükii naet, bu konuda yeniden düzehleme çalışro'aîannı iüi H*yİıvflerletmiş, kurulan bir komisyon. hazırladığı raporu hüktimete vermiş bulunmaktadır. Bu raporda da. özel sektör görilsü paralelinde bir tedbire rastlanmamaktadır. Genel olarak birbirine wt gibi görünen bu temel anlayış farklan içinde. giderek hükümet • özel sektör ilişkilerinin ileride de ne biçim alacagi cidden merak edilecek bir konudur Hükümetlerin, kendi görüş ve fikirlerinin bir icra plânı anlamında bulunan programlannı bir kenara itecekleri hatıra eetlrilemlyecegine eöre. özel sektörle vukanda örnekterini verdi gimiz bazı konular dahil daha başka teme) meselelerde bir ortak anlayışa pirmesinin volu. hükümetler rerlerinde kaldık ça, hemen hemen yok gibi görünmektedir. I I I ı CUMHURİYET Prof. Dr. Zeyyat HATİBOGLU Bu tablo, Türkiye'nin ekonomik bünyesinde son yıllarda ortaya çıkan çok önemli bir değişikügi gösteriyor. Şöyle ki. tanmın milü gelirdeki payı 1948 yıiında Or53 iken 1970 yılınris yani 22 yıllık bir tfevrede */b3re inmiştir. Hiç şüphesiz bu son derecede sağlıkh bir geüşmedir. Geliçen bütün ülkelerde tanmın millî gelirdeki payı ge. lişme süresinde azalmıştır. Bır bakıma ıktisadi gelişme bu suretie meydana gelmiştir. Tablo Il'de bunu görmek mümkün. dür. tabioların tetkıkinden anlaşılı. yor ki, Türkiye'de tanmın payının azalması iktisaden geiifmış ülkelerin gelişme sürecine uygundur. Yalnız üzerinde durulma«ı gereken hir nokta var. dır. Acaba tanmın milli gelirdeki payının azalması çok süratil olmuyor mıı? Bu süratü eelişme milli ekonomimiz için bazı problemler Ortaya çıkartmaz mı? N'itekim Tablo Il'de görüldüğü gibı. meselâ Frar.sada tanmın payı milli gelirin 0 r50 oranından °'o35 oranına 80 yılda, Almanva'nınki o,o32'den azalma, içine girdiğimiz lktisa. di durgunluğun sebeplerinden biri olabilir mi? Mesele çok daha ınceliğiyle tetkik edilmelidir. Bir kere 6 ileri memleket için yapılan ortalamanın bir anlam ifade edip etmedigi sorulabilir. Daha önemlisi, tanmdaki bu süratli gerilemenin hangi sebeple ve hangi oranda iktisadî duraklamaya sebep otabilecek nitelikte bulunrfuğunun evvelâ teorik olarak ve daha sonra tatbikî o'.arak tetkik edilmesidir. VEFAT Merhum Doktor Süleyman thsan Duydal tle Zchra Duydal'ın kızı, Sevim Duydal'ın ablası. merhum Hüfeyin Sami Çoşar ile Neyyire Sami Çoşar'ın gelini, Ömer Sami Çoşar'ın eşi, Gülsün ve Hami Sami Çoşar'ın anneleri SARA SAMİ COŞAR Snceki gün an! olarak vefat etmiştir. Cenazesi 13 Eylül Pazartesl günü Şiçli Camiinds kıhnacak öğle namazından »onra Zincirlikuyu Kabristanın» defnedilecektir. AtLESt (Cumhuriyet 7596) Sonuç B TABLO : II Mnhtelif ülkelerde tanmın millî gelir içindek payının ' ı olarak yıllar ve tarım payı Yıl tlkeler Tanmın payı ¥ 11 Tanmın payı 50 35 Fransa 1925 35 1908 10 32 18 Almanya 1860 R9 1905 14 45 25 Italya " 1896 00 1951 55 20 9 A.B.D. 1869 79 193948 26 63 Rusya 1878 82 1923 2? 22 49 Japonya 1928 00 1958 00 Kaynak: S. Kuznets . Modern Economic Grouth III No.'lu tabloda bir toplama yapıîmış ve gelirleri değişik seviyede bulunan ülkelerde tanmın payı gösterilmiştir. %18'e 50 yılda, Italya'mnkı i/i471 den •/o25'e 55 yılda, A.B.D.'ninki %20'den od9'a 70 yılda, Japonya'nınki '063'ten 0b26'ya 45 yıl unda meselenin derlnliğine inilmiyecektir. Fakat içgüdüyle denebillr ki, tanmın milli gelir içindeki payının bu hızla azalması son zamanlard3 göriilen iktisadî durgunluk üze. rinde etkili olmaktadır. Nitekim, tarım haricindeki kesirolerin üretiminde tarıma kıj'asla çok cfaha yüksek oranda gerçekleşen gelişme netieesinde, tanro dışındaki bu sektörlerin Cretiro lerini satmak üzere alıcı bulmasında zorluklar ortaya çıkarabilecek niteliktedir. tki şartla tarım dışı kesimlerin kendi içlerindeki gelişme iktisadî problem yaratmıyabillrdi: # Söz konusu kesimlerin gelişmelerinde mevdana gelen artışın ürünlerl büvük ölçüde d'.s ülkelere satılsaydı, vani ihraç ecfilseydi tarımm aynı oranda îtelişmesine lüzum yoktu. • Tarım dışındaki kesimler, kendi içierine kapah bulunsalardı, yani üretimlerinin bir kısmım satmayıp veya üretimleri ve kesim halkının tüketimleri için lüzumlu maddeleri tarımrlan almasalardı. tarımla. tarım dışı kesimler arasındaki oran«ıı büyümeler iktisadî hayat üzerinde etkilî olmazdı. Türkiye'de her iki şart da mevcut rfegildir. Etüd edil»n son 22 yiI!ık devre tçinde tanm ciısı kesimler hiç ihracat yapamamıstır. DiSer taraftan Türkive halkının *'o7O civarında'<i bir kısmı tanm ke^imindedtr. Gerek alıcı olarak, gerek tüketim için JCzumlu maddeler olarak (üretimde kullamlan maddeler ve halkın lhtiyaç maddeleri') tarım dışı kesimler tanm kesimine «ıkı olarak baSlanmıştir. Neticede tarım <fısı kesimler hjzla celi^irken tanm bunlan çok arkadan izlediğl cihet İLÂN Diyarbakır Belediyesi Başkanlığindar 1 Belediye ve Belediyemlze bajjlı E. S O. tsletmesinln 1 Bklm 1971 tarihinden 28'2/1973 tarihine kadar 17 aylık akaryakıt ihtiyacı 2490 Sayılı kanun hükümleri eereSince kaoalı zart eksiltme usulü ile satın alınacaktır. 2 Eksiltme lhalesl l/Htim/1971 Cums aünü saat 15.3ıyda bela. diyemiz encümeninde vapılacaktır. 3 îsin muharnmen bedeli 1.173.552.00 TL.'sı olup ge«lel teminatı 48.910.00 liradır. thaleyi müteakio muvakkat teminat kat'1 teminats tbliğ olacaktır. 4 Sartnames! her gun mesal saatlerl dahilinde belediveml* En. eüroen kalemitıde görülebilir. 5 Talipler teklif mektuplannı en gec thale «satinden blr ssai ewel usulüne uygun belediyemiz encümenine verilmelerl jarttır. Po». tada vâki gecikmeler nazara ahnamat. Gazete ve bilumun» lhale masraflan müteahhide aittlr. (Basın 20608) 7584 S KARADENIZ BAKIR İŞLETMELERİ A.Ş. UMUM MÜDÜRLÜĞÜNDEN BtR PRATlStEN DOKTOR, BtR ELEKTRtK MÜHENDİSİ VE 25 ADET CSTA ALINACAKT1R. Şirketimızin Mursul Hopa Müdürlüğünde çalıştırılmak üzere Sanat Okulu mezunu motor ustalan, tornacılar. tesviyeciler. kaynakçılar ve elektrikçiler alınacaktır. Askerlik görevini yapmış bulunan isteklilerin 23 Eylül 1971 tarihine kadar Ziya Gökalp Caddesi No: 17 Personel Şefli|ine müracaatları rica olunur. on aylarda ekonomimizde önemli bir iktisadi durgun!uğun mevcucfivetini kim«e inkâr etmiyor. Bunun sebeplerine dair birçok fikirler ileri sürülmüştür. Çoğu doğru bulunao bu sebeplere ilâve olarak millî ekonomimizde son yıllarda meydana gelen bünyesel blr değişikilîin bunun üzerinde etkili bulunduğunu söylemek için sebepler var. Tanmın ekonomimizdeki yerl küçülüyor. Tablo I' de Türkiye'de millî gelirin kazanılma yerlerine dair bazı rakamlar gözükmektedir. DiSer bir tabirle, üretim kesimlerinin millî gelir içindeki oranı gözüküyor. • TABtO : III Adam başına göre ekonomik yapı (1958) Adam basına gelir ve ülke grupları ' • ' S 575 + Ş 200 300 5 Ülke sayısı " 16 Tarım ve ilgili endüstriler 17,4 20,5 S a n a y i ..' : 47,7 34,0 H 1z m e t 1er ' 34,9 45,5 Kaynak: Aynı eser. le, tanm dışı kestmlerin bir du. raklama ile karşılaşması mukad derdir. Şu sonuçlan görelim : (T) Tanm dışı kesimler üre. timlerinin rittikçe daha az bir oranını tanm kesimine satmak zornnda kalıyor. Ba hâdise kısa sürede üretimin teşekkül ettii) mallarda (üretimin kompoıisyonnnda) de^isiktik vapılmasını jrerektiriyor. Bo zarnret tanmın nispi olarak daha az talep etti£i mallann nispî fiyatlann. da bir azalma ortaya cıkaracak niteliktedir. Söz konnirn aralma iktisadi verimin azalması ve ik. tisadî dnrgunlnk yaratabilecek niteliktedir. © Türkiye'de bazı temel tarım ürünlerinln fiyatlan (hubuhat) devlet tarafından nispeten düsük seviyelerda tesbit edilmiştir. Bu mallara olan tal». bin artmagı netieesinde tanra kes!mi fivstı arttıramsrfıSi cihetle, flretim talebi karşıhyamamakta ve tanm ülkesi olan $190 12 46,0 21,5 32,6 Tarım payı î ARIMIN PATININ AZALMASIMN ORTAYA ÇIKAR DIĞ1 PROBLEMLER : Bu oranı 1965 37.2 23.4 39.4 f jt f t iStüdyo 7 : 22U1/7504) TABLO : Üretim faaliyetlerinin millî gelir içindekî Yıllar 1960 1948 1955 Tanm 43.4 53.2 41.9 Sanayi 22.0 137 20.0 Hizmetler 33.1 34.6 38 9 'Dış alım geliri dahllı 1970 31.0 26.6 42.4 da, Rusya'nmki "!o49'dan Oo22'ye 30 yılda inmiştir. Bir ortalama yapılacak olursa 10 yı) İçinde 6 ülke için milli gelirde tanmın payının yaklaşık olarak 0a8 oranında azaldığı görülür. Halbuki Türkiye'de tanmın payı 10 yılda V»30 civarında azalmıştır. Dtğer ülkelerle kıyaslanacak olursa, bu oran onlannkinden 3 mislinden daha fszladır. Yani diİer ülkelere oranla tanmın milli geiirdeki payı 3 4 mtsli biı hızla azalmaktadır. Acaba bu Türklye bazı tlral maüan lth»l etmek zOrunda kalmaktadır. (3) Fiyatlan devlet tarafından tesbit edilmemis balunan ban tanm ürünlerinin fivstlan. cerek bazı tanm ürünlerinin ft. yatiarının diisük tntnlmasi c e . rek tarım dtsı kesimlerin nîspt olarak daha hırlı gelismeüi M . behivle çok fazla viikselebiimekte, bnnan neticesinde, tanm dısı kesimin gerek nretimde hnl lanmak, gerek tüketmek İçin satın aldıfı mallara vök«ek flvatlar ndcmektrdir Rn mallann fivatlarının viîknelmis olması tarım dısı kesimin kendi sat.s fivatlsrında ve veriminde düsiikliik mevdana tetirereh iktU sadi dnreunlnia sebep olabil. mektedir. YARIN: iktisadî durgunluğu azaltabilecek etkenler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear